21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 12 Şubat 2018 haber 10 TASARIM: EMİNE BİLGET Akit katliam istiyor! Bir demokratlık testi Habercilikten kalma bir alışkanlıkla önemli davaların duruşma günlerini elektronik takvimime not ediyorum. Bizim Cumhuriyet davasının duruşmalarını not etmeye gerek elbette yok. Akın Atalay, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık içeride oldukları sürece o dava hep aklımda ve aklımdan hiç çıkmıyor. Ancak izlenmesi, sonuçları okurla, kamuoyuyla paylaşılması gereken yüzlerce dava var. Not ediyorum: Şu gün Enis Berberoğlu yine yargıç karşısına çıkacak… Ahmet Altan’ın şu gün, Mehmet Altan’ın filanca gün duruşması var… Zaman gazetesi yazarlarının bundan sonraki ilk duruşması şu gün… Ahmet Şık’ın başka bir davasının duruşması filanca gün… Unutmamak, kaçırmamak için bir bir not ediyorum… Ediyor idim… Dün sabah elektronik takvimimi düzenlerken fark ettim. Epeydir ne duruşma günü işlemişim, ne yeni bir dava… Utandım. Utandım, çünkü bu alışmak demek. Hızla İslami soslu bir diktatörlüğe tırmanan bir rejime alışmak, onun hukuku taammüden yok etmesini olağan karşılar hale gelmek demek. Utandım… Kendime okkalı bir çimdik attım… HHH Yine de güncellenmemiş elektronik takvimimde 12 Şubat’a ilişkin bir not duruyor: Bugün Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan bir kez daha yargıç karşısına dikilecekler. Beş gün aralıksız sürecek bir duruşma bu. Son gün belki de karar verilecek. Belki beraat; belki tahliye; belki hüküm… Savcı onları “FETÖ’nün medya yapılanması” içinde yer almakla suçluyor, 15 Temmuz darbe girişiminin düşünsel düzeyde hazırlayıcıları olduklarını iddia ediyor ve… Ve ister inanın, ister inanmayın haklarında ömür boyu hapis cezası verilmesini istiyor… Savcıların ortaya kanıt koyamadıkları halde ağır hapis cezaları isteyebildikleri bir hukuk(suzluk) döneminde yaşıyoruz. O yüzden savcıyı boş verin. Asıl siz ne diyorsunuz? Hüküm ömür boyu hapis cezası mı olsun, yoksa beraat kararı mı verilsin? HHH Tırmık’ta daha önce de yazıldı. Yinelenmesinde yarar var. Nazlı Ilıcak’tan, Ahmet Altan’dan, Mehmet Altan’dan hiç hoşlanmayabilirsiniz; hatta onların yazıp çizdiklerinden, seçtikleri siyasal çizgiden, ideolojik tercihlerinden nefret ediyor da olabilirsiniz. Yine de soracağım: Sadece yazı yazmış ve başka da bir iş yapmamış, başka bir eylemin içinde, yanında, kıyısında yer almamış bu üç gazetecinin tutuklu yargılanmalarını, günümüzde pek çok örneğini gördüğümüz bir “iddianameye” dayanılarak hapse mahkum edilmelerini doğru bulanlardan mısınız? Soruyu ve cevabınızı yayın, genişletin. 15 Temmuz akşamı komutanlarının buyruğuna uymaktan öte suçu bulunmayan gencecik Kara, Deniz ve Hava Harp Okulu öğrencilerine genişletin. O çocuklar tutuklu yargılanıp hapse mahkum mu edilmeli? Zaman gazetesi yazarlarına genişletin. Dicle Haber Ajansı’nın habercilerine, Özgür Gündem’deki gazetecilere genişletin. Sizden farklı düşünenin, ideolojik çizgisi sizden farklı olanın, hatta taban tabana zıt olanın tutuklanmasını, hüküm giyip hapsedilmesini olağan karşılıyor ve doğru buluyorsanız kendinize bir soru daha sorun: Peki o zaman benim Tayyip Erdoğan’dan farkım ne? Akademisyen Tekeli yurda döndü İsrail polisi tarafından 15 Ocak’ta Tel Aviv Havalimanı’nda gözaltına alınan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemil Tekeli, yaklaşık bir aylık tutukluluk süresinin ardından dün sabah saatlerinde serbest bırakıldı. Özgürlüğüne kavuşan Tekeli, Türk Hava Yolları’nın tarifeli uçağıyla dün saat 11.00 sıralarında yurda döndü. Kudüs’e gittiği 4 günlük gezinin ardından Türkiye’ye döneceği sırada havalimanında gözaltına alınan ve neyle suçlandığı bilinmeden 26 gün boyunca cezaevinde tutulan Tekeli’yi, Atatürk Havalimanı’nda ailesi ve yakınları karşıladı. Pasaport kontrolünün ardından yurda giriş yapan Tekeli, ilk olarak kendisini bekleyen eşine sarıldı. Cemil Tekeli’yi bekleyen yakınları da havalimanında İsrail aleyhinde sloganlar attı. Daha sonra Cemil Tekeli, polis eşliğinde havalimanından ayrıldı. l İHA Akit TV’den Cumhuriyet’e tehdit: Sizin gibileri katletmek mubahtır Akit TV’de yayımlanan “Gün Başlıyor” programının sunucusu Yusuf Ozan, Cumhuriyet’e hakaretler yağdırıp tehdit etti. Akit Tv sunucusu Ozan, gazete manşetlerinde okurken sıra Cumhuriyet’e geldiğinde gazetemizin “Afrin’de 11 şehit” manşetinin algı operasyonu olduğunu iddia ederek iftiralar eşliğinde hakaretler yağdırdı. Daha sonra şeriatın ve idamın gelmesini dileyerek gazete çalışanlarını “sizin gibileri katletmek mubahtır” diye hedef aldı. Ozan’ın bu hadsiz saldırılarına ise meslek odalarından tepki geldi. l Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş: Cum huriyet gazetesinin yaptığı somut bir haber nedeniyle nefret söylemiyle hedef gösterilmesi kabul edilemez. Gazeteciler içinde bulunduğumuz zor koşullarda dahi Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uyumlu yayın yapmakla sorumludur. Bildirgeye göre gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çoksesliliği, farklılıklara saygıyı savunur... Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz. Tüm meslektaşlarımızı bildirgeye uygun habercilik yapma konusunda birleşmeye davet ediyoruz. ‘Meslek ilkelerine aykırı’ l Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş: Yu suf Ozan ayrımcılık, iftira, hakaret ve asılsız suçlamalar yaparak basın meslek ilkelerini çiğnemiştir. Basın meslek ilkeleri halkın doğru ve tarafsız haber almasının, gazetecilerin bir silaha dönüşmeden yayıncılık ya Akit TV sunucusu Yusuf Ozan, programında gazetemize hitaben “alçaksınız” diyerek, seviyesini bir kez daha göstermiş oldu. pabilmelerinin tek güvencesidir. Yusuf Ozan’ı Cumhuriyet çalışanlarını hedef alan açıklamaları nedeniyle kınıyor, basın meslek ilkelerine uymaya ve özür dilemeye çağırıyorum. ‘Hiçbir şey yapılmıyor’ l DİSK Basınİş Genel Başkanı Faruk Eren: Ne yazık ekranlardan, gaze telerden, kendilerine gazeteci diyen bazı kişilerin, gerçek gazetecileri hedef haline getirdiği bir dönemden geçiyoruz. Bu tür nefret suçu işleyenleri asla gazeteci olarak kabul etmiyoruz. Geçmişte bu tür faşist zihniyetlerce hedef gösterilen birçok yayın organı ve gazeteci saldırıya uğradı. Acı olan, hükümete muhalif her yayın organına sudan bahanelerle baskı uygulanırken bu tür nefret suçları hakkında hiçbir şey yapılmamasıdır. Umarız bu kez yargı gereğini yapar. Kışlalı hatırlatması l Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü: Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı ile türban kararı nedeniyle Danıştay 2. Dairesi’ne yö nelik saldırı öncesi bu grubun, ‘yayıncılık’ adı altındaki hedef göstermeleri, bugün hâlâ aynı canlılığıyla hafızalarımızda yerini koruyor. Şimdi Cumhuriyet Gazetesini doğrudan hedef gösteriyorlar. Akit’in bu tarz yönelimlerini, belli saldırıların önceden haber verilmesi olarak yorumluyoruz. Bu yayına yönelik herhangi bir adım atılmaması halinde, yaşanacaklardan ‘millet adına’ karar verme yetkisi olanlar da sorumlu olacaktır. l Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu: Kat liam çağrısı, şiddetin teşviki hiçbir zaman gazetecilik olmadı, olamaz. Savcılıkları basının susturulmasıyla ilgili açık girişimlere karşı göreve çağırıyoruz. l Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: Korkunç bir yayıncılık örneği. Nefret suçu da içeriyor. Cumhuriyet gazetecilerini açık hedef gösteriyor. Bu gibi sorumsuz, saldırgan, ilkesiz yayın yapanlar hakkında herhalde aklı selim sahibi çıkacaktır. Hukuk yolları içinde gerekenin yapılacağını umuyoruz. l ANKARAİSTANBUL / Cumhuriyet chp, RTÜK’e şikâyet etti CHP İstanbul Milletveki li Barış Yarkadaş twitter hesabından Akit Gazetesi’ne ait AKİT TV’yi RTÜK’e şikâyet ettiğini duyurdu. Yarkadaş şu ifadeleri kullandı: “AKİT TV’nin, Cumhuriyet gazetesine yönelik tehdidi açık ve nettir. Cumhuriyet savcıları derhal harekete geçmeli ve ölüm tehdidinde bulunanlar hakkında işlem yapmalıdır. AKİT’in hedef gösterdiği kişilerin cinayete kurban gittiği bilinmektedir.Önlem almayan yetkilileri uyarıyoruz. AKİT TV’nin Cumhuriyet’i açıkça hedef gösteren ve katliam çağrısı yapan yayınlarını RTÜK’e de şikayet ettim. Şikâyetin takipçisi de olacak; katliam tehdidine sessiz kalmayacağız” Savcılara çağrı CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu da twitter hesabından paylaştığı mesajla savcıları göreve çağırdı. Erdoğdu mesajında “Bu yayın bölücülüktür... Halkı kin ve düşmanlığa tahriktir... Bu yayın hakkında savcılar gereğini yapmazsa ve bu şer odağının fitnesi yüzünden bir elim olay olursa görevini ihmal eden savcılar işlenecek suçun azmettiricisi olurlar...” ifadelerini kullandı. Gözaltılara karşı ‘yeşil’ dayanışma Yeşil Sol Parti’den Tuncaelli ve Sönmez’in gözaltına alınmasına Avrupa’daki birçok Yeşiller örgütlenmesinden tepki geldi Yeşil Sol Parti (YSP) Eşsözcüleri Eylem Tuncaelli ve Naci Sönmez, geçen cuma günü sabah saatlerinde yapılan operasyonla gözaltına alındı. Olayın ardından Avrupa’da pek çok siyasi parti temsilcisi, gözaltılara tepki gösterdi ve Sönmez ile Tuncaelli’nin derhal serbest bırakılmaları çağrısında bulundu. Terörle Mücadele timleri (TEM) tarafından çeşitli siyasi partilerin başkan ve yöneticilerine yönelik olarak 9 Şubat tarihinde, sabah saat 06.00’da operasyon düzenlendi. Farklı noktalarda eşzamanlı olarak yapılan ev baskınlarında, aralarında Yeşil Sol Parti eşsözcüleri Naci Sönmez ve Eylem Tuncaelli’nin de bulunduğu HDP bileşeni partilerin yöneticileri gözaltına alındı. Gözaltıların ardından olaya tepkiler de gecikmedi. Birçok Avrupa Yeşil lideri sosyal medya ve parti hesaplarından gözaltıları eleştirdi. ‘Açıklama bekliyoruz!’ Avrupa Parlamentosu Yeşiller/EFA grubu eşbaşkanları Ska Keller ve Phillippe Lamberts ile Avrupa Yeşiller Partisi eşbaşkanları Monica Frassoni ve Reinhard Bütikofer ortak bir basın açıklaması yayımlayarak, “Sabahın erken saatlerinde gerçekleşen Eylem Tuncaelli ve Naci Sönmez’in keyfi ve çirkin tutuklanmalarına ilişkin Türkiyeli yetkililerden hemen bir açıklama beklemekteyiz. Bir an önce serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Bu olay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesinin gün geçtikçe daha da fazla çiğnendiğinin birçok örneğinden sadece biridir. Mart ayında yapılacak olan ABTürkiye görüşmelerinde, Avrupalı liderlerin mülteci anlaşmasının esiri olmayı bırakıp, kendisine bu tarz davranışların kabul edilemez olduğunun açık bir sinyalini vermesi gerekmektedir. Siyasi parti faaliyeti suç değildir ve bu, herhangi özgür bir siyasi kuruma karşı büyüyen hoşgörüsüzlüğün diğer bir kanıtıdır. Ayrıca AB nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk YSP Eşsözcüleri Eylem Tuncaelli ve Naci Sönmez, 9 şubat sabahında evleri basılarak gözaltına alındı. ‘serbest bırakılmalılar’ Yeşil Sol Parti’den de konuyla ilgili yapılan basın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: “Gözaltılar çok açık ki demokratik siyaseti esas alan HDP’nin hafta sonu yapılacak olağan genel kurul ve kongresini engellemeye yöneliktir. HDP bileşeni partilerin eşsözcü ve başkanlarının gözaltına alınması demokratik siyaseti engelleme, şiddeti ve çatışmayı esas alan siyasi iktidarın bir tasarrufudur. Yeşil Sol Parti olarak şiddeti ve çatışmayı reddeden bir anlayışla demokratik siyaseti esas alan, demokrasi, barış, adalet ve ekolojik mücadeleyi öncelikli kabul eden bir anlayışla faaliyet yürütmekteyiz ve bu tür baskı ve gözaltılar bizi bu mücadelemizden alıkoyamayacaktır. Barışın, adaletin, demokratik siyasetin sesini susturamazsınız. Eşsözcülerimiz Eylem Tuncaelli ve Naci Sönmez ve diğer HDP bileşeni partilerin yöneticileri derhal serbest bırakılmalı. Şiddet ve çatışmayı körükleyen baskı politikalarına son verilerek demokratik siyasetin yolu açılmalıdır.” Kaymakçı’yı gözaltına alınmalarının ardındaki sebepleri öğrenmek için toplantı yapmak üzere çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi. ‘Demokratik haklar yok’ Ayrıca Avrupa Yeşiller Partisi eşbaşkanı Monica Frassoni de Twitter hesabından yaptığı açıklamada; Türkiye’de demokrasiye yapılan saldırıların kabul edilemez olduğunu, Eylem Tuncaelli ve Naci Sönmez’in derhal serbest bırakılmasını ve AB’nin bu konu hakkında harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Rebecca Harms Türkiyeli meslektaşlarının derhal serbest bırakılması gerektiğini bildiren bir tweet yayımladı. Hollanda Yeşil Sol Parti Başkanı Jesse Klaver ise “Türkiye yine demokratik temel hakları çiğniyor. Bu kez Yeşil Parti liderleri tutuklandı. Türkiyeli meslektaşlarımızı özgür bırakın!” dedi. Avrupa Genç Yeşiller Federasyonu ise sosyal medya kampanyası düzenleyerek protestolara destek verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet CHP’li Yarkadaş, Berberoğlu’nu ziyaret etti. Berberoğlu yeni PM’ye teşekkür etti CHP İstanbul Milletvekili Ba rış Yarkadaş, partisinin tutuklu İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nu salı günü Kartal İstinaf Mahkemesi’nde yapılacak duruşması öncesinde Maltepe Cezaevi’nde ziyaret etti. Yarkadaş, Enis Berberoğlu’nu ziyaretinin ardından Maltepe L Tipi Cezaevi önünde açıklama yaptı. Yarkadaş, Enis Berberoğlu’nun Afrin şehitlerine Allah’tan rahmet dilediğini ifade etti. Berberoğlu’nun salı günü Kartal İstinaf Mahkemesi’nde duruşmasının olduğunu da hatırlatan Yarkadaş, şunları söyledi: “Arkadaşımız Berberoğlu dokuz aydır, haksız hukuksuz bir şekilde ve hakkında hiçbir delil olmadığı halde, yayımlanan bir haberden dolayı tutuklu. 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Berberoğlu’nu tutuklayabilmek için üst sınırdan 25 yıl hapis cezası verdi. Ceza hukuki değil, siyasiydi. İstinaf Mahkemesi bu haksız cezayı aylar sonra bozdu. Ancak mahkeme heyeti, ‘Suç yoktur’ dediği halde iktidarın hışmına uğramamak için tahliye edemedi. Cezayı bozan hâkim ise tahliye kararı vermemesine rağmen iktidarın gazabına uğradı ve sürgün edildi. Berberoğlu şu an İstinaf Mahkemesi’nin de tescil ettiği üzere, suçu olmadığı halde ceza çekiyor. İstinaf Mahkemesi ‘Berberoğlu casusluk suçu işlememiştir’ diyor, ancak tahliye edemiyor. Bu saçmalığın salı günü sona ermesini bekliyoruz. Milletvekili arkadaşımızın içeride geçen her bir saniyesi bile adalet kavramına işkencedir; zulümdür eziyettir. Adalet can çekişiyor.” Yeni yönetime tebrik Yarkadaş, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ile yaptığı görüşmede partilerinin 36. Olağan Kurultayı’nı değerlendirdiklerini de ifade etti. Berberoğlu’nun yeni seçilen yönetime başarı dileklerini ilettiğini, ayrıca kendisini “PM Onur Üyesi” seçen delegelere teşekkür ettiğini belirten Yarkadaş, “Enis Berberoğlu, Türkiye’nin aydınlık geleceğinin CHP’de olduğunu ifade etti. Sağlığı ve morali yerinde. Herkese selamlarını yolladı” dedi. l ANKARA /Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle