25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 17 Mayıs 2018 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN / BURAK YURTTAŞ Atilla’ya 2 yıl 8 ay ceza Başganıma başkaldıran dolar Dolar diye bir pislik var. Bir piç, bir edepsiz, saygısız köpek... Başganıma başkaldırdı. Başganım “dur” diyor o yürüyor. Başganım “in” diyor, o çıkıyor. Bu yazı yazılırken baktım yine çıkmış, 4.46. İkiz kardeşi Avro da öyle. O da ineceğine çıkmış, 5.30’a merdiven dayamış... Bunlar tabii Başganımı devirmek isteyen, Başganımın başarıları karşısında çılgına dönen “Emperyalist finans kapitalinin küresel sermayesi” var ya, işte onun işi. Ama evelallah hakkından da gelinecek, üstesinden de... Yeni bir dönem başlıyor. Yeni dediysem aklınıza 24 Haziran filan gelmesin. Hani seçim filan. Hani yüzde hesapları falan filan. Boşverin onları. 200 yıllık bir susuzluktan sonra elimize geçen siyasal iktidarı sandıktan oy çıktı, kuş çıktı, civciv çıktı diye geri verecek değiliz, değil mi? Yeni dönem dediğimi Başganım her fırsatta anlatıyor. Mesela Merkez Bankası. Yani şu faiz meselesi. Hayır “Faiz haram” diye bağırıp çağıranlara bakmayın siz. Onlar gerici, eski kafalı. Başganıma göre faizin kendisi değil yüksek olması haram. Ne dedi, hem de kaç kez dedi: “Bu faizlerle iş yapılamaz. Faiz netice değil sebeptir. Enflasyon da sonuçtur. Faiz inerse enflasyon da iner. Mecburi iner yani...” Bunu Başganım bilmeyecek de kim bilecek. İktisadi Ticari İlimler Akademisi denen ve büyük şirketlere muhasebeci yetiştirmek üzere kurulmuş yüksekokulda ilim irfan edinmiş birinden söz ediyorum. Diploma şart değil. Ama Başganımın bu derin iktisat bilgisi önümüze ve yolumuza ışık tutuyor. Nitekim faize kesin çarenin kapıda olduğunun müjdesini verdi birkaç gün önce. “Biz sizden silah alalım, siz de bizimle iyi ilişkiler içindeymiş gibi davranın” pazarlığı bağlanınca gittiği “Brexit” memleketinde iktisat ağırlıklı neşriyat yapan beynelmilel bir televizyona konuştu: “Tabii ki Merkez Bankası’nın bağımsızlığı söz konusu. Ama TCMB bağımsızlığının gereği ile kalkıp herhalde yürütmenin başı olan bir başkanın burada vermiş olduğu sinyalleri bir kenara koyacak hali yok. O da tabii buna göre değerlendirmelerini yapacaktır. Adımlarını ona göre yapacaktır. Ben bunun gelecek için çok isabetli adımların atılmasına vesile olacağına inanıyorum.”  Gerçi Başganımın “Adımlarını ona göre yapacaktır” cümleciğinin Türkçeye tercümesi biraz zor ama yine de sözlerin bütününden söylemek istediği anlaşılıyor: Gelecekte “Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak” denen Rabia’ya bir de “Tek Merkez Bankası” eklenecek. Yani bundan böyle Merkez Bankası da tek kişiden sorulacak.Tek kişiden, Başganımdan... HHH Laf uzadı. Dolara döneceğim. Başganımı dinlemeyen o alçağa, o rezil kepazeye... İstediği kadar insin çıksın. Başganım yakında onun defterini dürecek. Geçen hafta bizim partinin grup toplantısında kendi açıkladı. Sözlerini aynen aktarayım da kafanıza kazınsın; içiniz açılsın; geleceğe güvenle bakın; ilk fırsatta konut kampanyalarından birine, hatta ikisine, üçüne katılın. Çünkü ekonomi düze çıkıyor, doların beli kırılıyor, Avro’nun ipi çekiliyor, alıp başını giden piyasa faizine “çüş” deniyor... Aktarıyorum: “...Kur üzerinde oynanan oyunların kayda değer bir ekonomik gerekçesinin ve derinliğinin olmadığı her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Onun için şimdi bizim attığımız adım nedir? Milli para, yerli para. Milli ve yerli parayla birlikte inşallah bu kur oyununu da bozacağız...” Bu derin analizi ve müthiş çözümü anlamamışsınızdır. Peki anlatayım. Petrol mü lazım, sanayinin yürümesi için ara mal mı ithal edilecek? Tamam, ama yerli ve milli parayla yani Törkiş lirayla. Bulgaristan bize saman mı satacak? Olur. Ama yerli ve milli paramızla. Araba, motor, uçak, helikopter, demir, kömür, ilaç, silah, külah... Yani aklınıza ne gelirse... Alacağız ama yerli ve milli ile, Törkiş lirayla... İşine gelen satar, gelmeyen satmaz. O artık onların meselesi. Yani ekonomiyi filan dert etmeyin, Dolara Avro’ya bakıp korkmayın. Benim yerli ve milli Başganım hepsini hallediyor. Siz yatın kulağınızın üstüne, uyuyun... Eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı, ABD’nin İran yaptırımlarını ihlal suçundan 32 ay hapis cezası aldı. Atilla’nın 13 ile 18 ay arası bir süre hapis yatacağı öngörülüyor ŞEBNEM ARSU Eski Halk Bankası’nın Genel Müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, New York Güney Bölgesi Mahkemesi tarafından ABD’nin İran yaptırımlarını ihlal suçundan 32 ay hapis cezasına mahkum edildi. Mart 2017’den beri süren tutukluluk ve iyi hal indirimleri göz önünde bulundurulduğunda, 47 yaşındaki bankacının ortalama 13 ile 18 ay arası bir süre hapis yatacağı öngörülüyor. ABD sisteminin uğradığı kayıplar ve işlediği sabit görülen suçlar kapsamında, Atilla’ya 500 ABD dolarlık mahkeme masrafları dışında herhangi bir para cezası kesilmedi. Duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “Yargıcın düşünceli ve kapsamlı yaklaşımına saygı duyuyoruz, adil bir karar” yorumunu yapan Atilla’nın avukatı Victor Rocco, temyiz başvurusu yapacaklarını belirterek “Yalnızca ceza süresine has bir itiraz değil dolayısıyla, jürinin kararına itirazımız olacak” dedi. Hüküm duruşmasında yargıç Berman, hükümet tarafını temsil eden savcıların önerdiği müebbet ve 210 ay gibi yüksek ceza sınırlarına ve genel cezalandırma kılavuzuna sadık kalmayacağını söyleyerek sözlerine başladı. “Atilla’nın jürinin sabit gördüğü İran’a uygulanan yaptırımları ihlal amacıyla kurulan şebekenin kurucusu, mimarı ya da organizatörü olduğunu düşünmüyorum” diyen Berman, “En fazla çekimser ve tutuk bir katılımcı olarak nitelenebilir” şeklinde konuştu. ‘Rüşvet almadı’ İranlı işadamı Rıza Sarraf, İran’ın doğalgaz ve petrol karşılığı aldığı ve Halk Bankası’nda toplanan parasını yasadışı bankacılık ve ticaret faliyetleri ile uluslararası dolaşıma sokulması için Atilla’nın bilgi ve birikiminden faydalandığını iddia etmişti. Berman, birden fazla referansla, Atilla’nın, İran hükümeti kurumları, Halk Bankası ya da eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan gibi öncelikli kazanç sağlayanlar arasında olmadığını tekrarladı. Yargıç, Atilla’nın hiç bir şekilde rüşvet almadığının ve son derece mütevazı bir yaşam sürdüğünün de altını çizdi. Sarraf, hakkında isnat edilen bü Mektuplar kürsüde Atilla hakkında ailesi, tanı dıkları ve iş arkadaşlarının yazdığı 101 adet duygu dolu mektubun da kararda önemli olduğu anlaşılıyor. “Şimdiye kadar hiç bu kadar yoğun sayıda ve bu kadar detaylı anlatıma sahip mektuplar almamıştım” diyerek kursu üzerindeki kâğıt yığınını gösteren Yargıç Berman, bu paylaşımlar için teşekkür etti. Yargıç Türk hükümetine bir de gönderme yaptı. “Atilla’yı destekleyen bu nazik mektuplara baktığımda bu davaya yönelik Türk yetkililerin katı çıkışlarını anlamakta zorlanıyorum” diyen hukukçu, Amerikan yargı sisitemindeki adil yaklaşımı öven ifadelerini de tekrarladı. tün suçları kabul ederek, etkin pişmanlık anlaşması imzalamasının ardından Atilla aleyhine ifade veren en etkili isim oldu. İfadesinde, Atilla ile yaptıkları görüşmelerde bankacıyı yer yer “tekere taş koyan yetkili” yer yer de “şebekenin destekçisi” olarak resmeden Sarraf’ın ifadesinin mahkemece güvenilir kabul edildiği karar gerekçesinde de vurgulandı. “Bize göre bu yargılama da olmamalıydı,” diyen bir avukat, “Ancak Rıza Sarraf’ın beyanlarına dayanılarak kararın verilmiş olması, ne kadar adil olursa olsun, doğru değil” şeklinde konuştu. Yargıç Berman kararının temelini, “suçun doğası, tarihçesi, Atilla’nın kişiliği, işlenen suçun ciddiyetini yansıtma mecburiyeti, kanunlara saygı, benzer suçların işlenmesini önlenme’nin oluşturduğunun altını çizdi. Kararın okunmasından önce savunma tarafına, Atilla’ya ve savcılara eklemek istedikleri hususların olup olmadığı soruldu. Yargıca detaylı değerlendirmeleri için teşekkürlerini sunan savunma avuka tı Victor Rocco’nun ardından söz verilen Atilla’nın yazılı olarak hazırladığı metnin İngilizce tercümesini Cathy Fleming okudu. ‘İran’a destek’ vurgusu Savcılık ise “Bu davaya emsal bulmak zor çünkü şimdiye kadar hiç bu kadar sofistike, kapsamlı ve bu kadar büyük zararların söz konusu olduğu bir dava görülmedi” diyerek üst sınırdan ceza verilmesi görüşünde ısrar etti. Klasik anlamda bir ceza davası olmadığının da altını çizen New York Güney Bölge savcı yardımcısı Michael Lockard, “Bu uyuşturucu, silahlarla ilgili bir dava değil, bu nükleer kapasite hakkında bir dava” diyerek Atilla’nın terör ve nükleer faliyetlerde bulunan İran’a bizzat destek verdiği iddiasını yineledi. Kararını açıklayan yargıç Berman, Atilla’yı 5 ayrı ithamdan suçlu bulunduğu davada 32 ay hapis cezasına mahkum etti. Yargıç, Atilla’nın düşük güvenlikli FCI Danbury isimli federal cezaevine sevk edileceğini duyurdu. l NEW YORK DIŞİŞLERİ: DAVANIN GÜVENİLİRLİĞİ YOK Dışişleri Bakanlığı, ‘Hakan Atilla davasıyla’ ilgili olarak ABD’de verilen mahkeme kararına tepki gösterdi. Açıklamada “Dava sürecinde FETÖ mensuplarınca hazırlanan sahte delillere ve yalan ifadelere itibar edilmesi yargılamanın meşruiyetini ortadan kaldırmış, dava sürecinin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yok etmiştir” denildi. Açıklamada şöyle dendi: “Mahkeme, adil yargılama ilkesiyle bağdaşmayan ve tamamen kurgudan ibaret bir sürecin sonucunda Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’yı suçsuz olduğu halde 32 ay hapis cezasına mahkum etmiştir. Böylece, anılan mahkeme yabancı bir devletin kamu bankası temsilcisini mahkum ederek ABD yaptırımlarına ilişkin mevzuatın uygulanmasında emsali olmayan bir karara imza atmıştır.” l DHA İTÜ REKTÖRLÜĞÜ DURMUYOR Herkes yasaklı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İş Güvenliği Kulübü’nün düzenleyeceği “Türkiye’de İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” başlığını taşıyan ve gazeteci İsmail Saymaz ile akademisyen Sungur Savran’ın katılacağı etkinlik rektörlük tarafından yasaklandı. İş Güvenliği Kulübü’ne etkinliğin yapılabilmesi için konuşmacı Sungur Savran’ın etkinlikten çıkartılması şart koşuldu. İsmail Saymaz da Savran’a yasak koyulması üzerine İTÜ’ye gelmeyeceğini açıkladı. Rektörlüğün, Sosyal Bilimler Kulübü’nün yapacağı etkinliğe katılacak İTÜ mezunu Mücella Yapıcı’ya yasak koyması, Makine Mühendisliği Kulübü’nün düzenleyeceği mezun sohbetleri etkinliğini de yasaklaması üzerine, İş Güvenliği Kulübü, Makine Mühendisliği Kulübü ve Sosyal Bilimler Kulübü açıklama yayımladı. Kulüplerin açıklamalarında şu ifadeler kullanıldı: “Kulübümüze etkinlik onay işlemlerinin tamamlandığı bilgisinin gelmesine rağmen etkinliğimiz, rektörlük makamı tarafından uygun görülmeyerek yasaklanmıştır. Bu kararın ardından kulübümüz, rektör yardımcısı Prof. Dr. Ali Fuat Aydın ile görüşmüştür. Bunun üzerine etkinliğimizin izni, Sungur Savran’ın katılmaması koşulu ile verilmiştir. Ne Kültür Sanat Birliği yönetmeliğine, ne bu yönetmeliğin bağlı olduğu 2547 nolu Yükseköğretim Kanunu’na göre, Sungur Savran’ın engellenmesi için hiçbir sebep yoktur. Sungur Savran’a koyulan bu yasak, rektörlük makamının verdiği keyfi ve siyasi bir karardır. Bu durum dolayısıyla 15 Mayıs günü planladığımız etkinliğimizi iptal etmiş bulunuyoruz.” l Haber Merkezi Gazze için ton farkıPUTİN VE MERKEL’E FARKLI, RUHANİ’YE FARKLI MESAJLAR VERİLDİ DUYGU GÜVENÇ Bir yandan İsrail ile gerilim devam ederken, Ankara dün İstanbul’da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne (İİT) odaklandı. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, zirve öncesinde telefon diplomasisine odaklanırken, Cumhurbaşkanlığı’nın Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesinde yaşananlar için “İsrail askerlerini suçlamaması” dikkat çekti. Erdoğan’ın, Merkel ve Putin ile yaptığı görüşmenin ardından yapılan bilgilendirmede, Gazze’deki Filistinlileri hedef aldığı söylenen “İsrail askerleri” ifadesi yer almadı. Buna karşın, aralarında İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin de yer aldığı İİT ülkelerinin liderleriyle yapılan görüşmelerde zirvenin amacından “İsrail askerlerinin Gazze’de Filistinlileri hedef alması neticesinde tırmanışa geçen gerilimi ele almak” olarak duyuruldu. Başkonsolosa da ‘ülkene dön’ talebi ABD’nin kararıyla İsrailAnkara arasında başlayan gerilimde karşılıklı adımlar birbirini izliyor. Ankara, dün güne İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Yosef Levi Sfari’nin de bir süre için ülkesine dönmesinin istendiğini açıklayarak başladı. Öte yandan, İsrail’in Ankara Büyükelçisinin Türkiye’den ayrılışı ve güvenlik araması Türk kanalları tarafından canlı yayımlanınca, buna İsrail’in tepkisi gecikmedi. İsrail, Türkiye’nin Tel Aviv Maslahatgüzârı Umut Deniz’i “uygunsuz davranışlar” nedeniyle uyardı. Öte yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD’ye ya ÜLKELERDEN ÜST DÜZEY KATILIM İSTENDİ Türkiye ile İsrail arasındaki karşılıklı diplomatik adımlar dün de birbirini izledi. Büyükelçilerin istişareler için çağrılmasının ardından Ankara cuma günü İstanbul’da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) için telefon diplomasisine devam etti. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu dün de, Kazakistan, Kuveyt, Brunei, Mali, Özbekistan, Libya, Kırgızistan, Irak, Moritanya, Çad, Sierra Leone, Mısır, Tunus, Maldivler, Cezayir Dışişleri Bakanları ile görüştü. Erdoğan ve Çavuşoğlu’nun telefon görüşmelerinde uluslararası toplu mun ve özellikle islam dünyasının “Filistinlilere yönelik ihlallere sessiz kalmaması gerektiği ve ortak tutum sergilemesi gerektiği” mesajı öne çıktı. Görüşmelerde, İstanbul’da zirveye üst düzeyde katılımın önem taşıyacağı mesajı verildi. Erdoğan daha önce de Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed El Cabir Es Sabah, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud ile görüşmüştü. pacağı ziyaretin tarihi 4 Haziran olarak netleşirken, gözler istişareler için Ankara’ya çağrılan Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın görevine ne zaman döneceğine çevrildi. Faili meçhul şikâyet Erdoğan, dün Almanya Şansölyesi Angela Merkel ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı, iki liderin “ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve Gazze’de Filistinlilerin hedef alınması neticesinde yaşanan gerilim hakkında görüş teatisinde bulunduğunu” duyurdu. Bilgilendirmede Erdoğan’ın İİT’nin cuma günü İstanbul’da gerçekleştireceği olağanüstü toplantı hakkında bilgi paylaşımında bulunduğu belirtilirken “uluslarası camianın BM nezdinde de hadisenin takipçisi olmasının önemine” işaret edildiği paylaşıldı. Ayrıca, “Mevcut tablonun soruna çözüm bulunmasını zorlaştırdığı” vurgulandı. Erdoğan’ın Rusya Devlet Beşkanı Putin ile telefon görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı’nın paylaştığı bilgilendirmede ise Gazze’de yaşananların sorumlusu olarak İsra il askerleri gösterilmedi. Putin ile görüşmenin ardından Merkel’den farklı olarak “Filistinli göstericilerin tüm dünyanın gözü önünde hunharca saldırıya uğramalarının utanç verici olduğu” vurgusu yer aldı. Başta İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani olmak üzere Erdoğan’ın İİT üyesi diğer ülke liderleriyle görüşmesinin ardından ise bilgilendirmelerde “İsrail askerleri”nin rolüne işaret edildi. Ruhani görüşmesinin ardından “ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail askerlerinin Gazze’de Filistinlileri hedef alması neticesinde bölgede yaşanmakta olan gerilim”in telefon görüşmelerinde ele alındığı duyuruldu. Erdoğan ayrıca Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ve Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir’le telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, görüşmelerde “Tırmanışa geçen gerilimi ele almak üzere İİT’nin İstanbul’da gerçekleştireceği olağanüstü toplantıya ilişkin görüş alışverişinde” bulunulduğunu duyurdu. l ANKARA Gazeteciler Parkı açıldı Gazeteciler Parkı ve Basın Özgürlüğü Anıtı, İzmir’in işgali sırasında düşmana ilk kurşunu atan Hasan Tahsin’in ölüm yıldönümünde, Gaziemir’de açıldı. Gaziemir Belediyesi ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) işbirliğiyle düzenlenen park 10 dönümlük alandan oluşuyor. Anıt da, demokrasi ve özgürlük uğruna yaşamını yitiren gazeteciler anısına Heykeltraş Tonguç Sercan tarafından tasarlandı. Açılışa, CHP İzmir milletvekilleri Tacettin Bayır, Atilla Sertel, Gaziemir Kaymakamı Yaşar Dönmez, İGC Başkanı Misket Dikmen, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Dim, EMEK Partisi İzmir İl Başkanı Emine Uyar ve yurttaşlar katıldı. Törende katılımcılar, barış güvercinlerini de gökyüzüne bıraktı. l İZMİR / Cumhuriyet CHP’DEN 81 İLDE PROTESTO eylemi CHP, Filistin’de yaşananlarla ilgili İsrail’i protesto etmek için 81 ilde dün saat 11.00’de eşzamanlı basın açıklamaları yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve Genel Sekreter Akif Hamzaçebi imzası ile illere gönderilen genelgede, Filistin halkına yönelik saldırı kınanırken, yaşananların sorumlusunun, başta ABD olmak üzere büyük güçlerin hesapsız politikaları ve İsrail’in gaddar tutumu olduğu kaydedildi. Genelgede, “CHP tarihi misyonu gereği her dönem Filistin halkının yanında durmuştur” denildi. İsrail’in Filistinlilere yönelik katliamı, İzmir’de de CHP örgütü tarafından protesto edildi. Kemeraltı girişinde buluşan kitle adına konuşan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, “ABD’yi bu yanlış politikasını terk etmeye, İsrail’i ise masum sivillere yönelik katliam politikalarına son vermeye çağırıyoruz” dedi. Eyleme, CHP İzmir milletvekilleri Tacettin Bayır’la Atila Sertel de katıldı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle