18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER ‘Derdi Filistin değil’ haber 7Cuma 18 Mayıs 2018 CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, seçimbağış kampanyasını Amasya’dan başlattı. İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da Filistin konusunda sert sözlerle eleştirdi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Amasya’daki mitinginde Cumhurbaşkanı Tay NECATİ yip Erdoğan’a Filistin konusunda tep SAVAŞ ki gösterdi. İnce, Erdoğan’nın derdi nin Filistin’deki Müslü manlar değil, 24 Hazi ran’daki seçimler oldu ğunu belirterek, “Filis tin konusunda ABD’ye, İKLİM ÖNGEL İsrail’e dik dur, söz veriyorum yanında duracağım. Ama şöyle yapma; Mavi Marmara’da olduğu gibi bana mı sordunuz deme, insanları yarı yolda bırakma” diye seslendi. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Mu harrem İnce, Amasya ve Çorum’dan Türkiye’ye seslendi. İnce’nin konuş masından satırbaşları şöyle: Ateşleyin: 81 milyon bir kampanya yapıyoruz. Yeni düzenlemeler göre, cumhurbaşkanı adayı partiden bağımsız kampanya yürütüyor, bir hesap numarası açıyor, bağış topluyor ve oradan harcama yapıyor. Bir küçük uçak kiraladık, İstanbul’dan buraya gedik. Su yakmıyor, benzin yakıyoruz. Benim hemşerimde para çok, devletin uçağı onda, helikopter onda, hepsi onda. Bende para yok. Ben gariban bir cumhurbaşkanı adayıyım. Parayı nereden bulacağız, parayı sizden bulacağız. Ateşleyin bakalım ateşleyin. Fırına odun atın biraz. 5 lira, 10 lira yatır ama yatır. Sizin desteğinizle yapacağız bunu. Bir yanda devletin gücüyle yapılan bir kampanya, diğer yanda milletin gücüyle yapılan bir kampanya. Milletin gücü devletin gücünü yenecek. Bugünden itibaren bekliyorum. Sonunda hesabı vereceğiz zaten. Bunlar ne içiyor: Dün akşam bir televizyon kanalında soru: ‘Sayın Erdoğan seçimi kaybederse gitmezmiş.’ Nasıl gitmez dedim ya. Demirel, Özal, Ecevit nasıl gittiyse, kaybettiğinde o da gidecek. Bazı militanlara göre ben şöyle demişim: ‘Özal öldürülmüş ben o mesajı vermişim.’ Bunlar ne içiyor, bu kafayı nasıl buluyorlar doğrusu merak ediyorum. Ben demokrasiden bahsediyorum. Demokraside, seçimle gelen seçimle gider. Derdi Filistin değil seçim: Bir başkası Filistin’de yaşananlar. Müslümanlar bu mübarek günlerde ABD ve İsrail işbirliği ile katlediliyor. Bu politikalara ‘dur’ dememiz lazım. 2013’te Erdoğan Gazze’ye gideceğini söyledi ama ancak Gebze’ye gitti. Size söz veriyorum; Cumhurbaşkanı olduğumda Gazze’ye gideceğim. Erdoğan’a diyoruz ki: “Gel İsrail mallarını boykot et, ‘edemem’ diyor, ticareti kes ‘kesemem’, ‘tohum alma’ ‘yapamam’, petrol taşımacılığı yapma, ‘olmaz’, Mavi Marmara’da aldığın 20 milyonu ver, ‘veremem’ diyor.” Hiçbirisini yapmıyorsan ne yapacaksın, sadece miting. Çünkü derdi Filistin’deki Müslümanlar değil, derdi 24 Haziran’daki seçim. Türkiye Cumhuriyeti’ni şu anda sen yönetiyorsun, ben de adayım. Sana söz veriyorum; Filistin konusunda ABD’ye, İsrail’e dik dur, söz veriyorum yanında duracağım. Ama şöyle yapma; Mavi Marmara’da olduğu gibi ‘Bana mı sordunuz’ deme, insanları yarı yolda bırakma. Benim gibi meydan oku, yanında duracağım. FETÖ’yü iade et: 24 Haziran’da, Cumhurbaşkanı olduğumda, 3 ay için de yargıyı düzenleyeceğiz. 3 ay içinde yüksek yargı, tarafız ve bağımsız olacak. Yani ABD ve AB ‘Türkiye’nin demokrasisini esas alarak sizde yargı düzgün değil’ diyemeyecek. Üç ay sonra yargıyı düzelttikten sonra, ABD’ye döneceğim, ‘yargıyı düzelttik şimdi senden FETÖ’nün iadesini istiyorum.’ 24 Aralık Hıristiyanlar’ın Noel günü. Bu mübarek Ramazan gününde söz veriyorum. Eğer iade etmezse, ABD askerleri Noel’i Washington da kutlarlar. Bu kadar basit. Bir gün sonra OHAL kalkacak: 2017 orta vadeli program açıkladılar ve 2017 sonunda 3.98 olacak. 2020’de 4.4 olacak. Dolar bir saat önce 4.47 idi. Değerli Amasyalılar batıyoruz. Burada yapmamız gereken bir iş var. OHAL ilan ettiklerinde dolar 3.02 idi. Bugün 4.47. Peki, OHAL neye yarıyor? Türkiye’ye, çiftçiye, memura, emekliye, hayvancıya, öğrenciye yararı var mı? Emekliye yararı var mı? OHAL’in bir tek Recep Tayyip Erdoğan’a yararı var. Size söz veriyorum İnce cumhurbaşkanı olsun, mazbatayı alsın, yemin törenini yapsın bir gün sonra OHAL kalkacak. l AMASYA / ÇORUM TRT’ye çok sert sözler Mitinglerini canlı yayında vermeyen TRT’yi eleştiren İnce, meydanlarda daha önce Erdoğan yuhalanırken “yuhalamayın” uyarısı yapmasına karşın “Dün bazı kanalları aradım, dedim ki, ‘Bak benim mitingler verilmiyor, bugün verdiler. Ama bir tanesi var, şu TRT var ya TRT, şuna bir yuh çekin. Hepimiz elektrik parası ödüyoruz. Hepimiz TRT’ye para veriyoruz. TRT sana sesleniyorum. Orası babanın çiftliği değil. Sana Çorum’da 50 bin kişi para ödüyor. İntikam duygum yok, adaletle yöneteceğiz memleketi ama iki konuyu ciğerime yazdım. Soma’da yere düşen madenciye tekme atanı ciğerime işledim. TRT Genel Müdürü sana sesleniyorum, seni ciğerime yazdım. Bu fakir milletin hakkını Tayyip Erdoğan’a yedirerek, muhalefete yer vermeyerek yaptığın yayıncılığı sana yedireceğim” dedi. CUMHURBAŞKANLIĞI BAŞDANIŞMANI ÇEVİK ‘Seçim sonrası yeni bir çözüm süreci olabilir’ Katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan İlnur Çevik, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden sonra Kürtler koÇevik nusunda bölge insanını rahatlatacak birtakım girişimlerde bulunacağı beklentisinde olduğunu söyleyerek “Seçimlerden sonra yeniden çözüm süreci olabilir” dedi. HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmaması gerektiğini düşündüğünü belirten Çevik, Demirtaş’ın Kobani olaylarında insanları sokağa sürdüğünü ve Hendek olaylarını başlattığını iddia etti. Kürtlerin, bağımsızlık referandumu zamanında dönemin IKBY Başkanı Mesud Barzani’ye gösterilen tepkiden rahatsız olduğunu kaydeden Çevik, “Bölge insanı Türkiye’nin Barzani’ye sert hareketinden rahatsız oldu. Hatta MHP ile ittifaktan da çok mutlu değiller” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi VEKİLLERLE VEDA İFTARI ‘26. dönem ikinci Kurucu Meclis’tir’ Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 26. dönem AKP milletvekilleri ile parti genel merkezindeki iftar programında bir araya geldi. Erdoğan, “Erken seçim fısıltısı tüpten çıkan macun gibidir, bir daha eskiye dönemezsiniz. Sizler de 1.5 yılınız olmasına rağmen ülkeniz ve milletiniz için erken seçim kararı aldınız ve süreci başlattınız. Benim gözümde 26. dönem 1. Meclis’ten sonraki ikinci Kurucu Meclis’tir” dedi. 24 Haziran seçimlerini işaret eden Erdoğan, “Kamuoyu araştırmalarımız hamdolsun şu an iyi ama biz araziyi de iyi tahkim etmemiz lazım. Pazartesi günü milletvekili listelerimiz YSK’ye teslim edilecek. Salı gününden itibaren tüm milletvekili adaylarımız sahaya inecek” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘İçeriden’ kampanya Demirtaş’ın eşzamanlı olarak Edirne ve Ardahan’dan başlayacak kampanyasında fotoğraf, kartpostal ve maske gibi araçlar kullanılacak MAHMUT LICALI HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın cezaevi koşullarında yürüteceği seçim kampanyasına yönelik parti içinde görüşler netleşmeye başladı. 22 Mayıs’ta yapılacak HDP milletvekili aday tanıtım toplantısının ardından Edirne ve Ardahan’dan eşzamanlı olarak bir kampanya sürecinin başlatılması planlanıyor. Parti yöneticileri Demirtaş maskelerinin seçmene dağıtılarak, “Demirtaş biziz” mesajının verilebileceği, bu gibi araçlarla seçmenle arasında bir bağ kurulmasının amaçlandığı ifade ediyor. Sosyal medya üzerinden Demirtaş’ın kişisel hesabının yanı sıra HDP’nin resmi hesapları ve milletvekillerinin kişisel hesaplarının da kullanılacağı, HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli’nin katılacağı mitinglerde de Demirtaş’ın kısa ve özet mesajlarla alanlardaki seçmene doğrudan ulaşmasının sağlanacağı ifade ediliyor. Demirtaş’ın tahliye edilmesi amacıyla “Demirtaş’a özgürlük çünkü” sloganıyla sosyal medya üzerinden bir çalışma da başlatıldı. Mal varlığını açıkladı Demirtaş, Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin çağrısı üzerine sosyal medya üzerinden mal varlığını açıkladı ve diplomasının bir örneğini de paylaştı. Demirtaş, “Mal varlığımı açıklıyorum: 300 bin TL değerinde bir konut. 55 bin TL değerinde, 2013 model bir otomobil. Yüzlerce kitap, binlerce mektup. Ve bir diploma” ifadelerini kullandı. Demirtaş aynı zamanda “Şeffaflık Taahhütnamesi” başlığıyla da cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda yolsuzlukla mücadele alanında gerekli adımları atılması, siyasi etik yasası çıkarılması, siyasetin finansmanında şeffaflığa yönelik yasal düzenlemeler yapılması konularında gerekli iradeyi göstereceğine ilişkin yazılı belgeyi de paylaştı. l ANKARA CUHMAHKUARRBETAnŞDKAeAVNAdISNIAen‘Siyeleçikmatçıalalımşmıyaolraurımm’ HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davaya İstanbul Bakırköy Adliyesi’ndeki 38. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Demirtaş, mahkemeye mazeret dilekçesi göndererek savunmasını tam olarak hazırlayamadığı ve seçim çalışmalarından dolayı duruşmaya gelemeyeceğini beyan etti. Duruşma aralık ayına ertelendi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Ahmet Şık HDP’den aday adayı Gazeteci Ahmet Şık, yazılı bir açıklama yayımlayarak İstanbul’dan HDP milletvekili adayı olduğunu belirtti. Gazetemizdeki görevinden istifasını da Cumhuriyet’e teşekkür ederek duyuran Şık, açıklamasında, hakikat ve hakikati konuşanların düşman ilan edilip yok edilmeye çalışıldığı böylesi zulüm dönemlerinde kıymeti daha iyi anlaşılan umut ve dayanışma sözcüklerini, barış, demokrasi, eşitlik, adalet ve özgürlük sözcüklerine eklemek gerektiğini kaydeden Şık, neden aday olduğunu da şu cümlelerle açıkladı: “Söyledim, tekrarlaya yım: Bu ülke yalanın karanlığını değil, hakikatin ışığını hak ediyor. Gazetecilikte olduğu gibi siyasette de temel şiarım, Nazım’ın dediği gibi ‘Annelerin ninnilerinden, spikerin okuduğu habere kadar, yürekte, kitapta ve sokakta’ yalanı yenmek olacak. İşte bu yüzden milletvekili adayıyım. Sessizlik çemberini kırmak, bu güzel ülkemizi hakikatin ışığıyla aydınlatmak için ada yım. Halkların Demokratik Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş ve mücadele arkadaş larının şahsında tutsak edilmiş tüm siyasetçiler, gazeteciler, öğrenciler ve avukat arkadaşlarımla dayanışmak için adayım. Özlediği hayat hep yarınlara ertelenmiş halkımızla birlikte bugünü kazanmak için adayım.” l Haber Merkezi Standa polisten taciz HDP’nin, Ankara’da Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki standının önüne gelen bir kadın polis, bozkurt işareti yaparak içinde bulunduğu araçtan yüksek sesle ‘Ölürüm Türkiyem’ şarkısını çaldı. Stanttakilerin “Tarafsız olmanız gerekiyor” demeleri üzerine polislerin “Biz hainlerin tarafında değiliz” dedikleri belirtildi. Valilik olayla ilgili inceleme başlatıldığını duyurdu. l ANKARA /Cumhuriyet ‘HDP’ye geçeceğiz’ Vatan Partisi (VP) Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Doğu Perinçek’in, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde HDP’yi kapattırmak için Yargıtay’a başvuracağını açıklamasının ardından VP Diyarbakır İl Başkanı Selahattin Gönül, Batman il ve ilçe yönetimleri ile Kızıltepe ilçe yönetimi istifa etmişti. Gönül, 90 kişiyle birlikte HDP’ye geçeceklerini açıkladı. l DİYARBAKIR/Cumhuriyet Kapat Gitsin Gazeteciliğin öncelikli öğesi haberdir. Haberin peşine düşene, yakalayıp getirene, yazıişleri müdürüne teslim edene de muhabir deniliyor. İki sözcük daha var muktedirlerin pek beğendiği, aynı kökten gelme; onlar da ihbarla muhbirdir. Bu dört sözcüğü iktidardaki muktedirlerin karıştırarak işlerine geleni, geldiği gibi kullanmaları, haberle muhabir yerine ihbarı, ihbarcıyı yani muhbiri tercih etmelerinden daha makul, daha doğal ne olabilir. HHH Peki muhabir işinde ısrar ederse ne oluyor. O zaman onu ihbar ediyorsun o da “hapiste muhabir” oluyor. Türkiye’de hemen her devirde her dönemde bu iki sözcüğü karıştırmayı seven iktidarlar olmuş, onlar da muktedir olduklarını göstermenin derin hazzıyla gazetecileri hapse göndermişlerdir. Her devrin de o devri simgeleyen bir hapishanesi mutlaka vardır; örneğin bugün biz kısaca Silivri diyoruz, Menderes döneminde Ankara’daki meşhurdu, Hilton adını takmışlardı Rüzgârlı Sokak sakinleri, yani gazeteciler. HHH Menderes dönemi denilince 1958 yılına kadar gazetecilere toplam 2324 dava açıldığını, bu davaların 811’inde gazetecilerin hüküm giydiğini hatırlamak gerekir. Demokrat Parti’nin kuruluşuna destek vermiş Demokrat İzmir diye de bir gazete vardı o zamanlar. İşte o gazetenin de başına gelmedik iş kalmamıştı. Hikâyesi, “Bir Mücadele Gazetesi: Demokrat İzmir” adıyla Yapı Kredi Yayınları arasında çıktı. O dönemi ama aynı zamanda yaşadığımız günleri anlamak istiyorsanız çok yararlı bir kitap. Aytaç Demirci ile Demokrat İzmir’in kurucusu Adnan Düvenci’nin oğlu Yusuf Rıza Düvenci yazmışlar. HHH İşte o kitapta yer alan ilginç olaylardan birisi de ünlü Tahkikat Encümeni hadisesidir. Bizim de eğer seçimlerde bir başarı kazanılamazsa, başımıza gelebilecek işlerdendir ki bilmekte büyük yarar var. Kimi zaman iktidarlar muktedir oldukları zehabına yani yanılgısına kapıldıkça koltuğa daha sıkı sarılır, artık onu sonsuza kadar korumak gibi bir yanlışa düşerler. DP’de de öyle olmuştu. Başbakan Adnan Menderes 7 Nisan 1960, günlerden cuma, Meclis’te bir nutuk irad eyledi ki nutuk diye işte ben ona derim. Şöyleydi: HHH “Memleket bugün kabili idare olmaktan çıkmıştır. İşler çoktan laçka olmuştur. Adliye işlemez hale gelmiş, idare acze düşmüştür. Matbuat muhalefetle beraber koskoca bir hıyanet makinesi kurmuştur. Hükümetin tek başına hiçbir şey yapmasına imkân kalmamıştır. Artık laf yerine kanuni tedbir almanın zamanı gelmiştir.” İşte budur. Başbakan’ın konuşması elbette mebuslar tarafından emir telakki edilmiş, 15 üyeden kurulu Tahkikat Encümeni her türlü yetkiye sahip olarak hemen kurulmuş ve behemehal yani hemen işe başlamıştı. HHH Her ne kadar İsmet Paşa “böyle devam ederseniz sizi ben bile kurtaramam” dediyse de DP erkânı tınmamıştı. Tahkikat Encümeni bilahare, daha sonra demek oluyor mahkemelerin sahip olduğu selahiyetle mücehhez kılınmış, o günlerin havasına girelim diye bu sözcükleri seçiyorum gazetelere, gazetecilere, muharrirlere yani yazarlara, muhabirlere, elbette onların ayrılmaz parçası habere yasak gelmişti. HHH Bu örnekleri şimdi baskı altında olan, mensupları sık sık Silivri’yi ziyaret eden basınımızın, diğer aydınlarımızın, seçimlerden sonra daha kötüsü başlarına gelebilir, bilelim bildirelim diye yazıyorum. Bu nedenle işte, Hazirancılar, yaşlı, genç, kadın, erkek bir dolu insan, gazeteciliği muktedirlerle ahenk içinde olmak zanneden, ihbarcı medyanın TV kanallarını bu gece saat 20.00’de kapatmaya karar vermişler. İşe yarar mı bilmem ama ben de gideyim, saati geçirmeden karartıvereyim şu zaten hazzetmediğim kanalların ekranlarını... YİĞİTER YARGILANIYOR ‘Führer’li savunma ALİCAN ULUDAĞ Ankara Üniversitesi’nden KHK ile ihraç edilen akademisyen Cenk Yiğiter’in sosyal paylaşım hesabından yaptığı ‘Reis’li paylaşım için cumhurbaşkanına hakaret suçundan yargılanmasına başlandı. Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada savunma yapan Yiğiter, söz konusu ifadede cumhurbaşkanını kastetmediğine ilişkin 2 tanık dinletti. Erdoğan’ın avukatı Sami Kabadayı ise “reis” tabirinin Erdoğan ile özdeşleştiğini iddia etti. Yiğiter, buna karşılık “Reis, Türkiye’deki en yaygın lakaplardan biridir. Böyle bir lakabın devlet başkanı ile özdeşleştiğini, artık resmi bir unvana dönüştüğünü söylemek Hitler’in Führer, Mussollini’nin Duce sıfatlarını çağrıştırır. Demokratik bir ülkede böyle bir özdeşleşmeden bahsetilemez” dedi. Bunun üzerine Erdoğan’ın avukatı Sami Kabadayı “ne alakası var” diyerek konuşmaya müdahale etti. Mahkeme, duruşmayı 4 Ekim 2018’e ertelendi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle