Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                Pazar 17 Haziran 2018  haber  ONLAREDİTÖR:SERKANOZAN TASARIM:İLKNURFİLİZ  9  PUSULAMIZ  Çilehane’de  can cana  Orta Anadolu bozkırının kasaba görünümlü ilçe  si Hacıbektaş, kışın aya  zı, karı, boranı geçtik  ten sonra baharla birlikte  mihmanlarını karşılamaya hazırlanır.  MİYASE İLKNUR  Önce 17 Mayıs’ta  Mahzuni’nin sevenlerini, dostlarını onun  adına ağırlar. Mahzuni’nin ve yaşıtı cüm  le ozanların yıllarca Hacıbektaş’ta Bahri  ye Ana’nın evinde kurduğu erenler mecli  sindeki gibi sazlar çalınır nefesler söylenir,  lokmalar paylaşılır her 17 Mayıs’ta...  Bir ay sonra yani 21 Haziran’da bu kez  İlhan Selçuk’la Turhan Selçuk’un yaren  leri, yoldaşları sökün eder Hacıbektaş’a.  Nesimi, Fuzuli, Yunus Emre, Şah İsma  il Hatayi, Kul Himmet, Virani, Âşık Vey  sel, Mahzuni ve Davut Sulari’nin iki sıra  dizili büstlerinin olduğu Ozanlar Yolu’nu  tırmanarak kucaklaşırlar.  Abdülcanbaz’ın babası Turhan Selçuk  ile “Pencere”si her daim açık olan ve o  pencereden yayılan ışık ile zihinlerini ay  dınlatan İlhan Selçuk’la...  10 Ağustos’ta ise bu kez Selçuk kardeşlerin yanı başında yatan Fikret  Otyam’ın misafirleri gelecektir bu tepeye.  Tablolarındaki ceylan gözlü Harran kızla  rının, semahta pervaz vuran canların se  lamlarını getireceklerdir Otyam’a...  16 Ağustos’ta ise bu kez Hünkâr’ın mu  hipleri pirlerinin huzuruna varmak için akın  edecek bu yoksul ama konuksever ilçe  ye. Dedebağı’nda, gülleri artık açmasa da  Hanbağı’nda, Beştaşlar’da cemler yapıla  cak, lokmalar pişecek, semahlar dönüle  cek, aslanlarla ceylanlar kucaklaşacak üç  gün boyunca.  Adı daha Hacıbektaş olmadan da mi  safirperverdi bu diyarın insanı. Sulucaka  rahöyük olarak anıldığında ilk mihmanla  rı Hacı Bektaş namıyla bilenen bir derviş  olmuşu ta 13. yüzyılda. Çepnilerden olu  şan yöre halkı, bu uluyu içlerine alıp gö  nüllerinin hünkârı yapmıştı. “Gönülde bir  hünkâr olunca başa bir hünkâr gerekmez”  deyi yaşayıp gittiler yüzlerce yıl.  Hünkârdan sonra da mihmanları ek  sik olmadı zaten. Kimleri mihman edip  ağırlamadı ki bu diyar. Yunus gibi derviş  ler gelip geçti bu dergâhtan devlet adam  ları da... Dergâhın içindeki çeşmeyi yap  tıran Malkoçoğlu Bali Bey fazla eğlen  medi amma Kanuni’nin sadrazamı Ser  ver Ali Paşa burayı yurt belledi kendi  ne. Sadrazamlıktan istifa edip Hacıbektaş  dergâhına hizmet edeceğini söylediğin  de Kanuni’nin kızıp “Sen Server Ali Paşa  değil Sersem Ali Paşa’sın” dediği Sersem  Ali Paşa, paşalığı bırakıp Sersem Ali Baba  olup dergâha varıp postta oturdu.  Kurtuluş günlerinde de Gazi Mustafa Kemal Paşa mihman oldu Hacı Bek  taş Dergâhı’na. Anadolu’da verilen iki  büyük kurtuluş savaşının da merkezin  de yer aldı. Moğol istilasına karşı direnen Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı ile yoldaşları  Moğollar’dan kaçıp Hacıbektaş’ın gölge  sine sığındılar.  1919’da ise Mustafa Kemal, kurtuluş  mücadelesine başlarken de buraya uğra  yıp canların desteğini aldıktan sonra yo  la koyuldu.  O nedenle Mahzuni’nin, İlhan ve Turhan  Selçuk’un, Fikret Otyam’ın koynunda yat  tığı bu toprakların halkı, her geleni “Mih  man Ali’dir” deyi bağrına basar, kucaklar ve en iyi şekilde ağırlar. Nâzım’ı da ağırla  mak istedi Hacıbektaş halkı. Köy mezarlı  ğındaki yeri de başında dikilecek çınarı da  hazırdı oysa. Belediye de resmi başvuru  da bulunmuştu ama olmadı olamadı. Ma  dem Nâzım gelemiyor bu topraklara ba  ri heykeli olsun dediler ve diktiler Nâzım’ın  heykelini geçen ay Ozanlar Yolu’na.  Çınar demişken İlhan ve Turhan  Selçuk’un başında da birer çınar dikilmiş  ti birkaç yıl önce. Turhan Selçuk’un çınarı  nedense kuruyuvermişti aniden. Ama ye  niden dikildi o çınar yerine. Bu kez tuttu,  kurumadı ve hızla büyüyüp yetişti kardeşi  İlhan’ın çınarının boyuna.  Bugün 17 Haziran. Seçim nedeniyle  öne alındı İlhan ve Turhan Selçuk’un an  ma günü. İyi de oldu. Türkiye’nin karanlık  tan aydınlığa çıkacağını umduğumuz son  düzlükte onların zor zamanlarda verdiği  mücadeleden ilham alarak, büyük bir ka  rarlılık ve direnme ruhuyla evlerimize dö  neceğiz. Biz o mücadele ruhuyla evleri  mize dönerken dört güzel insanı Çilehane  Tepesi’nin ayazında bırakacağız. Ama 24  Haziran sabahı tüm ülkeyi aydınlatan gü  neş doğduğunda yaşamlarında birbirleriy  le dost olan bu dört yoldaşın mezarların  da da gonca güller açacak.  l Hacıbektaş  TURHAN VE İLHAN SELÇUK’U ÖZLEMLE ANDIK  Gazetemizin uzun yıllar imtiyaz sahipliğini ve başyazarlığını yapan İlhan Selçuk ve “Abdülcanbaz”ın yaratıcısı, dünyaca tanınmış karikatürist, gazetemiz çizeri Turhan Selçuk, ölümlerinin sekizinci yılında, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen törenle anıldı. İlhan ve Turhan Selçuk için ilk tören Hacıbektaş’ta Çilehane tepesinde gömütleri başında yapıldı. Cumhuriyet okurları dönem sözcüsü Necdet Özer önderliğinde Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu’na, belediyenin kuracağı basketbol takımı için forma hediye edildi. Ozanlar Yolu’ndan yürüyüp aydınlanma çınarlarının gömütlerine çıkan ziyaretçiler saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nı okudu. Hacıbektaş Belediye Başkanı Selmanpakoğlu, kısa bir konuşma yaptı. Selmanpakoğlu, Türkiye’nin en önemli bilge iki kardeşini aramızdan ayrılışlarının sekizinci yılında her yıl olduğu gibi saygıyla anmak ve Hacıbektaş’ta kucaklaşmak için toplandıklarını ifade etti. Onları anmanın hüznü aynı zamanda gösterdikleri yolda ilerlemenin de mutluluğu içerisinde olduğunu belirten Selmanpakoğlu, “Keşke yapılacak seçimde her şeyin bir anda değişebileceğini yazarak çizerek ifade edebilselerdi” dedi. Yaşam boyu çaba Cumhuriyet çalışanlarının saygılarını belirtmek için burada olduğunu söyleyen gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç, “Bu iki aydın  lanma çınarı, benzeyen yönleriyle Anadolu’nun aydınlanması, Atatürk ilke ve devrimlerinin korunması, demokrasinin daha uygulanabilir bir yöntem haline getirilebilmesi için bütün yaşamları boyunca çaba harcadılar. Fakat bu arzularını gerçekleştirme olanağını bulamadılar” dedi. Hiç ödün vermediler Turhan Selçuk’un kızı Aslı Selçuk, babası ile amcasının Cumhuriyet’in içine doğduklarını, dedelerinin görevinden dolayı Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bulunduklarını belirterek “Baskıcı, çıkarcı devlet erkine kesintisiz muhalefet ettiler. Düşüncelerinden, politik görüşlerinden en amansız koşullarda bile ödün vermediler. Yaşamlarını canlarından çok sevdikleri yurtlarına, Türkiye Cumhuriyeti’ne adadılar” dedi. Selçuk, İlhan Selçuk’un 1990’da kaleme  Turhan ve İlhan Selçuk’un mezarları başında tören düzenlendi. aldığı ‘Sevginin Tümelliği’ adlı yazısından bir kesit okuyarak herkese teşekkür etti. Daha sonra sözü Turhan Selçuk’un eşi Ruhan Selçuk aldı. Ruhan Selçuk duygularını Yaşar Kemal’in yazısından aldığı bir kesitten, şu sözlerle ifade etti: “Turhan’ın dövüşü hepimizledir. Bütün düşük yanlarımızdır. Sıkı sıkıya dünyanın güzelliğine, şiirine, yalnızlığına, vazgeçilmezliğine bağlanarak kötülüklere, zulümlere bir karşı koymadır. Onu anlamak biraz da bugünkü dünyamızı anlamak demektir. Dünyamızın kötülüklerinin, karanlıklarının ortasında durmuş, durmadan bir ışık gösterendir.” Ruhan Selçuk, İlhan Selçuk için de Ali Ekber Ataş’tan ‘Penceremdeki Işık’ adlı şiiri okudu. Törenin ardından Selçuk kardeşler için ziyaretçilere lokma dağıtıldı ve Türkiye’de ilk olan ‘İnsanlık Müzesi’ ne geçildi.  10 sene önce yazdıkları bugün oluyor  Anma etkinlikleri kapsamında, İlhan Selçuk, Turan Selçuk, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Çetin Emeç’in aralarında bulunduğu aydınlar, Sivas katliamının anlatıldığı “İnsanlık Müzesi” ziyaret edildi. Ardından Hacıbektaş Veli Kültür Merkezi’nde “İlhan ve Turhan Selçuk” konulu panel gerçekleşti. Panelin moderatörlüğünü yapan Orhan Erinç, yılda bir defa da olsa aydınlanmanın çınarlarını mezarları başında anmanın kendilerine güç verdiğini söyledi.  Gazetemiz yazarı Şükran Soner, bugünü iki kardeşin aydınlanma hareketi için attıkları adımın dipten gelen dalgaya dönüştüğünün bir kanıtı olduğunu belirtti. Soner sözlerine şu şekilde devam etti: “Yukardan bize nasıl da arkamızdan geliyorsunuz dediklerini duyar gibiyim. Çağımız insanı yok sayan diktatörler çağı, bu kirliliğin içinden çıkan sentezleri bir araya getirebilmek çok önemli. İyi ki böyle bir yol gösterici pusula olmuşlar. İnanıyorum ki bu ülkede bu yıldızların attıkları adımlarla biz farklı yerlere gelmeyi başaracağız.”  Eski Turizm Bakanı, gazetemiz yazarlarından Ahmet Tan, herkesin başka bir İlhan Selçuk’u olduğunu, kendisininse İlhan Selçuk’u mahallenin büyüğü olarak gördüğünü belirterek, “Cumhuriyet gazetesine beslenen nefretin baş sebebi yazarlarının gelecekle ilgili analizler yapıp haklı çıkmaları. İlhan Selçuk’un on sene önce yazdığı yazı bugün tahakkuk ediyor” ifadelerini kullandı. Hacıbektaş Belediye Başkanı Selmanpakoğlu’nun konuklara Hacıbektaş’ın simgesi olan güvercin hediye etmesinin ardından tören son buldu. l ANKARA/Cumhuriyet  Anadolu, aydınlanma;  Cumhuriyet buluşması  Aydınlanma bilgelerimiz Turhanİlhan Selçuk kardeşler, laik cumhuriyet, Atatürk devrimlerine adanmış, çizgiyazımsöylemleriyle, çağdaş uygarlık değerlerinde buluşma savaşımımızda yol gösterici, ışık oldular. Hacıbektaş buluşması, Selçuk kardeşlerden gelen tarihe anlamlı, pusula değerinde bir not düşme. Ayrımcılığa karşı dip dalgasını üretecek tek tek bireylerin, seçmenlerin, bizim.. Bugün her türlü haksızlık, hukuksuzluk, şiddete, zulme, harama karşı uyanışımızda, ortak değerlerde buluşabilmemizde simge değerde.. Bugün gelebildiğimiz noktalara doğrudan katkılarını ne kadarı ile öngörebilmiş ya da neleri düşlemişlerdi bilemem.. Çünkü Hacıbektaş’a özel izinle, Âşıklar Tepesi’ne gömülecekleri kararını Turhan Selçuk’u yitirdiğimiz günün sabahında gazetenin bahçesindeki bir televizyon kanalının canlı yayınında öğrenmiştim. Sevinçli bir çığlık, gülümseme ile tepki verdiğimi anımsıyorum. Gerçekten. İki aydınlanma bilgemizin Cumhuriyet aydınlanmacılığı, Anadolu uygarlığı, barış içinde birlikte yaşam beklentilerine, düşlerine çok yaraşan  bir seçimdi. Ortak katkı vermiş herkese, başta Hacı Bektaş felsefesine gönül verenlere en içten teşekkürler.. Ergenekon yargılamasının fiili olumsuz koşulları kadar, izansız manevi haksız karalamasından yaralanmış İlhan Selçuk, göz göre göre çok ağır sağlık koşullarında bir tür infaz yaşamla boğuşurken, sözde Turhan Selçuk’u yitirdiğimizi saklamıştık. O da galiba bilge bilge bizimle yüzleşmemiş, hiç değilse her gün yapılan telefon konuşmalarını bile sorgulamamış elbette, Hacıbektaş buluşmasındaki öncelik iradesinden, beklentilerinden hiç söz etmemişti. Bizler aylık aralarla ikisini birden Hacıbektaş buluşmasında toprağa verirken ne yapmaya çabaladıklarını, bizlere bu topraklarda birlikte, barış içinde, laik cumhuriyetin, Atatürk devrimlerinin, çağdaş uygarlık, hakhukukadaletdemokrasi herkes için insan haklarıadil çalışma, yaşam koşulları yolunda nasıl yol göstericilik yaptıklarını, her geçen yılın katkılarıyla daha anlamlı özümseyecektik.. Hele de son yılların olumsuz koşullarında, Türkiye, Ortadoğu, İslam dünyası ağırlıklı, yeni emperyal çok çok kirli iç savaşlar bataklığına, terör  üzerinden çok kanlı çatışmalara çekilirken. Hele de 2002 milli görüşten, partilerinden koparılan kadrolarla Erdoğan liderliğinde Gülen cemaati kadrolarıyla Irak işgaline onay verilmesi karşılığı oluşturulan iktidar ortaklığı süreci sonrası yaşanılanlar.. BOB projesi tezkeresinin geçememesinin ilk cezası askerlerimize çuval geçirmek olmuştu. İkincisi Ergenekon sivil darbe hukuku ile başlatılan yargılamalarda İlhan Selçuk’un en çok onurunu kıran sağlığını, sonunda yaşamını yitirmesine yol açan gelişmeler.. Ve de en son 15 Temmuz FETÖ’cü darbe ile yaşananlar. Çok fazla Amerika parmağı açık bu kanlı darbeden kurtulan Erdoğan liderliğinde gündeme sokulan 20 Temmuz sivil otoriterleşmenin dünyada bir benzeri olmayan başkanlık modeli. Dünya çapında yaygın otoriter rejimlerin uç örneğinin hak, hukuk, demokrasiyi katleden içeriğine seçimle geçilmeden, yürürlükteki anayasal düzenin fiilen katledilmesi. Son iki yıldır Ankaraİstanbul, İstanbulHacıbektaş yollarında çakışmalar, en anlamlı içerikleriyle, dip dalgası buluşmalara, destek, katkı üretmekteler. l Hacıbektaş  Emanetim sende saklı Siz bu satırları okurken, seçime tam bir hafta kalmış olacak. Eminim sizler de benim gibi “Keşke seçim bugün, buracıkta olsaydı” diyorsunuz. Bir hafta daha bu gerilimle yaşamak, hiç kolay değil. Memleket, bayram sürecinde bile rahatlamadı. Yüksek gerilim hattı tüm ülkeyi etkilemiş durumda. Suruç’ta kan döküldü. Ekranlarda yalan rüzgârları devam etti. Memleketin ruh hali, küçük kara köpeciğe yapılan zulümle kahredici bir üzüntüye dönüştü. Yine de son düzlüğe girerken, bazı meseleler netleşiyor. İktidar bloğu, seçim sürecinde gündemi belirleyemiyor. Propaganda makinesi, kendi kitlesi üzerinde etkili. Ancak artık Türkiye’nin “özgül ağırlığı yüksek” sayılabilecek eğitimli ve şehirli ortasınıf açısından “ahlaki üstünlüğü” kalmamış durumda. Bu, bir düşüş trendine işaret ediyor. Hal böyle olsa da, sosyal medyada kurulan “akis odası” sizi yanıltmasın. Çoğumuzun, “kendimiz gibi düşünen” insanları takip ettiğimiz Twitter ya da Facebook üzerinden seçim tahlilleri yanıltıcı oluyor. Türkiye’de hâlâ şu ya da bu şekilde ‘devlet yardımı’ alan 21 milyon insan var. 21 milyon! Bunların tümü, AKP seçmeni değil. Aralarında HDP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi de var. İçlerinde ziraat yardımı alan çiftçi de var, engelli çocuğuna aylık alan anne de. Ancak bu insanların hatırı sayılır bir bölümü, iktidarın açıklarını görse de, zor koşullar altında hayatını idame ettirebilmek için iktidarın devam etmesi gerektiğini düşünüyor. Kaçının böyle düşündüğü, sosyal medyadan ölçemeyeceğiniz bir olgu. Ancak 24 Nisan sonuçları açısından önemli olacak. Tabii başka dinamikler de var. Muharrem İnce, iyi çıktı. Beklenilenin üstünde bir performans sergiliyor. İçerik de sağlam. Geçen seçimin yıldızı, Selahattin Demirtaş’tı. Bu defa gündemi İnce belirliyor. İnce’ye CHP ötesi bir ilgi var. Haliyle 24 Haziran akşamı İnce’nin oyları CHP’ninkinden daha yukarıda çıkacak. Farklı partilerden oy alacak. Geçen yazımda da belirttiğim gibi, muhalefet cephesinde kimsenin yönlendirmesiyle değil kendiliğinden gelişen, doğal ve organik bir demokrasi bloğu var. Hiç ummadığınız insanlar, kime oy verecekleri sorulduğunda ‘HDP ve İnce’ diyor. HDP, barajı geçsin, İnce de başkanlığı alsın diye. HDP’nin bunu iyi anlaması lazım; ki anladığını düşünüyorum. Lamı cimi yok. Bunlar, emanet oy. Demokrasi oyu. Geçenlerde Diyarbakırlı bir esnaf, İstanbullu müşterisine “Siz bize 1 milyon ödünç verin, biz size ikinci turda 6 milyon geri ödeyelim” diyor. Tabanda, partilerüstü bir stratejik zekâ var. Kimse yönlendirmeden hesapkitap yapıyor seçmen... Sadece HDP ve Muharrem İnce değil, bu seçimde herkesin cebinde birkaç puanlık emanet oy var. Farklı saiklerle Saadet ve İYİ Parti’ye yönelen, ‘Hadi bir de onları deneyelim’ diyen seçmenler var. Aman ha! HDP’ye, Muharrem İnce’ye, Saadet Partisi’ne ve İYİ Parti’ye şimdiden rica ediyorum. Bu geçişkenlik güzel; ancak size doğrudan bir mesaj içeriyor. Bakın bu oylar, halkın demokrasi bloğundan geliyor. Size, seçim sonrası Meclis’te demokrasiye geçiş sağlamanız için verilen bir emanettir bu. Lütfen gözünüz gibi bakın, itinayla saklayın... Emin Değer Hukukçu Değer uğurlandı Sıkıyönetim mahkemelerinde 1971 darbesinden sonra ordudan istifa ederek devrimci gençlerin savunmalarını üstlenmeye başlayan, katledilen yazarımız Uğur Mumcu’nun avukatlığını üstlenen, eski askeri hâkim ve yazar Emin Değer dün Ankara’da sevenlerinin gözyaşları ile son yolculuğuna uğurlandı. Önceki gün tedavi gördüğü hastanede 91 yaşında yaşamını yitiren Değer için Karşıyaka Mezarlığı’ndaki törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, CHP’li vekiller Cemal Okan Yüksel ve Şenal Sarıhan, Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile Değer’in yakınları katıldı. Cenaze töreninin ardından Değer’in eşi Yıldız Değer ve oğulları Erlat ve Evren Değer taziyeleri kabul etti. CHP Ankara Milletvekili ve hukukçu Şenal Sarıhan, Değer hakkında “Türkiye’de binlerce insanın kaderini olumlu anlamda değiştirdi, onları özgürlüğe kavuşturdu. Eserleri bize yol göstermeye devam edecek” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet  C MY B   
            
    
