24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 1 Ağustos 2018 8 Bir bardak su ver, patlıcansız olsun Meşhur fıkradır. Adam lokantada garsona “Yemeklerden neler var” diye sormuş. Garson başlamış: Patlıcan oturtma, patlıcan karnıyarık, patlıcan musakka, patlıcan silkme, patlıcan imambayıldı, patlıcan dolması, patlıcanlı kebap, patlıcan kızartması, patlıcan böreği, patlıcan turşusu… Adam garsonun sözünü kesmiş: Tamam tamam, anlaşıldı. Sen bana bir bardak su ver ama lütfen patlıcansız olsun… Bugünlerde bizim meslekte durum neredeyse farksız. İster gazeteye yazı yaz, ister gazetelerde bir yazı oku. Dayanamazsın… Bana okumak ya da yazmak için bir yazı… Ama lütfen CHP’siz olsun… HHH Abartmıyorum. Ne enflasyonun dörtnala kalkmışlığı, ne Trump’ın olası yaptırımlarının sonuçları, ne AKP Reisi’nin cemaatlerle papaz olmaya başlaması, ne lise öğrencilerini ne edip yapıp bir imam hatip lisesine yerleştirme manevraları, ne TBMM’nin göstermelik bir kuruma dönüştürülmesi… Hayır. Varsa yoksa CHP. Sorular sağanak olmuş art arda üstümüze yağıyor. Adımız gazeteciye çıkmış ya, sanki CHP’de ne olup bittiğini ayrıntısıyla biliyoruz da soruyorlar. Soruları şurada sıralamaya kalksam patlıcan propagandası yapan fıkradaki garsona dönerim. Bırakın benim gibi ununu eleyip eleğini asma kıdemine gelmiş gazetecileri, Ankara’nın en acar habercilerinin bile sorulara dişe dokunur bir cevabı yok. Daha da komiği CHP’nin delegelerinden en tepesine kadar bütün yöneticileri de cevap veremiyorlar. En bilgiç havalarda konuşan CHP’li tanıdıkların söyledikleri de birbirini tutmuyor. Birinin söylediklerini bir başkasından doğrulatmaya kalksanız, taban tabana zıt “parti içi bilgiler” dinlemek zorunda kalıyorsunuz. HHH Ortalık toz duman: Genel merkez şöyle dedi, muhalifler böyle, dedi… Arada temel soru, anlam taşıyan soru kaynayıp gidiyor: Muhalifler neye muhalif? CHP’nin sorunu “Kılıçdaroğlu ve takımı gitsin, Muharrem İnce ve takımı gelsin” mi? Bu mu? Bu kadar mı ? HHH Bir “Yenilenme” tutturulmuş gidiyor. Genel merkez de, muhalifler de bir yenilenmenin zorunlu, gerekli yararlı olduğunu inatla, ısrarla, vurguyla yineliyorlar. İyi de “yenilenecek olan” ne? Parti programı mı? Altı oktaki ilke ve kabuller mi? AKP’nin ekonomik çizgisine karşı izlenecek halkçı çizgi mi? AB ile ilişkilerin yönü, yönelimi mi? Kürt sorununa önerilecek çözüm mü? Allak bullak edilmiş eğitim sistemine ilişkin çağdaş ve kalıcı düzenleme önerisi mi? Bugüne kadar benim görebildiğim, duyup okuyabildiğim yenilenme önerisi tüzük değişikliğinden ibaret. Muhalefet, CHP tüzüğünün partide bir tek adam yani genel başkan egemenliği sağlayan bir tüzük olduğunu ve mutlaka değişmesi gerektiğini savunuyor. Bu kadar mı? Tüzük değişir ve demokratik bir tüzük olursa CHP düzelecek ve muhalefet bayrağının ana taşıyıcısı mı olacak? HHH Benim kuşağım hiç unutmaz. Türkiye İşçi Partisi’nin canlı ve şanlı günlerinde, bir kongrede bitip tükenmez bir tüzük tartışması yaşanıyordu. Can Yücel ağabeyim salonun diplerinden o davudi sesiyle gürledi: Beyler, beyler! Bize tüzük değil, b.zük lazım… Okurların “Ne edepsiz gazeteci bu” diye fırça atmalarını göze alabilsem CHP’lilere Can Yücel ağabeyimizin o unutulmaz TİP anısını aktarırdım. Öyle yapmayayım ve en iyisi ben bu Tırmık’a burada nokta koyayım… KKTC’li gazeteciler ifadeye çağırıldı Türkiye’nin Afrin operasyonuyla ilgili yayınlarından dolayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından ‘ahlaksızca yayım yapmakla’ suçlanmasının ardından Lefkoşa’daki ofisi saldırıya uğrayan Afrika gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent ve bir muhabiri Ankara’da başlatılan bir soruşturma kapsamında ifadeye çağırıldı. KKTC’li gazeteciler hakkında gazetedeki yayımlardan dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iki ayrı soruşturma başlatıldığı öğrenilirken gelişmeleri değerlendiren Şener Levent, “KKTC vatandaşlarının ifadeye çağırılmasının Kıbrıs açısından bir ilk olduğuna” işaret etti. Gazete Duvar’a konuşan Levent, Lefkoşa’da iki polisin Afrika’ya gelerek kendilerinden savunma istediğini söyledi. Levent, polislere “Savunma yapmak için bir neden yok. Suçlu değiliz. Davaları reddediyoruz” yanıtını verdiklerini aktardı. Şener, “Ankara’ya gitmeyeceğiz. Karar gıyabımızda verilecek. KKTC vatandaşlarının ülkelere iadesi için yasa yok” dedi. l Haber Merkezi haber EDİTÖR: SERKAN OZAN / TAMER KAYAŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ YARGITAY’IN BERBEROĞLU ‘TutuklamaKARARINA İTİRAZ EDİLDİ hukuki ve adil değil’ CHPMilletvekili Enis Berberoğlu’nun avu katları, dokunulmazlığı olduğu için yargılamada durma ve tahliye kara rı verilmesi talebini reddeden Yar gıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararına karşı 17. Daire’ye iti razda bulundu. Dilek çede, Berberoğlu’nun yeniden seçilerek ya sama dokunulmaz ALİCAN ULUDAĞ lığını kazandığı, bu nedenle yargılamada durma kararı ve tahliye kararı verilmesi istendi. Berberoğlu’nun tutuklu olması ne deniyle yasama faaliyetlerine katı lamadığına işaret edilen dilekçede, her türlü şüpheden uzak, somut, ke sin ve inandırıcı delil yokluğu nede niyle davanın beraat kararı ile so nuçlanma olasılığının yüksek oldu ğu vurgulandı. Dilekçede, “Bu hak sız tutukluluk hukuki ve adil değil dir” denildi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, MİT TIR’larına ilişkin görüntülerin yayımlanmasına ilişkin da vada 5 yıl 10 ay hapis cezası na çarptırılan Berberoğlu’nun yeniden milletvekili seçil mesi nedeniyle yargıla mada durma kararı veril mesi ve tahliye edilmesi yö nündeki talebini reddetmiş ti. Ret kararı, dokunulmazlık ları kaldıran anayasanın geçi ci 20. maddesine dayandırılmış tı. Berberoğlu’nun avukatla rı Murat Ergün ve Yiğit Acar, Yargıtay 17. Ceza Dairesi’ne itiraz dilekçe si verdi. Dilek çede, 24 Ha ziran seçimlerinde yeniden se olduğu ifade edilen dilekçede, “Zira çilen Berberoğlu’nun anayasası istisnayı genişletme yetkisi mün nın 83. maddesi uyarınca “Yasa hasıran kaideyi koyan makama ait ma Dokunulmazlığı”nı tekrar ka tir. Bu nedenle bir istisnanın yo zanmış olduğu, Yargıtay 16. Ce rumlanmasına ihtiyaç duyulursa, za Dairesi’nin verdiği anayasa istisna geniş yorumlanarak, kapsa ya aykırı kararın kaldırılması ta mı genişletilemez. Tersine söz ko lep edilirken, dosyaya ilişkin dur nusu istisna dar yoruma tabi tutul ma kararı verilmesi ve bu kapsam malıdır” denildi. da Berberoğlu’nun tahliye edilmesi istendi. Hakları hiçe sayıldı Dar yorumlanmalı 16. Ceza Dairesi’nin tahliye talebiyle ilgili olarak “sanığın tutuk 16. Ceza’nın kararının eleştirildi luluk durumunun davanın esa ği dilekçede, anayasanın geçici 20. sıyla birlikte değerlendirilmesiy maddesinin anayasada düzenlenen le” kararı verdiği anımsatılan di “Yasama Dokunulmazlığı” hakkını lekçede, bunun “usul ve esasa, tak tamamen, sürekli ve geri dönülmek dir yetkisinin birey hak ve öz sizin ortadan kaldırmadığına işaret gürlüklerinden yana kullanılma edildi. Anayasaya göre “Tekrar seçi sı prensibine” aykırı olduğu kay len milletvekili hakkında soruştur dedildi. Berberoğlu’nun halen tu ma ve kovuşturma, Meclisin yeni tuklu kalmasının “kişi hürriyeti ve den dokunulmazlığını kal güvenliği” hakkının ihlalini oluş dırmasına bağlıdır” turacağı ifade edilen dilekçede, hükmü ile Geçici Berberoğlu’nun 14 aydır Maltepe 20. madde ile Cezaevi’nde tek başına, tecrit koşul getirilen istis larında tutulduğu anımsatıldı. na birlikte de Yasama dokunulmazlığı olduğu ğerlendiril için Berberoğlu’nun tahliye edilme diğinde, Ana si gerektiğine işaret edilen dilekçe yasanın de, “Davada vicdani delil sistemi, 83/4’ün is masumiyet karinesi, şüpheden sa tisna kap nık yararlanır ilkesi, silahların eşit samına gir liği prensibi, lehe olan delilin toplan mediğinin ması yükümlülüğü, adil yargılanma çok açık hakkı ilkeleri ihlal etmiştir. Müvek kilimizin Anayasanın 83/3. madde si kapsamındaki anayasal hakkı yi ne hiçe sayılmıştır” denildi. Di lekçede, anayasanın 13 ve 67. maddesi gereğince de Berberoğlu’nun tutuklu luk halinin sona erdiril mesi gerektiği belirtil di. l ANKARA Enis Berberoğlu Bir OHAL yasağı daha kalktı İçişleri Bakanlığı; belediye baş kanları, belediye meclis üyeleri ve il genel meclisi üyelerinin yurtdışına çıkışlarını izne tabi kılan genelgenin yürürlükten kaldırıldığını açıkladı. İçişleri Bakanlığı, OHAL uygulamasının kaldırılması ile bir tedbire daha son verdi. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve il genel meclisi üyelerinin yurtdışına çıkışlarını izne tabi kılan 14 Ekim 2016 tarihli genelge yürürlükten kaldırıldığı belirtildi. Açıklamada, “Söz konusu genelgenin yürürlükten kaldırılmasıyla; belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve il genel meclisi üyeleri İçişleri Bakanlığı’nın izni gerekmeksizin kendi usullerince yurt dışına çıkabileceklerdir” ifadeleri kullanıldı. İçişleri Bakanlığı daha önce de iki OHAL uygulamasını kaldırmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından valilikler ve kaymakamlıklarda kurulan OHAL büroları kapatılmıştı. Bakanlık ayrıca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 181 bin 500 kişi ile ilgili pasaport sınırlamasının kaldırılacağını açıklamasına karşın, 155 bin 350 kişini pasaportuna, eşleri nedeniyle konulan iptal şerhini kaldırmıştı. Ancak OHAL tedbirlerinin yasalaşmasını sağlayan düzenleme ile İçişleri Bakanlığı’nın tahdit yetkisinin sürmesi sağlandı. l ANKARA / Cumhuriyet AVYSEKAbYEŞeİRATbİMEReŞğDINİiİ I Nurcan Karakaya Mustafa Bedirhan PKK’DEN HAİN Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, astsubay eşini ziyarete gittiği üs bölgesinden evine dönen Nurcan Karakaya’nın kullandığı otomobilin geçişi sırasında, PKK’lilerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcı infilak etti. Patlamada, Nurcan Karakaya ve bebeği Mustafa Bedirhan Karakaya yaşamını yitirdi. Olay, Yüksekova ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Büyükçiftlik beldesi Susak Deresi mevkiinde dün saat 16.00 sıralarında meydana geldi. Üs bölgesinde görevli astsubay eşini ziyaretten dönen Nurcan Karakaya ve yanındaki 11 aylık oğlu Mustafa Bedirhan Karakaya’nın bulunduğu otomobilin geçişi sırasın TUZAK da patlama meydana geldi. PKK’lilerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu, Nurcan Karakaya olay yerinde yaşamını yitirirken ağır yaralanan bebeği Mustafa Bedirhan Karakaya da kurtarılamadı. Olayın haber alınması üzerine bölgeye güvenlik güçleri ve sağlık ekipleri sevk edildi. l AA Bursa Büyükşehir Belediyesi cenaze için araç vermedi AB Komisyonu’ndan tepki Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Balıkesir’in Ayvalık ilçesi açıklarında Yunanistan’ın Midilli Adası’na kaçmaya çalışan FETÖ şüphelileri ve ailelerini taşıyan teknenin batması sonucu ölen Gökhan Yeni ile çocukları Nurbanu ve Burhan Yeni için Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından cenaze nakil aracı verilmemesine tepki gösterdi. Euronews’in haberine göre AB Komisyonu, cenaze işlemlerinin kurban yakınlarının talebi çerçevesinde yapılması gerektiğini ve bunun insan haklarına saygının gereği olduğunu açıkladı. Açıklamada Ege’de 6 kişinin ölümünden derin üzüntü duyulduğu kaydedildi. TBMM gündemine taşındı TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, yaşamını yitiren Gökhan Yeni ve iki çocuğuna Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin cenaze aracı vermemesiyle ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Konuyu Meclis gündemine taşıyan Gergerlioğlu, Oktay’a şu soruları yöneltti: “Bursa Büyükşehir Belediyesi’nce cenaze nakli için ailelere neden araç tahsis edilmemiştir? Cenazeler arasında ayrım yaptığı iddia edilen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş hakkında soruşturma açılmış mıdır?” l Yurt Haberleri Yan yana uğurlandılar Yunanistan’a geçmek isterken teknenin batması sonucu ölen ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin cenaze için araç vermediği belirtilen Gökhan Yeni, 2.5 yaşındaki oğlu Burhan ve 8.5 aylık kızı Nurbanu için Amasya’da cenaze töreni düzenledi. Adli kontrol kararı ile serbest bırakılan anne Gülfem Yeni’nin de katıldığı törenin ardından cenazeler, Tekirdede Mezarlığı’nda yan yana toprağa verildi. l AMASYA / Cumhuriyet ‘BASTONUNU SALLADI, odamı işgal etti’ Doktor, ölen yaşlı adamdan şikâyetçi Giresun’da yatalak eşinin evde bakım hizmeti alması ve ilaçlarının temini için sağlık ocağına giden Yusuf Topal’ın (82), tartıştığı doktorun “beyaz kod” vermesi üzerine gelen polislerce biber gazı sıkılıp, ters kelepçe takması sonucu kalp krizi geçirerek, yaşamını yitirmesiyle ilgili soruşturma sürüyor. 15 Temmuz Şehitler Aile Sağlığı Merkezi’nde görevli doktor Ö.Y., ifadesinde, eşini görmeden ilaç yazamayacağını söylediği Yusuf Topal’ın bağırarak, bastonunu sallaması üzerine korktuğunu ve polis çağırdığını öne sürdü. Ö.Y., görevini yapmasını engellediği, odasını işgal ettiği ve kendisini tehdit ettiği iddiasıyla ölen Topal’dan davacı ve şikâyetçi oldu. Ailenin yakını ve avukatı Hicran Akkaya Şenol ise “Yusuf dede hastaneye gittiğinde istediği şey, ilaç yazdırmak değildi ki oraya gittiğinde istediği şey, doktorun İstanbul’da olduğu gibi eve gelerek, evde hizmet vermesiydi. Hastamıza uygun olunan günde evde bakım hizmetinin verilebilmesi için randevu ayarlanabilirdi. Randevu ayarlanamıyorsa 112 Acil ambulans servisi çağrılabilirdi veya hasta bu konuda yönlendirilebilirdi” dedi. TTB: Göreve iade edilsin Olayın yaşandığı sağlık ocağının önünde açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ise hekimlerin hastayı görmeden ilaç yazmasının etik olarak ve hukuken yasak olduğunu belirterek, hekim arkadaşımız bu şekilde suçluymuş gibi gösterilmeye çalışılmıştır ya da o duruma düşürülmüştür. Hekim arkadaşımızın göreve döndürülmesini istiyoruz. Eğer hekime ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet Türkiye’de büyük boyutlara ulaşmasaydı, belki de bunlar başımıza gelmeyecekti ve burada olmayacaktık” dedi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle