22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SPORLA GELEN BARIŞ HAVASI Kore Yarımadası’ndaki yakınlaşmaya spordaki işbirliği damga vurmaya devam ediyor. Uluslararası Masa Tenisi Federasyonu, Kuzey ve Güney Koreli kadın sporcuların dünya masa tenisi şampiyona DUNYA sında ortak takım altında mücadele edeceklerini duyurdu. Şubat ayında Güney Kore’de düzenlenen Kış Olimpiyatları’nın açılış töreninde iki tarafın sporcuları ortak bayrak altında yürümüştü. Üniversite işgalleri yayılıyor Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un tartışmalı eğitim reformuna karşı üniversitelerde işgal dalgası yayılıyor. Liseden mezun olan öğrencinin bir devlet üniversitesine yerleştirilmesini sağlayan hakkın kaldırılmak istendiğini iddia eden öğrenciler, Paris’te felsefe eğitimiyle öne çıkan Ecole Normale Superieure’u işgal etti. Fransız Devrimi döneminde kurulan okul, ülke genelinde işgal edilen üçüncü üniversite. BM’den savaş uyarısıCuma4Mayıs2018 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 9 Şam çevresinde cihatçı gruplara karşı ordunun operasyonları sürüyor. KSYÖ ekibi Duma iddialarını soruşturuyor Mezardan numune toplandı Suriye’nin Doğu Guta bölgesindeki Duma’ya 7 Nisan’da Suriye savaş uçakları tarafından yapılan saldırıda zehirli gazların kullanıldığı iddialarını incelemek için bölgede bulunan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (KSYÖ) 100’den fazla numune topladığı duyuruldu. ABD, Britanya ve Fransa, Şam’ı Duma’ya onlarca kişinin yaşamını yitirmesine yol açan kimyasal saldırı düzenlemekle suçlamış, ardından da Suriye’de bazı hedeflere hava saldırısı düzenlemişti. Suriye, Rusya ise saldırı iddialarını reddediyor. Gelişmeler üzerine KSYÖ ekibi bölgeye giriş yaparak çalışmalarına başlarken gözler hazırlayacakları rapora çevrili. Financial Times gazetesine konuşan KSYÖ Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, örgütün ilk defa mezardan çıkarılan cesetler üzerinde çalışma yaptığını, inceleme sonucunun yaklaşık bir ay içerisinde raporlanacağını açıkladı. Üzümcü, inceleme ekibinin Suriye’de bir engellemeyle karşılaştığına ilişkin kendisine herhangi bir aktarım gelmediğini de sözlerine ekledi. Rus uçağı düştü Öte yandan, Rus hava kuvvetlerinin Suriye’de görev yapan uçaklarından biri daha dün Akdeniz üzerinde düştü. Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Su30SM tipi uçağın Hmeymim Hava Üssü’nden havalandıktan sonra Akdeniz suları üzerinde düştüğü, iki pilotun yaşamını yitirdiği duyuruldu. Uçağa yönelik herhangi bir atış olmadığını belirten bakanlık düşüşün motora kuş sıkışmasından kaynaklanmış olabileceğini belirtti. Ermenistan’da diyalog ışığı Ermenistan’da iki haftayı aşkın süredir devam eden siyasi krizde sona doğru yaklaşılıyor. Başbakan Serj Sarkisyan’ı koltuğundan eden sokak gösterilerine liderlik yapan milletvekili Nikol Paşinyan’a, kabineyi kurmak konusunda mecliste çoğunluğu elinde tutan Cumhuriyetçi Parti’den (CP) destek sinyali geldi. Reuters’a konuşan CP meclis grup başkanı Vahram Bağdasaryan, 8 Mayıs’ta yeniden yapılacak başbakanlık oylamasında kendi adaylarını çıkarmayacaklarını, vekillerin 3’te birinin aday göstereceği bir isme ise destek vereceklerini söyledi. 1 Mayıs’ta yapılan oylamada muhalif partilerin desteğini almasına rağmen CP’nin vetosu nedeniyle başbakan seçilemeyen Paşinyan, Bağdasaryan’ın açıkladığı 3’te bir kriterinden daha fazla vekilden oy almayı başarmıştı. Liberal çizgideki Yelq partisi milletvekili Paşinyan, kendisini destekleyenlere “Sorun çözüldü gibi. Protestolara ara veriyor ve dinleniyoruz” ifadelerini kullandı. Başbakanlık seçiminin ilk turu sonuçsuz kalınca Paşinyan “sivil itaatsizlik ve grev” çağrısı yapmış, Erivan’da hayat durma noktasına gelmişti. Ermenistan’da Serj Sarkisyan’ın iki dönem cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra yetkileri artırılmış şekilde başbakanlık koltuğuna oturmasıyla başlayan sokak gösterileri Sarkisyan’ı koltuğundan etmişti. ABD’nin İran’la nükleer anlaşmadan çekilmemesi yönünde ikna çabalarına BM Genel Sekreteri Guterres de katıldı. Uzlaşının korunmaması halinde savaş riskinin oluşacağına dikkat çekti Gözler 12 Mayıs’ta, uluslararası toplumla Tahran arasında 2015’te varılan nükleer uzlaşının akıbetine ilişkin ABD Başkanı Donald Trump’ın vereceği karara çevrilirken bir uyarı da Birleşmiş Milletler’den (BM) geldi. Avrupa Birliği’nin anlaşmanın sürdürülmesinden yana çıkışının ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Trump’a uzlaşıyı çöpe atmaması çağrısında bulundu. BBC’ye konuşan Guterres, anlaşmanın korunmaması halinde gerçek bir savaş riskinin olduğuna dikkat çekti. ‘Diplomatik bir zafer’ Guterres, “Daha iyi bir seçenek bulamadığımız sürece anlaşmayı kesip atmamalıyız. Anlaşmanın önemli bir diplomatik zafer olduğu düşüncesindeyim ve korunmasından yanayım. Ayrıca bölgede tehlikeli durumlar gördüğüm için diyalog ortamının çok önemli olduğu kanaatindeyim” ifadesini kullandı. Bazı ülkelerin İran’ın bölgede kimi ülkelere etkisine yönelik kaygılarını anladığını ancak bunun anlaşma konusundan ayrı tutulması gerektiği görüşünde olduğunu kaydetti. ABD, İsrail ile Riyad liderliğindeki Körfez ülkelerinin İran’a yönelik baskısı her geçen gün artıyor. Son olarak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, İran’ın anlaşmayı çiğnediğini gösteren kanıtlar olduğu iddiasında bulunmuştu. Halihazırda anlaşmayı çöpe atma için sebep kovalayan yakın müttefiki Washington cephesinden Netanyahu’ya tam destek gelmişti. Ancak AB, Netanyahu’nun suçlamalarından ikna olmadıkları çıkışı yapmış, lokomotif üyeleri Almanya, Fransa hattı Guterres Londra temasları çerçevesinde önceki gün Britanya Başbakanı May ile bir araya geldi. nın yanı sıra Rusya da Tahran’la uzlaşıya bağlı kalınması vurgusunu yinelemişti. Bazı Alman siyasiler de dün bir kez daha Tahran’la nükleer anlaşmadan vazgeçilmemesi uyarısında bulundu. Geçen günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel Washington ziyaretlerinde Trump’a anlaşmadan çekilmemesi yönünde ikna çabasına girişmiş ancak net bir sonuç alamadıkları basına yansımıştı. Zarif’ten rest Tahran, ABD’nin çekilmesi halinde kendisinin de anlaşmadan çıkacağını sıkça dile getiriyor. Dün ise İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, YouTube üzerinden yayımladığı mesajında Trump’ın anlaşmayı değiştirme taleplerinin kabul edilemez olduğunu söyledi, ülkesinin nükleer anlaşma konusunda bir kez daha pazarlık yapmayacağını ve müzakere masasına yeniden oturmayacağını duyurdu. Rusya’ya aba altından sopa İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman, Rusya’ya Batı’nın yaptırımlarına kendilerinin katılmadığını hatırlatarak buna karşılık İran konusunda Moskova’nın desteğini bekledikleri mesajı verdi. Rus Kommersant gazetesine demeç veren Lieberman, “Rusya ile ilişkilerimize değer veriyoruz” dedi. Diğer yandan da Batı ile Moskova arasında Kırım, Britanya’da eski Rus ajanın zehirlenmesiyle alevlenen gerilimli ilişkilere atıfla, “Birçok ülke Rus diplomatlarını sınırdışı etti, İsrail buna katılmadı” ifadesini kullandı. Rusya’nın çıkarlarını göz önünde bulundurduklarını, aynı tutumu Ortadoğu’da Moskova’dan beklediklerini vurguladı. Suriye’nin içişlerine karışma niyetleri olmadığını savunan Lieberman, ancak İran’ın Suriye’de kendilerine karşı bir öncü güç olmasına izin vermeyecekleri görüşünü de yineledi. BASIN YASTA... Dünya Basın Özgürlüğü Günü, Afganistan’da yine şiddet, acının gölgesinde geçti. Geçen pazartesi günü başkent Kâbil ve Khost’ta gerçekleşen IŞİD saldırılarında 10 gazetecinin yaşamını yitirmesi, 2001’den bu yana ülke basını için en kara gün olarak tarihe geçti. Aralarında AFP, BBC, Tolo, 1TV, Özgür Avrupa Radyosu, Meşhal TV çalışanlarının da olduğu 10 gazeteci için dün meslektaşları an ma töreni düzenledi. Anmaya katılan gazeteciler yasta olduklarını vurgularken Afgan yönetimini kendilerini korumakta yetersiz kalmakla suçladı. Gazeteciler, “Dünya Basın Özgürlüğü Günü bize haber yapmanın önemini bir kez daha hatırlatıyor, yaşayan bir demokrasi için önemini...” mesajı verdi. Afganistan, gazeteciler için en tehlikeli bölgeler den biri olarak görülüyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne göre, 2016 yılından bu yana 34 gazeteci öldürüldü. Komşu Pakistan’da da Dünya Basın Özgürlüğü Günü çerçevesinde eylemler vardı. Eyleme polis sert müdahalede bulundu. Kıbrıs’ta tartışma alevlendi Müzakere sürecinin tıkandığı, kimi çevrelerce konfederasyon veya iki devletli çözüm söylemlerinin dillendirilmeye başlandığı Kıbrıs’ta, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Rum Kesimi’ne, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından geçen yaz Crans Montana’da ortaya konan çerçeve belgesini stratejik belge olarak kabul etme çağrısı dikkat çekti. Akıncı, Kıbrıs için “konfederasyon ya da iki devletli çözüm fikrinin inandırıcı olmadığı” görüşünü de vurguladı. Ancak Akıncı’nın Rum Kesimi’ne yönelik önerisi adanın iki tarafında da tartışma yarattı. KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Akıncı’nın öneri öncesinde hükümeti ve Dışişleri’ni bilgilendirmediğini savu netimi altında olacağı nettir” çıkışıy nurken eski Cumhurbaşkanı Derviş la Akıncı’nın önerisinin kabul edil Eroğlu da Akıncı’yı “Türkiye’nin etkin mesini istedi. ve fiili garantisinden vazgeçerek Tür Akıncı ise tepkilere, “Adamızın ka kiye ve KKTC’nin geleceğini, güvenli lıcı olarak bölünme olasılığı daha da ğini tehlikeye atmakla” suçladı. büyürken, sessiz kalamazdım” diye Öte yandan Güney Kıbrıs Rum Yö rek yanıt verdi. Akıncı çerçeve belge netimi lideri Nikos Anastasiadis, sinin 30 Haziran 2017 tarihinde BM Guterres’in çerçevesini müzakere et tarafından CransMontana’da tarafla me çağrısında bulunurken ana mu ra sunulan metin olduğunu ve Rum ta halefet partisi AKEL ise “Guterres rafının ise “4 Temmuz tarihli, olma çerçevesiyle Garanti Antlaşması’nın yan bir belgeden söz ettiklerini” belirt lağvedileceği, Güzelyurt’un Rum yö ti. Rum tarafına yaptığı öneriyle ilgi li siyasi partile AKINCI’YA GÖRE BELGE NE GETİRİYOR... ri acil toplantıya çağırdı. Akıncı önceki gün yaptığı açıklamada, Guterres Çerçevesi olarak adlandırdığı belgenin dönüşümlü başkanlığı öngördüğünü, Türk tarafının orta ya koyduğu haritayı esas aldığını vurguladı. Garantörlük meselesine ilişkinse belgenin “garantörlerin tek yanlı müdahale hakkının sürdürülebilir olmadığını vurguladığını” belirtti. Akıncı’ya göre, belge “Birinci günden garantörlük kalksın demiyor ancak tarafların kendilerini güvende hissedebilecekleri ve garantör ülkelerin de parçası olabilecekleri bir gözetim mekanizması öngörüyor”. Trump ile Bibi’nin ‘nükleer oyunu’ Suriye planları yolunda gitmeyen ABD öncülüğündeki cephe, savaşı Ortadoğu’ya genişletme hamleleri yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın kabinesindeki yeni ‘şahinler’ yerlerini ‘Suriye’den çekilmeyiz, İran’ı etkisizleştireceğiz’ diyerek aldılar. Trump, bir mucize olmazsa, 12 Mayıs’ta İran’la 2015’te imzalanmış nükleer anlaşmadan (Ortak Kapsamlı Eylem PlanıJPCOA) çekilmeye hazırlanıyor. Bu koşullarda ‘Bibi’ lakaplı İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun pazartesi günü ‘İran’ın nükleer arşivini’ yeniymiş gibi sunması doğrusu hiç şaşırtıcı olmadı. HHH Netanyahu, televizyondan yayımlanan ve İngilizce yaptığı şovunda ‘İran yalan söyledi’ tezi eşliğinde 110 bin kâğıt, uydu fotoğrafları, klasörler ve CD’leri sundu. İsrailli yetkililere bakılırsa, Mossad geçen ocakta çok gizli bir operasyonla Tahran’ın güneyindeki bir depoya girip ‘yarım tonu’ bulan belgeleri tereyağından kıl çeker misali alıp aynı gece İsrail’e götürmüş. Doğruysa istihbarat tarihine geçecek operasyon! Yine doğruysa İranlılar en değerli gizli belgelerini bir depoya tıkıp Mossad’ın almasını izleyecek denli aptal demektir! HHH Gel gör ki, Netanyahu’nun söz ettiği ve İran’ın Bush yönetimi tarafından ‘şer mihverine’ alınması sonrasında yaptığı ‘Amad planı da, uranyum zenginleştirme çalışmaları ve modellemeler de’ UAEK için yeni değil. Öyle ki kimi uzmanlar Mossad’ın aslında 2015 anlaşması sürecinde İran’ın bizzat teslim ettiği ve UAEK’nin dosyasını kapattığı belgeleri ‘hacklediğini’ söylüyor. Dolayısıyla sunum, İsrail’in eski güvenlik bürokrasisi dahil kimseyi ikna etmediği gibi, herkesin aklına Netanyahu’nun 2002’de Irak’la ilgili yalanları ve 2012’de BM Genel Kurulu’ndaki kartonlu şovu düştü. UAEK 2016’dan beri 10 raporla İran’ın anlaşmaya uyduğunu belirtmişken, İsrail’in Ortadoğu’nun nükleer silahlı tek gücü olduğu herkesin malumu. Yine ortak görüş, JPCOA’nın zaten İran’ın sağladığı ilerlemeler yüzünden yapıldığı. Anlaşmayı yaptırımları kaldırma sürecine uymayıp bankacılık sisteminde pürüzler çıkararak ihlal edense Trump yönetimi. HHH Fakat İsrail liderinin derdi, doğruluk yahut dünyayı ikna etmek değil ve aşikâr ki, bu iş ABD ile koordineli. Nitekim, Mossad en baştan CIA’yı bilgilendirmiş, Netanyahu da mart başında Trump’ı. JPCOA çok taraflı. Bugüne dek sorun AB cephesinin tutumuydu. Son temaslardan Almanya dışında Britanya ve Fransa’nın JPCOA’nın yeniden müzakeresine meylettiği anlaşılıyor. Aslında anlaşmadan memnun Avrupalıların ‘İran’ı yitirmeden ABD’ye kur yapmak’ diye özetlenebilecek ‘etkisiz eleman’ hallerinin karşılığı yok. İranlılar nükleer programlarından onca taviz vermiş, sıkı denetim sürecine girmişken, anlaşmayı yeniden müzakere etmez. Üstelik nükleer silahların yasaklanması anlaşmasından çekilme hakları doğar. Bu çok net. Arkalarında Rusya ve Çin’in duracağı da. HHH Peki, bunlar niçin oluyor? Çünkü ABD Suriye sıkışıklığında Rusya’yı ‘şimdilik’ idare ediyor ama İsrail, ‘varoluşsal tehdit’ gördüğü İran’ı eşiğinde buldu. Suriye’de İran’a ait olduğu söylenen hedeflere vurkaç’lar İranlıların serinkanlılığında yitip gidiyor. Rusya ile İran arasına ‘kara kedi’ sokulamıyor. Üstelik Suriye ordusunun saha hâkimiyeti eşliğinde artık gerek duymadığı Hizbullah askeri gücünü 2006 savaşından bu yana iyice pekiştirip Lübnan’da pozisyonunu tahkim ediyor. İsrail’in elinde Golan’da Rusya’ya benimsetemediği 60 km’lik tampon bölge ve Körfez bağlantılı cihatçılar var. Körfez monarşileriyle ‘kutsal olmayan ittifakın’ olası getirileri soru işareti. HHH Bu koşullarda Suriye’de İran’a tahammül edemeyeceği kayıplar yaşatılamayacaksa, Lübnan üzerinde kara bulutların biriktiğini söylemek yanlış olmaz. İronik olan olası çözüm için kimse artık ABD’ye bakmazken, ‘acaba Rusya bir şey yapabilir mi’ sorusunun yöneltilmesi. Kıssadan hisse, Suriye’de Sünni siyasal İslamcı yatırımı üzerinden savaş çıkararak başlarına büyük işler açtılar. Bölgeyi biteviye ‘yıkım ve kaosa’ boğanlar, bizzat yarattıkları hayaletlerle boğuşuyor. Bedelini ‘şimdilik’ başkaları ödüyor. ‘Husilere karşı Yemen sınırına ABD komandosu’ Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen’de Husilere karşı kurulan uluslararası koalisyona ABD’nin de özel bir komando birliğiyle dahil olduğu iddia edildi. New York Times gazetesinin haberine göre, S. ArabistanYemen sınırına geçen yıl konuşlandırılan “Yeşil Bereliler” adlı komando birliği Husilere ait füzeler bulup imha etmekle görevlendirildi. Gazete, birliğin Yemen’e geçip geçmediği hakkında bir ayrıntı vermedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle