28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 5 Haziran 2018 12 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Kurtcebe cezaevindeÜNLÜ ÇİZER, CUMHURBAŞKANI Erdoğan’a hakaretten tutuklanDI Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor? 24Haziran’daki parlamento seçimlerinde “Cumhur İttifakı”ndan CHP’ye oy geçişi yok. AKP ve MHP, en çok İYİ Parti’ye oy kaybediyor. 1 Kasım 2015 Genel Seçimleri’nde toplam oy oranı yüzde 61.3’e ulaşan AKP ve MHP, bugün “Cumhur İttifakı” adı altında yüzde 4445 civarına gerilemiş görünüyorsa, bunun nedeni gayrimemnun muhafazakâr seçmenin sağdaki yeni alternatiflere yönelmesidir: Önce açık ara İYİ Parti, sonra da Saadet Partisi. İYİ Parti ve onun yanı sıra baraj sorununu “Millet İttifakı”yla çözmüş bir Saadet Partisi’nin AKP ve MHP’den alacağı oylar olmasaydı, HDP’nin barajı geçmesi halinde “Cumhur İttifakı”nın azınlığa düşeceğini öngöremezdik. Parlamento seçimlerinde “Cumhur İttifakı”nın büyük baş ağrısı, İYİ Parti ve Karikatürist Nuri Kurtcebe (69), çizdiği bazı karikatürlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla verilen 1 yıl 2 ay 15 günlük hapis cezasının kesinleşmesi üzerine tutuklanarak cezaevine konuldu. Otobüsle Yalova’ya giderken önceki gün jandarma tarafından yapılan kimlik kontrolü sonucu hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekcesiyle 1 yıl 2 ay 15 gün kesinleşmiş hapis cezası olduğu belirlenen karikatürist Nuri Kurtcebe gözaltına alındı. Dün sabah adliyeye sevk edilen Kurtcebe, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu. Nuri Kurtcebe’ye hukuki yardımda bulunan avukat Ahmet Erdem Akyüz, “Nuri Kurtcebe, Fethiye 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017 yılında vermiş olduğu bir karar nedeniyle, hakkında yakalama kara Nuri Kurtcebe bazı karikatürlerinde Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla 1 yıl 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Cezası onanan Kurtcebe tutuklanarak cezaevine gönderildi. 69 yaşındaki karikatürist Yalova’ya giderken kimlik kontrolü sırasında gözaltına alınmıştı. da çizmiş olduğu karikatürlerde Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu işlediği gerekçesi ile 1 yıl 2 ay 15 gün süre ile hapsedilmesine karar veril bul edilen yasal bir gerçek olarak, sanatçıların eserlerini özgür bir biçimde sunmaları ve siyasetle uğraşan kişilerin eleştirilere, diğer kişilere naza onun Genel Başkanı Meral Akşener’dir. Bu faktörler sayesinde denklem iktidarın aleyhine değişiyor. Hakkını verelim; denklemin kurulmasında başrolü oynayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Lakin kendisi ve rı çıkarılarak dün (önceki) akşam yakalanmış ve bugün (dün) Yalova’da çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine konulmuştur. Kararda; 2015 yılının ilk dokuz ayın miş, bir üst mahkemeye yapılan itiraz reddedilmiştir” dedi. Mahkeme kararında bazı açıklar ve belirsizlikler bulunduğunu vurgulayan Akyüz, “Bütün dünyada ka ran çok daha fazla açık ve mütehammil olmaları gerektiği yolundadır. Kaldı ki mahkeme kararında hangi çizim ve ifadenin hakaret teşkil ettiği açık bir şekilde yer almamış partisi bu yeni denklemin değişkenleri ara sında değil. CHP sabit. AKP ve MHP’den oy almıyor. Cumhurbaşkanı seçiminde ise durum Kamu emekçileri gözaltına alındı farklı. AKP’nin adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük baş ağrısı bu kez Muharrem İnce. İnce’nin neden baş ağrıttığını, geçen cuma bu sütunda yayımlanan “Muharrem İnce fenomeni” başlıklı yazımda izah etme ye çalıştım. Özeti şu: Birkaç mecra hariç bütün ge leneksel medyayı yöneten ve denetleyen Erdoğan, İYİ Parti ve Akşener’i medya ambargosuyla unutturup seçimlerin kendisi ve “CHP’li İnce” arasında geçtiği intibaını doğurmaya çalıştı. İnce’yi CHP’li kimliği üzerinden “avlayacak”, sansür ve dezenfor masyon vasıtasıyla algısını büktüğü bihaber sağ muhafazakâr seçmenin oylarını böylece toparlayacaktı. Basit hesap buydu ama tutmadı. İnce, yüzü geleceğe dönük, ço ğulcu ve kapsayıcı bir kampanya yürüterek CHP’nin tabanını aştı, çok ötesine geçti. CHP de müspet gidişatı gördü ve doğru tepki verdi. Misal, Genel Başkan Kılıçda roğlu ile cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ortak miting düzenlemelerinden vazgeçildi. İnce, Erdoğan’a karşı, onu tabanından ayrıştırırken kendisini karşıtlaştırmayan, doğru zeminde ve uygun dozda, üstelik de çoğunluğa sempatik gelebilen bir polemikçi çizgiyi beceriyle sürdürüyor. Rakibinin karizmasını Yerlerde sürüklendiler sarsarken büyük planda kendi karizmasını inşa ediyor. Mesela dün Van’daki mitinginde, Erdoğan’ın Diyarbakır’da yaşadığı prompter kazasını ekrandan izletti ve şunları söyledi: “Ben nasıl konuşuyorum, yürekten, ciğerden konuşuyorum. (...) Camdan konuşanlar bu sorunu çözemez, candan konuşanlar bu sorunu çözer” dedi. Alkış koptu. “Camdan KHK ile ihraç edildikleri işlerine geri dönebilmek için 68 haftadır Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda eylem yapan kamu emekçileri dün yine eylem yapmak için aynı yerde bir araya geldi. Ancak polis eyleme izin vermeyeceğini söyledi. Bunun üzerine meydanda Züleyha Gülüm ve kamu emekçilerinden birkaç isim Bakırköy Kaymakamı ile görüştü. Çıkışta açıklama yapan Ali Şeker, “Yaptığımız görüşmede seçim süreci boyunca eylem yapılmasına izin verilmeyeceği belirtildi. Gerekçe olarak ise provokasyon olabileceği sloganlarının atıldığı sırada kamu emekçileri polisin saldırısına uğradı. Polis kamu emekçilerini ve onlara destek olmak için meydana gelen 12 kişiyi darp ederek gözaltına aldı. Kamu emekçilerinin yerlerde sürüklendiği ve gözaltı aracına bindirilirken konuşan”, prompter kullanan Erdoğan’dı, bulunan İstanbul CHP milletvekili Ali gösterildi” diye konuştu. “İşimizi geri tekmelendikleri görüldü. “candan konuşan” kendisiydi, sorun da malum, Kürt sorunuydu. Şeker, HDP İstanbul milletvekili adayı alacağız”, “AKP’ye boyun eğmeyeceğiz” l İSTANBUL/Cumhuriyet Diğer taraftan Erdoğan, İnce’nin kendisini içine çektiği bu büyük sınamaya nasıl cevap veriyor? Erdoğan’ın pozitif kampanyası tek boyutlu ve yüzü geçmişe dönük. Altyapı yatırımlarını anlatarak seçmeninden kendisini iktidarda Tazminatı da çok gördüler tutmasını istiyor. Köprüler, bölünmüş yollar, hızlı tren, havaalanları, şehir hastaneleri... Geleceğe dair başlıca önerisi ise yine bir altyapı projesi olan “Kanal İstanbul”... HİLAL KÖSE Ağır hastalıklarına karşın son ana kadar tahliye edilmeyen Negatif kampanyası ise Kılıçdaroğlu ağırlıklı. Halbuki bahsettik; parlamento seçimindeki gerçek rakibi Akşener, cumhurbaşkanı seçiminde ise İnce. Ama Erdoğan, Akşener’in adını ağzına almıyor, İnce’yi de Kılıçdaroğlu üzerinden vurmaya çalışıyor. “Bay Kemal ne ki onun adayı ne olsun” diyor. “Muharrem Efendi, sen yönetilensin, ben yöneten” diyerek aşağılamayı yeğliyor. Erdoğan’ın “yerli oto” vizyonunu eleştirirken “O, otomobilin kaportasına, koltuğuna Komünist Parti İnşa Örgütü davasında müebbete mahkum edilen ve 18 yıl cezaevinde kalan iki çocuk babası Mehmet Canpolat (48), 12 Ocak 2015’te yaşamını yitirdi. Canpolat ailesi o günden beri adalet arıyor. Canpolat’ı son ana kadar tahliye etmeyen, cezaevinde tedavisini yapmayan kamu görevlileri hakkındaki suç duyurusu takipsizlikle sonuçlan ve 2015’te yaşamını yitiren Mehmet Canpolat’ın ailesi adalet arıyor. Kocaeli 2. İdare Mahkemesi, ailenin açtığı tazminat davasında ‘hizmet kusurunun olmadığına’ karar verdi. Canpolat’ın sağlığı daha da bozuldu. Canpolat, 4 Aralık’ta, konuşamaz, hafızasını ve hareket kabiliyetini yitirmiş bir halde apar topar, Seka Devlet Hastanesi’ne, oradan da MÜ Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin tu den suç duyurusunda bulundu. Savcılık, başkasına atfı mümkün kasıt ve kusur bulunmadığı gerekçesiyle soruşturmaya takipsizlik kararı verdi. Savcılığın, 7 Kasım 2016’da verdiği karar avukatlara gönderilmedi. Ailenin, Sağ talip, ben beynine talibim” diyen İnce’ye ce mıştı. Kocaeli 2. İdare Mahkemesi de tuklu servisine sevk edildi. Beyninde lık ve Adalet Bakanlıkları aleyhine aç vap vermeye mecbur kalıyor: “Elektrikli oto yapan Tesla var ya Elon Musk, ziyaretime geldi, bu konuları konuştuk. Elon Musk seni mi ziyaret etti? Beni ziyaret etti” diyor. Erdoğan, negatif kampanyasında sürekli “Bay Kemal” demekten vazgeçemiyor, çünkü siyasal iletişimindeki stratejik yığınağını “CHP karşıtı kutuplaşma” üzerine yaptı. Muharrem İnce ise bambaşka bir yoldan yürüyerek bu yığınağı etkisizleştirdi. Erdoğan yanlış yaptı. Yanlış strateji, yanlışların en büyüğüdür. Şimdi Erdoğan’ın siyasal iletişimi dümeni kilitlenmiş bir gemiye benziyor. Bakalım bu gemi böyle nereye gidecek? ailenin tazminat davasında ‘hizmet kusurunun olmadığına’ karar verdi. Mahkeme, ailenin şikâyetçi olduğu kurumlardan biri olan Adli Tıp’tan görüş alarak davayı reddetti. Cezaevinde uzun yıllar kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ile mücadele eden, bir gözünü kaybeden Canpolat’ın avukatı, 13 Mayıs 2014’te, infazının ertelenmesi için savcılığa başvurdu. Kocaeli Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu’nca 7 ay sonra verilen raporda “Cezasının infazının ertelenmesi gerekmez” denildi. Bu sürede tümör olduğu tespit edildi ve 3 operasyon geçirdi. Yoğun bakıma konuldu. Vücudu kemoterapiyi kaldırmadığı için uyutuldu. Canpolat’ın avukatı 10 Aralık’ta savcılığa infaz ertelemesi için yeni bir dilekçe sundu. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz Bürosu, Adli Tıp’tan görüş istedi. Adli Tıp raporunda, “Hükümlünün hastane şartlarında yatırılarak infazına devam edilmesinin uygun olduğu” ifade edildi. Canpolat ise 40 gün sonra yaşam savaşını kaybetti. Ailesi, sağlığa erişim hakkı ihlalin tıkları 300 bin TL’lik tazminat davası Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, ailenin şikâyetçi olduğu Adli Tıp Kurumu’nu dosyaya bilirkişi atadı. Kurum savcılığa sunduğu raporda, ‘ölümde Kocaeli 1 No’lu Cezaevi’nde görevli doktor ve cezaevi personeline kusur atfedilemeyeceği’ bildirildi. Mahkeme davayı 1 Ocak 2018 tarihinde karara bağladı. Ailenin avukatı Gülizar Tuncer, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurarak itiraz etti. Tuncer, “Canpolat, yaklaşık 8 aylık bir dönemde hastalı ğının teşhis ve tedavisini yaptırmak Zarakolu’nun yakalama emri kaldırıldı için sürekli talepte bulunmasına karşın, gittiği hapishane revirinden veya hastanelerden, kendisine doğru dü Yazar Aslı Erdoğan, dilbilimci Necmiye Alpay’ın da aralarında bulunduğu 9 kişinin yargılandığı, Özgür Gündem gazetesi ana davasında, Ragıp Zarakolu hakkındaki yakalama emri kaldırıldı. Mahkeme, Filiz Koçali hakkındaki yakalama emrinin ise devamına hükmetti. Mahkeme, celse arasında eksik hususların giderilmesi halinde dosyanın esas hakkında mütalaanın hazırlanması için savcılığa gönderilmesine de karar verdi. İstanbul Adliyesi 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya katılan Eren Keskin, “İnsan hakları savunucusu ve avukatım. İHD eşgenel başkanıyım. İçeriğini bile bilmediğim yazılardan dolayı 143 davada yargılanıyo rum. Bu, ifade özgürlüğüne, uluslararası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerine aykırı bir durum” dedi. Tutuklu yargılanan Kemal Sancılı ise mahkemeye SEGBİS’le bağlandı. Sancılı tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti, avukat Özcan Kılıç’ın Eren Keskin’in yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması yönündeki talebi reddedildi. Necmiye Alpay’ın duruşmalardan vareste tutulmasına, 11 Mayıs’ta gözaltına alındığı Edirne, İpsala’da tutuklanan Sancılı’nın ise tutukluluk halinin devamına karar verildi. Sonraki duruşma 10 Ekim’de. l İSTANBUL / Cumhuriyet rüst muayene yapılmadan, ağrı kesiciler veriler hücresine gönderilmiştir. Tahliye için yaptığımız bütün başvurular sonuçsuz kalmıştır. Canpolat komada hastaneye yatırılmıştır” dedi. Tuncer, Adli Tıp Kurumu’nun da ‘ceza ertelemesine gerek yok’ raporu verdiğini anımsatarak şöyle devam etti: “Adli Tıp, Canpolat yoğun bakımda hortumla beslenerek ve solunum cihazıyla nefes olarak, makinelere bağlı biçimde yaşamaya çalışırken bile cezasının ertelenmesi için rapor sürecini alabildiğine uzatmış, sürekli yeni bilgi, belgeler istemiş ve hastanede infaza devam rapo ru vermemiştir.” l İSTANBUL ve Kurtcebe’nin, bazı kişilerin kendi sayfasına girerek müdahale ettikleri ve kendisine ait olmayan ifadeleri Facebook sayfasına koydukları yolundaki savunması nazara alınmamış ve bu yolda bir inceleme yapılmamıştır. Tamamen bir sanatçı ruhuyla, para ve makam gibi hiç ilintisi olmayan 70 yaşlarındaki bir sanatçının uğradığı bu duruma üzülmemek mümkün değildir” diye konuştu. Çizerimiz Kart’tan tepki Cumhuriyet davasında 3 yıl 9 ay hapis cezası verilen çizerimiz Musa Kart, karikatürist Nuri Kurtcebe’nin tutuklanması ile ilgili yaptığı açıklamada, “Anlaşılan bu iktidar, karikatüristleri hapis cezaları ile etkisizleştirme düşüncesinden vazgeçmiş değil. 25 Haziran’da mizah anlayışından yoksun bu siyasal iklimin değişeceğini umuyorum ve diliyorum. Baskı ve ceza tehditlerine karşı karikatüre ve mizaha yaslanmaya devam diyorum” dedi. Kurtcebe’nin tutuklanmasına sosyal medyadan da tepki yağdı. Geç gelen soruşturma ZEHRA ÖZDİLEK İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde LGBTİ bireylerden kan almayan Kızılay’ı protesto eden öğrencilere müdahale eden, kendilerini Milliyetçi Düşünce Kulübü ve Ülkü Ocakları Temsilcilikleri olarak tanıtan gruba rektörlük tarafından soruşturma açıldı. Tehdit edilen öğrencilerden O.S., “Rektörlüğün inceleme işlemine bu kadar geç başlamış olması öncelikle üzücü, fakat yine de olumlu bir adım olarak görüyoruz. Bugüne kadar geçen sürede sözlü tacizler ve laf atmalar devam etti. Yegâne amaçları bizleri korkutmak. Çünkü onlar sadece bu korku kültüründen besleniyorlar. Bizse gökkuşağının renklerinden, çeşitlilikten” diye konuştu. ‘Şiddetsiz eyleme devam’ “İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörlüğü diğer tüm kulüplerin açık alanda etkinlik yapmasını ‘güvenlik kaygısı’ nedeniyle yasaklarken Milliyetçi Düşünce Kulübü öğrenci grubunun kampus içerisine kılıç sokmasına göz yummakta, öğrenciler tarafından verilen dilekçeleri cevaplamamaktadır” diyen O.S., şöyle devam etti: “Rektörlüğün bu tavrı, MDK’yi onaylamakta ve cesaretlendirmektedir. Şikâyet dilekçelerine cevap vermeyen, soruşturma sürecini sürüncemede bırakan, aslında rüzgâr nereden eserse oraya meyledenler hiç şüphemiz yok ki, ülkedeki siyasi atmosfer değiştiğinde ironik bir biçimde yine en özgürlükçü kimseler kesilecektir. Rektörlüğe verdiğimiz dilekçeyi kısa sürede yaklaşık 340 öğrenci ve çalışan 40 akademisyen imzaladı. Onların destekleri sayesinde korkmadan, ayrımcılığa karşı şiddetsizce sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz.” l İSTANBUL Boğaziçili öğrencilerin davası başlıyor Boğaziçi Üniversitesi’nde Afrin için lokum dağıtanları protesto ettiği için tutuklanan öğrencilerin aileleri, tüm kamuoyunu yarın başlayacak davayı izlemeye çağırdı. Yapılan çağrıda, “Aileler olarak tüm demokratik kamuoyunu bizimle birlikte olmaya, gençlerin eğitim ve öğrenim haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz” denildi. 13’ü tutuklu 21 öğrenci ‘Terör örgütü propagandası yaptıkları’ iddiasıyla 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıkacak. ‘Duruşma yarın’ Çocuklarını yaklaşık 3 aydır özgürlüklerinden, üniversitelerinden, arkadaşlarından ve öğrenim haklarından mahrum bırakıldığını söyleyen aileler, şöyle dedi: “Bizler aileler, kamuoyu olarak çocuklarımızın tutukluluk gerektirecek bir durumlarının olmadığını çok iyi biliyoruz. Dünyanın her yerinde barış talebi onurlu bir taleptir ve bırakın yargılamayı büyük bir onuru hak eder. 6 Haziran 2018 günü saat 09.30’da Boğaziçili gençlerin yargılanmasına Çağlayan Adliyesi’nde başlanacaktır. Aileler olarak tüm demokratik kamuoyunu bizimle birlikte olmaya, gençlerin eğitim ve öğrenim haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.” l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle