22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
dağ horozunun peşinde Rize’de doğaseverler, nesli tü kenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için koruma altında bulunan dağ horozunu görebilmek için “14. İkizdere Dağ Horozu Şenliği” kapsa mında 2 bin 300 rakımlı yaylada bir araya geldi. İki saat bekleyen katılımcılar, dağ horozunu yaklaşık 30 saniye görebildi. Dağ horozu Türkiye’de yalnızca Doğu Karadeniz’de yaşıyor. l AA Pazartesi 2 Temmuz 2018 Film gibi firar Cezaevine helikopter indirEREK KAÇTI Ekmeğin peşindeEDİTÖR:ELİFTOKBAY TASARIM:EMİNEBİLGET göçüp gidenler Redoine Faid’i kaçıran helikopter terk edilmiş olarak bulundu. Fransa, kendisini “modern zaman tırılan Faid, 2013 yılında da hapishane ların gangsteri” olarak den kaçmıştı. 4 gar adlandıran, ülkenin “en diyanı rehin aldıktan çok korkulan silahlı hır sonra dinamit kulla sızı” Redoine Faid’in narak 5 çelik kapı (46) film gibi bir ope yı havaya uçuran Re rasyonla hapishaneden kaçışını konuşuyor. Redoine Faid doine Faid, altı hafta sonra yakalanmıştı. Başkent Paris’in güneydoğu 2013’te yakalanan Faid, o dö sundaki bir banliyödeki hapis nemde Avrupa’nın en çok ara hanede bulunan Faid, ağır si nan suçlusu olarak adlandırıl lahlı üç kişinin eşliğinde cezae mıştı. Ünlü mahkum, 2010 yı vi avlusuna inen bir helikopter lında “mesleğini” anlattığı “Bra le kaçmayı başardı. 2010’da bir queur” adlı kitapla ün kazan polis memurunun hayatını kay mıştı. Bu son olay Faid'in hapis bettiği soygun girişiminin ardın haneden dördüncü kaçışı oldu. dan 25 yıl hapis cezasına çarp l Dış Haberler Utanç Avustralya, cinsel tacize uğrayan 60 bin kişiye tazminatlarıpara ödüyor Avustralya, devlet ve kilise kurumlarında çocukken cinsel tacize uğrayan yaklaşık 60 bin kişiye tazminat ödeme ye başladı. Avustralyalı yetkililer, 4 mil yar Avustral ya Doları (yak laşık 14 mil yar Türk Lira sı) tutarındaki tazminat pla nıyla, kurban ların acıları nı hafifletme yi umduklarını açıkladılar. Doug Goulter BBC’nin ha berine göre ortalama tazminatın kişi başına 67 bin Avustralya Doları (yakla şık 228 bin Türk Lirası) olması bekleniyor. Mağdurlara ödene cek en yüksek tazminat ise 150 bin Avustralya Doları (yaklaşık 510 bin Türk Lirası) olacak. Önce Melbourne’de çocuk yurdunda, 17 yaşından sonra ise Sydney’de hapishanede yıllarca tacize uğrayan Doug Goulter, ABC kanalına yaptığı açıklamada, “Sevdiğiniz insanlarla bi le çok yakın olamıyorsunuz ve bu konuda konuşamıyorsunuz, çünkü çektiğiniz acıyı hissetmek istemiyorlar” dedi. Ülkedeki kimi hukukçular ise mağdurların dava açarak daha yüksek tazminatlar kazanabileceklerini söylüyorlar. Avustralya Başbakanı Malcolm Turnbull, “Ne kadar zor olursa olsun, ortaya çıkan gerçeği kabullenmek zorundayız” ifadelerini kullandı. l Cumhuriyet Denizlerdeki egemenliğin 92. YILI ANTALYA Kabotaj sevinci 1Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı, dün çeşitli etkinliklerle kutlandı. İstanbul’daki kutlamalarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait 20 geminin Boğaz’daki su gösterisi görsel bir şölen oluşturdu. Muğla’nın Datça ilçesinde ise Sahil Güvenlik Komutanlığı’nca hurdaya çıkarılan gemi, dalış turizmine katkı sağlamak amacıyla batırıldı. Çanakkale Boğazı’ndaki törende de katılımcılar ‘Alınteri8’ isimli feribot ile denize açıldı. DenizTemiz Derneği/ TURMEPA, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı nedeniyle İstanbul Beşiktaş’ta gönüllü dalgıçlarla beraber deniz dibi temizliği yaptı. Cam ve plastik şişe, çakmak, çok sayıda jilet, şarap kadehi, bira şişesi, cep telefonları, küpe, diş macunu, makyaj malzemeleri gibi deniz dibinden çıkarılan çok sayıda atık iskelede bir süre sergilendi. Antalya’daki Kabotaj Bayramı et kinliklerinin ardından, Antalya Limanı açıklarında demirleyen TCG Barbaros F 244 Türk Savaş Gemisi, ziyaretçilerini kabul etti. Savaş gemisini ziyaret eden vatandaşlara, gemi mürettebatı tarafından bilgi verildi. Ziyaretçiler gemideki helikopteri de yakından inceleme olanağı buldu. 20 Nisan 1926 tarihinde kabul edilen kabotaj kanunu, 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe girmiş ve bu kanun, “Türkiye limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, Türk vatandaşları ve Türk bayrağı taşıyan gemilerce yapılır” hükmünü getirerek daha önceden yabancılara açık olan bu faaliyetleri bundan böyle sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yapabileceğini belirtmiştir. Her yıl 1 Temmuz günü “Denizcilik ve Kabotaj Bayramı” olarak kutlanıyor. l Haber Merkezi ŞEHRİBAN KIRAÇ Yeter, yaylaya götürmek için bir gün boyunca lavaş ekmek yapmak zorunda. Kızı Hazal ve yeğeni Zeynep de (sağda) çoğu zaman odun getirmede yardımcı oluyor. 30 yaşına daha varmamış, omuzlarında koca yüklerle anne Yeter, aile geçindirmenin sorumluluğuyla boğuşan kocası Hasan; en küçüğü 1, en büyüğü 12 yaşında, sabahın dördünde çalışmaya başlayan 5 çocuk. ŞEHRİBAN KIRAÇ Göçer bir aileye konuk olduk, yaşamlarını, hayallerini dinledik... Kendi köyüne, evine yıllarca uğrayamamak... Yazın 4 ay elektrikten yoksun olmak... Her yıl ayrı okullara gitmek... Doğuştan çoban olmak... Kaçıncı sınıfta olursa olsun okuldan gelince koyunların, kuzuların peşinden gitmek... Türkiye’de geçim zor ama eğer göçerseniz hayat büsbütün zor. Geçmiş dönemlerde Anadolu topraklarında yaşayanlar için önemli bir ekonomik faaliyet ve geçim kaynağı olan göçebe hayvancılık önemini yitirirken, göçebe hayvancılık yapılan alanlar da daralıyor. Buna rağmen yaz başlarında yüzlerce göçer daha çok süt elde etmek ve hayvanları sıcaklardan telef olmasın diye yayla yollarına düşüyor. Yaylada doğum sancısı Kayseri’nin Pazarcık ilçesine bağlı bir köyden Kahramanmaraş Elbistan Yalak köyünü 4 yıldır kışlak olarak kullanan iki kız ve bir erkek kardeş göçer ailenin hikâyesine yerinde tanıklık ettik. Yeter, 30 yaşına daha varmamış, 5 çocuk annesi. Üç yaşındaki oğlu Abdullah’a hamileyken Kayseri’deki Binboğa Dağları eteklerindeki yaylarda sancısı tutuyor. Hastaneye ulaşmak mümkün değil. Arabalara ulaşmak için en az bir gün dağ bayır yürümek zorunda. Sancıları artınca helikopter ambulans imdada yetişmiş. “Oğlum doğunca da helikopter pilotunun adını koyduk: Abdullah” diyor. “Kendimi bildim bileli havancılıkla uğraşıyoruz” diye devam eden Yeter için gün, sabaha karşı saat 04.00’te başlıyor. O saatte kalkıp her gün taze ekmek yapıyor. Ait hissedememek En küçüğü 1, en büyüğü 12 yaşında 5 çocukla ve 250 civarında koyunla hayatın tüm yükü onun sırtında. “Göçer olmasak hayat daha kolay olacak” diyor. Yerimiz yurdumuz belli olurdu. Kışın bir yerdeyiz yazın bir yerde. Kendini hiçbir yere ait hissedemiyorsun. Kendi köyümdeki evimle ilgili hayallerim var. Me Hazal Karnemi ellerimle almak istiyorum Hazal, Şevval, Aliş, Zeynep, Gülsüm, Evin, Mayroş... Bütün göçer çocuklarının sorunları aynı. Bu yıl 6. sınıfa geçen Gülsüm, 4. sınıfa geçen Şevval, 7. sınıfa geçen Enes eğitim hayatları boyunca hiç karne sevinci yaşamamışlar. Çünkü okullar kapanmadan yayla yollarına düşüyorlar. Karne sevincini görmeyen göçer çocukları, okulların ilk günlerinde de çoğu zaman dönüş yollunda oldukları için okulun açılış sevincini de göremiyorlar. Gülsüm “En çok istediğim şey bir gün karnemi kendi ellerimle almak. Okullar açıldıktan sonra yayladan döndüğümüz için karnemizdeki zayıfları sınıfta kalıp kalmadığımızı da o zaman görebiliyorum” diyor. Gülsüm’e en çok ne yapmayı seversin, diye sorduğumda “Çocuklarla gidip rengârenk çiçekler toplamayı çok seviyorum” diyor, “ama koyunlar sağılırken onları sürmeyi hiç sevmiyorum” diye de ekliyor. Hasan Şevval Mayroş (Meryem), Hasan ve Şevval’le teyze çocukları. SÜT SAĞMAK ŞİMDİLİK EĞLENCE 5.5 yaşındaki göçer kızı Hazal, Yeter’in ortanca çocuğu. Keçi sağmayı öğrenmiş. Şimdilik eğlence gibi geliyor bu iş ama aslında her gününün koyunların içinde geçmesini sevmiyor. Sabah 06.00’da uyanıyor, ablasıyla ağılı süpürmekle işe başlıyor. Sonra vakit bulabilirse kahvaltı... Sonrası dört saat süren koyun, keçi sağma işi... Koyunlar sağılırken Hazal’ın görevi koyunları sürmek. Hem de havasız 3035 derece çadırın içinde. Dizlerine kadar koyun dışkısına bata bata her gün bu işi yapmak zorunda. Okula gitse bu işten kurtulacağını hayal ediyor Hazal. Ama aslında okula gitmek de kurtuluş değil. Ablası Şevval bu yıl 4. sınıfa geçmiş. Taşımalı eğitimle 7 kilometre mesafedeki köye gidiyor. Sabah 08.00’de gittiği okuldan öğleden sonra 15.00 gibi dönüyor eve. Verilen ödevi çoğu zaman vakit bulamadığı için yapamıyor. Önce annesinin gündüz sağdığı sütü birlikte peynir yapmalılar. En az 3 saat sürüyor bu iş. Boyundan büyük tencerelerden sütü aktarmalı. O iş bitince kuzulara çobanlık etme görevi var. Aliş ile Hasan ikizler, daha 2.5 yaşındalar. Onların gününün yarısı koyunların içinde geçiyor. Koyunları sürerken çoğu zaman içerideki sıcaktan ve havasızlıktan ağılda uyuya kalıyorlar. sela üç yıldır inşaat halinde. Çocuklarım için sıcak bir yuva hayal ediyorum. Yine kışlada kaldığımız yerde evlerimiz var. Yazın gittiğimiz yaylada çadır kurmak zorundayız. Yılan oluyor, fare oluyor kurtlar oluyor. Bazen gece korkudan uyuyamıyoruz. Yaylada hayat daha zor. Elektrik olmadığı için çamaşır makinesi yok. Her gün saatlerce çamaşır yıkamak durumunda kalıyoruz. Çocuklar hasta olsa kolay kolay şehre inip doktora gidemiyoruz. Sanki her şeyle bağ kesiliyor yaylada olunca. Televizyon yok. Telefon yok. Güneş enerjisi jeneratörümüz var, geceleri aydınlatma için onları kullanıyoruz” diye dert yanıyor. Saman, yem pahalı Yeter’in eşi Hasan da evlenmeden ve göçerliğe başlamadan önce iki yıl Japonya’da çalıştığını söylüyor. Orada hurda arabaları kırma işiyle uğraşıyormuş. “Gö çer olmazsak aslında hayvancılıktan iyi para kazanabiliriz” diyen Hasan, “Yazın yaylaya gidiyorsun kira parası veriyorsun, kışlağa gidiyorsun kışlak parası veriyorsun. Saman, yem çok pahalı. Kuzulara çocukları gönderiyoruz ama aylık 4 bin liraya bile çoban bulmak zor. Yaylaya giderken araba kiralıyoruz dönerken yine kiralıyoruz. Bunların hepsi para... Son iki yıldır Nurhak Dağı eteklerindeki yaylaya gidiyoruz. Orası biraz daha yakın. Yaylaya varmamız iki günümüzü alıyor. İşler kolay olsun diye de sütleri bir hafta birimiz diğer hafta birimiz peynir yapıyoruz. İki haftada bir toplanan peynirleri Gaziantep’e götürüp toptancılara satıyoruz. Masrafları çıkarıyor mu, şükür. Ama çektiğimiz eziyete değiyor mu tabii ki hayır” sözleriyle hayatının zorluklarını anlatıyor. l ELBİSTAN C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle