21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 21 Mayıs 2018 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Yerlimilli lafta kaldı Sanayi 4.0 söylemlerine rağmen Türkiye’de son 20 yılda yatırımlar düşük teknolojili sektörlerde yoğunlaştı. Birçok sektörde dışa bağımlılık katlandı İmalat sektöründe son 20 yılın dışa bağımlılık ve ürünlerinde bağımlılık aynı dönemde yüzde 17.8’den yüz yatırım verileri, yer de 26.9’a çıktı. Rafine li üretimi teşvik etme petrol ve kok kömü ve yüksek teknolojili EMRE ürünlere yönelme söy DEVECİ ründe yüzde 50.3’ten yüzde 68.2’ye, ana leminin lafta kaldığını, kimyasallarda yüzde Türkiye’nin ‘Sanayi 4.0’ he 18.7’den yüzde 32.4’e, ana definin çok uzağında olduğu metalde yüzde 22.7’den yüz nu ortaya koyuyor. Sanayide de 31.4’e, motorlu kara ta düşük teknolojili sektörlere şıtında yüzde 19’dan yüzde yönelme ve girdi ile finans 29.5’e varan artışlar kayde manda artan dışa bağımlılık, dildi. Artış kaydedilmeyen TL’deki erime, cari açık ve sektörler sadece tekstil, ke enflasyonun da temel neden reste, metal eşya ve mobil lerini teşkil ediyor. ya gibi düşük teknolojili sek Eski Hazine Müsteşar Yar törler. dımcısı Hakan Özyıldız’ın aktardığı ve Türkiye İstatistik Teknoloji düşük Kurumu (TÜİK) verilerinden 19952015 arası dönemi yararlanarak hazırlanan kap kapsayan veriler, yatırımla samlı bir çalışma, AKP’nin rın çoğunun düşük ve orta iktidara geldiği 2002 yılın düşük teknoloji sektörlere dan sonra dışa bağımlılıktaki yapıldığını gösteriyor. Yatı artışı gösteriyor. rımlarda 2000’de yüzde 31.4 2002 ve 2012 yılları girdi olan ortayüksek ve yük çıktı tablolarından yararla sek teknoloji içeren sektör narak hazırlanan imalat sek lerin payı, 2015 yılında yüz törlerinde bağımlılık verile de 27.4’e düştü. 2003’te yüz rine göre; gıda, içki ve tütün de 1.3 olan imalat sektörün de 2002’de yüzde 4.7 olan de toplam yatırımlar için dışa bağımlılık, 2012 yılın de yüksek teknolojinin payı, da yüzde 10.5’e ulaştı. Kâğıt 2015’te yüzde 1’e geriledi. TL’DEKİ ERİMENİN TEMEL NEDENİ Liradaki hızlı değer kaybının en önemli nedenlerinden biri cari açık, bunun temelinde de dışa bağımlılık yatıyor. Yatırım ve bağımlılık verileri, TL’nin neden hızla değer kaybettiği, enflasyonun neden çift hanelere demirlediği ve reel sektörün neden 223 milyar dolar döviz açığı olduğu sorularına da yanıt veriyor. İhraç edilen mallar bile yüksek oranda ithal girdi ile yapılıyor. Bu da ihracat artarken, ithalat artışını beraberinde getiriyor. Hububatta verim düştü Mercimeğin yüzde 36’sı, buğdayın yüzde 10’u ve arpanın yüzde 11’inin üretildiği Şanlıurfa’da, hasadı başlayan hububatta düzensiz yağışlar ve dolu nedeniyle yüzde 50 verim düşüklüğü bekleniyor. Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Şaka, nisan ve mayıs ayındaki sağanak ve dolu yağışlarının kuru tarımın yapıldığı alanların zarar görmesine neden olduğunu söyledi. Şaka, “Geçen yıl dekara düşen 198 kilogram rekoltenin bu yıl arpada 75, buğdayda ise 90 kilogram civarında olmasını bekliyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Milyon dolarlık hurma ithalatı Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye, 2013’te 17 bin 921 ton, 2014’te 23 bin 371 ton, 2015’te 25 bin 658 ton, 2016’da 26 bin 772 ton, 2017’de 34 bin 214 ton olmak üzere 5 yılda toplam 127 bin 936 ton hurma ithal etti. Bu ithalatın 20132017 dönemindeki ödemesi ise 143 milyon 329 bin dolar oldu. Geçen yıl sofralarda 13 farklı ülkeden hurma yer alırken, 51 milyon 309 bin dolarlık ithalatın yüzde 91.7’si Suudi Arabistan, İsrail, İran, Tunus ve Filistin’den karşılandı. l Ekonomi Servisi teDGDEEESVLTİLYmEEOĞTRİ iRniastklvi eKroilebci’yeek Hükümetin hazırladığı yeni modele göre sigorta şirketlerinin üstlenmediği alacak riskini KOBİ’ler adına devlet üstlenecek PELİN ÜNKER Borç seviyesi önemli oranlara ulaşan KOBİ’lerin iflasının önüne geçmek için hükümet düğmeye bastı. Yüksek risk nedeniyle alacak sigortası yaptıramayan KOBİ’ler için devlet desteği devreye girecek. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, KOBİ’leri alacaklarını tahsil edememe riskine karşı koruyacak alacak sigortasında devlet destekli yeni modeli hayata geçireceklerini duyurdu. Şimşek, konuyla ilgili açıklamasında, sigorta şirketlerinin riski yüksek KOBİ’lere teminat vermediğini, sorunun devlet desteğiyle çözüleceğini belirtti. Şimşek, “Mevcut durumda, prim tutarlarının yüksekliği, riski yüksek alıcılardan olan alacaklara teminat verilmemesi veya poliçe süresince yapılan incelemelerde başta riskli olmayan ve limit tahsis edilen alıcıların daha sonra riskli hale gelmesi halinde bunlara teminat verilmemesi KOBİ’lerde kredi sigortası ürünü nezdinde memnuniyetsizlik yaratmaktadır” dedi. 25.9 milyar lira batık KOBİ ölçeğinde bir şirket için artan riskler adeta domino taşı gibi diğer şirketleri de etkiliyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre mart ayı itibarıyla takipteki KOBİ kredileri 25.9 milyar liraya ulaştı. Toplam 311 bin 730 KOBİ kredi borcunu ödemediği için yasal takibe alındı. Bunun 238 bin 476’sini mikro, 55 bin 779’unu küçük, 17 bin 475’ini orta ölçekli işletmeler oluşturdu. Borçluluk oranlarına bakıldığında mikro işletmelerin daha fazla ödeme zorluğu çektiği görülüyor. Verilere göre mikro işletmelerin ödeyemediği kredi borcu 9.8 milyar lirayı buluyor. KOBİ kredisi kullanan işletme sayısı da 4.1 milyona ulaştı. Mart 2014’te bu rakam 2.6 milyondu. KOBİ’lerin kullandığı toplam kredi Mart 2018’de, Mart 2014’teki 371.5 milyardan 680 milyar liraya çıktı. Son verilere göre mart ayında KOBİ’lere ait takipteki krediler 25 milyar 888 milyon TL’yi bulurken bu rakam Aralık 2017’de 25 milyar 350 milyon TL, Ara Halkbank devrede Karar taslağı Başbakanlığa sunuldu. Şimşek, modelin işlemeye başlamasıyla hem KOBİ’lerin uygun koşullarla alacak sigortasına erişiminin sağlanacağını hem de sektöre yeni imkânlar yaratılacağını söyledi. Şimşek, vade süresi, bilanço dışı varlıkların risk değerlendirmesinde dikkate alınamaması gibi bazı sorunların da yeni model çerçevesinde aşılabileceğini belirtti. Şimşek’in verdiği bilgiye göre sigortacılık mevzuatı, teminat bulunamayan risklere yönelik olağandışı riskler yönetim merkezlerinin (ORYM) oluşumuna imkân tanıyor. KOBİ ölçeğindeki risklerin ticari alacak sigortası ile güvence altına alınabilmesi için Halkbank’ın iştiraki Halk Sigorta AŞ, ORYM olarak görevlendirildi. ORYM’nin, sigorta ve reasürans piyasalarından sağladığı korumanın görev alanı kapsamında sunması gereken teminat tutarından az olması halinde, eksik kalan kısım için devlet tarafından reasürans koruması sağlanacak. Koruma tutarı, prim üretimine bağlı olarak yıllar itibarıyla değişecek. Yani ORYM’ye devlet tarafından reasürans koruması sağlanacak. lık 2016’da 21 milyar 653 milyon TL, Aralık 2015’te 15 milyar 872 milyon TL, Aralık 2014’te 11 milyar 272 milyon TL olarak kaydedilmişti. Bu rakam Mart 2014’te 9 milyar 141 milyon TL idi. Yani son beş yılda takipteki KOBİ kredileri yüzde 177 artarak neredeyse üçe katlandı. Esnaftan AVM tepkisi Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, bazı AVM’lerin ramazan dolayısıyla kapanış saatlerini gece yarısına kadar uzatmasının esnafı zor durumda bıraktığını söyledi. Palandöken, “Perakende sektörüne darbe vuran bu uygulama kesinlikle kabul edilemez. Hiçbir Avrupa ülkesinde gece yarılarına kadar açık olan AVM göremezsiniz. Bizim en önemli sorunumuz kuralsızlık” dedi. l Ekonomi Servisi Süt ihracatı düşüyor 2017’de sanayiye aktarılan inek sütü miktarı 9 milyon 214 bin tondan 9 milyon 112 bin tona indi. Geçen yıl 336 milyon dolarlık süt ihracatı yapan Türkiye, 2014’teki 348 milyon dolarlık ihracatını yakalayamadı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın, 21 Mayıs Dünya Süt Günü dolayısıyla yaptığı açıklamaya göre Türkiye, 2017’de toplam 20.7 milyon ton süt üretirken, sanayiye aktarılan inek sütü bir yılda 9 milyon 214 bin tondan 9 milyon 112 bine indi. Süt hayvancılığının et hayvancılığının da temeli olduğuna değinen Bayraktar, “Üretici 1 litre süt sattığında en az 1.5 kilogram yem alabilmeli. Buna göre üreticinin eline litrede 1 lira 89 kuruş geçmeli. Üreticinin sattığı sütün fiyatı ortalama litrede 1 lira 38 kuruş. Çiğ süt fiyatları artırılmalı” dedi. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Sular çekilince... Günümüzün en deneyimli spekülatörlerinden W. Buffet’in deyimiyle “Sular çekilince denize kimin donsuz girdiği ortaya çıkar”. Şimdi sular çekiliyor ve AKP rejiminin ülkeyi derin bir resesyonun, borç krizinin eşiğine getirdiği görülüyor. Geçen 10 yıl içinde, çevre ülkeleri, merkez ülkelerin küresel finans sisteminin çöküşünü engellemek için başlattıkları düşük faiz, 1213 trilyon dolar parasal genişleme politikalarının yarattığı ucuz ve bol kredi dalgasından yararlandılar. O Merkez Bankaları, şimdi bu genişleme politikasını terk ediyor. ABD’nin, yükselen güçlerin basıncına, hegemonyasının gerileme sürecine uyum sağlama zorluğunun uluslararası alanda yarattığı riskler artıyor. Bu iki etkene bağlı olarak, dolar değerleniyor, ticaret savaşları başlıyor, petrol fiyatları yükseliyor. Ortaya çıkanlar “Yükselen piyasaların” yararlandığı dalga geri çekilirken, bu “denize” kimlerin donsuz girdiği ortaya çıkıyor. Listenin başında Arjantin ve AKP Türkiye’si var. Arjantin önlem almaya başladı. AKP rejimi yine realiteden kaçma çabasında! AKP’de temsil edilen siyasal İslamın rejimi altında Türkiye ekonomisinin, borçlanarak büyüme sarmalı ivme kazandı. Devlet, daha önemlisi özel sektör borçları hızla arttı, cari açık büyüdü. Şimdi ucuz, bol kredi dalgası geri çekilirken, siyasal İslamın “ahbap çavuş kapitalizmi” (borçlan, rant yarat, yandaşlarla paylaş, kimi projeleri gelirlerinin kapasitesinin çok üstünden garanti et, faizleri ve piyasa sinyallerini bastır) modelinin gerçeği de ortaya döküldü. Türk Lirası’nın kaybı ocak başından bu yana yüzde 20’yi geçti. Ocak sonundan bu yana borsa yaklaşık yüzde 15 geriledi. Enflasyon hızlanıyor. The Economist bu hafta yorumunda Türkiye’yi “reytingi çöp derecesine düşen yükselen piyasa” olarak niteliyordu. AKP rejimi ise bu kritik durumun realitesini kavramaktan çok uzak. Geçenlerde Londra’da, rejimin liderini dinlemeye gelen uluslararası yatırımcılar, kendilerine verilen “faizenflasyon ilişkisi” dersinde, Reuters’in aktardığına göre “kulaklarına inanamadılar, şok geçirdiler”. Financial Times, “Yatırımcılar Erdoğan’la yemeğe oturdular, iştahları kaçtı” diyordu. Seçimden sonra... AKP’de temsil edilen siyasal İslamın egemen sınıfının, onun liderliğinde şekillenmiş iktidar blokunun destek sınıflarının çıkarlarının, Türkiye kapitalizminin genel çıkarlarıyla çatıştığına daha önce dikkat çekmiştim. Kendini enflasyonyüksek faiz ilişkisi üzerinden ileri sürülen saçmalıklarla gösteren bu çatışma artık sürdürülemez bir noktaya ulaştı. AKP liderinin, danışmanlarının, yandaş “ekonomistlerin” ekonomik duruma ilişkin saptamaları, Türkiye’yi, kaçınılması son derecede zor bir depresyonun, döviz krizinin beklediğini gösteriyor. Türkiye kapitalizminde, “ekonomik büyüme” dış kaynağa/krediye bağımlıdır. Bu kaynağı getirenlerin Türkiye ekonomisinin borç ödeme kapasitesine güvenleri hızla dağılıyor. Bu sırada, TL ve borsa değer kaybederken, AKP’yi destek sınıfları, ranta dayalı ekonomik çıkarlar ayakta kalabilmek için düşük faizde, devlet kaynaklarından beslenmekte ısrar ediyorlar: Kriz giderek derinleşiyor. Seçimlerden sonra Türkiye’yi yönetecek olanlar, borçların çevrilmesi, ihracat malları üretimi için gerekli ithalatın finansmanı, ülkenin enerji gereksiniminin karşılanması için gerekli dış kaynak girişini canlandırmak (uluslararası piyasalara güven vermek) için faizleri hızla olağanüstü düzeylere yükseltmek zorunda kalacaklar: Özel sektörde iflaslar, buna bağlı olarak işsizlik hızla artacak, toplam talep gerileyecek, ekonomik büyüme negatif alana, hatta depresyon düzeyine düşecek. Ya da Türkiye’yi yönetenler, düşük faiz politikasında ısrar edecekler. O zaman önlerinde TL’nin değerini korumak, borsanın çöküşünü önlemek için konvertibiliteyi, sermaye hesaplarındaki serbestliği kaldırmaktan, kimi servetlere el koymaktan başka çare kalmayacak. O zaman da dış kaynak akışı tamamen duracak, borçlar çevrilemeyecek, üretimde, ihracat kapasitesinde, tüketimde şiddetli bir depresyon gündeme gelecek. Tehlikenin farkında mısınız? Çin, ABD’den ithalatını artıracak Çin, ABD ile ticaret dengesizliğini azaltmak için ABD’den daha çok mal ve hizmet alma sözü verdi. Pekin yönetiminin en üst düzey ekonomi yetkilisi Liu He ile Amerikan Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in ticaret görüşmeleri sonunda ortak açıklama yayımlandı. Açıklamada, “Taraflar Çin’in ABD’den tarım ve enerji ürünleri ithalatında anlamlı bir artışta anlaştı” denildi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle