28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 17 Mayıs 2018 EDİTÖR: ELİF TOKBAY / TAMER KAYAŞ TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 ŞANS TOPU 05, 09, 14 26, 31 + 12 5+1 BİLEN: 709 bin 802.70’er TL (1 kişi) 5 bilen: 2 bin 087’şer TL 4+1 bilen: 267.85’şer TL 4 bilen: 29.15’şer TL 3+1 bilen:17.25’şer TL 3 bilen: 3.90’ar TL 2+1 bilen: 6.10’ar TL 1+1 bilen: 3.50’şer TL 310/1 9 0 300/1 7 0 230/1 4 0 250/1 7 0 310/1 3 0 230/1 0 0 190/5 0 290/1 4 0 310/1 9 0 290/1 4 0 270/1 4 0 290/1 8 0 210/1 2 0 320/2 0 0 180/7 0 260/1 3 0 180/9 0 240/1 1 0 140/8 0 230/1 3 0 140/1 1 0 240/1 8 0 TARİHTE BUGÜN 2002: Halk ozanı Âşık Mahzuni Şerif (61) yaşamını yitirdi. 2006: Danıştay’a Alparslan Aslan tarafından düzenlenen silahlı saldırıda Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin yaşamını yitirdi, 4 üye yaralandı. DATÇA CEMEVİ RESMİ İBADETHANE Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Başkanı Murat Yıldırım, Datça Cemevi’nin resmi ibadethane olarak kabul edildiğini belirtti. Şube Başkanı Murat Yıldırım yaptığı açıklamada, “Anadolu Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi olarak yaptığımız çalışmalarda bir adım daha ilerledik. 2017 yılından bugüne kadar Aydem Elektrik ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığına yaptığımız başvurularda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve ülkemizdeki Yargıtay kararları doğrultusunda ibadethane miz olan cemevimizin elektrik su giderlerinin devletin ibadethanelere sunduğu olanaklar dahilinde değerlendirilmesini istedik. Bu başvurularımız neticesinde 2017 Kasım ayında cemevimiz resmi ibadethane olarak kabul edilmiş ve Aydem ile bu kapsamda sözleşme yapılmıştır ve ibadethane olarak kabul edilmesi sebebiyle de abonelik ücreti alınmamıştır. 14 Mayıs 2018 tarihinde ise MUSKİ ile yapılan abonelik sözleşmesiyle cem evimiz ibadethane olarak kabul edilmiş ve böylece Muğla’da bir ilke daha imza atmıştır” dedi. l DHA Şube Başkanı Murat Yıldırım 14 Mayıs’ta MUSKİ ile sözleşme yapıldığını söyledi. ‘Sayı az, yemek yok’ Çorum İl Sağlık Müdürlüğü, yararlanacak personel sayısının yetersiz olduğu gerekçesiyle ramazan ayı boyunca yemekhaneyi kapattı Genel Sağlıkİş Sendikası Başkanı Zekiye Bacaksız, Çorum İl Sağlık Müdürlüğü tarafından tüm birimlere gönderilen yazıda, rama zan ayı içinde yemek servis hizmet lerinden yararlanmak isteyen personel sayı sının yetersiz olduğu, bu nedenle kamu yara rı düşünülerek yemek hanenin kapatıldığının SİBEL BAHÇETEPE ifade edildiğini belirterek “Ramazan ayın da yemeği kaldıran Ço rum Sağlık Müdürlüğü, anayasal suç işlemektedir” dedi. Çorum İl Sağlık Müdürlüğü tarafın dan tüm birimlere gönderilen yazıda “Ramazan ayı içerisinde yemek servis hizmetlerinden yararlanmak isteyen personel sayısının yetersiz olması ne deniyle kamu yararı düşünülerek ye mekhane yönetim kurulu kararıyla ra mazan ayında yemek servis hizmeti ve rilmemesi kararlaştırılmıştır” denildi. Anayasal suç Konuya ilişkin açıklama yapan Bacaksız, Çorum Sağlık Müdürlüğü’nün ramazan ayında tüm çalışanlarına yemek servis hizmetini kaldırarak Anayasa’nın 24. maddesi ile güvence altına alınan din ve vicdan özgürlüğünü açıkça ihlal ettiğini vurgulayarak Sağlık Bakanlığı yetkililerini göreve davet ettiklerini belirtti. Bacaksız, “Özveri ile çalışan sağlık emekçilerinin anayasal güvence altına alınan haklarını ihlal edenler hakkındaki mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir” dedi. İŞLETMEDEN ÇEKİLDİLER Belediyeden yasak tepkisi CHP’li Kuşadası Belediyesi, iktidarın Dilek Yarımadası Kalamaki Milli Parkı’nda getirdiği içki yasağının “keyfi” olduğunu vurgulayarak, 4 koyda bulunan büfe, kafeterya ve kır lokantası işletmeciliğinden çekildi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü, daha önce “içkili” olarak ihaleye çıkardığı parktaki işletmelere, içki satış yasağı getirmiş, belediye şirketi hakkında da birçok kez tutanak tutulmasına neden olmuştu. Park Müdürü Koray Aşık’ın, “Yasaklama söz konusu değil, evrakta eksiklik var” karşın engellemelerin sürmesi üzerine belediye, işletmelerden çekilme kararı aldı. Belediyeden yapılan açıklamada, söz konusu işletmede, ihale şartnamesine uygun ve TAPDK’den alınmış ruhsata göre içki satışı yapıldığı vurgulanarak “Bu konuda idarenin uyguladığı yasak ve engellemeler bütünüyle keyfi ve hukuka aykırıdır. Bu konuda sorumluluğu olan herkese karşı her türlü yasal hakkımızı sonuna kadar kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz” denildi. l İZMİR / Cumhuriyet ‘YERYÜZÜ SOFRASI’ İSTİKLAL’DE KURULDU MEHMET KIZMAZ Ramazan ayı boyunca İstanbul’un farklı yerlerinde kurulan ve farklı kesimden insanların aynı yer sofrasında buluştuğu “Yeryüzü Sofraları”nın ilki önceki yıl olduğu gibi İstiklal Caddesi üzerinde kuruldu. Antikapitalist Müslümanlar’ın öncülüğünde 2011 yılından bu yana gerçekleştirilen etkinlik bu yıl, ‘Gelin canlar barışın, direnişin, birliğin sofrasında bir olalım’ çağrısıyla yapıldı. İftara yarım saat kala Galatasaray Lisesi önüne gelen yüzü aşkın yurttaş, evlerinde hazırlayıp getirdikleri yemekleri aynı sofraya koyarak iftar yaptı. Yurttaşlar arasında Taksim Dayanışması, CHP’li ve HDP’lilerin yanı sıra demokratik kitle örgütü temsilcileri de vardı. Antikapitalist Müslümanlar adına konuşan ilahiyatçıyazar İhsan Eliaçık, bu yıl kurdukları ilk Yeryüzü Sofrası’nı şöyle anlattı: “Ramazanın ruhunun sadelik, paylaşım olduğu ve açların, yoksulların düşünülmesi gerektiğini vurgulamak ve son zamanlarda Tür kiye’deki muhafazakârlarda görülen lüks düşkünlüğüne karşı bir tepki olarak ortaya çıktı ve hâlâ geçerlidir. Ülke yönetimi de böyle olması gerekir.” Gezi’de de vardı Yeryüzü Sofraları ilk olarak 5 yıldızlı otellerdeki lüks iftar sofralarını protesto etmek amacıyla 2011 yılında Beşiktaş’taki Conrad Oteli önünde kuruldu. Gezi Parkı pro testoları döneminde Antikapitalist Müslümanlar öncülüğünde İstiklal Caddesi’nde kurulan sofra geniş kitleler tarafından tanındı. Oruç tutmanın zorunlu olmadığı ve her kimliğe açık olan yeryüzü sofrasının temel amacı dayanışma ve paylaşmayı artırarak ramazanın asıl ruhunu yerine getirmek olarak tanımlanıyor. Sofranın ana fikri ise herkesin getirdiğini sofrada birileriyle paylaşması. l İSTANBUL Marley’in velayet davası Eskişehir’de üniversite öğrencisi Osman Orhan Baçaru (22), Golden Retriever cinsi 3,5 yaşındaki ‘Marley’ isimli köpeğini geri vermediği iddiasıyla yaklaşık 6 ay önce ayrıldığı sevgilisi Ezgi B. (22) hakkında dava açtı. Köpeğin kendisine ait olduğunu söyleyen Ezgi B. ise “Köpeği 3,5 aylıkken aldım. Marley benim köpeğim” dedi. Davanın ilk duruşması 25 Mayıs’ta yapılacak. Ezgi B. şöyle konuştu: “Ayrıldıktan sonra Osman beni rahatsız etmeye başladı. Telefonla rahatsız etti, evime istemim dışında geldi. Bununla ilgili savcılıkta koruma kararı çıkarttım. Osman’ın bana açtığı bu dava, hayvan sevgisiyle açılmış bir dava değil.” l DHA Tacizden tutuklu öğretmen ölü bulundu Denizli’nin Pamukkale ilçesindeki bir ilkokulda, 9 kız öğrenciye cinsel tacizde bulunduğu suçlamasıyla tutuklanan sınıf öğretmeni Ferruh A. (53), Kocabaş Cezaevi’ndeki koğuşunda ölü bulundu. Ferruh A’nın intihar ettiği ileri sürülüyor. 28 Şubat’ta Pamukkale ilçesindeki bir ilkokuldaki öğrencilerden bazılarının velileri, okul yönetimine giderek sınıf öğretmeni Ferruh A’nın çocuklarına elle tacizde bulunduğunu ileri sürüp, şikâyetçi olmuştu. Kız öğrenciler pedagog eşliğinde verdikleri ifadelerde, öğretmenin kendilerine elle tacizde bulunduğunu söylemişti. Ferruh A’nın intiharı ile ilgili soruşturma başlatıldı. l DHA Tekme 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma felaketinin dördüncü yıldönümünde Muharrem İnce’nin, madenci tekmelemesiyle hatırlanan başbakanlık müşaviri Yusuf Yerkel hakkındaki “tekme atandan hesap sormazsam namerdim” açıklamasının etkileri sürüyor. Dört senedir sessizliğini koruyan Yerkel, sosyal medya aracılığıyla “Böyle bir olayda yer almamdan dolayı tekrar derin üzüntülerimi ifade ediyor, kamuoyundan özür diliyorum” mesajını yayımladı. Bunun üzerine İnce, “Özür dilemek yetmez, hesap verecek” dedi. Yerkel ise tekmelediği madenci Erdal Kocabıyık’ı arayarak özür dilediğini ve kendisiyle helalleştiğini ileri sürdü. Kocabıyık’ın yalanlaması gecikmedi. Özrü kabul etmediğini ve Yerkel’in telefonlarına dahi çıkmadığını ifade etti. Tekme hadisesinden sonra madenci Kocabıyık, “kamu malına zarar vermek” suçundan 10 ay ceza almıştı. Oysa görüntüler izlendiğinde zırhlı bir araca bir tekme savurduğu, ardından iki jandarma tarafından yere yığıldığı ve henüz yerdeyken arkalardan kopup gelen Yusuf Yerkel tarafından tekmelendiği görülüyor. Hatırlayalım. O vakitler, parti sözcüsü Hüseyin Çelik olayda asıl Yerkel’in şiddet gördüğünü ve 7 gün rapor aldığını söylemişti. Yani Yerkel’e partisi adına sahip çıkmıştı. Görüntüler ortada. Zırhlı aracın o tekmeden zarar görme ihtimali yok. Yerkel, şiddete uğramamış. Aksine yerde yatan birini darp etmiş. Sosyal medya paylaşımlarında bir AKP militanı olduğu anlaşılan bir doktordan 7 gün rapor almayı başarmış. Belli ki sahte olan bu raporu Hüseyin Çelik savunmuş. Yetmez gibi Yerkel’in üzüntülü olduğunu ancak özür dilemediğini de açıklamış. Muharrem İnce’nin açıklamasından sonraki gelişmeler üzerine oyuncu Barış Atay, sosyal medyada “Hepiniz ağlayarak özür dileyeceksiniz. O gün geldiğinde; affedeni, acıyanı, yargılamaktan vazgeçeni de unutmayacağız! Yok öyle ‘torunlarla emeklilik, hepimiz kardeşiz, kavga istemiyoruz’ falan. Her şey yeni başlıyor. Bu ülkeye, insanına yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz” diye yazdı. Hem Yerkel’in samimiyetsiz özrüne hem de muhalefetin iktidara gelirse “rövanşizme” başvurmayacağını söylemesine tepki gösterdi. Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan, Meral Akşener ve Muharrem İnce’den Barış Atay’a haddini bildirmesini talep eden bir yazı kaleme aldı. Atay, dün sabah saatlerinde gözaltına alındı. Bütün bu hikâye şunları gösteriyor. Video kaydının açıkça gösterdiği gerçeklere rağmen, şiddete uğradığını söyleyen ve rapor alan bir müşavir var. Bu müşavire destek çıkan bir bakan var. Yerde acımasızca tekmelendiği halde 10 ay hapse mahkum edilen bir madenci var. İktidarın yargılamadan anladığı siyasi cezalandırma. O sebeple de ilerde yargılanma ihtimalinden bahsedilmesini bile bir tehdit olarak algılıyor. Sebebi basit çünkü kendisi de yargılamayı siyasi hasımlarını cezalandırmanın bir yolu olarak değerlendiriyor. Kendi başına da aynısının geleceğinden korkuyor. Yargılamanın aslında ne olduğunu dahi unutmuş durumda. Hukuk devleti çökerse, yargı iktidarın bir sopası haline gelirse sonucu bu olur. Yalanların gerçek diye yutturulmaya çalışıldığı, gerçeklerin iftira diye karartıldığı, hukukun ve yargılamanın bir siyasi silaha dönüştüğü vakitler bunlar. Tam da bu sebeple şayet iktidar el değiştirirse, hukuk devletinin yeniden kurulması ve adil yargılama ilkesinin baş tacı olması şart. Rövanşizme düşmeden adil yargılanmanın hayata geçirilmesi herkesi rahatlatır. Kadın cinayetine ağırlaştırılmış müebbet Esenyurt’ta 2 Aralık 2016’da eşi Netice Taşdelen’i 29 bıçak darbesiyle yaraladıktan sonra balkondan aşağı atarak öldüren Abdülhakim Taşdelen ve beş erkek kardeşinin yargılandığı davanın karar duruşması dün Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatı Tuğba Torun, “savcının olaydan hemen sonra olay yerinde yaptığı incelemede deterjan kokusu aldığını ve suç delillerinin temizlenmeye çalışıldığını söyledi” dedi. Mahkeme heyeti sanık Abdülhakim Taşdelen’e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verirken diğer sanıkların ise beraatına karar verdi. Duruşma çıkışında Netice Taşdelen’in yakınları olduğu belirtilen bir grupla, Abdülhakim Taşdelen’in yakınları arasında otoparkta tartışma çıktı. Kavgaya dönüşen tartışmada bıçaklar kullanıldı. Abdulhakim Taşdelen’in iki kardeşi ile babası aldıkları bıçak darbeleriyle yaralandı. Saldırganlar olay yerinden kaçarken bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. l SEYHAN AVŞAR / İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle