26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 7 Mart 2018 12 yorum/haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Köşemen Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem “Yunus Emre Vakfı; Türkiye’yi, Türk dilini, tarihini, kültürünü ve sanatını tanıtmak; bununla ilgili bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak; Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurtdışında hizmet vermek; Türkiye’nin diğer ülkeler ile kültürel alışverişini artırıp dostluğunu geliştirmek amacıyla 05.05.2007 tarihli ve 5653 sayılı kanunla kurulmuş bir kamu vakfıdır.” İnternet sitesinde böyle yazıyor. 2009 yılında faaliyete başlamış. Yurtdışında 50’den fazla kültür merkezi bulunuyor. Bu sayının sürekli arttığını da biliyoruz. Rusya, Romanya, Kosova, Bosna Hersek gibi ülkelerde birden fazla merkezi var. Hızlı bir büyümeden söz edebiliriz ama bu büyümenin yeterli bulunmadığını da belirtelim. En temel eleştiri de yönetiminin tamamen akademisyenlerden oluşması, bu nedenle de enstitülerin esas olarak Türkçeyi öğretir hale geldiği, öncelikli amacı olan kültür ve sanat faaliyetlerinin ihmal edildiği ya da gereğince yapılamadığıydı. Yunus Emre Vakfı Kanunu’nda 6 Aralık 2017 tarihinde çıkan torba yasa ile iki önemli değişiklik yapılmış. Mütevelli Heyet ve Yönetim Kurulu üye yapıları tamamen değiştrilmiş. Önceki düzenlemede Dışişleri Bakanı mütevelli heyet başkanıydı ve mütevelli heyetinde Maliye Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Kültür ve Turizm Bakanı yer alıyordu. Bu kadar çok bakan yer aldığı için de mütevelli heyet istenen sıklıkta toplanamamış, işler kolay yürümemiş. Şimdi Kültür ve Turizm Bakanı başkan, müsteşarı da başkan yardımcısı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, Maliye Bakanlığı Müsteşarı ve Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı da heyetin tabii üyeleri. Maarif Vakfı da bir üye veriyor. Heyetin tamamen devlet kurumlarının temsilcilerinden oluşması eleştiriliyordu. Yeni heyette cumhurbaşkanı tarafından seçilen beş kişi yer alıyor. Cumhurbaşkanı sivil üyeler seçerse, vakıf yönetiminde 6 devlet temsilcisi 5 sivil yer almış olacak. Yani yine devlet son sözü söylemiş olacak. Cumhurbaşkanınca seçilecek sivil üyeler tüm toplumun üzerinde fikir birliğinde olduğu, Türkiye’nin kültür diplomasisinde söz sahibi kültür ve sanat insanları olursa yetersiz ama olumlu bir gelişme olarak değerlendirebiliriz. Ama yasa değişikliğini sunarken dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın söylediği gibi British Council ve Goethe Enstitüsü gibi bir vakıf oluşturmak arzu ediliyorsa ağırlık sivillerde olmalıydı. Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek üyeler için bir kıstas getirilmemesi, kültür ve sanat alanında başarılı kişiler olmaları öngörülmemesi de haklı olarak eleştirilmiş. Vakfın işlerini yürütecek olan yönetim kurulunda ise bir sivilleşme görülmüyor. Yunus Emre Enstitüsü Başkanı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı ve Dışişleri Bakanlığı Yurtdışı Tanıtım ve Kültürel İlişkiler Genel Müdürü yönetim kurulunun tabii üyeleri. Mütevelli Heyeti üniversitelerin Türkçe dil öğretim merkezleri başkanları arasından bir ve eğitim, kültür ve sanat alanında faaliyette bulunan ve Bakanlar Kurulu’nca kamu yararına faaliyet gösterdiği kabul edilmiş dernek veya vergi muafiyeti tanınmış vakıfların üyeleri arasından bir kişi seçecek. Bir de uluslararası ilişkiler, iletişim, kültür, sanat ve Türk dili alanında çalışmalarıyla tanınmış kişiler arasından bir kişi seçecek. 4 devlet görevlisi, 1 akademisyen, 2 sivil. Bu yapılanma vakfı sivilleştirmiyor. Yunus Emre Enstitüleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yurtdışı faaliyetlerinin birer dairesi ya da temsilciliği haline geliyor. Bu yapılanma ile belki dil eğitimi amacı daha önce de olduğu gibi yine başarılacak ama kültür diplomasisi için ve Türkiye’nin kültür ve sanatını yurtdışında tanıtımında bir katkı beklenemeyecek. A ntikomünizm, yeniyetme montajcı kapitalistlerin, palazlanan toprak ağalarının parlamentodaki temsilcilerine yön ve ren bir “ideoloji” haline gelmişti. Amerikan em peryalizmiyle el ele, kucak kucağa Türkiye’yi, Türkiye’nin zenginliklerini yağmalamak yolunda bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına karşı işlenen her suçu meşrulaştıracak bir zemin oluşturu luyordu. “Her mahallede bir milyoner” ancak bu zeminde yaratılabilir, büyük kentler ancak bu zeminde yağmalanabilir, cılız ekonomimiz ancak bu zeminde yabancı sermayeye teslim edilebilir, Demokrat Parti’nin “Türkiye’yi küçük Amerika yapacağız” ülküsü ancak bu zeminde gerçekleştirilebilirdi. Hayatın içinden: TürkiyeABD ilişkileri (6) Nitekim öyle de oldu. Doğu’nun, Güneydoğu’nun toprak ağaları, gasp ettikleri hazine topraklarını bu 1955 yılının 67 Eylül günlerinde İstanbul’un dönemde üzerlerine geçirdiler. gecekondu semtlerinden yola çıkan kalabalıklar, Amerikan emperyalizminin işbirlikçisi Demok “milliyetçilik” adına Samatya’da, Kumkapı’da, rat Parti, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki “ilk talan Beyoğlu’nda, Kurtuluş’ta, Adalar’da Rum asıllı harekâtının” siyasalideolojik temsilcisiydi. yurttaşlarımızın evlerine, işyerlerine saldırdılar. HHH Mallarını yağmaladılar. Papazlarını sünnet et Daha sonraki yıllarda başlı başına bir toplum meye kalkıştılar. Bir süre sonra bu kalkışmanın sal soruna dönüşecek gecekondulaşma da bu bir hükümet provokasyonu olduğunu öğrenince dönemde başladı. Büyük kent merkezlerinin şaşıracaktık. dışında kalan geniş alanlar Demokrat Parti yan Selanik’te Atatürk’ün evine bomba atarak daşlarının yağmasına açıldı. İktidar partisinin il, “Başla!” işaretini veren üniversite öğrencisi iler ilçe, bucak başkanlarının denetiminde yeni yeni leyen yıllar içinde Türkiye bürokrasisinde önemli gecekondu mahalleleri türüyordu. görevlere getirildi. HHH Daha sonraki dönemlerde Türkiye’nin politikalarına yön verecek “sağ” siyasi kadrolar bu ortamda yetişti. Tümü “antikomünist”, “milliyetçi”, muhafazakâr” oldu. İçlerinden cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar çıkardılar. Ama hiçbiri demokrat olamadı. 1960’lı yıllara geldik. Giderek baskılarını artıran Demokrat Parti iktidarına karşı gerçekleştirilen 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonrası hazırlanan yeni anayasa ile toplumsal ve bireysel özgürlüklerin sınırları genişletilmişti. Yeni anayasanın getirdiği demokratik ortamda 13 Şubat 1961 günü 12 sendikacı tarafından Türkiye İşçi Partisi kuruldu. Parti, kuruluşuyla birlikte NATO’ya ve Amerikan emperyalizmine karşı olduğunu ilan etti. Sosyalist TİP’in bu yöndeki söylemleri özellikle üniversite öğrencileri üzerinde etkili oldu. Ülkenin büyük üniversitelerinin bulunduğu kentlerde birbiri ardınca devrimci öğrenci dernekleri kurulmaya başladı. Sol, Türkiye genelinde güçleniyordu. TİP, 1965 genel seçimlerinde TBMM’ye 15 milletvekili sokmayı başardı. Bu, karşılıksız kalmayacaktı. İslamcı gençler de Milli Türk Talebe Birliği, İlim Yayma Cemiyeti gibi derneklerde örgütleniyordu. Bir çatışma kaçınılmazdı. İlk günden ‘sehven’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesindeki Okuryazar Seferberliği için hazırlanan kitaptaki hata, yüz binlerce basımdan sonra fark edildi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın himayesindeki okuma yazma seferberliği ilk günden hata ile başladı. Ankara’da önce ki gün düzenlenen törenle başlatılan se ferberlik kapsamında illere gönderilen ki taplarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) hata yaptığı ortaya çıktı. Bakanlık, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü tarafın dan hazırlanan “Yoğunlaştırılmış Temel Düzey Okuma Yazma Kitabı” sayfaların daki hatayı basıldıktan sonra fark etti. MEB, Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) denetiminden geçen kitap lardaki hatayı ‘sehven’ di yerek açıkladı. Türkiye’deki 982 mer keze toplam 345 bin oku OZAN ÇEPNİ ma yazma kitabını gönderen MEB, kitabın iki sayfasında ‘sehven’ hata ya pıldığını önce eposta ile illere duyurdu. Gece yarısı illerdeki Hayat Boyu Öğren meden sorumlu il ve ilçe şube müdürle rine gönderilen epostada dağıma baş lanan kitapta hata olduğu belirtildi. Ar dından resmi yazı hazırlayan bakanlık, hatalı sayfaların dizgi personeli tarafın dan düzeltilip yeniden hazırlandığını ve illere yeni sayfa görsellerini gönderdi ni duyurdu. Hatasını alelacele düzelten bakanlık, internetten kitabın düzeltil miş halini yayımladı. Ellerinde kitapları olmayan illerdeki Halk Eğitim Merkez leri de kitabı internetten indirerek kul lanmaya başladı. Bakanlık illere hatalı 2 sayfanın yerine resmi yazı ile gönderi len sayfa görsellerinin kullanılması tali matı verdi. Basılan kitaplarda yarım sayfa büyük lüğünde “N” harfinin öğretildiği sayfada ‘nal’ ve ‘mantar’ kelimelerinin yanında ‘balon’ kelimesi örnek verilerek ‘N’ har fi alıştırması yerine ‘L’ harfi alıştırmasına yer verildi. Diğer sayfada da yarım sayfa lık ‘T’ harfi alıştırmasında “tüp, ütü, tab let’ kelimelerini veren bakanlık, alıştır mada ‘K’ harfini kullandı. ÖĞRETMENDEN HABERSİZ DERS PROGRAMI YAPILAMAYACAK Danıştay, öğretmenlerin haftalık ders programlarını hazırlama yetkisini müdürlere devreden ve keyfi olarak kullanılmasını sağlayan yönetmelik maddesine ‘dur’ dedi. Okul yöneticilerinin, öğretmenlerden habersiz hazırladığı programlar artık öğretmenler kurulunda yapılan değerlendirme ve öğretmenlerin görüşleri alındıktan sonra hazırlanabilecek. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Türk Eğitim Sen’in başvurusu sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ndeki öğretmenlerin haftalık ders programlarını hazırlama yetkisini müdüre devreden madde için yürütmeyi durdurma kararı verdi. MEB’in itirazlarını reddeden Danıştay, Kasım 2016’da yapılan yönetmelik değişikliğiyle programların belirlenmesinde ‘tek yetkili’ olarak müdürün belirlenmesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Öğretmenler kurulda görüşecek MEB’in yönetmeliğini durduran Danıştay, ders programlarının eski halindeki gibi öğretmenler kurulunda tartışılarak hazırlanmasının yeniden önünü açtı. Kararda eski düzenleme için “Programın öğretmenler kurulunda tartışılarak değerlendirilmesi imkânı sağladığı, değişiklikle bu imkânın ortadan kaldırılarak, okul müdürünün tek yetkili haline geririldiği, öğretmenlerin ise tebliğ ile ders programından haberdar olacaklarının düzenlendiği görüldüğünden, haftalık ders programı konusunda öğretmenler kurulunu devre dışı bırakan değişiklikte hukuka uyarlık bulunmamaktadır” denildi. Öğretmenler de 2016’dan beri devam eden uygulamaya “Bilgisayar sistemiyle mekanik olarak ders düzenlemesi yapılıyordu, özellikle tekli eğitim yapılan okullarda gün bütünlüğü bölünüyor, programlar yöneticiye göre şekilleniyor, öğretmenlerin istedikleri düzeydeki sınıflar keyfi olarak verilmiyor, ‘ben yaptım oldu’ anlayışı hâkimdi” diyerek eleştirdi. l OZAN ÇEPNİ / ANKARA l DAVADA KARAR ÇIKTI Darbeci denizcilere 65 müebbet 15Temmuz darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki eylemlere ilişkin 73 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı. Mahkeme, eski Harekât Başkan Vekili Tuğamiral İrfan Arabacı ile eski İstihbarat Daire Başkanı Tuğamiral Murat Şirzai’nin de aralarında bulunduğu 47 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 18 sanığa müebbet hapis cezası verdi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan isimler şöyle: Ahmet Keklikçi, Ahmet Çağrı Göçmen, Ahmet Zeki Yılmaz, Ahmet Ziya Kireç, Ali Murat Dede, Alpaslan Akyol, Bora Akyol, Elvan Onur Başer, Emre Bayram, Enver Pöge, Ertuğrul Uzunoğlu, Faruk Kamalak, Fatih Keskin, Bahattin Koç, Ferdi Kesgin, Hakan Karakuzey, Hasan Kulaç, Himmet Taner Çengel, İhsan Bakar, İrfan Arabacı, Kadir Bükülmez, Mehmet Metin, Muhittin Ergin, Murat Şirzai, Mustafa Aslan, Mustafa Mesut, Mustafa Polat, Necati Köksal, Nurhan Uz, Oğuz Karaman, Oktay Gündoğdu, Ömer Faruk Öncü, Özcan Özata, Özgen Aykan, Rahim Kürkçü, Salih Dağbaşı, Serdar Büykeren, Serhat Akyıldız, Sinan Azmi Tosun, Suat Arslan, Suat Mülayim, Süleyman Özgün, Tuna Aygündüz, Tunahan Temel, Tuncer Karakaya, Umut Demirhan ve Yaşar Anar. Sanıklardan Ali Altın, Adem Sevinç, Ceyhan Duysak, Doğan Gölcük, Erday Ak, Erdal Özer, Murat Yılmaz, Murat Sinç, Murat Mengi, Mehmet Udül, Okan Sayar, Ufuk Kabasakal, Hilmi Dilmen, İbrahim Çavdar, Ramazan Karademir, Sedat Çelik, Savaş Arslan, Yunus Tosun’a “anayasal düzeni ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis veren heyet, indirim uygulayarak cezayı müebbet hapise çevirdi. Tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, tutuksuz sanıklar Okan Sayar ve Adem Sevinç’i de tutukladı. Sanıklardan Özcan Aykan ve Emre Bayrak hakkında “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. l ANKARA / Cumhuriyet 7 MART 2018 SAYI: 33754 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:58 05:44 06:08 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:23 13:21 16:32 07:06 13:06 16:18 07:28 13:29 16:42 Akşam 19:08 18:53 19:17 Yatsı 20:27 20:11 20:32 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] [email protected] Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu Sonuç Bildirgesi 1 Cumhuriyet gazetesi tutuklu yönetici ve gazetecilerinin en kısa zamanda tahliye edilmelerini ve bu haksız sürecin sona ermesini bekliyoruz. Beklenen sonuç adaletin sınavı olacaktır; 2 Toplumun doğru haber alma, gerçekleri bilme ve öğrenme hakkı anayasal bir haktır. Bu hakkın engellenmesi demokrasinin önündeki en büyük engeldir. Toplumun gerçekleri bilme hakkının önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz; 3 Ülkenin Cumhuriyet ve demokrasiden yana güçlerinin buluşarak, birleşerek; özgür düşünce, düşünceyi özgürce ifade etme ve örgütlenme haklarını korumak, tehditlerden ve baskılardan kurtarmak için ortak çaba harcamalarını zorunlu buluyoruz; 4 Laik yaşam tarzı, laik eğitim, eşit sağlık hakkı, emeğe saygı, kadının toplumdaki eşit yeri konularında toplumla bütünleşerek ayrımlaştırmaya karşı birleştirici çalışmaların yapılmasını önemle belirtiriz; 5 Cumhuriyet gazetesi üzerindeki; her yolla yapılan baskının, ekonomik ambargonun, varlığına yönelik tehditlerin karşısında Cumhuriyet ve demokrasi güçlerinin bilinçli ve sürekli desteğini zorunlu görüyoruz. Bu sonuç bildirgesi katılımcıların tümünün oybirliğiyle kabul edilmiş ve uygulanması için gerekli çalışmalara başlanması önerilmiştir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle