27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 21 Eylül 2018 ‘1T4 ürkiye’de şu an kültür EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: FUNDA YAŞAR ER kültürel sığlık var’ Ada Müzik tarafından düzenlenecek, “Burada Müzik Var” sloganıyla gerçekleşecek etkinlikler, 28 Eylül7 Ekim tarihleri arasında Moda Kayıkhane’de yapılacak. Ada Müzik’in kurucusu Bülent Forta ile müzik dünyasını konuştuk. Müzik şirketi Ada Müzik tarafından düzenlenecek, yolu Ada Müzik ile kesişen sanatçıla nın yanında daha yeni albümünü çıkaracak ya da daha önce bir iki albüm çıkarsa da bu çerçeve rın konser ve özel projelerle yer alaca ye yeni dahil olmuş insanlara da ğı etkinlikler, “Burada Müzik Var” slo imkân tanıyan bir program ol ganıyla 28 Eylül7 Ekim arasında Moda ORHUN Kayıkhane’de gerçekleşecek. Her gün 3 ATMIŞ sun istedik. Bu arada, bugüne kadar kayıtlarıyla efsaneleşmiş bir sanatçı ve grubun yer alacağı konserler iki tane grubu da bir araya getir de yelpaze oldukça geniş. Ada Müzik’in kuru dik. Mozik bunlardan bir tanesi, Nekrop cusu Bülent Forta ile “Burada Müzik Var”ı ve si bir diğeri. Bunlar, çok uzun süredir müzik dünyasını konuştuk. sahne performansı olmayan gruplardı. Forta, fikrin çıkış noktasını şu sözlerle açık Projeyi anlattık ve heyecanlandılar, öyle ladı: “Türkiye’de şu anda ciddi bir kültürel sığ geldiler. Tekil tekil konserler değil, hep lık, her şeyin poplaştığı, kültürsanattan in beraber kültürel karşı koyuş da sergile sanların doğrudan eğlenceye kaydığı bir kül yebileceğimiz bir etkinlik olarak algıla tür dünyası var. Bu en çok da müziği vuruyor. makta fayda var. Bir televizyon açıyorsunuz pop müzik, radyoyu açıyorsunuz pop radyosu, şarkı sözlerinin çoğu birbirine benziyor, benzer kadın ve erkeklerin bütün bu kültürel uzayı kapladığı ülke tablosuyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla biz burada biraz farklılığı, derinliği olan hem müzikal çizgileriyle hem kültürel yozlaşma karşısında duran insanları bir araya nasıl getirebiliriz diye düşündük. Bunu Türkiye’de ısrarla sürdürmeye çalışan bir şirket olduğumuz için dönüp kendi sanatçılarımıza baktık. Gördük ki hem tarihsel hem dönemsel olarak bunu biz hem prodüksiyon hem albüm yayımlama bazında gerçekleştirmişiz. Dedik ki sadece bu bir albüm yayınıyla sınırlı kalmasın, bir araya geldiğimiz bir kültür organizasyonuyla tamamlayalım. Burada da insanlar bu canlı performanslarında birbirleriyle dayanışan, farklı bir sahne ortaya koyan ve sonuç olarak, hakikaten müziğin olduğu bir araya geliş sergilesinler. ‘Karşı koyuş’ n Konserlerin planlaması nasıl gerçekleşti? Niye günde 3 konser? Ada Müzik’in sanatçı sayısı 300’e yakın. Bunların hepsini bir yere sıkıştırmamız mümkün değildi. Tek tek bir konserler serisi olmasını istemedik, onlar zaten yapılıyor. Burada yapılmayan şey bu grupların bir araya geldikleri, seyircilerle bir arada kaynaştıkları, sahne performanslarında da ortaklıkların gösterildiği, örneğin çok daha ünlenmiş bir sanatçı n ‘Burada Müzik Var’ da atölyeler olacak deniyor. Başka etkinlikler de ‘Krizolacak mı? Detaylar nedir? den en çokBu programda onları biraz daha kı sıtladık, çünkü çok yoğun bir prog müzisyenram oldu. Ama en önemli şeylerden ler etkilenebiri, orada oturum olacak bir gün ve cek’müzikle ilgili merak edilen her şeyi orada konuşacağız. “Bu dijital müzik ne, YouTube’da nasıl para kazanılır, telif nedir, bir sanatçı teliften ne kadar kazanır” gibi herkesin merak ettiği konularda ciddi oturumlar süreci olacak. Bu da şimdi bizim sürprizimiz gibi, ilk sizinle anons etmiş olalım, bundan sonra detaylar sosyal medyadan takip edilebilecek. n Müzisyenleri neye göre bünyenize katıyorsunuz? Bizim bir yapım spektrumumuz var. Biz hiçbir şekilde arabesk bir albüm yapmıyoruz. Kategorik olarak ne onun ilişkilerini biliyoruz, ne tanıtımını biliyoruz, ne de o tür müzikten anlıyoruz... Çok pop da yapmıyoruz, diyelim ki bugün ana akım pop diye tabir ettiğimiz müzik, bizim çok tercih ettiğimiz bir müzik değil. Ama bu iki kalın kırmızı çizginin ortasında kalan alanda rock, klasik, caz müzik olabilir, burada çok ciddi bir kataloğumuz var. lczebSkkçiildrdiusaevilrsselAatydeiedrsdnidmezszidkbraBsmerayönTıeideıarntreyöomiikednsdearnlczekraüşıaönuvleelliüneeiadıynkebeimzSirdrrvgcizblşcmouildrırkiekydmaeroeüeasiioiirnkekndrrazrieduykişllnıkuosısdunktmbidşynrsldaimalâeerokğnydiaekaeleapmnueeandrdrosinüniuyrnnavlassbmieevı5obscalkröyzcairtiıoauzdeepşzı0oultüluüraduneslnt.meaaer.rtadnrrkzeçTyadDidabÖeenrğrgsdtmionüdğLosaidıatıoilemrieenkğilbzyleeikıri.enaod.allrzşil..ü,raieBscidbBbreralruÇrbBseymyçnyteeuliliiemıea.eiezugznalıoüoelnrgmsrüeDykpirmnrınkmlnbıddyçlüizısoılryiaıyelikklğyiuoadaünafeelnorodylmküaiaoebernoaeküşrrobleıllrtuyrniuarünüşbnednnkymeuiguğnlyöeb,dşkulaatdzuseiıbocikroayaş.rk.öseraeıo?utBrnı.rniz tkmrsezlaoüfağısiekaşyamsmyanrkahivırmğmzleKldonsinakdnaıiaselklbmlroaşeeadrüelirluauribakoabuaçinenkrailnredYyrytupylgılyzdilioskemuıcrüipdşeaçon.rağeüaeoognerylarfcroiğObreıikclreionbzooddoev,akukkilibrüdnlelolabdeymğraecl.r.eiunsef.laeşrrammOlieÇınanabeğztişDeanktpuksrkeozs.sirkzmaeiaımoosıbu.bgdlaB?tmulikzadrmidnlntaahaaaüıeanyyvamüflaakburğneiiyızlaaapbkeydlkrdoçbliailıküdrzorzlsısoiitsienarorui.szlyaoaoyırbyaaryotsAirieiryet.ekslallşuıigelaakklöykddtamaBlymneedrripa.orlobnreneuealaakaTaDrnüeatnırapsknkirifşüoly.tiyşlrosşoliaızddame,anrBeübabekianalnrkkeesçbadninkiaauasrglziauraniyaiyao,dnstygnivdedndkrıbeiaııbnoüaönaınlacoeşunud’dokirdnıridcynmd,iı.eeegadtuai Tiyatroadam yeni sezonu ‘İntİharın Genel Provası’ ile açıyor Tiyatroadam 26 Eylül’de “İntiharın Genel Provası” adlı oyun ile yeni sezonda perdelerini açacak. Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde, saat 20.30’da sahnelenecek oyunda, Erdem Akakçe, Fatih Koyunoğlu, Kadir Çermik ve Selen Öztürk rol alıyor. Tiyatroadam’ın eğlenceli, coşkulu tarzı ve yüksek performansıyla, gizemini oyunun sonuna kadar koruyan bir bulmaca, şaşırtıcı bir macera. Emrah Eren’in yönettiği, Ba rış Dinçel’in dekor ve kostümlerimizi hazırladığı “İntiharın Genel Provası”, 20. yüzyılın Balkanlar’dan çıkmış en keskin kalemlerinden biri olarak anılan, aynı zamanda Emir Kustrika’nın “Underground” filminin de senaristi Duşan Kovaçeviç’in kendine has üslubuyla, kara mizah tarzında kaleme aldığı, alaycı ve sarsıcı bir sistem eleştirisi... Oyun 6 Ekim de ise 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. T.C. İSTANBUL ANADOLU 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/231 Esas KARAR NO: 2018/224 Davacı GÖZDE ERDEM aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Adın İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: 1 Davanın kabulüne, Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, Dize, Cilt No:1, Hane No:57, BSN:36’da kayıtlı, Celal ve Şükran’dan olma, 30/01/1987 doğumlu, 14894194820 TC kimlik nolu davacı Gözde ERDEM ‘in Gözde olan adının TOPRAK ERHUN olarak düzeltilmesine, dair tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 18/09/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 865129) T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/411 Esas KARAR NO: 2018/333 Davacı ARZUGUL TURDI aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, Nuripaşa mahallesi/köyünde kayıtlı, 17/07/1954 doğumlu, Dawutı ile Hornisa kızı, 30896522768 TC kimlik numaralı, ARZUGUL TURDI’nın TURDI olan soyisminin UYGUR OLARAK DÜZELTİLMESİNE, Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 05/09/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 865152) T.C. GAZİOSMANPAŞA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2018/410 Esas Mahkememiz 2018/410 E., 2018/340 K. Sayılı kararı ile “Çankırı ili, Ilgaz ilçesi, Başdibek Mah./Köy, C:17, H:18, BSN:46’da nüfusa kayıtlı, 31540844380 TC Kimlik numaralı İsmail ve Şengül’den olma, 15/11/1981 İstanbul doğumlu Halime Ustabaşı’nın nüfus kayıtlarında Halime olan adının “Ferhunde”, Ustabaşı olan soyadının “Saral” olarak düzeltilmesine ve düzeltilmiş şekli ile tesciline karar verilmiştir. İlan olunur. 17/09/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 865105) T.C HEKİMHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No İli İlçesi Mahallesi Mevkii Parsel No 2018/424 Malatya Hekimhan Hasançelebi 2446 Yukarıda tapu kaydı yazılı bulunan taşınmazlar Maliye Hazinesi tarafından kamulaştırılmış olup, kamulaştırıma bedelinin tespiti ile taşınmazın idare adına tescili için malikleri aleyhine mahkememize dava açıldığı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 10/4. maddesi gereğince ilan olunur. 13/09/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 865194) T.C. ARDAHAN SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2013/644 Esas KARAR NO: 2018/172 DAVALI: FEHİM TOPCU 74293035520 Mahkememizde açılan Ortaklığın Giderilmesi (Paylı Mülkiyette) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş olup, ilanen tebliğine karar verilmiştir. Ardahan ili, Merkez ilçesi, Beşiktaş Köyü nüfusuna kayıtlı Halis ve Hano oğlu 03/06/1962 doğumlu 74293035520 T.C. Kimlik numaralı Fehim TOPCU’ya bütün araştırmalara rağmen tebligat yapılamadığı ve açık ikametgah adresinin tespit edilemediği anlaşılmış olmakla; Davanın KABULÜ ile, Ardahan ili, Merkez ilçesi, Beşiktaş Köyü Çiftpınar Mevkii 106 ada 140 parsel, Beşiktaş Köyü Çiftpınar Mevkii 106 ada ve 149 parsel, Beşiktaş KöyüGürüz Mevkii, 107 ada 157 Parsel, Beşiktaş Köyü Taşocağı Mevkii 107 ada 249 parsel, Beşiktaş Köyü Napuzar Mevkii 107 ada 257 parsel ve Beşiktaş Köyü Mağara Mevkii 107 ada 571 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ORTAKLIĞIN SATIŞ SURETİYLE GİDERİLMESİNE, Mahkememizce verilen hükmün 7201 sayılı Tebligat Kanunun 28 ve devamı maddeleri gereğince yukarıda açık kimliği belirtilen davalı Fehim TOPCU’ya tebliği ile tebliğe ilişkin gazetenin yayınlandığı günden itibaren 15 gün sonra tebliğ yapılmış sayılacağı İLANEN tebliğ olunur. 31/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 865296) T.C. İSTANBUL ANADOLU 17. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2015/562 KARAR NO: 2018/283 Davacı YEŞİM COŞKUN aleyhine mahkememizde açılan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Davanın KABULÜNE, SAKARYA İli, AKYAZI İlçesi, DEDELER Köyü/ mah. Cilt No: 61, Hane No:64’de nüfusa kayıtlı, ÖMER ve FATMA’den olma, 28/09/1994 doğumlu davacı YEŞİM COŞKUN ile aynı hanede nüfusa kayıtlı İLYAS ve HACER’den olma 12/09/1992 doğumlu davalı TUGAY COŞKUN’nın TMK’nun 166/1maddesi gereğince BOŞANMALARINA. Davacı tarafın talebi olmadığından davacı için tedbir nafakasına hüküm edilmesine yer olmadığına, Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin yatırılan 27,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye eksik kalan 8,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, Kullanılmayanbakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize veya başka bir yermahkemesine verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzereverilen karar verilmiş olup, Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 14/09/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 865585) Bir anı... Cumhuriyet’te yeniden görev üstlenme onuruna erdiğim bu başlangıç yazıma gençlik yıllarımın bir anısıyla başlıyorum. Bir gün ayna elimden yere düştü, her parçası bir yana dağıldı. Evde ayak işlerine bakan okumasız yazmasız Abdullah, tek gözünü koltuğun altında dolaştırarak bulduğu küçük bir parçayı cebine yerleştirdi. “Ne yapacaksın onu” diye sormuştum. Sesini yükselterek, “Ne yapacağım, elbet sufatıma (yüzüme) bakacağım” demişti. İçimden, “Nice olaylar yaşamış yorgun yüzünde ölüm kuyusu gibi derinleşen kör gözünden, kız kaçırdığı gecede şimşek çakmışçasına parlayan bıçağın yanağında açtığı yaradan başka ne görecek” diye geçirdiğimi sezmiş olmalıydı ki, konuşmamış, ağzında sözcükler mırıldanmıştı. Gençlik, yanılgılar tuzağıdır; aynaya bakıp yaralı yüzünde güzellik aramayı Abdullah’a çok görmüştüm. Onun, az sonra bir köşeye çekilip, cebinden çıkardığı el kadar cam parçasında tek gözlü yüzünde bir şeyler aradığını görünce yüreğimi acılar sarmış, içimin aynaları parçalanmıştı. Görüntü bilinci Aynaya bakarken, o kırık cam parçasında kendini görüp yıkıntıya uğramış yüzündeki cılk yaranın büzülüp kapanmışlığının mutluluğunu mu duyuyordu Abdullah? Ya da onu görmüyor da, dünyayı aydınlık eyleyen sağlam gözünü ona armağan eden yazgıya dualar mı yağdırıyordu? Yüzünde mutluluk izi ararken, onun, iç evrenine dalıp gittiğini düşündüm. Kendi dışında kim, yüzünün engebelerini, kıvrımlarını, çalkantılarını onun gözüyle algılayabilirdi? Kişi aynada gördüğünün sultanıdır; Abdullah aynaya bakarken içinde böyle bir sultanlığı yaşıyor olamaz mıydı? Bir, kristal aynaların önüne geçip, ‘Ayna! Ayna! Benden güzel, benden büyük biri var mı’ diyen süs soytarılarını getirin gözünüzün önüne, bir de yüzüne tuttuğu aynada kendi yansısını görüp, o süslü kişilerin boş dünyasını altüst eden Abdullah’ları... Aynanın bulunuşu İlk ayna gölgedir. İnsan, önünden, arkasından, nereye dönse yanı başından ayrılmayan gölgesinin ilk ayrımına vardığında herhalde çocuklar gibi şaşırmıştır! Hayvanlara, ağaçlara, çalıya çırpıya, bir yere çaktığı kazıklara bakıp onların da gölgesi olduğunu görünce de sanırım derin düşüncelere dalmıştır. Mutluluğu da belki yüce dağların gölgesinde serinlerken tatmıştır... Bedeni gibi beyni de devingen olan insan, doğayı göründüğü gibi bırakmamış, gereksinim duyduğu her an, ortamı rahat ettirici bir biçime sokmaya çalışmıştır. Uygarlık gelişiminin bir evresinde durgun sular, rüzgâr sürtünmesine uğrayıp saydamlaşan kayalar, parlak metaller ayna olmuştur ona. Ama o yetmemiş, görüntüden görüntü yaratan içbükey, dışbükey, dört köşe, oval, büyüteçli aynalar da yapmıştır. Tarihsel bağlamda aynanın gelişimi rastlantıya dayanıyor. Dört bin yıl önce, İtalya’nın kuzey kesimlerinde, yanardağ lavlarının parlak artıklarının cilalanmasıyla, görüntüyü aksettiren ilk aynalar yapıldı. Gümüşleme yöntemiyle ayna elde etme tekniği ise, 14. yüzyılda Venedik’te geliştirildi. Bir cam tabakanın arka yüzeyine cıva sürerek ayna yapmayı da Venediklilerin başardığı söyleniyor. İnsan, ancak dünyayı değiştirip yeni bir biçime sokmakta düşünenlerin büyük emeğini kutsadığında kavrayacaktır çağdaşlığın anlamını. ‘Seni Seviyorum Türkiye’ Lefkoşa’da sahnelendi Lefkoşa Türk Belediyesi’nin sunduğu 16. Kıbrıs Tiyatro Festivali’nde Bakırköy Belediye Tiyatroları, “SherlockHamid” oyunundan sonra bu kez de “Seni Seviyorum Türkiye” oyununu sahneledi. Başbakan Tufan Erhürman, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın da seyrettiği oyun sonrasında oyuncular ayakta alkışlanırken LTB Kültür Sanat Şube Amiri ve Festival Komitesi Başkanı Kıymet Karabiber sahneye gelerek ekibi tebrik etti. Karabiber, iki oyunla festivale katılan Bakırköy Belediye Tiyatroları’na ve sahnede başarılı performanslar ortaya koyan tiyatroculara teşekkür ederek Bakırköy Belediye Tiyatroları adına oyunda da rol alan Genel Sanat Yönetmeni Alican Yücesoy’a festival plaketini takdim etti. Ceren Ercan’ın yazdığı, Yelda Baskın’ın yönettiği tek perdelik oyun; beş kişinin İstanbul’da bir çamaşırhanede kapalı kalması ile hem üstü kapalı bir sorgulamaya maruz kalmalarını hem de kişisel, toplumsal ve ülke şartlarından dolayı bu kişilerin Türkiye’de kalma ile gitme arasındaki çizgide dolaşıyor ve toplumsal yaşama dair eleştiriyi sahneye koyuyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle