16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 22 OCAK 2019 SALI EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: EMİNE BİLGET HABER / YORUM Siyaset, ‘ortak değerleri’ yaratabilme becerisidir Bu tanımlama özünde “teknik”tir. Aynen otomobil örneğinde olduğu gibi: “kurallara uygun” kullanıldığı zaman sizi gideceğiniz yere götürür. Eğer kullanırken kuralların tamamen dışına çıkarsanız kullananı (ve toplumu) felakete götürür. “Ortak değerlere” götürme meselesi yine de karışıktır: “Ortak değerleri çağdaş uygarlık değerleri çatısı altında gördüğümüz zaman” becerinin hedefi netleşir: Aydınlanma ile başlayan ve günümüzde çağdaş ve uygar demokratik değerlere ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde yaratılan “ortak değerler”, gelişmişlik ile azgelişmişlik farkını ortaya çıkarır. Ancak burada da işler karışıktır: kimi ülkeler (ve devletler) bu çağdaş değerleri ulusal düzeyde ve içerde uygulamalarına karşın, “dışarıda, çifte standart yürütürler”! İçeride rekabetçi, ulusal çıkarları gözeten dengelenmiş demokratik bir düzen: buna karşılık dışarıda tekelci, emperyalist, baskıcı bir politika: İngiltere örneğinde olduğu gibi, uzun yıllar “Birleşik Krallık” olarak sadece içeride örnek olan ülke, kıta Avrupası’nın büyükleri olan Almanya ve Fransa karşısında, “ortak değerlerin öne çıkarılması için kurulan AB içinde bile”, ikinci plana düştüğü için Brexit kaosunun içine sürüklendi. Bunun adına da “Türkiye tuzağı” diyorlar, bizimkine çok benziyor, ama bizimki gönüllü olarak “kendi marifetimizle(!) becerdiğimiz bir tek yanlılıktır”. Atatürk’ün büyüklüğü Kurtuluşu başardıktan sonra kuruluşla birlikte, Atatürk siyasetinde, “ortak ulusal değerler doğrultusunda” uygulamalara koyuldu, devrimleri yaptı. Dil devriminden eğitim devrimine: kadınerkek eşitliğinden pozitif bilimlere: dış politikada ise komşularla ve büyük devletlerle, karşılıklı ortak çıkarları yaratmaya kadar dünyaya örnek oldu. Ortak değerleri “içerde ve dışarıda gerçekleştiren tek politikacı olma” başarısını gösterdi. “Yurtta barış, dünyada barış” bu dehanın üretimidir. Atatürk devrimleri özünde, “çağdaş uygarlığın” ortak değerlerini geliştirmeye yönelik uygulamalardır. Öğrenciye sınıfta örnek oldu: traktörün üzerine çıkarak çiftçiyi geliştirdi. Üniversitelere uygarlığın simgesi akademisyenleri Avrupa’dan getirtti. Karşı çıkanların ‘ortak değerleri’ Atatürk’e ve uygulamalarına karşı çıkanlar, ortak çağdaş değerlerin gelişmesine karşı olan statükocu, “dinci”, softa çevrelerdir. Çünkü onlar, cehaletten medet umarak topluluk içindeki otoritelerinin ve maddi çıkarlarının ellerinden gitmesine kızıyorlar. Toprak ağasından cehaleti savunan softaya: dinimizi istismar ederek kendi çıkarı ve otoritesi için kullanan din tacirlerine kadar, ortak çağdaş değerlerin gelişmesine karşıydılar. Onlar için “ortak değer” inanç istismarını esas alan toplumsal bir düzensizlikti. Sivil toplumsal örgütlenmelerden nefret ediyorlardı. Hukukun üstünlüğüne düşmandılar. Kadınları adeta bir köle gibi düşünüyorlar. Çağdaşlaşmaya “reklam arası” diyenler, cehaletten medet umanlardır. Sevr ile itildiğimiz çöküşü hazırlayan koşullardan Lozan sayesinde çıktık, Atatürk devrimleri ile bu bölgede sömürülen ülkeler için bir ışık yaktık. Bugün bakıyoruz, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nden rahatsız olan dış odaklar ve içimizdeki çağdışı çevreler, çağdaş değerler kapısını açan Türkiye’yi tekrar çağdışı noktalara götürmek istiyorlar. FETÖ olayı özünde, “emperyalizmin çağdışı siyasal İslamı kullanarak Türkiye’yi parçalama girişiminden başka bir şey değildir”. Ortak değerlerimizi, çağdaş uygarlık değerleri doğrultusunda yüceltmek, “politikacının önündeki tek seçenektir”. Gençliğinde Nâzım’ın şiirine vurulmamış veya çimenlerde özgürce yuvarlanmak zevkinden uzak durmuş, harmandalı oynamamış, horon tepmemiş ya da tango yapmamış kişi, politikada yetersiz kalmaya mahkumdur. Aynen Prof. Cosmos Megalommatis’in, “Çağdaş kültür, Mezapotamya’nın 25 kültür kaynağından oluşan bir sentezdir” ifadesinde olduğu gibi.(*) (*) Yolumun Kesiştiği Ünlüler, Kırmızı Kedi, syf; 5759, 2018 22 OCAK 2019 SAYI: 34075 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım [email protected] l Mali ve İdari İşler Müdürü: Hasan Talay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 06:47 Ankara 06:31 İzmir 06:52 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:16 13:20 15:51 07:58 13:05 15:39 08:17 13:28 16:05 Akşam 18:15 18:02 18:28 Yatsı 19:38 19:24 19:48 Ankaralı gazeteci Şinasi Nahit Berker’in ünlü “Gazeteci olunmaz, hın Cuma Selamlığı’nda Yeni Cami’ye Gelişi” ve Hüse gazeteci doğulur...” sözünden hareket yin Rıfat Çeteci’nin “Kavunlu le “gazeteci doğanları” anımsıyorduk... Natürmort’u”... Sonrasında “gazeteci doğmayanlara!” Çağdaş Türk ressamla başlamıştık. rı Fahrelnissa Zeid, Bed HHH ri Rahmi Eyüboğlu, Ali Av Erdoğan Demirören: Hürriyet, Milli ni Çelebi, Nurullah Berk, yet, Vatan, DHA, çeşitli dergiler, çeşit Neş’e Erdok, Mübin Orhon, li TV’ler... “Gazeteci doğmayan!” rahmet li Demirören’in çok az bilinen, en Basın Nereye Gidiyor? (11) Hakkı Anlı, Burhan Doğançay ve çeşitli nice güncel sanatçılar... önemli yanı “sanat yapıtları koleksi HHH yonculuğudur!” var. Resim ve eşsiz bir tombak koleksi Demirören’in Müzayedeci Turgay Artam aracılığı yonu var. Ender, müthiş bir koleksiyon... “Türkiye’nin en büyük ‘tombak koleksi ile Demirören ile tanışmış, çeşitli söyle Eserleri takip eden, kendi koleksiyo yonuna’ sahip olduğu” biliniyor. Gençler şilerimizden yararlanarak, koleksiyonun nundaki eksik parçaları tespit edip onla için anımsatalım... dan değişik bazı yapıtları işyerinde gör rın yerini doldurmaya çalışan bir koleksi Osmanlı’da, altın ve müştüm. yoncuydu. Daima en iyisini, daha iyisini gümüşün ender bulundu Artam’ın Demirören koleksiyonu hakkın görüp koleksiyonunu geliştirmeye çalış ğu dönemlerde, altının cı da basına açıklaması şöyleydi: tı, bu tutumuyla da Türkiye’nin va içinde sıvılaştırılarak “O kadar çok farklı alanda özel koleksiyonlarının en bakır gövdenin yüzeyinin koleksiyon, eser var ki ken önemlisini oluşturdu...” kaplanması ile bu sanat disinde... Erdoğan Bey mü HHH dalı oluşturuluyordu. ze açsa, Avrupa çapında bir Koleksiyonundan bazı ör Topkapı Sarayı’nda; zırh, müze olur. En büyük tombak koleksiyonu kendisinde me nekler: “Doğusalcı” ressam miğfer, kalkan, silah damgası gibi “tombaktan” ya Tombaklar sela... En büyük Tophane ko lar Edmund Berninger’in pılmış paslanmaz askeri leksiyonu keza öyle... Özel “İstanbul’u”, GermainFabi ve mutfak araç ve gereçleri görülebilir. likle hat koleksiyonu çok de us Brest’in “Manzara’sı”, Pri Kaybolmaya yüz tutmuş tombak ustalığı ğerli... Bunlar artık böyle parayla alınamayacak eserler...” Tophaneler er Bardin’in “Karaköy” adlı yapıtları... Saray ressamı Fausto na günümüzde; kemer tokası, kahve fincanı, tepsi, ibrik, hamam tası, sahan gibi Müzayedeci Rafi Portakal, Zonaro’nun “Boğaz’da Gemiler”, “Sa gereçlerle yer yer rastlanabilir. Demirören’in koleksiyonunu şöyle de hilde Gezinti”, “Galata Limanı” ve “İstan HHH ğerlendirdi: bul” tabloları... Artam’ın söylediği “Tophane koleksi “Sakıp Sabancı Müzesi Koleksiyonu Erken dönem Türk ressamla yonuna” gelince... 18. yüzyıl sonların dışında Erdoğan Demirören’de güzel ko rından Şehit Hasan Rıza’nın “Fa da başlayıp 19. yüzyılda doruğa çıkan leksiyonlar var. O, her şeyden topluyor. tih Sultan Mehmet’in İstanbul’a Gi “Tophane işi” de denilen fincan, hokka, Çok kıymetli hat ve ferman koleksiyonu rişi”, Naci Kalmukoğlu’nun “Padişa bardak, ibrik, çaydanlık ve tütün içme de kullanılan lüleler “dinlenmiş çamurdan” yapılırdı. El ile tornada üretilir, kendi renginde astarla sıvanarak, üzerleri kalem işi ile nakışlanıp mühürlenir, fırınlamadan sonra astarlanır, çuha ile ovularak parlatılır, altın varaklarla bezendikten sonra az ısıyla yine fırınlanarak yapılırlardı. HHH Vehbi Koç ailesi Ankara, İstanbul ve Antalya’da çeşitli tarih ve sanat müzeleri kurdular. Sabancı’ların eşsiz koleksiyonlarını görmeye İstanbul’daki müzelerini her yıl binlerce yerli yabancı kişi ziyaret ediyor. Portakal, Demirören’e “müze açıp açma yacağını” sormuş, şu izlenimi edinmiş: “O, bundan yana değil; biriktirme ve sahip olmayı seviyor! Ve şunu söylemeliyim ki Türk sanat dünyasında alıcı portresiyle çok canlı tutmaya çalışıyor. ‘Toku ağırlamak zordur!’ derler, ancak çok tok olmasına rağmen Erdoğan Demirören hâlâ alıcıdır!” Yine de eşi Tülin’e, oğulları Yıldırım ve Tayfun ile kızı Meltem’e “Demirören Müzesi’nin” açılması konusunda önemli sorumluluk düşüyor... HHH Anlaşılan rahmetli Erdoğan Demirören, sanat koleksiyonunun yanı sıra “medya koleksiyonu” da yapmak istiyormuş! Ancak dünyada “basın ve medyada” herhalde hiç koleksiyon olmamıştı! Ankara Barosu Cezaevi Komisyonu’ndan rapor Unsal’a kötü muamele Ankara Barosu Cezaevi Sorunları İzleme Komisyonu, tutuklu avu Hapishanesi’ne sevkinin yapıldığını anlattı. Sevk sırasında askerlerin, alyans, saat, kemer, ayak kat Aytaç Ünsal’ın duruşma kabı bağcığını yanında bulundu dan cezaevine götürülürken jandarmalar tarafından kötü muameleye uğradığını bil Alican uludağ ramayacağını ve bunları çıkarması gerektiğini söylediğini anlatan Ünsal, “Güvenlik dolayısıyla böy dirdi. Ankara Barosu Cezae le bir uygulamaya gidildiği ifade vi Sorunları İzleme Komisyonu üye edildi. Avukat olduğumu, kendime za si avukatlar Fatih Gökçe, Ayşegül Ça rar vermemin söz konusu olmadığı ğatay, Mürsel Balı Özmen, Ercan Sa nı, bu keyfi uygulamayı kabul etmedi dık İpekçi, DHKPC üyeliğinden yargı ğimi söyledim. Ancak cümlemi bitirir lanan ÇHD’li avukatlar davasında Bur bitirmez askerler bana saldırdı. Zor haniye T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tu la yere yatırdılar, alyansımı, saatimi tuklu bulunan avukat Aytaç Ünsal ile ve kemerimi de kopararak çıkardılar. görüşerek, bir rapor hazırladı. Rapora Askerler, bacaklarımdan zorla tutarak göre görüşmede, Aytaç Ünsal, tutuk ayakkabı bağcıklarımı çıkarttı. Tüm lu olarak yargılandığı davada duruş bu uygulama esnasında kötü muame ması için Silivri Hapishanesi’ne sevk leye tabi tutuldum” dedi. edildiğini, duruşma bittikten sonra Kelepçenin çok sıkı olacak şekil 17 Aralık 2018’de tekrar Burhaniye de takılmasından dolayı bileğine kan oturduğunu, ellerinde uyuşmalar meydana geldiğini, bileklerini hareket ettirmek istediğinde ise kelepçenin bileklerinde kesiklere yol açtığını kaydeden Ünsal, bundan sonra ısrarla kelepçeyi gevşetmelerini istemesinden sonra kelepçenin gevşetildiğini belirtti. Sevk işleminin tekli ring denilen araçla yapıldığını ifade eden avukat Aytaç Ünsal, bu araçta tutulduğu yerin tabutluğu andıran kafes tarzı bir yer olduğunu, belli bir sabit pozisyonda oturmak gerektiğini, hareket dahi edilemediğini, bu şekilde 14.5 saat yolculuk yaptığını, araçtan indikten sonra kaslarının uyuştuğunu, birkaç gün kas ağrısı çektiğini anlattı. Raporun öneriler bölümünde ilgili mercilere Ankara Barosu aracılığıyla gerekli başvuruların yapılmasının istenmesine karar verildi. l ANKARA VEFAT Tehlikedeki avukatlar için çağrı Bu seneki “24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü” Türkiye’deki avukatlara ithaf edildi. Madrid’de 24 Ocak 1977’de “Atocha Katliamı” diye anılan 4 işçi avukatının katledilmesi nedeniyle, 24 Ocak “Tehlikedeki Avukatlar Günü” olarak anılıyor. Her yıl avukatların zorda olduğu ülkelere dikkat çekilen anma, bu yıl Avrupa Demokrat Avukatlar Birliği (AED) ve Dünyada İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Avrupalı Avukatlar Birliği (ELDH) ile Avrupa Barosu İnsan Hakları Enstitüsü (İDHAE) tarafından Türkiye’deki avukatlara ithaf edildi. İstanbul Barosu da 24 Ocak’ta Taksim Galatasaray Meydanı’nda toplanma çağrısında bulundu. Bu çağrıyla 24 Ocak’ta etkinlik ve bir yürüyüş düzenlenecek. İngiltere Sosyalist Avukatlar Birliği Haldane Society de bu tarihte Türkiye hükümetini protesto edecek. Society, 2019’da yine Türkiye’nin seçilme gerekçesini Türkiye’de avukatların görevini engelleyen 78 olay saptanmasına bağlayarak, “Yüzlerce avukat görevlerini yapma sürecinde cezalara çarptırıldı, çoğunun seyahat etmesi engellendi. Türkiye’deki hükümet Birleşmiş Milletler avukatlarının çalışmaları ve savunma haklarını güvence altına alan maddelerini sistematik olarak çiğnemektedir” dedi. 1930’dan bu yana aktif yasal eylemler düzenleyen Society, üyelerine yaptığı çağrıda 24 Ocak’ta saat 12.0013.00 arasında Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği önünde protestoya katılmalarını istedi. Türkiye 2012’de de avukatlar için en kötü ülke seçilmişti. l Haber Merkezi Reklamcılar Derneği 2004 2006 Dönem Başkanı ve Yüksek Danışma Kurulu Üyesi Sayın Jeffi Medina’nın kıymetli anneleri BEKİ MEDİNA vefat etmiştir. Medina Ailesine başsağlığı dileriz. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Suaygırı. 2/ Üst yanı açık boru... Çanakkale Boğazı’nda, pek çok deniz kazasının mey 1 Z AMA Z İ NGO 2 ALAY BAAL 3 REVAN İ TA 4 F A L ABROS 5ÇİL CİA I dana geldiği bir 6 I S B A K K A L burun. 3/ Su 7 LEÇEK AŞ I düzeyindeki sıra kayalar... Nâzım Hikmet’in soya 8 I RAK İ B İ K 9 KELEPSER dı. 4/ Anlayışlı... Gü ney Afrika Cumhuriyeti’nin para birimi. 5/ Ege Denizi’nin kuzeyinde bir Yunan adası. 6/ “Elif dedim dedim / Kız ben sana ne dedim” (Tür kü)... Uzun ve geniş ağızlı çöküntü... Bir İngiliz petrol şirketinin kısa yazılışı. 7/ Savurganlık... Bir müzik parçasının, dinleyicilerin isteği üzeri ne tekrar çalınması. 8/ Yapısına girdiği sözcüğe “yeni” anlamı katan yabancı önek... Afrika’da ya şayan bir antilop. 9/ Şair ve yazarların eserlerin den seçilmiş parçalardan oluşan derleme; seçki. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yurdumuzun denizlerinde de yaşayan küçük bir balık. 2/ İncir ağaçlarında döllenmeyi sağla yan sinek... Sağlıklı. 3/ Silah, zırh gibi savaş ara cı... Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan mil. 4/ II. Dün ya Savaşı’nın önemli çarpışmalarına sahne olan bir Japon adası. 5/ Bal konulan ufak tekne. 6/ Bir sayı... Yapmacıklı davranış... Romanya’nın plaka imi. 7/ İpek gibi düz ve parlak bir kuma şın üzerinde bulunan tel tel iplik... Bir renk. 8/ Tütün dizmek, kurutmak ve işlemek için kulla nılan üstü kapalı sergi... Babanın kız kardeşi. 9/ “Tuzak, oyun” anlamında argo sözcük. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle