19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 25 Eylül 2018 6 Dev sansüre 1 ay kaldı haber EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: SERPİL ÜNAY İnternetten yapılan radyoTV yayınlarına ve sosyal medyaya yönelik sıkı denetim getirecek yönetmeliğin yürürlüğe girmesine sayılı gün var Gölleri kurutan İnternetten yapılan radyoTV yayınlarına sıkı denetim ve katı sansür geti ren yönetmelik taslağı, yürür lüğe girdikten sonra 1 aylık sü re öngörüyor. İnternet yayıncıla rının 1 ay içersinde yayın lisan sı ve iletim yetkisi için RTÜK’e başvurması gerekecek. Aksi hal de yayıncıları, sulh ceza haki mi kararı ile ka patma ve suç du yurusu bekliyor. SİNAN TARTANOĞLU RTÜK’ün içeriğin çıkarılması ve erişimin engellen mesi kararını uygulaması için yargı kararını bekleme si gerekmeyecek. Uy gun bulunmayan ya yın sulh ceza hakimi ne taşındığı anda, BTK, RTÜK’ün talebi üzeri ne karartmaya gidilecek. RTÜK, görsel ve işitsel internet yayın larını denetime alan yönetme lik taslağına ilişkin toplantısı nı bugün yapacak. Düzeltmele rin yapılmasının ardından ilgi li kurumların görüşüne sunula cak. Ardından Resmi Gazete’de yayımlanacak düzenlemenin şu anki taslağına göre, zaten li sanslı olarak radyoTV’den ya yın yapan, ancak yayınını inter net ortamına taşımak isteyen kurumların, internet lisansı için 1 ay içinde RTÜK’e başvurma sı gerekiyor. Bu kapsamda CNN Türk, NTV, ATV, Kanal D gibi yayıncıların, yayın yapmak iste dikleri internet adresi için de RTÜK’ten izin alması ge rekecek. Zorunluluk olma dığı için lisansız yayın ya pan internet yayınları, 1 ay içinde lisans alması gereke cek. Digitürk, DSmart gibi çok kanallı platform işlet mecileri ile birlikte Netflix, BluTV, Puhu TV gibi platformla rın da yayın iletim yetkisi alma sı aynı takvime bağlanıyor. Duruşmasız kapatma İzin alınamaması veya süreç içinde alınan lisansın iptali halinde RTÜK, içeriğin çıkarılması ve erişimin engllenmesi adımını atabilecek. Taslağa göre RTÜK, lisanssız bir internet yayını için sulh ceza hâkiminden engelleme kararının çıkarılmasını isteyecek. Hâkim duruşmasız erişimin engellenmesine karar vere bilecek. Ancak RTÜK, hâkimden bunu talep ettiği sırada kararını BTK’ya da gönderecek. Yani “karartma”, hâkim karar vermese de BTK eliyle sağlanmış olacak. Twitter üzerinden canlı yayın platformu “Scope” ve YouTube üzerinden programını hazırlayan gazeteci Ünsal Ünlü, “Şu haliyle bireysel yayınları kapsama durumu yok. Ama uyarlanabilir mi? Yüzde 1.5 trilyon. Bir anlık yoruma bakar sadece. Platform tanımı ucu açık bırakılmış, bilinçli olarak yapılmış bu. Medyascope bu anlamıyla bir plat form olarak tanımlanabilir mi, mümkün. Tanımı, yorumu öy le yapılır. Biri öyle yorumlar ceza onun üzerine kurulur. Yoruma çok açık, bazı tanımların daha net yapılması gerekiyor” dedi. Lisans ücretlerinin de yüksek olduğunu söyleyen Ünlü, “Netflix ve BluTV ile Medyascope’u kıyaslamak vicdansızlık” dedi. Lisans yok, yayın yok! Bilişim hukukçusu Prof. Dr. Yaman Akdeniz, internetten yayın yapan Medyascope, DW ve BBC Türkçe gibi haber kuruluşlarının sitelerinin de denetlenebileceğine dikkat çekti. Düzenlemenin muğlak olduğunu, basın özgürlüğü açısından da tedirgin edici olduğunu belirten Akdeniz, “Şimdi, engelleme gerekçesi olarak ‘lisansın yok’ denilecek. Cumhuriyet’in bir habe ri engellendiğinde içeriğin ne olduğunu bilerek itiraz etmek mümkündü. Şimdi ‘lisansı olmadığı için yayını durdurduk’ denildiği zaman, bunun siyasi sansür mekanizması olduğunu iddia etmek daha zor olacak” dedi. RTÜK’ün engelleme talebi ile aynı anda BTK’nin de devreye sokulacağını belirten Akdeniz, “Cumhurbaşkanı istiyor. BTK’nin ‘hayır’ deme, onaylamama yetkisi yok. Şimdi burada Cumhurbaşkanı değil de RTÜK talep ediyor. BTK durduruyor. Hâkim aynı yönde karar vermezse BTK’nin erişim engelini hemen kaldırması gerek. Ya da itiraz edildi, itiraz uygun bulundu. BTK engeli hemen kaldırmak zorunda. Kaldırmazsa da başka dert, mahkeme kararı uygulanmamış oluyor” dedi. ANMA Eşim, Annemiz, Anneannemiz, Babaannemiz, Öğretmen FATMA SİCİM’i sonsuzluğa uğurlayalı 10 yıl oldu. Sanki dün gibi… Yüreklerimizde yaşatıyoruz, anılarıyla. Seni Çok Seviyoruz, Işıklar içinde yat. Eşin Salih Sicim, Kızın Sevgin, Oğulların Levent – Bülent, Gelinin Aslı, Damadın Bülent, Torunların Bensu, Duru, Lara ‘Denetim iyidir’ Öte yandan RTÜK’ün AKP kontenjanından seçilen üyesi Hamit Ersoy AA muhabirine, taslağın gerekliliğini savunan açıklamalar yaptı. Aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı Yayıncılık Düzenleyici Otoriteleri Forumu Genel Direktörü olan Ersoy, “En azından suiistimallerin, istismarların önlenmesini sağlayacak. Şu an için internette bir keşmekeş var. Çocuk istismarının, kadına yönelik şiddetin ve şiddetin kendisinin belli bir çerçeve içerisinde insanların psikolojisini bozmayacak şekilde medyada yer alması onlar ve bütün insanlık açısından da büyük önem arz ediyor” dedi. Şahsi hesaplar da mı? CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması için soru önergesi verdi. Bakan: “Bireysel iletişim hizmetleri kavramının içine hangi yayınlar girmektedir? Yayının bireysel olup olmadığı nasıl tespit edilecektir? Vatandaşların şahsi sosyal medya hesapları da mı takip edilecektir? Merkezi yurtdışında bulunan İPTV’ler üzerindeki denetim ve yaptırım nasıl uygulanacak? Milyonlarca görüntü ve ses yayımı takibi için kurulacak merkezde kaç personel istihdam edilecektir? Milletvekillerinin sosyal medya üzerinden yaptıkları yayınlar da yönetmelik kapsamında mıdır?” 11 yıldır devam eden Dink davasında mahkeme heyeti yine değiştirildi ‘Dink cinayeti daha kaç heyet görecek’ SEYHAN AVŞAR Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı dava dün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyetinin 19 Eylül’de yayımlanan Hâkimler Savcılar Kurulu (HSK) Kararnamesiyle değiştiği öğrenildi. Mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan, yetki belgesinin henüz kendisine tebliğ edilmediğini, tebliğ edilene kadar ise mahkemeye başkanlık yapmaya devam edeceğini söyledi. Adliye önünde açıklama yapan ‘Hrant’ın Arkadaşları’ heyet değişikliğine tepki göstererek, “Bakalım Hrant Dink cinayeti daha kaç heyet görecek” dedi. HSK Kararnamesi ile İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Ali İhsan Horasan, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başkan olarak atandı. 14. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına ise FETÖ’nün medya yapılanmasına yönelik yürütülen kovuşturma kapsamında gazeteci Murat Aksoy, müzisyen Atilla Taş’ın da aralarında bulunduğu 29 sanığın yargılamasını yapan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Emre Efe Şimşek getirildi. Dün görülen duruşmaya ise hâkim Ali İhsan Horasan başkanlık etti. HSK Kararnamesi’nin kendisine hatırlatılması üzerine Horasan, yetki belgesinin henüz kendisine tebliğ edilmediğini, tebliğ edilene kadar ise İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine başkanlık etmeye devam edeceğini belirtti. Duruşma savcısı Mehmet Yeşilkaya’nın yerine ise Murat Demircioğlu’nun getirildiği görül dü. Taraf avukatlarının taleplerinin alındığı duruşmada Dink ailesinin avukatlarından Hasan Bakırcıoğlu, dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Bölge Başkanı Ahmet Köksoy’un neden tanık olarak dinlenesi gerektiğine dair mahkeme heyetine dilekçe sundu. Duruşmaya bugün devam edilecek. Tüm sanıklar yargılanmalı Hrant’ın Arkadaşları duruşma öncesinde adliye binası önünde basın açıklaması yaptı. “Hrant için adalet için” pankartının açıldığı basın açıklamasına CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı. Davanın 78’inci duruşması olduğunu anımsatan “Hrant’ın Arkadaşları”ndan Bülent Aydın, “Bu hafta 23’üncü duruşma haftası olacaktı. Dönemin jandarma ve emniyet sorumlularının da aralarında olduğu 10 önemli tanık dinlenecekti. Fakat 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin tümden ve bir kez daha nedeniyle haftalık duruşma yapılmayacak. Bakalım Hrant Dink cinayeti daha kaç heyet görecek” diye sordu. Geçen duruşma da dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz’ün de tahliyesiyle bir yılda 25 kişinin tahliye edildiğine değinen Aydın özetle şunları söyledi: “Davada, 6 tutuklu sanık ve 10 firari sanık var. Hrant Dink cinayeti henüz aydınlatılmadı. Bazı kamu görevlileri hakkında henüz soruşturma yürütülmedi. Soruşturmanın genişletilmesi talebine henüz yanıt verilmedi. Hrant Dink cinayetiyle ilgisi olan herkes yargılanana kadar, biz bitti demeden bu dava bitmez.” l İSTANBUL TEŞEKKÜR Eşim GÜNERİ ARTUNKAL’ın Vefatında arayarak, gelerek üzüntümü paylaşan tüm dostlarıma ve yakınlarıma en içten teşekkürlerimi sunarım. ÇİĞDEM ARTUNKAL Ayvalıtaş’ın davası yine ertelendi Çocukların canının hiç mi değeri yok? Gezi Parkı eylemleri sırasında yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş’ın davasına dün devam edildi. Mahkeme sanıkların tutuklanması talebini reddederek, duruşmayı ocak ayına erteledi. Aynı olayda ağır yaralanan Seyit Kartal’ın annesi Zeynep Kartal mahkeme heyetine, “Bir kediyi ezenler 3 yıl hapis alıyor da, 1 kişiyi öldürüp 1 kişiyi ağır yaralayanlar neden ceza almıyor” diye sordu. İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme heyeti, 4’üncü kez bilirkişiye gönderdikleri dosyaya dönüş sağlanmadığını söyledi. Söz alan Ayvalıtaş ailesi avukatı Ömer Kavili, “Bu tarafta her gün acısı yenilenen insanların acısını azaltan bir sonuca hâlâ gelememeniz sistemin çürümüşlüğünü gösterir. Mahkemenizden tatmin edici bir karar çıkmayacağını biliyoruz” dedi. Duruşma sonrasında baba Ali Ayvalıtaş, “Buradan bir adalet çıkacağına inanmıyorum, halkın adaletine güveniyorum” diye konuştu. l İSTANBUL ülkeyi de kurutur. Bir göl cinayeti öyküsü Daha 15 gün önce adada deniz kenarında küçük arkadaşım Aylin fotoğrafta giydiğim tişörtteki yazıları okuyup ne demek diye sordu. Ona Burdur kentinde büyük ve çok güzel bir göl olduğunu ama gölün, yıllar içinde suyunun azalması ile küçüldüğünü ve kurumaya yüz tuttuğunu anlattım. Gölün Burdur’a hayat verdiğini, “Göl Yoksa Burdur da yok”, dedim. “Göl kurumasın” diye haykırdı! Tabii sordu da, göl niye kuruyor? Hey iktidar, devlet, su işleri, Burdur’daki devlet! Gelin Aylin’e anlatın, Burdur Gölü niye kuruyor? Daha doğrusu gölü niye kurutuyorsunuz, lütfen anlatın.. Yıllardır kuruya kuruya... Doğa Derneği’nden 2012’de davet alınca hemen gittim. Burdur Gölü’nün kuruduğunu ve farkındalık yaratmak istediklerini söyledilerdi. Bir grup gazeteciydik. O zamanki CBT’de yazdık. Tişörtü de hediye ettiler, saklarım ve bazen de giyerim. En son Aylin kardeşime denk geldi tişört. Gölde yaşayan Dikkuyruk kuşu da vardı, çok güzel Dikkuyruk rozeti de vermişlerdi, kaybettim. Kuşları gölde seyrettik. Hürriyet’te Selim Uzun’un haberini okuyunca yeniden yazmak şart oldu. 2002’de gölün kuruyan çok geniş arazisinde arabalar gidip geliyordu. Oradan Isparta’ya havaalanına kadar dümdüz bir arazi! Yani çöl! Habere ve fotoğrafa bakıyorum, çöl büyümüş, tabii ki göl de daha küçülmüş. 2002’de her şeyi yazmışız. Üçte bir küçüldüğünü ve nedenlerini... Haberde benim için yeni olan ise Prof. İskender Gülle’nin tüyleri ürperten korkutucu çığlığıydı: Göldeki su azalması kritik noktayı aştı, artık eski haline dönmesi mümkün değil! El fatiha! Başka şeyler de söylüyordu Gülle: 10 yılda tuzluluk oranı artarak deniz suyunu geçecek. Toz ve tuz yerleşim yerlerine akacak, bu durum solunum yolu hastalıklarını, kanser türlerini, kalp ve damar hastalıklarını artıracak. Kuş türleri azalacak, ekoloji mahvolacak. Yazın sıcaklar, kışın don olayları artacak. Gülle’ye göre, suyun azalmasında yüzde 10 doğal, yani buharlaşma gibi, yüzde 90 da aşırı su kullanımı etkili. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Erengiz de çaresiz haykırıyor. Yapılabilecek şey ise gölün ömrünü uzatmak, diyorlar. Hayır bunu bile yapamazsınız. Göl, çok daha hızlı küçülecek artık ve çevreyle birlikte insanlar da daha çok ölecek. Çünkü oradaki hayat göle göre biçimlenmişti. En iyisi Burdurlular şimdiden nerelere göç edeceklerini planlamaya başlasalar iyi olur. Gölü kurutarak öldüren ülkeyi de öldürür. Zaten doğayı öldürme planları tüm hızıyla sürmüyor mu ülkede! Doğayla birlikte hayat da insan da ölüyor, ama kimse farkında değil. İktidar fazla su çekilmesine göz yumuyor, karışamıyor, çünkü ülke oy sandığına göre yönetiliyor. Şahit olduklarım, yazdıklarım 75 kilometrekaresini kaybeden, 15 metre kadar azalan göl çevresinde meyve sebze üretimi var. 2002’de Doğa Derneği yöneticilerinin verdikleri bilgiye göre, 1000 ruhsatlı, bir o kadar da ruhsatsız kuyu vardı. Gölü besleyen yeraltı sularını bitiriyorlardı. *Gölu¨ besleyen su kaynakları göle ulaşamıyor. Yağışlarda bir azalma yok, ama göl küçülüyor.. *Göl seviyesindeki azalmanın başlıca nedeni, 1970 yılından bu yana gölu¨ besleyen akarsuların üzerine inşa edilen baraj ve göletler. Akarsular göle ulaşamıyor. *Kış ve ilkbahar döneminde göru¨len yu¨ksek miktarda yağış ile gerçekleşen akış da bu¨yu¨k ölçu¨de baraj ve göletlerde depolanıyor. Gölu¨ besleyen en bu¨yu¨k olan Bozçay u¨zerinde 14 baraj ve gölet var. Karaçal Barajı’nın da su tutmasıyla birlikte artık Bozçay’dan Burdur Gölu¨’ne su ulaşmıyor. * Tarım faaliyetlerinde kullanılan su, damla sulama gibi tasarruflu yöntemlerin uygulanmaması halinde heba oluyor. Ne yapılması gerektiği de açıktı: Havzada gölu¨ etkileyen tu¨m faaliyetleri kapsayacak şekilde zaten hazırlanmış yönetim planı.. Yeraltı suyu rezervlerinin belirlenmesi ve sondaj kuyularının göle olumsuz etkilerinin azaltılması. Burdur Gölu¨ ile ilişki içinde yasayan herkesin, gölu¨n, Burdur’da yaşamın devam edebilmesi için vazgeçilmez olduğunu hatırlaması. Hem Burdurluların pek çoğu ile işbirliği halinde, devlet, iktidar ve bağlı herkes, tabii ki su işleri, gölü öldürüyor. Bir cinayet işleniyor herkesin gözü önünde. Emekli Büyükelçi Kaya Toperi hayatını kaybetti Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yakın çalışma arka daşlarından, emekli Büyükelçi Ka ya Toperi, önceki gece Ankara’da tedavi gördüğü özel bir hastane de yaşamını yitirdi. Toperi için bu gün 40 yıla yakın çalıştığı Dışişleri Bakanlığı’nda tören düzenlenecek. Toperi Törenden sonra Kocatepe Camii’nde kılınacak ikin di namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilecek. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle