18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 21 Mayıs 2018 TASARIM: EMİNE BİLGET Yayın ilkeleri sahipsiz haber 7 Adaletsiz seçim yayınlarına ilişkin itirazlar artarken, YSK’nin hangi kanalların denetleneceğine dair bir karar almadığı ortaya çıktı Seçim kanunlarına göre Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçim dönemin sız adaylar arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorunda oldukları belirlendi. Kararda “Eşitlik, de, hem ülke çapında hangi özel serbestlik, dürüstlük ilkeleri ti radyo ve televizyonların yayın tizlikle uygulanmaları halin yapabileceğini, hem de bu kuruluşların yayın ilkeleri belirleme SİNAN TARTANOĞLU de, radyo ve televizyon yayınları, seçimlerin demokratik bir yetkisini elinde tutuyor. ortamda gerçekleşmesine katkı Seçim takvimini 30 Nisan’da başla sağlayacaktır” ifadeleri bile kullanıldı. tan YSK, seçim döneminde basın ve yayın kuruluşlarının uyacağı yayın il Yaptırımlar kaldırıldı kelerini 29 Nisan’da belirledi. Buna Ancak 16 Nisan referandumundan göre YSK, yapılacak yayınların; taraf önce seçim yayınlarının denetlenme sızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkeleri sinde bazı değişiklikler yapıldı. OHAL ne uygun olmasını temel kural olarak KHK’si ile YSK’nin, özel televizyon koydu. Kararda radyo ve televizyon ve radyolara, eşitlik ilkesini de içeren kuruluşlarının; tek yönlü, taraf tutan esaslara aykırı yayın yapması halinde yayınlar yapamayacakları; cumhurbaş ceza verme gücü elinden alındı. Ancak kanı adayları, siyasi partiler ve bağım yayın ilkeleri yasadaki ve YSK karar larındaki yerini korudu. Referandum döneminde yapılan seçim yayınları RTÜK tarafından denetlendi, ancak KHK gereği hiçbir ceza kesilmedi. Yine de YSK, referandum öncesinde yayın ilkelerini belirleyip RTÜK’le gerekli yazışmaları yaptı. RTÜK’e ulusal yayın yapan radyo ve televizyon kanallarını soran YSK, aldığı yanıtı da karara dönüştürdü. RTÜK bu kararda yazan radyo ve televizyonları YSK’nin daha önce belirlediği yayın ilkeleri çerçevesinde KHK hükmüne karşın denetledi. Dosyalar YSK’ye gönderildi ancak KHK hükmü gereği yaptırım uygulanmadı. YSK’nin, referandum öncesinde KHK’ye rağmen attığı bu adımı, 24 Haziran seçimleri öncesinde atmadı ğı ortaya çıktı. KHK ile yaptırımsız kalan özel yayın kuruluşlarının denetimi bir yönüyle daha sakatlandı. Çünkü YSK, hangi özel televizyon ve radyo kuruluşlarının “eşitlik, serbestlik ve dürüstlük” ilkesi ışığında denetleneceğini sormadı. RTÜK ile bu yazışma hiç yapılmadı ve bu yönde bir karar da alınmadı. RTÜK’ün de bu boşluktan faydalanarak, seçim yayınlarına ilişkin hiçbir özel radyo ve televizyon kanalını, denetlemediği öğrenildi. RTÜK istese denetleyebilir RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İsmet Demirdöğen ise YSK karar almasa da, OHAL KHK’si olmasa da RTÜK’ün seçim yayınlarını denetleyebileceğini belirtti. l ANKARA ‘Ankesör kriptoları’ çözüldü FETÖ ile iltisaklı olduğu belirlenen isimlerin bir bölümünün ihraç edilmediği, hatta TSK’nin önemli birlik ve karargâhlarında görev yaptıkları ortaya çıktı Darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) FETÖ yapılanması üzeri ne çalışan istihbarat ve güvenlik güç leri, ilk önce örgütün yöntemlerini de şifre etti. Örgütün TSK’deki mensup larına ankesörlü telefonlarla ulaştığı, toplantıların bu şekilde organize edil diği, talimatların bu şekilde verildiği nin tespit edilmesinin ardından geçmi şe yönelik tüm kayıtlar çıkarıldı. Yapı lan titiz inceleme sonu cunda FETÖ ile iltisak lı olmasına karşın halen önemli görevlerde bu lunduğu belirlenen çok SERTAÇ EŞ sayıda personel hakkında işlem yapıldı. 15 Temmuz 2016 dar be girişiminin üzerinden iki yıla yakın bir süre geçmesine karşın hâlâ TSK personeline yönelik gözaltı, tutuklama işlemlerinin perde arkasına Cumhuri yet ulaştı. Edinilen bilgilere göre dar be girişiminin ardından güvenlik güç lerinin yaptıkları sorgulamalardan ve itirafçıların verdiği bilgilerden yola çı kılarak, FETÖ’nün TSK’deki üyelerine ulaşma yöntemleri tespit edildi. Gü venlik güçleri ve istihbarat birimle ri FETÖ’nün TSK’deki üyelerine dı şarıdaki sivil imamlar aracılığıyla ulaştığını belirledi. Buna göre TSK içindeki küçük gruplardan sorumlu imamlar önce bir personeli ankesör lü hattan arayarak toplantı yerini ve saatini bildiriyordu. Daha sonra si vil imam tarafından aranan askeri personel kendisinin iletişimde oldu ğu en fazla 34 kişiyi daha arayarak toplantı bilgilerini aktarıyordu. Bu bilgilerin elde edilmesinin ar dından güvenlik güçleri ve savcılıklar geçmişe yönelik telefon kayıtlarını in celemeye başladı. Durumları kesinle şen personel hakkında işlem yapılma ya başlandı. Darbe girişiminin dışında oldukları izlenimini veren çok sayıda personelin FETÖ ile iltisaklı olduğu be lirlendi. Belirlenen isimlerin bir bölü münün ihraç edilmediği, hatta TSK’nin önemli birlik ve karargâhlarında görev yaptıkları ortaya çıktı. Bu personele yönelik ihraç yoluna gidilmeden doğ rudan gözaltı kararı verildi. Çalışmala rın sürdüğü, benzer gözaltıların önü müzdeki dönemde de gerçekleşebilece ğine dikkat çekiliyor. l ANKARA Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç ile birlikte Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in Koçiva Mezarlığı’nda bulunan kabrini ve Şehitler Anıtı’nı ziyaret etti. ‘SUİKAST DÜZENLENECEĞİ İHBARI GELDİ’ İDDİASI İÇİN İLK KEZ KONUŞTU Erdoğan: MİT söyledi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Bosna Hersek’e giderek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegovic ile görüştü, ardından kameraların karşısına geçerek görüşmelerle ilgili soruları yanıtladı. Bir gazetecinin kendisine suikast düzenleneceğine dair bir ihbar geldiğine dair çıkar haberleri sorması üzerine, Erdoğan şöyle konuştu: “Bu haber bana ulaştı. Zaten ulaştığı için de buradayım. Nereden ulaştı? MİT’ten ulaştı. Ama ben ulaştığı için de buradayım. Niye? Çünkü bu tür tehditler, operasyonlar, şunlar bunlar, bizi bu yoldan alıkoymaz. Biz yola çıktığımız zaman yolumuza devam ederiz.” ‘Vatandaşlık alın’ Bosna Hersek’teki FETÖ yapılanmasının hızla dağıtılması nı umduğunu söyleyen Erdoğan, “FETÖ’nün, Bosna yapılanmasının da kısa zamanda sonlandırılmasını bekliyoruz. Bu konuda her türlü işbirliğine açığız. Somut adımlar atma konusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın toplantısının ardından Saraybosna’da Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin 6. olağan genel kurulunda konuştu. “Yaşadığınız ülkelerin vatandaşlığını mutlaka alın. ‘Almam’ demeyin, alın” diyen Erdoğan, yurtdışındaki çifte vatandaşlara askerlik sorunu yaşamayacaklarını vaat ederek, “Dövizle askerliği 6 bin Avro’dan bin Avro’ya düşürmekle kalmadık, 38 yaşını aşmış ancak dövizle askerliğe başvurmamış kişilerin sorunlarını da yakında çözüyoruz” dedi. Erdoğan, Avrupa’da yaşayan Türklerin ülkelerindeki siyasi partilerde aktif rol almasını istedi. Diğer cumhurbaşkanı adayları nı da eleştiren Erdoğan, “Her ne kadar cumhurbaşkanı adayı bazıları, Türkiye’de neler olup bittiğini bilmese de onlara adres olarak ben sizi veriyorum. Bizim ülkemizde yaşayan cumhurbaşkanı adayları, denizdeki balıklar gibi, anlamazlar. Onları ancak denizden karaya attığın zaman, o zaman denizin kıymetini anlarlar” dedi. ‘NATO için aktif çabamızı sürdüreceğiz’ Bosna Hersek’in bölge ülkeleri ile güvenilir ilişkiler kurmasının önemli olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Değerli arkadaşlar Bosna Hersek için NATO üyeliği konusunda aktif çabamızı sürdüreceğiz. Bu yolda Bosna Hersek’i yalnız bırakmayacağız.” VEFAT Bir direniş biçimi olarak gülen, aşkla, sanatla mümkün bir devrime gönül veren, yıllarca birlikte “Karşı Düşler” kurduğumuz sevgili arkadaşımız, yoldaşımız, Neşeli Şirinimiz Selçuk Çömlek’i kaybettik. Sevgili dostumuz Veteriner Hekimi Selçuk Çömlek, bugün Levent Afet Yolal Camiinde öğle namazını takiben yapılacak törenin ardından Feriköy mezarlığına defnedilecektir. Tüm sevenlerinin ve ailesinin başı sağ olsun. Avcılar’ın Haddini Bilmez Yaramaz Çocukları Askeri aracın geçişi sırasında el yapımı patlayıcı TUZAĞI Ağrı’da patlama 2 şehit Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde, askeri aracın geçişi sırasında PKK’lilerce yola önceden döşenen el yapımı patlayıcı infilak etti. Patlamada Asteğmen Cengiz Uslu (30) ve piyade ulaştırma er Recep Yıldırım (21) şehit oldu. Bölgedeki operasyonların sürdüğü belirtildi. Şehit Uslu’nun, Muş’un merkez Yeşilyurt Mahallesi’nde yaşayan ailesine acı haber dün öğleden sonra verildi. Ailenin 9 çocuğundan biri olan Cengiz Uslu ile en son önceki gün telefonda görüştüğünü söyleyen baba Hacı Kazım Uslu, “Bana bir mayın tarlasında temizlik ça Cengiz Uslu Recep Yıldırım lışması yaptıklarını ve son safhaya geldiklerini söyledi. Ben de kendisini dikkatli ol diye uyardım” dedi. Şehidin annesi Gülistan Uslu’nun ise yıllar önce vefat ettiği belirtildi. Şehidin cenazesi, bugün düzenlenecek törenle son yolculuğuna uğurlanacak. Piyade ulaştırma er Recep Yıldırım’ın şehadet haberi, Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlı Pınarbeyli köyündeki babaevine ulaştırıldı. Haberi alan Saliha Duran Yıldırım çifti, aile fertleri ve yakınları, büyük üzüntü yaşadı. Bekâr olan şehit erin, 5 çocuklu Yıldırım ailesinin en küçüğü olduğu ve terhisine 70 gün kaldığı öğrenildi. Haberin duyulmasının ardından çok sayıda kişi, baş sağlığı için şehidin evine akın etti. Şehidin evine ve sokağına, Türk bayrakları asıldı. Bugün kente getirilmesi planlanan şehit er Recep Yıldırım’ın cenazesi, ilçe merkezinde düzenlenecek törenin ardından köyünde toprağa verilecek. l DHA ‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’ Nihat Hatipoğlu Hoca ile bir hukukumuz var. Nazik ve “medeni” bir insandır. Karşımıza “televaiz” olarak ilk çıkmaya başladığı yıllarda ben kendisini  “bir seküler İslam figürü” olarak nitelendirmiştim. Yazım için arayıp teşekkür etmiştir. Kendisinin bu seneki Ramazan “ödeme”sini bilmiyoruz. Önceki yıllarda etrafta dolaşan 600 bin rakamı, dövizdeki tırmanma sonucu ne olmuştur meçhul. Tabii “Allah bilir” de diyemiyoruz; Allah değil “Sektör” bilir!.. Büyük harfle yazdım “Sektör”ü, çünkü hep zikrediyoruz ya Marx’ın sözünü; kapitalizmde mabet, “pazar”dır. Öyle olduğu içindir ki Allah da “Sektör”le yer değiştirir. Bütün bunların olup bittiği yer ve zamanda da “dinsel duyu”nun veya dini duyumsamanın alabildiğine dünyevileştiği, yani sekülerleştiği bir iklim kaçınılmazdır. Sanki alabildiğine dindarlaşılıyor gibi bir görüntü olsa da aslında alabildiğine dünyevileşilmektedir. Bu bakımdan “insan evreninin en ‘seküler’ yaratığı” olan televizyon dolayımıyla dinin bir popüler kültür metaı haline gelişine yaptığı katkı ile Nihat Hatipoğlu hocamızın oynadığı rol de yabana atılamaz. En son Sultanahmet Meydanı’nda canlı yayınlanan Ramazan programında hayli zor bir soruya muhatap oldu o... Eline mikrofonu alan kadın damardan girdi: “Doğuştan bayan olarak gelmişim Hocam, ama kendimi erkek görüyorum da bunu nasıl yapıcam yani, erkek hissediyorum, bunun tedavisi var mı, bayanlardan hoşlanıyorum...” Bu türden sorulara standart İslâmî yaklaşım, homurtular eşliğinde “Lut Kavmi” hatırlatması ve onun lânetlenmiş olmasıdır. Ama yıllardır da bu ülkede yaşananlar; özellikle LGBTİ kültürün mücadelesi ve toplumda kendisine çırpına çırpına açtığı alan, artık bu lafzı o kadar kolayından üretmeye el vermiyor. Hatipoğlu Hoca da karşısında lezbiyen yönelimli (belki ileride kadından erkeğe trans operasyon seçeneğini de değerlendirebilecek) aynı zamanda belli ki inançlı bir Müslüman olarak duran kadına bunları söylemiyor. “Bak, Lut Kavmi helâk oldu” yerine “Biz sizi kınamıyoruz” diyor. “Lânetlisin” demek yerine “Biz sizi anlıyoruz” da diyor. Meydandakilerin yükselen tepkisini de “Arkadaşlar bu tür sorular olacak, hepimiz bu toplumun bir parçasıyız, her türlü insanımız olabilir, biz hepsini anlayışla karşılayacağız” diyerek göğüslüyor. Dahası işi dinin, yani teolojinin alanından çıkarıp bilimin yani “psikoloji”nin alanına devrediyor; “Bu psikolojik bir olaydır” diyerek. (Eşcinsel yönelimin psikolojiye havalesi de ayrı bir sorun olmakla birlikte burada bunun üzerinde durmayalım şimdilik!) Böyle yapınca, yani dindışı bir insan pratiğinin (psikoloji) bu konuda daha etkin ve de yetkin olduğunu belirttiği noktada İslam adına “din her şeydir”, “din hayattır” lafzı üzerinden yaygın, kuşatıcı ve “totalleştirici” tavrın dışına çıkıyor; göreli olarak (kendisi farkında ya da değil) “seküler” bir pozisyon alıyor. Ama tabii onun da bir “haddi” var. Sonrasında dedikleri, çok ama çok sorunlu!.. “Duygularınıza hâkim olmanız gerekir; bazı duygular insana rağmen gelişir; bazı duygular bir imtihan gereği olabilir, onun için mücadele etmen gerekir; nefsine değil, inancına ve aklına teslim olman daha doğru olur” diyor kadına... Israrla gelen “Ama Hocam, biri bana bayan derken çok zoruma gidiyor; çok ilgim var bayanlara” sözleri karşısında da son noktayı “Size dua edeceğiz inşallah” diye koyuyor. Kendisiyle hukukumuza sığınarak söyleyelim: Valla Hocam, kusura bakma da bu kadın, “nefsine teslim olmama” hususunda sen dua ederken ya da ezan okunurken o meydanda cep telefonlarıyla ağızları kulaklarında selfi yapanları cebinden çıkarır! Ayrıca bak, birkaç yıl önce samimi bir dindar Müslüman da olan trans bir kadınla söyleşi yaptığımda anlatmıştı, ekmek parası için seks işçiliği yaptığı dönemde kendisiyle gizli gizli ilişki kuran nice dindar muhafazakâr, hatta bir de cami hocası olduğunu... Hem de gayet “empati” yüklü, “Neden olmasın, cami hocası da insan değil mi; erkek değil mi; onun da istek ve arzuları yok mu” diyerek... İşte Hocam, bu trans kadın da, meydanda senin karşına çıkan da hem nefse hâkimiyet, hem de inanca ve akla teslimiyet hususunda ortalıkta Müslüman diye dolaşan nicelerini cebinden çıkarırlar, emin ol!.. Niyazım o ki gün gelir “Allah bedensel olarak öyle ruhsal olarak böyle; fiziksel olarak öyle duygusal olarak böyle yaratmış; biz de böyle kabul edelim, sevelim ve birlikte yaşayalım” deme noktasına gelmeye de din adına sen öncülük yaparsın! Âmin!.. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle