19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
61 YIL SONRA GELEN ‘ÖZÜR’ Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında Fransız ordusu tarafından tu DUNYA tuklanan ve 1957 yılında “kaybolan” komünist matematikçi Maurice Audin’in ölümünde devletin sorumluluğu olduğunu kabul etti. Maurice Audin’in eşini ziyareti sırasında açıklama yapan Macron, böylece Fransa’nın Cezayir Savaşı sırasında “işkenceye yol açan bir sistemi teşvik ettiğini” kabul eden ilk cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti. Cuma 14 Eylül 2018 [email protected] TASARIM: İLKNUR FİLİZ 11 ‘Büyük Birader’ suçlu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kişisel verilerin korunması, haberleşme özgürlüğü ve ifade özgürlüğü bakımından kritik bir karara imza attı. Mahkeme, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) eski ajanı ve Ulusal Güvenlik Dairesi’nin (NSA) eski çalışanı Edward Snowden tarafından sızdırılan belgelerle açığa çıkan İngiliz kitlesel veri toplama ve izleme programının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğine hükmetti. AİHM’deki dava Uluslararası Af Örgütü, Liberty, Privacy International ve Big Brother Watch’un da aralarında olduğu 14 insan hakları örgütünün girişimiyle açılmıştı. Mahkeme yar AİHM, İngiliz kitlesel veri toplama ve izleme programının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğine hükmetti gıçları İngiltere Güvenlik ve İs rini ihlal ettiğine karar verdi. lamaksızın toplu dinlenilmesi ve tihbarat Dairesi’nin (GCHQ) “Büyük Birader” olarak bilinen prog Milyonlarca kişi izlendi internet servis sağlayıcısı şirketlerden iletişim içeriklerinin alın ramının yasallık kriterini ve gü İngiltere, programı daha önce ması ile ilgili şikâyetlerde Lond vencelerini karşılamadığı gerek “terörizmle mücadele” gerekçe ra yönetimini suçlu buldu. çesiyle, Avrupa İnsan Hakları siyle savunmuştu. Mahkeme, kit Uzun süredir sonucu beklenen Sözleşmesi’nin (AİHS) özel haya lelerin istihbari amaçlı ayrım gö dava, İngiliz istihbaratının mil ta saygı, haberleşme ve ifade öz zetmeksizin ve bir kriter uygu yonlarca kişinin özel görüşme gürlüğünü düzenleyen maddele lerine müdahalesinin sorgulan SNOWDEN SIZDIRMIŞTI CIA ve NSA için ması bakımından büyük denizaşırı bölgelerde gizli çalışma yaptığı önem taşıyordu. nı söyleyen Snowden, 2013 yılında ABD istihbarat kurumları ta rafından özellikle internet yazışmaları ve telefon görüşmelerinde yü rütülen gizli izleme faaliyetlerini medyaya sızdırmıştı. Sızdırılan belgeler ara sında, İngiltere Güvenlik ve İstihbarat Dairesi (GCHQ) tarafından toplanan veri ler de yer alıyordu. Bunlar arasında İngiliz istihbaratının 2009’da Londra’daki G20 zirvesine katılan ülkelerin üst düzey temsilcilerini gizlice dinlemesi sonucu elde edilenlerin de olması diplomatik krizlere neden olmuştu. Snowden’ın ifşaatlarının İngiliz Guardian ve ABD’li Washington Post tarafından haberleştirilmesinin ardından ABD’li eski ajan ülkesinden ayrılarak kendisine geçici sığınma hakkı veren Rusya’ya yerleşmişti. Snowden hakkında ABD’deki davada “kamu malını çalmak” ve “gizli iletişim istihbaratını izinsiz paylaşmak” suçlarından 10’ar yıl hapis cezası isteniyor. ‘Ajan değil, turistiz’ İngiltere’nin, eski Rus çifte ajan Sergey Skripal ve kızı Yulia’nın mart ayında Salisbury kentinde Noviçok sinir gazına maruz kalarak zehirlenmesi olayının şüphelileri olarak isimlerini açıkladığı Rusya vatandaşları Alesandr Petrov ve Ruslan Boşirov ilk kez basına konuştu. Petrov ve Boşirov, Sputnik ve Russia Today’e verdiği özel röportajda, olayın gerçekleştiği Salisbury’e arkadaşlarının tavsiyesi üzerine turist olarak gittiklerini ve ajan olmadıklarını savundu. Boşirov, “Arkadaşlarımız uzun süredir bu güzel kenti ziyaret etmemizi tavsiye ediyordu. Oraya güzel vakit geçirmeye gittik” ifadelerini kullandı. Petrov ve Boşirov, İngiliz hükümetinin gerçek failleri bulmasını ve iddialar nedeniyle yaşadıkları zorluklardan ötürü kendilerinden özür dilemesini umduklarını kaydetti. ‘Pussy Riot üyesi zehirlendi’ iddiası Rusya’da Devlet Başkanı Vladimir Putin karşıtı eylemleriyle tanınan Pussy Riot grubunun üye lerinden Piotr Verzilov’un salı gü nü fenalaşarak hastaneye kaldırıl dığı belirtildi. Dünya Kupası’nın 15 Temmuz’da oynanan final maçın da, üç kadın eylemciyle birlikte po lis üniformasıyla sahaya girdikten sonra gözaltına alınan ve 15 gün hapis cezasına çarptırılan Verzilov, eyleme katı lan diğer grup üyelerinin yar gılandığı dava nın ardından Verzilov daha önceki eylemlerde gözaltına alınmıştı. fenalaştı. Görme, konuşma ve yürüme zorluğu çeken Verzilov’un du rumunun ağır olduğu bildirildi. Moskova’da bir hastanenin tok sikoloji bölümünde yatan eylem cinin zehirlendiği düşünülüyor. Chemnitz ırkçılık gölgesinde Yabancı düşmanı saldırılarla gündemde olan Almanya’nın Chemnitz kentinde bu kez de yüzün üzerinde aşırı sağcı, popülist göstericinin yabancı/göçmen görünümlü kişileri “kovaladıkları” iddiası gerilimi artırdı. Göçmenlere yönelik saldırı başlatıldığı iddialarını daha önce doğrulamayan başta İç İstihbarat Başkanı olmak üzere yetkililere tepki gösterilirken son polis raporlarında “taş ve sopalarla yabancı görünenlere ve bir Yahudi restoranına saldıran maskeli protestocuların görüntülerinin bulunduğu” iddiası yerel basına yansıdı. Oslo görüşmelerinde üzerinde uzlaşılan maddelerden biri, Gazze’de Yaser Arafat Uluslararası Havalimanı’nın inşasıydı. Yapımına 25 yıl önce başlanan havalimanı terminal binası, barış görüşmelerinde ilerleme sağlanamaması nedeniyle devam etmedi. Şimdi ise harap halde. Umuttan Clinton enkaza Rabin Arafat ABD arabuluculuğunda, İsrailFilistin arasında imzalanan ama masada kalan Oslo Anlaşması’nın 25. yılı... Ortadoğu Barış Süreci’nin en önemli aşamalarından biri sayılan Oslo Anlaşması’nın 25. yıldönümü, İsrailFilistin sorununun çözümünde masanın dağıldığı, uluslararası kamuoyunun benimsediği ilkelerin yok sayıldığı bir dönemin gölgesinde geçti. Nobel Barış Ödülü Norveç’in başkenti Oslo’da süren gizli görüşmelerin ardından Washington’da 13 Eylül 1993’te dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Filistin lideri Yaser Arafat ve İsrail’in eski Başbakanı İzak Rabin’in de katıldığı törende imzalanan anlaşma, sorunun nihai çözümü için atılacak adımların ana çerçevesi olarak düşünülmüştü. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) liderliği ile İsrail hükümetini ilk kez bir araya getiren Washington’daki tarihi buluşmanın aktörleri olan üç lider 1994’te Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. FKÖ ve İsrail’in birbirlerini tanıması, geçici nitelikte Filistin Yönetimi’nin kurulması, İsrail askerinin Gazze ve Eriha’dan çekilmesi gibi somut sonuçları beraberinde getiren Oslo görüşmelerinde, Kudüs’ün nihai statüsü, İsrail yerleşimleri, mültecilerin durumu gibi önemli konuların ise daha sonra ele alınması planlanmıştı. Filistin tarafında Hamas’ın, İsrail’de ise aşırı sağın karşı çıktığı süreçte, Rabin’in bir suikasta kurban gitmesi ve bölgede şiddetin yükselmesinin ardından nihai İsrail sembolik köyü de yıktı Doğu Kudüs’te yasa dışı yerle şimlerini artıran İsrail, Bedevilerin yaşadığı Han el Ahmer köyünün yıkılması kararlarına tepki olarak kurulan sembolik köy Vadi el Ahmer’i de yıktı. İsrail mahkemesi 5 Eylül’de aldığı kararla Han el Ahmer bölgesinde yaklaşık 190 Filistinlinin yaşadığı derme çatma barakalar ile bölgedeki başka yerlerden gelen 170 öğrencinin eğitim gördüğü okulun 7 gün içinde yıkılmasına hükmetmişti. Yıkım kararıyla mücadele için Han el Ahmer’in kuzey kesiminde konteyner ve ahşap evlerden oluşan küçük bir köy kurulmuş ve beş evden oluşan bu sembolik köye “Vadi el Ahmer” ismi verilmişti. Filistinli aktivistler sembolik köyün yıkılmasının, Han el Ahmer’e müdahale hazırlığı olduğu değerlendirmesinde bulundu. çözüme ulaşılamadı. Trump darbesi Son yıllarda Filistin topraklarına yönelik ablukanın kalıcılaştığı, yasa dışı İsrail yerleşimlerinin sayısının radikal biçimde arttığı, mülteciler meselesinde ise herhangi bir olumlu gelişmenin yaşanmadığı barış sürecinin son dönemine ise ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ederek iki devletli çözüm umutlarına indirdiği büyük darbe ve İsrail askerinin saldırıları damga vurdu. ABD’de Başkan Donald Trump yönetimi, Aralık 2017’de aldığı Kudüs kararının ardından bu yılın mayıs ayında elçiliğini bu kente taşıdı. ‘Yüzyılın anlaşması’ Kudüs kararıyla Filistin yönetimi tarafından “barış arabuluculuğu” rolü reddedilen ABD, Birleşmiş Milletler Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı’na verdiği desteği kesti ve son olarak da FKÖ’nün Washington’daki ofisini kapatma kararı aldı. Filistinlilerin Toprak Günü ilan ettikleri 30 Mart’tan bu yana, her cuma günü özellikle mültecilerin ülkelerine dönme hakkına dikkat çekmek üzere Gazze’de düzenlenen “Dönüş Yürüyüşü” eylemlerine İsrail askerlerinin saldırıları sonucu en az 170 Filistinli yaşamını yitirdi. Arabuluculuk rolü Filistin tarafından reddedilen ABD’nin Ortadoğu barışı için, Filistin’le Ürdün arasında federatif yapı kurulmasını öngören, Mısır’ın Sina Yarımadası’nı da kapsayan “Yüzyılın Anlaşması” olarak lanse edilen bir plan üzerine çalıştığı iddia ediliyor. ‘kurtarma Akdeniz’de bir başına...ggeümnilleerrdiir yok’ Her yıl binlerce göçmenin Avrupa’ya geçmeye ça ma gemisi bulunmadığı savunuldu. İn bayrak gerilimleri sonucu Malta’nın Va ölümlerinde artış yaşanacağından kaygiliz Guardian gazetesinin habe letta limanında mahsur kalmış durum gılı. Kurtarma gemilerinin faaliyete geç lışırken yaşamını tehlikeye at rine göre, Akdeniz’de faaliyet da. Open Arms isimli yardım kuruluşu tiği 2015 yılından bu yana bu sular hiç tığı Orta Akdeniz sularında 26 gösteren sivil toplum kuruluş nun tekneleri İtalya’nın limanlarını ka bu kadar uzun süre boş kalmamıştı. Ağustos’tan bu yana hiç kurtar larına ait 10 gemiden üçü, patması sonucu geçen ay Akdeniz’i Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verile terk etmek zorunda kaldı. Ne zaman rine göre, 2017 yılı boyunca 100,308 dönecekleri de bilinmiyor. Open Arms göçmen İtalya’ya ulaştırken, 2 bin isimli yardım kuruluşunun tekneleri ise 383 göçmense Akdeniz sularında ha İtalya’nın limanlarını kapatması sonucu yatını kaybetti. 2018 yılında 20 bin geçen ay Akdeniz’i terk etmek zorun 319 kişi İtalya’ya ulaşırken 1130 göç ‘Umuda yolculuk’ta binlerce göçmen için yardım örgütlerinin faaliyetleri yaşamsal önemde. da kaldı. Yardım kuruluşları göçmen men ise yaşamını yitirdi. İdlib’deki ateşten kaçanların bir kısmı çoluk çocuk vilayetin dış bölgelerinde kurdukları çadırlarda barınmaya çalışıyor. İdlib sınırından Lazkiye’ye saldırı Şam yönetimi ve müttefiki Moskova, Suriye’nin silahlı muhalifler ve Nusra bağlantılı cihatçıların elinde kalan tek büyük vilayeti İdlib’e operasyon için hazırlıklarını sürdürürken ülkenin resmi ajansı SANA, militanların İdlib’den Lazkiye kırsalına füze saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. GRAD tipi olduğu belirtilen füzelerin İdlib’in Kabbani kasabasından atıldığı kaydedildi. Reuters, önceki gün “TSK’nin silahlı muhaliflere GRAD dahil silah sevkıyatını artırdığını” iddia etmişti. Bu arada, Suriye ordusu, İdlib’in güney kısmına füze ve havan saldırılarına dün de devam etti. Ebu Zuhur Askeri Üssü yakınlarındaki Heyet Tahrir el Şam mevzilerini hedef aldı. Diğer yandan, İdlib’e olası operasyonda Şam’ın kimyasal saldırı düzenlemesi durumunda müdahale seçeneğini tartışan ABD’den Rusya, Suriye ve İran’a bir çıkış daha geldi. ABD’nin BM Daimi Temsil cisi Nikki Haley, “Sizi kimyasal silah kullanmamanız yönünde iki kez uyardık. İki kez bunu kullandınız. Ve ABD Başkanı Trump iki kez eyleme geçti. Bizi bir daha test etmeyin” dedi. Rusya’dan ise Batı destekli kimyasal saldırı provakasyonuna atıfla cihatçıların yetimleri kaçırdığı iddiası yükseldi. Yeni geçiş noktaları yolda Rusya, savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalanların dönüşüyle ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yetkililer, evlerini terk eden 1 milyon 472 bin Suriyelinin yaşadığı yere döndüğünü, bunlardan 242 bininin ülke dışından dönüş yaptığını duyurdu. Rusya’nın Suriye’deki Ateşkesi İzleme Merkezi Komutanı Korgeneral Vladimir Savçenko, Suriye’ye dönen sığınmacıların sayısında artış beklendiği için 26 yeni geçiş noktası açılmasının planlandığını söyledi. Irak’ta 60 bin kişi sudan zehirlendi Irak’ta işsizlik, yolsuzluk, elektrik ve su gibi temel hizmetlerin yoksunluğu nedeniyle Temmuz’dan bu yana protestolara sahne olan petrol zengini Basra kentinde iki ayı aşkın süredir kirli içme suyundan zehirlenenlerin sayısının 60 bine ulaştığı bildirildi. Irak meclisi bünyesindeki İnsan Hakları Komisyonu’nun Basra Ofisi Sorumlusu Mehdi Tamimi, sudaki kirliliğin Basralıların hayatını ciddi şekilde tehdit ettiğini söyledi, acil önlem alınması çağrısında bulundu. kNaotrmfaazlliansaı ltı Komisyonun ağustos raporunda, Basra içme suyundaki kirliliğin 18 bin kişide çeşitli rahatsızlıklara neden olduğu belirtilmişti. Irak Su Kaynakları Bakanlığı verileri, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 1200’ü geçmemesini istediği içme suyu katı madde oranının, Basra’nın suyunda 7 bin 500 seviyelerinde olduğunu gösteriyor. İçme suyunu Dicle ve Fırat nehirlerinin buluştuğu Şattülarap’tan sağlayan Basra, yeterli arıtma tesisi olmaması nedeniyle artan tuz oranı ve çevre kirliliği ile mücadele edemiyor. Irak’ın güneyindeki Şiilerin ağırlıkta olduğu BasBölgede şişe sulara yoğun talep var. ra kentinde temmuz ayında başlayan gösterilere polisin ateş açması sonucu 30’dan fazla kişi yaşamını yitirmiş, 190 kişi de yaralanmıştı. Gösterilerde, aralarında İran Başkonsolosluğu olmak üzere 25’ten fazla resmi bina ateşe verilmişti. Eylemlerde tansiyon geçen hafta sonu durulmuş, Başbakan Haydar İbadi de bölgeyi ziyaret etmişti. Putin tatbikatta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus ordusunun Çin ve Moğolistan’la birlikte düzenlediği dev Vostok2018 tatbikatının yapıldığı bölgeyi ziyaret etti. Rusya’nın Soğuk Savaş döneminden bu yana gerçekleştirdiği en büyük askeri tatbikatın geniş katılımlı bölümlerinden birini takip eden Putin, Çin ve Moğol askerlerine de teşekkür ettiği konuşmasında, ordularının ciddi tehditlere karşı koyabileceğini gösterdiğini söyledi. Güney Sudan’da nihai barış Güney Sudan’da yıllardır süren iç savaş, muhalifler ve hükümet arasında Etiyopya’da imzalanan anlaşmayla sona erdi. Afrika ülkesi Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da bir araya gelen muhalif lider Riek Machar ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit barış anlaşmasına imza attı. Sudan’dan 2011’de ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan, Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in 16 Aralık 2013’te yardımcısı Riek Machar’ı “darbe teşebbüsü” iddiasıyla görevden almasının ardından iç savaşa sürüklenmişti. İç savaş on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine, milyonlarca kişinin evini terk etmesine neden olmuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle