14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 12 Ocak 2019 CUMARTESİ EDİTÖR: DOĞAN ERGÜN TASARIM: İLKNUR FİLİZ [email protected] DIŞ HABERLER ‘ABD çıkışı başlattı’IŞİD’le Mücadele Koalisyonu, askerekipmanların bir kısmının Suriye’den çekildiğini duyurdu Washington yönetiminde Suriye’den çıkış konusunda farklı söylemler havada uçuşurken dün askeri çekilmenin sahada başladığı açıklaması gündeme düştü. İlk olarak önceki gece AFP’ye konuşan ABD Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili Suriye’den bir kısım askeri ekipmanın çıkarıldığını belirtti. Haberin yankı bulmasının ardından ise dün ABD liderliğindeki IŞİD’le Mücadele Koalisyonu’ndan çekilmenin başladığı doğrulandı. Koalisyon Sözcüsü Albay Sean Ryan, AFP’ye verdiği demeçte, ekipmanlarla birlikte birliklerin de Suriye’den planlı çıkış süreci çerçevesinde çekilmeye başladığı vurgusu yaptı. Ancak güvenlik gerekçesiyle takvim, çıkış rotası konusunda açıklamada bulunmadı. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, bir grup ABD birliğinin Suriye’nin kuzeyinde Haseke’deki Rumeylan Hava Üssü’nden çekilmeye başladığını duyurdu. Yaklaşık 10 zırhlı araç, ağır silahlar ve 150 askerin üsten çıktığı savunuldu. Bunun ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen ay ilan ettiği çekilme kararının ardından bir ilk olduğu kaydedildi. Konvoyun Suriye’nin kuzeyindeki diğer üslere mi yoksa Irak’a mı hareket ettiği konusunda ise bilgi verilmedi. ‘Bolton’dan emir almıyoruz’ Amerikan Wall Street Journal gazetesinde ise “Pentagon, Suriye’den AnkaraWashington arasında YPG gerilimi sürerken Trump yönetiminin “ucu açık” bir takvime oturduğu çekilme çerçevesinde Haseke yakınlarındaki üsten 150 askerin ayrıldığı iddia edildi. BOLTON GERİ ADIM ATMIYOR Bu hafta başı tartışma yaratan açıklamalarıyla Ankara’ya ziyarette bulunan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Türkiye ile ABD arasındaki askeri düzeydeki görüşmelerin gelecek hafta devam edeceğini söyledi. “Umarım ki Türkiye ile yapılan görüşmeler iki tarafın da kabul edeceği bir şekilde sonuçlanır” ifadeleri ni kullanan Bolton, “Türkiye ve Suriye ile durumun kötüleşmesine izin vermememiz kritik önemde” şeklinde konuştu. Bolton ayrıca, iki ülke arasındaki görüşmelerden kendisinin, Başkan Donald Trump’ın ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun “Türkiye’nin IŞİD’le savaşan Kürtlere zarar verilmemesi fikrine bağlı olduğu sonucuna vardıklarını” belirtti. çekilme sürecini ilerletiyor” yorumuna yer verildi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın, “Türkiye, ABD’nin Kürt ortaklarını hedef almayacağı konusunda söz verinceye kadar ABD Suriye’den ayrılmayacak” sözlerine atıfta bulunulan haberde, buna ABD’li bir savunma yetkilisinin “Hiçbir şey değişmedi. Biz Bolton’dan emir almıyoruz” dediği aktarıldı. Haberde, çok sayıda kara birliğinin çekilmeye yardım için Suriye’ye yönlendirildiğine ve donanmaya bağlı gemilerin birlikleri korumaya almak üzere Akdeniz’e seyrettiği savunuldu. Ordunun çekilme için 4 ay gibi bir süre istediği, Trump yönetiminin ise takvimi “açık uçlu” tanımladığı belirtildi. Trump’ın kararı sonrası gerek ABD içinde gerekse IŞİD’le Mücadele Koalisyonu’nu bünyesinde yer alıp Suriye’de de askeri varlığı bulunan İngiltere, Fransa’da Ankara’nın terör örgütü gördüğü YPG’ye desteğin sü rüp sürmeyeceğine ilişkin tartışmalar alevlenmişti. Türkiye, YPG’nin ABD çekilme kararı sonrası Suriye ordusuna devretme hamlesine giriştiği Münbiç ve Fırat’ın doğusuna olası operasyon sinyali verirken Washington’dan muhalif sesler yükseliyor. Hafta başında Türkiye ziyareti öncesi İsrail temasları sırasında Trump’ın danışmanı Bolton’ın, “Suriye’nin kuzeyindeki Kürtleri korumaya yönelik bir anlaşma olmadan çekilmeyeceğiz” sözleri Ankara’nın sert tepkisine yol açmıştı. ‘Rota Irak’ Trump, Pentagon ile arasında görüş ayrılıklarının olduğu bilinen Suriye politikasına ilişkin 19 Aralık 2018’de çıkış kararını duyurmuştu. Karar Jim Mattis’in Savunma Bakanlığı görevinden istifa etmesine yol açmıştı. Yaklaşık sekiz yıldır savaşın sürdüğü Suriye ve Irak’ı kapsayan IŞİD’le Mücadele Koalisyonu 2014’ten bu yana faaliyette. ABD’nin Suriye’de kimi kaynağa göre 24 bin arasında askeri bulunuyor. Irak sınırı yakınındaki Deyr ez Zor bölgesinde İngiliz askerlerinin olduğu belirtilirken Münbiç’te ise Fransa’nın yaklaşık 200 kişilik bir gücü olduğu kaydediliyor. Paris IŞİD’le mücadelenin henüz tamamlanmadığı gerekçesiyle çıkışa karşı tutumunu sürdürüyor. “Siyasi çözüme kadar kalıcıyız” mesajı veriyor. ABD’nin çekilme hedefi olarak ilk etapta Irak’a yöneleceği, burada yeni üs inşaatlarına girişeceği iddiaları da dikkat çekiyor. RUSYA: ŞAMKÜRT DİYALOĞU şart Suriye savaşında dengelerin Şam yönetiminden yana değişmesinin kilit aktörü Rusya, Ankara ile Washington’a yönelik mesajlarını sürdürüyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin çekilme duyurusuna karşın Suriye’de kalma yönünde bir izlenim sergilediğini belirtti. AnkaraMoskova arasında çatışmasızlık mutabakatının can alıcı bölgesi İdlib’de Nusra bağlantılı Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) büyük alanda hâkimiyeti ele geçirdiği haberlerinin ardından “gerekirse harekete geçeriz” çıkışıyla dikkat çekti. Uzlaşı gereği bölgede cihatçıların silahlandırılması sorumluluğu Türkiye’de. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, “İdlib mutabakatı anlaşmasına bağlılığımızı tekrar teyit ediyoruz. Aynı zamanda saldırıların durdurulması anlaşmasına rağmen ihlallerinin rahatsız edici olduğunu belirtmek isterim” dedi. Zaharova, İdlib gerilimi azaltma bölgesinde binin üzerinde ateşkes ihlali tespit edildiğini aktararak bu durumun alanın binlerce El Nusra militanının sığınma noktası haline gelmesine yol açmaması gerektiğini söyledi. Rusya Savunma Bakanlığı da önceki gün “İdlib, Suriye’nin en önemli terör üslerinden biri haline gelmiştir. Rusya, varlığına tehdit oluşturmaya başlayan bu konuda gerekli adımları atacaktır” demişti. Olağan basın toplantısında Zaharova, ABD’nin Suriye’den çekildiği alanlara Suriye yönetiminin hakim olması gerektiği vurgusu yaptı. “Bu bağlamda, Kürtlerin Suriye hükümetiyle diyalog kurması önem taşıyor. Kürtler, Suriye toplumunun önemli bir parçası ve Kürtlerin bulunduğu bölgelerin yeniden Suriye hükümetinin kontrolüne girmesi, Suriye’nin komşularına yönelik güvenlik risklerini ortadan kaldıracak” dedi. Türkiye’den siber saldırı Öte yandan Zaharova, 2018 yılının dokuz ayında bakanlığın sitesi ve bağlı kaynaklarına yönelik 77 milyondan fazla hacker faaliyeti tespit edildiğini söyledi. Türkiye’deki IP adreslerinden de saldırıların gerçekleştirildiğini belirtti. ‘İtalya, Şam elçiliğini açmaya hazırlanıyor’ İtalya’nın büyük gazetelerinden La Repubblica, İtalya’nın Suriye’deki büyükelçiliğini yeniden açmaya hazırlandığını iddia etti. Diplomatik kaynaklara dayandırılan haberde, İtalyan hükümetinin Şam Büyükelçiliği’ni yeniden faaliyete sokma hazırlıkları kapsamında haftalardır hamlelerde bulunduğu belirtildi. Gazeteye konuşan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri “Halen yerine getirilmesi gereken çok sayıda siyasi adımın” olduğunu vurguladı. İsmi açıklanmayan Dışişleri yetkilileri, bu konuda AB ile uyum içinde hareket edeceklerini belirtirken “Ancak bu aşamada tartışılan şey (büyükelçiliğin) açılıp açılmayacağı değil, ne zaman açılacağı” dedi. Haberin ardından Dışişleri Bakanı Enzo Moavero Milanesi, “Bu adımın gerekli olup olmadığını ve zamanlamasını değerlendirmek için çalışıyoruz. Ülkelerde elçilikler bulundurmak bizim için önemli bir öncelik” dedi. İtalyan haber ajansı Nova’nın haberine göre de Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Manlio Di Stefano geçen Kasım ayında, Şam büyükelçiliğini yeniden açmak için “doğru zamanın geldiğini” söylemişti. İtalya, Suriye’deki savaşın ağırlaşması üzerine 2012’de Şam Büyükelçisi Achille Amerio’yu geri çağırmıştı. 2Y5ERBİİNNDKEİNŞİODLADHUA... Birleşmiş Milletler (BM), IŞİD’in Suriye’de elinde tuttuğu tek hâkimiyet alanı olarak görülen ülkenin doğusunda, çatışmalar nedeniyle son ABD destekli, Ankara’nın terör örgütü gördüğü YPG’nin ana unsurunu oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri ile IŞİD arasında son dönemde çatışmalar altı ayda 25 bin kişinin bölgeyi terk şiddetlenmişti. ettiğini duyurdu. Irak sınırına uzanan enerji zengini Deyr ez Zor bölgesinde BM’ye göre, çatışmalardan kaçan binlerce kişi derme çatma çadırlarda ka lıyor, bazıları geceleri ağır kış koşullarında yeterli su, gıda olmadan güvenli bölgelere ulaşmaya çalışırken çölde yaşam mücadelesi veriyor. Yetkililer Hacin bölgesinde 2 bini aşkın kişinin iki ateş arasında sıkışıp kaldığına dikkat çekiyor. Merkel: Yakın gelecekte üyelik olmaz Juncker ile Dancila ortak basın toplantısı düzenledi. Protestolarla devir teslim Brüksel’in eleştirilerinin hedefinde ki ülkelerden olan Romanya, Avrupa Birliği (AB) Konseyi dönem başkanlığını önceki gün düzenlenen törenle Avusturya’dan devraldı. Atheneum Konser Salonu’nda düzenlenen törene, AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker, Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis ile Başbakan Viorica Dancila katıldı. Juncker, törende yaptığı konuşmada, Romanya’nın Schengen bölgesinde olması gerektiğini vurguladı ve bu ülkeye “hukukun üstünlüğüne saygı” mesajı verdi. Romanya’da iktidardaki Sosyal Demokrat Parti’nin genel başkanı Liviu Dragnea, 21 milyon Avro değerindeki Avrupa fonlarını zimmetine geçirdiği iddiasıyla suçlanıyor ve AB tarafından yakından takip ediliyor. İktidar partisi ise soruşturmada görev alan savcı, polis ve hâkimleri “paralel devlet” olarak nitelendiriyor. Törenin yapıldığı salonun önünde yapılan gösterilerde ise “AB bizi bırakma” yazılı pankartlar taşındı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Birliği’nin (AB) kemer sıkma politikaları nedeniyle yoğun tepkiyle karşılaştığı 2014 ziyaretinin ardından ilk kez Yunanistan’a gitti. Merkel, Atina’daki Alman okuluna dün yaptığı ziyarette Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin mesajlara yer verdiği bir konuşma yaptı. “Türkiye’nin AB’ye yakın bir gelecekte üye olacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullanan Merkel “Türkiye’nin düşünce, din ve basın özgürlüğü alanlarındaki AB standartlarından uzaklaşması büyük bir belirsizlik yaratıyor” şeklinde konuştu. Merkel, her zaman Türkiye’nin tam üyeliğine karşı olduğunu, bunun yerine Türkiye ile imtiyazlı ortaklığı tercih ettiğini belirtti. da Makedonya’nın isminin resmi olarak “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti” şeklinde değiştirilmesi konusunda uzlaşıya varmıştı. Merkel’in bir araya geldiği Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ise ülkesinin Nazi işgali dönemine ilişkin tazminat talebini bir kez daha gündeme getirdi. Merkel de Nazi işgaline ilişkin, “Tarihi taahhüt ve sorumluluklarımızın tamamını üstleniyoruz. Nazilerin Yunanistan’da işledikleri suçların bilincindeyiz. Bu sebeple, iki ülkenin çıkarları açısından Yunanistan’ı desteklemek bir gönül meselesidir” diye konuştu. Nazi işgali hatırlatması Öte yandan, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile önceki gün bir araya gelen Merkel, Makedonya ile ülke ismi sorununda diyalogla çözüm bulmaya çalışan Yunan mevkidaşını tebrik etti. Atina ve Üsküp hükümetleri, Yunanistan’da bir bölgesinin ismi olduğu gerekçesiyle yaşanan sorun Yunanistan’da 2014’te zirve yapan ağır ekonomik kriz ve kemer sıkma politikalarının sorumlusu olarak gösterilen Merkel’e karşı önceki gün sokaklar hareketliydi. Atina’da meydana çıkan yüzlerce gösterici “Hoş gelmedin Merkel” yazılı dövizler taşıdı. Arjantin ayakta Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te binlerce kişi ülkede su, elektrik ve doğalgaza yapılan yüzde 35 ila 55 arası zamları protesto etmek için “meşale yürüyüşü” düzenledi. “Zamlara hayır” sloganıyla Mayıs Caddesi’nde toplanan kalabalık, Ulusal Kongre binasına kadar yürüyerek Arjantin Devlet Başkanı Mauricio Macri’yi istifaya çağırdı. Hükümet karşıtı gösterilerin 7 Şubat’a kadar her perşembe ülkenin çeşitli bölgelerinde düzenlenmesi öngörülüyor. maduro yemin etti Yeni döneme tecrit edilme gölgesi düştü Uluslararası yaptırımların da etkisiyle dünyanın en ciddi ekonomik krizlerinden biriyle ve siyasi çalkantıyla boğuşan Venezüella’da Nicolas Maduro, ikinci başkanlık dönemi için önceki gün yemin ederek göreve başladı. Törenin hemen ardından ABD, Amerikan Devletler Örgütü, Kanada ve Avrupa Birliği, Maduro’nun başkanlığını tanımama kararlarını ilan etti. Venezüella’da geçen mayısta, muhaliflerin bir bölümünün boykotuyla yapılan devlet başkanlığı seçimlerini yüzde 47’lik katılım ve yüzde 68’lik oy desteğiyle kazanan Maduro’nun yemin töreni diplomatik izolasyon çabalarının gölgesinde düzenlendi. Ülkesini 2025 yılına kadar yönetmesi öngörülen Maduro için başkent Caracas’taki Yüksek Adalet Mahkemesi’nde yemin töreni düzenlendi. Türkiye’den katılım Törende, Venezüella’nın “önceki Devlet Başkanı Hugo Chavez’in mirası üzerine ve anayasa çerçevesinde çalışacağına” yemin eden Maduro, kendisine karşı darbe yapmaya çalışmakla suçladığı ABD ve müttefiklerine sert sözlerle yüklendi. Türkiye adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın katıldığı törende Küba, El Salvador ve Nikaragua liderlerinin yanı sıra Rusya, Çin, İran, Meksika ve Uruguay ‘dan da üst düzey temsilciler yer aldı. Venezüella’ya karşı diplomatik ablukanın başını çeken ABD’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, yemin töreninin ardından Maduro’nun iktidarını tanımadıklarını belirterek “Bu yolsuz rejime karşı baskıyı arttırmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Maduro’nun iktidarını tanımayacaklarını açıklayan geçen hafta açıklayan Lima Grubu üyesi 13 ülkeden Paraguay, Venezüella ile diplomatik ilişkilerin kesildiğini ve Caracas’taki büyükelçiliğin kapatıldığını bildirirken Arjantin Devlet Başkanı Mauricio Macri de, twitter hesabından “Venezuela diktatörlük rejimi altında yaşıyor” dedi. Amerikan Devletleri Örgütü de Maduro’nun devlet başkanlığını tanımama kararı aldı. Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque de sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile OAS’nin kararına destek verdi. Kanada ise Maduro yönetimini “diktatörlük” olarak nitelendirdi. Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Federica Mogherini, “Maduro’nun demokratik olmayan bir seçimle işbaşına geldiğini söyledi ve Venezüella’ya yaptırımların artırılabileceği uyarısında bulundu. Cemal Kaşıkçı Kongre’de anıldı ABD Kongresi, öldürülmesinin 100. gününde Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı andı. 2 Ekim’de İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu binasında öldürülen Kaşıkçı ve dünya genelinde geçen yıl öldürülen 50 gazetecinin anıldığı etkinliğe onlarca Kongre üyesi, gazeteciler ve aktivistler katıldı. Anmada konuşan Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Trump yönetiminin Suudi Arabistan’a yeterli tepki göstermediğini vurguladı, “Ticari menfaatlerimizin, yaptığımız açıklamalar ve eylemlerimize üstün gelmesine karar verdiysek, tüm ahlaki yetkinliğimizi kaybetmişiz demektir” dedi. Kaşıkçı’nın ölümünü “vahşet” olarak niteleyen Pelosi, Kongre’nin Kaşıkçı cinayetine dair bilgileri gün yüzüne çıkarma ve cinayetin faillerinden hesap sorma konusunda kararlı olduğunu belirtti. New Jersey Temsilcisi Demokrat Thomasz Malinovski ise Kaşıkçı cinayetinde sorumlu olduğu iddia edilen Suudi Arabistan Veliaht Prens Bin Selman hakkında yapılacaklarla ilgili tüm yetkilerin Trump’a verildiğini vurguladı. Malinovski, “Eğer yönetim doğru olanı yapamayacaksa, Kongre yapabilir ve yapacak. Biz Bin Selman’ın yüzündeki pişkin, kendini beğenmiş gülümsemeyi sökebiliriz ve yapmalıyız” şeklinde konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle