28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 1 Eylül 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN haber 9 3 YAZAR, 3 SİMGE FOTOĞRAFI YORUMLADI AFP HAYRİ TUNÇ ORHAN PAMUK Cumartesi Anneleri yıllardır eylemlerini benim evime on dakikalık bir uzaklıkta, Galatasaray Meydanı’nda yapıyorlardı. Kayıp çocuklarını İNSANLIK ABİDESİ arayan anneler! “Bir dakika gelir misiniz görüşelim” dendikten sonra öldürülen, cesedi yok edilen kurbanların anneleri. Çok geçtim önlerinden saygıyla, kederle, hatta utançla. Bu utancı bir zamanlar hissedenler o kadar çoktu ki devlet adamları, siyasetçiler onlarla fotoğraf çektirirlerdi. Ama anlayışın, şefkatin ve dertliyi dinlemenin zamanı bitti artık. Acımasızlığın, merhametsizliğin, adaletsizliğin zamanı bu. AHMET ÜMİT Zamanın ortasında duruyor yedi kişi, mavi gökyüzünün altında, sıcak bir ağustos gününün içinde. Yedisi de yerde, yedisinin de bedenleri zeminle temas halinde. Elleri, gövdeleri, ruhları kenetlenmişler birbirlerine. Korku yok gözlerinde, ümitsizlik yok, biraz endişe var sadece ve alabildiğine kararlılık. İnanmaktan, vicdanlı olmaktan, haklı olmaktan gelen bir kararlılık... Sadece gözlerinde değil, alınlarında, saçlarında, sakallarında, kenetlenmiş dişlerini gizleyen gergin dudaklarında, kanamaya ramak kalmış avuçlarında, çizilmiş bileklerinde, tozlanmış dirseklerinde, gerilmiş omuzlarında, yüzülmüş dizlerinde, giysilerinin kıvrımında aynı haklı kararlılık. Ayaktakiler çözmek istiyor onları. Koparmak, parçalamak, ayırmak. Önce birini çekip alacaklar. Yedi kişilik bu zincirin bir halkası koparsa, ötekilerde birer ikişer dağılacak. Ama ayaktakilerin gözlerinde aynı kararlılık yok. Oysa hazırlıklı gelmişler, oysa teçhizatlılar, oysa silahlılar, oysa koca organizasyon VİTRİN Vedat ARIK lar var arkalarında. Gelin, görün ki, verilen vazifeyi yerine getirmeye çalışanların sıkıntılı ifadesi gelip oturmuş yüzlerine. Yine de gözlerini dikmiş, bir açık arıyorlar, adeta tek bir insana dönüşmüş bu yedi inançlı bedenin arasında. Bunu yaparken bile mana kazanmıyor yüzleri. Emin değiller yaptıklarının doğruluğundan. Onun için, o katı memur ifadesinin ardına saklıyorlar düşüncelerini, duygularını, onun için başları böyle eğik. Yerdekiler sadece aralarından AA zorla çekip alınacak arkadaşlarını korumuyorlar, bu kopmayla birlikte kendilerinin ele geçirilmesini önlemeye de çalışmıyorlar. Çok daha fazlası var bu görüntüde. Sıradan bir arbede değil bu, sonu karakolda bitecek bir gösteri de değil. Çünkü güce sahip olanlarla, haklı olanların karşı karşıya geldiği her an, vicdanın cesaretle buluştuğu her an, onurun direnmeye dönüştüğü her an bir mucizedir. Fakat mucizeler her zaman kaydedilmez. Bu kez öyle olmuyor işte. Hakikati görebilen bir fotoğrafçı, hakikati kaydedebilen bir kamera mucizenin gerçekleşmesini mümkün kılıyor. Oysa görüntüdekilerin hiçbi ri kameraya bakmıyor. Ne yerdekiler, ne ayaktakiler, ne güçlü olanlar, ne haklı olanlar. O karmaşanın ortasında, o patırtının gürültünün arasında deklanşörün cılız sesi kendi bildiğince ardı ardına patlıyor. Ve işte o zaman hayatın ölüme karşı durduğu an sonsuzluk kazanıyor. Bu an bozulacak, bu kare elbette dağılacak ama ne olursa olsun, sonunda direnenler kazanacak. Çünkü, fotoğraf denen sanat, direncin görüntüye dönüştüğü bu kareyi yakalayarak bir ölümsüzlük abidesi yaratmış durumda. Ülkeyi, şehri, insanı yansıtan sonsuz bir görsellik abidesi. SERAY ŞAHİNER Bir derdin akraba yaptığı Cumartesi Anneleri bir araya geldi mi Galatasaray Meydanı’nda bir aile albümü açılır. Ellerinde çerçevelenmemiş, PVC’yle kaplanmış fotoğraflar. Bunun suyu var, gazdan sakınması var, gözaltısı var… Cam kırılır, kâğıt ıslanır. Akıbetini sordukları evlatlarının hatırasını bir kırılganlığa teslim edemezler… Cumartesi Anneleri 700. hafta: Öğlen 12.00’ye doğru, Galatasaray Meydanı’nda kendilerine doğrultulmuş silahların, polis barikatlarının gölgesinde oturmuş; yıllardır o meydana gölgelerini bir kök inadıyla salmış insanlar. Bu kez ellerinde yakınlarının resmi yok. O gün, bu aile albümünün kapağını açmak; evlatları kaybetmenin değil evlat acısının yasallığını sorgulayanlarca yasaklanmış. Sabah saatlerinden itibaren gözaltılar yapılmış. Meydandaki Cumartesi İnsanları, açıklama yapıyor. Polis biber gazı sıkıyor… Soluklanıp daha doğrusu soluklanamayacağımızı anlayıp Galatasaray Meydanı’na geri dönüyoruz. Meydanda gaz atımı devam ediyor. İnsanlar, ara sokaklara, mağazalara sığınıyor. Mağaza vitrinlerinde gazdan kaçmış insanlar… Bir camın ar dında, hareketsiz mankenlerle yan yana… Bir cam… Polis bizi göz önünden çekmeye uğraşırken vitrine çıkarıyor. Bir cam… Müdahale adı altında yarattıkları arbedede kırılabilir… Cumartesi’yi anlamayanlar bizi camdan sakınmıyor. Polisler silahlarını doğrultmuş… Gaz, plastik mermi… Sırf insan lara değil, hafızaya da nişan alınıyor. Bir derdi sokaktan tecrit etme çabası… Son zamanlarda yine polis barikatıyla, gözaltılarla Cumartesi Anneleri buluşmaları kriminalize edilmeye çalışılıyor. Devlet; Cumartesi Anneleri’ne, camekânların ardındaki vitrin mankenlerin gözleriyle bakmamızı istiyor. Mealen diyor ki, tanıklık etmeyin, hatırlamayın. Cumartesi Anneleri 700. hafta buluşmasında zulüm, bizi dönüşmemizi istediği şeyle; cansız mankenlerle bir araya getirdi. Biz ve devletin idealindeki biz, yan yanayız. Gaddarlığın hem muhatabı hem tanığıyız. Vitrinin ardında, cansız mankenlerin yanında duranlar; belki Cumartesi Anneleri buluşması için gelmişti, belki sadece yoldan geçiyordu… Bir derde tanık olmak için onu paylaşmayı seçmenize bile hacet yok artık. Vicdansızlık radyasyon gibi yayılıyor… Biber gazı, plastik mermi, hakaret, darp ve gözaltı olarak… Camın iki yanı da birbirine ekran. Beyaz camın göstermediğini bir camın ardından gördük: 10 yıllar süren bir zulmün dev ekran görüntüsü. Bir otokrat prototipi Filipinler, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) kuran Roma Antlaşması’nı rizmlerinin yöntemlerinin hepsini kullanıyor. Muhalefeti kriminalize ediyor. En önemli muhalifi olan imzalamış ülkelerden biri. Birkaç Leila M. De Lina bir buçuk gün önce, çocukları yargısız yıldır hapiste ama senatörlüğü infaza kurban giden dört Filipinli devam ediyor! Yüksek Mahke aile, Filipinler Başkanı Rodrigo me Başkanı görevden alındı. Duterte’yi “insanlığa karşı suç” Şimdi sırada başkan yardımcısı işlediği gerekçesiyle UCM’ye Leonor Robredo’nun seçiminin şikâyet etti. 2017’de Filipinli iptali var. Duterte, insan hakları bir avukat da aynı gerekçeyle aktivisti bir avukat olan Robredo UCM’ye başvurmuştu. Mah yerine, eski diktatör Marcos’un keme Şubat 2018’de birinci oğlunun seçilmesini istiyordu! başvurunun kabul edilebilirliğini Medya bir yıl içinde dene inceleme kararı almış, Duterte de tim altına alınmış durumda. İki ülkesinin bu antlaşmadan çıktığı büyük gruptan oluşan merkez nı ilan etmişti. Ancak antlaşmada medyanın bir grubu başkanın bir çıkış kararının bir yıl sonra yürür arkadaşına satılıverdi. Diğeri sü lüğe gireceği yazıyor. Bakalım rekli taciz ve tehdit altında sesini Duterte’ye dava açılacak mı? kesti. Sosyal medyada yasak Duterte iki yıl önce göre ların ve el koymaların yanında, ve başladı. O tarihten beri beş yüz civarında trolden oluşan Filipinler’de resmen dört bin kişi bir ekip başkanın hizmetinde polis tarafından, “kaçarken” veya çalışıyor. Yurttaşların Ulusal Mu “direnirken” öldürüldü. İnsan hafızları adında içişleri bakanlığı Hakları İzleme örgütü gerçek nın kurdurduğu milis gücü, ba sayının on iki bin civarında oldu kanlığın yayımladığı “komünist ğunu, geri kalan sekiz bin kişiyi ve terörist” listesindeki kişilerle devlet güdümlü milislerin öldür mücadele etmekle görevli. düğünü iddia ediyor. Orduyu yanına alan ama yön 73 yaşındaki Duterte’nin en temlerini tasvip etmeyen Katolik önemli seçim vaadi, uyuştu Kilisesiyle itişen Duterte, en so rucu satıcıları ve kullanıcılarını nunda kafasının tası atıp, “Tanrı öldürerek gerçek bir sorun olan budalanın biri… O…pu çocu uyuşturucu ile mücadele et ğu…” diyerek, nüfusunun yüzde mekti. Başkan seçildikten sonra sekseni Katolik olan Filipinler’de bir konuşmasında, Hitler’in şaşkınlık yarattı. Ama Duterte’ye Yahudileri öldürdüğü gibi, ken Tanrı’nın lütfü, bir yıl önce Müs disinin de uyuşturucu satıcılarını lümanların çoğunlukta olduğu yok edeceğini ilan etti. Sonra Mindanao’da İslami Devlet’e bu sözü için Yahudilerden özür bağlı olduğunu ilan eden bir diledi ama “uyuşturucu kullanan grubun Marawi kentini işgal et üç milyon kişiyi” öldürtmekle mesi oldu. 2014’te devletle barış Filipinlerin geleceği için en hayırlı anlaşması imzalamış ve 1970’ten işi yapacağını iddia etmeyi ihmal beri devam eden son derece etmedi. kanlı bir isyana son vermiş olan Duterte günümüz otoriter po Moro İslami Kurtuluş Cephe’si pülist liderlerin bir tür prototipi. nin desteğini alan Duterte, altı Babasından devraldığı Davao ay süren bir savaştan sonra kenti belediye başkanlığını yirmi kenti neredeyse dümdüz ederek üç yıl sürdürdü. Şimdi kızı o ken İslami Devlet militanlarından tin belediye başkanı. Duterte’nin temizledi. Bu vesileyle terörle belediye başkanlığı sırasında mücadeleyi de yeniden yargısız ölüm müfrezeleri binden fazla infaz politikasının diğer gerekçe kişiyi katletti. Böyle huzur ge si haline getirdi. tirmesiyle şöhret yaptı ve baş Bir yandan Çin, diğer yandan kanlık seçimini kazandı. Bunun Rusya ile yakın durmaya çalışan, yanında, zenginliğe el koymuş eski kolonyal güç ABD’ye askeri büyük ailelere karşı yoksulları ve ticari olarak göbekten bağlı desteklemek, yükseköğrenimi olan Filipinlerin Başkanı, kala parasız kılmak, sağlık sigorta balık bir emekli subay ve polis sının kapsamını genişletmek, eşliğinde yarın İsrail’e dört gün altyapı yatırımları gibi vaatleri de lük resmi ziyaret için gelecek. elbette var. Alttakilerin, kenarda Bir iddiaya göre, yüklü bir silah kalanların büyüklere olan hıncını anlaşması yapmak için… Rivayet bol küfürle karışık sahnelemeyi odur ki, Trump’ın pek sevdiği de ihmal etmiyor. ve takdir ettiği, şimdiki zaman Katliam yoluyla asayiş politi ların bu yükselen lider prototipi, kasını eleştiren Obama’ya, Ba ziyareti sırasında büyükelçiliğin Kimoon’a açıkça küfreden Du Kudüs’e taşınacağını da ilan terte, günümüz popülist otorite edecek. Yakışır… ERDOĞAN’DAN RANDEVU İSTEDİLER Bu cumartesi de Galatasaray’dayız 27Mayıs 1995’ten beri Galatasaray Meydanı’nda kayıplarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, AKP tarafından eylemlerinin yasaklanmasına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Cumartesi Anneleri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan randevu talep ettiklerini duyurdu. Gözaltında kaybedilen oğlu Murat Yıldız’ı bulmak için 23 yıldır mücadele yürüten Hanife Yıldız, toplantıda yaptığı konuşmada, “Kayıplarımızı bulun o zaman o meydana gelmeyelim. Bizden daha sessiz olanı var mı? Alkış bile çalmıyoruz. Tek başıma kalsam da o meydanda adalet aramaya devam edeceğim. Yarın 1 Eylül Dünya Barış Günü. Eğer biz o meydanda oturamazsak barıştan söz etmenin bir anlamı yok” dedi. Çocuğunuz yok mu? Kaybedilen Fehmi Tosun için 23 yıldır adalet arayan Hanım Tosun da yaptığı konuşmada, “Bir tek kayıp kalsa da mücadeleye devam edeceğiz. Bize hakaret ettiler. Biz onların seviyesine inmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Kaçırıldıktan sonra gözaltında öldürülen oğlu Hasan Ocak için 23 yıldır Galatasaray Meydanı’nda adalet arayan 82 yaşındaki Emine Ocak da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Cumhurbaşkanı, Emine Erdoğan senin de oğlun var, torunun var. Onlara ufak bir şey olduğunda, hastalandığında sizin canınız acıyor mu? Bizim de sizinki gibi acıyor. Tüm annelerin yüreği acıyor. Vicdan var vicdan” dedi. Cumartesi Anneleri’nin simge ismi olan Berfo Ana’nın 13 Eylül 1980’de gözaltında kaybedilen oğlu Cemil Kırbayır’ın kardeşi Fatma Kırbayır da, “38 senedir başımı yastığa koymadım. Gözümün önünde abimi götürdüler. Adalet arayışındayız o günden bu yana. Adalet yerini bulduğunda o meydandan kalkarız. Ama bulunmadığında o meydanı terk etmeyeceğiz” diye konuştu. Siz utanın Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya da 23 yıldır vicdanlara seslendiklerini dile getirerek, “Bizler kayıplarımızın akıbeti bulununcaya kadar adalet arayışına devam edeceğiz” dedi. Gözaltına alındıktan sonra cansız bedenine ulaşılan Rıdvan Karakoç’un ağabeyi Hasan Karakoç da konuşmasında taleplerinin çok net haklı talepler olduğunu dile getirdi. 23 yıldır kar, kış, işkenceye maruz kaldıklarını belirten Karakoç, “Bizi ülkenin her tarafından duydular, bir tek yetkililer duymadı. Bir gün size de adalet lazım olacak. Bizi susturamazsınız. Bizden kurtulmak için getirin bir kepçe gömün bizi o meydana. Bizden kurtulursunuz ama çocuklarımızdan nasıl kurtulacaksınız” diye konuştu. Konuşmaların ardından söz alan Maside Ocak, 701’inci hafta da Galatasaray Meydanı’nda olacaklarını ve kayıp Mehmet Ertak’ın akıbetini soracaklarını söyledi. Meydan kapatıldı! Öte yandan Cumartesi Anneleri’nin bugünkü 701’inci hafta eylemi öncesi Galatasaray Meydanı’nın ve meydana çıkan tüm ara sokakların polis bariyerleri ile kapatılması dikkat çekti. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle