23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 15 Eylül 2018 EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Her burnunBURUN AMELİYATLARINDA MERAK EDİLEN 7 SORU hikâyesi farklıSİBEL BAHÇETEPE Dünyada ve ülkemizde, en sık yapılan operasyonlar arasında burun ameliyatları geliyor. Bu kadar yoğun yapılmasına karşın, halk arasında halen kafa karışıklığına neden olan ve şehir efsanelerine dönüşen yorumlar olabiliyor. Kulak Burun Bo ğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, burun ameliyatını planlarken, mutlaka burun fonksiyonlarının dikkate alınması gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Ulusoy, burun ameliyatlarında merak edilen sorular ile ilgili şunları söyledi: 1 Burun ameliyatı sonrasında, çok ağrı veya morluk olur mu? Bu ameliyatlar, ağrısız ameliyatlardır. Ameliyattan sonra, hemen hemen hiç ağrı olmaz, çünkü burun etrafı kemik dokular hareketli bölgeler değildir. Ağrının olmaması için hastalara ilk iki hafta süresince, aşırı gülme, sert şeyleri çiğneme gibi yüz bölgesini fazlaca hareket ettirecek eylemlerden uzak durmalarını öneriyoruz. Hastalarımız ameliyatın ikinci gününden sonra ağrı kesici dahi kullanma ihtiyacı hissetmiyor, fakat yine de bu ilaçları ödem azaltıcı etkilerinden dolayı kullanmalarını öneriyoruz. Morluk ve ödem durumu ise mevcut teknolojisi ile kişiye göre değişkenlik göstermekle birlikte oldukça asgari düzeydedir, ikinci günün ardından hızlıca azalıp haftasında ne 2redeyse hiç kalmıyor. Burun ameliyatı, küçük yaşlarda ve yaşlılıkta yapılabilir mi? Kızlarda 16 yaş, erkeklerde 17 yaş, burun ameliyatı için alt sınır olarak esas alınır. Daha küçük yaşlarda ise, ileri düzeyde nefes almayı engelleyecek sorunlar varsa, kemikleşme noktaları korunarak, kıkırdak eğriliği veya nefes alma amaçlı burun ameliyatı yapmak zorunluluk olabilir. İleri yaştaki kişilerde ise sağlık durumu imkân verdiği süre 3ce, bu ameliyatlar yapılabilir. Burun ameliyatı operasyonu sorasında, burun ucu düşer mi? Düşmez, hatta tam tersi çok daha dirençli ve güçlü bir burun ucu olur. Günümüz rinoplasti ameliyatlarında, burunların ön kısmı greft denilen kıkırdaklar ile desteklenir. Dahası burun ucunun desteklenme si sayesinde, ilerleyen yaşlarda fizyolojik olarak görülecek olan burun ucu açısının düşmesi büyük oranda engellenir. 4 Burun ameliyatlarında, tüm hastalara aynı cerrahi yöntem mi uygulanır? Bir hastaya uygulanan teknik, diğer bir hasta ile birebir aynı olmaz. Her bir burnun yapısı kişiye özgündür ve operasyon öncesinde kişiye özel planlama yapılır. Tüm bireylerin, yüz simetrisi, kıkırdakları, kemik, deri ve derialtı yapısı birbirinden farklıdır. Bu ameliyat, her biri el yapımı sanat eseri gibi kişiye 5özeldir. Burun ameliyatında, açık teknik mi, kapalı teknik mi uygulanmalıdır? Cerrahın uzmanlık alanına göre, her iki teknikle de başarı elde etmek mümkündür. Her iki teknikle de, operasyon sırasında tüm sahaya müdahale edilerek, burun eti, geniz eti, sinüzit gibi sorunları gidermek 6mümkündür. Burun estetiği ve doğru nefes alma, dış yüzeyden yapılan bir ameliyat mıdır? Tek bir kesi, sayesinde, burnun dışına ve iki taraflı olarak içine mü dahale edilebilir. Örneğin, bazı has talarda, burun içinde bir sorun ol maz, ancak sadece dışındaki aks eğ riliği nedeniyle burun tıkanıklığı so runu yaşarlar ki, bu ancak rinop lasti yaklaşımıyla düzeltilebilir. Ki mi zaman da, burun içindeki kıkır dak eğriliğini düzeltmeden, estetik müdahale yapmak yetersiz olacak tır. Bazen de burun dışını küçülttü ğümüzde mevcut hava pasajının da içeriden daralmaması için içeride bazı işlemler yapmak gerekmekte dir. Burun, önemli görevleri olan ve mutlaka içi ve dışı beraber ele alın 7ması gereken bir organdır. Burun tamponlarının çıkarılması, ameliyat sonrasının en zor olan yanı mıdır? Uzun yıllardır, dokuya yapışan ve acı veren bez burun tamponla rı kullanmıyoruz. Günümüzde ko nu ile ilgilenen meslektaşımızın bü yük çoğunluğu, silikon tamponlar veya kendiliğinden eriyen tampon lar uygulamaktadır. En sık kullanı lan malzeme olan silikon ların ortasından hava almaya müsait boş lukları olup, burun içindeki mukoza do kularının yerlerine doğru oturmasını sağ lamaktadır. Bu sili konlar genellikle 47 gün arasın da çıkartılı yor ve ayrı ca varlığı kişiyi hiç rahatsız etmemek tedir. Seçkin Ulusoy İNTERNETTEN SATILAN KONTAK LENSLERE DİKKAT! Gözünüzden olmayın Yalnızca daha ucuz diye kaynağı belli olmayan internet firmalarından online alınan kontak lensler, kullanıcılar için çok büyük riskler taşıyor. Türkiye’de yaklaşık 850900 bin kontak lens kullanıcısının olduğu, bunun da ortalama yüzde 20’sinin kontak lenslerini, yasal olmamasına karşın internet sitelerinden sipariş ettiği belirtiliyor. Göz hekimleri, uygun olmayan yanlış numaraların ve hijyenden uzak satılan kontak lenslerin, korneayı çizilebileceği, enfeksiyonlara neden olabileceği hatta göz kaybına varan sonuçların doğabileceğine dikkat çekiyorlar. Göz Hekimi Prof. Dr. Zeki Tunç, hangi amaçla olursa olsun kullanılan kontak lensin mutlaka detaylı hekim muayenesinden geçildikten sonra alınması gerektiğini söylüyor. Prof. Tunç, “Kontak lensler gözün en güçlü kırma gücü olan ve şeffaf olan kornea tabakasına kontak halinde göze yerleştirilir. İsmi de buradan gelir. Gözün kornea tabakasını kubbe şeklindeki yapısı kişiye özeldir ve farklı kubbe yapıları içerir. Ayak büyüklükleri nasıl farklıysa kornea büyüklükleri de farklıdır. Bu nedenle kontak lens muayenesi uygun çapta ve uygun güçte kontak lens tespiti için önemli bir muayenedir. Burada kırma gücünü düzeltmek veya sadece gözün rengini değiştirmek diye bir ayırım yoktur her ikisinde de detaylı muayene gerekir” diyor. 450 km yürüdü İnternet üzerinden kontak lens satışının engellenmesi için İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen bir lens firmasının yönetim kurulu başkanı Erol Harbi kontak lensin bir sağlık ürünü olduğunu belirterek şunları söylüyor: “İnternet dediğiniz ortamın sağlık açısından bir de netimi yok. İnternetten ucuza alınan lensler ciddi göz problemlerine neden oluyor. Türkiye’de yapılan internetten kontak lens satışı 2013 yılında da yüzde 20 idi, şimdi de o civarlarda devam ediyor. 2014’te kullanıcılarının sayısı 800 bin iken, bugün bu sayı 950 bin civarında.” ‘Sonuçları ağır olabilir’ yen prosedürleri bir hekim tarafından Kontak lenslerin ölçülerinin anlatılır, risklere karşı hasta bilinçlengöze uygun olmaması durumun dirilirse kötü olayların yaşanması azalda korneayı çizerek enfeksiyon tılır. Kontak lens kullanıcılarını korulara neden olabileceğini vurgu mak için Sağlık Bakanlığı kontak lens layan Prof. Tunç, şöyle devam reçetelerinin geçerliliğini bir yıl ile sıediyor: “Bu enfeksiyonlar, bazen nırlandırmıştır. Buradaki amaç kontak gözün görme yeteneğinin tama lens kullanan hastayı düzenli muayemen kaybına kadar ağır olabilir. neler yaparak kötü komplikasyonlaKontak lenslerin kullanım ve hij ra karşı korumaktır.Yasal olmayan yol lardan yani internet üzerinden bu tür satışların yapılması hastanın tek başına sorumluluk almasına ve göz sağlığı açısından da tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Kontak lensin muayenesinden hastanın kullanımına kadar ki süreç sağlık profesyonellerinin kontrolü altında olmalıdır. Kuralların dışına çıkıp, gözünü kaybeden kötü örnekler vardır. ” İşinsanı Bülent Eczacıbaşı, gençlere yeni bakış açıları kazandırmayı hedeflediği kitabını bir basın toplantısıyla tanıttı. yaşam 13 Bülent Eczacıbaşı Olcay Büyüktaş Özlem Yüzak İşim gücüm budur benim Eczacıbaşı ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 45 yıllık iş hayatını “İşim gücüm budur benim” isimli kitapta topladı. İ şim gücüm budur benim, Gökyüzünü boyarım her sabah, Hepiniz uykudayken. Uyanır bakarsınız ki mavi. /Deniz yırtılır kimi zaman, Bilmezsiniz kim diker; Ben dike rim. Orhan Veli’nin bu ünlü Dalgacı Mahmut şi irinin ilk mısrası bir kitabın adı olarak karşı mızda. Üstelik yazarı da ünlü bir işadamı, Ec zacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı: Bü lent Eczacıbaşı. Peki neden Dalgacı Mah mut? Eczacıbaşı anlatıyor ki tabın önsözünde: Benim mes leğe adım attığım yıllar 68 ku şağı gençlerinin dünyayı aya ÖZLEM YÜZAK ğa kaldırdığı zamanlar. O dönemde ‘işadamı’nın itibarı pek yüksek değil. Zamanın Türk filmlerinde Hulusi Kentmen tarafından can landırılan, Bedri Koraman’ın karikatürlerin deki ağzı purolu, göbekli tipler toplumun gö zündeki örnekler. Bir keresinde bir arkadaş grubuyla toplandığımızda bir arkadaş Orhan Veli’nin bu şiirinden yola çıkarak bunları söy leyen kişinin mesleğini sormuştu. Üstelik ya nıt için 4 seçenek veriyordu: Boyacı, sanat çı, işadamı, üçkâğıtçı. Şakanın amacı belliydi. Cevaplar hep bir ağızdan verildi “işadamı”. Ve ardından gelen “Bülent alınmıyorsun değil mi” sözleri. Bir rahatsızlık duydum ama içimden sordum: Orhan Veli’nin Dalgacı Mahmut’u kartvizit bastırsaydı isminin altına ne yazar dı acaba? İş dünyasına yeni görevler Eczacıbaşı iş hayatında 45 yılı geride bırakırken deneyim ve birikimlerinden yazdığı bu kitap aslında sadece iş dünyasına değil bütün topluma hitap ediyor. Kitabın özü iş dünyasının yeni sorumlulukları. Bülent Eczacıbaşı, sadece bir şirketler grubunun hissedarı ve yöneticisi değil aynı zamanda iş dünyasının TÜSİAD, TESEV, İlaç İşverenleri Sendikası gibi öncü kuruluşlarının yönetim kurulu başkanlıklarında bulunmuş, sosyal sorumluluk yönü güçlü bir kişi. Gelecek nesillerin bugünkünden daha güzel bir dünya bulmalarında iş insanına büyük görev düştüğünü söylüyor Dalgacı Mahmut’un “işim gücüm budur benim” sözlerinden yola çıkarak. “Çağdaş gelişmeler iş insanları için yeni sorumluluklar ortaya çıkartıyor. Bunlar ülke sorunları kadar küresel sorunlara da çözüm yolu arayışları olmalı. Günümüzün koşulları, bir toplumsal oyuncu olarak iş insanının kamu ile, toplum ile, sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerinde yeni bakış açılarını, yeni düzenle Para ne işe yarar? Bülent Eczacıbaşı’nın kitabında ilginç bir anektod babası ile ilgili: “Babam Nejat Eczacıbaşı’nın düşünce dünyasında çok önemli bir yer tutan soru ‘para ne işe yarar’ sorusuydu. Ona göre para amaç değil araçtı. Bu araç iyi amaçlar için kullanılırsa dünya iyi olurdu. Paranın kötüye kullanılmasına izin veren bir düzende büyük toplumsal sorunları çıkması kaçınılmazdı. Nejat Bey’in zamanında yapay zekâ, akıllı robotlar, küresel ısınma henüz gündeme girmemişti. O dönem insanlığı bekleyen en büyük tehlikeler nükleer savaşlar, doğal afetler, salgın hastalıklar olarak görülürdü. Nejat Bey’e göre ise ‘paranın her şeyi satın alabildiği bir dünya düzeni’ bunların hepsinden büyük felaketti. Şimdi bulunduğumuz noktada onun bu kaygıları daha da büyük anlam kazanıyor.” meleri gerekli kılıyor” diyor. Önceki akşam kitabın tanıtım toplantısı vardı. İş ve medya dünyasından geniş katılımın olduğu toplantıda konuşan Bülent Eczacıbaşı, “Babam Nejat Eczacıbaşı gibi iş dünyamızın kurucu liderleri, her zaman ‘bir şey yapmak lazım’ diyen, ülke sorunlarıyla yas¸ayan insanlardı. Bu kitabı, biraz da onları anmak için yazdım. Tabii en önemlisi, bu kitap özellikle is¸ yas¸amında bas¸arılı olmak isteyen genc¸ler için yazıldı. Buradaki tartışmalar, onlara yeni bakış açıları kazandırabilirse, ne mutlu bana, ne mutlu bizlere” dedi. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitap; yönetim, ekonomi, sürdürülebilirlik, toplum ve kültürsanat alanlarına odaklanıyor ve “Türkiye’de ve dünyada hangi temel zorluklarla karşı karşıyayız”, “Hangilerine öncelik vermeliyiz”, “Geçmişten aldığımız derslerin ve yeni paradigmaların ışığında, neler yapabiliriz”, “İş insanı kimdir”, “Hangi sorumlulukları taşır”, “Hangi alanlarda, ne tür katkılarda bulunabilir” benzeri pek çok soruyu gündeme taşıyor. Bülent Eczacıbaşı kitapta, her konunun uzmanlarıyla gerçekleştirdiği söyleşilerden hareketle, bugüne ve yarına ilişkin görüşlerini dile getiriyor. Kitabın ilginç bir yönü de Bülent Eczacıbaşı’nın bu önemli konulara sadece kendi bilgi ve deneyimleri çerçevesinden yaklaşmayıp “sohbet ortaklarım” diye adlandırdığı konuların uzmanları ile sohbetlere de yer vermesi. Akio Miyajima, Güler Sabancı, Ahmet Çalık, Prens Mikasa, Ömer Arısoy (soldansağa) Prenses iş dünyasıyla buluştu Japonya Altes Prensesi Akiko Mikasa iş dünyasının önde gelen temsilcileriyle, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın ev sahipliğinde düzenlenen törende bir araya geldi. Tören, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ömer Arısoy, Japonya Büyükelçisi Akio Miyajima, Japonya Konsolosu Norio Ehara, Prens Mikasa Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sachihiro Omura, Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen ve Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan’ın katılımlarıyla gerçekleşti. Prens Mikasa Güler Sabancı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle