18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 17 Nisan 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 9 Demokrasi çığlığıBURSA TRABZON CHP, 16 Nisan referandumunun yıldönümünde 81 ilde saat 12.00’de eşzamanlı olarak oturma eylemi yapıp OHAL’e tepki gösterdi BİLDİRİDEN... Türkiye genelinde bütün meydanlarda okunmak üzere hazırlanan bildiride, “Ülkemizi tek adam rejimine dönüştürme amacıyla hazırlanan ve tarihe mühürsüz seçim olarak geçen 16 Nisan referandumunun üzerinden tam 1 yıl geçti. 15 Temmuz’daki FETÖ darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL altında gidilen referandum, meşruiyeti olmayan bir rejim değişikliğini ülkemize dayatmıştır. Ülkemiz 21 aydır OHAL ile yönetilmektedir. OHAL rejimi; insan haklarını, ifade özgürlüğünü ve her türlü protesto eylemini baskılamanın da aracı olmuştur. KHK’ler eliyle parlamento, yani halkın iradesi gasp edilmiştir. Türkiye’yi tek tipe sokmak için sendikalar, meslek oda ve birlikleri ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik operasyonların ardı arkası kesilmemiştir. AKP iktidarının muhaliflerine bir sopa olarak kullandığı OHAL giderek bu faşizan sınırlarını bile aşmış; sağcısolcu, muhafazakârsosyal demokrat, kimseyi ayırmadan tüm toplumu baskı altına alan otoriter bir rejime dönüşmüştür. OHAL ile ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır” denildi. OHAL nedir? CHP’nin OHAL’in 7. kez uzatılmasına karşı 81 ilde oturma eylemi yapma kararının ardından Taksim Meydanı’nda toplanan 39 ilçeden gelen partililere polis izin vermedi. İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve milletvekillerinin emniyet yetkilileri ile yaptığı görüşme sonrasında İstiklal Caddesi’ndeki Fransa Başkonsolonsluğu önünde açıklama ve oturma eylemine izin verildi. Emniyet Müdür Yardımcısının ikazı üzerine Canan Kaftancıoğlu, Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin kendi aralarında görüşerek öneriyi değerlendirdi. Kısa süreli görüşmenin ardından eylemin yapılmasının asıl amaç olduğuna karar verilerek teklif kabul edildi. Kaftancıoğlu, Tanal ve Tekin’in yanı sıra İstanbul Milletvekilleri Onursal Adıgüzel, Oğuz Kaan Salıcı, Aykut Erdoğdu, Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, Şişli Belediye Başkanı Hay İSTANBUL KURTULUŞ ARI Polis oturma eylemi için yoğun güvenlik önlemi alırken Taksim Meydanı’nı kapattı. ri İnönü, Kadir Gökmen Öğüt, Berhan Şimşek ve Sarp Kuray’ın da aralarında olduğu grup konsolonsluk önüne yürüdü. “OHAL değil demokrasi” dövizleri taşıyan CHP’liler “Hak, hukuk, adalet”, “Her yer Tak sim, her yer direniş”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları attı. Ortak basın açıklamasını Canan Kaftancıoğlu okurken DİSK Genel Başkanı Kani Beko da alanda bulu nanları 1 Mayıs’a çağırarak, “Kahrolsun faşist dikdatörlük, yaşasın işçilerin birliği” ifadelerini kullandı. CHP’liler açıklamanın ardından 1 saatlik oturma eylemi yaptı. l İSTANBUL “OHAL nedir” sorusuna yanıt verilen bildiride “OHAL, 10 Ekim’de katledilen çocuklarını anmak isteyen anne ve babalara sıkılan biber gazıdır. Ekmeğinin peşindeki tütün üreticisine vurulan coptur. Ahmet Şık başta olmak üzere hayatını FETÖ ile mücadeleye adamış gazetecileri zindanlara atmaktır. İşçi grevlerini ertelemek, grev çadırlarına müdahale etmektir. İşlerini geri almak için ölümü göze alarak bedenini açlığa yatıran Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ölüm tehlikesini görmeyen hükümet inadıdır. Dünyaca ünlü kimi bilim insanlarını FETÖ yalanıyla üniversitelerden atmaktır. Tiyatro oyunlarını yasaklamaktır. Muhaliflerini ‘terörist’ olarak tanımlayabilme cüretidir. Ankara Kızılay’da İnsan Hakları Anıtı’nı gözaltına almaktır. Madende oğlu dört yıldır yatan anaya; artık yürüyemezsin, yasak artık demektir. On binlerce taşeron işçiyi haksız bir şekilde kadro dışı bırakmaktır. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilerin ‘okuma hakkı’nı elinden alabileceğini söylemek ve öğrencileri tutuklatmaktır. Milli iradeyi yok sayarak, belediye başkanlarını görevden uzaklaştırmak, belediyelere kayyım atamaktır. Laik eğitim bildirisi dağıtmak isteyen öğrencinin gözaltına alınması, 16 Nisan referandumunda ‘hayır’ propagandası yapan vatandaşın kolunun kırılmasıdır. Seçilmiş milletvekillerini hukuksuz bir şekilde tutuklatmak ve yargılatmaktır. Hâkimlerin, savcıların bir parti genel başkanı önünde iliklediği cüppelerdir. Yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı tek adamın iki dudağının arasına hapsetmektir. Doların 4 TL’yi, Avro’nun 5 TL’yi aşmasıdır, Türk Lirası’nın kaybettiği değerdir. Satılan şeker fabrikası, açlık sınırı altındaki asgari ücret, artan enflasyondur. Twitter’daki 280 karakterden, Facebook’taki ‘beğen’ butonundan korkmaktır. 12 Eylül cuntasına özenenlerin, askeri darbe dönemlerine rahmet okuttuğu bir düzenin adıdır” ifadelerini kullanıldı. ‘Sabır testisi kırıldı’ Bildiride, “OHAL, bardağı çoktan taşırmıştır. Sabır testisi kırılmış, toplumun büyük çoğunluğu OHAL rejimine artık yeter demeye başlamıştır. Bugün iktidar partisi ve yeni ortakları, Türkiye’yi uçuruma adım adım yaklaştıran OHAL’i bir kez daha uzatmanın peşindedir. Postallı darbelerle mücadele etme vaadiyle gelenler, gelinen noktada takım elbiseli darbeciler haline gelmiştir. Bizim talebimiz kesindir; Halkın iradesine karşı işlenen bir suç haline gelen OHAL rejimine derhal son verilmelidir. Sadece bu meydandan değil, Türkiye’nin 81 ilindeki meydanlardan Ankara’daki Saraylıları uyarıyoruz. Bizler OHAL değil, demokrasi istiyoruz” denildi. ANKARA NECATİ SAVAŞ Güvenpark’a izin yok Referandumun yıldönümünde OHAL’e karşı alanlara çıkan CHP, oturma eylemi için Ankara’da Güvenpark’a çağrı yapsa da emniyet güçleri izin vermedi. CHP İl binası önünde yoğun güvenlik önlemleri ve polis kordonu arasına sıkıştırılan eyleme CHP Genel Başkan Yardımcıları Tekin Bingöl, Haluk Koç, Fethi Açıkel, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP milletvekilleri Şenal Sarıhan ile Sibel Özdemir’in yanısıra DİSK, KESK, Birleşik Kamuİş ve Halkevleri temsilcileri katıldı. İl binasının 50 metre uzağında bulunan Güvenpark’a geçişler polis tarafından kapatılsa da “Mühürsüz referamdumu kabul etmeyen milliyetçiler, vatanseverler, Mustafa Kemal’in askerleri” diye selamlanan kitlenin coşkusu dikkat çekti. Parti bayrağı yerine Türk Bayrağı ile eyleme katılan CHP’liler sık sık ve “Hak, hukuk, adalet”, “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganı attı. Türkiye genelinde eş zamanlı okunmak üzere hazırlanan ortak bildiriyi CHP Ankara İl Başkanı Adnan Keskin okurken, CHP’liler bir saatlik oturma eyleminin ardından alandan ayrıldı. l ANKARA / Cumhuriyet BARTIN ARTVİN KARAMAN MUHALEFET DESTEĞİ 81 ildeki eylemlere Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Malatya, Kırşehir gibi bazı illerde İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP, İHD, Pir Sultan Abdal Derneği (PSAKD) gibi siyasi parti ve sendikalar da destek verdi. Şırnak’ta 3 askerin şehit olduğu saldırının ardından eylem yapılmazken, Bitlis’te valiliğin kararı nedeniyle izin verilmedi. Malatya Soykan Parkı’ndaki eyleme CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, CHP’li belediye başkanlarının yanı sıra İYİ Parti, Sadet Partisi HDP, EMEP, ÖDP, Vatan Partisi; KESK, İHD, Pir Sultan Abdal Derneği, Alevi Eşik Yurttaşlık Platformu katıldı. l Yurt Haberler DİYARBAKIR Diyarbakır Dağkapı Meydanı’ndaki eyleme , CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Necati Yılmaz, İl Başkanı Mehmet Sayın, partililer ve HDP İl Eş Başkanı Şerif Camcı katıldı. Şanlurfa’daki eyleme de HDP’liler destek verdi. CHP’Lİ TEZCAN: Çözüm demokrasi birlikteliği Meclis’te basın toplantısı düzenleyen CHP Sözcüsü Bülent, 16 Nisan referandumunun yıldönümü ile ilgili olarak da “1 yıl geçmesine rağmen Mühürsüz anayasanın, referandumun meşruiyet sorunu hâlâ devam ediyor, bitmemiştir. Gayri meşrudur, yürürlüğe girmiş olabilir ama meşruiyet sorunu devam edecektir ta ki Türkiye kuvvetler ayrılığına dayalı demokratik bir düzen kuruncaya kadar. Tek adam rejimi 2019’a tek adam koalisyonu ile gitmeye çalışmaktadır. Bunun bir tane çözümü vardır: demokrasi birlikteliği. Tek adam rejimine karşı panzehir demokrasi birlikteliğidir. Önümüzdeki temel çözüm budur. Tezcan, “Bu iktidar, uyuşturucu, bonzai bağımlısı gibi OHAL bağımlısıdır. Tek adam rejimi, OHAL’siz Türkiye’yi yönetemiyor” ifadelerini kullandı. Bozdağ’a yanıt Katar’ın Doha kentinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın “CHP uzunca bir zamandır meşru bir siyasi partinin mücadele yöntemlerini kullanmak yerine bazı terör örgütlerinin silahsız eylem yöntemlerini kullanıyor. Yazık diyorum onlara sadece CHP’yi çökerttiler” ifadelerine Tezcan, “Sokakta demokratik hak arayışlarını teröristlik diye tarif edenlerden bir terör devleti yaratma tehlikesi her zaman vardır” yanıtını verdi. l ANKARA / Cumhuriyet Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar Bir kişiye verilen ülkeyi yönetme yetkisinin tekrarlanmasına bir sınır koymak gerekir mi? Bu konuda dünyada iki zıt eğilim var. Batı demokrasilerinde cumhurbaşkanları ve başkanlar için var olan üst üste seçilme sınırının, başka seçilmişleri, milletvekillerini, belediye başkanlarını, hatta sendika ve dernek yöneticilerini de kapsaması gereği konuşuluyor. Bu yönde ılımlı adımlar atan veya atmaya hazırlanan ülkeler var. Diğer taraftan bu sınırı ya toptan kaldırmak ya da anayasa değişiklikleriyle neredeyse sınırsız hale getirmek yönünde bir eğilim de yaygınlaşıyor. Mao’nun ölümünün ardından iktidarın aşırı kişiselleşmesini engellemek isteyen Çin Komünist Partisi (AKP), devlet başkanına iki kez seçilme sınırı getirdi. Çin parlamentosu 2018’de oybirliğiyle Xi Jinping’i ikinci kez devlet başkanı seçerken, bu sınırı kaldıran anayasa değişikliğini de onayladı. “Her şeyin başkanı” Xi Jinping, hem devlet başkanı, hem parti genel sekreteri hem merkezi askeri komite başkanı. Çin anayasasına “Xi Jinping düşüncesi” ve “AKP’nin yönetici rolü” de yeniden girdi. Rusya’da Putin kâh cumhurbaşkanı, kâh başbakan olarak 1999’dan beri aralıksız iktidarda. Altı yıl için yeniden seçildi. 2024’te yirmi beş yıl boyunca ülkeyi yönetmiş olacak. Belki bundan esinlenen Serj Sarkisyan, üç yıl önce anayasa değişikliği ile Ermenistan’ı başkanlık rejiminden parlamenter rejime geçirdi. 9 Nisan’da biten ikinci cumhurbaşkanlığı döneminin sonunda, yeni anayasayı bahane edip üçüncü kez aday olabilirdi ama olmadı. Çünkü cumhurbaşkanına hiçbir yetki bırakmamıştı. Ve iki gün önce parlamentoda çoğunluğu elinde tutan partisi oybirliğiyle Serj Sarkisyan’ı başbakan adayı olarak gösterme kararı aldı. Parlamentoda çoğunluğu elinde tuttuğu sürece, bütün yetkileri elinde toplayarak ülkeyi yönetmeye devam edecek. Venezüella’da Hugo Chavez de, seçildiği 1999’dan 2013’te ölümüne kadar anayasa değişikliği yöntemiyle başkan kalmıştı. Aynı yolu Bolivya’da Evo Morales izlemeye çalışıyor. Dördüncü kez aday olmasına izin veren değişiklik 2016’da halkoylamasında reddedilmesine rağmen, partisi 2019’da yeniden Morales’i aday göstermeye karar verdi. Kendisi de, “Halk karar verirse, Evo başkan kalır, bir sorun yok” diyor. Afrika ülkeleri üzerine yapılan bir çalışma, 55 ülke arasında 12’sinde başkanın yeniden seçilmesinde sınır olmadığını, ayrıca altı ülkede zaten tek parti veya krallık rejiminin hüküm sürdüğünü, sekiz ülkede de görevdeki başkanların anayasadaki sınırı delmeye çalıştığını gösteriyor. Tekrar seçilme konusundaki ihtilaf nedeniyle gerçekleşen darbe teşebbüslerinin, ayaklanmaların sayısı yüksek. 2015’te Batı Afrika devlet başkanları, Gana’nın başkenti Akra’da toplanıp, bütün ülkelerde böyle bir sınır getirilmesi önerisini tartışmış, bunu önce sıcak karşılayıp sonunda reddetmişlerdi. Ermenistan’da, esas olarak, liderin iktidarda kalmasını sağlamak için yarı başkanlık rejiminden parlamenter rejime geçildiği kanaati güçlü. Türkiye’de de aynı amacı ters yönde bir değişimle elde etmeye çalışıyor mu iktidar partisi? Parlamenter rejimden başkanlık rejimine geçerken, Tayyip Erdoğan’ın da teorik olarak 2029’a kadar iktidarda kalmasını mümkün kılıyor. 2019’da seçilmesi koşuluyla elbette. Neredeyse bir çeyrek yüzyıl aralıksız iktidarda kalma hırsı, münhasıran incelenmesi gereken bir vakadır. Ama birçok örnek, bunun kişisel bir seçim olmayı aştığını, iktidarda kalmanın lider için de vazgeçilmez bir zorunluluk haline dönüştüğünü gösteriyor. Bu iktidarı kaybetme korkusu ve yarattığı iktidar bağımlılığı elbette iktidarda iken işlenen usulsüzlükler, kanunsuzluklar, yapılan vahim haksızlıklar, yönetilen şiddet politikalarıyla doğru orantılıdır. Tam bu nedenle, siyasal güç mevkilerine seçilenlerin tekrar seçilmelerine önceden belirlenmiş ve değişmesi mümkün olmayan bir sınır koymak, onların iktidarın baştan çıkarıcılığına karşı kendilerini ve yakın çevrelerini korumaları açısından da yararlı ve gereklidir. Demokrasi sadece seçim değil aynı zamanda iktidarın sınırlanması rejimidir. İZMİR Konak’ta buluştular İzmir Konak’taki Tarihi Saat Kulesi önündeki buluşmada, CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, İzmir milletvekilleri Mustafa Balbay ve Atilla Sertel, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, CHP İl Başkanı Deniz Yücel, DİSK Ege Bölge Başkanı Memiş Sarı ve partililer yer aldı. Yücel’in konuşmasının ardından katılımcılar, oturma eylemi gerçekleştirdi. Eylemde sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “Gün gelecek devran dönecek. AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı, İzmir Marşı söylendi. l İZMİR /Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle