19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 20 Eylül 2018 6 Osman Kavala dosyası AİHM Türkiye’den savunma istedi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Osman Kavala’nın dava baş vurusu, tutukluluk süresinin yasallığı ve Anayasa Mahkemesi önündeki süreç hak kında Ankara’dan savunma talep etti. DW Türkçe’nin haberine göre; AİHM, Kavala’nın avukatları tarafından 8 Haziran 2018 tarihinde yapılan dava başvurusuyla ilgili dosyayı hızlandırılmış prosedürle iş leme koyma kararı aldı. Da va başvurusunu Türk hükü metine tebliğ eden mahke me, savunma yapması için Ankara’ya bir dizi soru yö neltti. AİHM, özellikle Kava Osman Kavala la hakkındaki geçici tutukluluk kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AİHM içtihat larına uyumluluğuna odaklandı. Tutuklamanın “yasallığını” sorgulayan AİHM, tutuklanma kararına temel oluştu ran “şuç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe” kavramı hakkında ayrıntılı bilgi istedi. Tutuklama kararı alın dığı sırada dosyada bulunan kanıtların ye terli olup olmadığını sordu. Kavala hakkın daki geçici tutukluluk süresinin “makul sü rede” yargılanma şartıyla bağdaşıklığını da sorgulayan AİHM, Kavala’nın, tutukluluğun yasallığına karşı itiraz hakkına sahip olup olmadığı konusunda da ayrıntı talep etti. Mahkeme, Ankara’ya Kavala’nın Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruyla ilgili de sorular yöneltti. AYM’nin önündeki sürecin uzunluğunun AİHS ile uyumlu olup olmadı ğı hakkında görüş istedi. lHaber Merkezi yöneticilere 3 yıl 9 ay hapis Hayatın Sesi’ne ceza yağdı SEYHAN AVŞAR KHK ile kapatılan Hayatın Sesi televizyonun “Zincirleme şekilde örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla açılan davanın karar duruşması dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, televizyonun yöneticileri Mustafa Kara, İsmail Gökhan Bayram ve Gökhan Çetin’e 3’er yıl 9’ar ay hapis cezası verdi. Hayatın Sesi televizyonunun sahibi Mustafa Kara ve ortağı İsmail Gökhan Bayram ile Genel ve Sorumlu Müdürü Gökhan Çetin duruşmaya katılmadı. Savunma avukatı Devrim Avcı Özkurt yaptığı savunmasında, “Müvekkillerim ülkede yaşanan yaşanan Ankara Gar katliamını ve İstanbul ve Ankara’da gerçekleşen patlamaları haber yaptı. Biz muhalif bir televizyon kanalı olarak iktidarı eleştirdik. Haber verme ile propaganda arasında fark vardır ve propaganda suçunun unsurları oluşmamıştır” diyerek beraat talep etti. Kararını açıklayan mahkeme, “örgüt propagandası” suçundan önce 2 yıl hapis cezası ardından suçun basın yoluyla işlendiği gerekçesiyle cezada yarı oranında artırım yaparak 3 yıl hapis cezası verdi. Propaganda suçunun zincirleme olarak gerçekleştirildiği gerekçesiyle cezada yarı oranda artırım yapan mahkeme, 4.5 yıla çektiği cezada iyi hal indirimi uygulayarak 3 yıl 9 ay hapis cezasına hükmetti. l İSTANBUL BİR YIL TUTUKLU KALMIŞTI Yücel’den 1 milyon TL’lik tazminat talebi Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü (RSF) resmi Twitter hesabından, Türkiye’de bir yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in haksız tutuklandığı gerekçesiyle 1 milyon TL tutarında tazminat davası açtığını duyurdu. Tahliyesinin ardından Almanya’ya dönen gazeteci hakkında “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlarından açılan davanın ilk duruşması haziran ayında yapılmış ve beraat talebi reddedilmişti. Yücel’in ikinci duruşması 20 Aralık’ta görülecek. l İSTANBUL ‘Adamı vurmaya gerek yoktu ki’ 2017 Diyarbakır Nevruzu’nda polis tarafından vurulan Kemal Kurkut davasında yeni bir ses kaydı ortaya çıktı Diyarbakır’da 2017 Nevruz kutlamaları sırasında polis tarafından yarı çıplak halde sırtından vurularak öldürülen üni versite öğrencisi Kemal Kurkut ile ilgili dava dosyası na giren bir ses kay dı, Kurkut’un öldürül meden de yakalana bileceğini kanıtladı. MAHMUT ORAL Olay yerindeki zırhlı bir polis aracından alınan ve dosyaya ko nularak bilirkişi ta rafından özel video ve ses çözümle me programlarıyla deşifresi yapılan 13 saniyelik ses kaydında, bir polis memuru, bir başka polis memuruna Kurkut’un vurulmasıyla ilgili ola rak, “Adamı vurmaya gerek yok ki” dediği açıkça duyuluyor. ‘Öldürülmeyebilirdi’ Dava dosyasına giren ses kaydıyla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Reyhan Yalçındağa Baydemir, “Öldürmeden de Kurkut’u gözaltına alabilirlerdi. Bizim de dava boyunca iddiamız hep bu yönde oldu. Bu ses kaydının dosyaya gelmesiyle savımız da kanıtlandı” dedi. Polisin Kurkut’u başka şekillerde de etkisiz hale getirebileceğini belirten Baydemir, “Bu dos Kurkut, Diyarbakır’daki Nevruz etkinliklerine girmek için yarı çıplak halde polis kontrol noktasına doğru koşarken polis tarafından sırtından vurularak öldürülmüştü. yada kolluk, maktulü başka şekilde derdest edebilecekken, gaz sıkarak, su sıkarak mesela ya da polisler genellikle yakın dövüş eğitimi alıyorlar, bu tekniği kullanarak, ya da ayağına ateş ederek, elinde silah olmayan, yarı çıplak halde, üzerinde herhangi bir patlayıcı madde olmadığı çıplak gözle görülen birini böyle de yakalayabilirdi. Bu ses kaydının dosyaya girmesiyle savımız da kanıtlandı. Tam bu söylediğimizi öldüren kişinin meslektaşları bile söylüyor. Bu beyan bile bazı meslektaşlarının, vicdanen bunu kabul etmediklerini, mesleki olarak da bunun doğru olmadığını kabul ettiklerini ortaya koyuyor. Yani polisler de burada, sanık meslektaşlarının aslında öldürme kastı ile hareket ettiğini, dolayısıyla failin ceza yasamızdaki ağırlaştırılmış cezalarla cezalandırılması gerektiğini ortaya koyan bir beyanda bulunuyor. Bilirkişi raporlarının gelmesiyle bu iddiamızda pekişmiştir” açıklamasında bulundu. Baydemir, bugün görülecek duruşmada polis memurunun tutuklanmasını isteyeceklerini söyledi. Kurt’u vuran polis Y.Ş. halkında açılan davanın üçüncü duruşması, bugün Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edilecek. l DİYARBAKIR Fail yine serbest Berkin’in 8. duruşmasında da polisler yine hatırlamadı ve görmedi Duruşmayı CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekilleri Hüda Kaya, Garo Paylan, Taksim Dayanışması’ndan Mücella Yapıcı ile çok sayıda yurttaş takip etti. katilin tutuklanmasını istiyoruz Duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması yapan Sami Elvan: “Bi zim beklediğimiz tek şey katilin tutuklanması. Mahkeme bunu reddetti. Biz inanıyoruz bu halk bizim gibi düşünen insanlar olduğu müddetçe onlar yaptıklarıyla boğulacak. Sonucu merakla bekliyorum ama ne bekliyorsunuz derseniz hiçbir şey beklemiyorum.” Gezi Direnişi’nde Okmeydanı’nda po ri dinledi. Tanıkların sürekli, belge imzalıyor muydunuz?” soru“Bilmiyorum, hatırlamıyorum, suna Erbek, “Herhangi bir imza atıp lisin attığı biber gazı kap görmedim” diyerek beyanda atmadığımızı hatırlamıyorum” diye sülüyle hayatını kaybe bulunmaları dikkat çekti. cevap verdi. Duruşmaya Sivas’dan den Berkin Elvan’ın öldürülmesine ilişkin açılan davanın 8. celsesi dün Çağlayan’daki İstanbul Adliye SEYHAN AVŞAR ‘Gezi’de gaz atmadık’ Duruşmada ilk olarak dinlenen polis Mehmet Çelik, “Gezi bağlanan Ömer Koç ise “Ekibimin kaç kişi olduğunu hatırlamıyorum. O dönem ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık. Ben ZET silahı kul si 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gö olayları boyunca gaz kullanmadık. lanmıyorum” dedi. Tanık polis Yu rüldü. Duruşmada konuşan Berkin Sanık Fatih Dalgalı’yı tanımıyorum” suf Koçoğlu da gaz tüfeği kullanma Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, “De dedi. Polis memuru Orhan Şimşek sertifikası olmasına rağmen olay sı niz Gezmiş’i astıran hâkimin bo de olay günü ZET silahı kullanma rasında kullanmadığını belirtti. Ko ğazına nasıl kemik takıldıysa, be dığını söyledi. Erzincan’dan SEGBİS çoğlu, avukatların, “O süreçte ami nim çocuğumu öldürenlerin bo ile mahkemeye bağlanan tanık polis riniz kimdi” sorusunu “Hatırlamıyo ğazına da çocuğumun alamadı Mustafa Erbek, “Olay yerine gidip rum” diye yanıtladı. ğı ekmek takılacak” dedi. Mah gitmediğimizi ise hatırlamıyorum. Elvan ailesinin avukatlarından keme heyeti bu celsede olay gü ZET silahı kullanmadım” ifadeleri Çiğdem Akbulut, Jandarma Krimi nü Okmeydanı’nda görev yapan ve ni kullandı. Mahkeme başkanının, nal Büro’nun dosyaya sunduğu ra ZET silahı kullanan tanık polisle “ZET silahını depodan alırken bir pora göre Berkin Elvan’ı vuran poli sin Fatih Dalgalı olduğunun yüzde 70 oranında belirlendiğini söyledi. Sanığın tutuklanmasını talep eden Akbulut, “Hiçbir gerekçe sunma dan tutuklama talebini reddiyorsu nuz” dedi. Söz alan avukat Can Ata lay ise, “Bütün raporlar Berkin’i vu ranın ikinci ZET’çi olduğu ve bu ki şinin Fatih Dalgalı olduğunu göste riyor. Mahkeme daha nasıl bir kanıt bekliyor” diye konuştu. Yaptığınız işkence yeter Mahkemede söz alan Gülsüm Elvan, “Ben çocuğumu ekmek almaya gönderdim bana kanlı gömlek gönderdiler. Kime sorsak bu kişiyi tanımıyor. Bugün benim çocuğumu vuran kişi yargılanmıyor çocuğumun avukatları yargılanıyor, cenazesine katılanlar yargılanıyor, Berkay Ustabaş yargılanıyor. Bize yaptığınız işkence yeter” dedi. Mahkeme, Fatih Dalgalı’nın kaçma şüphesinin bulunmadığı gerekçesiyle tutuklaması talebini reddederek, duruşmayı 28 Kasım tarihine erteledi. l İSTANBUL haber EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: İLKNUR FİLİZ Gökhan Hotamışlıgil’e mükemmel bir ödül 25 yıldır kendini metabolik – kompleks hastalıklar konusuna adamış ve bu bağlam da obezliği bu hastalıkların odağına oturtmuş ünlü bilim insanımız Gökhan Hotamışlıgil’e hakkettiği büyük ödül verildi: Avrupa Diyabet Araştırmala rı Derneği (EASD) ve Novo Nordisk Vakfı Mükemmeliyet Ödülü. Hotamışlıgil, 25 yıllık özverili çalış maları ve bu ça lışmaların diyabet ve obezlik konu sunda önemli ye niliklere, farkın dalıklara yol aç mış olması ve ye ni bilimsel araş tırmaları tetikle mesi nedeniyle, alanında en bü yük ödüllerden biri verildi.. Gökhan Hotamışlıgil Bir baş belası hastalık Diyabet ve obezite tam bir baş belası. Diyabetle dünyada en az 425 milyon insan, obezite ile de 650 milyon insan, yani toplarsanız, dünyada en az 7 insandan 1’i cebelleşiyor. Obezite ve diyabeti, sadece obezite ve diyabet olarak görmeyin, bu ikili, kalp hastalıklarından tutun çok sayıda başka hastalıkları geliştiriyor. Özellikle obezite, “kalp”, kalpdamar hastalıkları, diyabet, karaciğer yağlanması gibi hastalıkları da geliştirdiği biliniyor. Hotamışlıgil, gönderdiğim tebrik mesajına verdiği yanıtta, bu hastalıklara artık son zamanlarda astım, demans ve kanser gibi, obezite ile ilişkisi yeni fark edilen hastlalıkların da eklendiğini belirtiyor. Yani obezite, aşırı kiloluk durumu, tam bir baş belası ve ölümcül hastalık etkeni, kaynağı, yuvası! Yenilikçi ve çığır açıcı araştırmalar Bu tür ödüller, yenilikçi araştırmaları teşvik amacını da taşıyor ve kendi alanında çığır açıcı araştırmalara imza atanlara veriliyor. Ödül gerekçelerinde de bu vurgulanıyor: “Bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmalar, yaygın ve karmaşık hastalıkların genetik mekanizmaları ile yeni tedavi yöntemleri üzerine odaklanan ve çok yeni bir alan olan immunometabolism’de çığır açıcı yeni bilgilerin edinilmesine yol açtı. Keşifleri, metabolik hastalıkların anlaşılması ve tedavi edilmesinde kullanılan mevcut yaklaşımları oluşturdu. Ayrıca 100’den fazla öğrenci ve bilim insanını eğitti ve yol gösterici oldu... olağanüstü çalışmaların sahibi ve çığır açıcı katkılar yaptı..” ‘Sana mantıki geliyor mu?’ Gökhan Hotamışlıgil, uzun yıllardır tanıdığım ve çok yakından izlediğim bir bilim insanı. 25 yıldır büyük bir adanmışlıkla sürdürdüğü çalışmaları, en üst düzeyde bilim dergilerinde yayımlandı. Bana obezitemetabolik hastalıklarla enflamasyon arasındaki ilişkiyi ve döngüyü çizerek anlattığı ve büyük bir alçak gönüllülükle “ne diyorsun, sana mantıki geliyor mu” diye yönelttiği sorusunun da aramızda gülüşmelere yol açtığı zamanlardan, şimdi vardığı sonuçlar arasında bir uzun mesafe koşucusunu görüyorum. Bu ödül, bu koşuda önemli bir merhale. Daha büyük ödüllerin kapısı Eğer devam eden koşusunda daha büyük kesin sonuçlara ulaşması durumunda, çalışmalarının, şimdiki ödülünü aşacak daha büyük bilim ödülleriyle taçlanacağını biliyorum. Hotamışlıgil, ödülü öğrencileri, asistanları ve meslektaşları adına aldığını belirterek hepsinin sıradışı özveriliğini övüyor ve “ilkokuldan itibaren bana yol gösteren ve hayatımda büyük etkileri olan olağanüstü öğretmenlerim ve akıl hocalarımın yanı sıra 25 yıl boyunca çalışmalarımıza cömertçe destek sağlayan herkese minnettarım” diyor. Bilimsel başarımlarına bakın: 25 yıllık odaklanmanın bilimsel sonuçları da büyük tabii ki. 302 bilimsel yayın. Yüzlerce konferans. Akademilere üyelikler. Kitap bölümleri. Google Scholar indeksine göre, bilimsel araştırmalarına verilen 80.304 referans, yine bir başarım göstergesi olan hindeksi 101. Bu göstergelerde dikkatimi çeken bir nokta da şu: bu referansların yarısından çoğunu, 41.000’den fazlası son 5 yıl içinde almış. 101 hindeksinden 75’ini de... Bu şu demek: Araştırmaları giderek daha dikkat çekici bir ivme kazanıyor ve bilim insanlarınca kullanılıyor. Yolu açık olsun.. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle