Katalog

Çarşamba 7 Mart 2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: SERPİL ÜNAY Para da yok birikim de ekonomi 11 ING Bank’a göre yurttaşların yüzde 82’si yeterli geliri olmadığı için para biriktiremiyor. Yüzde 12’si de borçlarından dolayı tasarruf yapamıyor ING Bank’ın gerçekleştirdiği Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın (TTEA) 2017 dördüncü çeyrek sonuçlarına göre, “tasarruf edecek yeterli geliri olmadığını” söyleyenlerin oranı yüzde 82 oldu. TTEA’ya göre kentsel nüfusta tasarruf sahipliği oranı, yüzde 13.6 ile birinci çeyrekte ölçümlenen yüzde 13.3’lük seviyenin üzerine çıktı. Araştırmada şu tespitlere yer verildi: Araştırma döneminde kentsel nüfusta tasarruf sahipliği oranında bir önceki çeyreğe göre gerileme yaşandı. 2017 yılı üçüncü çeyreğinde kentsel nüfusta tasarruf sahipliği oranı yıl içindeki en yüksek seviyeye ulaşarak yüzde 15.4 olmuştu. 4 Yakın gelecekte tasarruf yapmayı planladığını söyleyenlerin oranı yüzde 29; gelecek 3 ay içinde tasarruf edeceğini söyleyenlerin oranı bir önceki döneme göre 16.6 oldu. 4 Düzenli tasarruf yapanların oranı 2017’nin dördün cü çeyreğinde yüzde 68 olarak önceki dönemle aynı seviyede kaldı. Geleceğe yatırım 4 Tasarruf yapma gerekçeleri arasında en öne çıkan “Geleceğe yatırım” amacıyla tasarruf edenlerin oranı 2017’nin 4. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 9 puan geriledi ve yüzde 38 oldu. “Beklenmedik durumlara karşı güvence olması için” gerekçesi ise bir önceki çeyrek döneme göre yüzde 17’den yüzde 24’e yükseldi. Çocukları için tasarruf yapanların oranı 2 puan düşüşle yüzde 24; ileriki bir dönemde yapacağı harcama için para biriktirenlerin oranı ise 4 puanlık yükselişle yüzde 14 oldu. 4 Geleceğe yatırımın alt gerekçeleri olarak ilk belirtilen gerekçeler içerisinde yüzde 40 ile “emekliliğimde / yaşlandığımda zor durumda kalmamak için” öne çıkıyor. Toplam belirtilen alt gerekçeler olarak da bu ifade ile birlikte “kimseye muhtaç olmamak için” ifadesi ilk sırada Borç nedeniyle tasarruf yapamayanlar da arttı. Yeterli geliri olmadığı için birikim yapamayanların oranı bir önceki döneme göre 9 puan azalarak yüzde 57’ye geriledi. geliyor. “Çocuklarım için”in alt gerekçelerinde ise “çocuklarının eğitim masrafları için” yüzde 41 ile ilk sırada yer aldı. Beklenmedik olaylara karşı tasarruf edenlerin alt gerekçeleri içerisinde bu dönem de geçen dönem olduğu gibi yüzde 31 ile “ani sağlık sorunlarında kenarda birikmiş olması için” gerekçesi ilk sırada geldi. 4 Bu dönemde “bireysel emeklilik fonları” yüzde 34 ile en çok tercih edilen tasarruf aracı oldu. “Yastık altı altın ve nakit” geçen dönemden bu döneme 7 puan artışla yüzde 23’e yükseldi. l Ekonomi Servisi Gelir yok 4 Tasarruf edememe sebeplerinde ise “tasarruf edecek yeterli geliri olmadığını” söyleyenlerin oranı önceki döneme göre 2 puanlık düşüşle yüzde 82 olarak gerçekleşti. “Borçlarından dolayı” tasarruf edemeyenlerin oranı ise 3 puan artarak yüzde 12’ye ulaştı. Gelir yetersizliğinin alt gerekçeleri olarak “Temel giderlerden kaynaklı gelir yetersizliğini” gösterenlerin oranı ise önceki döneme göre 18 puanlık yükseliş kaydetti ve yüzde 83 oldu. “Çocuklara yapılan masraflardan dolayı gelir yetersizliği” alt gerekçesi ise bir önceki dönemle benzer seviyede kalarak yüzde 22’den yüzde 24’e yükseldi. ING Bank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Alper Gökgöz, “Araştırma sonuçları, bize gelecek kaygısının hâlâ önemli bir tasarruf etme motivasyonu olduğunu gösteriyor” dedi. AB’den ABD’ye misilleme ABD’den şirket bazında muafiyet gelecek mi tartışmaları yaşanırken, bu kez AB karşı atağa geçti. AB, 2.8 milyar Avro’luk ürüne vergi getirmek üzere harekete geçti TCMB: Düşüş gıda sınırladı TCMB, işlenmiş ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yükselişin, enflasyonundaki düşüşü sınırlayan ana unsur olduğunu açıkladı. Merkez Bankası, şubat ayına ilişkin fiyat gelişmeleri raporunu yayımladı. Raporda şu ifadelere yer verildi: “Bir süredir yükseliş eğiliminde olan temel mal yıllık enflasyonu bu dönemde bir miktar düşüş kaydetmiş, yavaşlamanın alt gruplar geneline yayıldığı gözlenmiştir. Diğer yandan gıda grubu yıllık enflasyonu hem işlenmiş hem de işlenmemiş gıda fiyatlarına bağlı olarak yükselmiş ve tüketici enflasyonundaki düşüşü sınırlayan ana unsur olmuştur. Bu dönemde hizmet enflasyonu temelde paket tur kalemi kaynaklı olarak bir miktar yükselmiştir. Bu gelişmelerle çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları sınırlı bir düşüş kaydederken, ana eğilimleri yüksek seviyesini korumuştur.” l Ekonomi Servisi Yapılandırma için uyarı BDDK yeniden yapılandırmalar için finansal güçlük ve imtiyaz koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini belirterek, uygulamada karşılaşılabilecek finansal güçlük ve imtiyaz durumlarının bazı hususlar dikkate alınarak bankalarca değerlendirilmesi gerektiğini açıkladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun yayımladığı genelgede finansal güçlük yaşamayan borçlu için yapılan sözleşme değişiklikleri veya yeniden finansman durumları yeniden yapılandırma kapsamında değerlendirilmeyeceği ifade edildi. l Ekonomi Servisi Pegasus, ciroyu yüzde 44 artırdı Pegasus Hava Yolları tarafından, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklanan 2017 yılı finansal sonuçlarına göre, 2017’de yolcu sayısını yüzde 15.2 artırarak 27.82 milyona çıkaran Pegasus, cirosunu da yüzde 44 yükselterek 5.3 milyar liraya çıkardı. Şirketin net dönem kârı 501 milyon lira oldu. Pegasus, 2017 sonu itibarıyla iç hatlarda 16.89, dış hatlarda 10.45 milyon olmak üzere toplam 27.82 milyon yolcuya hizmet verdi. l Ekonomi Servisi Avrupa Birliği (AB), ABD Başkanı Donald Trump’ın çelik ve alüminyum ithalatına ek vergi getirme kararının ardından karşı hamleye hazırlanıyor. AB ülkeleri, ABD’den ithal edilen 2.8 milyar Avro’luk ürüne vergi getirmek üzere bir liste hazırladı. AB’nin ABD’den ithal edilen birçok ürüne ek vergi getirmeye hazırlandığı bildirildi. Bloomberg’in aktardığına göre, Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan “gümrük vergisi getirilmesi planlanan ürünler” listesinde çelik, tarım ve sanayi ürünleri, tshirt, jean, viski, motorsiklet ve kozmetik malzemeleri bulunuyor. Ek vergi getirilmesi planlanan ABD yapımı ürünlerin değeri 2.8 milyar Avro’yu buluyor. Tepki sert oldu Avrupa Komisyonu’nun, ABD’ye vergi misillemesi için önceki akşam Brüksel’de AB ülkelerinden temsilcilerle görüştüğü bildirildi. Birçok ülke, Trump’ın çelik ve alüminyuma ek vergi getirme kararına sert tepki göstermiş ve Dünya Ticaret Örgütü’ne şikâyette bulunmuştu. Korumacı ticaret politikaları nedeniyle eleştirilerin hedefin Trump’ın çelik ve alüminyuma ek vergi kararı tüm dünyada ticaret savaşlarını tetikledi. Türk borusuna soruşturma ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu (USITC), Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 6 ülkeden dikişli boru ithalatının ABD sanayisini olumsuz etkilediğini ve 6 ülkeden ithalatla ilgili soruşturmanın süreceğini duyurdu. USITC’den yapılan açıklamada, yapılan oylama sonucunda Kanada, Çin, Yunanistan, Hindistan, Güney Kore ve Türkiye’den büyük çaplı dikişli boru ithalatına yönelik antidamping ve sübvansiyon soruşturmalarının devam etmesine karar verildiği bildirildi. Bu kapsamda 2 Nisan’da bir rapor yayımlanacak. Söz konusu ülkelere yönelik telafi edici vergi kararının 16 Nisan 2018’de, antidamping kararının ise 29 Haziran 2018’e kadar açıklanacağı belirtildi. ABD, 2016 yılında Türkiye’den 116.1 milyon dolar tutarında büyük çaplı dikişli boru ithal etti. deki Trump’ın bu hamlesi, küresel bir ticaret savaşı yaşanacağı endişesine yol açtı. Öte yandan, ABD’nin çelik ithalatına vergi kararından en çok etkilenecek ülkelerden biri olan Türkiye de karşı hamleler için AB ile ortak hareket etme arayışında. Ekonomi Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada “Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci, 5 Mart’ta AB Ticaret Komiseri sayın Cecilia Malmström ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir. İki taraf, ilerleyen süreçte Dünya Ticaret Örgütü platformunda birlikte hareket edilmesi yönünde mutabakata varmıştır” denildi. l Ekonomi Servisi TMO ve ESK’den yeni ithalat Et sıkıntısını ithalatla çözdüğü için eleştirilen hükümet 149 bin ton yemlik mısır ve 41 bin 250 ton pirinç için ihale açtı Toprak Mahsulleri Ofisi Süt Kurumu Genel Müdür(TMO), mısır ve pirinç lüğüne verileceği ihalede rupalı ticaret kaynaklarının verdiği bilgiye göre, ithalatı için ihale açarken, son teklif verme tarihi 16 ihalelere 13 Mart’a kadar Et ve Süt Kurumu (ESK), Mart 2018 olarak açıklandı. teklif verilebilecek. Tesli kesimlik sığır alımına ha Alımların; İdare Şartname, matın mart ve nisanda ya zırlanıyor. ESK’nin internet Teknik Şartname, Sözleşme pılması isteniyor. sitesinde yayımlanan duyu Taslağı doğrultusunda ihra TMO’nun ayrıca, 41 bin ruya göre, “Gıda Tarım ve catçı konumunda yurtdışın 250 ton pirinç alımı için Hayvancılık Bakanlığı tara daki üretici/üretici birlik de bir dizi uluslararası iha fından canlı kesimlik sığır lerinden pazarlık usulü ile le açtığı belirtildi. Bu iha ithalatına izin verilen ülke yapılacağı belirtildi. lelere 8 Mart’a kadar teklif lerden, 60 bin baş kesimlik Öte yandan TMO ise, 149 verilebilecek. l Ekonomi sığır alımı yapılacaktır” bin ton yemlik mısır alımı Servisi ifadele için uluslararası iha rine yer le açtı. verildi. Av Teklifle rin Et ve AB’ye 342 milyon Avro ithalat ödemesi Avrupa Komisyonu’nun ‘Verilerle Avrupa Birliği Et Piyasası Raporu’nda yer alan bilgilere göre, Avrupa Birliği Türkiye’ye sığır ihracatını 4 yılda 5 bin tondan 85 bin tona çıkardı. Yapılan ihracatın değeri ise, aynı dönemde 30 milyon Avro’dan 342 milyon Avro’ya ulaştı. Bu ihracatla AB’nin bir numaralı pazarı Türkiye olurken; Türkiye’den sonra ikinci sırada Hong Kong üçüncü sırada İsrail yer aldı. Veriler incelendiğinde Türkiye’nin AB’den canlı hayvan ithalatı 2013 yılından bu yana sürekli artması dikkat çekti. Buna göre AB, 2013’de Türkiye’ ye 5 bin 86 ton karkas eşdeğeri canlı hayvan ihraç ederken 2014’te 8 bin 98 ton, 2015’te 57 bin 504 ton, 2016’da 71 bin 142 ton ve 2017’de ise 84 bin 944 tonluk ihracat gerçekleştirdi. l Ekonomi Servisi Amerika’da ticaret savaşı çığlıkları A merika Başkanı Donald Trump uluslararası arenada yepyeni bir gündem oluşturdu: ABD’nin çelik ithalatına yüzde 25; alüminyum ithalatına da yüzde 10 ithalat vergisi koyacağını duyurdu. Trump’ın gerekçeleri “yıllardır sürdürülen haksız ticaret anlaşmaları nedeniyle Amerikan işçilerinin büyük zarara uğradığı ve işsiz kalmakta olduğu” savlarına dayandırılmaktaydı. Gerçek şu ki, kapitalizmin bu merkez hegemonik gücünün söz konusu kararının ardında, aslında sistemin tıkanmışlığını ve Amerika’nın gerek teknolojik ilerleme, gerekse sanayi tasarımı yarışında geri kalma endişesini örtbas etme çabaları yatmaktadır. Amerikan üst yönetimince, “etrafı Kızılderililerce sarılmış mağdur kovboy” imajı ardına gizlenmeye çalışılan bu gerçek, siyasi ve iktisadi açıdan yapılacak sağduyulu bir değerlendirme karşısında tüm çıplaklığıyla ortaya dökülüveriyor. Öncelikle vurgulamak gerekir ki, Amerika’nın başta Çin ve Almanya olmak üzere, küresel mal piyasalarında vermekte olduğu dış ticaret açığı, “ABD aleyhine yapılmış olan haksız ticaret anlaşmalarından”, ya da “ABD düşmanlarının zekice tasarlanmış ticaret hilelerinden” ziyade, Amerika’nın aşırı tüketime dayalı tasarruf yatırım dengesizliklerinden kaynaklanmaktadır. Neredeyse yüzde sıfıra yaklaşan özel tasarrufları ve devasa bütçe açıkları ile Amerikan ekonomisi, ulusal düzeydeki iç dengesizliklerini uluslararası ticaret dengesizlikleri olarak yaşamakta. Dahası, yüzde 4.5 düzeyine inmiş olan işsizlik oranı nedeniyle neredeyse tam istihdam noktasına yaklaşan Amerika işgücü piyasalarında, ithalat korumacılığı altında yeniden istihdam edilebilecek bir yedek işsiz ordusu yeterince büyük değil. Dolayısıyla, ithalat koruması altında istihdam artışlarından ziyade, mevcut istihdam koşullarında ücret maliyetlerinin artması daha gerçekçi bir olasılık olarak gözüküyor. Bunun da ötesinde, artan çelik ve alüminyum fiyatlarının bu ürünleri kullanan üreticiler için daha yüksek maliyetler içerecek olması nedeniyle de, bu adımın nihai olarak üretim maliyetlerini yükseltmesi ve enflasyonu tetiklemesi kaçınılmaz olacaktır. Bütün bunların anlamı ise Federal Reserve’in, hadi “piyasaların” anladığı dilden uyaralım: o çok korkulan “FED faizleri artıracak mı?” endişelerini haklı çıkaracak adımların uygulamaya konulması olacaktır. Konunun bir de uluslararası siyaset ve güvenlik boyutu var, kuşkusuz. Trump yönetimi söz konusu kararını uluslararası diplomasi merkezlerinde meşru kılabilmek için, WTO’nun serbest ticaret ilkelerinin istisna öğelerine dayandırmaya çalışmakta. Bunlar da, ABD’nin bir “savaş ve güvenlik tehdidi altında olduğu”; “kendi yerli çelik sanayii zayıf olursa yeterince silah ve savaş teçhizatı üretememe riski doğurduğu” gibi retoriksel savlar içermekte. WTO’nun ancak bir savaş hali durumunda uygulamaya konulmasını uygun bulduğu bu istisnai yöntemler, dolaylı olarak ABD’nin küresel düzeyde bir savaş konjonktürü içinde olduğunu belgeliyor. Bu gözlemler, bizim daha önceleri bu satırlarda sık sık dile getirdiğimiz “kapitalizm artık dünya ekonomisini savaş konjonktürü olmadan idare edemez durumdadır” savımıza da yepyeni bir örnek oluşturuyor. HHH Yarın 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Tüm kadın emekçilere kutlu olsun. CHP’den şeker için imza kampanyası Amasya CHP Merkez İlçe Başkanlığı’nca şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin engellenmesi için ‘Geleceğimi sattırmam’ sloganıyla imza kampanyası başlatıldı. Merkeze bağlı Mustafa Kemal Paşa Caddesi’nde kurulan stantta, Amasyalılara şeker fabrikalarının özelleştirilmemesi ve satılmaması için imza kampanyasına destek olmaları yönünde bilgilendirme yapıldı. CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Kilci, imza kampanyasına ilişkin “Ülkemizde ekonominin lokomotifi olan Mustafa Kemal Atatürk tarafından ‘Her fabrika bir kaledir’ cümlesinden yola çıkarak, şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamına alınmasının iptal edilmesi için ‘Geleceğimi sattırmam’ diyerek, halkı imza kampanyasına katılmaya davet ediyorum. Milli değerlerimiz ve gelecek nesillere miras olarak kalacak olan ülkemizdeki tüm şeker fabrikalarının özelleştirilmesini, kapatılmasını ve satışının yapılmasını istemiyoruz” diye konuştu. l Yurt Haberler C MY B