Katalog

HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET 522 OCAK 2019 SALI AKP’nin, adaylarını MİT ve Emniyet’e soruşturmasına hukukçulardan tepki var: İstihbarat devleti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ordu’da önceki gün yaptığı, “Partimizin genel merkezinde şu ana kadar önümüze konulan bütün adaylarda GBT denilen güvenlik soruşturmalarını gerek Milli İstih barat, gerek Emniyet İstihbarat, tepeden tırnağa hepsini inceledik” şeklindeki açıklaması tartışAlican ma yarattı. Eski MİT uludağ Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, daha önce MİT’in siyasi bir partinin adaylarını incelemesi gibi uygulaması olmadığını kaydederek, böyle bir araştırmanın hukuken mümkün olamayacağını vurguladı. Hukukçu İlhan Cihaner, bir partinin adaylarının MİT tarafından güvenlik soruşturmasına tabi tutulmasının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek “Bu açıkça suçtur, fişlemedir” dedi. Erdoğan’ın açıklamasını Cumhuriyet’e değerlendiren eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, anayasanın eşitlik maddesine dikkat çekerek, böyle bir hakkın muhalefet partilerine verilmemesi nedeniyle hukuken iktidara da verilemeyeceğini söyledi. Yargı kararı olmadan böyle bir araştırmanın mümkün olamayacağını belirten Öneş, MİT’in yasasında Cumhurbaşkanı’nın terörle mücadele konusunda teşkilata görev verebileceği maddesinin, söz konusu durum için uygulanamayacağını kaydetti. Öneş, “Bu uygulama, bu maddeye sığdırılamaz” dedi. Öneş, daha önce iktidar partisi tarafından adayların MİT tarafından güvenlik soruşturmasına tabi tutulduğunu hatırlamadığını kaydetti. ‘Hukuksuzluk dönemi’ Hukukçu Turgut Kazan, uygulamanın hukuka uygun olup olmadığı sorusuna, “Artık somut olayda hukuki dayanak arama dönemi bitti. Hukukun yok sayıldığı bir ülkede Cumhurbaşkanı’nın yaptıklarını anlatmak için hukuka uygunluğuna bakmaya gerek yok. Bırakın yasayı, artık anayasayı tanımıyorlar. Kemal Gözler’in dediği gibi Türkiye anayasızlaştırılmış bir süreci yaşıyor” dedi. 31 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP’nin adaylarıyla ilgili MİT ve Emniyet İstihbarat’ın soruşturma yaptığını söylemesi tartışma yarattı. Hukukçular bunun suç olduğunu söyledi İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Mart yerel seçimlerinde bu sürecin aşılıp aşılmayacağının belli olacağını ifade eden Kazan, “Artık hukuka aykırılıkları açıklamaktan da çekinmiyorlar. Hiçbir yapılan hukuka uymuyor. Hepsi anayasaya da yasaya da hukuka da aykırı” değerlendirmesini yaptı. Erdoğan’ın açıklamasında adı geçen tüm kurumları ilgilendiren bir suç söz konusu olduğunu ifade eden Cihaner, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun MİT’in hangi işleri yapacağını tanımladığına dikkat çekti. Bu görev ve yetkilerin içerisinde yerel yönetimlerde ya da seçimlerde Cumhurbaşkanı’na veya iktidara İstihbarat sağlanacağına ilişkin hüküm olmadığını vurgulayan Cihaner, şu değer lendirmede bulundu: ‘Yasa çok açık’ “Anayasaya göre hiçbir kamu otoritesi, kaynağını anayasadan almadığı hiçbir yetkiyi kullanamaz. MİT Yasası, MİT’e sayılan görevleri dışında görev verilemeyeceğini söylüyor. Yasa çok açık. 2010 anayasa değişikliği referandumunda kişisel verilerin korunmasıyla ilgili çok büyük reklamlarla değişiklik yapıldı. Referandum sırasında kişisel verilerin kullanılamayacağının ve fişlenemeyeceğinin propagandasını yaptılar. Anayasanın 20. maddesine kişisel verilerin korunmasına ilişkin madde konuldu. Ancak Erdoğan’ın açıkladığı durumla bunların tamamı ihlal edilmiş oldu. Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Ka nun, yasada açıkça belirtilen koşullarda kişilerin verilerinin toplanacağını, aksi halde suç olacağını kaydediyor.” Yerel seçimlerde aday olma koşullarının Milletvekili Seçim Kanunu’nda açık şekilde tanımlandığını ifade eden Cihaner, “Siz bu yasa dışında bir kısıt öngörüyorsunuz. Bu aynı zamanda fişleme yerine geçer. Hem bunu talep edenler hem bunun gereğini yapanlar açısından bu durum suç oluşturuyor. Anayasada açıkça tanımlanmış hükümlere uymayan bir hukuki ortamda bunun en üst düzeyde sorun haline getirilmesi gerekiyor. Muhalefet partileri, bunu seçim sonucunu belirleyecek bir sapma olarak görmeliler. Bu kadar açık kanun hükümlerini ihlal edenlerin kamu olanaklarını kendi lehlerine kullanmaları kaçınılmazdır” görüşünü kaydetti. Ülkelerin böyle böyle faşizme gittiğini vurgulayan İlhan Cihaner, “AKP’nin bir dönem çok sıkça kullandığı İstihbarat devleti dediği şey tam da bu. Siz sahiden belediye başkan adaylarıyla ilgili sorun görüyorsanız, Meclis’e yasa teklifi getirirsiniz. Milletvekili Seçim Yasası’ndaki koşulları değiştirirsiniz. Güvenlik sorgulamasının partiler tarafından yapılacağını söylersiniz. En azından görünürde bir hukuka uygunluk olur. Şimdi ne kanuna ne anayasaya uygun bir durum var. Açıkça suç olan bir eylemdir” dedi. Cihaner, aslında AKP’den aday adayı olmuş her yurttaşın bu hukuk dışı, kanun dışı fişlemeye karşı adaylıktan çekilmesi gerektiğini belirterek “Bir kişinin aday olup olmayacağına bir polis veya MİT mensubu karar veremez. Başta aday olanların kıyameti koparmaları gerekir” dedi. Darbe dönemlerinde ülkenin fişlemelerin acı tecrübelerini yaşadığına dikkat çeken Cihaner, “Dolayısıyla bu darbe hukukunun yeniden dönüşüdür. Kanunda yazılı olduğu halde MİT’in devletin İstihbarat teşkilatı olması gerekir, parti devletinin değil. Türkiye’nin artık bir İstihbarat devletine dönüştüğünü de gördük. Darbe hukukunu iyice yerleştirdiklerini gösteriyor” ifadelerini kullandı. l ANKARA İBB’ye aday gösterilen Yıldırım’ın Meclis Başkanlığı’nı bırakacağı konuşuluyor AKP’de ‘istifa’ beklentisi TBMM Başkanı Yıldırım’ın ‘görevi bırakmadan son işim belki de ALS komisyonu olacak’ sözleri istifa edeceği yönündeki beklentiyi güçlendirdi EMİNE KAPLAN “İstifaya gerek yok” diyen AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın, ALS hastalarıyla ilgili olarak “görevi bırakmadan son işim belki de komisyon kurulması olacak” sözleri, AKP içinde bir süredir oluşan istifa edeceği yönündeki beklentiyi güçlendirdi. Yıldırım’ın, adayların YSK’ye bildirileceği 19 Şubat ya da adayların resmen ilan edileceği 3 Mart tarihinde TBMM Başkanlığı’ndan ayrılabileceği dile getiriliyor. İstifası durumunda yeni Meclis Başkanı seçiminin ne zaman yapılacağı konusunda ise farklı görüşler var. Israrcı olmuştu Muhalefet partilerinin istifa etmesini sık sık gündeme getirmesine karşın her seferinde hukuken bir sıkıntı olmadığı, konunun siyaseten tartışıldığını belirterek, TBMM Başkanlığı’na devam etme konusunda ısrarını sürdüren Yıldırım, “Seçim bir siyasi faaliyet değildir” diyerek tartışmalara neden olmuştu. Yıldırım’ın önceki gün bir programında ALS hastalarıyla ilgili olarak Meclis’te araştırma komisyonu kurulacağını belirte Yıldırım Marmaray’a bindi TBMM Başkanı ve AKP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım, dün Marmaray’ı kullanarak Yenikapı’dan Üsküdar’a yolculuk yaptı. Yenikapı durağından İstanbulkart ile turnikelerden geçerek Marmaray’a binen Yıldırım, Üsküdar’a kadar yurttaşlarla sohbet etti. l İSTANBUL/Cumhuriyet rek, “Ankara’ya dönüşümde ilk işim bu olacak. Belki de bu görevi bırakmadan yapacağım son iş de bu olacak” demesi istifa etmeme yönündeki kararını yeniden değerlendirdiği biçiminde yorumlandı. Bu açıklamanın ardından Yıldırım’ın TBMM Başkanlığı’ndan istifa edeceği beklentisi güçlendi. Parti kulislerinde Yıldırım’ın belediye başkan adaylarının il ve ilçe seçim kurullarına verilme tarihi olan 19 Şubat ya da YSK’nin adayları ilan edeceği 3 Mart tarihinde istifa edebileceği dile getirildiği gibi bu nun daha erken bir tarihte olabileceğini bekleyenler de bulunuyor. Yıldırım’ın istifası durumunda yeniden seçim yapılıp yapılmayacağı konusunda 3 seçenek üzerinde değerlendirme yapılıyor. Bir görüşe göre, yeni bir seçimle Meclis’i meşgul etmek yerine Yıldırım istifa etse bile yeni TBMM Başkanı’nın seçimi yerel seçim sonrasına bırakılabilir. Bu sürede TBMM İçtüzüğü gereği en yaşlı başkanvekili sıfatıyla MHP’li TBMM Başkanvekili Celal Adan, TBMM Başkanlığı’na vekâlet eder. İkin ci görüş ise makamın boşluk kaldırmayacağı ve seçimin hemen yapılması gerektiği yönünde. Buna göre, Yıldırım TBMM tatile girdikten sonra istifa etse bile Meclis olağanüstü toplanır ve yeni Meclis Başkanı’nı seçer. Üçüncü seçenek olarak da Yıldırım’ın Meclis’in tatile girmeden istifa etmesi ve olağanüstü toplantıya gerek kalmadan yeni Meclis Başkanı’nın seçilebileceği dile getiriliyor. Kulislerde, TBMM’nin açılacağı 5 Şubat tarihinden sonra bu sürecin başlayabileceği de konuşuluyor. l ANKARA ‘Adaylar incelendi’ bunlar görülemedi! Erdoğan’ın tüm adaylara MİT ve Emniyet İstihbarat incelemesi yapıldığını söylemesine rağmen bazı adayların FETÖ bağlantıları dikkat çekiyor Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aday belirleme sürecinde bütün adayların MİT ve Emniyet İstihbarat tarafından incelendiğini söylemesine karşı Çorum, Yalova ve Zonguldak adaylarının FETÖ ile bağlantısını görmemesi dikkat çekti. Erdoğan’ın sözlerine karşılık Çorum Urludağ’da mevcut belediye başkanı ve aynı zamanda yeni dönemde de aday gösterilen Remzi Torun hakkında soruşturma yürütülüyor. Çorum İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 10 Ocak tarihinde verilen yanıtta, “Başvuru sahibinin müracatı ile ilgili müdürlüğümüz ve yapılan inceleme neticesinde başvuruda ismi bulunan Remzi Torun isimli şahıs hakkında Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/7643 sayılı soruşturmasıyla FETÖ/ PDY kapsamında işlem kaydı bulunmakta olup belirtilen başvuru ilgili soruşturma dosyasına eklenmek ve aynı dosya kapsamında değerlendirmek üzere Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir” deniliyor. AKP’nin Yalova Belediye Başkan adayı olarak gösterdiği İl Başkanı Yusuf Ziya Öztabak’ın da FETÖ’den aranan ve halen kaçak olan bazı isimlerle fotoğrafı ortaya çıkmıştı. Öztabak, AKP’li Subaşı Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’ın FETÖ sanığı olduğu davada yargılanması devam ederken Erdoğan’ın elinden ödül almasını sağlamış ve CHP bu olayı TBMM’ye de taşımıştı. ‘FETÖ’ye sponsor’ 2009 yılında Zonguldak Kozlu’dan belediye başkanı seçilen ve 31 Mart seçimlerinde AKP’den aday gösterilen Ali Bektaş’ın da FETÖ ile ilişkisi olduğu ileri sürüldü. Halkınsesi.com.tr internet sitesinde yer alan haberde Bektaş hakkında FETÖ’ye verdiği binlerce liralık maddi desteğin istihbarat kayıtlarında, Terörle Mücadele Şubesi ve mahkeme tutanaklarında yer aldığı belirtiliyor. İYİ Parti Sancaktepe İlçe Başkanı İbrahim Özkan da 2018 Temmuz ayında Sancaktepe Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasında Sancaktepe Belediye Başkanı ve bu dönem AKP’nin Ataşehiradayı olan İsmail Erdem hakkında çarpıcı iddialarda bulunmuştu. Özkan yaptığı açıklamada İsmail Erdem’in iki oğlunun FETÖ okullarında yetiştiğini, Sancaktepe’de FETÖ’den tutuklanan iki kaymakamın da kendilerini örgüt ile tanıştıran kişinin Erdem olduğunu söylediğini belirtmişti. l İSTANBUL/ Cumhuriyet AKINCI DAVASINDA MÜTALaA: 20 sanığa 79’ar kez ağırlaştırılmış müebbet istemi FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü’ndeki eylemlere ilişkin 475 sanıklı davada Ankara Cumhuriyet savcısı Adem Gümüş, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, darbe girişimini Akıncı Üssü’nde yönettikleri belirtilen sivil imamlar Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Hakan Çiçek ve Harun Biniş ile aralarında TBMM, TÜRKSAT ve Polis Özel Harekât Dairesi Başkanlığı’nı bombalayan eski pilotların da bulunduğu 16 sanık askerin 79’ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları istendi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi içerisinde görülen Akıncı Üssü davasında önemli bir aşamaya geçildi. Savcının mütalaasında, sivil imamlar Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Hakan Çiçek ve Harun Biniş’in anayasayı ihlal suçuna konu dava konusu darbe teşebbüsü eylemlerini organize edip emir ve talimatla yönettiği ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticisi olduğu belirtilerek, bu 4 isim hakkında 79 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi. Eski Hava Kuvvetle ri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün damadı Hakan Karakuş, generaller Kemal Mutlum, Bekir Ercan Van, Aydemir Taşı ile Veysel Kavak, Ali Durmuş, Recep Sami Özatak, Ahmet Tosun, Mehmet Fatih Çavur, Ali Karabulut, Metin Bilgici, Murat Bicil, Mustafa Mete Kaygusuz, Hüseyin Türk, Hasan Hüsnü Balıkçı, Mustafa Azimetli’nin 79’ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi. 4 sivil imam ile 16 sanık hakkında ayrıca 206 kez kasten öldürmeye teşebüs suçundan, 22 kez kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçundan dolayı ceza istendi. Haklarında yoklukta tutuklama ve yakalama kararı bulunan Fethullah Gülen ve Adil Öksüz’ün aralarında bulunduğu 6 sanığın dosyalarının ayrılması talep edilen mütalaada, 71 sanığın anayasayı ihlal ve FETÖ üyeliği dahil olmak üzere tüm suçlardan beraatları istendi. Mütalaada, 324 sanık hakkında ise FETÖ üyesi olarak anayasayı ihlal suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. l ANKARA/Cumhuriyet Ünal: Çürümüşlük nedeniyle kaçıyorum Erdoğan’ın eski danışmanı Aydın Ünal, Yeni Şafak’taki yazılarını eleştirel bir yazıyla bitirdi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzun süre da tığına, 1725 Aralık yargı darbesine direndiğine tarihin şahit nışmanlığını ve metin yazarlı olduğunu kaydeden Ünal, ya ğını yapan, 24 Haziran seçim zısında şu görüşleri dile getirdi: lerinden sonra TÜBİTAK Yöne “Lakin kaçışımız çürüme tim Kurulu üyeliğine atanan es den, seviyenin düşmesinden, ki AKP Milletvekili Aydın Ünal, tahammülsüzlükten kaçıştır. sert bir yazıyla Yeni Şafak’taki Kaçışımız düşmandan değil, yazarlık görevinden ayrıldı. ‘dost’ görünenden kaçıştır. Ka Ünal, Yeni Şafak’ta dün “mü çışımız korkudan değil, perva saadenizle” başlıklı son yazı sızlıktan; tehditten değil, aldır sında, “Kaçıyor muyum? Evet, mazlıktan, gözü dönmüşlük kaçıyorum” diyen Ünal, hırsız ten, hırstan kaçıştır. Kaçışımız, la, arsızla, haşeratla, asalakla, masumane kaygılarla dostça hainle, münafıkla, yetimin hak uyarılarımızı sınırsız iştihaları kını yiyen yüzsüzle, dönekle nın ve kifayetsiz ihtiraslarının kavgadan hiç kaçmadığını ve önünde mani olarak görenle kaçmayacağını belirtti. Herke rin iftiralarından, ithamlarından sin “mesaj alındı” diyerek bo kaçıştır. Kaçışımız Rahmeti yun eğdiği günlerde Erdoğan’ın Rahman’adır. Okur da bilir ki, yanında Gezi darbesine kar elin ve kalemin naçar kaldı şı dimdik durduğuna, hedef ya ğı zor zamanlarda dervişane pılmaktan çekinmeyip Fethul sükut eylemden evladır.” lah ve uşaklarına karşı savaş l ANKARA/Cumhuriyet C MY B