18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 12 Nisan 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Polisten bakanaİÇİŞLERİ BAKANI SOYLU, EMRİNDEKİ POLİSLER TARAFINDAN DİNLENMİŞ usulsüz dinleme İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kullandığı mobil telefonlar yasa dışı biçimde, emrinde ki polisler tarafından takip edildi. Ko nunun ortaya çıkması üzerine müfet tişler tarafından Ankara ve İstanbul’da iki ayrı inceleme başlatılırken, Emni yet Genel Müdürlüğü İs tihbarat Daire Başkan Yardımcılarından biri ile Ankara ve İstanbul’da 6 polisin görev yeri değiş tirildi. Bakan Soylu’nun AHMET ŞIK telefonlarının kimin emriyle takip edildiği belirlenemedi. Ancak Cum hurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı da olan Enerji Bakanı Berat Al bayrak ile İçişleri Bakanı Soylu ara sında veliahtlık kavgası olduğuna da ir bilgiler daha önce basına yansımış tı. İkili arasındaki kavganın su yüzü ne çıkmasının ardından Soylu, geçen aylarda kırgınlığını belirten konuşma lar yapmıştı. Soylu’nun istifa etmek is tediği ancak Erdoğan tarafından engel lendiği de iddia edilmişti. ‘Sehven takip ettik’ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kullandığı mobil telefon hatlarının em niyetin bilgisayar takip sisteminde sor gulandığı birkaç ay önce ortaya çıktı. İs tanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerince yapıldı ğı belirlenen yasadışı takip üzerine İçiş leri Bakanlığı müfettişleri görevlendiri lerek Ankara ve İstanbul’da iki ayrı in celeme başlatıldı. Konuyla ilgileri oldu ğu belirlenen polisler müfettişlere ver dikleri ifadelerde suçlamaları reddede rek yasadışı takibin “sehven” yapıldığı nı söylediler. İfadeleri alınan polis me murları, yanlışlığın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) bazı büyükşehir bele diye başkanları ile il ve ilçe başkanları nın istifa ettirilmeleri sürecinde yerle rine seçilecek isimlerin Fethullah Gü len örgütüyle iltisaklarının olup olma dığı yönündeki araştırmalar sırasında doğduğunu belirttiler. Bu araştırmalar sırasında görevlendirilmeleri yapılacak olanların tüm telefon kayıtları ve görüş tüğü kişilerin Gülen Cemaati ile ilişkisi nin olup olmadığı bilgisayar takip siste minde anlık ve geriye dönük olarak in celemeye alındı. Polislerin iddiasına gö re hakkında araştırma yapılanlardan bi risinin irtibatları arasında Soylu’nun da telefonları bulunuyordu. Polisler de, “sehven” Bakan Soylu’nun da telefonla rını incelediklerini iddia ettiler. Soruşturma açılabilir Telefon bilgisayar takip sistemini kul lanarak sorgulama ve takip yapabilmek için araştırmayı yapacak il istihbarat şube müdürlüklerinin, sistemin merke zi olan Ankara’daki İDB ana veri tabanı na bağlanması gerekiyor. İDB’nin veri tabanında kim hakkında ne araştırıldı ğını neye bakıldığını, hangi kentte kim tarafından yapıldığını sistem otomatik olarak kaydediyor. Uygulamanın kötü ye kullanılmasını engellemek amacıyla Cumhurbaşkanı, Başbakan, kabine üye leri, Genelkurmay Başkanı gibi önem li kişiler ve kullandıkları telefon numa raları da önceden sisteme kayıt edile rek herhangi bir usulsüz takip, sorgu lama ya da dinleme yapılması halinde uyarı sistemi devreye giriyor. Müfettiş lerin usulsüz telefon takibiyle ilgili in celemeleri sürerken, Ankara’da İstihba rat Daire Başkan Yardımcılarından biri nin de aralarında bulunduğu 5 ve İstan bul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şu be Müdürlüğü’nde görevli 2 polisin gö rev yerleri değiştirildi. İnceleme sonun da polisler hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına karar verilecek. ‘Usulsüzlük söz konusu değil, inceleme rutin’ İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Tür kay Öksüz, gazetemize yaptığı açıkla mada, Soylu’nun telefonlarının usulsüz dinleme ya da takip edildiğine yöne lik herhangi bir inceleme ya da soruş turma olmadığını söyledi. Müfettişlerin, İDB’nin merkez ve taşra birimlerinin yaptığı işlemlerin yasal prosedüre uy gun olup olmadığına dair rutin bir in celeme yaptığını belirten Öksüz, “Ya pılan işlemlerin yasal prosedüre, usül ve esaslara uyulup uyulmadığı kont rol ediliyor. Herhangi bir usulsüzlük var mı ona da bakılıyor. Bakanın din lendiğine ya da telefonlarının takip edildiğine yönelik bir tespit, veri ve işlem yoktur. Kanuni denetim çerçe vesinde yapılan bir uygulamadır. Her hangi bir usulsüzlük çıkması halinde gerekli soruşturma açılacaktır” dedi. Uzun zamandır Enerji Bakanı Albayrak ile aralarında ‘veliaht’ savaşı olan Süleyman Soylu’nun mobil telefonlarının usulsüz şekilde dinlendiğinin ortaya çıkması üzerine 7 polisin görev yeri değiştirildi MUHALEFETTEN BAKANLAR KURULU’NA Demokrat Parti Genel Başkanlığı yaptığı dönemde sıkı bir Recep Tayyip Erdoğan muhalifi olan olan Süleyman Soylu, AKP saflarına transfer olduktan sonra siyaset basamaklarında hızla yükseldi. Önce milletvekili ardından da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Soylu, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Efkan Ala’nın ye rine İçişleri Bakanı yapıldı. Geçmişte AKP’yi ve hükümeti sıkıntıya düşüren açıklamaları ve tutumuna karşın Cumhurbaşkanı koruması altında olmasının da parti içinde bir hayli düşman edinmesine yol açtığı kulislere yansıyan Süleyman Soylu’nun damat Bakan Berat Albayrak ile veliahtlık kavgasına tutuştuğu da bir sır değil. Erdoğan son rası liderlik kavgası verdiği öne sürülen ikili arasında yaşanan gerilimle ilgili tartışmalar kimi zaman sosyal medyadaki trol hesaplar ve medyaya sızdırılan haberler üzerinden devam ediyor. Soylu’nun maiyetindeki İstanbul polisinin de Albayrak’tan yana tutum alır bir görüntü verdiğine yönelik haberler de daha önce medyaya yansımıştı. GİZLENEMEYEN ÇEKİŞME Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan kileri sıklıkla dile getirildi. AKP’deki muhaliflerı tasözleri nedeniyle CHP’lilerin eleştirilerine neden rafından bazı CHP’lilere ve muhalif medya organolan Soylu’nun, Gülen Cemaati ile geçmişteki iliş larına Soylu’yla ilgili görüntü ve bilgiler sızdırıldı. 13 Eylül 2017: Saldırganla fotoğraf HDP’nin tutuklu Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesinin Ankara’daki cenazesine bir grup saldırdı. Aile, Hatun Tuğluk’un cenazesini defnettiği yerden çıkarırken saldırganlar da gözaltına alındı. Ancak saldırganlardan Murat Alp’in, gözaltında tutuldukları karakolda İçişleri Bakanı Soylu’yla çekilmiş fotoğrafı ortaya çıktı. Alp’in sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafla ilgili haberler üzerine Soylu olayı doğruladı. Soylu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, eleştiride bulunanlara “aşağılıksınız” diyerek, mahalle sakinlerinin karakoldan çıkmadan kendisi ile fotoğraf çektirdiğini, bu kişilerden birinin de daha sonra gözaltına alındığını belirtti. 24 Eylül 2017: Oğlunun aracı arandı Akit TV’de program yapan gazeteci Ali Tarakçı internet üzerinden yayın yapan Gazetemİstanbul’da yayımlanan köşe yazısında Bakanın oğlu Engin Levent Soylu’nun aracının polisler tarafından durdurularak arandığını ileri sürdü. Tarakçı, oğul Soylu’nun yanında korumaları olduğu halde Yunus Timleri’ne bağlı polisler tarafından aracının durdurulup yarım saat boyunca arandığı ve Bakanın devreye girmesine rağmen aramanın devam ettiğini belirterek, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın da Soylu’nun telefonlarına çıkmadığını iddia etmişti. 11 Ekim 2017: Mafyayla ilişkili iddiası Can Ataklı Sözcü gazetesinde yayınlanan yazısında, AKP’li bir kaynağının, parti içinde en sevilmeyen bakanın Soylu olduğunu öne süren bir yazı kaleme aldı. Ataklı, Bakan Soylu’nun oğlunun başına gelenlerle ilgili AKP’li bir kaynağının, “Bu işten genel başkanın haberinin olmaması mümkün mü? Mutlaka onun da olurunu aldıktan sonra polisler böyle bir uygulama yapmıştır” dediğini öne sürdü. Ataklı kaynağının, “Çünkü Soylu İç İşleri’ni adı mafya ile anılan bir grubun adamlarıyla yönetiyor” dediğini de öne sürdü. 15 Ekim 2017: Savaş AKP medyasında Parti içi iktidar çatışmaları, konunun taraflarına olan yakınlıklarına göre, hükümete yakın medya organlarında da zaman zaman kendine yer buldu. Süleyman Soylu’nun oğlu Engin Levent Soylu ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Daire Başkanı Ahmet Minder’in kızı Saadet Nur Minder’in dügünlerinin haberleştirilmesi örneklerden biri. 14 Ekim 2017’deki dü ğün ertesi gün Yeni Şafak’ta sürmanşetten duyuruldu. Soylu’ların düğünü, Bakan Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın Yönetim Kurulu Başkan Vekili olduğu Turkuvaz Medya’ya ait Sabah gazetesinde ise iç sayfalarda kısa haber olarak yer aldı. 19 Ekim 2017: Vekâlet savaşı Sabah gazetesinin Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, AKP’nin içindeki bazı kişilerin yeni ittifaklar kurduğunu ileri sürdüğü yazısında Ankara’da bir “vekalet savaşı” yaşandığını öne sürüyordu. “Kabul edelim ki Sn. Cumhurbaşkanı sayesinde siyasete girmiş, makam, mevki sahibi olmuş kimi isimler zamanla kendine ‘güç vehmetmeye’ de başladı... Adına ‘vekâlet savaşı’ demek belki iddialı olur ama ‘örtülü güç mücadelesi’ demek durumu izah edebilir” diyordu. 24 Aralık 2017: İhraç edilen isimle Bakan Soylu’nun Gülen Cemaati’ni öven eski konuşmaları ve mesajları da sık sık sosyal medyada troller ve AKP muhalifleri tarafından paylaşılıyordu. 695 sayılı KHK ile ihraç edilen diplomatlar arasında Mehmet Yavuz Arabul da vardı. Kararnamelerin Resmi Gazete’de yayımlandığı 24 Aralık’ta, Bakan Soylu’nun, FETÖ suçlamasıyla ihraç edilen Arabul ailesinin nikâhında çekildiği fotoğraf ile tebrik mesajı da sosyal medyada dolaşıma sokuldu. 12 Ocak 2018: FETÖ imamlarıyla Sabah gazetesi, eski A Haber yorumcusu ve Hanefi Avcı’nın da avukatı olan,aynı zamanda AKP muhalifi kimliğiyle bilinen Avukat Fidel Okan’ın, ByLock kullanıcısı ve FETÖ imamları olduğunu öne sürdüğü kişilerle birlikte umre seyahatine gittiğini iddia eden bir haber yayımladı. Gazetenin haberinde, “1 Mayıs 2015 tarihli uçak yolcu listesinde Fidel Okan’ın adı, her biri FETÖ soruşturması tutuklusu ya da firarisi olan İsa İmanlı, Muharrem Aşıcı, Süleyman Nazif Gürer, Hasan Hüseyin Tanrıverdi, Mustafa Arslan ve Akif Aşıcı ile birlikte görülüyor” ifadeleri kullanıldı. Sosyal medya hesabından iddialara yanıt veren Avukat Okan ise Sabah’ın FETÖ’cü diye iddia ettiği isimlerle birlikte sohbete katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun fotoğraflarını paylaştı. Avukat Okan, Sabah gazetesinin “kripto imam” dediği kişilerin arasında olan Şener Yürek’i yazmadığına dikkat çekti. “2015’te yapılan iddiaya göre darbe toplantısını organize eden bu şahıs neden yazılmamıştır?” diye soran Okan, “Benimle darbe toplantısına katılan Şener Yürek en çok kiminle mi yakın. Fotoğraflara göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla” diyerek, İçişleri Bakanı’nın aynı grupla çekilmiş fotoğraflarını yayımladı. Bir AKP muhalifini linç ediliyor görüntüsü veren Sabah gazetesi, Avukat Okan’ın yayımladığı fotoğraflarla Bakan Soylu’yu hedefe oturtmuş oldu. K17oOltcuakkk2a0v1g8a:sı Soylu ve Albayrak arasındaki kavganın bir başka yansıması ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın danışmanı ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun koruma ve danışmanları arasındaki koltuk kapma tartışmasında da ortaya çıkmıştı. TBMM’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı AKP grup toplantısı öncesinde Soylu ile Kaya’nın danışmanları arasında, yer tutma kavgası kameralara yansımıştı. İki bakanın danışmanlar ve korumaları arasında aynı koltuk için yaklaşık 1 saat süren mücadeleye son noktayı Bakan Kaya koymuştu. Soylu’nun danışmanını fırçalayan Kaya, danışmanı kaldırıp yerine kendi oturmuş, Süleyman Soylu ise toplantıya katılmamıştı. Yeniçağ gazetesinden Ahmet Takan, ele aldığı bir yazısında, Bakan Kaya’nın Afrin operasyonu ile ilgili yaptığı açıklamalarla ilgili Soylu ile arasında tartışma yaşandığını öne sürmüştü. Takan yazısında Bakan Kaya’nın durumu ilettiği Berat Albayrak’ın da tartışmaya dahil olduğunu belirttiği ve Soylu’nun istifa mektubu hazırladığını öne sürdüğü yazısında şu iddialarda bulunmuştu: “Damat Bey de duruma çok öfkelenir. Bir gün, Süleyman Soylu’nun telefonu çalar, karşısındaki Berat Albayrak başlar saydırmaya... Hesap sorar bir tavır içinde, Süleyman Soylu’ya o sözleri söyleyip söylemediğini sorgular... Bakan Soylu ‘Evet söyledim. Ben bu ülkenin İçişleri Bakanı’yım. Benim sorumluluk saham’ der. Albayrak, ‘sizin haddinize mi’ diye sert bir karşılık verir. Soylu, kısa bir savunmanın ardından, ‘benim haddime, peki sizin ne haddinize’ diye karşı çıkış yapınca telefon görüşmesi sert bir kavgayla sona erer. Süleyman Soylu bu görüşmenin ardından sarayın yolunu tutar, olup bitenleri R. Erdoğan’a aktarır. AKP Genel Başkanı R. Erdoğan, pek umursamaz bir tavır içinde ‘ilgilenirim’ diyip Soylu’yu gönderir. Soylu ‘ilgilenilmesini’ bekleer durur!..” 25 Şubat 2018: Veda konuşması Memleketi Trabzon’a giderek AKP Ortahisar 2’nci İlçe Gençlik Kolları Kongresi’ne katılan Bakan Soylu, “veda konuşması”olarak nitelenen bir konuşmaya imza attı. Kendisini dinleyenlerden helallik istemesi, “istifa edeceği” şeklinde yorumlara neden olmuştu. Bakan Soylu’nun istifa edeceği dedikodularını ertesi gün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yalanlamıştı. haber 11 Üçüncü dünya savaşı çıkar mı? Suriye’deki kimyasal saldırı iddiasıyla başlayan krizin tırmandığı sıralarda, internet üzerinden ABD’de yayın yapan Amerikan kanallarını turladım. İstisnasız hepsinde birinci, ABD Başkanı Donald Trump’a yönelik FBI soruşturmasıydı. Uzun uzadıya bu konuşuldu. Daha sonra Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’in Senato’da verdiği ifade canlı yayımlandı. Suriye, en iyi ihtimalle üçüncü haberdi. Bunu bir yere not edin. Dün Donald Trump’ın Rusya’yı uyaran ve Suriye’ye füze gönderileceğini söyleyen sabah twi’tiyle Türk Lirası uzun süredir devam eden düşüşünü hızlandırdı. Sosyal medyada “Üçüncü dünya savaşı başlıyor” lafı dolanmaya başladı. Evet, global konjonktürün 1914’e giden sürece çok benzediğini ben de defalarca yazdım. Ancak Suriye’deki son olaya bakarak “savaş başlıyor” demek için henüz çok erken. ‘Normal koşullarda’ Suriye’de topyekun bir savaş değil, kısıtlı süreli bir askeri restleşme ihtimali var. Neden mi? Ne ABD ne de Rusya sıcak savaş istiyor. Sıcak savaş yerine Suriye üzerinden kısa dönemli bir restleşme daha büyük olasılık gibi gözüküyor şu anda. Diplomasi kulislerinde beklenti, (biraz da içerideki FBI soruşturmasını unutturmak amacıyla) Rusya’ya sert görünmek isteyen ABD Başkanı’nın, geçen yıl olduğu gibi Suriye’de rejime ait askeri hedeflere ‘Tomahawk’ füzeleri yollayarak bir güç gösterisine gideceği yolunda. Ancak ‘normal koşullarda’ diyorum çünkü Donald Trump’ın sağı solu belli olmuyor. Savaş istemese de ergen halleriyle savaşa neden olabilir. ABD lideri açısından ne Suriye, ne de oradaki insani trajedinin bir önemi var. Daha geçen gün Suriye’den çıkmak istediğini belirtmiş, “Alsın Rusya ne yaparsa yapsın” demeye getirmişti. Bugün ise Rusya’yı tehdit ediyor. Trump’ın yapacağı, ABD kamuoyu ve dış dünya için bir hafta sürecek göstermelik bir ‘şov’ olacaktır. Burada bütün mesele, buna Rusya’nın nasıl cevap vereceği. Geçen yıl Suriye’nin kimyasal silah kullandığı iddiası karşısında Pentagon, rejime ait askeri üsleri ve hava sahalarını vurmuş, ancak bunu yapmadan 2 saat önce de nereleri vuracağını Rusya’ya bildirmişti. Ruslar durumdan hoşnut olmasa da çok önemsemedi. Ancak aradan geçen bir yılda çok şey değişti. İki ülke arasında soğuk savaş başladı. Dün görüştüğüm ve yakın zaman önce Moskova’da olan bir Rusya uzmanı, Kremlin’in olan biteni ‘Rusya’ya karşı bir hamle’ olarak yorumladığını söylüyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Ruslar, Esad rejiminin ara sıra klor gazı kullandığını kabul etmekle birlikte, bunun gündeme gelmesinin kasıtlı olduğunu düşünüyorlarmış. ABD’nin asıl hedefinin Rusya’yı yıpratma olduğunu düşünüyorlarmış. Başa dönelim. Trump Suriye’deki gidişatı değiştirmek değil, kısa dönemli ve göstermelik bir şov istiyor. Rusya ise bunu kendine karşı bir girişim olarak yorumluyor. Burada bölgesel çatışma riskini, Rusya’nın ABD’ye nasıl cevap vereceğiyle belirleyecek. Trump’ın beceriksizliği, diğer aktörlerin iyi niyetli olduğu anlamına gelmiyor. Rusya, ne pahasına olursa olsun Esad rejimini ayakta tutmaya çalışıyor; Esad rejimi ise kendi halkını düşman ve tehdit olarak görmeye devam ediyor. Bu sürecin içinde olan hiçbir ülke, gerçek anlamda Suriye halkını, oradan oraya bombalar arasında büyümek zorunda kalan çocukları düşünmüyor. Peki Türkiye ne yapmalı? Ne Trump’ın ciddiyetsiz yaklaşımlarıyla romantik bir ‘rejim değişikliği’ sevdasına kapılmalı, ne de tamamen Rusya kampında yer almalı. Türkiye, bu iki güç arasındaki mücadelede taraf olmamalı. Dışarıda durmalı. Rusya’ya fazla yakınlaşmak, Türkiye’nin bu kaosta kaybolması anlamına gelir. Ağır bir ekonomik bedel ve sancılı bir kopuş yaşarız Batı’yla. Diğer yandan rejim değişikliğine oynamak ya da Rusya’ya kafa tutmak için de artık çok geç; belli ki ipleri fena kaptırmışız Moskova’ya... En iyisi Ankara, bir kereliğine de olsa geri durmaya çalışsın. Onlar kendilerini kurtarırlar, siz arada kalırsınız. Ağrı ve Iğdır sınırına güvenlik duvarı örülüyor İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afganların Avrupa’ya göç yolu olarak kullandığı İran sınırına güvenlik duvarı örüldüğünü açıkladı. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün kuruluşunun 5. yıldönümünde düzenlenen programa katılan Soylu, İran’da Türkiye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan yaklaşık 2 milyon insan olduğunu belirterek “İran’la da uzlaşarak bir sınır güvenlik duvarı yapıyoruz. 144 kilometrelik en kritik geçiş noktalarını hedef alan bir duvar. Ağrı’daki duvarın fiili olarak 90 kilometresi bitmiş durumda. Iğdır’da tamamı hemen hemen bitti, 12 kilometre bir yer kaldı” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle