18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 17 Nisan 2018 4 Yoksa onlar hayal miydi? A nkara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, geçen cuma, aralarında eski Genelkurmay Başkanı, eski Genelkurmay 2. Başkanı ve birçok emekli orgeneralin de bulunduğu 21 kişi hakkında “darbeye teşebbüs” suçundan ömür boyu hapis cezasına hükmetti. Karar o gün ekranlarda birinci haber, gazetelerde manşet oldu. Sonrasında, sanki böyle bir olay olmamışçasına görmezden gelindi. Oysa dava, mahkum olan kişilerin konumları ve sonunda çıkan karar açısından dünya çapında önemli bir ilkti. Mahkemenin gerekçeli kararı açıklanmadığına göre kesin bir görüş ileri sürmek doğru değil. Ama yine de daha şimdiden üzerinde durulması elzem çok önemli sorular var. Ömür boyu hapis cezasına çarpıtırılanların hepsi kaynağını anayasadan alan bir yetkiyi kullanmışlar, bir devlet kurumunun, yine kaynağını anayasadan alan yetkisine dayanan kararlarını uygulamışlardı. HHH Anayasanın “Egemenlik” başlığını taşıyan 6. maddesinin ikinci fıkrası: “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz” der. Bu maddedeki ifadeden açıkça anlaşılacağı üzere, hiçbir kimse kaynağını anayasadan alan bir devlet yetkisini kullandığı için suçlanamaz. Kaynağını anayasadan alan bir yetkinin kullanılması veya böyle bir organın kararının yerine getirilmesi suç oluşturamaz. Daha gerekçeli kararı görmeden önce, genel olarak söylenebilecek olan husus şudur: 28 Şubat davasına konu olan eylemler, anayasanın 118. maddesinde öngörülen ve yetkileri de belirlenen Milli Güvenlik Kurulu’nda usulüne ve anayasaya uygun olarak alınan kararlar doğrultusunda eylemlerdir. Bu durumda bunların suç olmaları mümkün değildir. Devletin organlarının kararlarının uygulanmasını suç sayan kanunlar olamayacağına göre, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin mahkumiyet kararlarını, hangi gerekçe veya gerekçelerle cezaların kanuniliği ilkesiyle ile bağdaştırabileceği gerçekten, sadece Türkiye’de değil, dünyada da herkesin merakla beklediği bir husustur. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararından sonra çok önemli bir noktayı görmezden gelemeyiz: Artık devletin anayasa ve yasalarla kurulmuş organlarının kararlarını uygulayanlar da, gelecekte suçlanmak tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Bugün iktidarda olanlar, devletin yasama, yürütme veya yargı erkinin kaynağını anayasadan alan yetkilerini kullananlar veya o doğrultudaki yetkilerle alınmış kararları uygulayanlar da bu karardaki mantıkla yarın suçlanabilirler. Bu durum devlette en büyük kaosu yaratır ve işlemez hale getirir. HHH Denebilir ki burada yargılanan MGK kararı ve bunun uygulanmasının ardındaki niyettir. Bu görüş de geçersizdir. Ceza Hukuku’nda yargılanan niyet değil, fiildir ve hangi fiilin suç olduğu da, kanun metninde tereddüde yer bırakmayacak açıklıkla belirtilmesi zorunludur. Şimdi 28 Şubat 1997’de alınan ve uygulanan kararlarda etkili olan tehdit algısına gelelim: 28 Şubat 1997’de, tarihi kararlar alan Milli Güvenlik Kurulu ile onu yaşama geçirenler, Türkiye Cumhuriyeti’nin başta laiklik olmak üzere anayasal ilkelerinin tehdit altında olduğu, manevi cebir ve hile ile, laik düzenin yerini şeriatçı uyguylamalara bırakmak zorunda kalacağı, tevhidi tedrisatın medrese düzenine dönüşeceği, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tek adam iktidarı için çiğneneceği, dinci motiflerle yargı bağımsızlığının ayaklar altına alınacağı, Fethullah Gülen ve benzeri tehditlerin devleti ele geçirme girişiminde bulunacağı endişesiyle yasal önlemlere başvurmaya çalışmaktaydılar: 21 yılda yaşananlara bakarak, elinizi vicdanınıza koyup da söyleyin: Hayal mi görüyorlardı? Hakaret iddiasıyla kesilen kredisini geri aldı Mersin’in Anamur ilçesinde önceki dönem CHP Gençlik Kolları yöneticisi olan, üniversite öğrencisi Irmak Turhan’a, Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği iddiasıyla 8 Aralık 2016’da süresiz yurttan çıkarma cezası verildi ve KYK’dan aldığı öğrenim kredisi kesildi. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi kararı bozunca Irmak haklarını yeniden kazandı. l ABİDİN YAĞMUR/ MERSİN haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET CHP lideri Kılıçdaroğlu, partilileri ‘Kavgayı bırakın2019seçimleri için uyardı. Kılıçdaroğlu, ‘Kavga edenler, haklıhaksız olduğuna seçime kilitlenin’bakmaksızıngörevi bıraksın’ dedi CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir progra mının ikinci gününde partilileri bir lik olmaya, aralarındaki kavga ve kır gınlıkları sonlandırmaya çağırdı. Ka ya Termal Otel’de ger çekleştirilen örgüt bu luşmasına, genel baş kan yardımcıları Se yit Torun ve Tuncay Özkan’ın yanı sıra Bü YUSUF ÖZKAN yükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İl Başkanı Deniz Yücel, belediye başkanları ve ilçe baş kanları katıldı. Basına kapalı gerçekleştirilen top lantıda, örgütten kavgaları ve kırgın lıkları bir kenara bırakarak 2019 yı lında yapılacak kritik seçimlere kilit lenmelerini isteyen Kılıçdaroğlu, edi nilen bilgiye göre şunları söyledi: “Belediye başkanları, ilçe başkanla rı kavga etmesin... Kavga ediyorlarsa haklıhaksıza bakmaksızın görevi bı raksınlar! Partiyi bıraksınlar. Kavga CHP lideri Kılıçdaroğlu İzmir’de bir dizi etkinliğe katılarak vatandaşlarla buluştu. yı bir kenara bırakın, kırgınlıkları bir kenara bakın. 2019’daki kritik seçimlere kilitlenin. İlla kavga edecekseniz 2019’da Türkiye demokrasiye kavuştuktan sonra edin. Türkiye’nin umudu biziz. Canla başla çalışın... Partide yer alan isimler parti militanıdır. Militan gibi çalışın. Kapı kapı dolaşın. Mahallenin, sokağın durumuna göre propaganda yapın! İlçesinde seçim kazanacağına inanmayan varsa bıraksın gitsin.” ‘Ayıbın yıldönümü’ Daha sonra Balçova Belediyesi ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği tarafından düzenlenen “Eğitimde Adaleti ve Geleceği Düşünmek” sempozyumunda söz alan Kılıçdaroğlu konuşmasına, “Bugün 16 Nisan mühürsüz seçimin, demokrasi ayıbının yıldönümü… YSK’ye yuvalanan bir grup çete onların arzuladığı sonucu ilan etti” diye başladı. Cumhuriyeti kuranların eğitime verdiği önem sayesinde kendisinin okuyabildiğini vurgulayan CHP lideri, konuyla ilgili yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: l Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılmalıdır. l Kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen ayıbına son vermeliyiz. l Organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek liseleri kuracağız. l Geçen yıl 2 milyona yakın çocuğumuz okula gidemedi. Aileler yoksul. Bu çocuklar okula ulaşamıyor. Bu siyasal iktidar bir avuç tefeciye teslim olmuş durumda. CHP’Lİ bülent TEZCAN’DAN SURİYE DEĞERLENDİRMESİ: Kimyasal da yalanı da insanlık suçudur CHPParti Sözcüsü Bülent Tezcan partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Suriye operasyonuna ilişkin Tezcan, “Bu bataklığı sizin bölgede enerji kaynaklarını kontrol etme hırsınız ve yarattığınız çatışma düzeni ortaya çıkardı. Rusya ve ABD bölgede bilek güreştirirken olan Suriye halkına oluyor. Dış poltikadaki sapmalar nedeniyle AK Parti hükümeti bu bataklığın içine Türkiye’yi bodoslama soktu. Şimdi debelenmeye başlıyor. Su riye müdahalesi yanlıştır. Kimyasal silah kullanımı insanlık suçudur kabul edilemez. Kimyasal silah kullanımı ne kadar insanlık suçu ise kimyasal silah kullanıldı iddialarını temellendirmeden dün Irak’ta bugün Suriye’de bu oyunların malzemesi haline getirmek de o kadar insanlık suçudur. Doğrudan müdahale hangi amaca hizmet ediyor? Bu tür adımlara heyecanlı destek çıkmalar Türkiye’nin bölgede izleyeceği politika olmamalıdır” diye konuştu. Ekonomideki sorunlarla ilgili ola rak da Tezcan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi. Tezcan, “Yalancı pehlivanlığı soyunmuş. Kurdaki meseleyi dolar ve Euro’daki artışı çıkıp ‘Türkiye’ye kur savaşı ilan ettiler’ diye yeni komplo teorisi ile kutuplaşma adımı ile buradan sıyrılmanın peşinde. Bu işin çözümü yalancı pehlivanlıktan geçmiyor. OHAL’i kaldırmaktan geçiyor” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Önce yerel seçimi görelim’ Yerel seçimlerin ‘prova’ olacağını belirten Karayalçın, ‘Önce provanın sonuçlarını değerlendirelim. Cumhurbaşkanı adayını sonra belirleyelim’ dedi Eski Başbakan Yardımcısı, eski Dışişleri Bakanı, es edilmesi, o saatte AKP’nin cumhurbaşkanlığı seçimi ki Ankara Büyükşehir Belediye ni kaybedeceğinin ilan edil Başkanı Murat Karayalçın poli mesi anlamına gelecektir. İs tikyol.com’un sorularını yanıtla tanbul prova olacaksa ağırlı dı. Erken seçim tartışmaları ile ğın buraya verilmesi gerek ilgili olarak Karayalçın, “Zaman tiği düşüncesindeyim. Cum geçtikçe bu yıl seçimin yapıl hurbaşkanı adayını tartışma ması olasılığının azaldığını dü nın bir gereği yok. O bizim şünüyorum. Seçimin yapılma bu konuya olan dikkatimi sı için ileri sürülen gerekçelerin Murat Karayalçın zi azaltacak bir şeydir. Doğ çok doğru olmadığını görüyo ru bulmuyorum. Provayı ya rum. 15 Temmuz’da seçim olmayacağı palım, provanın sonuçlarını değerlen bana göre hemen hemen kesin. 2018 direlim. Ondan 8 ay sonra cumhurbaş Kasım’da seçimin yapılması olasılığı kanlığı seçimleri yapılacak. Adayı on ise düşük olmakla beraber var” dedi. dan sonra belirleyelim” ifadelerini kul Yerel seçimlerde İstanbul’un önemi landı. ne dikkat çeken Karayalçın, “AKP’nin Karayalçın, seçimlere giderken çok İstanbul seçimini kaybettiğinin ilan özel bir çalışmanın yapılması gerekti ğine işaret etti; 16 Nisan 2017’de “Hayır” cephesinde yer alan siyasi partilerin bir metin hazırlayarak bu metni yerel yönetim seçimlerinin yapılacağı 30 büyükşehirde halkın onayına sunmalarını önerdi. Karayalçın kendisinin adaylığı ile ilgili olarak da, “Benim çok net bir tanımım oldu yıllardır: Muhtarlıktan cumhurbaşkanlığına her türlü görevi üstlenmeye hazır olduğumu yıllar önce söylemiştim. Bugün de geçerli. Ankara için konuşacak olursam, üç kez aday oldum bir dördüncü adaylığı düşünmüyorum. Doğru da bulmuyorum. Ankara seçimini kazanacağımıza da içtenlikle inanıyorum. Üzerime düşen sorumluluklar da var” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet SP LİDERİ KARAMOLLAOĞLU: AKP 28 Şubat’ın meyvesidir Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 28 Şubat davasında verilen cezalarla ilgili, “Bugünkü iktidar 28 Şubat’ın meyvesidir. İster hoşumuza gitsin, ister gitmesin. O dönemdeki baskılar olmasaydı, millette bugünkü iktidarı, bugünkü AKP’yi iktidara getirme gayreti olmazdı” dedi. Edirne’de dün gündeme ilişkin basın toplantısı düzenleyen Karamollaoğlu, ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’ye yönelik düzenlediği hava operasyonunu eleştirerek, sırada Türkiye ve İran’ın parçalanması olduğunu öne sürdü. Karamollaoğlu, “Fransız Devlet Başkanı’nın ‘Biz bu saldırıyla Ruslarla Türklerin arasını açtık’ diye bir ifade kullanması, bunların sinsi ve haince davrandıklarının bir işareti. Konu ne Esad ne IŞİD, PYD; bunların hepsi bahane. Esas hedef Irak’tan sonra Suriye’nin parçalanıp bölünmesiydi. Onun arkasından da sıra hiç kimsenin de tered düdü olmasın, Allah muhafaza etsin, bize geliyor. Türkiye ve İran’a geliyor” dedi. 28 Şubat davasında verilen cezaları değerlendiren Karamollaoğlu, şunları söyledi: “Siz 28 Şubat’ın suçlularını cezalandıracaksınız ama 28 Şubat sebebiyle hapse giren mağdurları hapishanede tutmaya devam edeceksiniz. Bu adalet değil. Bugünkü iktidar 28 Şubat’ın meyvesidir. İster hoşumuza gitsin, ister gitmesin. O dönemdeki baskılar olmasaydı, millette bugünkü iktidarı, bugünkü AKP’yi iktidara getirme gayreti olmazdı.” CHP’li başkana ziyaret SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Edirne’nin CHP’li Belediye Başkanı Recep Gürkan’ı makamında ziyaret etti. Karamollaoğlu, “Biz, Edirne’yi her zaman önemseriz. Edirne’de belediye başkanlığı yapmak ayrı bir şeref vesilesi” diye konuştu. l DHA Temel Karamollaoğlu Nevruz davasında cd inatlaşması Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, Zeytinburnu’nda 2013 yılındaki Nevruz etkinlikleri nedeniyle düzenlenen mitingte yaptıkları konuşma nedeniyle “Terör örgütü propagandası yaptıkları” iddiasıyla yargılandıkları dava 30 Nisan’a ertelendi. Mahkeme, Demirtaş’a savunması yapması için son kez süre verdi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri’deki Alibey Spor Salonu’nda görülen duruşmayı, İsveç Konsolosluğu’ndan Anna Karslted, İngiltere Barosu’ndan avukat Ali Has, İsveç Sosyal Demokrat Partisi’nden Milletvekili Yılmaz Kerimo, Demokrasi Yoluyla Barış İçin Dul Kadınlar Kurucusu Margaret Owen da izledi. Sanıkların avukatlarından Ramazan Demir, önceki celse mahkeme heyeti hakkında reddi hâkim talebinde bulunduklarını ancak heyetin buna rağmen yargılamaya devam etmesini eleştirerek, “Bu nedenle esasa ilişkin savunma yapmayacağız ve usule ilişkin taleplerimizi bildireceğiz. Öncelikle iddianameye konu konuşmanın, tam çözümünün yaptırılmasında ısrar ediyoruz. Müvekkillerimiz bu konuşmayı yapmadıklarını söylemektedir. Bu gerekçeyle CD çözümünün yaptırılmasını talep ediyoruz. Siz bizi yargılamayı uzatmakla itham ediyorsunuz ancak bu çözümü yapmayarak yargılamayı uzatan sizsiniz” dedi. Avukat Arzu Kayaoğlu da 2013’te görevli çoğu polisin, FETÖ suçlamasıyla tutuklu olduğunu, bu nedenle çözümü yapan polislerin de akıbetinin araştırılması gerektiğini belirtti. Mütalaası sorulan Savcı Hakan Özer, CD çözümlerinin yaptırılması talebinin kabulünü talep etti. Mahkeme heyeti ise CD çözümü talebini reddederek, davayı erteledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle