18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 5 Temmuz 2018 Türkiye ayakta! TASARIM:SERPİLÜNAY haber 9 Beşiktaş Bursa Bursa’da önceki akşam sivil toplum kuruluşları tarafından organize edilen “Çocuğuma Dokunma” yürüyüşüne yaklaşık 15 bin kişi katıldı. Ortak açıklamayı okuyan Esra Yalçın Ünal, “Bir an önce gerekli ve caydırıcı cezai yaptırımların hayata geçmesini bekliyoruz” dedi. Beyoğlu Kaçırıldıktan sonra vahşice öldürülen 8 yaşındaki Eylül ve kaybolduktan 18 gün sonra açlıktan yaşamını yitiren 4 yaşındaki Leyla için yurdun dört bir yanında eylem vardı Ankara’nın Polatlı ilçesinde 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’nın öldürülmesi ve Ağrı’da 4 ya cak polis grubun yürüşüne izin vermedi. Grup basın açıklaması yaparak dağılma kararı aldı. şındaki Leyla Aydemir’in ölü bulunma n Beşiktaş’ta toplanan İstanbul Ka sı, vicdanları yaraladı. Birçok ilde pro dın Meclisi üyesi bir grup kadın “Leyla testo eylemleri yapıldı. ve Eylül son olsun, Çocuklar yaşasın, n İstanbul Beyoğlu Galatasaray gülsün” pankartı açtı. Grup adına ko Meydanı’nda saat 19.00’da bir ara nuşan Kadın Cinayetlerini Durduraca ya gelen İHD İstanbul Şubesi’ne bağlı ğız Platformu Başkanı Gülsüm Kav, çö grup üyeleri, çocuk istismarına ve ço züm yolu olarak ilk önce çocuklara yö cuk cinayetlerine dur demek için otur nelik cinsel istismar olaylarının üzeri ma eylemi yaptı. Eylemde “Yayın ya nin örtülmemesi olduğunu belirtti. sağı koyma istismarı önle, son 8 yılda n Bitlis’in Hizan Gençlik Merkezi ça 104 bin çocuk kayboldu, idam is lışanları, Eylül ve Leyla için dilek fene tismarı önlemez” dövizle ri uçurdu. ri açıldı. İHD İstanbul Şu n Adana’da dün “Çocuk be Başkanı Gülseren Yole larımıza dokunma” pankar ri hadım ve idam gibi öneri tı taşıyan mahalle muhtar leri doğru bulmadığını belir ları, Atatürk Parkı’nda ey terek “Failin aldığı ceza de lem yaptı. Muhtarlardan ğil, çocuk istismarını ve ço Özkan Öktem, “Cinsel is cuk cinayetlerini daha ger tismara alt sınırdan ceza çekleşmeden önlemeye yö ve iyi hal uygulamasına nelik tedbirler kurtarır çocu son verin” dedi. ğu” dedi. Yine aynı saatlerde n Iğdır’da dün sivil top bir bazı sivil toplum kuruluşla lum kuruluşlarının tem rının çağrısıyla bir araya gelen silcileri “çocuk bedenine bir grup, Tünel Meydanı’ndan Ga dokunma”, “çocuk istismarı latasaray Meydanı’na yürüyerek na hayır”, “iyilik, ahlak, vic “Sessiz Çığlık” eylemi gerçek dan iflas ediyor, çocuklar leştirmek istedi. 3 kişiyle başla katlediliyor” yazılı pankart yan ve slogan olmadan yapılan ve dövizler açtı. eylemde “dokunulmazlık hak n Kocaeli’nin Gebze il kı milletvekillerinin değil çesinde toplanan yaklaşık çocukların hakkı olma 100 servis şoförü Leyla ve lı”, “istismara dur de” gi Eylül için eylem yaptı. bi dövizler taşındı. An l DHA/İHA/AA ‘Leylama süt vermemişler...’ Leyla Aydemir’in köyünde yas var. Anne mezardan kopamıyor, baba isyanda: Kaçıranlara ‘Allah için ona süt verin’ demiştim, Leylama süt bile vermemişler... Ağrı’nın Bezirhane Köyü’nde bayramın ilk günü kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir ile ilgili soruşturma sürüyor. Leyla’nın ölü bulunmasıyla ilgisi olabileceği şüphesiyle gözaltına alınan kadın, savcılık tarafından serbest bırakıldı. Annesi Şükran Aydemir ve akrabaları dün Leyla’nın mezarını ziyaret edip dua okudu. Acılı anne kızının mezarına sarılarak gözyaşı döktü. Uzun süre ağlayan anne ve yakınları Kürtçe ağıtlar yaktı. Leyla’nın babası Nihat Aydemir ise Teyzesi Leyla’nın mezarında baygınlık geçirdi. köyde bulunan ca minin aşevinde ta ziyeleri kabul edi yor. Kızı Leyla’nın yaklaşık 10 gün aç bırakılması sonu cu öldüğünü haber lerden öğrendiğini belirten acılı ba Leyla Aydemir ba, kaçıranlara çocuğuna süt vermele ri için seslendiğini dile getirerek, “Be nim çocuğuma süt verin dedim, süt de vermediler. Elbisesini çıkarıp getirip dereye atmışlar, o cani kimse onu bul mak istiyorum” dedi. Türkiye’nin bir çok yerinden arayanların acısını pay laştığını ifade eden baba Aydemir, “İn sanlar beni arıyor diyor ki; biz çocuğu muzu dışarı çıkaramıyoruz. İnsanla rın psikolojisi bozuldu, kimse çocuğu nu dışarı çıkaramıyor” dedi. Baba Ay demir, “Millet niye yemek yemiyorsun diyordu, benim kızım açtır diyordum, fark ediyordum. Leyla gözü açık gel di, annesi gitti gözünü kapatmaya, ka patamadı, ben gittim kapattım. Allah o adamın ocağını yıksın” diye konuştu. l DHA/İHA/AA ‘Sorumlusu devlet’ Çocuk hakları alanında faaliyet gösteren uzmanlar, kayıp çocuk vakalarıyla ilgili devletin doğru adımları atmamasının ve çağa yakışır politikalar geliştirilmemesinin sonucunu yaşadığımızı vurguluyor. İnsan Hakları Derneği Çocuk Hakları Komisyonu Dönem Sözcüsü Örken, kayıp çocuklarla ilgili yapılan detaylı bir çalışma olmadığı için kayıp çocuk sayısında bir artış veya azalışın olup olmadığını net olarak bilinmediğini söyledi. Örken, “Tabii ki çocuk hak ihlallerinin en temel problemi, iktidarın politikasıdır. Çocuklarla ilgili koruyucu ve önleyici bir yasamız maalesef ki yok. Bu iktidarın çocuklara vaaettiği iyi olan hiçbir şey yok” dedi. Leyla ve Eylül olayının toplumun çürümüşlüğünü net bir şekilde gözler önüne serdiğini aktaran Örken, şunları söyledi: “Bu çürümenin sebebi iktidarın kullandığı ayrıştırıcı, öteleyici, ayrımcı dilidir. Bunun yanında maalesef çoğu haber mecraları bu tür olayları haberleştirirken önleyici, koruyucu olması gerekirken, bilinçsiz bir şekilde özendirici haberler yapabiliyor.” l İSTANBUL ‘Çocuklar ölmesin’ eylemine müdahale NECATİ SAVAŞ Yurdun dört bir yanında artan çocuk istismarlarına karşı eylem düzenlenirken, başkentte tablo başkaydı. Demokratik kitle örgütleri, artan çocuk istismarlarına tepki göstermek için Güvenpark’ta eylem yapmak istedi ancak polisin sert müdahalesine maruz kaldı. Eyleme yapılan müdahalenin ardından açıklama yapan KESK Ankara Şubeler Platformu’ndan İsmail Kaygusuz, “Burada 45 gün boyunca bir parti ölüm, idam çağrıları yaptı, bunlar güvenliği tehdit etmedi. Ama bizim ‘çocuklar ölmesin’ talepli basın açıklamamız güvenliği tehdit ediyor. Çocuklarımızı öldürtüyorsunuz, yeter artık, tüm bunların sorumlusu sizsi niz” diyerek tepkisini gösterdi. Kurumlar adına ortak basın açıklamasını yapan Tüm BelSen Ankara 2 Nolu Şube Sekreteri Filiz Koçak ise hükümet yetkililerinin hadım ve idam cezalarını gündeme alarak sorumluluklarından kaçtıklarını belirterek, “Cezaların uygulandığı ülkelerde bu tür suçlarda artış görülmüştür. Çözümün bu konuda merkezli politikalar, koruma, eğitim, caydırıcı hukuki yaptırım ve rehabilitasyon olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu. Türkiye’de günde 32, 20082016 yılları arasında ise 104 bin 531 çocuğun kaybolduğunu aktaran Koçak, “Çocuklarımızı sokaklara, parklara çıkarmaya korkar olduk” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Kayıp çocuklardan iki iyi haber geldi Pervari’de 3 gündür kayıp olan Salih bulundu. Silvan’da 4 gündür aranan Yusuf’un İstanbul’da olduğu belirlendi. Hassa’da kaybolan Ufuk ise aranıyor. n Hatay’ın Hassa ilçesinde 1 Temmuz’da amcasıyla kaynaktan iç me suyu almaya gittiği Amanos Dağ ları eteklerinde kaybolan konuşma engelli Ufuk Tatar’ı (6) arama çalış maları devam ediyor. Arama çalışma larından gelecek iyi bir haberi bekle yen dede Mustafa Tatar ve babaanne Zeynep Tatar sık sık fe nalık geçirdi. Evde hazır bekletilen sağlık ekibi nin müdahale ettiği dede ile babaanne, torunları nın sağ ve sağlıklı olarak bulunmasını bekledikle rini söyleyerek gözyaşı Ufuk Tatar döktü. Babanın tefecilere olan borçları nedeniy le çocuğun kaçırılmış olabileceği iddi alarını güçlendirdiği vurgulandı. n Diyarbakır’ın Silvan ilçesi ne bağlı Malabadi Mahallesi’nde 1 Temmuz’da hayvan otlatmaya giden ve bir daha kendisinden bir daha ha ber alınamayan 14 yaşındaki Yusuf Yılmaz’ın İstanbul’da olduğu ortaya çıktı. Silvan Kaymakamı Adem Çelik, önceki gün sabah saatlerinde İstanbul Beylikdüzü’nde bir fırından ekmek alan çocuğun Yusuf Yılmaz olduğu ih barı üzerine jandarmanın söz konusu bölgedeki görüntüleri istediğini ve ge len görüntülerin Yılmaz ailesi birey leri tarafından izlen diğini görüntülerde ki kişinin kayıp Yu suf Yılmaz olduğu nun teşhis edildiğini söyledi. n Siirt’in Perva ri ilçesine bağlı Gü leçler köyünde pa Yusuf Yılmaz zartesi sabahı odun toplamak için gittiği ormanlık ve dağ lık alanda kaybolan zihinsel engelli Salih Oral’dan (15) müjdeli haber gel di. Salih, köye yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki dağlık alanda kayalar ara sında köylüler tarafından bulundu. Aç, sussuz ve bitkin haldeki Salih için köylüler jandarmaya haber verdi. Bölgeye gelen jandarma ekip leri, buradaki ilk müdahaleden sonra Salih Oral’ı hastane ye götürdü. Salih’in gerekli tedavileri ya pıldıktan sonra ailesine teslim edilece Salih Oral ği belirtildi. Öte yandan, Oral’ın kayıp lara karıştığı gün, ailesiyle tartıştık tan sonra evden çıktığı ileri sürüldü. Oral’ın, hayatta kalmak için 4 gün bo yunca ot ve çeşitli yabani meyveler ye diği de öğrenildi. l DHA/İHA Dünya karıştıkça biz geriliyoruz Seçim bitti, her zamanki kısır kavgalarımıza geri döndük. Her mevsim olduğu gibi CHP’de yeniden bir liderlik tartışması; her yaz olduğu gibi memlekette ‘idam’ gündemi var. Bu, tam anlamıyla bir gerileme. Zihinsel gerileme. CHP yirmi yıldır aynı tartışmayı yapıyor; idam deseniz, gelişmiş ülkelerle gelişmemiş ülkeler arasındaki en temel farklardan biri. Bunu tartışıyor olmamız bile Türkiye’nin nerelere geldiğini gösteriyor. Tabii biz geriliyoruz da, dünya ileri mi gidiyor? Maalesef ki hayır. Dünya da tuhaf bir dalgalanma sürecine girdi. Avrupa’dan Filipinlere kadar otoriter ve aşırı sağ rejimler yükseliyor. Irkçılık, artık toplumları kemiren bir hastalık olarak yavaş yavaş hükümetlere sirayet ediyor. Mülteci karşıtı dalga, Batı’da yabancı nefretine dönüştü. ‘Batı’ dışında kalan ülkeler ise hızla dikta rejimlerine evriliyor. Sanki bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de ABD Başkanı Donald Trump’ın pompaladığı ‘ticaret savaşları’ var. Eskiden siyaset bilimciler kabaca, ‘İçinde McDonalds şubesi barındıran ülkeler birbirleriyle savaşa girmez’ derlerdi. Anlıyoruz ki artık bu İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeninin kalıpları çoktan yıkılmakta. Her tarafı McDonalds, Starbucks olsa ne yazar! Tüm ülkeler savaşın eşiğine gelebilir. ‘Batı’ kendi içinde ciddi bir bölünmenin ilk evrelerinde. Avrupa ve ABD arasındaki gerilim, yavaş yavaş İran, Paris çevre anlaşması, Türkiye gibi temel noktalarda politik ayrışmaya doğru gidiyor. Bakın bizler harala gürele seçimlerle ilgilenirken, ABD’de Trump yönetimi kaçak mülteci aileleri sınırdışı etmeye başladı. Yıllardır ABD’de yaşam kurmuş aileler, çocuklarından ayrılarak sınırdışı ediliyor; çocuklara ise ABD’de kalma hakkı veriliyor. Kaçak aileler için kamplar kuruluyor. Şimdilik 2 bin kişi söz konusu, ancak ileride 20 bin, 200 bin olmayacak demek değil. Medya ve sol ayaklansa da, göçmen karşıtı politikalar dünyanın her yerinde popüler. Bu hafta Angela Merkel bile Almanya’nın güneyinde ‘mülteci kampları’ kurulmasına onay vermek zorunda kaldı. Toplumlarda, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan demokratik düzene isyan dalgası var. Yine biz seçimleri tartışırken İtalya’da aşırı sağ ve aşırı sol, göçmen karşıtlığı üzerinden seçim kazanarak hükümet kurdu. Avrupa Birliği’nde ‘otoriter’ olmakla suçlanan Macaristan’da Viktor Orban, yeniden seçildi. Polonya’da sağcı hükümet, ‘milli iradeyi yansıtmıyor’ diye anayasa mahkemesindeki 72 hâkimin 27’sini erken emekliliğe zorluyor. Polonyalılar sokağa dökülse de oradaki muhafazakâr hükümet, aynı 2010’ların Türkiye’si gibi yargıya karşı yaptığı her hamleyi ‘milli irade’ diye satıyor. Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşı, Avrupa’yı da içine alan şekilde genişledi. Donald Trump, NATO’yu dinamitlemeye kararlı gözüküyor. Suudiler, İran’a karşı ABD cephesini finanse ediyor. Ortadoğu’nun kalanı, sönen bir ışık gibi diktatörler ya da mezhep savaşlarına terk edilmiş durumda. Son aylarda sadece iki yerden güzel haber geldi. Ermenistan ve Malezya’daki seçimlerde, gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşan hükümetler, demokratik hareketler tarafından devrildi. Bu güzel ama bir dalga değil. Dip dalga tam tersi istikamette, faşizmden yana. Neden bunları sayıyorum? Dünya bu kadar karışmış olmasa, biz de bu kadar gerilemezdik. Global düzlemde ‘özgürlükçü demokrasi’ denilen paradigmanın çökmesi, herkesten çok Türkiye’yi etkiledi. Eskiden, utanma pazarı vardı. İnsan hakları meselesi, iyi kötü ciddiye alınırdı. Hükümetler demokrasi çıtasını yükseltmeye çalışır, yapamadıklarında da mazeret üretirlerdi. Türkiye’nin demokrasisini düzlüğe çıkarmadan refah ve uluslararası kabul göremeyeceği genel kabuldü. Şimdi ise kim kime, dum duma. Dünya o kadar karışık ki, kimselerin fazla da Türkiye düşünecek hali yok. Biz de kalakaldık kendi halimize... Bahtsız bedevi gibi, kendi çölümüzde dolanıyoruz. Haziranda 39 kadın erkeklerce öldürüldü Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2018 Haziran ayı raporunu açıkladı. Rapora göre, 39 kadın erkekler tarafından öldürüldü; çocuk istismarı ve cinsel şiddette de artış yaşandı. Rapora göre, kadın cinayetlerinde bu ay 14’ünün faili belli değilken, 9 kadının ölümü şüpheli, 18 kadının ölümü ise tespit edilemedi. 5 kadın kendi hayatına dair karar almak isterken, 4’ü boşanmak, 2’si ayrılmak istediği için öldürüldü. Memur, çocuk tacizi iddiasıyla tutuklandı Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde bir kamu kurumunda memur olan S.Y’nin evine küçük yaşta bir çocuğun girmesi, mahalle sakinlerini şüphelendirdi. Mahalle sakini bir grup, S.Y’nin evini bastı. Girdikleri evde küçük çocuğu taciz ettiği düşünülen S.Y’yi tekme tokat döven mahalleli, bu kişinin otomobilini de ateşe vererek yaktı. Gözaltına alınan S. Y., mahkemece tutuklandı. Tacize uğradığı iddia edilen çocuk ise devlet korumasına alındı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle