18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 5 Temmuz 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Pahalı gıdada lider ekonomi 11 OECD’ye göre 20132015 arasında Türkiye’deki gıda fiyatları dünyanın yüzde 20 üzerindeyken, 20152017 yılları arasında bu oran yüzde 28’e kadar yükseldi Türkiye’deki gıda ve tarım ürünleri, dünyaya göre yüzde 28 da 21 mibluyğodnatyoünrAetiinmeicek ha pahalı. 2018 Tarım Raporunu açıklayan Ekonomik İşbirli Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) bu sezon küresel buğ ği ve Kalkınma day üretiminin, geçen sezo Örgütü (OECD), na göre 21 milyon ton azala dünya ile Türki rak 737 milyon tona düşeceği ye’deki gıda fi yatları arasında GAMZE BAL ki makasın her geçen yıl biraz daha açıldığını ortaya koydu. Buna göre 2013 2015 arasında Türkiye’deki yurtiçi fiyatlar dünya fiyatla rının ortalama yüzde 20 üze rinde iken, 20152017 arasın öngörüsünde bulundu. Rapordaki buğday tüketimi tahmini ise, 20172018 sezon sonu için 738 milyon ton olacağı yönünde. Bu rakamın IGC’nin mayıs ayı öngörüsünden 3 milyon ton düşük olduğu belirtildi. Konsey; başlıca ihracatçıların 20172018 sonunda 81 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dönem so da dünya fiyatlarının ortalama nu buğday stoklarının, 2018 yüzde 28 üzerine çıktı. Rapor 2019 döneminde 11 milyon ton da bunun temel sebebinin ‘tica düşük, 70 milyon ton düzeyin ret bozucu’ olarak nitelendirilen doğrudan tarım destekleri olduğu belirtiliyor. Sebebi, plansız üretim Türkiye’de çiftçiye verilen destekler yüzde 25 ile OECD’nin üzerinde. Kanada ve Meksika gibi ülkeler üretici destekleri de öngörüldüğünü açıkladı. Diğer yandan IGC, bu sezonki küresel soya üretiminin de geçen sezona göre 21 milyon ton artışla 358 milyon tona yükseleceği öngörüsünde bulundu. Konsey, dünya soya fasulyesi tüketiminin de 20182019 döneminde mayıs ayı öngörüsünden 2 milyon ni 2016’da 4 milyar ABD Dola ton, 20172018 sezonundan 13 rı ile sınırlarken, Türkiye’deki 2016 desteği 17 milyar dolar oldu. Ancak bu durum, OECD tarafından eleştiriliyor. Sebebi de desteklerin üretimi planlamaya yetmemesi. Buna göre des ANAKYurÜbaZnDE 1 Bayramı’na 1.5 ay gibi kısa bir KURB Kaynak: TÜİK milyon ton daha yüksek olmasını bekliyor. MUTFAKTAKİ YANGIN SÜRECEK 0 ZAM teklerin verildiği üretici, hangi bölgede ne kadar üretim yapacağını bilmiyor. Çiftçi süre olmasına rağmen bazı marketler şimdiden kurbanlık satışına başladı. Diğer yandan Merkez Bankası, enflasyonda mişti. Geçen yıl ise yüzde 71.1’lik fi bir başka rapor “Tarımsal Görünüm, yat artışı ile domates zam şampiyo 20182027” raporuna göre, önü para kazanamadığı ürünü Bu yıl üreticinin kurbanlıklara ki yükselişe en belirgin kat ya hayvana yem olarak veriyor ya da tarlada bırakıyor. Bir sonraki yıl da ekmiyor. Bu durum, bir yıl sonra üretimin azalmasına, fiyatın da yükselmesine sebep olduğu için tüketiciyi pahalı sebze ve meyve satın almaya mecbur bırakıyor. Kısırdöngü halinde yinelenen bu olay da, her sene değişik gıda ürünlerinin zamlanmasına yol açıyor. enflasyona paralel olarak yüzde kının sebze ürünleri öncü 10’un üzerinde zam uygulayacağı lüğünde işlenmemiş gıda öğrenildi. grubundan geldiğini belir Bu yıl küçükbaş hayvanın tirken üretimdeki plansız ortalama 1000, büyükbaşın ise lıklar sebebiyle Türkiye’de ortalama 7000 liradan başlayan her yıl farklı gıda ve ta fiyatlarla satışa çıkmasını rım ürünleri zam şampiyo öngördüklerini dile getiren Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç, en büyük sıkıntının yükselen döviz kuru nedeniyle maliyeti artan yem ve yakıt olduğunu kaydetti. nu olmaya devam ediyor. 2015’te zeytinyağı, sarmısak ve yeşil soğanda yüzde 107’leri bulan fiyat artışları, 2016’da nohut, çarliston biber ve yumurtadaki yüzde 58’leri aşan artışlarla devam et nu olurken bu yıla damgasını vuran ürünlerden patates, kuru soğan ve iç antep fıstığı fiyatları çok tartışıldı. Önceki gün açıklanan enflasyon verileriyle de yıllık fiyat artışları kuru soğanda yüzde 185, patateste yüzde 109 ve havuçta ise yüzde 110’u aştı. Ancak fiyat artışları bu ürünlerle sınırlı değil. Sivri biber ve çarlistonda yüzde 50’nin üzerinde fiyat artışları yaşanırken; beyaz etteki artış yüzde 9’u aştı. Yumurtadaki yıllık artış ise yüzde 36’yı buldu. Öte yandan OECD’nin Dünya Gıda Örgütü (FAO) ile birlikte hazırladığı müzdeki on yılda ana tarım ürünlerinde fiyatların düşmesi bekleniyor. Tarımsal ürünlere ve gıdaya yönelik küresel talepteki zayıflamaya dikkat çekilen raporda, küresel tarım ve balık üretiminin gelecek on yıl içinde yüzde 20 artış göstereceği ifade edildi. Sahra altı Afrika, Güney ve Doğu Asya, Ortadoğu ile Kuzey Afrika tarım üretiminin daha fazla artacağı tahmininde bulunulan raporda, özellikle gelişmiş Batı Avrupa ülkelerinde ise tarım üretiminin düşeceği tahmininde bulunuldu. Tüm ücretler artırılsın Barış var beyan yok Maliye Bakanlığı tebliğine göre, yurtdışındaki para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını 30 Kasım’a kadar Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecek. Bu varlıklara ilişkin vergi dairelerine herhangi bir beyanda bulunulmayacak. Gerçek ve tüzel kişiler, yurtdışındaki varlıklar için 30 Kasım’a kadar birden fazla bildirimde bulunabilecek. Bu hükümden faydalanılabilmesi için bildirilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin (yüzde 2) vadesinde ödenmesi ve bildirime konu edilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya buradaki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerekecek. Düzenleme, yurtiçinde bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıkların kayda alınmasını da kapsıyor. l Ekonomi Servisi 15 yılın en yüksek enflasyonunun yaşandığına dikkat çeken DİSK Başkanı Çerkezoğlu’na göre, asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler artmalı Önceki gün açıklanan ve tekrar yüksek enflasyonlu bir son 15 yılın zirvesine tır döneme doğru sürüklendiğine manan enflasyon, yurttaşın dikkat çekerek gıda ve ev eşya alım gücünü zorlarken, çalı sı enflasyonu 18.9 olarak ger şan temsilcileri de artan fiyatlar çekleşirken, ulaştırma hizmet karşısında tüm ücretlerin artı lerindeki artışın ise yüzde 24.3 rılmasını istedi. olarak gerçekleştiğini hatırlattı. Memur ile işçi, memur ve bağkur emekli maaşları açıklanan Ekmek küçüldü enflasyona göre artırılacak. Alı Haziranda işçilerin, emekli nacak altı aylık zamların yüzde lerin, tüm ücretlilerin ekmeği 8.67 ve yüzde 9.17 olarak açık nin küçüldüğünü belirten Çerke lanması yüksek gibi gö zoğlu, “Enflasyondaki hızlı artış rünse de bunun yalnız 19 milyon civarındaki ücretli ve kayıpların telafisi oldu maaşlı çalışanın gelirlerinin re ğu akıldan çıkmamalı. el olarak erimesine yol açıyor. Üstelik de bu, ilk al Bu nedenle asgari ücret başta tı aylık fiyat artışı, olmak üzere ücretler revize edil yani memur, işçi meli ve enflasyondan kaynakla ve memur emek nan kayıp ile büyüme eklene lileri yalnız geç rek ücretler yeniden belir miş dönem ka lenmeli. Asgari ücrete 2018 yıplarını ala için yapılan yüzde 14 zam cak söz konusu daha şimdiden enflasyo artışla... nun altında kalmıştır. Konuya ilişkin Asgari ücret yıl sonu bir açıklama ya beklenmeden gözden pan Devrimci İşçi geçirilmeli ve enflas Sendekiları Konfe yon artışı ve büyüme derasyonu (DİSK) dikkate alınarak ye Başkanı Ar niden hesaplanmalı zu Çerkezoğlu, Türkiye’nin Arzu Çerkezoğlu dır” dedi. l Ekonomi Servisi CHP’nin krizi Seçimlerden sonra, CHP liderliği ağır bir krize girdi. Seçmeninde de bir düş kırıklığı, liderliğine ilişkin ağır bir güvensizlik görülüyor. AKP işine devam ederken, CHP’nin sonuçları açıklama “telaşı” durumu daha da ağırlaştırdı. Seçim sonuçlarını aşan, CHP’nin varlığını sorgulamaya başlayan bu durum, bence artık üzeri örtülemeyen, derin bir kimlik krizinden kaynaklanıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın, insanın aklına, T.S. Eliot’un “deneyimi yaşadık ama anlamını kaçırdık” ve Talleyrand’ın Bourbon restorasyonu için söylediği “ne bir şey öğrenmişler ne de bir şey unutmuşlar” sözlerini getiren değerlendirmelerinden başlayabiliriz. Mahalle sorunu CHP, “bizim mahalle’ye hitap eden dili” terk edecek; “karşı mahalle’den oy isteyen, onlara hitap eden bir dil ve çalışma yöntemini” benimseyecekmiş. Böylece, CHP, siyasal İslamın projesine direnen tek kitleyi terk edeceğini söylemiş olmuyor mu? Sonra, bu “mahalle” kavramı... CHP’nin ait olduğunu iddia ettiği “Aydınlanma geleneği” insan gruplarını siyasi ekonomik ve kültürel özellikleriyle tanımlar. “Mahalle” kavramı hangi geleneğin söylemine ait? “Hitap etmek” de ilginç bir ifade. Sesini duyurmak anlamına geliyorsa, CHP medya tekeli nasıl aşacaktır? Yok, “arzulara cevap veren konuma geçmek” anlamında artık başka şeyler söyleyecekse, CHP, “bizim mahalle”ye hitap etmekten vazgeçerken, kimlerin, hangi arzularına cevap vermekten vazgeçecektir? Sakın CHP, “bizim mahalledekiler” nasıl olsa “tıpış tıpış gidip oy verecektir; esas önemli olan AKP’ye oy verenlerin arzularıdır” diye düşünüyor olmasın? Öyleyse, burada hem bir kendi geleneğine ihanet, hem bir başka geleneğe biat ilişkisi birlikte işlemiyor mu? Kendi tabanına yukardan bakan bir aymazlık, hatta “hubris” sergilenmiyor mu? sPororujenuyokluğu Kimlik Seçim sonuçlarının “objektif bir analizi” de ne demek? “Türkiye’nin seçimlerdeki fotoğrafı” hangi açıdan çekilecek? Neler karenin dışında bırakılacak? Bu kararları hangi “fotoğrafçı” (ideolojisi, siyasi eğilimi yine kimlik sorunu) verecek? Toplumsal olaylara, ideolojilerden, arzulardan etkilenmeden bakmaya olanak veren nötr bir nokta yok ki! “Kısır tartışmaların içerisinde boğulmamaktan” söz etmek de, “tartışmayı kesin, liderliğin ideolojisinin, arzularının hâkim olduğu noktadan bakın” demek anlamına gelmiyor mu? Şimdi, gelecek seçimlerde, daha büyük bir krizi önlemek; yok olarak, ülkeyi bir tek parti düzeninin içine atmamak için, CHP liderliğinin, olaylara, hangi ideolojinin, arzuların, kısacası hangi projenin merceğinden bakmak istediğine acilen karar vermesi ve bu kararı açıklaması gerekiyor. CHP liderliği bugüne kadar siyasal İslamın karşısına tanımlanabilir bir proje koyamadı. Bu durum CHP’nin bir kimlik krizi yaşadığını gösteriyor. CHP ne sosyal demokrat ölçütlere uyuyor, ne muhafazakâr partilere; ne de İslamcı, milliyetçi partilere tam olarak benziyor. CHP hepsinin bir karışımı olmaya çalışıyor, hem de İslamcımilliyetçi bir hegemonyanın altında. Bülent Tezcan, parti dışından uzman bir heyet getirmekten, parti hassasiyetleri dışında bir analizden, partinin ArGe biriminin, seçimlerin sonuçlarına ilişkin siyasi analizinden dem vururken aslında ne demek istiyor? Niye parti dışından? Parti hassasiyetlerinin dışından ise, hangi hassasiyetlerin içinden? Partinin ArGe biriminin analizine hangi hassasiyetler yön verecek? Ortada bir proje yokluğu, kimlik sorunu varken, tüm bunların “gereken komiteleri kurmak için komiteler kuracağız” gibisinden bürokratik bir “halı altına süpürme” işleminden başka bir anlamı var mı? “Partinin yetkili organlarında yapılacak değerlendirmenin ışığında gelecek planlamasını yapacağız” ifadesi de “hâlâ bir gelecek planımız, projemiz yok” demek değil mi? Adeta CHP liderliği, bakışı altında yaşadığını düşündüğü “Büyük Öteki”nin kendisinden, daha özgürlükçü, daha eşitlikçi olmasını değil de, daha Müslüman, daha milliyetçi, siyasal İslam karşısında daha teslimiyetçi olmasını beklediğine inanıyor. CHP liderliği partiyi adeta bir ötanazi sürecine sokuyor! Telekom’da çözüme doğru Türk Telekom’un büyük ortağı Otaş’ın bankalar tarafından devralınmasına olanak sağlayacak özel amaçlı şirketin kuruluş aşamasında sona gelindiği belirtildi. Bloomberg’e konuşan kaynakların verdiği bilgiye göre, alacaklı bankaların yüzde 90’ı özel amaçlı şirketin kuruluşuna onay verdi. Kredi veren bankaların yüzde 90’ı özel amaçlı şirket kurulmasına resmi onayı verdi. Otaş, 4.75 milyar dolarlık krediyi Türk Telekom’un yüzde 55 hissesini satın alma işleminin refinansmanı için kullanmıştı. Yerli ve uluslararası 29 bankanın 2014’te Otaş’a verdiği kredide en büyük riski 1.7 milyar dolar ile Akbank, 1 milyar dolara yakın bir tutar ile Garanti, 500 milyon dolar civarı ile İş Bankası taşıyor. BNP Paribas SA ve Deutsche Bank AG de Otaş’a kredi verenler arasında bulunuyor. l Ekonomi Servisi İki haftada 2 bin 700 kişi başvurdu Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, Turhal Şeker Fabrikası’nda çalışmak için 2 bin 700 kişinin başvurduğunu, eski personelden 17’sinin çalışmaya devam etme kararı verdiğine dik kat çekti. Akay şu bilgilendirmeyi yaptı: “302 işçi statüsündeki işçi ile görüşme yapıldı. 163 kişinin emekliliği dolmuş olmasına rağmen 61’i emekli olup çalışmak istedi. Şu ana kadar 17 kişi ile sözleşme yaptık.” l Ekonomi Servisi Banka kredisine sınırlama Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bir bankanın kredi kullandırırken grup, sektör, coğrafi dağılıma dikkat etmemesi durumunda oluşabilecek riske karşı “Kredi Yoğunlaşma Sınırına İlişkin Yönetmelik Taslağı”nı yayımladı. Yönetmelik taslağı, beş bölümden oluşuyor. Düzenlemeler ile 1 Temmuz 2019’da yürürlüğe girecek. Yoğunlaşma riski, bankalar tarafından verilen kredilerin önemli bir yüzdesinin bir müşteri veya müşteri grubuna kullandırılmasıyla oluşuyor. Buna göre; bir gerçek ya da tüzel kişiye veya bir risk grubuna kullandırılabilecek kredilerin risk tutarları toplamı, ana sermayenin yüzde 25’ini aşamayacak. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle