25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ Emekli, ikramiyesini haziranın ilk haftasında alacak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, emeklilere bin liralık bayram ikramiyesinin haziran ayının ilk haftasında ödeneceğini açıkladı. Bayram ikramiyesinin emeklilerin en temel beklentisi olduğunu anlatan Sarıeroğlu, “Bu konu üçdört aydır masamızdaydı” dedi. Sarıeroğlu, 900 bine yakın kişinin kamuda istihdamıyla ilgili süreçleri tamamladıklarını bildirdi. SGK’de kara delikPazartesi 14Mayıs2018 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY 9 Hükümet seçim nedeniyle bol keseden para dağıtırken Sosyal Güvenlik Kurumu’nun finansman açığı AKP iktidarı döneminde toplam 301 milyar TL’ye çıktı Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) finansman di. Bu da yüzde 29’luk artış anlamına geliyor. İzmir Tabip Odası üyesi ‘açığı’ tarihi zirve yap Dr. Ergün Demir ve İstan tı. Kurum şoka girerken bul Tabipler Odası Yöne zor ve gerilimli günler kapıda. Çalışma ve Sosyal Gü OLCAY BÜYÜKTAŞ tim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç’ın yaptığı çalışmaya göre, AKP Hüküme venlik Bakanlığı’nın ti döneminde (20032017) 2018 yılı bütçe sunu SGK’nin gelir gideri ara mundan SGK’nin mali sındaki dengesizlik kro gelir gider dengesinin gi nik hale gelmiş ve par derek bozulduğunu orta mak hesabı ile toplam 301 ya koyuyordu. 2017’de 51.7 milyar TL devlet katkısına rağmen SGK ŞEHRİBAN KIRAÇ milyar TL ‘açık’ oluştu. SGK toplumun tüm ke simlerinin hastalık, işsiz bütçesi 24.1 milyar TL ‘açık’ ver lik, yaşlılık, sakatlık, ölüm ve mişti. 2018’de ise SGK finansman açığının tarihi zirve yaparak 34.045 milyar TL’ye çıkacağı 2018 bütçe sunumunda belirtil analık halinde korunmasını sağlamakla yükümlü olup en yüksek bütçeli kurumlar arasında yer alıyor. Kurumun resmi verilerine göre, AKP hükümeti döne Kılıçdaroğlu minde SGK’nin mali bütçe gelirgider arasındaki dengesizlik kro dönemi mumla aranıyor nik hale geldi ve tarihi ‘açık’ rekorunu kırdı. SGK’nin 2017 gelirlerinin yaklaşık yüzde 72’sini İşçiler, emekliler ve sağlık hiz prim gelirleri, yüzde 18’ini dev metlerine ihtiyacı olanlar için let katkısı, yüzde 10’unu ise faiz, kritik önemde olan SGK ile il gayrimenkul ve fatura ödemele gili reklamlar geçmişte her seçim öncesi tüm medyada yer alırdı. Seçim meydanlarında SGK’nin AKP ile altın çağını yaşadığı; Kemal Kılıçdaroğlu’nun görev yaptığı 1992 1999 yılları arasında kurumun 2 milyar TL açık verdiği ve SSK’nın batırılmasına neden olunduğu iddia ediliyordu. Ancak şu andaki açık rakamları dudak uçuklatır cinsten. 2011’de kurumun ri oluşturuyor. Giderlerinin yüzde 67’sini emekli aylıkları, yüzde 25’ini sağlık giderleri, yüzde 8’ini ek ödeme ve diğer giderler oluşturuyor. Denge bozuldu SGK’nin mali gelir gider dengesinin bozulması ve böylece SGK finansman açığının tarihi zirve yapması işçiler, emekli giderleri 140 milyar 715 milyon ler ve sağlık işletmeleri açısın TL iken, 16 milyar 235 milyon liralık açık oluştu. Bu yıldan sonra kurumun açığı her geçen yıl artarak 2018’de 34.045 milyar TL’ye çıktı. dan sıkıntılı günlerin geleceğine işaret ediyor. Gelecek aylarda işsizliğin ve hak kayıplarının artacağı, yeni mağduriyetler yaratılacağı öngörülüyor. 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 bütçe Sosyal Güvenlik Kurumu’nun konsolide nakit akım tablosu Çöküşün sorumlusu hükümet Çalışmaya göre, SGK’nin mali bütçesindeki bu açıktan genel müdürler değil, uygulanan politikalar ve bu politikaları hayata geçirmeye çalışan hükümetler sorumlu. Çalışmada, “Yoksa SGK’ye açık verdiren ve böylece çöküşüne yol açan SGK Başkanının Şanlıurfa’dan AKP’den milletvekili adayı olması tesadüf mü” diye soruldu. Sistemi bu hale getiren siyasetçiler, kendi sorumluluklarını gizlemek için SGK’yi siyasi malzeme yapıyorlar. Her seçim döneminde oy avcılığı için prim borçlarının ertelenmesi, silinmesi, prim teşviki, prim indirimi vs. uygulamalar ile SGK’nin mali gelirgiderleri arasındaki dengesizliği giderek arttırıyor. Açıklamada, “SGK’nin mali gelirgider dengesinin giderek bozulması, SGK finansman açığının tarihi zirve yapması ve böylece SGK’yı şoka sokması ile seçim sonrası zor ve gerilimli günlerin kapımızda olacağını tahmin etmek güç değil” denildi. Açıklamada, “Uygulanan bu politikalara “T A M A M” denmez ise önümüzdeki günlerde kıdem tazminatına el konulması, iş güvencesinin kaldırılması, emekli maaşlarının düşürülmesi veya ödenememesi, sağlıkta cepten ödemelerin artırılması, genel sağlık sigortasına ek olarak vatandaşın cebinden tamamlayıcı sağlık sigortası için ek finansman çıkması gibi konular bu bağlamda gündemimizde yer alacak” ifadesi kullanıldı. İş dünyası Amerika’ya gitmekten ürküyor Sabancı, ödülünü Londra’da Lordlar Kamarası’nda düzenlenen tören ile aldı. Güler Sabancı ‘Yılın Sorumlu Lideri’ oldu İngiltere merkezli uluslararası ilişkiler kuruluşu FIRST, 2017 Yılın Sorumlu Lideri Ödülü’nü Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’ya verdi. Sabancı, 17 yıldır gerçekleştirilen ödül programında ‘Yılın Sorumlu Lideri’ unvanını Türkiye’den alan ilk isim oldu. Temel değerleri arasında sosyal sorumluluk ve hayırseverliğin her zaman yer aldığı bir ailede yetişme ayrıcalığına sahip olduğunu söyleyen Güler Sabancı, “Türkiye gelişen bir ülke ve ekonomik büyümenin ülkemiz için çok önemli olduğunu biliyoruz. Ancak bu süreç, sosyal sorumluluk ve eşitlik değerleri olmadan düşünülemez. Bizim için, ekonomik kalkınma ve sosyal kalkınma her zaman el ele, denge içinde olmuştur. Aksi takdirde sürdürülebilir bir gelecek ve sürdürülebilir bir iş düşünülemez” dedi. l Ekonomi Servisi DEİK Başkanı Olpak, Hakan Atilla’nın ‘başına gelenlerden dolayı’ iş çevrelerinde ‘mecbur değilsen Amerika’ya gitme’ algısı oluştuğunu söyledi ARABULUCULUKTA BİLANÇO 33 bin 600 iaşnçliaştı Yılbaşında başlayan arabuluculuk sistemine 4.5 ayda 110 bin işçi başvururken, bunlardan 33 bin 600’ü anlaştı, 17 bin 79’u anlaşamadı. Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar’ın verdiği bilgiye göre, şu ana kadar anlaşma oranı yüzde 65 olurken, diğer dosyalarda arabulucu görüşmeleri devam ediyor, süreç 28 gün. Arabuluculuk, mahkemelere gi den dosya sayısını yüzde 84 azalttı. 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren işçi ve işveren alacakları, işe iade talepleri de dahil olmak üzere iş hayatındaki tüm anlaşmazlıklarda dava şartı, arabuluculuk kapsamına alındı. İşçi ve işveren mahkemeye gitmeden önce arabulucuya başvurmak zorunda. Anlaşmazlık arabuluculukta çözülemezse taraflar mahkemeye gidebilir. l DHA Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak “İş dünyasında şu anda şöyle bir algı var, ‘Halkbank davasında gördük, Hakan (Atilla) Bey’in başına böyle bir şey geldi. Neyin ne olacağı belli değil. Mecbur değilsen bu sıralar Amerika’ya gitme’. İş dünyasında böyle bir ürkeklik var” dedi. Dünya’nın haberine göre Olpak, “Bu algı ilerlerse ilişkileri olumsuz etkileyebilir” diye konuştu. Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, 3 Ocak’ta ABD’nin İran yaptırımlarını ihlale yardımdan suçlu bulunmuştu. New York Güney Bölgesi başsavcılığı, Atilla hakkında 15 yıl altı ay ve 50 bin ile 500 bin dolar arasında para cezası talep etmişti. Savcılık cezaların ‘ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek’, ‘ABD’yi aldatma suçuna iştirak’, ‘ABD bankalarını dolandırmak’, ‘ABD bankalarını dolandırmaya iştirak’ ve ‘kara para aklama suçuna iştirak’tan verilmesi gerektiğini ifade etmişti. Dava duruşması 16 Mayıs’ta görülecek. l Ekonomi Servisi Yeni Neron ve Imperium redux Trump, 11 Eylül saldırısının ardından başlatılan imparatorluk projesine geri dönüyor. Bu kez ABD, birçok alanda 2001’e göre daha zayıf. “I. Imperium” fiyaskoyla sonuçlanmıştı. “II. Imperium” daha büyük bir fiyaskoyla sonuçlanacak. İmparatorluk ve iflas İmparatorluk projesi, hegemonyanın tükenişinin semptomuydu. ABD’nin, rıza alma (liderliğini başka ülkelere ekonomik ve kültürel çekiciliği, kural koyabilme, düzeni koruyabilme güvencesiyle kabul ettirebilme) kapasitesi hıza geriliyordu... ABD dış politika seçkinlerinin bir kesimi (“necon”lar), bu durumdan, ABD’nin askeri kapasitesine daha fazla dayanması, verili kurallara, müttefiklerin çıkarlarına aldırmadan davranması gerektiğini savundular. Böylece “I. Imperium” başladı, kısa sürede, Afganistan, Irak’taki başarısızlıkların işkence resimlerinin altında çöktü. Bush’un II. döneminde devreye giren kadrolar, Obama döneminde diplomasiye, müttefiklerin inisiyatiflerine öncelik veren politikalar, hep bu iflastan çıkma çabalarıydı. Hegemonya bir kez gerilemeye başlayınca (başlangıçta, içinde doğduğu dünya artık var olmadığından) restorasyon olanaksızdır. Trump yönetimi, ABD egemen sınıflarının, halkının bu olanaksızlığı, ABD’nin bir devlet olarak, tarihin akışı içinde sıradanlaşmaya başladığını yadsımalarının bir sonucudur. Koşullar daha da olumsuz “I. Imperium” başladığında, ABD bütçesi, 236 milyar dolar fazla veriyordu. Dört yıl içinde açık, 412 milyar dolara çıktı; 2018 mali yılında da 833 milyar dolara. 2000’li yılların başında ABD’nin ekonomik modeli (neoliberalizm), teknolojik gelişmelerdeki liderliği hâlâ geçerliydi. Mali krizden sonra neoliberalizm modeli, artık en hafif deyişle tartışmalıdır. ABD’nin bilgisayar teknolojisi, uzay araştırmaları alanlarındaki liderliği de... ABD, Jeopolitik alanında da artık rakipsiz değildir. Rusya Ukrayna’dan Ortadoğu’ya uzanan coğrafyada etkin bir oyuncudur. Dünyanın en büyük ekonomisi (satın alma gücü paritesi PPP ile) artık, Şangay’dan Avrupa’nın içine kadar uzanan “Tek kuşak tek yol projesi” ile kendi ekonomik coğrafyasını (küreselleşmesini) inşa eden Çin’dir. ABD’nin, dış politika kadrolarına bakınca da, Chaney, Rice, Wolfowitz, Rumsfeld gibi, neoconların ağır toplarının yerinde şimdi, Bolton gibi marjinal bir tip var. ‘Ulusalcı zorba’ Trump yönetimi, Paris İklim Anlaşması’ndan, Asya’da serbest ticaret anlaşmasından çıktı; Latin Amerika ülkelerini, Kanada’yı NAFTA’dan çıkmakla tehdit ediyor. Trump “hiçbir bağımsız devletin kabul edemeyeceği koşulları dayatarak” (Wolf, Financial Times), Çin’e karşı “bir ticaret savaşı başlattı”. Trump, Filistin sorununda iki devletli çözümü terk etti; Almanya, Fransa, İngiltere’nin büyük çabalarla hazırladıktan, Rusya ve ABD’yi de katarak gerçekleştirdikleri İran anlaşmasından, müttefiklerinin uyarılarına aldırmadan çıktı; yeni yaptırımları devreye sokarken İran’a saldırmaktan söz ediyor. “NATO’nun yerine, adeta İsrailSuudiABD ittifakını seçiyor” (Bacewich, The Spectator). ABD, “kurallara dayalı dünya düzeni” anlayışını terk etti, Financial Times’dan Stephens’in deyişiyle “milliyetçi bir zorbaya” dönüştü. Gelinen noktada, ABD’nin çıkarları, Almanya, Fransa, İngiltere gibi temel müttefiklerinkilerle çelişiyor. ABD yönetimi, müttefiklerinin tüm uyarılarına, önerilerine, taleplerine kulağını kapatıyor. Afganistan’daki varlığından da Taliban’ı meşru bir muhalefet gücü olarak kabul eden Çin yararlanıyor (L. Sellin, Gatestone Inst.). Handelsblatt’ın aktardığına göre, İran’da çalışan Alman şirketleri, yaptırımlara karşı önlemlerini çoktan aldılar: ABD bağlantılarını, ABD’li personeli devreden çıkarıyorlar. Trump, Avrupa ürünlerinin ithalatına korumacı vergiler koyarken, geçen hafta kendisine, Almanya’nın en prestijli ödülü “Charlemagne ödülü” verilen Macron, “Avrupa kendi kaderini kendi eline almalıdır” diyor, Almanya’yı da o yönde hareket etmeye zorluyor. “Imperium redux” derken Trump, ABD’yi yalnızlaştırıyor, Sezar olayım derken Neron olmaya doğru gidiyor. Garanti’den girişimciye destek Garanti Bankası BBVA Momen tum Sosyal Girişim cilik Destek Progra mı başvuruları baş ladı. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcı sı Cemal Onaran’ın verdi ği bilgi Cemal Onaran ye göre seçilecek girişimlere, beş ay online ve sınıf içi eğitimler verilecek. Finans, iletişim, strateji, iş modelleri, sürdürülebilirlik ve teknoloji gibi alanlarda verilecek eğitimlerin online kısmı İspanyol IE Business School tarafından sağlanırken, sınıf içi eğitimler Impact Hub Istanbul tarafından verilecek. Başvurular 20 Mayıs’a dek sürüyor. l Ekonomi Servisi Perakende dijitalleşiyor Migros’un desteğiyle Koç Üniversitesi’nde perakende sektörünün geliştirilmesi amacıyla kurulan KÜMPEM (Koç ÜniversitesiMigros Perakende Eğitim Merkezi) bu yıl 8. Perakende Konferansı’nı gerçekleştirdi. Konferansta dijitalleşme, çoklu kanal kullanımı, çalışanların geleceğe katkısı değerlendirildi. Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gürhan Kök, perakende sektörünün teknolojik inovasyona yöneldiğini, KÜMPEM olarak buna yön verecek projeler geliştireceklerini söyledi. TÜRKONFED başkanını seçti Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) İstanbul’da gerçekleştirilen 13. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda yeni yönetimini belirledi. Yapılan seçimde TÜRKONFED’in Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan oldu. Turan, yeni dönemde “5K” vizyonuyla ilerleyeceklerini belirterek kurumsal, kapsayıcı, küresel, KOBİ ve kadına ağırlık veren bir TÜRKONFED için çalışacaklarını söyledi. TÜRKONFED’in yeni yönetiminde yeni kadın üye sayısı yüzde 100 arttı. l Ekonomi Servisi Orhan Turan C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle