19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 22 Eylül 2018 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Vekiller tehdit altında Uçağı iade edin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aktarımından özetleyelim önce: Katar Emiri, lüks uçağını satışa çıkarmış. 500 civarı istemişler. Tercüme edelim, 500 milyon ABD Doları. Biz de talip olmuşuz; ama Katar Emiri, “Türkiye’den para almam, hediyemiz olsun” demiş. Memleket krize sürüklenirken 500 milyon dolara bir lüks uçağa talip olunabilmesi; hem de döviz darboğazı varken, “Dolarla alışveriş yapmayın” çağrısı kulaklardayken bunun akıldan geçirilebilmesi işin bir yanı. Halkın gerçekleriyle ülkeyi yöneten siyasi iradenin ihtiyaç ve tutumları arasında derinleşen uçuruma dair yeni bir işaret sadece. Diğer yandan da “hediye edilmiş işte, niye uzatıyorsunuz” diyenler var. Bu bakış konuyu yanlış yere sıkıştırıyor. Mesele iktidarın siyasal söylemiyle ve stratejisiyle de bağlantılı tartışılmalı. Bu bir tutarlılık testi. Açalım. İktidar ve bağlı çevreler uzun süredir, “ikinci Kurtuluş Savaşı veriyoruz” diyorlar. Güzel. Kurtuluş Savaşı’nı kime karşı verdik? Emperyalizme. Bugün emperyalizmin merkezinde hangi ülke var? ABD. Daha geçen ay Türk Lirası’ndaki hızlı değer kaybı ABD saldırısına bağlanmamış mıydı? Bugünkü “Kurtuluş Savaşı”nın ABD’ye karşı verildiği bazen örtük, bazen açıkça ilan edilmedi mi? Erdoğan, ABD ürünlerini boykot çağrısı yapmamış mıydı geçen ay? Hepsi oldu. Her savaş, topluma öncü ve model olabilecek tutarlılıktaki siyasetle kazanılır. Gelin bakalım. Katar’ın hediye ettiği lüks uçağı kim üretmiş? Boeing firması. Yani Amerikan tekellerinin önde gelenlerinden biri. Gelelim uçağın motoruna. Kim yapmış, kim güçlendirmiş? General Electric. Bu da dünyanın en güçlü tekellerinden ve yine Amerikan şirketi. Tekellerden bağımsız emperyalizm yok; tekellerden bağımsız emperyalizm karşıtlığı da. Daha nisan ayında Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Boeing ve General Electric ortak yapımı, maliyeti 10 milyar dolara yaklaşan uçaklar alması sebebiyle “Türkiye’yi tebrik ederiz” mesajı yayımlamış. Yani bu tekellerle Amerikan siyaseti arasındaki ilişki böyle de açık. O halde “hediye mi, değil mi” tartışmasını bırakıp asıl sorulara bakalım. Gövdesinden motoruna her şeyiyle Amerikan ürünü olan, Amerikan savunma sanayisinin de ana taşıyıcıları arasında yer alan iki firma tarafından üretilmiş bir uçağa talip olunması veya hediye olarak kabul edilmesi neyle açıklanacak? Hani İkinci Kurtuluş Savaşı veri yorduk? Hani saldırının kaynağı ABD idi? Hani Amerikan mallarını boykot edecektik? Ne olacak şimdi o ayaklar altına alınıp kırılan Amerikan malı cep telefonları? Böyle bir boykot çağrısı yapıldıysa, önce çağrıyı yapanlar uymalı. Uçak iade edilmeli. İkinci Kurtuluş Savaşı mı? Gelelim ikinci boyuta. Madem “ikinci Kurtuluş Savaşı” veriyoruz, öyleyse Kurtuluş Savaşı’nı model alalım. Kurtuluş’u örgütleyen askeripolitik kurucu irade, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının halkın gerçekliğine aykırı, lükse ve şatafata dayalı bir tutumla bu savaşı kazanması mümkün müydü? Ağustos 1921, savaşın en kritik günleri. Meclis’teki gizli oturumda cepheden gelen mebuslar anlatıyor. Altını çiziyorum, Meclis’te. Biz Kurtuluş’un siyasal kuruluşunu Meclis’te örgütledik, Saray’da değil. İşte o Meclis’te İzmir Mebusu Mahmut Esat Bey’in sözleri: “Ordunun ihtiyaçlarından birisi de, kumandanların ifadesine nazaran yiyeceği, içeceği yok… Hemşerilerimden birkaç nefere tesadüf ettim… Hareket zamanı bazı neferlerin ayaklarında çarık yoktur. Biz düşmanı yenmeye geldik, zarar yok, biraz da aç dövüşürüz dediler… Yalınayak bir nefer yanıma geldi. Heyetle ben neferin önünde yere bakmaya mecbur olduk ve sıkıldık. Burada haykırarak istemediğime utandım.” Tablo buydu. Ve bu ortamda Tekalifi Milliye Emirleri uygulamaya konuldu. Ülkedeki her aile, birer kat çamaşır, birer çift çorap ve çarık vererek de Kurtuluş Savaşı’na katılacaktı. Topyekun kurtuluş ruhuyla, halkın canındanmalından fedakârlığıyla ve öncülerinin bu fedakârlıkla uyumlu tutumuyla kazanıldı bağımsızlık savaşı. Bugün derinleşen bir krizin içinden geçiyoruz. İşsizliğin artacağı, kamuda kesintilerin olacağı ilan ediliyor. Yani fedakârlık yine halktan beklenecek. Krizi bu yoksul halk çıkarmadı; aksine, hep yükünü çekti. Halktan önce fedakârlığı ülkeyi yönetenler yapmalı. Bu uçak, dünyanın en lüks ve pahalı özel uçakları listesinde başa güreşiyor. Bakım masrafları, değişecek parçaları ve yakıtıyla da döviz olarak halka külfet olacak bu uçak geri verilmeli ya da Meclis’teki partiler yasal düzenleme yaparak iadesini sağlamalıdır. Halkın yaşam şartları ve gerçekliği neyse, kurtuluş o temelde örgütlenir. Gerçekten “ikinci Kurtuluş Savaşı”nı bunu kavrayanlar verebilir. Yargıtay’ın Berberoğlu kararı emsal olursa, geçen dönem dokunulmazlığı kalkan ve tekrar seçilen yaklaşık 50 vekilin yargı süreçleri devam ettirilebilir Berberoğlu önceki akşam saatlerinde tahliye edildi, eşi Oya Ber beroğlu ile birlikte basın mensuplarının karşısına çıktı. ‘oTleuaştmuüral’cak Yargıtay’ın bir milletvekiliyle ilgili ilk kez anayasanın 83/3. maddesine göre karar vermesi bir dizi tartışmayı beraberinde getirdi. AKP içinde de 2 görüş hâkim: Yargıtay’ın kararı Meclis’e gelmez ve gelse bile Genel Kurul’a sunulmaz EMİNE KAPLAN Yargıtay 16. Ceza Dairesi, CHP’li Enis Berberoğlu ile ilgili 5 yıl 10 ay hapis cezasını onarken, ‘milletvekilliği sona erinceye kadar cezasının infazının durdurulmasına ve salıverilmesine’ dayanak gösterdiği anayasanın ‘yasama dokunulmazlığı’ başlıklı 83. maddesinin 3. fıkrası ilk kez uygulandı. Söz konusu fıkra, “TBMM üyesi hakkında seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez” hükmünü düzenliyor. Yargının bu hükme dayanarak bir milletvekili hakkında ilk kez karar vermesi, Berberoğlu özelinde bundan sonra nasıl bir süreç işleyeceğine yönelik de uygulama ve teamül oluşturacak. AKP’de konuyla ilgili şu değerlendirmeler yapılıyor: n Karar Meclis’e gelmez: Yargıtay’ın gerekçeli kararı çok önemli, nasıl bir süreç işleyeceği gerekçeli kararla ortaya çıkacaktır. Yargı kararlarıyla daha önce milletvekillerinin TBMM üyeliği düşürüldü. Ancak bu kararların hiçbirinde anayasanın 83. maddesinin 3. fıkrası işletilmedi. Milletvekiliyle ilgili kesin hüküm hiçbir koşul gösterilmeden verildi, dosyası TBMM Genel Kurulu’nun bilgisine su nuldu ve üyeliği düştü. Ancak Yargıtay, 83. maddenin ‘bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır’ hükmünü düzenleyen 3. fıkraya atıf yaptığı için kararın TBMM’ye gelmesine gerek yok. n Karar bilgi olarak TBMM’ye gönderilir: Yargıtay’ın kararı hem yerel mahkemeye hem de Berberoğlu’nun milletvekili olması nedeniyle bilgi olarak TBMM Başkanlığı’na sunulur. TBMM Başkanlığı’nın, anayasanın 83. maddesinin 3. fıkrası kapsamında karar verildiği için kararı TBMM Genel Kurulu’nun bilgisine sunmasına gerek yok. Burada bir başka görüş, TBMM Başkanlığı, genel kurula kararı sunmakla yükümlü, ancak inisiyatif kullanarak dönem sonuna kadar kararı tutabilir. n Ceza ayrı, infaz ayrı: Ceza hukuku ayrı, infaz hukuku ayrıdır. Ceza hukuku açısından konu açıklığa kavuşmuştur. İnfaz hukuku ise ayrı bir sistem. Yargıtay’ın 83. maddesinin 3. fıkrasına atıf yapması, yalnızca Berberoğlu’nun tahliyesini sağlar. Anayasa açısından milletvekilliğinin düşmesine ilişkin süreçleri etkilemez. Berberoğlu ile ilgili karar TBMM Başkanlığı’na gelir. Eğer TBMM Başkanı, genel kurula sunma yönünde bir tavır sergilerse okunur ve vekilliği düşer. l ANKARA CHP İstanbul Milletvekili Enis kemeler duruşma tarihlerini eylül ve ekim aylarına erte Berberoğlu hakkın lemişti. Yargıtay’ın da Yargıtay’ın ver verdiği bu kararın diği karar büyük bir tartışma yarattı. MAHMUT LICALI emsal olması durumunda HDP’den 20, Yargı aşamasının CHP’den de yakla durdurulmaması ve ka şık 30 milletvekili hakkın rarın onanarak yargı sü da yargı süreçlerinin de recinin sonuna kadar iş vam etmesinin önünde bir letilmesi, dokunulmaz engel kalmıyor. lığı kaldırıldıktan sonra tekrar seçilen vekiller Tezkere okunursa hakkında da emsal nite Yargılama sürüçleri liği taşıyor. Karar, bu yö nin işletilmesiyle birlik nüyle 27. dönemde parla te milletvekilleri hak mentoda görev yapacak kında verilecek olası ce pek çok vekili de ilgilen za kararlarının kesinleş diriyor. mesi, TBMM’de başka bir Berberoğlu hakkında tartışmalı duruma daha ki kararın dayanağı, 26. neden olacak. Bu durum dönemde dokunulmazlık da hazırlanacak tezkere ların kaldırılmasına iliş nin genel kurulda okun kin anayasa değişikliği masıyla cezası kesinle ne dayanıyor. Değişiklik şen vekillerin parlamento le AKP, MHP ve kısmen üyeliği sona erebilir. Böy CHP’nin desteğiyle ana le bir tablo TBMM’deki yasaya geçici bir mad sandalye dağılımını da et de eklenmiş ve hakkında kileyebilir, muhalefetin fezleke olan milletvekille 50 milletvekilini kaybet rinin dokunulmazlığının mesi durumunda AKP, kaldırılmasına hükmedil TBMM’de kaybettiği ço mişti. Bu kapsamda, 26. ğunluğu tekrar kazana yasama döneminde 29’u bilir. Tezkerelerin oku AKP’li, 55’i CHP’li, 53’ü nup okunmaması konu HDP’li, 10’ü MHP’li ve sunda inisiyatif tamamen 1’i bağımsız olmak üzere TBMM Başkanlığı’nda toplam 148 milletvekiline bulunuyor. 26. yasama ait 787 dosya üzerindeki döneminde hakkında ve dokunulmazlık kalkmıştı. rilen cezanın kesinleşme Geçici maddenin yürür si nedeniyle HDP’li top lüğü söz konusu dönem lam 7 üyenin milletvekil le sınırlandırılmış, bu dö liği düşürülmüştü. nemden sonra vekillerin yargılanması yine doku ‘Görev AYM’nin’ nulmazlık zırhı kapsamı CHP Genel Başkan Yar na alınmıştı. dımcısı Muharrem Er Anayasadaki “yasama kek, Berberoğlu hakkın dokunulmazlığını” dü da verilen kararla bir zenleyen hüküm kapsa yüksek yargı organı olan mında, 26. dönemde do Yargıtay’ın anayasayı ve kunulmazlığı kaldırılan dokunulmazlığı koruma dosyalar üzerindeki yar dığını kaydetti. Kararla gılama süreçlerinin ilgili bütün milletvekillerinin milletvekilinin tekrar se tehdit altında olduğuna çilmesi durumunda dur dikkat çeken Erkek, şun ması gerekiyor. Ancak ları kaydetti: “Şunu çok Berberoğlu davasında bu iyi anlamak lazım: Yasa hüküm ‘geçici madde’ye ma dokunulmazlığı her düzenlemesine dayanıla döneme özgü bir koruma rak gözardı edildi ve yar dır. Yeniden vekil seçildi gılama süreci sonuna ka ğiniz anda yeniden kaza dar devam ettirildi. nırsınız. Berberoğlu’nun Emsal olabilir bu dönem dokununulmazlığı mı kalktı yeni bir ona Dokunulmazlığın kal ma kararı veriliyor? Ana dırılmasıyla 26. dönemde yasa Mahkemesi’ne ger yargılanmaya başlanan ve çekten büyük bir görev 27. dönemde tekrar seçi düşüyor. Anayasa Mahke len yaklaşık 50 milletveki mesi, başvuru yapıldığın linin yargılanmasına, Ber da ciddi bir hak ihlali tes beroğlu kararı emsal gös piti yaparak, söz konusu terilerek devam edilebilir. onama kararı kaldırılmalı 24 Haziran’da tekrar seçi dır. Anayasa çok açık, do len pek çok HDP ve CHP’li kunulmazlık kaldırılma vekil hakkında yargılama dığı sürece yargılama de süreçleri durmamış, mah vam edemez.” l ANKARA T.C. GAZİOSMANPAŞA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN SAYI: 2018/364 Esas Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/06/2018 tarih 2018/364 esas 2018/318 sayılı kararı ile Bayburt ili, Bayburt Merkez ilçesi, Kopuz Köyü, C:124, H:70, BSN:53’te nüfusa kayıtlı, Vedat ve Aslı’dan olma, 17/04/1991 Altındağ doğumlu, 43979011936 TC Kimlik numaralı Canberk Saçaklı’nın nüfus kayıtlarında Canberk olan adının “Mehmet Emin”, Saçaklı olan soyadının “Kadıoğlu” olarak düzeltilmesine ve düzeltilmiş şekli ile tesciline karar verilmiştir. İlan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 865770) CHP: Görev Meclis Başkanı’nda CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Öztrak, CHP’li Enis Berberoğlu’nun tahliye olmasından büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Yargıtay’ın kararının ilginç olduğunu belirten Öztrak, şunları söyledi: “Dengesizlik var. Gerekçeli kararın yayımlanmasını bekliyoruz, hukukçu arkadaşlarımızla nasıl hareket edeceğimize ilişkin eylem planı oluşturacağız. Ama Enis Berberoğlu’nun yargılanma sürecinin 24 Haziran’dan sonra durdurulmaması anayasaya aykırıdır. Tabii burada Meclis Başkanı’na büyük görev düşüyor.” l ANKARA/Cumhuriyet Güven için tahliye talebi HDP Hakkâri Milletvekili seçilen ancak halen de cezaevinde bulunan Leyla Güven’in avukatları, Yargıtay’ın, Enis Berberoğlu hakkında verdiği tahliye kararı üzerine harekete geçti. Güven’in avukatı Reyhan Yalçındağ, dün Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiği dilekçede “TBMM’de yasama faaliyetlerinde sürekli olarak bulunacağından da kaçma şüphesinin değil, kaçmayacağını gösteren somut olguların bulunması nedeniyle müvekkilin tahliyesini talep ediyoruz” dedi. l Mahmut ORAL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle