18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Bu yıl 80 basın çalışanı katledildi ler önüne serdiği kaydedildi. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine de atıf yapan örgüt, dünya gene Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, dünya linde ahlaki yoksunluktaki politikacıların, dini li genelinde 2018 yılında 63’ü profesyonel gazeteci derlerin, iş insanlarının basını, gazetecileri hede olmak üzere medya sektöründe çalışan en az 80 ki fe koyduğuna işaret etti. Gazeteciler için en tehli şinin öldürüldüğünü bildirdi. Bu acı tablonun ge keli çalışma bölgeleri arasında Afganistan, Suriye, çen yıla göre, can kayıplarında yüzde 15 artışı göz Meksika gösterildi. Varşova geri adım attıÇarşamba19Aralık2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: İLKNUR FİLİZ 7 Polonya’da uzun süredir hükümetin tartışmalı yargı kararları protestoların merkezinde. Eylemcilerin yanı sıra AB cephesinden de Varşova yönetimine bağımsız yargı çağrıları yükseliyor. Adalet “reformları” yargı bağımsızlığını hedef aldığı gerekçesiyle eleştiri oklarının hedefindeki Polonya’da iktidardaki muhafazakâr Hukuk ve Düzen Partisi, Yüksek Mahkeme üyelerinin erken emekli edilmesini öngören yasayı iptal etti. Avrupa Adalet Divanı bu yasanın “derhal askıya alınması” gerektiği yönünde 19 Ekim tarihinde aldığı ihtiyati tedbir kararını önceki gün onamıştı. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, hükümetin tartışmalı yargı reformunu kısmen iptal edecek yasayı imzalayarak yürürlüğe soktu. Avrupa Birliği (AB) üyesi Polonya’da geçen temmuz ayında yürürlüğe giren yasa, Yüksek Mahkeme hâkimlerinin emeklilik yaşının 70’ten 65’e düşürülmesini öngörüyordu. Avrupa Adalet Divanı’ndan kırmızı kart sonrası hükümet tartışmalı yargı yasasını iptal kararı aldı 73 hâkimin yaklaşık üçte birini zorunlu emekliliğe iten yasa yargı bağımsızlığını hedef aldığı gerekçesiyle eleştiriliyordu. AB Komisyonu da, yasanın incelenmesi talebiyle Avrupa Adalet Divanı’na gitmişti. Yargıya müdahale iddiasını reddeden hükümet, bazı üyeleri 1989 öncesinde atanan yüksek mahkemede reforma ihtiyaç olduğunu ileri sürmüştü. Son gelişmeyle birlikte tasfiye edilen yargıçların görevlerine dönmeleri bekleniyor. ‘Fransa hasta adam’ Öte yandan Polonya’da bir televizyon kanalına açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Jacek Czaputowicz, Avrupa’nın gelişmesini Fransa’nın durdurduğunu savunarak “Avrupa’nın hasta adamı” nitelemesini yaptı. Polonya’yı “Avrupa’nın umut ışığı” olarak değerlendiren Czaputowicz, “Bir ülkede Sarı Yelekliler sokağa iniyorsa, terör eylemleri yapılıyorsa bazı şeylerin düzgün gitmediğinin işaretidir. Fransa’nın başka AB ülkelerine bakması ve halkına verdikleri sözleri yerine getirmesi gerekir” dedi. Son olarak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Varşova’nın yargı “reformlarını” eleştirmişti. ABD’den peşmerge kartı WashingtonAnkara arasında Suriye’de PYD/YPG gerilimi sürerken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna operasyon mesajı sonrasında ABD cephesi yeni planları masadan sahaya indirmeye başladı. ABD’nin, Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü YPG’ye yönelik tepkiye karşı Irak’ın kuzeyinde eğitim gören Suriye peşmergelerini sınır bölgelerine konuşlandırmak için düğmeye bastığı savunuldu. Beyaz Saray’ın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Washington merkezli Atlantik Konseyi adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği konferansta yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna operasyon planları hakkındaki açıklamalarına ilişkin soruları da yanıtladı. ABD’nin IŞİD’e karşı işbirliği içinde olduğu PYD/YPG’nin Türkiye açısından endişe kaynağı oluşturduğunu belirten Jeffrey, “Bu endişeleri anlıyoruz. Türkiye’nin güvenliği konusunda taahhüdümüz sürüyor” dedi. Ankara’nın Fırat’ın doğusuna operasyon mesajının ardından Washington, Irak’ın kuzeyinde eğitilen Suriyeli Kürt güçleri ülkeye döndürme peşinde Suriye’de ağır kış koşullarıyla birlikte derme çatma kamplardaki siviller yaşam mücadelesi veriyor. Jeffrey: Operasyon kötü bir fikir “Suriye’nin kuzeydoğusuna her hangi bir tarafça girişilebilecek her hangi bir operasyonun kötü bir fikir olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuşan Jeffrey, PYD/YPG ile ilişkilerini ise “taktiksel” olarak nitelendirdi. IKBY örneği Jeffrey’nin PYD’ye işaretle bunun Suriye’deki siyasal oluşumun bir parçası olması gerektiği görüşü de dikkat çekti. ABD’nin bu oluşumla ilişkisini Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) atıfla 2003 yılından sonra Irak’ta oluşan duruma benzetti. Kimi kaynak, Jeffrey’nin ayrıca toplantıda “dün Irak’tan 100 kadar Rojova peşmergesinin, YPG’nin onayıyla Suriye’ye geçtiğini” söylediğini duyurdu. Sputnik’in Suriye’de Kürt kaynaklara dayandırdığı haberinde de “IKBY’de eğitim alan Suriyeli peşmerge komutanları ile PYD’lilerin geçen pazar günü bir araya geldikleri” iddia edildi. Görüşmenin Suriye’nin kuze yinde Rimelan’da, ABD’li yetkililerin arabulucuğu ve katılımıyla gerçekleştiği kaydedildi. Toplantıda ABD’nin Suriyeli peşmergelerin ülkeye geri dönmesi konusunda PYD/YPG’nin engel çıkarmamasını istediği belirtildi. Bu toplantı için Suriye’ye geçmek isteyen Peşmerge sayısının 400 olduğu, YPG’nin bunun dörtte birine izin verdiği gelen bilgiler arasında. ABD’nin zamanla sayıları binleri bulacak bu güçleri Tel Abyad, Kobani başta olmak üzere sınır bölgelerine yerleştirmeyi planladığı belirtiliyor. “Rojova peşmergesi”nin Irak Kürdistan Demokrat Partisi destekli Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ne bağlı olduğu kaydediliyor. Sputnik’e konuşan Kürt kaynaklar ABD’nin peşmerge hamlesine Ankara’nın sıcak baktığı iddiasını da dile getirdi. washıngton’ın esad karmaşası Suriye’de siyasi çözüme giden yolun en önem li tartışma konularından bi ri olan Devlet Başkanı Beş şar Esad’ın durumuna iliş kin Ankara’nın ardından Washington’dan da dikkat çekici bir açıklama yüksel di. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Adil bir se çimi kazanması halinde her kesin Esad’la çalışmayı de Jeffrey ğerlendirmesi gerekebi lir” sözlerinin yankıları sürerken Beyaz Saray’ın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de ABD olarak “Esad’dan kurtul maya çalışmadıklarını” söyledi. 100 bin muhalif güç Washington merkezli Atlantik Konseyi adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği konferansta konuşan Jeffrey, Beyaz Saray’ın “Suriye’de rejim değişikliği” vundu. Şam yönetiminde köklü bir değişim ve taviz görülmediği sürece Batılı ülkelerin, Suriye’nin yeniden inşası için gereken 300400 milyar dolarlık yardımı vermemekte ısrarcı olduğunu söyleyen Jeffrey, “Arap dünyası, Avrupa ve ABD destek vermediği durumda Esad ne yapabilir” sorusunu yöneltti. ABD’de önceki Başkan Obama döneminde Esad’ın devrilmesi politik hedef olarak belirlenmesine rağmen, Donald Trump’ın başkanlığa geldiği 2017 başından itibaren sahadaki durumun da değişmesiyle Esad’ın kalıcı olabileceğine ilişkin değerlendirmeler de gelmişti. ABD Senatosu ise geçen hafta Esad iktidarının devrilmesi hedefini koruyan bir karara imza atmıştı. İran’a ‘şartlı onay’ RUHANİ GELİYOR Tahran yönetimi, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin yarın Ankara’ya iki günlük bir ziyarette bulunacağını duyurdu. Ruhani’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmi daveti üzerine Ankara’ya gideceği, konusuna ilişkin tutumuna da değindi. “Başlı başına farklı bir rejim görmek isteriz ama bu bir rejim değişikliği demek değil. Esad’dan kurtulmaya çalışmıyoruz” ifadelerini kullandı. Suriye’de halen Türkiye temasları kapsamında iki ülke liderinin başkanlığında topla 100 bin dolayında silahlı muhalif gücün nacak 5. Yüksek Stratejik İlişkiler Konseyi’ne de katılacağı bildirildi. Öte yandan, İran Dı olduğunu vurgulayan Jeffrey, Esad’ın şişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda olası bir operas henüz savaşı kazanmadığını ve ta yon için Şam’ın onayını alması gerektiğini belirtti. Kasımi, bu şarta uyulmadığı takdirde, Astana viz vermek zorunda olduğunu sa sürecinde oluşturulan işbirliğinin zora girebileceğine işaret etti. Jeffrey, ABD’nin Suriye’den çekilmek için koştuğu şartlardan biri olan İran’ın ülkedeki askeri varlığı hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Tahran yönetiminin Suriye meselesinde diplomatik bir misyonu olabileceğini kabul eden Jeffrey, İran’a bağlı güçlerin ise sahadan çekilmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı. Cenevre’de komite pazarlığı Suriye’de, siyasi çözümün yol haritası için arayışlar sürüyor. Ateşkesi sağlamak üzere oluşturulan Astana sürecinin üç ortağı Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanları ile Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura dün Cenevre’de bir kez daha “anayasa komitesi”ni görüşmek üzere bir araya geldi. Görüşmede komitenin kurulması konusunda uzlaşıldığı, ilk toplantının gelecek yıl başında yapılması için çaba gösterilmesine karar verildiği duyuruldu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, listedeki sivil toplum temsilcilerinin kim olacağı konusunda çalışmaların süreceğine işaret etti. Türkiye, Rusya ve İran arasındaki Astana sürecinin geçen ay yapılan 11. toplantısında, bu yılın başında düzenle nen Suriye Ulusal Di yalog Kongresi’nde kurulması kararlaştı rılan “anayasa komitesi” için nihai karara ZarifLavrovÇavuşoğlu varılamamıştı. veren diplomatik kaynaklar komite Zirvede, komitede yer alacak mu konusunda anlaşmaya yakın olun halefet ve iktidar temsilcilerinin duğunu belirtmişti. 50’şer kişilik listelerinde uzlaşıya varıldığı ancak bağımsız unsurların ve sivil toplum temsilcilerinin isim Şam yönetimi Ankara’yı da suçladı leri konusunda ilerleme sağlanama Toplantıdan önce bir anlaşmaya dığı bildirilmişti. Yıl sonunda göre varılmasını bekleyip beklemediği vini bırakacak olan De Mistura’yla sorulan Zarif de “umarım” yanıtını Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Rus vermişti. Öte yandan, Suriye Dışiş ve İranlı mevkidaşları Sergey Lav leri Bakanı Velid Muallim de Türki rov ve Cevad Zarif’in görüşmesi ye ve Batılı ülkeleri komitenin ku hakkında toplantı öncesinde bilgi rulmasını geciktirmekle suçladı. Taliban ‘geçici hükümet’ istiyor Afganistan’da Kâbil yönetimi ile Taliban arasında müzakere süreci için çalışma yürüten Washington cephesi, tarafları Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) masaya oturtma hedefinde. Bu çerçevede Abu Dabi’de önceki gün Taliban örgütü temsilcileriyle ABD’li yetkililerin bir araya geldikleri bildirildi. Taliban temsilcilerinin, BAE, Suudi Arabistan, Pakistan’dan da yetkililerle görüşmeler yaptıkları duyuruldu. Örgütten yapılan açıklamada, temaslarında ABD dahil yabancı güçlerin ülkeden çekilmesinin de ele alındığı ifade edildi. ABD tarafının altı aylık ateşkes talebini masaya getirdiği savunuldu. Taliban kaynakları kendilerinin önerdiği isimlerin de yer aldığı bir geçici hükümetin göreve gelmesi, bu çabaların BAE, Suudi Arabistan, Pakistan tarafından garanti edilmesi halinde bu talebi kabul edebilecekleri iddiasını aktardı. Toplantıya katılmak üzere dün de Kâbil yönetiminden bir heyetin Abu Dabi’ye gittiği bildirildi. BELÇİKA’DA HÜKÜMET KRİZİ Michel koltuğu bırakıyor Belçika’da uzun süredir devam eden koalisyon hükümeti krizinde dün Başbakan Charles Michel’den istifa kararı geldi. Daha önce pamuk ipliğine bağlı yorumlarının merkezindeki federal koalisyon hükümeti son alarak, BM Küresel Mülteci ve Göç Anlaşması kriziyle sarsılmıştı. Düzenli göçün teşvik edildiği ve göçmenlere daha fazla hak tanınmasını da içeren anlaşma metnine Frankofon Liberalleri’nden (MR) Michel destek verirken Flaman Milliyetçileri NVA karşı çıkıyordu. Dört partili koalisyon hükümeti MR, Flaman Liberalleri Open VLD, Flaman Hıristiyan Demokratları CD&V ve NVA’dan oluşuyordu. Geçen hafta hükümetten desteğini çekme kartı çıkaran NVA’nın aşırı sağa kaybettiği oyları geri alabilmek için kriz yarattığı, gelecek yılki federal, bölge ve Avrupa Parlamentosu seçimlerine yatırım yaptığı yorumları gündeme yansımıştı. Güvenoyunu kaybetti Belçika medyasına göre, azınlık hükümeti kuran Michel dün güvenoylamasını kaybetmesinin ardından istifa etti. Ülkede hükümet son haftalarda yakıt, vergi artışlarına tepki olarak Fransa’daki Sarı Yelekliler benzeri protestoların hedefindeydi. Pekin meydan okudu Trilyon dolarlık “Bir Yol, Bir Ku Şi: Kimse bize karışamaz şak” projesiyle ta rihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırma hamlesinde bulunan Pekin’den, kendisiyle ticaret savaşındaki Washington’a mesaj niteliğinde bir çıkış yük seldi. Komünist Parti’nin reform ve açılım politikasına başlamasının 40. yıldönümünde mecliste konuşma yapan Çin Devlet Başka nı Şi Cinping, “Kimse Çin halkına ne yapması gerektiğini dikte edemez” ifadesini kullandı. Ulusal güvenlik stratejisinde Çin’i “rakip” olarak nitelendiren, gümrük tarifelerini artı rarak ülkeler arasında ticaret savaşını baş latan ABD Başkanı Donald Trump yönetimi nin politikalarına atıfla “Çin’in hiçbir ülkeye tehdit oluşturmadığını” söyleyen Şi, küre sel ölçekte serbest ticaret ve devletler ara sı eşitlik vurgusu yaptı. “Çin’de sosyalizm bayrağı dalgalanmaya devam edecek” di yen Şi, ülkesinin reformlarla yoksulluktan kurtulduğu görüşünü dile getirdi Putin’den nükleer çıkış MoskovaWashington cephesinde ABD’nin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çekilme restiyle gerilim sürerken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’nin anlaşmadan fiilen çekilmesi halinde Rusya’nın kara bazlı orta menzilli füzeleri kolayca üretip devreye sokabileceğini söyledi. Putin, “Bu anlaşma, orta ve kısa menzilli füzelerin, yani 5005000 kilometre arasında menzile sahip füzelerin imha edilmesi anlamına geliyordu. Kara bazlı füzeler imha edildi, ki SSCB’nin başka tür füzesi yoktu; ABD’nin ise hem deniz hem de hava bazlı füzeleri vardı. Bu nedenle, SSCB açısından bu tek taraflı bir silahsızlanmaydı” dedi. “Sovyetler Birliği yönetiminin bu tek taraflı silahsızlanmayı neden kabul ettiğini bir tek Tanrı bilir” ifadelerini kullandı. Öte yandan, Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Moskova’nın gelecek yıl içinde Arktik bölgesinde askeri varlığını artıracağı açıklaması da gündeme yansıyan haberler arasındaydı. 18 yaş altına ceza adımı Öte yandan AFP’nin haberine göre Moskova, 18 yaşın altındakilerin katıldığı protesto gösterilerinin organizatörlerine ceza getirmeyi hedefliyor. Haberde, yasa tasarısının organizasyonu yapanlara 50 bin ruble (4 bin 500 dolar) para cezası ya da 15 gün hapis cezası öngördüğü belirtildi. Muhalif lider, destekçileri arasında gençlerin yoğun olduğu Aleksey Navalny, parlamentonun alt kanadından onay alan tasarının kendisini hedeflediğini savundu. ‘FPÖ’nün listesi güvenilir değil’ kadim ülker Avusturya Anayasa Mahkemesi, ülkede vatandaşlıktan çıkarılma endişesi yaşayan Türkiye kökenlileri sevindirecek bir karara imza attı. Mahkeme, Türk seçmenlerine ait olduğu iddia edilen seçmen listesinde ismi bulunan bir kişinin çifte vatandaş olduğu gerekçesiyle idari mahkeme tarafından Avusturya vatandaşlığından çıkartılması kararını bozdu. Mahkeme, bazı durumlar hariç çifte vatandaşlığın yasak olduğu Avusturya’da Türkiye kökenli seçmenlere ait olduğu ileri sürülen seçmen listelerinin güvenilir olmadığına, bu belgelere dayanılarak vatandaşlıktan çıkartılma kararı alınamayacağına hükmetti. Kararda, koalisyon ortağı aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) tarafından geçen yıl yetkili makamlara verilen seçmen listeleri hakkında “bu listede bulunmanın vatandaşlıktan çıkarılmak için yeterli kanıt olmadığı” ifadeleri kullanıldı. Kararın emsal olabileceği belirtiliyor. l VİYANA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle