18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 23 Ağustos 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ TUTUKLU AVUKATLAR Eş görüşüne yarım saat sınırlaması SEYHAN AVŞAR Burhaniye T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Avukat Aytaç Ünsal ve eşi Avukat Didem Baydar Ünsal’ın cezaevi içerisindeki aylık 1 saatlik görüş hakkının cezaevi yönetimi tarafından yarım saat olarak kısıtlandığı öğrenildi. Ünsal çifti yazdıkları dilekçe ile cezaevi yönetiminin bu kararına itiraz etti. Aytaç Ünsal ve Didem Baydar Ünsal Halkın Hukuk Bürosu’na (HHB) yönelik operasyon kapsamında tutuklandı. Aytaç Ünsal, Burhaniye T Tipi Cezaevi’ne, eşi avukat Didem Baydar Ünsal ise Karabük Cezaevi’ne konuldu. Evli olmalarına karşın telefonla bile görüşmelerine izin verilmemesi üzerine Aytaç Ünsal’ın annesi avukat Nermin Ünsal, Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptı. Bakanlık, “Hükümlülere, dışarıdan telefon açılmak suretiyle görüşme yaptırılmaz” şeklinde yanıt verdi. Aylar süren hukuk mücadelesinin ardından Karabük İnfaz Hâkimliği telefonla görüşmeleri yönünde karar aldı. Ağır Ceza Mahkemesi de kararı onayladı. Ancak cezaevleri dışardan aranamadığı için bir çözüm bulunamadı. Bunun üzerine iç görüş yapmaları için avukat Didem Baydar Ünsal da Burhaniye Cezaevi’ne sevk edildi. Bu kez de Burhaniye Cezaevi idaresi avukat çiftin birbirleriyle görüşmesi durumunda aileleriyle görüşemeyeceği yönünde karar aldı. Nermin Ünsal bu kez ise bu kararın kaldırılması için İnfaz Hâkimliği’ne başvurdu. Süreç böyle devam ederken Ünsal çiftinin cezaevi içerisindeki aylık 1 saatlik görüş hakkı cezaevi yönetimi tarafından yarım saat olarak kısıtlandığı öğrenildi. 1 yıl sonra hâkim karşısında olacaklar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Soma ve Ermenek’teki maden faciaları, Reyhanlı katliamı, Berkin Elvan, polis tarafından evinde vurulan Dilek Doğan, akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın davalarına bakan HHB avukatları hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla 22.5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı. Avukatların yargılandığı davanın ilk duruşması ise tutuklanmalarının üzerinden yaklaşık 1 yıl geçtikten sonra 10 Eylül’de görülecek. haber 11 Bayıltan dayakPOLİS, BU GÖRÜNTÜLERE ‘KADEMELİ ZOR KULLANIMI’ DEDİ Bahçelievler’de polisin kimlik kontrolü yapmak için durdurduğu araçta bulunan şo för Ebubekir Demir ve yanında bu lunan Ferhat Atılğan ile polisler ara sında tartışma yaşandı. Polislerin id diasına göre Demir, “Sizin saçma sa pan çevirmelerinizden, her gördüğü nüz yerde beni çevir menizden bıktım. Koş aşiretimizi çağır bun lara günlerini göste relim” dedi. Tartışma SEYHAN AVŞAR nın ardından Demir ve Atılğan polis tarafından öldüresiye dövül dü. Polis tutanağında ise Demir’in abisinin karakola gelerek polis ara basını tekmelediği ve “Tayyip’in p.. polisleri” diyerek hakaret ettiği öne sürüldü. Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliği, Ebubekir Demir, Rama zan Demir ve Ferhat Atılğan’ı, “göre vi yaptırmamak için direnme” suç lamasıyla yurtdışı çıkış yasağı ko yarak serbest bıraktı. İşkence izleri ne rağmen polisler hakkında ise her hangi bir işlem yapılmadı. Direnci kırmışlar! Ebubekir Demir’in kullandığı araç Bahçelievler’de bulunan Zafer Mahallesi’nde 4 Ağustos günü durduruldu. Polis tutanağında yer alan bilgiye göre Demir, kendisi hakkında Genel Bilgi Toplama (GBT) yapılmasına, “Sizin saçma sapan çevirmelerinizden, her gördüğünüz yerde beni çevirmenizden bıktım” sözleriyle karşı çıktı. Daha sonra Demir’in yan koltukta oturan arkadaşına, “Koş aşiretimizi çağır bunlara günlerini gösterelim. Daha tanıyamadılar bizi. Kim olduğumuzu gösterelim” dediği öne sürüldü. Ferhat Atılğan’ın kaçmasıyla kademeli olarak zor kullanıldığının iddia edildiği polis tutanağında, “Şahsın direncini kıracak ölçüde güç kullanılmıştır” Polisin ‘kademeli zor kullandık’ dediği yurttaşların vücutları darp izleriyle dolu. ifadelerine yer verildi. ‘Suç unsuru yok’ Polis merkezine Demir ve Atılğan’ın akrabalarının geldiğinin belirtildiği tutanakta GBT işlemleri yapılırken Ebubekir Demir’in kafasını pencere camına vurarak kırdığı belirtildi. Karakol önüne gelen kişiler arasında yer alan Ebubekir Demir’in ağabeyi Ramazan Demir’in ise bir polisin eline tekme atarak, polisin yaralanmasına neden olduğu aktarıldı. Demir’in polis arabasını tekmelediği ve “Bu karakoldan birisi ölecek Tayyip’in p.. polisleri” diye rek hakaret ettiğinin öne sürüldüğü tutanakta, yapılan aramalar sonucu şüphelilerin üzerinde suç unsuruna rastlanmadığı kaydedildi. ‘Su dökerek ayılttılar’ Ebubekir Demir karakolda verdiği ifade de yaşananları şu sözlerle anlattı: “Yunus polisleri bizi çevirerek kimliğimizi istedi. Kimliğimizi ibraz ettik. Polis memurlarından birisi, ‘Senin adın Ebubekir değil’ dedi. Hatırlayamadığım bir isim söyledi. İsterseniz karakola götürüp, inceleme yapabilirsiniz dedim. O sırada polisin biri, ‘Bize işimizi sen mi öğreteceksin’ diyerek bana yumruk attı. Aracın arka kısmında beni dövmeye başladılar. Karakola götürülene kadar ve karakolda da darp devam etti. Küfürlere maruz kaldık. Küfürler nedeniyle sinirlendim. O an kendimi kaybedip polis merkezindeki cama kafa attım. Bayılmışım. Uyandığımda bir polis göğsüme ayağıyla vuruyordu. Bana bir resim gösterdiler. Bu kişinin benim bir şeyim olup olmadığını sordular. Tanımadığımı söyledim. Yaralanan kafamı başka başka yerlere vurdular. Polis merkezine gelen abim, bizi neden dövdüklerini sorunca bu kez abimi de dövdüler. Karakol bahçesinde darptan dolayı bayıldık. Üzerimize su dökerek ayılttılar. Polislerden şikâyetçiyim.” Bir darbede hâkimden Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliği’ne çıkarılan Ebubekir Demir, Ramazan Demir ve Ferhat Atılğan polis tutanağındaki suçlamaları reddetti. Hâkimlik ise polis şiddetine maruz kalan şüpheliler hakkında, “görevi yaptırmamak için direnme” suçunu işlediklerini belirterek adli kontrol kararı vererek serbest bıraktı. DAYANIŞMA ÇAĞRIMIZDIR CUMARTESİ ANNELERİ 700 HAFTADIR AYNI YERDE! Güvenlik güçlerince gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen ve kendilerinden bir daha haber alınamayan insanların aileleri olan bizler, insan hakları savunucuları ile birlikte “Kayıplarımızı istiyoruz!” diyerek barışçıl bir direniş başlattık. İnsanlık onuruna yönelmiş gözaltında kaybetme suçunun cezasız kalmaması için mücadele etmenin insan olmanın getirdiği bir sorumluluk olduğu bilinciyle, her cumartesi saat 12.00’de Galatasaray’da yüzlerce kaybın fotoğrafını taşıyarak hakikat ve adalet talebimizi yükselttik. Türkiye’nin en uzun erimli barışçıl protestosuna dönüşen cumartesi buluşmalarımız, 25 Ağustos 2018 tarihinde 700. haftasına girecek ve bizler 700. kez gözaltında kaybedilen evlatlarımıza ne olduğunu öğrenmek ve onları kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılmalarını istiyor olacağız. Bizim her cumartesi Galatasaray’dan yükselen “Adaletsizliği kanıksamak da adaletsizliği üretmek kadar utanç vericidir; kanıksama ve susma!” çağrımız herkesedir. Sizleri, 25 Ağustos 2018 tarihinde İstanbul’da Galatasaray’a gelerek ya da yaşadığınız şehirlerde düzenlenecek Cumartesi Anneleri’yle dayanışma etkinliklerine katılarak hakikat adına, adalet adına, vicdan ve insanlık onuru adına yürüttüğümüz mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz. CUMARTESİ ANNELERİ ve CUMARTESİ İNSANLARI C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle