22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Rio sokaklarına ordu iniyor Brezilya hükümeti, Rio de Janeiro eyaletinde artan çete şiddetiyle mücadele için orduyu görevlendirdi. Brezilya Devlet Başkanı Michel Temer eyaletteki şiddeti “kansere” benzeterek organize suçun devlet tarafından kontrol altına alınması gerektiğini söyledi. Temer, “Şartlar böyle gerektirdiği için aşırı önlemler aldık” ifadesini kullandı. Kararın imzalanmasının ardından basına yansıyan görüntülerde Adalet Bakanı Torquato Jardim, Temer, Temsilciler Meclisi Başkanı Rodrigo Maia, Rio Valisi Luiz Fernando Pezao ve Savunma Bakanı Raul Jungmann’ın sıkıntılı halleri gözlerden kaçmadı. Kremlin’e yeni hamle...Pazar18Şubat2018 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: İLKNUR FİLİZ nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 Ruhani’den Hindistan çıkarması İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani önceki gün başladığı Hindistan temasları çerçevesinde dün Başbakan Narendra Modi ile bir araya geldi. Heyetlerarası görüşmelerde iki ülke arasında ekonomi, güvenlik, sağlık konularını da içeren 15 işbirliği anlaşmasına imza atıldığı duyuruldu. Ayrıca her iki ülkenin savaşların gölgesindeki Afganistan’a istikrarın getirilmesine yönelik çabaların artırılması konusunda da uzlaştıkları kaydedildi. TahranYeni Delhi arasında işbirliğinin daha da artırılmasına yönelik çalışmaların süreceği vurgusu yapıldı. ‘bNaüğklılyeeızr’ anlaşmaya Ruhani, Yeni Delhi’de katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada ise 2015’te uluslararası toplumla Tahran arasında varılan nükleer anlaşmaya bağlı olduklarını yineledi. ABD’nin o dönemde altına imza atmasına karşın Trump dönemiyle birlikte bunu çöpe atma girişimlerine de işaret eden Ruhahi, “Eğer ABD anlaşmayı çiğnerse, bu kararından pişman olacak olan da kendisidir” dedi. Hindistan’ı geçen ay İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da ziyaret etmiş, taraflar arasında milyarlarca dolara varan çeşitli anlaşmalara imza atıldığı gündeme yansımıştı. Pazara intihar saldırısı Nijerya’nın kuzeydoğusunda Borno eyaletinin Konduga bölgesinde önceki gün bir balık pazarında düzenlenen intihar saldırılarında 19 kişinin yaşamını yitirdiği duyuruldu. Yerel yetkililer üç intihar eylemcisinin gerçekleştirdiği kanlı eylemin arkasında Boko Haram’ın olduğu yönünde açıklama yaptı. Kimi kaynaklar saldırıda 70 kişinin de yaralandığı iddiasını aktardı. Saldırının bölgedeki bir askeri üste kurulan sivil mahkemede Boko Haram üyesi olmakla suçlanan onlarca şüphelinin yargılanmasına başlandığı hafta meydana geldiğine işaret ediliyor. Dava, uluslararası basına da yansımış olan 2014’te Boko Haram militanlarının Borno’da yaklaşık 200 kız öğrenciyi kaçırmalarına yönelik görülüyor. Hafta arasındaki duruşmada militanlardan biri hakkında 15 yıl hapis cezası kararı verilmişti. May’den güvenlik işbirliği çağrısı Britanya Başbakanı Theresa May, ülkenin AB’den ayrılma süreci çerçevesinde (Brexit) Birlik’le güvenlik konularında işbirliğini tüm yönleriyle sürdürme kararlılığında olduğunu belirtti. Münih Güvenlik Konferansı’nda dün konuşan May, “Avrupa’nın güvenliği bizim de güvenliğimiz” ifadesini kul landı. Brexit ile birlikte AB’yle güvenlik konusunda yeni “derin ve özel bir ortaklık” önerisini dile getirdi. Ayrıca taraflar arasında dış ve savunma politikalarında işbirliğinde yeni düzenlemelerin gelecek yıl itibariyle yaşama geçirilmesi gerekliliğine vurgu yaptı. Brexit’e ilişkin ikinci bir referandum yapılmayacağı görüşünü yineledi. Öte yandan AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker de konuşmasında, Balkan ülkelerinin AB’ye katılmadan önce sınır problemlerini çözmesi gerektiğini söyledi. Ölümden kurtuluş Tunus açıklarında batmakta olan bir tekneden son anda 48 sığınmacı kurtarıldı. Aralarında çocukların da olduğu teknenin önceki gece İtalya yönünde seyrederken alabora olduğu, bölgedeki Tunus Sahil Güvenliği tarafından fark edildikleri belirtildi. “Umuda yolculuğa” çıkanların hepsinin Tunus vatandaşı olduğu duyuruldu. ABD seçimlerine Rusya’nın müdahil olduğu iddialarına yönelik soruşturma kapsamında aralarında Putin’e yakın bir ismin de olduğu 13 kişi suçlandı Rusya’nın, ABD’de 2016 yılındaki başkanlık seçimlerine müdahale ettiği yönünde Soruşturmayı savcı Mueller yürütüyor. Donald Trump’a destek vermek için operasyonlara giriştikleri” ifade edildi. Belgelerde “ABD vatandaşlarının ki iddialar yeni bir boyut kazandı. İd kimliklerini çalan Rusların göçmen diaları soruşturan özel yetkili sav lik, din, ırk gibi konuları kullanarak cı Robert Mueller’in ofisinden yapı seçimi manipüle ettikleri” belirtildi. lan açıklamada, Adalet Bakanlığı’nın Bazı şüphelilerin ise “durumdan ha ABD seçimlerine müdahale etmekle bersiz Trump’ın seçim kampanyası suçlanan 13 Rus vatandaşı ve 3 Rus ekibinden kişilerle irtibat halinde ol şirketi hakkında “ABD’yi dolandır duğu” savunuldu. mak için komplo kurmak” suçlaması getirdiği duyuruldu. 13 zanlıdan üçüne para transferi sahtekarlığı, banka dolandırıcılığı, beşine ise ağırlaştırılmış kimlik hırsızlığı suçlaması da yapıldığı belirtildi. ‘Putin’in şefi’ de var Suçlanan şirketler arasında St. Petersburg merkezli İnternet Araştırma Ajansı da bulunuyor. İddianamede yer alan Concord Consulting ve ki yıllarda Prigozhin’in işlerini, orduya hizmet sunma düzeyine kadar ilerlediği belirtiliyor. Prigozhin, ABD’nin yaptırım listesinde de yer alıyor. RIA Novosti haber ajansına önceki gün konuşan Prigozhin, “Amerikalılar kolay etkilenen insanlar, ne görmek istiyorlarsa onu görüyorlar. Onlara büyük saygım var. Eğer şeytan görmek istiyorlarsa bırakın görsünler” dedi. Lavrov: Gevezelik... Trump, Twitter üzerinden iddianamede Rusya’nın seçimleri etkileme çabalarına 2014’te başladığının belirtildiğine işaret ederek bunun kendisinin başkanlığa aday olmasının çok öncesine denk geldiğine dikkat çekti. İddianame ile ilgili konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Canının istediği her şey yayınlanabilir. Suçlamaların, iddiaların, açıklamaların nasıl ço Concord Catering şirketlerinin sahibinin ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakınlığı ile bilinen “Putin’in şefi” lakabıyla anılan işadamı Yevgeni Prigozhin olduğu belirtildi. “Putin’in şef aşçısı” olarak bilinen Prigozhin’in restoranları ve yemek şirketleri, Putin’in yabancı liderlerle yemeklerine ev sahipliği yapmıştı. Putin’le ilişki kurmasından sonra ‘Clinton’a geçit yok’ Zanlıların, 2016 seçimlerini etkilemeyi daha 2014’te konuşmaya başladıkları iddia edilirken 37 sayfalık iddianamede bu kişilerin “Demokrat Parti adayı Hillary Clinton hakkında zarar verici bilgiler sağlamak, önce Clinton’un rakibi Bernie Sanders’a sonra da Cumhuriyetçi Parti’nin adayı ğalarak yayıldığını görüyoruz. Bu yüzden delilleri görmediğimiz sürece tüm bunlar gevezelik olarak kalacak. Diplomatik olmaktan uzak bu ifadem için üzgünüm” ifadesini kullandı. Mueller, Rusya’nın seçimlere müdahale edip etmediğinin yanı sıra Trump’un seçim kampanyasını yürüten ekiple Rus hükümeti arasında koordinasyon olup olmadığı soruşturuyor. SAVAŞA HAYIR!.. Bugün sona erecek Münih Konferası’na 30’u aşkın ülkeden lider ve temsilciler katılıyor. Konferansın dünkü oturumları devam ederken bir grup savaş karşıtı da kentte meydanlara çıktı. BM ve NATO politikalarına yönelik eleştirilerini dile getirdi. Yoğun kar Iran yine hedefteyağışı altında gerçekleşen gösteriye karşı polisin çevrede güvenlik önlemleri aldığı görüldü. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster, ‘Tahran’a karşı harekete geçmenin zamanının geldiğini düşünüyoruz’ dedi Washington yönetiminin, Tahran karşıtı söylemi dün Münih Güven McMaster dırı ve buna ilişkin tehditlere karşı dünya liderlerinin ortak mücadele göstermesi, bunun ‘ABD’nin planları değişmedi’ lik Konferansı’nda da sürdü. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster, konferansta yaptığı konuşmada İran’ın Su uluslararası yasalar çerçevesinde nasıl ele alınacağına yönelik bir çalışmaya girişilmesi çağrısında bulundu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Euronews’e verdiği söyleşide Suriye krizinde bir kez da riye, Yemen ve Irak’da “veka Sputnik’in aktardığı habe ha ABD’ye yüklendi. Was let savaşları” yürüttüğünü, bu re göre Guterres, ayrıca insa hington hükümetinin Kürt çerçevede askeri gücünü, bölgesel ağını her geçen gün artırdığını söyledi. McMaster, İran’ın oluşturduğu ağ üzerinden giderek daha fazla, aralarında kimyasalların da olduğu, silahları bu ülkelere göndermesinden kaygılı olduklarını kaydetti. İran’ın artan bu etkisini Suri ni krize işaret ettiği Suriye’nin parçalanma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Dünya genelinde artan çatışmaların uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerini de beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Ortadoğu’daki krizlerle “bir kördüğüm” ile karşı karşıya kalındığına meselesine dar bir açıdan yaklaştığını savunan Lavrov, Türkiye’nin uyarılarını duymazdan gelen ABD’nin çok tehlikeli bir oyun oynadığını söyledi. ‘Beceriksizler’ ye, Irak gibi ülkelerin hükümetlerine karşı bir gün kullanılabileceği olasılığına değindi. McMaster’ın “Şimdi, İran’a karşı harekete değindi. Guterres, İsrailFilistin sorununun, SünniŞii ayrışmasının, Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerginliğin, Körfez ülkele ABD’nin SuriyeTürkiye sınırında kurmayı planladığı, Ankara’nın terör örgütü gör geçmenin zamanı diye düşünüyoruz” ifade ri arasında yaşanan sorunların birbirleriyle düğü YPG’nin ana unsuru si ise dikkat çekti. Öte yandan ABD’li yetkili bağlantılı olduğunu kaydetti. İsrailFilistin nu oluşturan SDG’den oluşan Şam yönetimine yönelik “kimyasal silah kullanmayı sürdürüyorlar” iddiasında bulundu. Seyibleemr sçaaldğırrııslaı ra karşı Konferansta kürsüye konuşmaya çıkan isimlerden biri de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’ti. Bir dev sorununda “iki devletli” çözümün gerekliliği vurgusunu yineledi. Katar Emiri El Tani ise önceki gün konferansta yaptığı konuşmada Ortadoğu ülkelerinin aralarındaki farklılıkları geride bırakarak AB tarzı bir güvenlik anlaşma modelinde buluşmaları 30 bin kişilik “Sınır Güvenlik Gücü” ile ilgili planlarının değişmediğini belirten Lavrov şu ifadeleri kullandı: “Beceriksizce kendilerini yalanlıyorlar. let ya da suç şebekesinden olsun, siber sal gerektiği görüşünü dile getirdi. ABD, Suriye’nin egemenliğini ih gabrıel: washıngton’la ilişkiler düzelmeli lal ederek topraklarından bü Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel dünyanın 2018 yılı başlangıcında tehlikeli bir uçurumun kenarında olduğunu söyledi ve “Uluslararası siyasette günümüzde en az bulunan ve ihtiyaç duyulan unsur öngörülebilirlik ve güvenilirlik” dedi. Gabriel “Yakın müttefiklerimiz Suriye’de savaşın eşiğinde. Güney Kore ve Kuzey Kore arasındaki nükleer gerginlik Olimpiyat Oyunları sayesinde geçici olarak sakinleş yük bir bölümü ti. Çin’in yükselişi, Rusya’nın etkinliği, ulusalcılık ve korumacılığın yükselişte olması da bu tehlikeyi artırıyor” ifadesini kullandı. Avrupa’nın ABD ile AB Komisyonu Başka nü ayırıyor ve nı Juncker, konferansta orada bir tür yaIMF Başkanı Lagarde ile rıyerel otorite samimi görüntüler verdi. yaratmaya çalı ilişkileri tekrar iyileştirmesi gerektiğini şıyor. Kürtlerin ve işbirliğini arttırması gerektiğini be de desteğini alarak özerk bir lirten Gabriel, Ukrayna’nın doğusunda arabulu devlet kurmayı planlıyor. Bu, cular sayesinde bir ateşkes sağlandığı takdirde Kürtlerin yaşadığı diğer ülke Rusya’ya uygulanan yaptırımların da gevşetilme lerde de büyük sorunlara si gerektiğini söyledi. yol açabilir.” Bir demet maydanoz... Her maydanoz demetine baktığımda bundan böyle Deniz Yücel’i hatırlayacağım. “Bir demet yasemen” değil... “Bir demet maydanoz”... “Niye girdiğini, neden çıktığını” bilmediği mahpusluk günlerinde, Yücel, ona yaşamı hatırlatan, erişebildiği tek yeşillik, maydanoza tutunmuş.    Elinizden demek her şey alındığında bir maydanoz demeti bile yaşam sebebi olabiliyor. “Sürreel” mi dediniz? Bu hikâyede “sürreel” olmayan ne var? En acı olan şu ki Türkiye de hayal gücünü aşan tüm “sürreel” olaylar; hiç sorgulanmadan doğallıkla içselleştiriliyor. Bize dışarıdan bakanlar oysa, olanları korku filmi izlercesine ağızları bir karış açık izliyor.    Göz attığım Alman gazetelerinden biri örneğin tam da böyle: “Sürreel Yücel Davası: Hukuk devleti mi? Hadi canım!” başlığını atmıştı... Sondan on ikinciyiz Hukukun üstünlüğü sıralamasında dünyada sondan 12. olduğumuzu daha 15 gün önce öğrendik... 4 yıl önce 59. sırada olduğumuz endekste 113 ülke arasından tepetaklak 101. sıraya düştük.   Satır aralarında bu Türkiye’de küçük bir haber olarak çıktı. Kimse aldırmadı. Hukukun üstünlüğünde bizden geri ülkeler bundan böyle artık sadece Bangladeş, Pakistan, Etiyopya, Zimbabve ve savaştan başını alamayan Afganistan gibi yerler...   Hukuk devletinin bu acıklı portresine önceki gün yeni bir kara sayfa eklendi. Cumhurbaşkanının bizzat “O bir casus, terörist! Ben olduğum sürece asla iade edilmez!” dediği Deniz Yücel, dünyaya mal olan bir AnkaraBerlin pazarlığı sonunda serbest bırakıldı. Yanlış anlaşılmasın. Deniz Yücel’in serbest bırakılmasına ve ailesine, sevdiklerine, özgürlüğüne kavuşmasına sonsuz sevindim. Darısı demir parmaklıklar ardındaki tüm meslektaşların başına. Ancak burada konu olan Türkiye’nin yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ile son bağlarının da kopması. Deniz Yücel serbest bırakılır bırakılmaz bizatihi yaptığı açıklamada; 3. Sulh Ceza tarafından kendisine teslim edilen bir kararı gösterdi. “Bugün çok ilginç bir gün” dedi: “3 Şubat tarihli tutukluluğuma devam kararını bugün aldım çıkarken. Ama yine de çıktım!” Bilmece gibi değil mi? Bilmecenin parçalarını uluslararası basın şimdi peyderpey bir araya getiriyor. “Suddeutsche Zeitung” Alman Dışişleri Bakanı Gabriel’in Erdoğan’la konu hakkında gizlice Roma’da görüştüğünü ileri sürüyor. Erdoğan’ın Roma gezisi 5 Şubat.   Yücel’in tutukluluğuna 3 Şubat’ta “devam” kararı alan Türk yargısı, demek 5 Şubat’taki GabrielRTE görüşmesinden sonra o kararı bozmuş. Ardından RTE’yi geçtiğimiz günlerde Gabriel’in İstanbul’da bir kez daha ziyareti ardından, Yücel’in makus kaderi dönmüş; ve kendisinin de anlam veremediği bir şekilde gazeteci salıverilmiş. Salıverilmekle kalmamış, adeta “sınırdışı edilmiş”. Yücel’in serbest kalmasının Türkiye’de yol açacağı tartışmaları istemeyen hükümet, meslektaşımızın vakit geçirmeden Almanya’ya dönmesini istemiş.  ‘Hukuk devletine müebbet’ ErdoğanGabriel pazarlığının içyüzü tabii en merak edilen husus. Konuya başyazısıyla birlikte manşetini ayıran Çizme’nin “Manifesto” gazetesi, “Sultan Erdoğan’ın Türkiye’sindeki basın özgürlüğü” sözleri altında verdiği haberinde, Almanya’nın, Yücel’in özgürlüğünü “Türkiye’yi silah ambargosu ile tehdit ederek” elde ettiğini anlatıyor. Avrupa’nın silah sanayii çıkarları ile “hakların”, Türkiye’de böylece takas edildiğini hatırlatıyor. Arkasında böyle bir “takas avantajı bulunmayan” Ilıcak ve Altanlar’ın nitekim “müebbete” mahkum edildiklerini vurgulayan gazete, hukuk devletinin son demlerinin de silindiğini, Türkiye’deki adalet sisteminin tüm zaaf ve açıklarıyla faş olduğunu belirtiyor. Yücel ile IlıcakAltanlar davalarıyla yargının Türkiye’de siyasallaştığı, açık diplomasi, pazarlık konusu yapıldığı ve de maskesinin düştüğü tespitini yapan gazete “Hukuk devletine müebbet” başlığını taşıyan başyazısında “Sultan Erdoğan Türkiye’sinin Avrupa uygarlığının uzak parçası olduğu bir yalandır” diyerek ekliyor: “Erdoğan Türkiyesi Avrupa’nın artık bir silah süpermarketi ve bu nedenle Avrupa’nın bizzat içinde!” Manifesto’nun yaptığı en vurucu tespit şu: “Yücel’in serbest bırakılması, Avrupa’nın Türkiye’de basın özgürlüklerinin susturulmasına özde suskun kalması takasına dayanmakta!” Bu bağlamda Yücel’in serbest kaldığı gün Ilıcak ve Altanlar’a verilen “ağırlaştırılmış müebbet” rastlantı değil, zamanlaması dikkatle seçilmiş gözdağı olarak okunuyor. Sağda, solda şuursuzca “Altanlar ve Ilıcak’a oh olsun! Zindanda çürüsünler!” diye yürek soğutanlara duyurulur.       İdam kararı çıktı Pakistan’ın Kasur kentinde kaçırdığı 6 yaşındaki bir çocuğa tecavüz edip, ardından katleden bir kişi hakkında 4 idam cezası kararı verildi. Küçük çocuğun geçen ay cansız bedeninin bulunmasının ardından kentte düzenlenen protesto gösterilerinde karakolu basmaya çalıştıkları bildirilen iki kişi güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu öldürülmüştü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle