Katalog

Cuma 18 Mayıs 2018 10 DİRENİNCE DARP EDİLDİ çAıypdlaınklaarr’aama Yenikapı’da Filistin’e destek mitingi ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşımasını protesto eden Filistinlilere, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 62 kişinin hayatını kaybetmesi bugün Yenikapı’da “Zulme lanet, Kudüs’e destek” ile protesto edilecek. Yenikapı miting alanındaki hazırlıklar ise dün geç saatlere kadar devam etti. Miting alanında üzerine “Zulme lanet, Kudüs’e destek” yazılı büyük bir sahne kuruldu. Sahnenin iki yanında ise “İnsanlık adına İstanbul ayakta” yazılarının yer aldığı görüldü. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı mitingin saat 15.00’de başlaması bekleniyor. İzmir’de yaptığı bir konuşma nedeniyle “örgüt propagandası yapma” iddiasıyla yargılandığı davada verilen hapis cezasının kesinleşmesinin ardından geçen günlerde tutuklanarak Bakırköy Kadın Cezaevi’ne konulan eski HDP PM üyesi, halk müziği sanatçısı Pınar Aydınlar, cezaevine girişte dayatılan çıplak aramayı kabul etmediği için darp edildi. Aydınlar’ın yüzünde küçük çiziklerin meydana geldiği öğrenildi. Tekli hücrede kalan Aydınlar’ın avukatının denetimli serbestlik için başvuruda bulunduğu kaydedildi. Aydınlar, 15 Mayıs salı günü Almanya dönüşünde Atatürk Havalimanı’nda hakkındaki yakalama kararı nedeniyle gözaltına alınmış, ardından tutuklanmıştı. l İSTANBUL / Cumhuriyet SERBEST BIRAKILAN ATAY: Dayanışmanın önemini gördüm FİLİSTİNLİ AKTİVİST DOKTOR SAAFİN, CUMHURİYET’E KONUŞTU: Anlık tepkiyi bırak İsrail’le ilişkileri kes Serbest bırakılan Atay, avukatı Efkan Bolaç ve arkadaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Soma faciasında madenciyi tekmeleyen dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın müşaviri Yusuf Yerkel’in ‘özür’ açıklamasına tepki gösteren ve Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın hedef göstermesinin ardından gözaltına alınan oyuncu Barış Atay önceki gece serbest bırakıldı. Emniyet’ten serbest bırakılan Atay, sosyal medya hesabından “Bütün dostlara, yoldaşlara teşekkür ederim. Dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm. İyi ki varsınız... Hep beraber çok güzel yarınlarımız olacak” mesajını paylaştı. Hakan’ı mağdur etmişim Atay’ın gözaltına alınması sonrası büyük tepki çeken Ahmet Hakan, eleştirilere karşı dün bir kez daha Barış Atay’ı köşesine taşıdı. Ahmet Hakan yazısında, “Benim çağrım Muharrem İnce’yeydi, Meral Akşener’eydi. Ama cevap polisten geldi. ‘Şak’ diye gözaltına aldılar adamı. Sanırım bana şöyle bir mesaj veriyorlar bu gözaltıyla: Yok öyle yağma Ahmet Hakan! Kutuplaşmayı ve kutuplaştırmayı biz de en az Barış Atay kadar severiz. Bu oyunu bozamazsın Ahmet Hakan! Bak işte bir gözaltıyla hem kutuplaştırmayı daha da derinleştirdik, hem de seni ‘tetikçi’ durumuna düşürdük!” diye yazdı. Barış Atay ise kendisini hedef gösteren Hakan’ın yazısını, “Gözaltına alınarak Ahmet Hakan’ı mağdur etmişim sanırım” diye paylaştı. l İSTANBUL / Cumhuriyet KAYIPLAR İÇİN SES ÇIKAR Maksut Tepeli’nin mezarı nerede? İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 1725 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’nda kayıpların akıbetinin açıklanmasını, faillerin yargı önüne çıkarılmasını istiyor. Hafta kapsamında dün yapılan ilk etkinlikte, 2 Şubat 1984’te gözaltına alınan ve kaybedilen öğretmen Maksut Tepeli’nin mezar yerinin açıklanması istendi. Feriköy’deki Helvacıdede Mezarlığı’nda yapılan açıklamada konuşan İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon’dan Maside Ocak, “Maksut Tepeli, 2 Şubat 1984’te Küçükbakkalköy’deki arkadaşının evine gitti. Evde karakol kurmuş olan polislerin açtığı ateş sonucu yaralandı. Yoğun kan kaybetmesine rağmen bir battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü. 5 Şubat 1984 tarihinde, ağır işkence sonucu koma halinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı ve bir daha haber alınamadı. 22 yıl sonra ölümüyle ilgili düzenlenen resmi belgelere ulaşıldı. Ancak üç yıl sonra Maksut’un Helvacıdede Mezarlığı’na defnedildiği açıklandı ancak mezar yeri bilinmiyordu. Resmi makamlar,mezar yeri bilgisini vermiyor” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet İsrail devletinin kuruluşunun bir gün sonrası, 15 Mayıs, Filistinliler için “Nakba Günü”. Nakba Arapçada “talihsizlikfela ket” anlamında kullanılıyor. Filistin liler kendilerini öz yurtlarında mül teci durumuna düşü ren, evsiz bırakan gü nü “felaket” olarak ad landırıyor. Tarihleri bo yunca büyük trajedi ler yaşamış Filistinli DOĞAN ERGÜN ler, İsrail’in kuruluşunun 70. yıl dönümün de bir büyük felaket le daha karşı karşıya kaldılar. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını, uluslara rası tepkileri ve hukuku hiçe sayıp Kudüs’ü İsrail’in başkeni olarak ilan etmesi ve büyükelçilik binasını bu kente taşıması Filistin davasına bü yük darbe indirdi. Üstelik elçilik ta şınmasına ve işgalin süreklileşme sine isyan eden, evlerine dönmek için sembolik “Büyük Dönüş Yürü yüşü” düzenleyen binlerce silahsız Filistinlinin üzerine İsrail askerinin açtığı ateşle 62 kişi öldü, 2 binden fazlası yaralandı. Destekleyen zayıfladı İsrail’e karşı 13 yıldır dünya genelinde bir hareket örgütleniyor. Türkiye’de de 9 yıldır çalışmalarını sürdüren BDS (Boycott, Divestment and Sanctions Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar) Hareketi, 14 Mayıs Gazze katliamına karşı Türkiye’de ses getiren eylemlere imza attı. BDS HareketiTürkiye’nin gönüllülerinden Filistinli doktor Nicola Saafin ile Filistin’deki son durum ve BDS Hareketi üzerine konuştuk. ABD’nin Kudüs kararını bütün Filistin’in işgalini legalize etmek anlamına gelen “tarihsel bir karar” olarak nitelendiren Saafin’e Nicola Saafin göre bu aşamaya gelinmesinde hem ABD öncülüğünde ilerleyen 25 yıllık sürecin hem de emperyalist ülkeler eliyle bölge coğrafyasının altüst edilmesinin payı var. Filistin davasının kendi içine kapalı bir konu olmadığını, uluslararası desteğin kilit rol oynadığını vurgulayan Saafin, Suriye, Irak, Mısır, Libya gibi Filistin’i destekleyen ülkelerin zayıflatılmasının İsrail ve ABD’ye fırsat verdiğini belirtiyor. Tüm dinlerin kutsal saydığı toprakların bir din devletine teslim edilmeye çalışıldığını vurguluyor. Bugünlerde İsrail saldırganlığına karşı sesi gür çıkıyor görünen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve partisi AKP’nin Suriye politikasının doğrudan ve dolaylı sonuçlarını bize hatırlatmış oluyor Filistinli doktorun sözleri... ‘İlişkiler kesilsin’ “Büyük Dönüş Yürüyüşü” hakkında da bilgi veren Saafin, 30 Mart’taki “Toprak Günü” ile başlayan bu eylemin, sayısı 6.5 milyonu aşan Filistinli mültecilerin topraklarına dönme hakkını yeniden masaya getirmeyi; işgali, yasadışı İsrail yerleşimlerini, çok temel insani malzemelere dahi erişimi kesen Gazze ablukasını, işsizliği teşhir etmeyi hedeflediğini belirtiyor. “Mültecilerin geri dönüşü gibi önemli bir politik talebe sahip yürüyüşün, Filistin’de iki devletli çözümü savunarak mülteciliğin kalıcılaşmasına fiilen onay veren politik örgütlerin programını aştığını” savunuyor. Stratejik ortaklık sürüyor BDS Hareketi’nin uzun yıllardır süren çabalar sonucunda, aynı Güney Afrika’daki apartheid (ırk ayrımına dayalı) rejimine karşı yürütülen boykot hareketi gibi, önemli bir mücadele aracı haline geldiğini vurguluyor. Dünya genelinde Filistin sorununun çözümü konusunda tartışmalar sürerken, Nikola Saafin’e göre, uluslararası tanıma, İsrail işgalinin meşrulaşmasına hizmet ediyor. BDS Hareketi’nin de ana gündemi İsrail ile ekonomi, kültür, diplomasi gibi tüm alanlarda ilişkilerin kesilmesini sağlamak. Türkiye’de ideolojik ayrım gözetmeksizin tüm kesimlerde bir Filistin davası hassasiyeti olmasına rağmen Ankara ile İsrail arasındaki stratejik ortaklığın sürdüğüne işaret ediyor. İsrail’le yapılan anlaşmaların iptali için önceki gün TBMM’ye sunulan önergenin AKP ve MHP milletvekilleri tarafından reddedildiğini hatırlatıyor. Türkiye’nin İsrail’in en büyük 4. ihracatçısı olduğunu belirten Filistinli aktiviste göre, “Ankara’nın, İsrailli büyükelçiyi yıl sonuna kadar ülkesine göndermek gibi tepkisel ve anlık hareketler yerine İsrail’le ilişkileri toptan kesmesi” gerekiyor. DİNK DAVASINDA ARA KARAR Başmüfettişe tahliye Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada, kamu görevlilerinin sorumluluğuna ilişkin düzenlenen raporlarda Dink’in Yasin Hayal tarafından öldüreleceği ile ilgili istihbarat raporlarına yer vermeyen dönemin Mül kiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız tahliye edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü oturumuna söz alan da Şükrü Yıldız, hakkında “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla hazırlanıp Dink dosyasına dahil edilen iddianameye ilişkin savunma yap tı. Yıldız, cinayetin ardından hazırladığı rapora ek koymadığını, bakanlığın da kabul ettiğini belirterek, “8 yıl sonra ekleri sordular. ‘İmha ettim’ dedim. 9 nolu F4 raporunu (istihbarat notu) gizlediğim doğru değil. Hrant Dink her ne pahasına olursa olsun öldürülecek ibaresinin geçtiği F4 benden de gizlendi. Ben o raporu görmedim. Polis müfettişlerine müdahalem görev çerçevesindedir” dedi. Yıldız, Erhan Tuncel’in McDonald’s saldırısının faili olabileceğini kendisinin ortaya çıkardığını kaydederek, “Trabzon jandarması emir komuta içerisinde bana topluca yalan söylediler, örtmeye çalıştılar ama buna izin vermedim. Müfettişler, ‘Trabzon Emniyeti’nin arşivini görmüşsün’ dediler. Evet, gördüm. Çünkü Trabzon Emniyeti’nin Ogün Samast’tan haberdar olduğunu düşündüm ve şüphemi doğrulamak için arşivi gördüm. Arşivde Samast’ı aradım, bulamadım. Kuşkularımı gideremedim. Gizlemekle suçlandığım raporları arşivde görmedim” diye konuştu. Yıldız savunmasının ardından Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, dönemin İstanbul İl Jandarma Komutanı Ünal Karaosmanoğlu, İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Aycan Oktaylar, Aşırı Sağ Faaliyetler (ASAF) Tim Komutanı Serkan Özel’in dinlenmesini talep etti. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın cinayet öncesi aylık il emniyet ve koordinasyon toplantısında Dink’in durumunun konuşulup değerlendirildiğini ve bu toplantıda dönemin İstanbul MİT Bölge Başkanı Ahmet Köksoy’un da olduğu beyanını hatırlatan Bakırcıoğlu, Köksoy’un da dinlenmesini talep etti. Taleplere ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme, Şükrü Yıldız’ın tahliyesine karar verdi. Heyet, MİT görevlilerinin tanık olarak dinlenmesi yönündeki talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmederek, Köksoy’un adres ve kimlik bilgilerinin araştırılarak bildirilmesi için MİT Müsteşarlığına müzekkere yazılmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 10, 11 ve 12 Temmuz’a ertelendi. l İSTANBUL / Cumhuriyet haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ DİN ÖĞRETMENİNDEN Alevilere ayrımcı söylem ZEHRA ÖZDİLEK Sultanbeyli Maraşal Fevzi Çakmak Ortaokulu’nda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan A.H’nin önceki gün 6. sınıf öğrencilerine ders esnasında “Alevilerin oruç tutmadığını, namaz kılmadığını, ve H.z. Ali’ye taptığını söylediği” iddia edildi. Öğrenci velileri öğretmenin bu hareketinden rahatsız olduklarını belirterek, “Biz bugün o öğretmeni şikâyet etmek için okula geldik. Müdür bize, ‘yanlış anlaşılma olmuş, kadının ayağı sakat’ diye bir açıklama yaptı. ‘Engelli ama bacaktan engelli kafadan değil’ dedi. Telefon üzerinden gazetemize açıklama yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni A. H. ise “Böyle birşey yok. Öğrencilerin sadece küçük bir yanlış anlaması olmuş. Öğrencilerimiz ve velilerimizle bugün görüştük bir sorun yok” dedi. Müdür kapatıyor İsmini vermek istemeyen bir veli, “Din kültürürü öğretmeni A.H. derste çocuklara Aleviler ile ilgili hakaret etmiş. ‘Oruç Tututmuyorlar. Vatana millete hayırları yok’ diye. Çocuklar bunu bize söyledi. Okul müdürü olayın üstünü kapatmak istiyor. İfadesini alacağını söyledi ama ifadesini almadı. Bu öğretmenin Alevilik konusunda daha öncede hataları oldu. Müdür de aynı tıynette. O da çay ocağına girip kimin oruç tutup tutmadığını soruyormuş” ifadelerini kullandı. ‘Ötekileştiriyorlar’ Öğrenci velisi K.P. ise “Burada müdür ve öğretmen Alevi ailelere ve çocuklarına büyük haksızlıklar yapıyor. 13 yaşındaki çocuklara, ‘Aleviler Afrin operasyonunu desteklemiyor. İçki içiyorlar, bunlar dinsiz’ diyerek bizleri küçücük çocuklara kötülüyorlar. Çocuklarımıza düşük notlar veriyorlar. Müdüre şikâyet ettik ama bu çözüm olur mu bilmiyoruz. Her dönem eziliyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık. Çocukların akıllarına neler sokuyorlar. Diğer çocukladan ayırıyorlar, ötekileştiriyorlar. Böyle olayları duyduktan sonra çocuklarımız okuldayken endişe duyuyoruz. Acaba bugün başlarına ne gelecek korkusu yaşıyoruz. Buna artık bir çözüm bulunmalı ve bunu yapanlar cezalandırılmalıdır. Herkesi hakkımızı savunmaya çağırıyoruz” dedi. ALEVİLERLE BULUŞMA Sezai Temelli: Din dayatması çözüm değil Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Halkaların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu, Taksim’de bulunan Cezayir Restorant’ta Alevi halkının kurum temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıya HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ve çok sayıda Alevi kurum temsilcisi katıldı. Toplantıda konuşan Koçyiğit, “Bu coğrafyada yaşamak için yeri gelmiş sessizliğe gömülmüşüz, asimile olmuşuz... Bugün bütün bunları geride bırakacak bir alana kapı açmış durumdayız. Aleviler olarak da bunu değiştirecek gücümüz var” dedi. Bu ülkede milyonlarca Alevi yaşadığını belirten Koçyiğit, Aleviler’in sözünün parlamentoya yansımadığını belirtti. Koçyiğit, “Halen Alevilerin evleri çarpı ile işaretleniyor. Halen okullarda çocuklarımız din derslerinde asimile ediliyor. Cem evlerimiz yasal statüye sahip değil. O zaman gerçekten bir yol ayrımında olduğumuzu düşünüyoruz. Sadece seçim meselesi değil. Bu inancın bir evladı olarak, bizim sesimize sorunlarımıza kulak vermeleri gerekiyor” dedi. Temelli ise tüm inançların kendisini var edeceği bir eğitim sistemine ihtiyaç olduğunu ve özgürlükçü laiklik ilkesini benimsediklerini belirterek, “Devletin anlayışını dayattığı din çözüm değil bugün yaşanan çözümsüzlüğün başıdır. Yurttaşlar arasında hiyerarşi kurarsanız çözüm bulamazsınız ancak eşit yurttaşlık yaratırsanız çözüm olabilirsiniz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B