19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 14 Eylül 2018 haber 4 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Laiklik karşıtlığı ‘Olağanüstü’ olağanlaşırken Önceki gün 12 Eylül’ün 38. yılını da geride bıraktık. Türkiye nüfusunun çoğunluğu ne yazık ki 12 Eylül’ü hatırlamıyor. Durum böyle olunca da ülkenin başı dertten kurtulamıyor. 12 Eylül, 27 Mayıs’la başlayan darbeler serisinin sonuncusudur (27 Mayıs’ın diğerlerinden ayrılması ayrı bir tartışma konusu). Bu üniformalı darbe dönemleri, siyasi jargonda “geçiş dönemi” veya “ara dönem” olarak adlandırılmakta, bazen de olağünüstü dönem olarak anılmaktaydılar. Türkiye artık, askeri “ara dönem” veya “geçiş dönemi” sürecini geride bırakmıştır. Bu gelişme sıkıyönetimli askeri dönemin yerini, olağanüstü hal döneminin almasıyla başlamıştır. Yeni süreç, ülkenin üstünden üniformayı sıyırırken, yeşil cüppeli sivil darbe dönemi geçici bir parantez olmaktan çıkıp, süreklilik yoluna girmiştir. Olağanüstü hal adıyla anılan sürekli dönem, bir yıllık uygulamasında bile “ara dönem”lerin en korkuncu olan ve ülkenin üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül’ü geride bırakmıştır. HHH 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağünüstü hal durumunun yalnızca 1 yıllık uygulamasına baktığımızda, ilginç bir manzara ile karşılaşıyoruz. Bütün 12 Eylül döneminde sakıncalı olduğu için işten atılan insan sayısı 30 bin iken, 1 yıllık olağanüstü hal döneminde yalnızca öğretmen ve öğretim üyeleri arasında işten atılanların sayısı 60 bin 532’ye ulaşmıştır. 12 Eylül döneminde ise görevden uzaklaştırılan öğretmen sayısı 3 bin 854 iken, öğretim görevlisi sayısı 120 olmuştur. Bütün 12 Eylül dönemi boyunca işine son verilen yargıç sayısı 47 iken, bir yıllık OHAL döneminde, aralarında 2 Anayasa Mahkemesi, 3 HSYK, 41 Danıştay, 105 Yargıtay üyesi olmak üzere 2 bin 431 yargı ve adliye mensubu tutuklanmıştır. OHAL dönemi sırasında içeri atılan gazeteci sayısı ise 12 Eylül döneminin altı katına ulaşmıştır. Çokça sözü edilen bu rakamları uzatmak mümkün ama gereksizdir. Çünkü bu kadarı bile, sivil OHAL döneminin üniformalı 12 Eylül dönemini fersah fersah geride bıraktığını göstermeye yetiyor. 12 Eylül’de tasfiyeler 1402 sayılı yasa ile yapılmakta, tutuklamalar ve yargılamalar için, tayin ve terfileri sıkıyönetim komutanlarının elinde olan askeri mahkemeler kullanılmaktaydı. O zamanlar askeri yargı ile asgari adaletin birbirleriyle bağdaşmadığını ısrarla ileri süren bizim gibiler ise, ileride kuvvetler ayrılığı ilkesini çiğneyerek yargıyı yakından denetleyip, bağımsız yargıyı ortadan kaldıran yönetimin sivil mahkemelerinin, 12 Eylül’ün askeri mahkemelerini mumla aratacağını düşünemezdik bile. HHH 12 Eylül döneminin askeri yargısı, yerini OHAL’in “sivil!” mahkemelerine bırakırken, 1402 sayılı yasanın yerini de OHAL KHK’leri alıyordu. Herhangi bir yargı denetimine tabi olmayan OHAL KHK’lerini, yürütme ne zaman isterse, her konuda keyfince çıkarıp uygulayabiliyordu. Askeri olağan üstü dönem ile sivil olanağanüstü dönem aynı mantıkla sürdürülüyordu. 15 Temmuz başarısız askeri darbe girişimi vesile edilerek ilan edilen Olağanüstü hal dönemi geride kalmış, artık olağan döneme geçilmiştir. Bu geçiş olağanüstü hal uygulamalarının kaldırılmasıyla değil, olağan üstü hal kurum ve kurullarına sivil, olağan giysi giydirilerek uygulanmasıyla, yani olağanüstünün olağanlaştırılmasıyla sağlanmıştır. Artık OHAL KHK’lerine ihtiyaç kalmamıştır. Olağanüstü halde yürütmenin kullandığı yetkileri Cumhurbaşkanı kararnameleriyle tek bir kişi kullanabilecektir. Ve bu dönem darbeyle gelmişlerin, geçici bir süre için egemenliklerini sürdürdükleri bir ara dönem değil, seçimle gelmiş bir kişinin kalıcı dönemidir. Olağanüstünün olağanlaştırılmasıyla, “geçici”nin kalıcılaştığı 12 Eylül’ün 39. yılına girerken hep birlikte gür sesle haykırabiliriz: Bize her gün 12 Eylül! Kazakistan ile 2 milyar dolarlık anlaşma Türkiye, Kazakistan ile 2 milyar dolarlık 20’den fazla anlaşmaya, ayrıca askeri işbirliğini de içerek 5 ayrı uluslararası anlaşmaya imza attı. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüştü. Ortak basın toplantısında Erdoğan, Nazarbayev’e FETÖ uyarısı yaptı. Erdoğan toplantıda önceki gün Ankara’da toplanan TürkiyeKazakistan Yatırım Forumu kapsamında toplam portföyü 2 milyar dolara yaklaşan 20’den fazla belgenin, iki ülkenin ilgili kurumları ve özel sektör firmaları arasında imzalandığını vurguladı. l ANKARA/Cumhuriyet Anayasa gereği ‘laiklik ilkesi’ doğrultusunda hareket etmek zorunda olan Diyanet ‘sekülerleşme’yi tehdit olarak tanımladı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre “laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşme yi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir” amacıyla kurulan Diya net İşleri Başkanlığı’nın Suriye’de görev yapa OZAN ÇEPNİ cak din görevlilerine laiklik karşıtı propaganda yaptığı ortaya çıktı. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün “Su riye Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Böl geleri Faaliyet Raporu”na göre seçilen din görevlilerine verilen eğitimlerde skandal ayrıntılar yer aldı. Diyanet’in Suriye faaliyetlerine yö nelik hazırlanan raporda, Fırat Kal kanı ve Zeytin Dalı bölgelerinde eski yönetimden kalan din görevlilerine ÇOCUKLARA SARIK VE TÜRBAN Bölgedeki dini eğitimleri hızlandıran Diyanet’in, Fırat Kalkanı bölgesinde toplam 11 bin kız ve erkek öğrenciye yaygın din eğitimi verdiği rapora yansıdı. Bu kapsamda ayrıca eski adıyla Kutlu Doğum Haftası olan ve 15 Temmuz’un ardından Mevlidi Nebi Haftası olarak belirlenen süreç ile, camiler ve din görevlileri haftası Suriyeli çocuklara kutlatıldı. Diyanet’in raporundaki, sarıklı cübbeli erkekler ile 45 yaşındaki türbanlı ve çarşaflı kız çocuklarının fotoğrafları da dikkat çekti. Ayrıca bölgeye bin adet Elif Ba kitabı, bin adet Kuran, bin adet Arapça siyer kitabı, bin adet de ‘Latin Alfabeli Kürtçe Kuran’ dağıtıldığı raporda yer aldı. yönelik mülakatlarla seçimler yapıldığı aktarıldı. Bu kapsamda seçilen din görevlilerine Gaziantep, Kayseri, Şanlıurfa ve Antalya’da eğitimler verildi. Suriyeli din görevlilerine yönelik eğitim programında belirlenen konu başlıkları arasında en dikkat çekeni “Günümüz İslam Dünyasının karşı karşıya kaldığı iç ve dış tehditler” oldu. Diyanet’in Suriyeli din görevlilerine verdiği eğitimde bu başlık altında TC Anayasası’na aykırı ola rak “sekülerleşme” başlığını iç tehdit olarak anlatıldığı raporda yer aldı. Verilen eğitimler arasında ayrıca “İslam’da Cihat Anlayışı”, “Dini Şuur”, “İslam’ın farklı yorumları arasında yaşanan sorunlar”, “İslam dünyasında dini görünümlü ayrılıkçı akımlar (DAİŞ, ElKaide, FETÖ, Hizbullah)”, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tanıtımı”, “İslam dünyasında ateist ve etnik temelli ayrılıkçı akımlar (PYD, PKK)”, “Misyonerlik faali yetleri ve islam dünyasındaki etkileri (Suriye örneği)” gibi konular yer aldı. Ayrıca İstanbul, Konya ve Şanlıurfa gezileri de eğitimler kapsamında yer aldı. Maaşlar Türkiye’den Rapora göre bölgede görevlendirilen 1472 personele Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 5 milyon 465 bin TL maaş ödemesi yapıldı. Camilere yatırım Türkiye’de yaşanılan ekonomik kriz nedeniyle eğitim alanında ciddi kesintiler yapılırken Diyanet’in Suriye’de yaptığı yatırımlar da dikkat çekti. Raporda 108 cami onarımı için 10 milyon 40 bin TL ödendiği, 160 cami için de 6.5 milyon TL tadilat için bütçe ayrıldığı belirtildi. Zeytin Dalı bölgedesinde de 3 adet cami için 321 bin TL harcama yapıldı. l ANKARA Çanakkale Boğazı’ndan Rus gemisi geçti Ege Denizi’nden Çanakkale Boğazı’na dün saat 10.00’da giriş yapan Rus Donanması’nın Karadeniz Filosu’na bağlı 148 borda numaralı savaş gemisi ‘Orks, saat 11.15’te Çanakkale önlerine ulaştı. Kilitbahir Kalesi ve köyünde dağda bulunan ‘Dur Yolcu’ yazısının önünden geçişini tamamlayan savaş gemisinin güvertesinde üzeri örtülü askeri malzeme bulunması dikkat çekti. Can yelekli askerlerin güvertede nöbet tuttuğu görüldü. Türk Sahil Güvenlik botu, boğaz geçişi sırasında savaş gemisine eşlik etti. Boğaz da manevra yapması en güç nokta olan Nara Burnu’nu döndükten sonra savaş gemisinin bağlı bulunduğu Karadeniz’deki Rus askeri üssüne hare ket ettiği öğrenildi. l DHA Yakın ekip uzaklaşıyor Şaban Dişli’den sonra, sekiz yıldır Erdoğan’ın ekibinde yer alan Lütfullah Göktaş da Vatikan Büyükelçiliği’ne atandı Dışişleri Bakanlığı’nda bazı büyükelçiliklere ve daimi temsilciliklere atamalar yapıldığı, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bazı büyükelçileri arayarak yeni görev yerlerini tebliğ ettiği öğrenildi. Bu kapsamda; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yakın ekibinde yer alan, 8 yıldır basın danışmanlığı görevini sürdüren Lütfullah Göktaş Vatikan Büyükelçiliği’nde görevlendirildi. Erdoğan’ın yakın ekibinden başdanışman Yiğit Bulut Türkiye Varlık Fonu yönetimden çıkarılmış, AKP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli Lahey Büyükelçisi olarak görevlendirilmişti. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olan Göktaş, İtalya’ya 1989’da gitti, Roma’da Vatikan Gregoryus Üniversitesinde “dinler tarihi” alanında yüksek lisans yaptı. Göktaş, Roma’da 19982011’de NTV’nin İtalya temsilcisi, 20042011’de ise Anadolu Ajansı’nın İtalya muhabiri olarak görev yaptı. Şubat 2011’de “Başbakanlık Basın Da Göktaş Erdoğan nışmanı” olarak atanması üzerine İtalya’dan Türkiye’ye dönen Göktaş, 20112014 yıllarında Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde, Basın Danışmanı olarak çalıştı. Göktaş, Erdoğan’ın 10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra ise Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı olarak görev yaptı. Göktaş, ayrıca İtalya Devlet Nişanı’nın da sahibi. l ANKARA / Cumhuriyet ÇAVUŞOĞLU’NDAN TELEFONLA TEBLİĞ AA’nın haberine göre, Çavuşoğlu önceki gece, bazı büyükelçileri telefonla aradı ve yeni görev yerlerini tebliğ etti. Bu kapsamda Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcılarından Cihad Erginay Türkiye’nin Madrid Büyükelçiliği’ne, Kaan Esener Türkiye’nin Avrupa Konseyi Nezdindeki Daimi Temsilciliği’ne, Mehmet Kemal Bozay Türkiye’nin Avrupa Birliği nezdindeki Daimi Temsilciliği’ne, Murat Ateş Brazilya Büyükelçiliği’ne, Ümit Yardım Viyana Büyükelçiliği’ne atandı. Ayrıca, Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdürü Mehmet Samsar Moskova Büyükelçisi, Kafkasya Orta Asya Rusya ve Doğu Avrupa Genel Müdürü Şefik Vural Altay Buenos Aires Büyükelçisi olarak görevlendirildi. Çavuşoğlu’nun ataması yapılan büyükelçileri aramaya devam ederek yeni görevlerini bildireceği öğrenildi. TRT’ye ‘terör’ cezası RTÜK, Fethullah Gülen’in güftesini yayımlayan TRT’ye ‘terör’ cezası kesti. Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan TRT’ye verilen ceza ‘Saray’a gönderildi SİNAN TARTANOĞLU TRT Diyanet kanalında Fethullah Gülen’in güftesinin yayımlanması Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan kamu yayıncısını terör cezası ile karşı karşıya bıraktı. 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüne kısa bir süre kala TRT’nin Diyanet kanalında Fethullah Gülen skandalı yaşanmıştı. Kanalın 22 Haziran 2018’deki yayınında saat 23.15’te yayımlanan Tasavvuf Musikisi programında “Bulanlar Hakkı Buldu” adlı bir ilahi seslendirilmişti. İlahinin çalarken, ekranda bestesinin ve güftesinin kime ait olduğu gibi bilgiler yer aldı. İlahinin bestesinin Ahmet Hatipoğlu’na, güftesinin ise Fethullah Gülen’e ait olduğu görülmüştü. RTÜK’ün CHP kontenjanın dan seçilen üyesi İlhan Taşcı skandalı ortaya çıkarmış, Diyanet 1 personelin görevine son vermişti. CHP Giresun Milletvekili Necati Tığlı’nın şikayeti üzerine yayını inceleyen RTÜK, TRT’den savunma istendi. TRT Genel Müdürlüğü Televizyon Dairesi Başkanlığı’ndan 3 Ağustos tarihinde gönderilen yazıda, TRT Diyanet kanalının, TRT ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokol uyarınca yayın yaptığı ve söz konusu programın da Diyanet tarafından hazırlandığını anımsattı. Yazıda, yayının “Protokol hükümlerine göre, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yaptırılan ve kendileri tarafından denetlenmesi gereken” bir yayın olduğu belirtilerek sorumluluk Diyanet İşleri Başkanlığı’na yüklendi. RTÜK’ün yayına ilişkin inceleme raporunda bu yayının te rörün amaçlarına hizmet eder nitelikle bir duruma neden olduğu belirtildi. Oybirliği ile Uzman raporu doğrultusunda Üst Kurul, TRT’ye, RTÜK Yasası’nın, yayınlara ilişkin “Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet edecek sonuçlar doğuracak şekilde sunamaz” ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle, oy birliği ile ceza kesildi. Söz konusu yaptırım kararının TRT değil de, herhangi bir özel yayın kuruluşu için alınması durumunda, sonucun yayın lisansı iptaline kadar varabileceği ifade edildi. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulan İletişim Başkanlığı’na bağlanan TRT’nin bu cezası Başbakan Yardımcılığı yerine Saray’a gönderilecek. l ANKARA KARARNAME DEĞİŞİKLİĞİ Bakan yardımcılarına çifte maaş SİNAN TARTANOĞLU Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yeni sisteme geçişin ardından yürürlüğe giren ve bürokrasiyi baştan aşağıya yenileyen 3 ayrı kararname üzerinde değişiklik yapıldı. Kararnameden Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu olan bakanların sadece kendilerine karşı sorumlu olduğu Bakan Yardımcılarına kıyak çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atamalarda, “aileden” kriterini de sık sık kullandığı Bakan Yardımcılarının emekli maaşlarını alabilmesinin yolu açıldı. Bakan Yardımcılığına atanmadan önce kamuda veya özel sektörden emekli olanlar hem bakan yardımcılığı maaşını hem de emekli maaşını alabilecek. Bakan yardımcılığı maaşı 1314 bin TL olan bu isimlerden milletvekili emeklisi olanlar ayrıca 11 bin TL alacak. Yardımcılar da aileden Erdoğan; yeni sistemde sadece kendisine karşı sorumlu olan bakanların yardımcıları için yaptığı atamaların bazılarında da aynı kriteri kullandı. Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın kardeşi Ömer Fethi Sayan Ulaştırma ve Altypı Bakanlığı’na bakan yardımcısı olarak atandı. Başdanışmanlığından bakanlığına getirdiği Mustafa Varank’ın kuzeni Fatma Varank Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bakan yardımcısı oldu. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alparslan ise Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı oldu. Rektör oyunu Daha önceki kararnamelerle, iki kez değiştirilen rektör atama sistemi yeniden düzenlendi. 9 Temmuz’da yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, rektör atama sistemi sil baştan değiştirilmiş; daha önce rektör atamalarında aranan 3 yıllık profesörlük koşulu kaldırılmıştı. Akademisyen olsun olmasın herkesin rektör olabileceği yönünde eleştirilen düzenleme yaklaşık 1 haftalık bir süre sonra yeni bir kararname ile değiştirilmiş, 3 yıllık profesörlük şartı rektör atamalarında yeniden kural olarak benimsenmişti. Dün yürürlüğe giren düzenleme ile, rektör atama sisteminde bu kez sadece profesörlük şartının aranmasının önü açıldı. Yeni kuralla, kıdeme bakılmaksınız, dün profesörlük unvanını kazanan bir akademisyen, bugün Cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atanabilecek. Arkadaş kıyağı 3 yıllık profesörlük koşullunun kaldırılması ile yeniden aranması arasında geçen kısa sürede, profesörlük unvanını sadece 1 yıldır taşıyan Nuri Aydın, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Üniversitesi Rektörlüğü’ne atandı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanruklu, 1 yıllık profesör Rektör Aydın’ın; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın yakın arkadaşı olduğu iddialarını Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi konusu yaptı. Önce tabela değişti Kararname ile ayrıca; “çözüm sürecinin” önemli kurumlarından, İmralı ile yapılan görüşmelerin sekretaryasını yürüten ve KHK ile kapatılan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın yerine İçişleri Bakanlığı bünyesinde İç Güvenlik Stratejileri Daire Başkanlığı kuruldu. Başkanlığın kurulmasına yönelik çalışmaların kararnamenin yürürlüğe girmesinden önce başladığı, Ankara’da Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı olarak kullanılan binanın tabelasının da bu yönde değiştirildiği görüldü. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle