18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA BAKANDAN MACRON’A TEPKİ İSTİFASI Fransa Çevre Bakanı Nicolas Hulot, katıldığı bir radyo programında “hükümetin başta iklim değişikliği olmak üzere çevresel konular da attığı adımların yetersiz olduğu” gerekçesiyle görevinden istifa ettiğini açıkladı. Eski bir televizyon programcısı ve aktivist olan Hulot, çevre meselelerinin hükümetin öncelikleri arasın Hulot da son sırada yer aldığını belirterek “Artık kendime yalan söy lemek istemiyorum. Hükümetteki görevimle yaşanan sorunların üstesinden gelindiği izlenimi vermek istemiyorum” dedi. Hulot, avlanmaya ilişkin yasal kısıtlamaların hafifletilmesinden sonra “lobi faaliyetlerinin” farkına vardığını dile getirdi. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Emmanuel Macron, nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını yüzde 50 oranında düşürmek ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek dahil birçok vaatte bulunmuştu. Çarşamba 29 Ağustos 2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Ruhani ikna edemedi 11 Ekonomik kriz ve para biriminde yaşanan büyük değer kaybı bu kez İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin koltuğunu sarsıyor. Ekonomi ekibi dağılan Ruhani, dün gensoru amacıyla çağrıldığı mecliste verdiği yanıtlarla milletvekillerini ikna edemedi, konunun mahkemeye sevk edilebileceği belirtildi. ABD’nin, İran’la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan çekilmesi ve ardından uyguladığı yaptırımlarla derinleşen ekonomik kriz, geçen yıl sonundan bu yana sokakların da hareketlenmesine neden olmuştu. “Muhafazakâr” kanadın ekonomik krizden sorumlu tuttuğu “reformcu” cepheden Ruhani, dün milletvekillerinin bankacılık yaptırımları, işsizlik, ekonomideki durgunluk, kaçakçılık ve döviz krizi konusunda kendisine yönelttiği sorulara yanıt verdi. ‘Düşmanın eline koz verir’ “Kriz var” söylemine karşı çıkan Ruhani, bunun halk için tehdit haline gelebileceğini savundu. Uluslararası nükleer anlaşmaya ilişkin tavrı sorgulanan Ruhani’yi eleştiren muhafazakâr bir milletvekili, “Nükleer anlaşmayla bir ‘arzular sarayı’ yaratıldı. Trump bir tekmeyle bu sarayı yıktı, sizin de bir alternatifiniz yoktu” dedi. “Kuvvet İran Cumhurbaşkanı ülkeyi sarsan ekonomik krize ilişkin mecliste soruları yanıtlarken tepkileri dindirmeyi başaramadı İkinci dönem cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Ruhani, ilk kez mecliste gensoru çerçevesinde vekillerin sorularını yanıtladı. Oturumda zaman zaman tansiyon yükseldi. ler arasındaki koordinasyon ve silahlı kuvvetlerin işbirliğiyle sorunları atlatacağız” ifadesini kullanan Ruhani ise ABD’yi de hedef alarak “Beyaz Saray’da toplanan bir avuç İran karşıtı grubu hezimete uğratacağız” diye konuştu. Uluslararası nükleer anlaşma ve hükümetin ekonomik krize müdahale si konularında eleştirilerini esirgemeyen dini lider Ali Hamaney’in ise “Ruhani’nin görevden alınmasının düşmanın eline koz vereceği” yönündeki söylemleri dikkat çekti. Beş başlıkta sorulan sorular ve Ruhani’nin konuşmasının ardından yapılan oylamada, milletvekillerinin bankacılık yaptırımları hariç dört başlıkta ikna olmadıkları görüldü. Gözler yargıda İran kanunlarına göre, cumhurbaşkanının yanıtlarının vekilleri ikna etmemesi halinde dosya mahkemeye taşınıyor ve yargının kararına göre azil oylamasına gidilebiliyor. Ancak kimi kaynak konunun bir süre daha mecliste tartışılabileceğini savundu. İran meclisinde cumhurbaşkanına gensoru amaçlı soru sorma yöntemi son olarak dönemin Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad aleyhine 2012 yılında kullanılmıştı. İran para birimi Tümen yıl boyunca yüzde 130 değer kaybetti. Hamaney haziran ayında “ekonominin güvenliğini tehlikeye atanların” cezalandırılmasını talep etmiş, İran milletvekillerinin çoğunluğu da Cumhurbaşkanı Ruhani’ye “Ekonomi ekibinin değiştirilmesi” talebiyle bir mektup kaleme almıştı. Ruhani temmuzda Merkez Bankası başkanını değiştirmiş, meclis bu ay başında Çalışma Bakanı Ali Rebii’yi ve geçen hafta sonu Maliye Bakanı Mesud Kerbasiyan’ı gensoruyla azletmişti. ABD, davayı yok saydı Tahran yönetiminin, kendisiyle yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilen Washington’a karşı Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı davada ABD’li avukatlardan mahkeme için “yetkisizlik” çıkışı yükseldi. İran, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilerek 1955 yılında ülkeler arasında imzalanan Dostluk Anlaşması’nı ihlal ettiğini ve ülkenin büyük maddi kayba uğratıldığını savunuyor. Lahey’deki mahkemenin İran’ın iddiaları üzerine harekete geçme yetkisi bulunmadığını öne süren ABD’li yetkililer ise ülkelerinin ulusal güvenlik başta olmak üzere kendi çıkarlarını koruma hakları olduğunu dile getirdi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da İran’ın girişimlerinin UAD tarafından kötüye kullanıldığını iddia etti. BM’den Yemen raporu Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye’de kendilerinin de destek verdiği yeniden inşa çabaları sonucunda YENİDEN bir milyon kişinin ülkelerine dönüşünün sağlanabileceğini duyurdu. Devlet medyasının haberine göre ise binlerce sığınmacı Deraya’ya geri dönüş için yola çıktı. Ancak dönüş umutlarına karşın yeniden ya DÖNÜŞ pılandırma çalışmalarının kolay olmayacağına dikkat çekiliyor. Yedi yılı aşkındır süren savaşın getirdiği UMUDU... yıkımla boğuşan ülkede binlerce sivil zorlu koşullarda yaşam savaşı veriyor. Yığınak yarışındalar ‘Savaş suçu işleniyor’ Yemen’de Suudi Arabistan liderliğindeki uluslararası koalisyon ile Husi güçler arasındaki çatışmalar sürerken Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’na bağlı uzmanlar iki tarafı da savaş suçları işlemekle itham etti. Mansur Hadi güçlerine destek veren koalisyonun hava saldırılarının ağır sivil kayıplara neden olduğuna dikkat çekildi. BAE’ye ağır suçlama Koalisyon güçlerinin Kızıldeniz limanları ve Sanaa havaalanında ciddi kısıtlamalar getirip Yemen halkının hayati ihtiyaçlarını karşılamasına engel olduğu belirtildi. Koalisyonun parçası Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) personelinin de tutuklu ve göçmenlere tecavüz ettiği savunuldu. Yemen’de BAE kontrolündeki hapishanelerde sistematik işkence ve tecavüz iddiaları gündeme yansımıştı. Öte yandan Suudi Arabistan’a füzeler fırlattığı, Taiz kentini top atışına tuttuğu belirtilen Husi militanlar ayrıca işkence yapmak ve “çocuk asker” kullanmakla suçlandı. ÖSO’yu TL vurdu Türk parasındaki değer kaybının Suriye’de TSK ile ÖSO kontrolünde bulunan kentleri de etkilediği belirtildi. Reuters’in haberine göre, TL ile maaş alan dükkân sahipleri, yardım kuruluşu çalışanları ve muhalifler bu durumdan şikâyetçi. Ajansın haberinde, bir ÖSO üyesinin “Maaşlarımız değersiz hale geldi, bir hafta zor yetiyor” sözleri dikkat çekti. Gözler Suriye’de ordunun olası İdlib operasyonuna çevrilmiş durumdayken Rusya ve ABD’nin ülkede askeri varlıklarını artırdıkları haberleri peşi sıra geliyor. Suriye ordusunun kenti üç taraftan kuşattığı haberleri gündeme yansırken Rusya’nın bölgeye devasa bir destek gücü gönderdiği belirtildi. Izvestiya gazetesi, Rusya’nın Suriye’deki iç savaşta Esad hükümetinden yana ağırlığını koyduğu 2015’ten bu yana Akdeniz’e en büyük gücü konuşlandıracağını duyurdu. Buna göre bölgeye, büyük çoğunluğu Kalibr cruise füzeleri taşıyan 10 gemi ve iki denizaltı gönderildi. Bu gemilere yenilerinin katılacağı da belirtildi. Gazeteye konuşan askeri uzmanlar ise filonun, “Suriye ordusunun İdlib müdahalesini destekleyeceğini” söyledi. Rusya Savunma Bakanlığı geçen hafta, İdlib’deki silahlı militanlarla bir kimyasal sal ankaramoskova idlib sınavında İran’ın Tasnim ajansı, önceki gün 200’den fazla otobüsün taşıdığı Suriye askerlerinin, zırhlı araçların İdlib sınırına ilerlediğini duyurdu. destroyer gemisi Ross’un içinde 28 Tomahawk kruz füzesi ile Akdeniz’e girdiğini, bu füzelerin etki alanının tüm Suriye’yi kapladığını açıklamıştı. Öte yandan Rusya Uzlaşma Merkezi yetkililerinden bir heyetin İdlib’deki silahlı grupların liderleriyle barışçıl bir çözüm için görüştüğü duyuruldu. ‘ABD, Şam ile görüştü’ Lübnan’da yayın yapan, İdlib’de gerilim artarken dikkatler Astana sürecinin ortakları RusyaİranTürkiye’nin tutumlarına yönelmiş durumda. Şam’ın yakın müttefiki Rusyaİran, ordunun ülkenin her bölgesinde hâkimiyet sağlaması gerektiği görüşünü sıklıkla dile getirirken Ankara’nın ise İdlib operasyonuna çekinceleri biliniyor. AFP’nin analizinde TürkiyeRusya ilişkilerinin İdlib konusunda en büyük sınavlarından birini verdiğine, WashingtonAnkara hattındaki kriz nedeniyle Rusya ile ilişkilerin kritik önem kazandığına dikkat çekildi. Kimi uzman “RusyaTürkiye ilişkilerinin şu anda sığınmacı akını ve İdlib’in yeniden yapılandırılmasından daha önemli olduğu için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sınırlı bir operasyonu düşünebileceğini” savundu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçen hafta Rus mevkidaşıyla görüşmesinde bölgede askeri bir operasyonun katastrofik sonuçları dırı provokasyonu düzenleneceğini, Hizbullah’a yakın El Ekber gazetesi, olacağı uyarında bulunmuştu. ABD, İngiltere ve Fransa’nın saldırı üst düzey güvenlik yetkililerinden dan Şam hükümetini sorumlu tutarak oluşan ABD’li bir heyetin Suriye is gerçekleşen görüşmeye Suriye’nin Suriye’yi vurmak için bahane olarak tihbarat şefi Ali Memluk ile buluş üst düzey güvenlik yetkilileri de ka kullanacağını açıklamıştı. tuğunu iddia etti. AFP’nin aktardığı tıldı. Gazete, görüşmede iki ülke Bakanlık Sözcüsü Igor Konaşenkov, habere göre, Rus ve BAE istihbara arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi 25 Ağustos’ta ABD donanmasına ait tının arabuluculuğunda iki ay önce nin masaya yatırıldığını öne sürdü. PUTİN’DEN DOĞA ŞOV... Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hafta sonunu Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Federal Güvenlik Servisi Başkanı Aleksandr Bortnikov ile birlikte Rusya’dan dev tatbikat adımı Sibirya’da Tuva bölgesinde geçirdi. Kremlin’in yayımladığı , Rus liderin tatil fotoğraflarında yürüyüş yaptığı, göllerde tekne ile gezintiye çıktığı, mantar Rusya, gelecek ay son 37 yılın en büyük askeri tatbikatını başlatmaya hazırlanıyor. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoy araç tatbikatta yer alacak. Öte yandan Çinli ve Moğol bir liklerin de tatbikata katılacakları duyuruldu. Kremlin Sözcüsü Di topladığı görülüyor. gu, Vostok2018 adlı tatbikatın mitri Peskov, “Rusya’ya karşı ag ülkenin orta ve doğu bölgelerinde resif ve dostane olmayan uluslara yapılacağını açıkladı. rası durum göz önüne alındığında Çin ve Moğol destekli tatbikatın geçerli bir nedeni var” dedi. Peskov, Çin’in de katılması Tatbikata yaklaşık 300 bin asker, binin üzerinde uçak, iki donanma filosu ve tüm hava birlikleri katılacak. 36 bin tank, zırhlı nın ise iki ülkenin bütün alanlarda işbirliği yaptığını gösterdiğini aktardı. NATO, “Tatbikat konusunda bilgilendirildiklerini” söyledi. Kapitalizm, ırkçılık ve toprak reformu Güney Afrika Cumhuriyeti, kapitalizmin insanları özgürce emeklerini pazarlayabilecekleri işçilere bile dönüştüremeyip, ‘ötekinin’ lehine ‘renge boyadığı’ diyar... Kıtanın güney ucunda, beyaz Afrikaner azınlığın ırkçı apartheid rejiminin sonu, ancak 20’nci asır bitmekteyken, 1994’te gelebilmişti. Dünya ahalisi olarak Nelson Mandela’yı ‘efsaneleştirmekle’ geçirdiğimiz çeyrek asır sonra bugün, Türkiye’de bile ‘gelişmekte olan’ BRICS ülkeleri arasında imrenilen Güney Afrika’nın hali, pek çok meseleyi sorgulamak için fırsat. Şu günlerde uluslararası gündeme mal olan ‘toprak mülkiyeti’ tartışmaları, kör göze parmak misali… HHH Mesele ‘baş aktörümüz’ ABD’nin başkanı Donald Trump’ın, Güney Afrika’daki toprak reformu tasarısına dair atıp tutmasıyla dünyaya mal oldu. Ten renklerinden hazzetmediği insanların ülkelerine ‘…k çukuru’ demeyi marifet sayan ABD’nin reisi, Twitter’dan “Güney Afrika hükümeti şimdi de beyaz çiftçilerin topraklarına el koyuyor” buyurdu, onların kitleler halinde öldürülmesi temasını işleyip, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu meseleyi soruşturmakla görevlendirdi. Tweet’inde mevzuyu dikkatine getiren Fox News’ın ırkçı elemanı Tucker Carlson’ı ‘etiketlemeyi’ de ihmal etmedi. Trump’ın gözünde ‘komünist ve siyah ırkçısı’ diye anılabilecek apartheid rejimini yenmiş Afrika Ulusal Kongresi (ANC) sessiz kalmadı. Kadınlarla iştigallerinin ötesinde ülkesine katkısı tartışmalı Jacob Zuma’dan kurtulduğundan, yani geçen ocaktan beri Güney Afrika’yı yöneten lideri Cyril Ramphosa eşliğinde tavır koydu. Kapitalist dünyanın basındaki kalesi Financial Times’ın da sayfalarını açtığı Ramphosa, “Toprak gaspı yok. Özel mülkiyete saldırı da yok. ANC toprak reformu programının ekonomiye gelecekteki yatırımları engelleyip tarım üretimi ve gıda güvenliğine zarar verilmemesi konusunda nettir” izahatı getirdi. HHH Elbette ANC’nin yapmaya kalkıştığı kapitalist kalkınma için bile tahammül edilemeyecek bir ırksal eşitsizliğin giderilmesi. Aslında toprak reformu yasası 2016’da parlamentoda onaylanmıştı. Ama engin toprakların tazminatsız istimlaki için gereken anayasal değişik yüzünden geri çekilmişti. Şimdi mevzu tamamlanıyor. Durum şu: Sömürge döneminden kalma 1913 yasası, siyahların yaşadıkları kent varoşları ve kırsal özel rezerv alanları dışında mülk sahibi olmasını yasaklıyordu. 1994’te apartheid bitince ‘gönüllü satıcıgönüllü alıcı’ formülü ile çözüme çalışıldı, işe yaramadı. 24 senede beyaz çiftliklerin yüzde 10’dan azı siyahlara geçti. Zira beyazlar geniş topraklarını satmaya razı gelmezken, siyahların alacak parası yoktu. Düşünün 54 milyonluk ülkede toprakların sadece yüzde 10’u devletin elinde! Yüzde 90’ın yüzde 39’u özel şahısların, yüzde 31’i tröstlerin, yüzde 25’i şirketlerin, yüzde 4’ü kabilelerin, yüzde 1’i ise ortak mülkiyetin. Tarım alanları ve çiftliklerin yüzde 72’si, yüzde 7’lik beyaz Afrikanerlerin kontrolünde. Sadece yüzde 15 renkli vatandaşların, yüzde 5’i Hint azınlığın, yüzde 5’i de Afrikalıların. ANC’nin reform taslağında 25 bin hektardan fazla toprağın satın alınıp siyahlara dağıtılması öngörülüyor. Çoğu kullanılmayan araziler. Salt beyaz çiftçiler değil Zulu gibi kabilelerin toprakları da dahil. Bu yüzden Zulu kralı ANC’yi AngloZulu savaşı çıkar diye tehdit dahi etti. Yani mesele mecburen ‘ırk temelli’. Üstelik beyaz çiftçilere saldırılarda da büyük düşüş var. HHH Güney Afrika yoksulluk ve eşitsizliğin tavan yaptığı ülke. Kamu hizmetleri zayıf, işsizlik yüzde 30’a yakın, gençlikte yüzde 68! Ülke adeta vasıfsız emek cenneti. Okumayazma oranı düşük. Yoksulluğun getirdiği suç oranları yüksek. HIV virüsüyle yaşayanlar cabası. Bu koşullara rağmen özellikle Zuma sonrası küresel kapitalizmin ilgisine mazharlar. Goldman Sachs bu sene ülkeyi ‘en büyük gelişen piyasa öyküsü’ diye niteledi. Ama engin toprakların değerlendirilmesi, işgücünün devreye sokulması lazım. ANC ülkeye yönelecek dış yatırımları tehlikeye atmayacağını söylüyor. Yani kapitalist kalkınma modeline meydan okuma yok. İş özel mülkiyete gelip dayandığında, Trump’lı dünyanın ırkçılık duvarı çıkıveriyor. Şu kapitalizmin ironileri hiç bitmiyor... ‘Kerkük masada değil’ Hükümet kurma çalışmalarının sürdüğü Irak’ta, Başbakan Haydar İbadi, Kürtlerin koalisyona katılmaları için “Kerkük pazarlığı yapılamayacağını” söyledi. Ülkede 12 Mayıs’ta yapılan seçimlerin ardından en çok oyu alan Sadr liderliğindeki Sairun ittifakıyla, seçimden üçüncü çıkan İbadi liderliğindeki Zafer hareketinin başını çektiği geniş bir koalisyon için çalışmalar başlamıştı. Koalisyonda Kürtlerin de yer alması için peşmergenin Kerkük’e tekrar dönmesi konusunda pazarlık yapıldığı iddiaları, başbakanlık tarafından yalanlandı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle