18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 24 Ağustos 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL / TAMER KAYAŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Hedef belediyeyi değil haber 5 demokrasiyi kazanmak’ 18 aydır tutuklu bulunan HDP’li İdris Baluken, barış talebini topluma yayamadıklarını söyledi. Baluken, partisi için ‘Tam da bu noktada tarihi sorumluluk düşüyor’ dedi Çözüm süreci döneminde İmralı Heyeti üyesi olan eski HDP Grup Başkanvekili İdris Ba luken, partisine kırgınlığı olmadığı nı ancak önerileri olduğunu söyledi. Baluken, “Barış güver cinini sokan arı, hem iğnesini hem de gü cünü kaybetmeliydi. OHAL koşulları, seçim MAHMUT LICALI ler gibi birçok nedenden ötürü aksaklıklar yaşanmış olabilir” diye konuştu. HDP’li Baluken’e avukatla rı aracılığıyla yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: n 4 Haziran seçimleri için milletve kili adaylığınızın son anda iptal edil mesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Tümüyle siyasi bir karar olarak gö rüyorum. Halkımızın yüksek deste ğiyle yeniden seçilmemin ve Meclis kürsüsü başta olmak üzere siyasi ça lışmalarıma dönmemin, iktidar açısın dan kabul edilemez sembolik bir anla mı vardı. Yeniden seçilmemin, yürüt tükleri siyasi tasfiye operasyonlarının iflası olacağını düşündüler. Hukuk ga rabeti olan mahkeme dosyasının, he nüz inceleme aşamasından bile geç memişken, bir günde istinaf mahke mesi tarafından kopyalayapıştır yön temiyle sonuçlandırılmış olmasının başka hiçbir izahı yoktur. n HDP’nin 24 Haziran’da aldığı so nuçları nasıl değerlendiriyorsunuz? 24 Haziran’da HDP’nin aldığı sonu cu, ülkeye dair umudunu kaybetmek istemeyen ve aydınlık günlere inancı nı devam ettiren halklarımızın çok kıy metli bir irade beyanı olarak değerlen diriyorum. HDP’nin aldığı sonuç kor kunun umudu, karanlığın aydınlığı yu tamayacağını bir kez daha göstermiş tir. Aldığımız her bir oy, eşit yaşam ta lebine ve halkların kardeşliğine du yulan inanca işaret etmektedir. HDP Türkiye partisi olamadı diyenlere kar şı ülkenin batısından alınan oylar, halklarımızın cevabı olarak sandıkla ra damgasını vurdu. Fakat siyasi ikti dar, halk iradesini doğru okumak yeri ne bu iradeyi hiçleştirmek üzere orga nize oldu. Hâlâ bunu sindirdiklerini, hazmettiklerini düşünmüyorum. Öte yandan eşit ve adil olmayan koşullara, her türlü engele ve güvenlik bahane si ile “sandık taşıma” kararlarına rağ men HDP’nin Kürt halkından aldığı yüksek oy her türlü kara propaganda yı boşa düşürdü. Erdoğan’ın ve AKP’li yetkililerin açıklamalarında mutlak ye nilgilerinden ötürü had safhaya çıkmış öfkeyi görmek mümkündür. Demokra si, insan hakları, hukuk devleti, güçler ayrılığı açısından seçim sonuçlarının ne anlama geldiği orta yerde duruyor zaten. HDP’ye tam da bu noktada tarihi bir görev ve sorumluluk düşüyor. HDP baskılara, karartmalara rağmen kendi sine oy veren toplumsal kesimlerin gü venini boşa çıkarmamalı, demokratik değerlere sahip çıkmanın kararlı ve ön cü mücadelesini ortaya koymalıdır. Bu açıdan kıymetli olan bakış açısı, alınan oyların niceliksel boyutunun yanı sı ra niteliksel boyutunu da değerlendir mekten geçer. Çünkü o anlamın gerek lilikleri yerine getirilmediğinde, elde edilen niceliği de kaybetme riski her zamankinden büyük olur. Yanı sıra ni teliksel boyutunu doğru okuyup değer lendirmek, her zamankinden güçlü bir mücadele yaratmaya hizmet eder. ‘Silahın yerini masa alacak’ n Çözüm sürecinin önemli isimlerden birisiniz. Şu an cezaevinde olmanızın çözüm süreciyle bir ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Aslında bu sorunun cevabı çözüm sürecini bitirenler ve beni cezaevine gönderenlerde bulunuyor. Bizim açımızdan çözüm süreci gerekli ve onur ‘MECLİS, LİNCİ MEŞRULAŞTIRDI’ n 24, 25 ve 26. dönemlerde parlamentonun bir üyesi olarak tutuklu olduğunuz süreçte Meclis’in sizin haklarınızı koruma noktasında bir girişimi oldu mu? Tam tersine Meclis bize karşı devreye konan siyasi, hukuki, insani lincin bizatihi örgütlendiği ve meşrulaştırıldığı alan oldu. Henüz mahkeme süreçleri başlamadan bile ilk önce Meclis platformunda “terörist” ilan edildik. Meclis bizi “suçlu” ilan ettikten sonra dosyalarımızı yargıya karar açıklamak üzere havale etti. Bu süreçte, Meclis’in ve özellikle Meclis Başkanı’nın tavırları utancın en büyüğü olarak demokrasi tarihinde yerini alacaktır. Aslında bir yandan kendi hakları gasp edilirken bile seyirci kalan bir Meclis’in bizim haklarımıza sahip çıkmasını beklemek gerçekçi olmaz. Yine de şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bu utançta, AKP ve MHP’nin tavırlarına söyleyecek sözüm yok! Onların zaten politikaları ve hedefleri bu yönlüydü. Ancak CHP’nin dokunulmazlıklara onayla başlayan ortaklık süreci ülkeyi nerelere getir di, hep birlikte izliyoruz. Meclis’in tüm etkinliğini yitirmesinin ve yetkilerinin aleni bir şekilde gasp edilmesinin ilk taşları döşenirken CHP de AKP ve MHP’yle birlikte hareket etmiştir. Öngörüsüzlük ve basiretsizlik, ülkeyi krizler girdabına sürüklediği gibi, kendi vekillerinin de tutuklanmasına kadar götürmüştür işi. Bu sorunuzu hekim bir milletvekili olarak kısmi felç ameliyatının üçüncü gününde, hiçbir ihtiyacını karşılayamayacak durumdayken hasta yatağından tecrit odasına atılmanın duygusuyla burada bitireyim. 9 yıllık hapis cezası kesinleşti HDP’li İdris Baluken, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin hayata geçmesinin ardından 4 Kasım 2016 tarihinde pek çok partili milletvekiliyle birlikte tutuklanmıştı. Tutuklandığı dönem HDP Grup Başkanvekili görevini yürüten Baluken, 30 Ocak 2017 tarihinde tahliye edildi, ancak savcılığın itirazı üzerine 22 Şubat 2017 tarihinde tekrar tutuklandı. 24 Haziran seçimleri öncesinde HDP’nin milletvekili aday listesini açıklamasından 2 gün sonra, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “toplantı gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet etme” suçlarından verilen 9 yıl 2 ay hapis cezasının kesinleşmesi dolayısıyla milletvekili adaylığı düşürüldü. 24, 25 ve 26. yasama döneminde HDP milletvekili olan İdris Baluken, 20132015 tarihlerinde yaşanan çözüm süreci döneminde, hem İmralı’da hem de hükümetle görüşme yapan heyette yer alıyordu. lu bir barış çabasıydı. Sorunların çözümünde diyalog ve müzakereyi esas almakta, silahların nihai olarak susturulmasını amaçlamaktaydı. Ana gündemin demokratikleşme, huzur ve kalıcı barış olduğu bu sürecin bitmesi ile gelinen noktada tüm ülke, ana gündem başlıklarını bile arar oldu. Bugün ülkede toplumsal barış, iç politika, dış politika, ekonomi başta olmak üzere tüm alanlarda yaşanan olumsuz tablonun başlangıcı, çözüm sürecinin bitirilişidir. Sürecin bitirilişi ile AKP, toplumsal yaşamın her alanını yerle yeksan eden meşhur Amok koşusuna başlamıştır. Bu çılgın ve öldürücü koşunun sonucunda siyasi kriz, demokrasi krizi, adalet krizi, ekonomi krizi peşi sıra gelmiştir. AKP, arkasında büyük bir enkaz yığını biriktirmiş, kendisi de takati kırılmış bir nefessizlik içerisine girmiştir. Bu koşullarda, ne ülkenin yönetilebilirliği ne de mevcut koşulların sürdürülebilirliği mümkün görünmüyor. Tüm bu kötü tablonun sonlandırılması için ceza evinden çıkarılmamızdan daha önemli olan şey, memleketin hayrı için yeni bir sayfanın açılarak bu çılgın koşunun sonlandırılmasıdır. Er ya da geç silahın yerini masanın alacağına inanıyorum. Silah can alan mermi; masa ise yaşama dokunan fikirdir. Paxton “Fikirler ordulardan daha güçlüdür” der. Fikrine güvenen masadan kaçmaz, kaçmamalıdır. ‘Sayılara aldandık’ n Heyetteki bir isim olarak o dönem keşke şöyle yapsaydık dediğiniz hususlar var mı? Silah taşıyan taraflar arasındaki arabulucu görevimiz ile yasal ve anayasal hazırlıkları yapacak doğrudan muhataplık görevimizde, muazzam bir emek ve çaba ortaya koyduk. Bu iki görev alanı zamanımızın ve enerjimizin büyük kısmını aldı. Bundan dolayı üçüncü görev bellediğimiz, barış talebine dair toplumsal desteği güçlendirme konusunda eksik kaldık. Daha doğrusu, sayıların mekanik göster ‘partime bir Kırgınlığım yok önerilerim var’ n Yaklaşık 18 aydır cezaevindesiniz, bu süre içeresinde partiniz HDP’ye tutuklu vekiller Pkonusunda bir kırgınlığınız oldu mu?  artiye kırgınlığım olmaz, önerilerim olabilir ancak. Siyasi operasyonların geleceğini görüp planlarken parlamentoda, sokakta, alanlarda, diplomatik sahada, uluslararası kamuoyu ve hukuk platformlarında kullanacağımız demokratik hakları ve mücadele yollarını ayrıntılarıyla tartıştık. Barış güvercinini sokan arı, hem iğnesini hem de gücünü kaybetmeliydi. Amacımız buydu. Bu amacın gerçekleşmesinde OHAL koşulları, yoğun yönelimler, saldırılar, seçimler vb. gibi birçok nedenden ötürü aksaklıklar yaşanmış olabilir. Bu aksaklıklara rağmen ülke demokrasisi ve toplumsal barış açısından aşılması gereken bu hukuksuzlukları, kesintisiz ve yükselen bir mücadeleyle gündeme getirmek, mahkum etmek elzemdir. Aksi halde, mevcut hukuksuzlukların kanıksanmasıyla ilgili müsait bir zeminin gelişmesi kaçınılmazdır. HDP buna izin vermeyeceğini, bu hukuksuz süreci asla sineye çekmeyeceğini göstermelidir. Bu haksızlık ve hukuksuzluklar ya yeterli siyasi mücadele ile giderilir ya da kanıksama başta olmak üzere yaşanan bir takım yetersizliklerden ötürü keyfi olarak devam ettirilir. Hatta farklı yönelimlerle bir üst aşamaya taşınmak istenir. Bizlerin davalarındaki gelişmeler bu üst aşamanın bariz örneğini göstermektedir. Bizlerle ilgili süreçte konuşma, açıklama ve toplantılardan ibaret hukuk dışı dava dosyalarına hükümler verildikten sonra bile düzmece ve kumpas deliller taşınmaya devam ediyor. Yani mahkeme süreçlerinde dosyada yer almayan, hakkında tek bir soru sorulmamış, ara kararlar dâhil hiçbir mahkeme kararında yer almayan, yeni kumpas belgelerle dosyalar tahkim edilmeye çalışılıyor. Hal böyleyken her alanda ciddi ve yükselen bir mücadele gerekliliği ortadadır. Bu durum bizim bireysel yaşadıklarımızdan ya da beklentilerimizden çok, tüm Türkiye’deki demokrasi ve barış mücadelesinin geleceğini doğrudan ilgilendirmesi açısından önemlidir. gelerine aldandık. Şöyle ki kamuoyu araştırmalarının çoğu çözüm sürecine desteğin yüzde 7080 seviyelerine çıktığını belirtiyordu. Bu verilere fazla anlam yüklemek yerine kitlelere ulaşmayı ve ortaya koydukları desteği siyasallaştırmayı esas alsaydık, barışı toplumun güvencesine kavuşturabilirdik. Bu nedenle, zamanımızı ve enerjimizi keşke buraya daha fazla aktarsaydık dediğim oluyor tabii. Bir de kadınların örgütlülüğü sürece daha çok temas etmeliydi. Bu temas başarılabilseydi, yeni bir çatışmanın önü daha güçlü kapatılabilirdi. Salt kadın örgütlerini bilgilendirmeler, kadın toplantılarının ve mitinglerinin sürekli olarak gerçekleştirilmesi için ve Barış Anaları ile Asker Annelerinin doğrudan sürece dahil olması için daha fazla yoğunlaşmamız gerekirdi kanımca. OHAL koşullarında bile kadınların sokakta demokratik haklarına sahip çıkışlarındaki cesareti hücremden izlediğimde bu eksikliğin daha fazla farkına vardım, açıkçası. ‘halk nezdinde bir ittifaka ihtiyaç var’ n Yerel seçimlere kısa bir süre kaldı. Muhalefet partilerinin ortak hareket edip etmemesi konusunda farklı tartışmalar yürütülüyor. Sizin görüşünüz nedir? Şunu öncelikle belirteyim; ifade edeceğim görüşler şahsi düşüncelerimdir, partinin yetkili organlarını bağlamaz. Ortak hareket etme tutumu ilkeler temelinde olur. Asgari demokratik normları nızı ortaya koyar ve bunu kabul edebilecek olanlarla ortaklık ararsınız. Barış politikaları, demokratik adımlar, hukuk devleti normları, güçler ayrılığı konuları gibi temel başlıklarda bir araya gelinecek zemin varsa ittifak aranır. Aksi takdirde 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi başka niyetle yaptığınız bazı açıklamalar bile oy pazarlığına girilmiş gibi yansıtılır. Hatta seçim sonrasında da al dığınız sonucu boşa çıkarmak için kullanılır. İşlevini yitirmiş Meclis’te temsil edilen partilerin tümü şu anda bu ilkeli birliktelikten uzak görünmektedirler. Bu nedenle parlamento dışında ve halk nezdinde ilkelerle bir araya gelmiş bir ittifaka, alternatif bir yola ihtiyaç vardır. Nitekim HDP zaten demokrasi mücadelesi yürüten bütün toplumsal kesimlerle uzlaşmayı esas alır. Demokratik bir cumhuriyetin kaygısını taşıyan ve ülkenin aydınlık geleceğinden yana olan tüm kesimlerle bir araya gelmek ve mücadele hattı oluşturmak için yerel yönetimler seçimini beklemeye gerek yoktur. Hatta tek bir günün bile heba edilmemesi gerekir. Belediye kazanmaktan çok, kırıntılarının bile yok edilmeye çalışıldığı demokrasiyi kazanmak acil hedef olarak belirlenmelidir. l ANKARA Partilerin yerel seçim ufku Siyasetin süreç başlatan erkenci aktörü Bahçeli, yerel seçim stratejisini de yine herkesten önce açıkladı. Bayram namazı çıkışında, “kâğıt üzerinde ittifak yok” derken “özel koşullarda” mümkün olacağını da söylemekten geri durmadı. Özel koşullar dediği de muhalefet partilerinin bazı AKP’li belediyeleri almak için açık veya örtülü işbirliği yapma ihtimali. Erken yerel seçim seçeceğine soğuk durmakla birlikte, seçim atmosferinin başlama sinyalini Bahçeli vermiş oldu.  Açılışı Bahçeli yaptığı için, yerel seçim ufku konusuna MHP ile başlayalım: 24 Haziran seçiminin sürprizini yaparak iktidar blokundaki ağırlığını artıran MHP, ekonomik kriz nedeniyle iktidar bloku içindeki oy kaymasının devam edeceğini ve İYİ Parti tehdidinin iyice zayıfladığını umuyor. Bu yüzden, geleneksel olarak dezavantajlı olsa da yerel seçimlere kendi adaylarıyla girerek oy oranındaki artışı devam ettirmek istiyor. Unutulmasın ki, MHP ilk büyük popülerleşme atağını sürpriz biçimde bir yerel seçimle 1994 yılında yapmıştı. AKP, giderek zorlaşan koşullar nedeniyle yerel seçimleri erkene almayı istediğini saklamıyor. Ancak, anayasa değişikliğine ihtiyaç duyulduğu için de başta MHP olmak üzere Meclis’teki diğer partilerden destek almadan bunu yapması zor. Ekonomik krizin hamaset örtüsü altında henüz tam hissedilmeye başlanmadan, saklanamayacak etkileri öncesinde seçimi geçmek istiyor. Çünkü, pragmatik tercihlerin öne çıktığı yerel seçimlere, 24 Haziran’da kullandığı “risk altında iktidar değişikliği macerasından kaçınma” kalkanından yoksun ve “ceza” riski altında gidiyor.  CHP, 24 Haziran ve kurultay tartışmaları travmalarının yerel seçim konjonktürü ile hızlı aşılacağı umuduyla, yine beklentileri ateşlemeye hazırlanıyor. Kılıçdaroğlu’nun Ankara ve İstanbul’un alınabileceğine ilişkin hedefi, muhalefet ittifaklarının zorunlu olduğu bir tabloyu işaret ediyor. İstanbul’da HDP’siz, Ankara’da İYİ Parti’siz seçim kazanmanın yolu görünmüyor. Küçük merkezlerde ise, yerel yönetimlerin bütçe kontrolünün Beştepe’ye alınmasının iktidar lehine ciddi etkileri olabileceğinin de hesaplanması gerekiyor.  İYİ Parti, sarsıntısı çok, çalkantısı bitmemiş kongresini tamamlamış ama kartları azalmış olarak yerel seçime ilerliyor. Yerel yönetimi alacak kadar yüksek bir oy potansiyelini çok sınırlı merkezde gösterebilen İYİ Parti’nin, kazanma umuduna oynama şansı düşük. Bu zayıflığının “Millet İttifakı” tazelemesiyle aşmasının önünde de ciddi politik engeller var. Çünkü, 24 Haziran sürecinde, ne kurulurken, ne ardından tutarlı ve kararlı biçimde arkasında duramadığı ittifakı seçmene değil kendisine bile anlatamadığı için işi şimdi daha zor.  Çok kritik bir hedef ve zorlu bir sınav olan kayyımlara verilen belediyeleri geri alma misyonu, HDP’nin öncelikli meselesi. Ancak, henüz geliştirici bir içerik kazanamamış olan iç tartışmalar, “bölge” genelinde yaşanan kısmi oy gevşemeleri ve seçim yaklaşınca artacak baskılar önemli engeller olarak ortada duruyor. Sadece bölgede alınacak oylarla sağlanacak toplam yüzdenin 24 Haziran’ın hayli gerisine düşme olasılığı, bazı belediyelerin kayyımdan alınamayıp AKP’ye teslimi gibi tehlikeler de tamamen gündem dışı sayılamaz.     Pek çok neden yanında, 24 Haziran sonucunu oluşturan önemli meselelerden biri, ittifakların mahcubiyet seviyesi oldu. Birbirlerine en yakası açılmadık şeyleri söylemiş olan iktidar partileri, mahcup olmadan niyetlerini açıkça söyledikleri için avantaj kazandı. Birlikte olmalarının da, birlikte yapacaklarının da farkını anlatamayan muhalefet ise kaybetti. Benzer bir tereddüt, aslında dezavantajlı görünen iktidara imkân, muhalefete de elindekilerden de olma riski getirebilir. DEMİRTAŞ CEZAEVİNDEN SORDU: Neden umut forumları düzenlemiyor, aydınlar? Yazar Ayşegül Tözeren, Vivet Kanetti, Belma Fırat ve avu kat Cihat Duman ile Bilal Altan Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulu nan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti. Avukat Duman, Demirtaş’ın “Ne den umut forumları düzenlemiyor, aydınlar?” mesajını paylaştı. Demirtaş Ziyareti kişisel Twitter hesabından duyuran Tözeren, “Vivet Kanetti, Belma Fırat, Cihat Du man ve Bilal Altan ile birlikte Edirne Cezaevi’ne gittik. Cihat Duman, Selahattin Demirtaş ile gö rüştü. Demirtaş, görüşmesinde, ‘Neden umut forumları düzenlemiyor, aydınlar’ diye sor muş...” diye yazdı. l Haber Merkezi Sezai Temelli ‘Barıştan yana atılacak her adımda olacağız’ HDP Eş Genel Başkanı Temelli, DBP Van il örgütünce düzenlenen “Halkla Bayramlaşma Programı”na katıldı. Barış ve demokrasi için hükümete her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Temelli şunları söyledi: “Bize diyorlar ki ‘Örgütle aranıza mesafe koyun’. Bu mesafeyi ayarlayacak olan devlettir. Mesafeyi bir masa mesafesine indirdiğinizde oturdunuz, müzakere yaptınız. HDP olarak biz desteğimizi verdik. Ama siz masayı devirdiniz. Size diyoruz ki mesafeyi masa mesafesine çekin. Biz barıştan yana atılacak her adımda orada olacağız.” l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle