19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 15 Eylül 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Ekonomi yavaşladı açıkKymauivlryavaşerladfyaoıinzlacşraaockduaürşni taeüçd.ıkeDntüeişymüleşmseüukrzoedncaoe1m.k75i Ekonomideki yavaşlamaya paralel olarak cari açık temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde yüzde 62 azalarak 1.75 milyar dolar oldu. İlk 7 aydaki açık 33.13, son 12 aydaki cari açık 54.56 milyar dolara ulaştı. Cari açığın milli gelire oranı yüzde 6.1 ile yüksek seyrini korudu. Haziranda açık aylık 3.04, 12 aylık 57.5 milyar dolardı. Açığın düşüşünde temmuzda ithalatın yüzde 6.4 azalması ve bu sayede dış ticaret açığının geçen yılın aynı ayına göre 2.53 milyar dolar azalarak 4.79 milyar dolara gerilemesi etkili oldu. İthalattaki azalma ağustosta da yüzde 22.4’lük oranla hızlanarak sürdüğü için cari açıktaki düşüşün gelecek ay sürmesi bekleniyor. Reuters anketinde yıl sonu için ca ri açık beklentileri 53’ten 47 milyar dolara geriledi. Ekonomistler yılın ikinci yarısında iç talep yavaşlaması ile birlikte açıkta düşüş öngörüyor. İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, “Temmuzda düzeltme/dengelenme sürecinin hızlandığını görüyoruz. Son faiz artışı sonrası iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın hızlanmasından gelecek katkıyı da hesaba katarak cari açıktaki daralma sürecinin daha da hızlanacağını düşünüyoruz” dedi. Krediler daralıyor Öte yandan, kur ve faiz şokuna bağlı olarak ekonomideki yavaşlama kredi hacminin daralmasında da görülüyor. Özel bankaların kredilerindeki daralma hızlandı ve kredi büyümesi 7 Eylül’de yüzde 4.3’e geriledi. l Ekonomi Servisi azaldı Yabancı sattı Hisse ve borç senetlerinden oluşan portföy yatırımları temmuzda 279 milyon dolar tutarında net çıkış kaydetti. Yabancılar temmuzda 463 milyon dolarlık hisse, 68 milyon dolarlık tahvil sattı. Yurtdışından sağlanan kredilerle ilgili olarak bankalar 931 milyon dolar net geri ödeme yaparken genel hükümet ve finans dışı özel sektör, sırasıyla 56 milyon dolar ve 1 milyar 143 milyon dolar net kullanım (kredi borçlanması) gerçekleştirdi. Yabancı doğrudan yatırım girişi temmuzda 999, yerlilerin yurtdışında yaptığı doğrudan yatırım 292 milyon dolar oldu. Kaynağı belirsiz döviz girişi temmuzda 2.9 milyar, ilk 7 ayda 11.6 milyar dolara ulaştı. Fatura ABD ve Merkez’e Orhan Ökmen JCR:Resesyon riski öne çıktı Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR’in Başkanı Orhan Ökmen, Merkez Bankası’nın faiz artırım kararıyla, fiyat istikrarının gelecek görünümünde yarattığı pozitif beklentilerle stagflasyon riskinin azaldığını, ancak bu kez resesyon (ekonomik küçülme) riskinin biraz daha ön plana çıktığını bildirdi. “Krizin maliyeti faize duyarlı olan ve iç piyasaya çalışan sektörlere kaymıştır” diyen Ökmen, faiz artırımıyla gelen TL’deki değer kazancının kalıcılığının dış ilişkiler, yargı, kamu kurumlarının kalitesi gibi politika alanındaki gelişmeler tarafından belirleneceğini öne sürdü. Öktem ayrıca, dövizle sözleşme yasağının da toplam döviz talebinde hedeflenen düşürücü etkiyi sağlayamayacağını ve hukuksal kaosa neden olacağını savundu. l Ekonomi Servisi Sergei Guriev EBRD: Türkiye ders almadı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) baş ekonomisti Sergei Guriev, Lehman krizinden en az ders alan ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Guriev, Reuters ile yaptığı söyleşide, “Gelişmekte olan piyasaların alacağı temel ders, kendi ülkelerinde derinlikli ve anlamlı finansal piyasalar kurma gereğidir. Aksi takdirde, dış finansman şokuna maruz kalabilirsiniz ve bir kriz yaşarsınız” dedi. Guriev, Türkiye ekonomisi için “Yüksek dolar borcu, merkez bankasının bağımsız karar verme yetkisinden yoksun olması ve Avro cinsi finansal piyasaların devreden çıkması sonucunu doğuran enflasyon hedeflemesi yokluğu var. Bu, TL finansal araçlarının vadesini kısaltmaya ve borç yükünün artmasına neden oluyor. Çok yazık, çünkü bu önlenebilirdi” değerlendirmesinde bulundu. l Ekonomi Servisi Erdoğan, TL’deki değer kaybını ABD’ye, yüksek faizi Merkez’e bağladı İDO’dan yüzde 30 zam İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO), dünden itibaren geçerli olmak üzereSirkeciHarem feribot ücretlerine zam yaptı. Daha önce 10 TL’ye alınan bilet 13 TL’den satılmaya başlandı. İDO’dan yapılan açıklamada “14 Eylül 2018 tarihinde saat 00:01 ‘den itibaren geçerli olmak üzere 7 Ağustos 2018 tarih ve 2018/56 sayılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi UKOME kararlarına istinaden Sirkeci Harem, İç Hatlar ve Adalar seferleri için fiyat güncellemesi yapılmıştır” denildi. l Ekonomi Servisi Tarımda fiyatlar arttı Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi, (TarımÜFE) 2018 Ağustos’ta bir önceki aya göre yüzde 1.91, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15.31 arttı. 12 aylık ortalamalara göre ise yüzde 11.11 artış var. Türkiye İstatistik Kurumu, verilerine göre, bir önceki aya göre tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 1.84, ormancılık ürünlerinde yüzde 3.35 ve balıkçılıkta yüzde 2.97 artış meydana geldi. Yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 3.02, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 2.74 yükseliş gerçekleşti. TÜİK, Ağustos 2018 endeksinde kapsanan 86 maddeden 54’ünün fiyatında artış, 25’inin fiyatında azalış meydana geldiğini, 7 maddenin fiyatında ise değişim olmadığını kaydetti. Ekmeğe zam yolda Isparta’da Mayıs 2018’de yapılan 25 kuruşluk zammın ardından bu haftadan itibaren geçerli olmak üzere 25 kuruşluk ikinci zam daha yapıldı. 2018 başında 1 liradan satılan simit, 4 ayda gelen 2 zam sonrasında artık 1 lira 50 kuruştan satılmaya başlandı. Isparta Lokantacılar, Kebapçılar, Pastacılar, Fırıncılar ve Kasaplar Odası Başkanı Nuri Erdeğer, 4 aydan bu yana 1 lira 25 kuruştan satılan simide 25 kuruş zam yaptıklarını ifade ederek, zammın simit üretiminde kullanılan susam, yağ ve una gelen zamlardan sonra böyle bir karar aldıklarını belirtti. Erdeğer, simide gelen zammın ardından ekmeğe de önümüzdeki günlerde zam uygulanaca ğını söyledi. TL’deki büyük değer kaybının faturasını ABD’ye, zamların faturasını stokçulara kesen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, faizdeki artışın faturasını da Merkez’e kesmeye devam etti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tan Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz artışı kararına destek gelirken, Cumhurbaşkanı TCMB’ye dönük eleştirilerini dün de sürdürerek “Diyor ya ‘Bağımsızlık’, hadi buyur bağımsızlık. Şu an şahsen benim sabır safhamdır ve bu sabır bir yere kadar” dedi. Erdoğan, ekonomik sorunların aşılması için takvimi de kendisi güncelledi. Daha önce, “faiz mücadelesinden 24 Haziran seçimlerinden sonra zaferle çıkacağını” dile getiren Erdoğan, şimdi ise “Çok fazla yok, Allah’ın izniyle 2019 bu noktada başka olacak” dedi. Ekonomik suikast Partisinin il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, kurdaki artışın nedeni olarak da yine ABD’ye işaret etti ve “Dövizin ağustosta bir anda 7 lira seviyesine kadar yükselmesi başlı başına bir ekonomik suikast girişiminin delilidir. Amerikan yönetiminin ülkemizin egemenlik haklarına açıkça saygısızlık olan taleplerine cevap vermedik diye böyle bir sonucun ortaya çıkması, meselenin tamamen siyasi olduğuna işaret ediyor” dedi. Erdoğan ayrıca, kamuda tasarrufa gidecekleri ve sona gelinenler hariç büyük projeleri durduracakları yönündeki çıkışını da tekrarladı ancak hangi projelerin durdurulacağına dair somut bilgi paylaşmadı. l ANKARA ‘Halk kemerleri sıkacak’ MUSTAFA ÇAKIR Uzun yıllar Merkez Bankası’nda Banka Meclisi üyesi olarak görev yapan iktisatçı Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Merkez Bankası’nın faiz kararında geç kaldığına dikkat çekti. Faiz artırmanın çözüm olmadığını ancak Merkez Bankası’nın elinde de başka ‘silah’ bulunmadığını anlatan Kuruç, 20022008 yılları arasındaki “lale devrinin sona erdiğini” söyledi. Kuruç, ekonominin “dolarizasyonla” çalıştığını, sermaye içerisinde mülkiyet değişiklikleri olacağını, halkın ise kemerleri daha da sıkmak zorunda kalacağını vurguladı. Kuruç’un değerlendirmeleri şöyle: 4 Merkez Bankası önce faizi kontrol edebilmeli. Silahını çekebilmeli ki döviz üzerinde daha sonra fren etkisi yapabilsin. Şu veya bu nedenle yapamayınca, geride kalınca önce enflasyon ufak ufak kıpırdamaya başladı. Faizde gecikmenin etkisiyle sadece döviz üzerinde değil, bir yandan da fiyatlandırmalar başladı. Sermaye girişleri zayıfladı. Ekonomik kriz 4 Türkiye’nin siyaset topluluğu sadece iktidar değil muhalefet de dahil buna hiçbir şey olmamış gibi, bu seçim geçti sonraki seçime bakalım havasında. Türkiye’nin içine girdiği ekonomik modelden şüphe eden yok. 4 Sermaye sınıfı döviz kre dileri sayesinde gelişti. Yeni bir sermaye sınıfı gelişti. Gelinen tablo ekonomik kriz. Türkiye 2018’de sıfır yılına geldi. Kurumsal olarak, sosyal olarak, siyasal olarak, ekonomik anlamda sıfır yılına gelindi. Birçok şey bitti. Kurumlar çürütüldü. Merkez Bankası, Hazine bunlar çok yıprandılar. Krizlerle ilerleyen bir ekonomik model var. 4 Dolarizasyon durdurulabilecek bir şey değil. Türkiye’nin dış borcunun yüzde 80’i özel sektör borcu. Ekonomi dolarla işliyor. 4 Halk kemerleri sıkacak. Sermayenin krizi atlatabilmesi için ilk yardım daima halktan gelecek. Fiyat artışları, işten çıkarmalar olacak. 4 Faiz artırmak çözüm mü? Değil ama başka silahı da yok. Faiz artırılırsa maliyetler yükselecek. Ancak yapabileceği başka bir şey yok. Şirketlere maliyetlerin yükselmesi yansıyacak. İşçi maliyetleri kısılacak. Merkez Bankası’nın yapacağı fazla bir şey yok. l ANKARA Bilsay Kuruç ekonomi 11 Yalanla dolanla çelişkili siyasetle kitleleri uyutarak... Zamanın ruhuna, kimileri insanlık tarihinde örnekleri olmayan boyutlarda yalanla dolanla, çelişkili siyasetlerle, kitleleri uyutarak.. öne çıkan, birbirleriyle en çok uyanıklıkta, şeytana papucunu ters giydirebilen cambazlıklardaki başarılarıyla yarışan liderler uyuyor. Üstüne üstlük yüzleri hiç kızarmadan, zamanın gelişmiş, bilimsel, teknolojik iletişim araçları sayesinde, çelişkileri kolayca yan yana getirilebilen, kimileri uzun geçmişe dayalı, kimileri günübirlik, akla kara kadar ters farklı çıkışlarının kolayca kanıtlanmasında pişkinlikte sınır tanımaz pervasızlıkta, yeter ki ellerinde tutmak istedikleri, iktidar güçleri sürsün... Rol model iktidar erkini elinde tutabilen, ne yazık ki yine günümüzde hakhukuk, adalet tanımayan insanlık değerleri dibe vurmuş, yine de ellerinde tutmak istedikleri iktidar gücüne sıkı sıkı sarılmış liderler, en önde, vitrinde olunca, aidiyetlerini, ya da çıkarlarını onlara bağlamış, cepheleşmiş alabildiğine kutuplaşmış kitleler de, en anlamlı gelişmeler üzerinden dahi gerçekleri öğrenme zahmetine katlanmadan, öfke patlamalarıyla, önyargılarıyla esip gürlüyor, kendi mutsuzlukları, uğradıkları haksızlıklar için önlerine çıkanları izansız, vicdansız suçlayabiliyorlar. Sonra da çok değil onlu, 20’li yıllar öncesinin insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, değerleri ile onur duyulan ülkelerde ortaya çıkan, hem de sandıktan çıkan iktidarlar erkinin ters yüz olmuş sonuçlarının şaşkınlığı içinde, neler olup bittiğini, akıl, mantık, değerlere dayalı akıl yürütmeleriyle ortak paydada buluşturamıyoruz. Pazartesi sabahı uyandığımda dinlediğim ilk haberler içinde, dünyanın en gelişmiş demokrasilerinin, sosyal devlet, paylaşım adaletinin yatağı olarak bildiğim kıta Avrupası’nın kuzeybatı diliminde, İsveç’te liberal sağın partisi ile birlikte ırkçı partinin oy patlaması yaptıkları seçim sonucunu buruklukla dinledim... HHH Anılarımda hâlâ çok taze.. Avrupa 2. Nükleer Silahlandırma’dan arındırılmış konvansiyon toplantısına, 12 Eylül sürecini, 4 yıl boyunca cezaevlerinde, işkenceden geçmiş olarak geçirmiş, DİSK’in Genel Başkanı Abdullah Baştürk tahliye olmuş, ama hâlâ kendisinin ve arkadaşlarının yurtdışı çıkış yasağı duruyor. Sendika grubu içinde davetli olduğu bu toplantıya katılamadığı için, anlamlı bir jestle Türkİş’e bağlı TGS yönetiminde olan benim temsil etmemi istemiş. Satır açarak 12 Eylül sürecinin sendikal haklar, örgütlülükler tahribatının gerçekçi yaklaşımı içinde var olan, ayakta kalmış sendikal örgütlülüklerin işbirliği, emek dayanışması içinde, ağır kayıpların savaşımı ile ancak onarılabileceğine inananlar arasında olduğunu vurgulamalıyım. İşkenceler, sorgulamalar en olumsuz cezaevi koşullarında, eğilmeden, bükülmeden kendisinin içinde olmadığı, görev yapmadığı DİSK’in bütün tarihi geçmişine, eylemlerine yiğitçe sahip çıkması unutulmamalı, saygıyla anılmalıdır.. Dönemin iki büyük mağdur sendikal cephesinden birinin temsilcisi olarak, Polonya, Lech Walesa lideri, işçi hareketinin popülerliği yanında, ev sahibi konfederasyon başkanının yanına alınmıştım. İsmini anımsayamadığım Kadın Konfederasyon Lideri’nin ilk sorusu, “12 Eylül darbesi nasıl olabildi” olunca, bizdeki bilinç altımıza kazınmış refleksle “Emir komuta zinciri içinde” yanıtını vermiştim. Sonradan fark ettiğim subay giysili başkan yardımcısına adıyla seslenerek, “Demek ki sen darbe yapamayacaksın. Başkanın olarak önce benden izin alabilmen gerekiyor” demişti. HHH Şimdilerde medya güdüleme koroları, sandıktan çıkmış dünyanın en otoriter, diktatoryal başkanlarını demokrasinin sorgulanamaz, her yaptıkları alkışlanacak liderleri olarak alkışlayabiliyorlar.. Sonrasında eksikli, gedikli de olsa ister hukuk devleti düzenleri içinde demokrasi kriterlerinin geçerli olduğu varsıl dünya, zengin kuzeyde, isterse açık diktatörlükler, kırılmaların yaşatılabildiği yoksul güney hatta bir bölümü de zengin kuzey, emperyal güç grubu içinde yer alanlardan olsunlar, sandıkla otoriter düzenlerin yaşatıldığı ülkeler olsunlar.. Fark etmez akla karalar, kör dövüşler içinde her şey birbirine karışmış olarak, iletişim, bilimsel devrim çağında bu işler nasıl bu boyutlarda, çoğunluğun haklarının gaspı anlamında sonuçlara kapı açıyoruz şaşkınlığını, burukluğunu yaşayıp duruyoruz.. Dünün öğlen saatleri haberlerinin karmaşası, çelişkili gelişmeleri, yutturmacalar kaosu üzerinden işin altından çıkmaya çalışırken Cumhuriyet portalda çalışan bir arkadaşım bayat ve fazla ciddi kalan; “Hakhukuk gaspının kamu vicdanında affı yok..” başlığını sorgulamakta olduğumu görünce, “Yalan dolan, çelişen açıklamalar çok bilinçli kafa karıştırmak için değil mi” çıkışıyla ufkumu açıverdi.. İhracatçı borsaya girdi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından her yıl açıklanan ilk 1000 ihracatçı listesinde yer alan, halka açık şirketlerden oluşan TİM İhracat Endeksi, Borsa İstanbul’da yayımlanmaya başladı. TİM Başkanı İsmail Gülle, “İhracatçı firmalarımızın Borsa’daki başarı performansını göstermek için Borsa İstanbul ile TİM İhracat Endeksi’ni hayata geçirdik” dedi. 55 ihracatçı firmanın TİM İhracat Endeksi’ne dahil olduğunu anlatan Gülle, bu rakamın yeni halka arzlarla birlikte daha da artacağını bildirdi. Borsa İstanbul Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Çetinkaya da TİM ile çalışmalara TİM bünyesinden daha çok şirketin Borsa’ya gelmesi kapsamında başladıklarını söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle