15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: SERPİL ÜNAY 915 OCAK 2019 SALI Dokunan yanıyorTurkuvaz Yayın Grubu’nu uyaran bir üst düzey RTÜK yetkilisi jet hızıyla görevden alındı Turkuvaz Yayın Grubu’nu uyaran RTÜK yetkilisi Yasin Yiğit görevinden alındı. Samanyolu TV, Bugün TV, Kanaltürk gibi Gülen’e yakın TV ve radyo kanallarının frekanslarının birçoğu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hükümete yakın Turkuvaz Yayın Grubu’na satıldı. Bu şekildeki 35 frekanstan 11’i, bir yayıncının bir bölgede iki frekansa sahip olmasını yaSİNAN saklayan mevzuata ayTARTANOĞLU kırı olarak Turkuvaz Yayın Grubu’nda çakışınca RTÜK’te kriz çıktı. Bir üst düzey bürakrat Turkuvaz Yayın Grubu’nu uyarınca görevden alındı. Turkuvaz uyarısı yedi OHAL KHK’leri ile Gülen cemaatine ait olduğu gerekçesiyle kapatılan şirketlerin idaresi ve elden çıkarılması için her türlü tedbiri alma, usul ve esasları belirleme yetkisi önce Maliye Bakanlığı’na sonra da TMSF’ye devredildi. TMSF de cemaate yakın radyo ve televizyon frekanslarını satışa çıkardı. Bu satışlardan bazıları hükümete yakın Turkuvaz Yayın Grubu’na verildi. İçişleri Bakanlığı’Ndan dizilere takip RTÜK’ten sonra İçişleri Bakanlığı’nın da televizyon dizilerini takip ettiği ortaya çıktı. Televizyon dizilerini takip etmek için özel bir komisyon kurduklarını açıklayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Televizyon dizilerinde kim trafik kurallarına hassasiyet gösteriyor, kim göstermiyor sıralayacağız” dedi. Soylu, Türkiye Trafik Güvenliği ve Psikoteknik Değerlendirme Merkezleri Derneği’nce düzenlenen etkinlikte ko nuştu. “Dizilerde kim trafik kurallarına hassasiyet gösteriyor, kim göstermiyor, bunları sıralayacağız” diyen Soylu, Trafikte slalom yapma gibi işleri gösteri haline getirenlerin bulunduğuna değindi. Bakan Soylu, “En çok hoşuma giden iş, o adamı bulup onun cezasını kesip, arabasını bağlamaktır. Sosyal medyada 35 beğeni almak, birilerinin hayatından ve kendi hayatınızdan daha mı kıymetli?” dedi. l ANKARA RTÜK’ün CHP’li üyesi İlhan Taşcı’nın verdiği bilgilere göre, Turkuvaz’ın satın aldığı 35 frekanstan 11’i önceden sahip olduğu frekanslarla çakıştı. Mevzuat, yayıncı şirketin bir bölgede iki frekansa sahip olmasını yasaklıyor. RTÜK İzin ve Tahsisler Daire Başkanvekili Yasin Yiğit’in, 9 Ocak’ta Turkuvaz Medya Grubu’na gönderdiği yazıda, “mevzuata uyulması, çakışan frekanslardan bir tanesini iade etmesi gerektiği”ni belirttiği öğrenildi. Yiğit’in, Turkuvaz Yayın Grubu’nu uyardığı 9 Ocak Çarşamba günü yazdığı yazıdan bir gün sonra, 10 Ocak Perşembe günü İzin ve Tahsisler Daire Başkanvekilliği görevinden alındığı öğrenildi. RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya’nın amcasının oğlu, üst kurulun İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanı Ömer Yerlikaya ile İzin ve Tahsisler Daire Başkan Yardımcısı Ali Sarı ve daha sonra görevden alınan Daire Başkanvekili Yasin Yiğit arasında başka bir konuda hukuki tartışma yaşandı. Tartışmadan sonra İzin ve Tahsisler Daire Başkanvekili Yiğit ile birlikte aynı dairenin Başkan Yardımcısı Ali Sarı da görevinden alındı. ‘Kimsenin ayrıcalığı yok’ RTÜK üyesi Taşcı, “Her ne kadar ayrıcalıklı davranılsa da Turkuvaz Grubu’nun bir ayrıcalığı yoktur. Mevzuata uyması için yazılmış bir yazı nedeniyle başkanvekilinin görevden alın ması son dönemde televizyonculuk ve RTÜK üzerinden yürütülen tartışmalara ışık tutacak niteliktedir. Bu yazının yazılması değil, 2 yıl boyunca çakışan frekanslardan vazgeçilmesinin sağlanamamış olması da ayrı bir tartışma konusudur. Turkuvaz Grubu’na yönelik yasaya aykırı biçimde gösterilen ayrımcılık, korumacılık da hukuki sonuçlar doğuracaktır” değerlendirmesini yaptı. ‘RTÜK aile şirketi değil’ Taşcı, “Her ne kadar Ömer Yerlikaya, İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı görevini amcaoğlu İlhan Yerlikaya’nın seçilmesinin öncesinden beri sürdürse de RTÜK’teki algı, ona başkan değil, ‘Başkanın amcaoğlu’ nitelemesinden kurtaramıyor. Keşke İlhan Yerlikaya seçildikten sonra görevini bıraksaydı, en azından görüntü kurtarılmış olurdu. Eğer bir amcaoğlu ile hukuki görüş ayrılıkları nedeniyle yaşanan tartışmadan sonra bir daire başkanı, yardımcısı veya herhangi bir personel görevinden alınıyorsa kurum içinde iş barışından ve iş güvenliğinden söz etmek olanaksızdır. RTÜK, anayasal bir üst kuruldur. Yerlikaya’nın aile şirketi değildir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Ankara Başsavcılığı, ‘olmazsa olmaz değil’ denilen sistemin varlığını TCDD’ye sordu Savcı sinyalizasyonun peşinde ALİCAN ULUDAĞ Ankara’da 9 kişinin öldüğü yüksek hızlı tren kazasına ilişkin soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Oğuz Ejder Özdemir, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın “olmazsa olmaz değil” dediği sinyalizasyon sisteminin peşine düştü. TCDD Genel Müdürlüğü’ne “ivedi” uyarısıyla yazı gönderen Savcı Özdemir, Ankara YHT Gar ile kazanın yaşandığı Marşandiz İstasyonu arasında sinyalizasyon sistemi olup olmadığını sordu. Savcı, “Bu sistemin olmamasının trenlerin yönlendirilmesinde direkt etkisi var mı” sorusunun yanıtını da istedi. 13 Aralık 2018’de AnkaraKonya seferini yapan YHT, Hat 1’den ilerlerken makas değiştirilmediği için Hat 2’ye geçerek Marşandiz İstasyonu’nda karşı yönden gelen kılavuz lokomotifle saat 06.36’da çarpıştı. Kazayla ilgili “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçundan soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Savcısı Özdemir, Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’ın “Sinyalizasyon sistemi olmazsa olmaz değil” dediği gün olan 14 Aralık’ta tek sayfalık yazıyı TCDD’ye gönderdi. Tüm hususların “eksiksiz” yanıtlandırılması istenen yazıda, şu sorulara yanıt istendi: l Ankara YHT Gar ile olayın meydana geldiği durak arasındaki tren hattında sinyalizasyon sistemi var mı? l Sinyalizasyon sistemi yoksa hatlardaki trenlerin yönlendirme işlemleri nasıl yapılıyor? l Bu sistemin olmamasının, trenlerin yönlendirilmesinde direkt etkisi var mıdır? Bu sistemin kurulu olması halinde sistem nasıl işleyecektir? YHT AnkaraKonya hattının işletmeye açılış tarihi nedir? Açıldığı tarihten beri yönlendirme işlemleri nasıl yapılmaktadır? Teşkilat şemasını istedi Hatlarda trenlerin seyir ve yönlendirme işlemleri ile görevli ve sorumlu birimin hangisi olduğunu soran savcılık, bu birimin teşkilat şemasını ve yetkililerin görevlerinin bildirilmesini istedi. Makas değiştirme işlemi sırasında tren hatlarında yapılan yönlendirmenin YHT ve kılavuz lokomotif makinistlerince sorulup sorulamayacağının da bilgisi istenilen yazıda, makinistlere tebliğ edilmiş bir genelge olup olmadığı soruldu ve belge talep edildi. Son olarak TCDD’nin olayla ilgili soruşturma başlatıp başlatmadığına da yanıt istendi. l ANKARA Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’Tan gazetecilere itiraf Şeref Malkoç ‘Din eğitiminden şikâyet var’ Kamu Denetçiliği Kurumu’nun (KDK) 2018 yılı çalışmaları hakkında bilgi veren Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, kurumların KDK kararlarını uygulama oranının yüzde 70’e kadar çıktığını açıkladı. Malkoç, gazetecilere bir araya gelerek kurumun 2018 yılı çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. 2018 yılında 17 bin 585 şikâyet ve başvuru aldıklarını anımsatan Malkoç, “Bu yıl 17 bin 520 karar verdik. Yazılı başvurular dışında 97 bin 538 kişiye de yardımcı olduk” diye konuştu. KDK kararlarına uyma oranına ilişkin ise Malkoç, “Türkiye’de yasal düzenleme açısından hak arama yöntemi olarak bir eksiklik yok. Vatandaşımız haklarını yeterince bilmiyor. Bizim kararlarımıza uyma oranı yüzde 20’lerden, bu yıl itibariyle yüzde 70’e çıktı. Bunun Avrupa’daki ortalaması yüzde 80” dedi. Malkoç, KDK çalışmaları ve şikayetlerin kapsamı hakkında “Din eğitiminden dolayı bize çok sayıda müracaat ve şikâyet var. Türkiye’nin din eğitimi ve halkın sağlıklı dini bilgi edinmesi açısından önemli çözmesi gereken konular var. Bu konuda da çalıştay düzenleyeceğiz” dedi. Cezaevlerindeki doluluk, şikâyetler ve MHP’nin af önerisi hakkındaki soruya Malkoç, “Af ve benzeri konular yasama faaliyetleri kapsamında. Adalete olan güveni artırmamız gerekiyor ve bu noktada toplumun kanaatlerini olumlu hale dönüştürmemiz gerekiyor. Bu bizim 300400 yıllık problemimiz” yanıtı verdi. Yurttaşlar ile SGK arasında yaşanan sorunlara da dikkat çeken Malkoç, “Bir vatandaşımız, SGK’den 20 yılın üzerinde emekli maaşı almış. Daha sonra SGK ile irtibatının kesildiğini öğrenmiş. Bu sorun sebebi elektronik ortama geçilmeden önce emekli edilenlerin bilgilerinin yanlış hesaplanmasından kaynaklı. Bu sorunu yaşayabilecek tahmini 500 binin üzerinde vatandaş var” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Ücretsiz dediler paralı çıktı! MUSTAFA ÇAKIR Cahit Turhan’ın yanıtlaması iste AKP’nin seçimler öncesinde astığı pankartlar miyle soru önergesi verdi. Önergede, 25 yıllığına yapişletdevret modeliyle 13 milyon dolar (71 da ücretsiz olacağını iddia milyon TL) harcanarak yapılan ettiği, Muğla ile Antalya’yı Göcek Tüneli’nin Türkiye’nin tek birbirine bağlayan Göcek Tüneli’nde çift yönlü ücret Girgin ücretli tüneli olması ve pahalılığı nedeniyle kamuyounda rahatsız alınmasını değerlendiren CHP Muğla lık yarattığı belirtildi. Milletvekili Süleyman Girgin, yurttaş Önergeye yanıt veren Turhan, “Gö ların “kazıklandığını” belirtti. Girgin, cek 1. Tüp Tüneli, yapişletdevret Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet yöntemi ile yaptırılmıştır. 20 Ocak 2032 tarihine kadar Göcek Tüneli İnş. ve Taah. A.Ş. tarafından işletilecektir. İmtiyaz sözleşmesinde ‘ücretler her iki yöndeki trafikten de ayrı ayrı alınacaktır’ hükmü bulunması nedeniyle bu işlemde kamunun zararı söz konusu değildir” dedi. Yanıtı değerlendiren CHP’li Girgin, “Seçim öncesi vatandaşı kandırdınız. Ücretsiz tünel diye pankartlar açtınız” diyerek Göcek tüneli ile yurttaşların ‘kazıklandığını’ belirtti. l ANKARA Silahlı şiddet yüzde 69 arttı ANKARA’DA 2901 KİŞİ FETÖ TUTUKLUSU Bireysel silahlanmaya karşı mücadele veren Umut Vakfı, 2015 yılından bu yana Türkiye’nin yerel ve ulusal gazetelerinin taranması ve değerlendirilmesi ile hazırlanan “Türkiye’nin Silahlı Şiddet Haritası ve 2018 Raporu”nu sundu. Raporda, “Ülkemiz bir şiddet sarmalı içerisinde ve şiddet okullara kadar yayılmış durumda. 1415 yaşındaki çocuklar acımasızca birbirlerini, öğretmenlerini öldürüyor! İnternetten bir tıkla ulaşılabilen, ortalıkta umursamazca bıra kılan, arabanın bagajında ya da belde taşınan silahlar bir anda ölüm kusabiliyor” dendi. Rapora göre; 2015’te 2 bin 175 silahlı olay basına yansırken, 2018’de 3 bin 679 olay basına yansıdı. Bu, sonu yaralama ve öldürmeye varan silahlı şiddette son 4 yılda yüzde 69 artış yaşandığı anlamına geliyor. Raporda, 2018’de en çok olayın Marmara bölgesinde yaşandığı ve 2015’e kıyasla bölgede silahlı şiddet olaylarının yüzde 88 arttığına dikkat çekildi. l Haber Merkezi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1 Ocak31 Aralık 2018 tarihlerini kapsayan faaliyet raporu açıklandı. Buna göre, 2018’de Başsavcılığa 606 bin 594 dosya ulaştı. Bu dosyalardan 255 bin 825’i tamamlanırken 350 bin 769’u ise 2019’a devroldu. Başsavcılık, geçen yıl 61 bin 2 dava açtı. Sonuçlandırılan dosyalardan 143 bin 395’i hakkında kovuşturmaya, 2 bin 644’ü hakkında soruşturmaya yer olmadığına karar verildi. Başsavcılık, geçen yıl 517 fezleke hazırladı. İdari Yaptırım Bürosu’nca, 401 idari yaptırım kararı verildi. FETÖ soruşturmalarını da yürüten Terör Suçları Soruşturma Bürosu, 61 bin 717 dosyaya baktı, tamamlanan 46 bin 961 dosyadan 11 bin 297’siyle ilgili iddianame hazırlanarak dava açıldı. Rapora göre, Başsavcılığa bağlı cezaevlerinde 9 bin 348 hükümlü ve tutuklu bulunuyor. Cezaevlerindeki 3 bin 562 hükümlüden yüzde 16’sının FETÖ’den, 70’inin ise diğer terör örgütlerinden hüküm giydiği belirtiliyor. Raporda, FETÖ’den tutukluların sayısının 2 bin 901 olduğu kaydedildi. l ANKARA/Cumhuriyet Umut seçmenin ekmeği... Cumartesi günü Adana Kitap Fuarı’ndaydım. Öğleden önce CHP Adana Büyükşehir Belediyesi başkan adayı, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı ziyaret ettik. Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’le birlikte çay içimi sohbet ettik. İl Başkanı Emrah Kozay, milletvekilleri Müzeyyen Şevkin, Ayhan Barut, Burhanettin Bulut, Orhan Sümer, Karalar’la 30 yıl sonra Adana’nın alınabileceğine inanıyorlar. Seyhan bütün Adana’nın yüzde 40’ı. Zeydan bu açıdan ayrıca şanslı. Şimdi gözler Seyhan adayında. Kim olacak? Adana ölçeğinde tanınmış güçlü aday Karalar için de şart. Karalar, seçim bürosunun bulunduğu binayı boydan boya, “Adana’yı kazandık... 97 yıl önce 5 Ocak’ta” afişiyle giydirmiş. Adana 5 Ocak 1922’de işgalden kurtulmuştu. Valilik bu afişi siyasi faaliyet saymış! Karalar, diyalogla işi çözmüş. Neyse, siyasi faaliyet tanımından Binali Yıldırım sorumlu. Adanalılar, “Bizim kurtuluş günümüz bile ocakbaşındadır” diye mutfaklarına gönderme yapıyorlar. HHH Kitap Fuarı’nda 5 saat kitap imzaladık, okurla söyleştik. Umut, bizim topraklarda çabuk yetişen, solunca yeniden canlandırılabilen bir çiçektir. 31 Mart yerel seçimleri adayların da belli olmaya başlamasıyla birlikte halkın gündemine yerleşmiş. En çok işittiğim sözcük umut ve umutsuzluktu. İşte not ettiğim cümleler: “Umutlu olmak istiyoruz ama bir gelecek göremiyoruz. Bize bir şey söyleyin...” “Bu kez olacak değil mi?” “Bunlar kazanmayacakları seçime girmezler, yine sandıklarla mı oynayacaklar?” “Sanki bu günler iyi günlerimizmiş gibi bir his var içimde...” “Herkes seçmeni çantada keklik sanıyor. Geçen seçimde Erdoğan karşıtlığıyla oy aldılar, bu seçimde müttefikler. Biz bunların farkındayız...” “Ben seçimi değil de sonrasını düşünüyorum. Her şeyi 31 Mart sonrasına süpürüyorlar.” “Kimisi terk ediyor, kimi susuyor ama, ne olursa olsun bu memleketten umut kesilmez...” Kitap Fuarı’na  gelenler elbette toplumun bütününü temsil etmez, ama bireysel karar verme, analiz etme gücündeki insanların bilinci önemli.  Seçim güvenliği, sandık güvenliği, iktidar partisinin kendisini devlet gücü haline getirmesi, rekabet koşullarının oluşmaması ciddi sorunlar... Bütün bunlara karşın, “Umut fakirin ekmeği” sözünden yola çıkıp, “Umut seçmenin ekmeği” diyebileceğimiz bir beklenti var toplumda.  En büyük beklenti CHP’den... Beklenti yüksekliğinin beraberinde her şeyi getirdiğini hesaba katmak gerek. HHH Fuardan üç portre paylaşalım... Çukurova Üniversitesi’nden bir genç şöyle yakındı: “Suriyeli öğrencilerde kalmak yok. En düşük notları CC. Aralarında Türkçe bilmeyen var, sınıfı geçiyor.” Bir fabrikanın idare müdürü paylaştı: “200 işçinin çalıştığı fabrikada 40 kişi kaldı. Vardiya teke indi. Çıkarma tebliği bana düşüyor. Hayatımın en kötü günlerini yaşıyorum.” Kozan Lisesi’nden üç genç “Gelecekten ne bekliyorsunuz” soruma şu yanıtı verdi: “Geleceği biz yaratacağız. Başkasından ne bekleyelim...” ‘Yargı keyfi ve siyasal davranıyor’ ZEHRA ÖZDİLEK İki yıllık tutukluluğunun ardından geçen yıl Silivri Cezaevi’nden tahliye edilen ve serbest kaldığı gün gözal tına alınan Grup Yorum üye si Fırat Kıl için cezaevi yöneti minin İstanbul Başsavcılığı’na yazdığı dilekçe ortaya çık Fırat Kıl tı. Kıl’ın yakalama kararı olduğu ve ifadesinin alınması gerektiği belirtilen dilekçede, “Dos yasında yakalama kararı olduğu anlaşılmak la, tutuklunun olası bir tahliye işlemleri sıra sında, yakalama kararına istinaden aksaklığa ve gecikmelerin önüne geçilmesi amacıyla, ya kalama kararı ile ilgili işlemlerin yapılması hu susunda gereği bilgilerinize arz olunur” denil di. Buna karşın dilekçeyi gözardı eden savcılık Kıl’ın ifadesi için 8 ay bekledikten sonra tahli ye olacağı gün hapishane yönetimine yazı ya zarak tahliye edilmeden Kıl’ın gözaltına alın ması talimatını verdi. 2017 yılında İdil Kültür Merkezi’ne yapılan baskın sonrası ‘Berk Ercan’ isimli gizli tanığın ifadeleri nedeniyle Sulh Ce za Hâkimliği kararı ile tutuklanan Kıl’ın avuka tı yaşananların ardından bir açıklama yaparak, “Amaçlanan soruşturmanın yürütülmesi de ğil kişinin yıldırılmak istenmesidir. Bu, yargının ne kadar keyfi ve siyasal davrandığının göster gesidir” diye konuştu. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle