22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 29 Temmuz 2018 6 Makam kapma yarışı haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ AKP’nin 17 yıllık iktidarında bakanlık ve kurumlara yerleştirdiği bürokrat, müşavir ve danışmanlar yeni sistemle birlikte açıkta kalma tehlikesiyle karşı karşıya Yeni sistemin uygulanmaya başlamasıyla birlikte çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle bazı bakanlıkların ve kurumla Erdoğan’dan Zambiya ziyareti Güney Afrika’daki resmi temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zambiya’nın başkenti Lusaka’ya geldi. Kenneth Kaunde Havalimanı’nda resmi törenle karşılanan Erdoğan, Zambiya Devlet Başkanı Edgar Lungu ile Devlet Konutu’nda bir araya geldi. rın kapatılma sı, üst düzey bürokratların Cumhurbaş EMİNE KAPLAN kanı tarafından doğrudan atanması ve Cumhurbaşkanı’nın görev süresiyle sınırlı olması, ba kanlıklarda müşavir ve da nışman kadrosundaki kişi lerin ‘araştırmacı’ yapılarak havuza atılmaları, seçimden sonra ‘her şey güzel olacak’ havasında olan AKP kadrola rında ‘şok’ etkisi yarattı. Bü yük bir panik ve karmaşa yaşanırken, kulislerde yaşa nan sıkıntılarla ilgili şu de ğerlendirmeler yapılıyor: n 8 bine yakın bürokrat panikte: Yeni sistemle bir likte çıkarılan ilk Cumhur başkanlığı kararnameleriy le müsteşarlıklar ve müs teşar yardımcılıkları kaldırıldı. Genel müdürden başlayarak üst düzey bürokrasinin görev süresi de Cumhurbaşkanı’nın süresiyle sınırlı tutulurken, özel sektörden de atama yapılabilmesinin önü açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakan yardımcılıklarına ilk yaptığı atamalarda eski müsteşar yardımcılarından atama yaptığı gibi eski milletvekillerinden de atama yoluna gitti. Bakan yardımcılıklarına atama bekleyen çok sayıda eski milletvekili de bulunuyor. Erdoğan’ın özel sektörden bazı isimleri de bürokrasiye ataması bekleniyor. Bu durumda çok sayıda bürokratın açıkta kalması gibi durum gündeme gelecek. Müsteşar ve müsteşar yardımcıları, bakan yardımcılıklarına atanmak; genel müdürler mevcut görevlerini sürdüre Bakanlarda sistem kırgınlığı Yeni sistemle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül dışındaki bakanları dışarıdan atadı. Kabineye giremeyen bakanların çoğunluğunun hayal kırıklığı yaşadığı ve belli etmese de kırgın oldukları belirtiliyor. Bazı eski bakanlar komisyon başkanlıklarına kaydırıldı. Komisyon başkanlığı önerilen bazı bakanların ise kırgın oldukları için kabul etmedikleri konuşuluyor. bilmek için eski bakanlar ve milletvekillerinin kapısını aşındırıyor. n Müşavirlerin ‘havuz’ problemi: Başbakanlık’ın da kaldırılmasıyla bakanlıklarla birlikte geniş bir müşavir kadrosu oluştu. Başbakanlık’taki müşavirlerin büyük bölümü Meclis kadrolarına geçirilirken, diğerleri bakanlıktakilerle birlikte ‘araştırmacı’ yapılarak havuza aktarıldı. Araştırmacı yapılan müşavir ve danışmanların özlük haklarında ise nere deyse yarı yarıya düşüş olacağı belirtiliyor. Maaşlarının düşmesini istemeyen müşavirler, özlük haklarını koruyabilecekleri kurumlara geçiş yapabilmek için torpil bulmaya çalışıyor. Müşavirlerin yeni görevlendirilecekleri kurumların 8 Ağustos’a kadar açıklanması bekleniyor. Kapatılan bakanlıklar ve Başbakanlık personelinin hangi kurumlarda görevlendirileceği de henüz netleşmedi. Bu nedenle memurların endişeli bekleyişi sürüyor. n Vekiller şaşkın: Yeni sisteme henüz alışamayan AKP’li milletvekilleri de şaşkınlık yaşıyor. Yasa çalışmaları sırasında ya da nöbetçi olduğu için bakanları Meclis’te görmeye alışık olan, seçmenden gelen talepleri kolaylıkla bakanlara iletebiliyordu. Bakanlar şimdi komisyon çalışmaları sırasında Meclis’e gelmiyor. Bugüne kadar da yemin töreni ve AKP grup toplantısı dışında yalnızca OHAL’i kalıcı hale getiren yasa önerisi nin Adalet Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında Adalet Bakanı Abdülhamit Gül Meclis’e geldi. AKP’li vekiller, yeni sistemle birlikte bakanlara ulaşmakta güçlük çekiyor. Birçok bürokratın da dışarıdan atanması durumunda milletvekillerinin işi daha da zorlaşmış olacak. n ‘Kendimiz getirdik, mağdur olduk’: 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçim sürecinde ‘her şey daha güzel olacak’ diyerek hararetle savunan AKP kadrolarında şimdi “Kendi hazırladığımız ve getirdiğimiz sistemin mağduru olduk” değerlendirmesi yapılıyor. Eski görevine getirilmeyen bir AKP’li milletvekilinin “Devrim önce kendi çocuklarını yermiş” esprisi de AKP kadrolarındaki ruh halini gözler önüne seriyor. l ANKARA ERDOĞAN GELECEK 4 yıl sonra ilk resmi ziyaret Alman Bild gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştireceğini yazdı. Gazete, büyük olasılıkla eylül ayı sonunda düzenleneceğini belirttiği ziyarete ilişkin haberini Berlin ve Ankara’daki hükümet kaynaklarına dayandırdı. Bild, söz konusu ziyaretin Erdoğan’ın 2014 yılından bu yana Almanya’ya gerçekleştireceği ilk resmi ziyaret olacağını hatırlattı. Zirvede görüştüler Erdoğan, 11 Temmuz’da Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen NATO zirvesi sırasında Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir ikili görüşme gerçekleştirmişti. Alman haber ajansı dpa, görüşmeye ilişkin haberinde Erdoğan’ın en geç sonbaharda Almanya’yı ziyaret etmek istediğini bildirmişti. Ankara Berlin ilişkileri, Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlayan OHAL uygulaması ve gazeteci Deniz Yücel ile insan hakları aktivisti Peter Steudtner dahil bazı Alman vatandaşlarının tutuklulukları nedeniyle gerilmişti. İki ülke arasındaki tansiyon, Steudtner’in Ekim 2017’deki tahliyesinin ardından Yücel’in de şubat ayında serbest bırakılmasıyla düşmüştü. l Dış Haberler Iğdır’da 1 işçi şehitPKK, İl Özel İdaresi ekibine bombalı saldırı DÜZENLEDİ Iğdır’da yol yapım çalışması için Korhan Yaylası’na giden İl Özel İdaresi’ne ait TIR ve kamyonetin geçişi sırasında PKK’li teröristlerin yola tuzakladıkları patlayıcı infilak etti. Patlamanın ardından teröristlerin ateş açtığı işçilerden 3’ü kaçarak canlarını kurtarırken 1 işçi şehit oldu. Korhan Jandarma Karakolu’na 200 metre mesafede, PKK’li teröristlerin yola tuzakladığı patlayıcı, kamyonetin geçişi sırasında infilak etti. Patlamanın ardından teröristler, kamyonettekilere ateş açtı. İşçilerden 2’si, kaçarak yaylacıların çadırına sığındı. Kamyoneti arkadan takip eden TIR’ın şoförü Murtaza Polat da patlamayı görünce araçtan inerek bölgeden uzaklaştı. Kamyonetteki kepçe operatörü Nurettin Karadeniz’e (56) ulaşılamazken, bölgede arama başlatıldı. Arama çalışmalarınrın sonucunda kepçe operatörü Nurettin Karadeniz’in cansız bedenine ulaşıldı. Bindiği kamyonetin yanında ölü bulunan evli 4 çocuk babası Nurettin Karadeniz’in cenazesi Iğdır Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. PKK’li teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için jandarma bölgede operasyon başlattı. l DHA Karadeniz Jandarma bölgede operasyon başlattı. Moğolistan’da 8 saatlik kriz Moğolistan’da FETÖ’yle bağlantılı olduğu iddia edilen bir Türk okulunun müdürü olan Veysel Akçay’ın, önceki gün kimliği henüz belirlenemeyen beş kişi tarafından kaçırılıp, Türkiye’den gelen bir uçağa bindirilerek götürülmeye çalışıldığı bildirildi. Fransız haber ajansı AFP’nin tanıkların ifadesine dayandırdığı haberine göre, 50 yaşındaki Akçay evinin önünden zorla bir minibüse bindirildi. Haberde müdürün okula gitmediğinin ortaya çıkması sonrası ailesi ve yakınlarının polise haber vermesiyle Akçay’ın kaçırıldığı ve Türkiye’ye gidecek bir uçağa bindirilmek üzere Cengiz Han Uluslararası Havalimanı’na götürüldüğü belirtildi. AFP haberinde, Ulanbator’a iniş yapan bir uçağın kalkışına Moğol yetkililer tarafından izin verilmediği ve yaklaşık sekiz saat boyunca pistte bekletildiği sırada Türkiye’nin Ulanbator Büyükelçiliği’nden temsilciler de Moğol yetkililer tarafından açıklama yapmak üzere davet edildi. Ankara yalanladı Operasyonu Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) düzenlediği iddia edildi. Moğolistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapı lan açıklamada ise Dışişleri Bakanı Sogbatar Damdin’in mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu’yla telefon görüşmesi yaptığı bildirildi. AFP’nin aktardığı açıklamaya göre, Çavuşoğlu suçlamaları reddetti. Moğolistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Battsetseg Batmunk da ülke topraklarından birisini kaçırma girişiminin “Moğolistan’ın egemenliğine ve bağımsızlığına karşı ciddi bir ihlal” olacağı uyarısında bulundu. Türkiye 2016’dan beri Moğolistan’dan ülkedeki FETÖ okullarını kapamasını istiyor. l Dış Haberler KKTC’de FETÖ operasyonu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Girne limanından Yunanistan’a kaçmaya çalışan 17’si çocuk, 19’u kadın, toplam 45 kişi gözaltına alındı. Girme limanındaki operasyonda yakalanan şüphelilerin FETÖ üyeliğinden Türkiye’de arandığı belirtildi. Şüphelilerin sorgusu sürüyor. Şüphelilerinin yakalanmasında bir hafta önce Türkiye’den KKTC’li yetkilelere yapılan uyarının etkili olduğu ortaya çıktı. Türkiye’den aralarında albay, yarbay, üsteğmen ve teğmenlerin de bulunduğu bir grup FETÖ şüphelisinin Girne yat limanından Yunanistan’a oradan da Almanya’ya kaçacakları yönündeki bilgi üzerine KKTC’de polisin özel bir ekip kurup operasyon yaptığı belirtildi. l Haber Merkezi Kılıçdaroğlu mu tutuklu yoksa Enis mi? Amerikalı papaz adil bir yargılamada mı? Suçlamalara baktığınızda, onu yargılayacak, üstelik tutuklu yargılayacak somut bir delil göremiyorsunuz. Ama ilgililer “yargı tarafsızdır” gibi gülünç iddialarla siyasi iktidarın bu tasarrufunu savundukça, gülünç bir durum ortaya çıkıyor ve dünya gülüyor. Macron olsun Merkel olsun, kendi yurttaşlarını özgür bırakmak için girdikleri siyasi (pazarlık) ilişkisini kabul etmeleri hatalıydı. “Yurttaşım serbest bırakılsın da gerisini boş ver, zaten Ankara egemenlerinin adalet ve yargı konusundaki davranışlarını ve konumlarını tüm dünya biliyor...” Buna dayanarak özel ilişkilerle yurttaşlarını kurtardılar. Peki kendi ülkelerinde itibar kazandılar mı? Mesela şunu mu diyor seçmenleri, “helal olsun, allem etti kallem etti, Erdoğan’ın elinden tutukluları aldı, aferin ona”. Türkiye devletinin tarihinde böylesine bir alver ilişkisi (casus değiş tokuşu mu bu!) görülmemiştir. Bu durum, Türkiye’nin ABD’nin haksızlıklarına karşı (FETÖ, SuriyePKK, S400, F35) Türkiye’nin haklı mücadelesini zayıflatıyor, dahası sıfıra indirgiyor. Yukarıda saydıklarımın hepsi siyasi tartışma konusudur. Ama Amerikalı papaz davası, hukuk ve adaletle ilgilidir. Hukuk ve adaleti siyasi hesaplaşma aracı yaparsanız, kaybedersiniz... Bu “şantaj” literatüründe yerini alır. İlk yapanın üzerinde kalır İktidarda bunu görecek ve fikrini söyleyerek bu politikanın yanlışlığını gösterecek kimse yok mu? Yoksa hepsi, Başkan’ın “kimsenin yeri garanti değildir, hemen değiştirilir” biçimindeki net açıklamasının boyunduruğu altında mı görüyor kendisini, veya artık “Reis ne derse, yaparsa doğrudur” inancı mı gerçekliğin yerine geçti? Sanırım öyle. Beyler, mesele Türkiye! Karşındaki de, başka araçları, ekonomik vb. devreye sokar. Der ki “bunların anlayacağı dil budur”.  Yaşadığımız kısaca bu. Üstüne üstlük, bazı muhalefet önde gelenleri de bu konuda mesela şantajın sadece karşı tarafını görüyor ve sokaktaki algıya teslim oluyor. Peki adalet? Zaten otoriterler her zaman adaleti özellikle bu amaçla emir komutaları altına alırlar. Dünkü Cumhuriyet’te iktidarın siyasi amaçlı içeri attığı ancak pazarlıklar sonucu veya hoşa görünmek gücünü göstermek için sonra serbest bıraktırdığı gazeteciler vb.’nin öyküsü derlenip toplanmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nde öyle bir olay yaşanmamıştır. Geldiğimiz nokta içler acısıdır. Siyasi restleşmeler içine şantaj girerse, bu ilk yapanın üzerinde kalır. Kılıçdaroğlu da tutuklu Ama mesele sadece hukuk ve adaleti dışa karşı bir güç gösterisi aracı olarak kullanmaktan ibaret değil. İçeride farklı mı? Saray CHP’nin sırtından sopayı eksik etmiyor. Açtığı hakaret davalarının sonu gelmiyor, tazminat davaları da birbiri ardına CHP aleyhine sonuçlanıyor. Tersi beklenmemeliydi. Komuta altındaki bir adaletten bahsediyoruz . Enis Berberoğlu Saray’ın siyasi tutuklusu. Eren Erdem de öyle. Bunları, toplumda var olan “bir suçları olmasaydı mahkum olmazlardı” genel saçma kanaate dayanarak da yapıyorlar. Adaletin olmadığı yaygın bir kanı. Ama adaletin siyasi amaçlarla kullanılması, toplumsal kayıtsızlığın ve kamplaşmanın cenderesinde eriyip gidiyor. AKP destekçileri yargının dışa karşı haksızca kullanılmasını “büyük liderlik” gibi basit ve sıradan bir sokak algısı olarak kabul ediyor ve övünüyorlar. Enis de Erdem de içerideki siyasi tutuklular. Daha önce de Cumhuriyet çalışanları, daha önce de... Enis’i mahkum edecek somut hiçbir delil yoktur. İki tanık ile adam asmaca dönemi Ülkemizde hukuk, kanıt üzerine kuruludur. Bu iktidarla birlikte evrensel hukuk ve yargılama sistemi ülkemizde değişti ve “iki tanık” ifadesiyle adam asmaca dönemine dönüldü. İki uyduruk tanık.. Bunu Amerikalı papazın yargılanmasında da görüyoruz. FETÖ+AKP ortak iktidarının Silivri yargılamalarındaki sahte deliller döneminden, uyduruk ve delilsiz tanık ifadeleri derekesine düştü adalet. Enis’in hapiste kalması, Kılıçdaroğlu’nun tutuklanmasına denk gelir. Kılıçdaroğlu’nu alamadıkları için henüz punduna getirip Enis’i aldılar. HDP lideri Demirtaş’ın içeride tutulması da aslında, yine bu duruma denk bir iktidar uygulamasıdır. Yarın iktidar için ciddi bir seçmen seçeneğine dönüşsün, mesela Meral Akşener’in de başına gelecek budur. Muhalefet kendine karşı bile adalet savaşı verebilecek durumda değil. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle