19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 22 Eylül 2018 10 13 yıllık çileye 24 binAnayasa Mahkemesi, uzun süren yargılama sürecinde karar verdi Anayasa Mahkemesi, Burdur Cezaevi’ne yapılan operasyon sırasında du varı delmeye çalışan kepçe ta rafından sol kolu kopartılan Ve li Saçılık’ın açtığı tazminat da vasının 13 yıl 6 ay sürmesi ne deniyle hak ih lali kararı verdi. Mahkeme, uzun süren yargılama ya ve bu süreç ALİCAN ULUDAĞ te bakanlıkların icra tehditlerine karşılık Saçılık’a sadece 24 bin 300 TL tazminat ödenmesine hükmetti. Bakanlık parayı istedi Burdur Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 4 Temmuz 2000 yılında bazı hükümlü ve tutukluların duruşmaya gitmeyi reddetmesi ve cezaevi yönetiminin talimatlarına uymaması iddiasıyla operasyon düzenlendi. Bu sırada cezaevinin duvarlarında delik açmaya çalışan kepçe, burada hükümlü olan Veli Saçılık’ın sol kolunu dirsek Saçılık, Burdur Cezaevi operasyonunda kolunu kaybetmişti. üzerinden kopardı. Burdur Başsavcılığı, operasyona katılan güvenlik görevlileri hakkında 2005 yılında takipsizlik kararı verdi. Saçılık, operasyonu yapan İçişleri ve Adalet Bakanlıkları aleyhinde tazminat davası açtı. Antalya 1. İdare Mahkemesi 2005 tarihinde Saçılık lehine 150 bin TL tazminata hükmetti. Bu arada bakanlık, Saçılık’a söz konusu tazminatı ödedi. Bakanlığın itirazını görüşen Danıştay 10. Dairesi, 2008 yılında tazminat kararını bozdu. Antalya 1. İdare Mahkemesi, bozma kararı üzerine dosyayı yetkisizlik kararı ile Isparta İdare Mahkemesi’ne gönderdi. Isparta İdare Mahke mesi, 2010’da verdiği kararda Saçılık’ın tazminat talebini reddetti. Karar, Danıştay tarafından 2014 yılında onandı. Kararın onanması üzerine bakanlık, söz konusu tazminatı ve mahkeme masraflarını Veli Saçılık’tan istedi ve icra takibi başlattı. Bu tutar bugünkü faiziyle yaklaşık 725 bin TL oldu. Bunun üzerine Saçılık, AİHM’ye başvurdu. AİHM, 2015 yılında verdiği kararla devletin Veli Saçılık’tan söz konusu parayı isteyemeyeceğine hükmederken, mahkeme masraflarına karşılık da Saçılık’a 10 bin Avro ödedi. Her iki bakanlık, bunun üzerine başlattığı icra işlemlerini durdurdu. Veli Saçılık, bu süreçte Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM, yargılamaların 13 yıl 6 ay sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkı ihlaline hükmetti. Mahkeme, bu nedenle Saçılık’a 24 bin 300 TL tazminat ödenmesine hükmetti. l ANKARA ULAŞ YURDAKUL Linç sırasında radyoyu açmışlar ZEHRA ÖZDİLEK Balıkesir L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda adli hükümlü olarak kalırken diğer mahkumlar tarafından işkence edilerek öldürülen Ulaş Yurdakul’un ölümüne ilişkin açılan davanın duruşmasına SEGBİS ile bağlanan ‘x’ kod adlı gizli tanık, Yurdakul’un darp edildiği saatlerde radyo sesinin sonuna kadar açıldığını söyledi. Gizli tanık, “Ulaş’ın daha öncede dövüldüğünü gardiyanların bilmemesinin imkânı yok” ifadelerini kullandı. Her gün dövmüşler Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya bazı sanıklar ve Ulaş yurdakul’un ailesi katıldı. Dinlenen gizli tanık ‘x’ sanıklardan birin kendisine Yurdakul’u ara ara dövdüklerini söylediğini belirterek sayımlarda Yurdakul’un koluna girildiğini söyledi. Gizli tanık, “Maktul sorunlu biriydi. Sürekli darp ve cebire maruz kalıyordu. Ben, maktul hayatını kaybettiğinde de koğuştaydım. Geceleyin radyonun sesini sonuna kadar açmışlardı. Aşağıdan radyo sesi geliyordu. Maktulün bu arada darp edildiğini düşünüyorum. Fakat yılbaşı gecesi ve devamında ben maktulün darp edildiğini görmedim. Şu an mahkemenizde yargılanan sanık olan herkes bu kişiyi darp etmiştir. Ulaş’ın daha öncede dövüldüğünü gardiyanların bilmemesinin imkânı yok” ifadelerini kullandı. Dinlenen bir diğer tanık U.H., Yurdakul ile 8 aya yakın bir süre aynı koğuşta kaldığına değinerek “Ulaş’ı sürekli dövüyorlardı. Sanıklardan Bülent Kocaman, İbrahim Armağan, İdris Çakmak, Nihat Şen, Serkan Evran neredeyse her gece Ulaş’ı dövüyorlardı. Murat Sevim de zaman zaman dövüyordu. Ayrıca koğuşta Murat Sevim’e uyuşturucu etkisi olan haplar yazılıyordu, bunu başkaları da içiyordu. Ben bu koğuştan yaklaşık olayın 34 ay öncesinde çıktığım için son zamanlarda yaşananları bilmiyorum” diye konuştu. Duruşma diğer tanıkların din lenmesi ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için ek süre verilerek ertelendi. l İSTANBUL Ulaş Yurdakul, koğuş arkadaşları tarafından öldürülmüştü. DİYARBAKIR’DAN İŞÇİLERE DESTEK Kötü çalışma koşullarını protesto ettikleri için 3. havalimanı inşaatında çalışan işçilerden 24’ünün tutuklanması Diyarbakır’da protesto edildi. KESK, DİSK, TMMOB ve TTB tarafından Ofis semtinde yer alan AZC plaza önünde yapılan eyleme, HDP milletvekilleri Ayhan Bilgen, Musa Farisoğulları, Dersim Dağ, Saliha Aydeniz, Selçuk Mızraklı ve Semra Güzel de katılarak destek verdi. ‘Tutuklamalar gözdağı’ havalimanı inşaatında çalışan 24 işçi cezaevinde 31 ARALIK’A ERTELENDİ İDDİASI Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim’de hizmete gireceğini duyurduğu 3. havalimanının açılış tarihinin 31 Aralık 2018’e ertelendiği iddia edildi. Kokpit sitesinin haberine göre işletmeci ve inşaatı yapan İGA, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ve Türk Hava Yolları (THY) arasında havalimanının 31 Aralık 2018 tarihinde açılması yönünde mutabakat sağlandı. Haberde taşınma işlemlerinin de 31 Aralık’ta Atatürk Havalimanı’ndan yeni havalimanına gerçekleştirileceği belirtildi. l Haber Merkezi 3.havalimanında gözaltına alınan ve tutuklanan işçilerin avukatları, “Bu gözaltı ve tutuklamalar, hak talep eden işçilere verilmiş bir gözdağıdır” dedi. İstanbul Barosu Baro Kültür Merkezi’nde dün soruşturma sürecine ilişkin bilgi veren avukatlar, işçilerin adil yargılama ve avukata erişim hakkının engellendiğini söyledi. Avukatlar adına açıklama yapan Songül Beydilli, “Sorgu hâkimi tutuklama gerekçelerinde hiçbir somut veri, delil bulunmadan genel ve soyut beyanlarla tutuklama kararı vermiştir. Hukuki temeli yoktur” dedi. Suç duyurusu AKP’ye yakın medyada çıkan haberlere ilişkin de açıklamalarda bulunan Beydilli, “Akit yaza rı Mehtap Yılmaz, Fatih Altaylı, Hıncal Uluç’un, işçilere yönelik aşağılamaları ve iftiraları suçtur. Bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağız” dedi. İşçileri cezaevinde ziyaret eden avukat Ekin Güneş Saygılı da işçilere ifadelerinde, “Hangi örgüttensin, bu telefonu sana örgüt arkadaşların mı aldı” gibi sorular sorulduğunu ve kaba dayaktan ziyade işkenceye varacak yöntemlerle ifadelerinin alındığını söyledi. Avukat Tamer Doğan da gözaltına alınıp bırakılan 38 işçinin işten atılmasına ilişkin İGA’nın talimatı olduğu bilgisini verdi. Öte yandan İnşaatİş Sendikası sosyal medyadan, havalimanında merdivenlerden düşen bir işçinin ayağının kırıldığını duyurdu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Avukatların savunmasında suç unsuru aranacak Savcı, Ankara Katliamını protesto ettikleri için yargılanan 16 avukatın savunmalarının başsavcılığa gönderilmesini istedi SEYHAN AVŞAR Türkiye’nin en büyük katliamlarından biri olan Ankara Katliamını protesto ettikleri için 16 avukatın yargılandığı davanın 11. celsesi dün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Savcı, sanık avukatların duruşmada yaptıkları savunmaların suç unsuru oluşturabileceğini belirterek Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) çözümünün Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesini talep etti. Bu talebi kabul eden mahkeme heyeti duruşmayı 1 Ocak tarihine erteledi. ‘IŞİDcileri yargılayın’ Sanık avukat Özgürlükçü Hukukçular Platformu üyesi Veysi Eski, Kürtçe yaptığı savunmasında “Burada olmaması gereken sizin bizi yargılamanızdır. Olması gereken IŞİD üyesi katilleri yargılamanızdır. 2015 yılındaki çö züm sürecini devlet tek taraflı bozdu” dedi. Eski savunmasına devam ederken, tercüman lehçelerin farklı olduğunu belirterek çeviriyi yapamayacağını belirtti. ‘Yargılama anlamsız’ Sanık Avukat Hüseyin Boğatekin ise bu yargılamaların bir anlamı olmadığını söyleyerek, “Sekiz yıldır siyasi dava avukatlığı yapıyorum. Benim öğrendiğim şey bu mahkemelerde halkın tarafındaysanız, ezilenlerin tarafındaysanız adalet beklemek mümkün değil. Keşke protestolar dışında bir şeyler yapabilseydik. Katillerden yaptıklarının hesabını soramadık. Bu yargılamayı tanımıyorum. Savunma yapmayacağım” dedi. ‘Meşru değildir’ ÖHP üyesi sanık avukat Sinan Zincir de “Mahkemeniz meşru bir mahkeme değildir. Birkaç gün önce Halkın Hukuk Bü rosu (HHB) üyesi avukatlar tahliye edildi. Üzerinden geçen birkaç saat sonra tahliye edilen avukatlar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Mahkemelerin tarafsızlığı ortadan kalkmıştır” diye konuştu. “Bizler iktidarın önünde düğme ilikleyen avukatlar değiliz” diyen Zincir, özetle şunları söyledi: “Ceza verirseniz gider cezaevinde de direniriz.” ‘Failler cezasız’ Başka bir dava nedeniyle tutuklu bulunan Ezilenlerin Hukuk Bürosu üyesi sanık avukat Sezin Uçar ise duruşmaya Bakırköy Cezaevi’nden getirildi. Uçar, savunmasını daha önce yaptığını anımsatarak “Bu katliamda sorumlu olan tek bir kamu görevlisi yargılanmadı. Ankara katliamının failleri cezasız. Katliamdan sağ kurtulan, katliamı protesto eden avukatlar yargılanıyor” dedi. l İSTANBUL haber TASARIM: SERPİL ÜNAY ELAZIĞ 2. NO’LU CEZAEVİ Cezaevinde darp ve hücre cezası MAHMUT ORAL Daha önce de tutuklu ve hükümlülerin darp edildiği vakalarıyla gündeme gelen Elazığ Yüksek Güvenlikli 2 No’lu Cezaevi’nde gardiyanların, kameraları kapatarak aralarında yaşlıların da bulunduğu 6 tutukluyu darp ettiği ve tek kişilik odalara koyduğu bildirildi. Aileler konuyla ilgili olarak İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) başvurdu. Elazığ Yüksek Güvenlikli 2 Nolu Cezaevi’nde bulunan tutuklu ve hükümülerden bazıları 12 Eylül günü, burada yaşanan kötü muamelenin sona ermesi için uyarı amacıyla 3 günlük açlık grevi eylemi gerçekleştirdi. Ancak eylemi gerçekleştiren tutuklu ve hükümlüler, darp edilerek tek kişilik odalara konuldu. Aileleriyle görüş yaşananları anlatan tu tuklular, 10 kişilik gardiyan grubunun, tek kişilik odalara alınan 6 tutukluyu darp ederek hakaret ettiklerini söyledi. Cezaevindekiler, yaşananları protesto etmek amacıyla slogan attıklarını bunun üzerine gardiyanların kameraları kapatarak aralarında yaşlıların da bulunduğu tutukluları tek kişilik odalara tıktığını anlattı. Cezaevinde sürekli olarak gardiyanların tehdit ve saldırılarına maruz kaldıklarını belirten tutuklular, spor faaliyeti ve havalandırma gibi ihtiyaçlarının kısıtlandığını, haftada bir gün olan sportif faaliyet ile bir günlük olan havalandırma haklarının, keyfi olarak bir hafta spor faaliyeti, bir hafta havalandırma şeklinde kısıtlandığını söyledi. Tutuklu ve hükümlüler, dün aileleri aracılığıyla İHD Diyarbakır Şubesi’ne başvuruda bulundu. l DİYARBAKIR OHAL DİRENİŞÇİLERİ KURDU Yüksel TV için logo yarışması Ankara Yüksel Caddesi’nde ‘işimi geri istiyorum’ talebiyle eylem yapan öğretmenler, memurlar bir araya gelerek sosyal medyada Yüksel TV’yi kurdu. Kendilerini Yüksel Direnişçileri olarak adlandıran kitle, televizyonlarının logosu için yarışma düzenliyor. Yüksel direnişçileri, yurttaşlara logo yarışmasına katılması için çağrı yaparak, “700. gününe yaklaşan, dünyada eşi benzerine az rastlanan Yüksel direnişinin kanalı Yüksel TV’nin logosu sizin eseriniz neden olmasın? Biz halkımızın yaratı cılığına Yüksel Caddesine ilk çıktığımız günden bu yana güveniyoruz. Tasarımlarınıza da öyle. Heyecanla bekliyoruz” ifadelerini kullandılar. Yüksel TV logosu için gerçekleştirilen yarışmaya 5 Ekim’e kadar tasarlanan logolar ‘[email protected]’ adresine gönderilebilecek. Yüksel TV kurucuları arasında OHAL kararnamesi ile işlerinden ihraç edilen Nuriye Gülmen, Semih Özakça, Acun Karadağ, Alev Şahin’in aralarında bulunduğu Yüksel direnişçileri bulunuyor. l İSTANBUL/Cumhuriyet TKPKıvılcım operasyonu Avusturyalı gazeteci ‘örgütten’ tutuklandı ALİCAN ULUDAĞ Ankara terörle mücadele ekipleri tarafından geçen hafta gözaltına alınan Avusturyalı gazetesi Max Zirngast, evinde Hikmet Kıvılcımlı’ya ait kitaplar bulunması ve Toplumsal Özgürlük Dergisi’nde yazdığı yazılar nedeniyle TKP/Kıvılcım örgütüne üye olmak suçundan tutuklandı. Nöbetçi hâkimlikte savunma yapan Zirngast, suçlamaları kabul etmedi. Terörle Mücadele ekipleri, 12 Eylül günü, aralarında Avusturya vatandaşı olan gazeteci Max Zirngast’ın bulunduğu 4 kişiyi, TKP/Kıvılcm örgütüne üye olduğu iddiasıyla gözaltına aldı. Dün Ankara Adliyesi’ne sevk edilen şüphelilerden Zirngast’ın bulunduğu 3 kişi tutuklanarak, Sincan Cezaevi’ne gönderildi. Mahkemede savunma yapan Zirngast, “Ben sosyalist bir insanım. Evrensel değerleri savunuyorum. Hiçbir şekilde gizli faaliyette bulunmadım. Burada hayatımı kurmak için ev aldım. Suçlandığım örgütü bilmiyorum. Herhangi bir ör Max Zirngast güt adına faaliyette bulunmadım. Almanca, İngilizce, Türkçe dilleri arasında çeviriler yapıyorum. Yazılar yazıyorum. Evimde bulunan kitapların bir çoğu Hikmet Kıvılcımlı’ya aittir. ODTÜ’de okurken Kıvılcımlı üzerine hocama sunum yaptım. Kitapların evimde bulunmasının sebebi budur” dedi. Örgüt yoktur kararı Gazetecinin avukatı Murat Yılmaz, “Adana Ağır Ceza Mahkemesi, 2015 yılında ‘TKP/Kıvılcım diye bir örgüt yoktur’ diye karar vermiştir. Şüphelinin Toplumsal Özgürlük Dergisi’nde yazdığı yazılar, terörü savunmayan yazılardır” dedi. l ANKARA TÜRKİYE’DE TUTUKLU BİR ALMAN VATANDAŞI DAHA TAHLİYE EDİLDİ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 28 Eylül’de Almanya’ya yapacağı ziyaret öncesi Türkiye’de tutuklu bulunan bir Almanya vatandaşı daha serbest bırakıldı. Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’de siyasi nedenlerden tutuklu vatandaşlarının sayısının beşe indiğini belirtti. Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Adebahr, vatandaşının mahkeme kararıyla perşembe günü serbest bırakıldığını söyledi. Ancak sözcü, serbest bırakılan kişi hakkında başka bir bilgi paylaşmadı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle