18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 19 Ağustos 2018 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER Anahtar gençlerde CHP Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre gençlik politikalarını anlattı, siyasette başarının gençlerin katılımını sağlamakla geleceğini söyledi MYK revizyonu ile yeni açılan alanlardan Gençlik Politikaları Genel Başkan Yardımcılığı göre siyasete katılmalarıyla mümkün. Gençlerin daha çok CHP’de etkili olması, kuşak değişikli vine getirilen eski CHP Gençlik Kolları ği yoluyla da zihniyet değişik Başkanı Yunus Emre, CHP’nin gençlere liğini gerçekleştirecek. 21. yüz yönelik yapacaklarını anlattı. Siyasetin işleyiş biçiminin gençlerin dünyasından İKLİM ÖNGEL farklı olduğunu ve bunun “gençlerin po yıl Türkiyesi’nin ihtiyacı olan fikirler, CHP’nin kendi köklerinden ve değerlerinden kopmadan litikaya katılmaması”na neden olduğunu 21. yüzyıl Türkiyesi’nin ihtiyacı olan bir belirten Emre, “Yegane başarı, gençlerin si vizyon ve anlayışla ortaya çıkacaksa bu, K‘koacnakoağylub’ın’ dan uyarısı yasete daha aktif katılımı ile mümkün. On gençlerin katılımı olmadan mümkün delar etkili katılmadan ciddi değişim ve yeni ğil. Laiklik, milli egemenlik... Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı lenme imkânı yok” dedi. Atatürk’ün, “Ben fikirleri o günün Türkiyesi için yepyeni seçimi sonrası CHP’yi mektebi siyasi olarak kurdum” sözüne dikkat çeken Emre, “Bu okul öğrencilerinin genç olması gerekir” dedi. Yunus Emre, CHP’nin ve kendisinin yapacağı çalışmaları fikirlerdi. 1960’larda sol hareket geliştiğinde o günün fikirleri de yeniydi. Eşitlik, özgürlük... Bugünün meselesi de 2018 için yeni fikirleri bulmak ve bu fikirlerin toplumda kök salmasına gayret etmek. Yerelde etkili genç, siyaset için yıldız adayı: Demokratik katılım CHP için CHP için “değişim” mesajı yayımlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yerel seçim Cumhuriyet’e an de de geçerli. Gençlerin CHP’de karar al sürecinde CHP lattı. Üç temel me sele: Üç temel mesele var. İlki CHP’nin oyları gençlerin için ma süreçlerine daha etkin katılmaları lazım. Yerelde gençlerin etkili şekilde var olması; belediye başkanı, belediye meclis üyesi olması demek. Yerel yönetimde etkili bir konumda bulunmuş gençler, yarının Türkiye siyaseti için birer yıldız adayı. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin kol de pek iyi durum Atatürk, “Ben CHP’yi mektebi siyasi ola kola girmemesi da değil. AKP’nin rak kurdum” diyor. CHP’nin kuruluşunda durumunda de az ama birinci Yunus Emre parti olduğu için bunu telafi edi yor. Ancak bizim, genç seçmenler içinde ki desteğimiz geride kalıyor. Bu neden Atatürk’ün zihniyetindeki yaklaşım, Türkiye’deki insanlara özgür siyasetin öğretileceği bir okul. Bu okul öğrencilerinin de genç olması gerekir. CHP’nin bu bakımdan gençlere geniş ölçüde yer vermesi lazım. partinin kan kaybedeceği uyarısında bulundu. le ilk kez oy veren genç seçmenlerden daha güçlü destek alabilmeliyiz. İkincisi; Türkiye’de gençlerin eğitim, eğitime erişim, ekonomik ve işsizlik gibi önemli sorunları var. Bu sorunlara politikalar önermek gerekir. Örneğin gençlerin üçte bi Topyekün seçim kampanyası: Sosyal medya başta olmak üzere yeni iletişim imkânları kullanılacak. Topyekün bir yerel seçim kampanyası var. Gençlere dönük özel mesajlar olacak. Siyaset meslek oldu: Gençlerin haya Edremit Kitap Fuarı’na katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Azizi Kocaoğlu, “Önümüzde yerel seçim var. Genel Başkanımızla cumhurbaşkanı adayımız kol kola girer ve olanaklarımızı eğitime ayırıyoruz ama çocuklarımızı ülkenin geleceğinde söz sahibi yapamıyor, siyasete sokamıyoruz. Burada bir problem var. Kapıyı açmamız lazım. Hiçbir şey bil ri ne eğitimde ne de istihdamda. Evlerde, tını siyasete adamasını beklemek doğru de cumhurbaşkanı adayının se miyorsak, Türk Eğitim Vakfı ör kahvehanelerde oturuyorlar. Üçüncü ola ğil. Gençler, planlı olarak vakitlerinin bir çim kampanyasında gösterdiği neği var. Belirli branşlarda her rak da demokratik katılım sorunu. Gençlerin; siyasette, toplumsal hayatta, eğitim kurumlarında ciddiye alınma ve karar süreçlerine katılma sorunu var. Parti içi çalışma grupları olacak: Bu üç temel konuda yeni politika önerileri geliştireceğiz. Gençlik konusunda uzman önemli akademisyenler, STK’ler var, onlar kısmını siyasete ayırmalılar. Siyasetle ilgili insanların siyasette profesyonelleşmesi, siyasetin bir iş, bir meslek haline gelmesine, vazgeçilmez olmasına neden oluyor. Bu bir vatandaşlık görevi olmalı ve sınırlı zaman içinde yapılmalı. Genç olmazsa yenilenme olmaz: Kutuplaşma ortamından siyasetin çıka performanstan yararlanırsak, biz bu yerel seçimleri az yarayla atlatırız. Eğer bu olmazsa, biz kan kaybederiz diye bir görüşüm var. Ben partiliyim. Şahıslar önemli değil ama potansiyelden de yararlanmak lazım” diye konuştu. Siyasette alttan gençlerin gelemediğini be yıl en başarılı 10 çocuğu değerlendiriyor ve yurtdışına yüzde yüz burslu gönderiyorlar. Her meslekten var. Ve sayıları bugün 1000 civarında. Bu çocuklar dünyayı biliyor. Dünyanın birçok yerinde özel sektörde son derece başarılı işler yapıyor. Hiçbiri devlette çalışmı la temas ediyoruz. Ama daha çok parti için bilmesinin yolu; kızmak yerine onları an lirten Kocaoğlu, “Bizim sıkıntı yor. Bizim bunları neredeyse de çalışma grupları oluşturup toplantılar lamaya çalışmak ve “nasıl destek alırız”ı mız şu; siyasette kimse gelmi bulup getirmemiz gerekiyor” yapacağız. aramak. Örgütten başka elimizde bir şey yor. Siyasetçi yetişmiyor. Tüm dedi. l İZMİR/Cumhuriyet Yenilik, kuşak değişikliğiyle müm yok. Türkiye’yi bu ortamdan çıkaracak kün: CHP’nin bu kadar uzun süre ayak en önemli unsur gençlerin siyasete katıta kalmasının nedeni, kendini toplumsal lımı. Üye olma, aday kampanyasında çadeğişimlere adapte etmiş olması. CHP’nin lışma. Bildiğimiz anlamdaki politikaya ‘Çok kültürlülük insanın bundan sonra da etkili bir siyasi kuruluş olmasının yolu kendisini yenilemesinden geçiyor. Partinin yenilenmesi ancak ku yabancılık var. Siyasetin işleyiş biçimi gençlerin dünyasından farklı ve günün sonunda Türkiye’nin temel sorunu genç erişeceği son aşama’ şak değişikliğiyle mümkün. Yeni fikirler lerin politikaya katılmaması. Yegâne ba yeni kuşakla geliyor. Bir parti kuşak değişikliğini yapamazsa, toplumdaki değişimlere uyum sağlayamaz. Yeni fikirleri CHP’nin bünyesine taşımak, gençlerin şarı yolu gençlerin siyasete daha aktif katılım ile mümkün. Gençler siyasete etkili katılmadan ciddi değişim ve yenilenme imkânı yok. l ANKARA Prof. Dr. Kongar, Arsuz’da katıldığı söyleşide Türkiye’nin Atatürk çizgisinin dışına çıkarılamayacağını söyledi. Üçüncü Dünya’nın Marksist sesi Samir Amin’i kaybettik... O GÜR SES ŞİMDİ AVRUPAMERKEZCİLİK’LE YANKILANIYOR! Geçtiğimiz Pazar günü, 12 Ağustos’ta aramızdan ayrılan Samir Amin, Bağımlılık Okulu’nun kurucularından, özellikle Üçüncü Dünya üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan, “merkez ülkeçevre ülke” ayrımını ve “Avrupamerkezcilik” kavramını dünya solunun tartışma gündemine taşıyan saygın ve yetkin bir düşünürdü. Onun ölüm haberini aldığımızda AvrupaMerkezcilik kitabını matbaadan bekliyorduk. Geniş tartışmalar yaratmış bu önemli kitap, daha önce yine Yordam Kitap’tan çıkan Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme, Kapitalizmden Uygarlığa, Liberal Virüs ve Modernite, Demokrasi ve Din ile birlikte şimdi kitapçılarda. Samir Amin yapıtlarıyla yaşıyor! Samir Amin Kapitalizmden Uygarlığa Fransızcadan Çeviren: Yağmur Dönmez Naim Atabağsoy Samir Amin Modernite, Demokrasi ve Din Kültüralizmlerin Eleştirisi Fransızcadan Çevirenler: Fikret Başkaya Uğur Günsür Güven Öztürk Samir Amin Liberal Virüs Sürekli Savaş ve Dünyanın Amerikanlaştırılması Fransızcadan Çeviren: Fikret Başkaya Samir Amin Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme İngilizceden Çeviren: Semih Lim yordamedebiyat yordamedebiyat YordamKitap www.yordamkitap.com Gazetemiz yazarı Prof. Dr. Emre Kongar, çok kültürlülüğün insanoğlunun erişeceği en son aşama olduğunu ifade ederek, farklı etnik yapıların bir arada olduğu Hatay’ın Arsuz ilçesinin bunu yaşadığını söyledi. Eski Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Füsun Sayek’in anısına düzenlenen 12. Füsun Sayek Sağlık ve Kültür Etkinlikleri’nde “Çok kültürlülük ve toplum” konulu söyleşide Prof. Dr. Kongar, “Türkiye, muhakkak temel hak ve özgürlükler çizgizine gidecek” diye konuştu. Arsuz Kaymakamı Musa Sarı, CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, CHP Arsuz İlçe Başkanı Faik Çekin, TTB Merkez Konseyi eski başkanları Selim Ölçer, Özdemir Aktan, Gencay Gürsoy ve Raşit Tükel’in de katıldığı söyleşide Kongar, Türkiye siyasetinin çeşitli sıkıntılardan geçiyor, problemler yaşıyor alabileceğini ancak Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni geriye döndürmenin, tarihin gelişimine aykırı olacağını da söyledi. l AKIN BODUR/ARSUZ Akşener’den Kral Selman tepkisi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Suudi Kralı Selman’ın YPG terör örgütüne 100 milyon dolarlık desteğine tepki gösterdi ve AKP’yi uyararak, “Kral Selman’a verdiğiniz ‘Devlet Nişanı’nın iadesini isteyin” dedi. Suudi Arabistan Kralı Selman’ın Rakka için YPG terör örgütüne 100 milyon dolarlık destek vermesinin ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Akşener, Suudi Kralı Selman’a tepki verirken AKP’ye, “Dünkü ortaklarınızın yeni oyununa dikkat edin” diye seslendi. “Müslüman coğrafyasında yaşanan onca drama sessiz kalıp, YPG terör örgütünün hâkimiyetindeki bölgeye 100 milyon dolarlık destek veren Suudi Kralı’na sesleniyorum” diyen Akşener, “Belli ki, Müslüman kanı döken terör örgütüne bu desteği verirken kuldan utanmadınız, Allah’tan da mı korkmadınız” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Umutsuzluğun Düşmanı Samir Amine zaman bir grup düşünen, tartışan insan bir araya gelse karamsarlık Nbulutları gökyüzünde birikmeye başlıyor. “Artık bu iş bitti” teslimiyetçiliğinin, aklı başında insanları bu şekilde etkiliyor olması ne kadar üzücü, ne kadar korkutucu. Korkutucu çünkü karamsarlık bulaşıcıdır; insanın kötü özelliklerinden birisi olan konformizmin çocuğudur. HHH Teslim olursanız sanki rahatlayacaksınız; artık sizin fazla düşünmenize gerek kalmayacak, “dışarısı” sorunlarınızı çözecek, bir şekilde “huzur” içinde yaşayıp gideceksiniz. Bu yanılsama, bizi bugün tehlike altında bulunan insanlığın dışına savuracak kötülüğün kendisidir. Sınırdayız, kurtulmak, kurtarmak zorundayız. Tam bu sırada umutsuzluk üstümüze çullanıyor; krizlerin yükü yoksulların, emekçi sınıfların üstüne yıkılırken insanlara önerilen “tevekkül katlanma” her yere, her şeye sessizce sızıyor. HHH Oysa “boyun eğ, kurtul, huzura kavuş” ideolojisinin, bu sahte ideolojinin sırtını dayayabileceği, onu besleyebilecek nesnel bir gerçeklik yok artık. Durum tersine dönmüştür, Sovyetler’in tarih sahnesinden silindiği koşullarda “tarihin sonunun geldiği” iddiasıyla zafer çığlıkları atanlar kendi sistemlerinin kapitalizmin sonunun gelmek üzere olduğunu, geldiğini şimdi şaşkınlıkla görüyorlar. HHH Yitirdik, mavi siyah bir karanlığa gitti. Samir Amin, “geleceğin her zaman açık olduğunu” savunanlardandı. Kapitalizmden Uygarlığa kitabında “...analizimi ve önermelerimi üzerine kurduğum çelişki diyalektiği, ‘geleceğin her zaman açık’ olduğu, ‘tarihin kendisinden önce tarihin yasalarının’ olmadığı ve geleceğin henüz yaşanmamış olduğu anlamına gelir” diyordu. HHH Marx’ın ünlü, “Dünyayı anlamak yeterli değildir asıl olan onu değiştirmektir” tezine sahip çıkarken de “inşa etmek” için yola çıkanların yanı sıra, hepimize görev düştüğünü vurguluyor, “daha mütevazı biçimde bilincimiz elverdiği ölçüde kendisine katkı sunmak istediğimiz bir gelecek hayalini” savunuyordu. HHH Hepimizi hayata çağıran bu iyimserliğin kaynağında kapitalizmin geldiği aşamayı iyi bilmek yatıyor. Pek çok eseri Yordam Kitap aracılığıyla bize ulaşan Samir Amin, “Çağdaş kapitalizm, artık yalnızca bir sömürü ve emeğin bastırılması rejimi değildir, insanlığın düşmanı haline gelmiş durumdadır” diyordu. Samir Amin, olumlu hiçbir yanı kalmayan, çürümüşlüğü birikimin yıkıcı boyutları tarafından belirlenen kapitalizmin gününü doldurmuş olduğunun kabul edilmesinin gerektiğini savundu hep. Onu anladığımızı sanmıyorum. HHH Kendi ülkemizde yenilgilerin girdabına kapıldığımız için karamsarlığa pirm vermeyi seçtik. “Tarihin açık olduğu” gerçeğini, kör yılgınlığımız nedeniyle anlayamadık. Bu yılgınlık öyle büyük bir yanlış ki, yalnızca kendimizi devre dışı bırakmakla kalmadık, umudunu yitirmeyenlerin de yolunu tıkadık. Karşı olduğumuz halde “yenildik” duygusuyla boyun eğdiğimiz sistemle savaşmayı bırakmayanlara da zarar verdik iflah olmaz karamsarlığımızla. HHH Gerçekte bizi bekleyen huzur değil tam tersine yoğun bir huzursuzluktur. Korumayı eğer başarırsak, güzel evimizin kapısından içeri girdiğimizde pencere önündeki koltuğumuzun bize ters ters baktığını göreceğiz. Kedimizin bizden yüz çevirdiğini düşünecek, bir kadeh içkinin boğazımızdan geçmekte zorlandığını hissedeceğiz. Konfor besbelli ki eşyada değil bizim beynimizdeki tembellikte ve gittikçe büyüyen korkudadır. HHH Yorgun ama görevini yapmayı bir gün bile aksatmamış hocalar kuşağının üretken üyelerinden Samir Amin’i yitirdiğimiz gün bunlar aklıma geldi benim. Yorgun muyum, yorgunsam bunun nedeni nedir diye sorgularken buldum kendimi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle