18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 31 Temmuz 2018 haber TASARIM: EMİNE BİLGET 9 Sise Nine ölüme yatıyor Ağır hastalıklarına rağmen “cezaevinde kalabilir” raporu verilen 78 yaşındaki Sise Nine, ring aracıyla işkenceye dönen hastane bürokrasisini artık reddediyor Kişisel ihtiyaçlarını bile tek başına gideremeyen, Tarsus T Ti pi Kadın Cezaevi’nde diğer tu tuklu ve hüküm lülerin yardımıy la hayatını sür düren 78 yaşın daki Sise Bingöl, çok sayıda ra abidin yağmur hatsızlığına rağmen Tarsus Dev let Hastanesi’nin kendisine “Cezaevinde kalabi lir” raporu verdiğini henüz öğ rendi. ‘Öğrenince yıkıldı’ Avukat Gülşen Özbek, “Sise Bingöl’ün mesane ve akciğerde ciddi rahatsızlıkları olmasına rağmen raporda bunlardan söz edilmemiş. Raporda Sise Bingöl’ün şeker, tansiyon ve böbrek hastası olduğu belirtiliyor. Bu üç tanı bile, bu yaşta bir insanın cezaevinde kalamayacağını gösterir. Normalde cezaevinde kalmaması gerektiği yönünde bir rapor verilmesi gerekirdi” dedi. Sise Bingöl’ün rapora tepki olarak, bundan sonraki tedavileri kabul etmeme kararı aldığını ifade eden Özbek, “Tansiyon hastalığı var. Tansiyonu yükseldiği zaman acil servise kaldırılıyor. Raporun bu şekilde çıktığını öğrendiğinde de tansiyonu çıkmış. Ancak tedaviyi kabul etmeyeceğini söylemiş” ifadelerini kullandı. ‘Artık istemiyor’ Sise Nine’nin tedaviyi artık reddetmesinde hapishaneden hastaneye gitmek için dayatılan insanlık dışı bürokrasinin de büyük payı olduğunu vurgulayan Özbek, şunları söyledi: “Sise Bingöl ile sağlık raporunun Adli Tıp Kurumu’nca hazırlanması için itiraz edeceğiz ama Sise Bingöl artık rapor Eski mutlu günlerden... Ortada Sise Nine, solda kızı Asiye, arkada ise oğlu Zafer. SİSE NİNE’NİN KIZI: Ben artık ümidimi kestim Sise Bingöl’ün İzmir’de yaşayan kızı Asiye Bingöl de, annesiyle telefonda görüştüğünü belirterek, “Rapor meselesinden dolayı morali çok bozulmuş. Kendime bakamıyorum, koğuş arkadaşlarıma yük oluyorum di ye üzülüyormuş. Arkadaşları bakıyorlar, yardım ediyorlar ama annem onlara zahmet verdiğini düşünüp bundan rahatsız oluyor. Annem dışarıdayken de benzer rahatsızlıkları vardı. Abim bakıyordu. Daha sonra ikisi aynı dava dan tutuklandılar. Annemin hasta olduğunu herkes biliyor, onlar da biliyor. Arkadaşları olmasa ayakta duramaz. Ben artık yoruldum. Annemi bırakacaklarına artık inanmıyorum. Ben artık ümidimi kestim” diye konuştu. almak için uğraşmak istemiyor. Rapor alınması sürecinde günlerce hastaneye gidip gelmesi gerekiyor. Ring aracında, tek kişilik bir bölmede, elleri kelepçeli olarak saatlerce bekletiliyor. Artık bunları yaşamak istemediği için rapor almayı da istemediğini söylüyor. Ama biz elbette itirazlarımızı yapacağız.” Sise Bingöl’ün kimlik yaşı nın 78 olmasına karşın kemik yaşının 80’in üzerinde olabileceğini belirten Özbek, “Sise Bingöl hastalığı dolayısıyla tahliye edilmezse 1 yıl 7 ay daha cezaevinde kalması gerekecek. Bu şartlarda cezaevinde kalması mümkün değil. Hastanelerin cezaevinde kalabilir raporu verdiği birçok kişinin kısa süre sonra cezaevinde öldüğünü gördük. Bu Türkiye’nin gerçeği” ifadelerini kullandı. Cezaevinden tahliye olan ka dınların anlatımlarına göre Sise Bingöl, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle yatağa bağlı olarak yaşıyor, yüksek tansiyon nedeniyle sık sık acil servise kaldırılıyor, yemek, tuvalet, banyo, kişisel temizlik gibi ihtiyaçlarını dahi diğer tutuklu ve hükümlülerin yardımıyla yapabiliyor. l MERSİN Utandıran hukuki süreç l Muş’un Varto ilçesine bağlı Teknedüzü köyünde yaşayan Sise Bingöl oğlu Zafer Bingöl ile birlikte 6 Nisan 2016’da köye yapılan baskınla gözaltına alınarak tutuklandı. l 2.5 ay tutuklu kaldıktan sonra tutukluluk süreci ve kronik rahatsızlıkları nedeniyle 23 Haziran 2016’ta tahliye edilen Sise Bingöl’e “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. l Erzurum İstinaf Mahkemesi’nin cezayı onamasının ardından 8 Nisan 2017’de Sise Bingöl yeniden tutuklandı ve Muş E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konuldu. l Sise Bingöl, 4 Ekim 2017’de ailesine haber verilmeden ring Sise Bingöl aracılığıyla 3 gün süren yolculukla Tarsus T Tipi Kadın Cezaevi’ne sevk edildi. l Avukatı, ağır hastalıkları nedeniyle Sise Nine’nin denetimli serbestlikle tahliye edilmesi için başvuruda bulundu. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı, Tarsuz Devlet Hastanesi’nden heyet raporu istedi. l Tarsus Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu, Sise Bingöl’ün şeker, yüksek tansiyon ve böbrek rahatsızlığı bulunduğuna raporda yer vermesine karşın “Cezaevinde kalabileceği” yönünde rapor verdi. 402 ağır hasta tutuklu var! İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu’nun geçen mart ayında açıkladığı rapora göre cezaevlerinde 402’si ağır 1154 hasta tutuklu bulunuyor. İHD, nisan ayında açıkladığı raporda ise son 17 yılda 3 bin 500 hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğini belirtti. İHD Merkez Hapishaneler Komisyonu Üyesi Nehir Bilece, 2018 Cezaevileri Hak İhlalleri Raporu’nu kamuoyuna açıkladığı sırada, hasta tutuklulara çoğu zaman yatacak yer bile verilmediğini vurgulamıştı. Adalet Bakanlığı’nın 2 Kasım 2017’de verdiği bilgile re göre cezaevlerinde toplam 228 bin 993 tutuklu/hükümlü olduğunu açıklayan Bilece, Türkiye’de toplam 386 cezaevinin olduğunu ve kapasitesinin 208 bin 830 olduğunu, bu durumda “20 bin tutuklunun yerlerde yattığını” belirtmişti. İHD’ye göre bu konuda devletin atması gereken adımların başında şunlar geliyor: Cezaevlerinin; sivil toplum kuruluşlarının, bağımsız izleme kurullarının, özel olarak da hasta mahpuslar sorunuyla ilgili olarak İHD, TİHV, TTB gibi kuruluşların denetimine açık hale getirilmesi, BM’nin ilgili ilkelerine uyulan düzenlemeler yapılması. 10 EKİM KATLİAMINDA KARAR DURUŞMASI ÖNCESİ ORTAK ÇAĞRI: O adaleti alacağız! Katliam davasında bugün karar süreci başlıyor. DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve 10 EKİM DER, devletin kendini aklayamayacağını bir kez daha vurguladı Birçok demokratik kitle örgütünün çağrısıyla 10 Ekim 2015’te Ankara’da düzenlenen “Emek, Barış ve Demokrasi” mitingine bombalı saldırı düzenlenmesi ve 103 kişinin hayatını kaybetmesine dair davada sona gelindi. Katliam davasının karar duruşması 31 Temmuz2 Ağustos arasında Sincan Cezaevi Kampusu Mahkeme Salonu’nda yapılacak. DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve kapatılan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği yarın başlayacak karar duruşması öncesi TMMOB Ankara Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. Katliamda yaşamını yitiren avukat Uygar Coşgun’un eşi 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun’un okuduğu açıklamada “Katliama göz yuman, soruşturmayı bulandıran, sorumluluğu bulunan hiçbir kamu görevlisi yargılamaya dahil edilmeyerek devletin sorumluluğunun üstü örtülmüştür” denildi. ‘Öfkemiz büyük’ Katliam günü ve öncesinde yapılan ihmallerin katliama yol açtığını belirten Coşgun, “Öfkemiz büyük, çünkü 2012 yılından beri emniyet tarafından izlenen ve kimlikleri bilinen katiller itiraf edildiği gibi ‘kendilerini patlatmadan’ yakalanmamıştır. Emniyet canlı bomba saldırısı istihbaratı nedeniyle polisin kendini korumasını istemiş ancak bu istihbaratı mitingin tertip komitesinden, mitinge katı lan on binlerden gizlemiştir. Pimi çekenler diğer mitinglerimizin aksine polisin yol uygulamasına ara verdiği saatlerde Ankara’ya giren adı, sanı, eşkali bilinen kişilerdir” dedi. Bir kamuflaj davası Patlama meydana geldikten sonra yaralıların bulunduğu yere ambulanslardan önce TOMA’ların geldiğini hatırlatan Coşgun, yargı sürecine dair de şunları söyledi: “Soruşturma saptırılmak ve bulandırılmak istenmiştir. Katliama göz yuman, soruşturmayı bulandıran, sorumluluğu bulunan hiçbir kamu görevlisi yargılamaya dahil edilmeyerek devletin sorumluluğunun üstü örtülmüştür. Müfettiş raporlarına ve Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin kararına rağmen sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hukuksuz biçimde korunmuştur. Bu davayı savcılığın oldukça eksik ve kabul edilemez mütalaasındaki bu haliyle kapatmaya çalışanlar bilsinler ki, katliamın tüm sorumluları yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar bu dava sürecek.” ‘Adaletsiz bir süreç’ Dava sürecinde asıl sorumluların yargılanmadığı ve yargı önüne çıkarılmadığı bir süreçle karşı karşıya olduklarını ifade eden KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de “Katliama yol veren ve IŞİD’lilerin Gaziantep’den Ankara’ya geliş süreçlerini bildikleri halde onları engellemeyen kamu görevlileri ve emniyet görevlileriyle ilgili avukat arkadaşlarımızın talepleri sürekli reddedildi. Özellikle bu nedenle gerçek sorumluların yargı önüne çıkartılması açısından yarınki duruşma önemli. Hukukun işleyişinden dolayı önyargımız var” dedi. 10 Ekim katliamının dünya tarihinin en büyük insanlık suçlarından biri olduğunu belirten TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise kendilerinin 1 Mayıs öncesinde ön güvenlik bahanesiyle gözaltına alındığını, fakat katliamı gerçekleştiren teröristlerin ülkenin başkentine rahatça girebilmesi ‘Beklentimiz en ağır ceza’ Karar duruşması öncesinde açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “10 Ekim Ankara Gar katliamının karar duruşması öncesinde en büyük beklentimiz, bu gözü dönmüş terör örgütünün ve yargılanmakta olan üyelerinin hukukun evrensel ilkeleri çerçevesinde en ağır cezaları almasıdır. Bu bakımdan tüm kamuoyunu 10 Ekim katliamının karar duruşmasına karşı duyarlı olmaya ve hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerine destek olmaya çağırıyoruz. 31 Temmuz günü başlayacak olan 10 Ekim katliamının karar duruşmasına davet ediyoruz ve bir kez daha 10 Ekim katliamı için unutursak kalbimiz kurusun diyoruz” dedi. nin düşündürücü olduğunu belirtti. Koramaz, IŞİD’in ülkemizde yuvalanmasının zeminini ise iktidarın yanlış politikalarının sağladığını vurguladı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman da “Unutturmaya çalışıyorlar ama unutturmamak için elimizden geleni yapacağız. Ben bu davanın insanlık vicdanında ömür boyu yaşayacağını düşünüyorum. Suçlular yargılanmadığı takdirde de bu dava sonuçlanana kadar üzerimize düşeni yapacağız” diye konuştu. l ANKARA /Cumhuriyet Yusuf Topal’dan geriye duygu yüklü fotoğraflar kaldı. Fotoğrafta Topal çifti, oğullarının düğününde... Cebinde eşinin raporu bulundu Giresun’da polislerin ters kelepçe takıp biber gazı sıkarak ölümüne yol açtığı 82 yaşındaki Yusuf Topal’ın eşyaları ailesine verildi Giresun’da yatalak eşinin evde bakım hizmeti alması ve ilaçlarının temini için gittiği sağlık ocağında tartıştığı doktorun “beyaz kod” vermesi üzerine gelen polislerin biber gazı sıkıp, ters kelepçe takması sonucu kalp krizi geçirerek, yaşamını yitiren Yusuf Topal’ın (82) eşyaları, otopsi işlemlerinin ardından ailesine teslim edildi. Yaşlı adamın cebinden, İstanbul Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden yatalak eşi Fatma Emine Topal adına düzenlenen, evde sağlık hizmeti uygulandığına dair belge çıkması yürek burktu. Belgede, 10 yıldır yatağa bağımlı olduğu belirtilen hastanın “serebral palsi” tanısıyla evde ziyaret edildiği ve “Evde Sağlık Hizmetleri” kapsamında takibinin sürdürüldüğü bilgisi yer aldı. Yaşlı adamın, Topal ailesinin yüreğini burkan raporla başvurduğu Giresun 15 Temmuz Şehitler Aile Sağlığı Merkezi’nde eşi için aynı hizmeti alabilmek amacıyla çaba harcadığı belirtildi. O polisler ne dedi? Öte yandan; olayla ilgili idari ve adli soruşturmalar sürüyor. Topal’ın ölümüne yol açtığı için açığa alınan 2 polisin verdiği ilk ifadelerin ayrıntıları ortaya çıktı. Polislerin, “Orantılı güç kullanmak istedik ama baktık olmadı; kelepçe takıp gaz sıktık. Vatandaşlar da yardım etti” dediği ve polislerin avukatının savcılığa verdiği dilekçede “asıl mağdurun müvekkilleri olduğunu” ileri sürdüğü öğrenildi. Öte yandan; İçişleri Bakanı’nın aileye açtığı “başsağlığı” telefonunun ardından, mülki amirler de taziye ziyaretlerine başladı. Giresun Vali Vekili, Vali Yardımcısı, İl Emniyet Müdürü ve İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı, Topal ailesinin evine ziyarette bulunup, “başsağlığı” dileklerini iletti. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle