18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 19 Ağustos 2018 6 ‘Orada ne işi vardı?’ haber TASARIM: EMİNE BİLGET 1 Mayıs’ta gaz bombasıyla vurulan gencin açtığı dava 5 yıl sonra reddedildi Dilan Alp, 2013 yılında 1 Mayıs kutlamasına katılmak için Tarlabaşı’ndan Taksim’e git ‘Haklılığımızı savunacağız’ mek isterken kafasına atılan biber gazıyla yaralandı. O sırada 17 yaşındaydı. Üniversite sınavına girecekti. Ka fatasında kırıklar oluş Dilan Alp, kararı gazetemize şöyle değerlendirdi: “Şunu belirteyim; yaralandığım süreçte henüz tedavim devam ederken, başta dönemin İs duriyet ve karşılaştığım şiddet hastane raporları, video görüntüleri gibi kanıtları ile ortada. Bunlara rağmen davanın reddedilmesi elbette ülkemizde hu tu, iki kez beyin ameli tanbul Valisi olmak üzere kendilerini kuka olan güveni zedeleyecek boyutta. yatı geçirdi, uzun yıllar aklama girişiminde ve asılsız iddialarda Fakat itiraz ettik ret kararına. Vazgeç tedavi gördü. Özel üni bulundular. Karşılaştığım polis şiddetini meyeceğiz. Yaşadığım olay örnek teşkil versitede okumak du meşru göstermeye çalıştılar ve hakkım ediyor. Devlet hukuksal alanda bizleri rumunda kaldı. Hukuk da gerçeği yansıtmayan beyanlarda bu sindirmeye çalışıyor. Biz bunlar karşısın HİLAL KÖSE mücadelesi, o gün bugündür sürüyor. Olay, soruşturma geçirip ak lansa da hayatını etkilemeye devam Dilan Alp lundular. Bizler de bunun üzerine Valilik makamına dava açtık ve kazandık. Bu davanın reddedilmesi ise elbette şaşkınlık yarattı. Çünkü yaşadığım mağ da tüm haklılığımızla dik duracağız. Bu yüzden bu ret kararı bizde vazgeçmişliğe sebep olmadı. Haklılığımızı savunmaya devam edeceğiz.” ediyor. Belediyelerdeki taşeron işçile re yönelik, nisan ayında yapılan gü zor kullanma yetkisini kullanmışlar cismin ne olduğunun da tıbben ayırt Kurulu’nun sağlık raporuna da dik venlik soruşturmasına takıldı. Aynı dır, tamamen görev sınırları içerisin edilemediğine karar verdi. kat çekti. durumdaki işçilerle belediye önünde eylem yaparak işine dönebildi. de davranmışlardır” demişti. Dilan’ın avukatları ise savunma Mahkeme üyesi Selim Albayrak ise karara muhalefet etti. Karşı oy Denetçi şiddeti gördü Korkunç savunma ya itiraz etmişti: “Dilan, elinde sirke şişesiyle atılan gazlardan korun kullanan yargıç, “Her ne kadar da Kamu Denetçiliği Kurumu, 5 Ka vacının kendi iradesiyle gösteri ya sım 2013 tarihli kararında, po Alp’in İçişleri Bakanlığı aleyhine aç mak için güvenli bir yer ararken poli sağı bulunan bir bölgede gösterile lis müdahalesinin hem ulusal hem tığı tazminat davası, İstanbul 10. İda sin hukuksuz şiddetine maruz kalmış re katıldığı, bu yönüyle kusurlu ol de uluslararası mevzuat uyarınca re Mahkemesi’nde görüldü. İçişleri tır. Görüntülerde, gaz bombasının ka duğu anlaşılsa da orantısız müda hukuka aykırı olduğunu tespit et Bakanlığı 1. Hukuk Müşaviri Ahmet çan bir kitleye karşı kullanıldığı gö hale nedeniyle tarafların kusur du ti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılı Saraç, 2013 yılında dosyaya sunduğu rülecektir. Müvekkilin üzerine doğru rumu tespit edilerek, davacının kıs ğı da 2013 yılında, Dilan hakkında savunmada, “Hem devletin kamu dü ateşleme yapılmıştır. Bırakalım hiz men de olsa zararının karşılanması 1 Mayıs’a katıldığı için açtığı soruş zenini bozmak için eylemde buluna met kusurunu, ortada, müvekkilin ca gerekirdi. Davcı, olay tarihinde 18 turmada, herhangi bir yasadışı ey caksınız, hem de yaralanınca devlet nına kasteden insanlık dışı bir ey yaşından küçüktü ve sabıkasızdı” lemi bulunmadığı gerekçesiyle ta ten tazminat talebinde bulunmak hak lem, suç vardır.” Mahkeme ise dava dedi. Yargıç, Alp hakkındaki, Kamu kipsizlik kararı vermişti. Dönemin kaniyete, hak ve nefasete aykırıdır. yı 22 Haziran’da reddetti. Alp’in yet Denetçiliği Kurumu’nun, “yaşı kü valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafın Hiç kimse kendi hukuka aykırı eyle kili mercilerin izin vermediği bir alan çük olan davacının biber gazı kur dan “marjinal, örgüt üyesi” açıkla mine veya tamamen kendi kusuruna da, valiliğin müdahalede bulunulacağı şunuyla yaralanmasında hatalı dav masıyla hedef gösterilmişti. Alp, bu dayanarak bir hak elde edemez... Gü uyarılarına rağmen kendi iradesiyle ranıldığını” kabul eden tavsiye ka açıklamalar üzerine İstanbul Valili venlik güçleri kamu düzenini sağla bulunduğunu, gösterilere katıldığını rarına, savcılığın takipsizlik kara ği aleyhine açtığı davada 10 bin TL mak için yasaların kendilerine verdiği belirterek, yaralanmasına neden olan rına ve Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas tazminat kazanmıştı. l İSTANBUL ‘Dost ateşi önlenemez’ Adıyaman’da PKK ile girilen çatışma sırasında silah arkadaşları ‘76 bayram abimsiz geçti’CA6bun9umn9luea.şlrketteureizsi Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini sormak ve ada let talebiyle 699. kez Galatasa ray Meydanı’nda bir araya gel nın kaza kurşunlarıyla şehit olan as di. Eyleme, HDP milletvekilleri Fi kerlerden sonra ‘dost ateşi’ konusu tekrar gündeme geldi. Gazetemize konuşan emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, askeri harekât yapan her ordunun bu tür olaylarla karşılaştığını söyledi. Yavuz, “Ordunun profesyonelleşmesiyle bu tür olaylar azalabilir ama kimse ortadan liz Kerestecioğlu ve Hüda Kaya da katıldı. Kerestecioğlu “700 hafta yakınlarını aramaktan vazgeçmeyen dostlarımıza hepimizin borcu var. Gelecek hafta bütün Türkiye’den insanlarımızı buraya, hepimizin kayıplarını bulmak ve daha fazla kayıp vermemek için 700. haftada buluşmaya çağı kaldırabilirim diyemez. Bu olayları ta rıyorum” dedi. Gözaltında kaybe mamen engellemenin olanağı yok. Bu her zaman her yerde olabilir” dedi. Çatışma bölgesinde askerin koşullarının çetin ve yükünün yoğun olduğunu söyleyen Yavuz, bunun da dikkat dağınıklığı yaratarak dost ateşine zemin hazırlayan unsurlardan olduğunun altını çizdi. l SERTAÇ EŞ dilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de yaptığı konuşmada, “3 gün sonra bayram. Ben 38 yıl, 76 bayram abimle kucaklaşmadan bayram geçirdim. Bizim sevdiklerimiz bu ülkenin kolluk güçleri tarafından gözaltına alındı, kaybedildi. Bizim mezar yerimiz Galatasaray Meydanı oldu. Sevdiklerimi zi burada kucaklıyoruz ama kokla ‘Avni Uçar yamıyoruz” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Sivil denetim şartserbest kalmalı’ Sığınmacı kadınların fuhuşa zorlandığı iddialarına yönelik çağrI: İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) cezaevlerinde bulunan hasta mahpuslara dikkat çekmek için gerçekleştirdiği F Oturması’nın 334’üncüsü dün yapıldı. Galatasaray Meydanı’ndaki eylemde bu hafta hasta tutuklu Avni Uçar’ın durumuna dikkat çekilerek, serbest bırakılması yönünde çağrıda bulunuldu. Hapishane koşulları nedeniyle Uçar’ın sağlık durumunun giderek kötüleştiği söylenen açıklamada, “Yasada yer alan ceza ertelemesinin Avni Uçar’a ve tüm tutuklu hastalara uygulanmasını talep ediyoruz” denildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet MAHMUT ORAL Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesindeki AFAD’a (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) bağlı Telhamut Sığınmacı Kampı’ndaki vahim iddialarla ilgili Diyarbakır Barosu açıklama yaptı. Kamptaki sığınmacı kadınların temel ihtiyaçları karşılığında fuhuşa zorlandığı iddiaları üzerine 16 Ağustos’ta birçok demokratik kitle örgütü ile birlikte inceleme yapmak üzere olay yerine giden, ancak kampa sokulmayan baro yönetiminden yapılan açıklamada, “İddialar ağır bir hak ihlalinin konusunu oluşturmaktadır. Bu iddiaya ilişkin olarak sivil ve kamu denetiminin yapılması sağlanmalıdır. Bu iddialar karşısında devletin ulusal ve uluslararası sözleşmeler uyarınca pozitif sorumluluğunun bulunduğunu hatırlatmak gerekir” denildi. Deliller kararmadan İnceleme yapmalarına Jandarma tarafından izin verilmediğini ancak sonrasında konu ile ilgili olarak Ceylanpınar Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ceylanpınar Kaymakamlığı ile görüştüklerini aktaran baro yönetimi, kendilerine iddialara ilişkin soruşturma açıldığı ve soruşturmada gizlilik olduğu bilgisi verildiğini açıkladı. Açıklamada, kamplarda insani koşullar sağlanmadığı ve bu durumun savaştan kaçan aciz insanları her türlü istismara açık hale getirdiği vurgulandı. Kampın, iddialar açısından kamu ve sivil denetime bir an önce açılması, adli soruşturmanın sonucunun beklenmeyerek bakanlığın müfettiş görevlendirmesi talep edilen açıklamada, “Özellikle mağdur olan kadınların bir an önce can güvenliklerinin sağlanması, koruma tedbirleri alınması ve psikolojik destek verilmesi şarttır. Delillerin karartılmaması açısından idari ve adli soruşturmaların etkili ve hızlı biçimde sürdürülmesi son derece önemlidir” notu düşüldü. l DİYARBAKIR T.C. İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NDAN İLANEN TEBLİĞ AdıSoyadı(Unvanı) Vergi No Adres Vergi Dönemi VERGİ NEVİ CEZA NEVİ Vergi Toplamı Ceza Toplamı ARI MİMARİ LTD. ŞTİ. 0740492298 İçerenköy Mh. Şükran Sk. 6/7 Ataşehir İSTANBUL 201601201612 KURV VZCZ 80,183.43 360,825.44 AYÇAN AKARYAKIT LDT. ŞTİ. 1090417911 Cumhuriyet mh.1986. SK.6/1/1 Esenyurt İSTANBUL 201210201212 KGV VZCZ 78,297.76 234,893.28 AYÇAN AKARYAKIT LDT. ŞTİ. 1090417911 Cumhuriyet mh.1986. SK.6/1/1 Esenyurt İSTANBUL 201201201212 KURV VZCZ 80,489.46 241,468.38 AYÇAN AKARYAKIT LDT. ŞTİ. 1090417911 Cumhuriyet mh.1986. SK.6/1/1 Esenyurt İSTANBUL 201301201312 KURV VZCZ 117,579.10 352,737.30 Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü Mükelleflerine ait olup Yukarıda adı, soyadı ve unvanı yazılı mükellefler adına salınan vergi ve cezalar nedeniyle tanzim olunan ihbarnameler bilinen adreslerinde bulu namamaları nedeniyle tebliğ edilemediğinden 213 sayılı V.U.K’nun 103106 maddelerine istinaden vergi dairesince ilan koymaya mahsus yerine asılmasını izleyen onbeşinci günün ilan tarihi olduğu ilgililerin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine bizzat veya birvekale müracaatta bulunmaları veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayıt lı resmi tebliğ yapılacağı, bir ayın sonunda müracaatta bulunmayan veya açık adreslerini bildirmeyenler hakkında işbu ilanın neşri tarihinden itibaren bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur.” Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 854887) T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN / BAŞKANLIĞI’NDAN ESAS NO: 2014/559 Esas DAVALI: MUSTAFA SOLAK Küçük Ayasofya Mah. Ravza Han No: 82 Girişin Üstü Sol Ön 5 Nolu Dükkan Sultanahmet Fatih/ İSTANBUL Davacı Mustafa Gülsoy ile davalı Mustafa Solak arasında mahkememizde görülmekte olan Manevi Tazminat davasının yapılan yargılamasında; Mahkememizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğe çıkarılmış olup, tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Dava; Davalı tarafından davacının kişilik haklarına saldırı hukuksal sebebine dayalı manevi tazminat davası olup, dosya ön inceleme safhasındadır. Tebliğ son ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra yapılmış sayılacağından bu tarihten itibaren 2 hafta içinde davaya cevap vermeniz, ilk itirazlarınızı cevap dilekçesi ile bildirebileceğiniz, bu süre içinde cevap dilekçesi verilmemesi halinde davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağınız HMK 127 ve 128. maddeleri uyarınca ilanen tebliğ olunur. 17/08/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 855475) Suriye ile el sıkışmaya doğru Suudistan, Suriye’de PKK / PYD’nin arkasında! Erdoğan ve Gül’ün Türkiye’ye gelen Suudi Kralı’nı 2007’de Ankara’da kaldığı otele giderek ziyaret ettiğini anımsıyorsunuz değil mi? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir skandal ilk kez yaşanmıştı! Ve Kral’a Devlet Şeref Madalyası takılmıştı! Boğazda Özal zamanında Kral’a Sevda Tepesi peşkeş çekilmişti! 2014’te TÜRGEV isimli iktidar vakfına yüklü bir bağış yapıldığı iddiası ile Sevda Tepesi’ne yasalara aykırı imar izni verilmişti. Mahkemeler bu izni iptal etmişti. Bizimkilerde tek taraflı bir Arap hayranlığı hep vardır. Karşılığında ise Arapların Türk nefreti durur. Bizimkiler ümmetçidir. Arapların hiçbirinde “ümmetçilik” yoktur. Bizimkilerin “Türklüğü” siyasidir. MHP vb. ile siyasi ittifaklarda kabarır. MHP’liler de bunu “yutar”. Bu kısa anımsatmalardan sonra güncele gelelim: 100 milyon  Suriye’de PKK / PYD’nin denetimi altındaki bölgelere yardım için Suudi Arabistan 100 milyon dolar bağışladı. Beyaz Saray yardımın 320 milyon dolara çıkacağını belirtti. Şüphesiz, ağırlıklı Kürt bölgelerinin de içme suyu, yol, enkaz kaldırma vb. gibi gereksinimleri var. Burada yardımın siyasi tercihine dikkat çekiyorum. Suudi Araplar + ABD + PKK / PYD, İran’a, Türkiye’ye ve arkada Rusya’ya karşı bir aks oluşturdu. Şüphesiz İsrail de bunun bir parçası. Bu aksta iki üç yıl önceye kadar Davutoğlu Erdoğan da vardı. Hepsi birden Şam’da Esad’ı yıkmak için iç savaşı körüklüyorlardı. Fakat Ankara yanlış yerde durduğunu, PKK / PYD’nin tüm Güney sınırlarımızı kontrol altına aldığını görünce, yarım saf değiştirdi. Fakat arafta duruyor. Ya o tarafa ya bu tarafa devrilecek. Şam sınırlarımızda Suriye ülkesini kurtara kurtara geldi, kontrolümüzdeki kendi topraklarına dayandı. Teröristler orada. Rusya İran Türkiye arasındaki Astana Anlaşması İdlib’de savaş denetlemeyi öngörüyor ama teröristler hariç. Suriye’yi parçalamaya, Şam’ı yıkmaya ve ayrı devletçikler kurmaya yeminli ne kadar terör örgütü varsa hemen hepsi İdlib vilayetinde. Suriye bunları temizleyecek, topraklarını kurtaracak ve ülkesinin birliğini sağlayacak. Ama nasıl? Dayandığı topraklarda Türk askerleri var! Ayrıca teröristlerin denetiminde Suriye halkı da var. Hayatın ta başından beri gelip dayattığı siyaset, Ankara ile Şam’ın yeniden el sıkışmasıdır. Ankara’nın kontrolündeki Özgür Suriye Ordusu bir hikâyedir. Kimse onlara, arkasında Türkiye’nin olacağı bir “derebeylik” vermez. O nedenle, ÖSO’ya boşu boşuna yüz milyonları yedirip durmayın. Yazık paralarımıza... Ankara’nın yolu daraldı. Lavrov ile nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerine görüşmeler sıklaştı. Akar ve MİT Başkanı Rusya’ya gitti. Çavuşoğlu, “Teröristlerle sivil halkın nasıl ayrışacağı önemli” demeye yöneldi. İdlib önümüzdeki süreçte Suriye’ye devredilecektir. Teröristlerin nasıl ayıklanacağının görüşmeleri yapılıyor. Nikâh tazeleme Cumhurbaşkanı da uzun zamandan sonra ilk kez Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” politikasını vurguladı. Bu, Davutoğlu ile birlikte Ortadoğu’da uyguladıkları “Osmanlı bölgeleri bizim kültürel hinterlandımızdır” gibi genişlemeci politikanın sonunun ilanı olabilir. O halde Şam ile birlikte yeniden bir “nikâh tazelemek” gündemde. Burada bizim için iki önemli konu var: Şam’ın tüm topraklarına hâkim olması. PYD’nin kontrolündeki Fırat’ın doğusunun, şu veya bu şekilde ama mutlaka Şam’ın merkezi yönetimine entegre edilmesi önemli. Ve sınırlarımızın öte yanı da, Ahmet Yavuz’un dediği gibi, PKK / PYD’lilerce değil, Suriye Ordusu’nca denetlenmeli. İkincisi İdlib Afrin bölgelerinde PKK / PYD yayılmasına, idari vb. Suriye’nin asla izin vermemesi ve Ankara Şam arasında bu konunun da kesin anlaşmaya bağlanması. Bizim için önemli olan Suriye topraklarından Türkiye’ye yönelik herhangi bir terör saldırısının kesin önlenmesidir. Eğer bunu hedef alan kararlı bir politika izlenirse, ABD’nin Fırat’ın doğusunu İran’a, Türkiye’ye karşı bir üs olarak kullanma olasılığı da önlenmiş olur. Hayat Türkiye’yi bu noktaya sürüklemelidir. Arafta kalındığı sürece, acısını ve zararını feci çekeceğiz. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle