Katalog

Pazar 27 Mayıs 2018 6 TASARIM: EMİNE BİLGET Tutuksuz bildirge Tutuklu cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, “6 milyon kişilik hücresinden” seçimi kazanırsa yapacaklarını anlattı. Ekonomik vaatler öne çıktı Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, avukatı aracılığıyla Twitter’dan, cumhurbaşkanı seçilirse çiftçinin kullandığı mazottan vergi alınmayacağını; asgari ücretin 3 bin TL olacağını; güvencesiz, kaçak, taşeron işçiliğin kaldırılacağını, çalışma sürelerinin kısalacağını; yargının bağımsız, adil ve tarafsız olacağını söyledi. Demirtaş, cezaevinde tutulmasını esprili bir dille eleştirerek, “Bugün bir uçak geçti üstümüzden. El salladım. Yolcular da pencerelere toplaşıp ‘Aaa! Demirtaş’ deyip bana el salladılar. Ben de bağırarak, ‘Seçilirsem çiftçilerin kullandığı mazottan tek kuruş vergi almayacağız’ dedim. Acaba devletin cezaevi imkânlarını kullanmak suretiyle yaptığım bu propaganda, seçim kanunlarına aykırı mıdır sevgili YSK? Diğer adaylara haksızlık olmuş mudur? Ne de olsa adalet konusunda çok duyarlısınız!” dedi. ‘Hep barışı anlatacağım’ “Bitişiğimizde yeni bir cezaevi yapılıyor” diyen Demirtaş, “İnşaattaki işçilere seslendim ‘Seçilirsem güvencesiz, kaçak, taşeron işçiliği tümden kaldıracağız. İş cinayetleri olmayacak, çalışma süreleri kısaltılacak. Asgari ücret 3 bin TL olacak’ dedim. ‘Edirne’ye cezaevi değil daha fazla okul ve hastane yapacağız’ diye devam ettim. Duydular mı bilmiyorum ama inşaat sesleri bir süre durdu. İftar için yan hücredeki arkadaşlara elma attık. Önce gökten 3 elma düştü sandılar. ‘Yok yok, biz attık’ diye seslendim. ‘Seçilirsem yargı bağımsız, adil ve tarafsız olacak. Tek bir masum yurttaşımız bile cezaevine girmeyecek, hasta tutsaklar derhal serbest bırakılacak’ dedim” ifadelerini kullandı. ‘Sen yanmazsan’ şakası Demirtaş, açıklamasına şöyle devam etti: “Sayım için geldiler. Bizi saymak biraz uzun sürüyor. 6 milyon kişi bir hücrede kalıyoruz. Birazdan mitinge katılacağım. Mitingimin tek izleyeni Abdullah Bey (Zeydan). Ama olsun. Yine de bugünkü mitingde barışın, eşitliğin, kardeşliğin güzelliğini bir kez daha anlatacağım. Bıkmadan usanmadan anlatacağım, ta ki barış gerçekleşene kadar. Abdullah’a hep söylüyorum, ‘Sen yanmasan, sen yanmasan, sen yanmasan nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.” l Yurt Haberleri EMEP’ten destek 24Haziran seçimlerine katılmayan Emek Partisi (EMEP), cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’ı, parlamento seçiminde ise HDP’yi destekleyeceğini açıkladı. EMEP seçim çalışmalarını ise kendi hazırladığı seçim platformu çerçevesinde HDP’den bağımsız yürüteceğini duyurdu. l Haber Merkezi HDP’nin her seçim etkinliğinde Demirtaş’ın fotoğrafları bir bayrak gibi taşınıyor. ‘Gerekçe inandırıcı değil’YAPILAN itiraza rağmen YSK ‘sandık taşıma’ kararı aldı YSK, HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ve HDP YSK Temsilcisi Mehmet Tiryaki’nin itirazlarına rağmen ‘sandık taşıma’ kararı aldı. Sancar, “Öngördüğümüzden de fazla sayıda seçmen etkilenecek görünüyor. Bu seçmenlerden büyük kısmı ise HDP’nin seçmeni” dedi. HDP Milletvekili Mithat Sancar ve HDP YSK Temsilcisi Mehmet Tiryaki, bugün 19 ilde valilikler kanalıyla yapılan sandık birleştirme taşıma taleplerine karşı YSK’ye itirazda bulundu. YSK Başkanı Sadi Güven ile bir araya gelen Sancar ve Tiryaki’nin endişelerini aktarıp itiraz etmelerine rağmen YSK, dün akşam yaptığı toplantıda valiliklerce yapılan sandık birleştirme ve taşıma başvurularını kabul etti. YSK kararını Amerika’nın Sesi’ne değerlendiren Sancar, “Henüz tam anlamıyla durumdan etkilenen seçmen sayısını bilmiyoruz. Çok sayıda köy için sandık birleştirme kararı söz konusu. Bu nedenle ilk öngördüğümüzden de fazla sayıda seçmen etkilenecek görünüyor. Bu seçmenlerden büyük kısmı ise HDP seçmeni” dedi. ‘Seçim sonucu değişebilir’ Sancar, YSK ziyareti çıkışında yaptığı açıklamada ise “Görüşmemizin tek konusu sandık birleştirme ve sandık taşınması olayıydı. Bunun seçim güvenliğine ve seçimlerin adil işleyişi ile çok yakından ilgili olduğunu sürekli söylüyoruz. Elimizdeki bilgilere göre; bölge kentlerinde 18 ilden pek çok HDP’nin 7 adayı değiştirildi HDP’de, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) milletvekili adaylığına uygun şartları taşımadıkları gerekçesiyle değiştirilmelerini istediği 7 milletvekili adayının yerlerine yeni isimler belirlendi. Adaylığı açıklandıktan sonra 9 yıl 2 aylık hapis cezası onanan Batman 1. sıra milletvekili adayı İdris Baluken’in yerine HDP’nin YSK üyesi Mehmet Rüştü Tiryaki gösterildi. İstanbul 3. bölge 1. sıra adayı Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Onur sal Başkanı Turgut Öker’in yerine Zeynel Özen, Şırnak 1. sıra milletvekili adayı Abdullah Güngen’in yerine ise Hasan Özgüneş gösterildi. Şırnak milletvekili adayı Leyla Birlik’in yerine 4. sıradaki Nuran İmir 2. sıraya alınırken, Serdar Küni de 4. sırada aday gösterildi. Bursa 1. bölgeden aday gösterilen Yüksek Akgün’ün yerine Adnan Şahin, Gaziantep 2. sıradan gösterilen Bedriye Yorgun’un yerine Berivan Özpolat Şimşek aday gösterildi. l DHA ilçe ve köyü kapsayacak şekilde sandık nakli ve sandık birleştirme talebi YSK’ye gelmiş. Bu talep valiliklerden, il seçim kurullarından geliyor. Bu illerin tamamı Kürt bölgesindeki iller. Nakledilmek istenen seçmen sayısı toplam 270 bin olarak görünüyor. YSK bu talepleri dünden itibaren görüşmeye başlamıştı. Birkaç ille ilgili kararını da almış görünüyor. İdareden gelen bu talepleri YSK görüşüp karara bağlayacak. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sonucu yüzde 0,1 bile belirleyebilir. Çok az bir miktar oyla ülkenin cumhurbaşkanının kim olacağı belirlenebilir. Seçim sonucu değişebilir” ifadelerini kullandı. ‘Güvenlik sorunu yok’ Sandık taşıma konusunda güvenlik gerekçesinin gösterildiğini belirten Sancar, “270 bin seçmenin olduğu sandıkların yüzde 90’ı 1 Kasım seçimlerinde oldukları yerde kurulmuştu. Nakil ve taşıma söz konusu olmamıştı. 1 Kasım seçimlerinin hangi şartlarda gerçekleştiğini hatırlatalım. Yoğun operasyonlar ve yaygın çatışmalar vardı. Oysa bugün bu çapta bir çatışma ve operasyon yok. İdare neye güvenerek, orada bir güvenlik sorunu olduğunu iddia ediyor. Bu gerekçe inandırıcı değil” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet HÜDA PAR’DAN ÇAĞRI ‘Barış şerbeti içmeye hazırız’ HÜDAPAR sözcüsü Sait Şahin, KRT televiyonunda katıldığı programda HDP’ye çağrıda bulundu. Şahin, “Biz acılarımızı yüreğimize gömmeye ve bunun üzerine barış şerbeti içmeye hazırız” dedi. “HDP, HÜDAPAR meselesi aile meselesidir” diyen Sait Şahin, “HDP velev ki geçmişte bize düşmanlık da yapmış olsa, halen sorunlu da olsa; zihniyet olarak, ideolojik olarak, pratik olarak sorunlu da görsek, biz düzeltmek adına, normalleştirmek adı na, toplumsal farklı kesimleri yakınlaştırmak adına müspet adımlar atmaya çalışıyoruz. Çoğunluğu, tabanları itibarıyla Kürt olan iki partinin normalleşmesi gerektiğine inanıSait Şahin yoruz. Biz aile meselesinden bahsediyoruz. Dolayısıyla sürgit sorunların, çatışmaların, düşmanlıkların devam etmesini çok doğru bulmuyoruz. Aile içinin düzelmesi bu memleketin hayrınadır” diye konuştu. Şahin, “Biz yeter ki iyi niyet, samimiyet görelim, halkımızın faydasını görelim biz acılarımızı yüreğimize gömmeye ve bunun üzerine barış şerbeti içmeye, diyalog şerbeti içmeyehazırız. Bu kadar net söylüyorum” ifadelerini kullandı. l Yurt Haberleri ‘TRT’yi satacağım’AKŞENER, MİTİNGİNİ 38 Saniye yayımlayan kuruma “çiftlik” benzetmesi yaptı OZAN ÇEPNİ İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün Samsun ve Çorum’da miting düzenledi. Mitinglerini yayımlamayan TRT’ye “Orası bir çiftlik. O çiftliği, TRT’yi satacağım, parasını da size vereceğim” sözleriyle tepki gösterdi. Samsun Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslenen Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle: Oy şantajı: Polislere, hemşirelere sağlık çalışanlarımıza iyi geldik. 3600 ek göstergeyi 6 aydır ben söylüyorum. Abimin aklına geldi ama 24’ünden sonra yapacakmış. Elinde KHK hakkı var. Yaz bir KHK, insanların haklarını ver ve bu problemi gider. Ama şantaj yapıyor, ‘Siz verin oyunuzu sonra halledeyim’ diyor. l Saray var adalet yok: Türkiye betona döndü. Kocaman devasa adalet sarayları yapmış içinde adalet yok. Devasa üniversiteler yapmış içinde hoca yok, eğitim yok. Bugün dolar 4.71. Diyorki arkadaş ‘üst akılmış’. Kardeşim üst akıl nedir, nemenem bir şeydir, in midir, cin midir. Gereğini yap biz de senin yanında duralım. l Önce hain, sonra lütfen: Erdoğan’ın özellikle 2007’den sonra ilk defa duyduğumuz bir ses tonunu duyduk. ‘Lütfen dolar almayın’. Daha önce ne olmuştu: ‘Alanlar münafıktır’ alanlar haindir’ demişti. Bugün lütfen dolar almayın. Bakın İYİ Parti nelere kadir. Biz olmamış olsaydık demek ki he Samsun’da Suriyeli nüfusunun yoğunluğu nedeniyle Akşener’in 2019’da Suriyelileri kendi ülkelerine gönderme vaadi mitingdeki en çok alkış alan bölüm oldu. pinize yine münafık diyecekti, hain diyecekti. En güzeli sayın Erdoğan seçmene ‘ananı da al git’ demiyor. Lütfene döndü bu da iyi geldi. Erdoğan’ın dilini düzelttik günahtan korunuyor. l Hadi oradan: Cumhurbaşkanı olduğum gün OHAL’i kaldıracağım. Valiler fener alaylarını yasaklayamayacak. Kapattığın, Andülhamit Han’dan beri devam eden askeri okulların ışıklarını açacağız. Sen ülkenin evlatlarını koruyama, ellerin eline teslim et sonra binalara savaş aç. Hadi oradan be. Akşener Samsun’un ardından Çorum Hürriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka seslendi. Mitingleri canlı yayınlanmayan Akşener TRT’ye de tepki göstererek “Kayseri yıkıldı. TRT 38 saniye yayın vermiş. Sonra ya yını kesmiş. Orası bir çiftlik. O çiftliği TRT’yi satacağım parasını da size vereceğim. Hiç önemli değil 38 saniye. Sizin ekranlarınız olabilir, benim milletimin meydanları var” dedi. Emeklilere ilişkin vaatlerde de bulunan Akşener, “Emeklilere her bayram 1500 iyi bayramlar ikramiyesi vereceğiz” dedi. ‘Bunları eve almayın’ Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in bir eve iftar ziyaretini sosyal medyadan duyurmasına da tepki gösteren Akşener, “Ramazan geldi fakir evlerinde iftar maratonu başladı dedi. Ayıp be ayıp. Eğer bir ülkede fakir varsa sizin ayıbınız. 16 senedir iktidardasınız. Almayın bunları evlerinize” dedi. l SAMSUN/ÇORUM RTE İÜ Rektörü’nü görevden alacak, veya.. Kaç gram artış yapacaksınız demokraside, hukukta, adalette, özgürlüklerde? RTE, eminim İstanbul Üniversitesi Rektörü’nü görevden almaya hazırlanıyor. Bugün yarın rektöre, tıpkı belediye başkanlarına olduğu gibi, birer mesaj gider koltuğu boşaltması için; dahası Cumhurbaşkanı bizzat, bu ne kepazelik, o koltukta nasıl oturabilirsin, diyecektir. Artık bu kadar kör kör parmağım gözüne böyle bir rezalete yol açabilir mi bir rektör? Hayır RTE buna izin veremez ve göz yumamaz. Mutlaka kulağından tutup bir kenara koyacaktır! Neden böyle diyorum? Daha önceki gün açıkladığı manifestosunda ve seçim bildirgesinde, bu ülkeye daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk, daha fazla özgürlük vaat eden bizzat Cumhurbaşkanı değil miydi? Şimdi aynı Cumhurbaşkanı bizzat o koltuğa oturttuğu, üniversitenin seçmediği bir rektörün kalkıp da cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin tıp fakültesine sokulmaması için dekana talimat vermesine, üstelik YÖK’ün de alet edilerek tüm yardımcılarıyla birlikte görevden alınmasına nasıl göz yumar? İÜ Rektörü, Cumhurbaşkanı’na YÖK ile birlikte kumpas mı kurdu yoksa? ‘Sen hangi dünyada yaşıyorsun?’ Evet eminim okurken böyle diyorsunuzdur bana. Üstelik izah da ediyorsunuzdur: İÜ’nün seçtiği rektörü atamayıp siyasi mezhebinden seçip atadığı rektör, orada siyasi bir figür olarak durmuyor mu, üstelik Cumhurbaşkanı’nı da temsilen? Cumhurbaşkanı atamasaydı, o koca dünyanın başına geçeceğini rüyasında görse inanır mıydı? Diyorsunuz ki: Ne amaçla o koltuğa oturtulduğunu bilir. Saray’dan bir işaret almasına gerek yoktur. Önemli anlarda görevini yerine getirir, tıpkı İnce olayında olduğu gibi... Rektörün kendi mi inisiyatif kullanarak harekete geçti, yoksa Saray YÖK ile birlikte rektörü mü harekete geçirdi.. bütün bunlar önemsiz ayrıntılar. Bu süreçte tek önemli bir nokta var: Cumhurbaşkanı’nın ne tutum aldığı. Bunca zaman geçtiği halde bu rezalete susulduğuna göre, Saray yönetiminde “rektörün görevini tıkır tıkır yerine getirdiği” konusunda bir fikir birliği var. Tamamen siyaseten atanmış rektörlerin görevlerini çok iyi yerine getirdiğine şüphe mi var? ‘Emrinize hazır ve nazırız efendim’ Mesela Ege Üniversitesi Rektörü, bakın sosyal medya hesabından neler yazdı: “Ege Üniversitesi Ailesini temsilen 382 kişilik akademik ve idari kadromuz ile Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ı karşıladık. Kentimize hoş geldiniz Sn. Cumhurbaşkanımız @ RTErdogan onur verdiniz. https:// twitter.com/ProfNecdetBudak/status/990215964150173696/photo/1pic. twitter.com/6nwWMOSWDO ” Olay bir ay önce gerçekleşti, yani 26 Nisan’da. Rektör bey, öğretim üyelerine çağrı yaptı, haydi Cumhurbaşkanı’nı karşılamaya geliyorsunuz diye. 382 kişi toplanmış. Kimi rektör istedi diye, kimi gitmezsek başıma ne gelir endişesiyle, kimi zaten RTEiktidar hayranı olduğu için, kimi kendisine rektör tarafından kadro açılması minnettarlığıyla vb.. Sadece bu saydığım nedenler bile üniversitelerin ne hale sokulduğunu, akademik ve siyasi özgürlüklerin sıfırı tükettiğini gösterir. Şüphesiz çağrıya uymayan ve gitmeyen yüzlerce akademisyenin varlığını da anımsatalım. Nesine inanacağız? Cumhurbaşkanı seçim manifestosunda adalet, özgürlük, hukuk, yargı konusunda vaatlerde bulunuyor. Hayır ucuz polemik yapmayacağım: Yahu 16 yıldır iktidardasınız, bu ülkede adaletsizliği de, özgürlüksüzlüğü de, hukuksuzluğu da, yargı bağımlılığını da bugüne kadar görülmemiş bir ölçüde peydah eden sizlersiniz, demeyeceğim. “Şimdi 16 yıllık iktidarınızdan şikâyetçi olmak da neyin nesi? Yoksa onlar sizler değil miydiniz” cümlesini de kurmak istemiyorum. Sadece tek soru soracağım: Osman Kavala’yı hangi hukuki gerekçeyle, iddiasız ispatsız hâlâ hapiste tutuyorsunuz? Hangi vicdanla? Khuakçugkr?am demokrasi ve Seçim bildirgenizde demokrasi, hukuk, adalet, bağımsız yargı vaadinizi ciddiye alalım, peki? Bu kavramları gündeme getirirken, düşüncenizde bu kavramların evrensel içerikleri, ağırlıkları, değerleri mi var? Yoksa bugüne kadar hep söylediğiniz “hukuk devletiyiz, yargı bağımsız, demokrasi tüm kurallarıyla yürürlükte” gibi, gerçekle ilişkisiz söylemlerinizin özgül ağırlığında birkaç gram değişiklik mi yapmayı düşünüyorsunuz? Kaç gram? Veya kaç miligram? C MY B