19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 28 Kasım 2018 4 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ AKP’de aday kavgası Sarı Yelekliler Fransa’da kasım ayına Sarı Yelekliler damga vurdu. Hareketin adı, araçlarda bulundurulması kanunen zorunlu sarı yelekten geliyor. Protestocular, bu sarı yelekleri giyiyor. Hareket geçen hafta özellikle merkezin dışında kalan yarıkırsal bölgelerde güçlendi. 300 bine yakın Fransız, Cumhurbaşkanı Macron’un “ekolojik duyarlılık”la gündeme getirdiği araç yakıt zammına itiraz etti, yolları kapattı. Zam, özellikle dizel yakıta vergi artışı getirilmesinden kaynaklanıyor. Fransa araç yakıtından vergi alımında Avrupa üçüncüsü. International Viewpoint’ten Leon Cremioux’nun aktarımına göre Fransa’da geçen yıl dizel yakıt yüzde 23 zamlanmış ve yakıt tüketiminin yüzde 80’i dizel kaynaklı. Yeni vergiyle birlikte bu artış katlanacak. Konu otomobil olunca, bir tür “orta” ya da “üst orta sınıf” itirazı gibi görünebilir. Fakat değil. Çalışma şartlarının giderek esnekleşmesi kent merkezlerindeki pahalılıkla birleşmiş; bu da geçim sıkıntısı yaşayan Fransızları kente yakın ya da kent dışı yerleşimlere ve mecburi araç kullanımına yöneltiyor. Yine Cremioux’nun aktarımına göre Fransa’da her gün 17 milyon kişi, sınırları içinde yaşadığı belediyenin dışında bir yere çalışmaya gidiyor. Bunların üçte ikisi de kendi aracını kullanıyor. Dolayısıyla yakıt zamları hayat pahalılığından etkilenen çalışan sınıfları doğrudan ilgilendiriyor. Konunun bir yanı zam, diğer yanıysa yetersiz kamusal ulaşım olanakları. Macron’un zenginlere avantajlar sağlayıp vergi zamlarıyla faturayı çalışan halka kesmesine, vergi adaletsizliğine karşı da bir protesto biçimi bu aynı zamanda. The Guardian gazetesinde çıkan söyleşilerden anladığımız; işsizlikten, zamlardan, vergi adaletsizliklerinden, eğitimdeki eşitsizliklerden, siyasetin halktan kopukluğundan rahatsız, birbirini tanımayan binlerce insan sarı yelekle protestolara katılmış. Bir katılımcı, sarı yeleğinin arkasına “Ben Halkım” yazmış. Her şeyin özeti. Bu durum, tekil bir sorun üstünden başlayan kimi toplumsal hareketlerin bir süre sonra diğer tüm toplumsal/siyasal sorunların da ifade edilmesine, görünür hale getirilmesine kanallar açan özellik kazanabileceği kuralını doğruluyor. Fransız halkının yüzde 75’inin Sarı Yelekliler’e sempati duyması tam da bu nedenle. Bu hep olmaz, şartlar tetikler. Özellikle de geleneksel parti ve örgütlenmeler halkı temsil edemez hale geldiğinde toplumsal hareketler siyasal boşluğa, temsil boşluğuna yerleşebilir. Fransa’da şartlar uygun. Her şeyden önce, protestocuların birçoğu ilk kez böyle bir harekete katılmış. Yani geleneksel siyaset biçim ve tarzlarından kopuş eğilimi hâkim. İkincisi, seçimlerde boş oy verdiğini ya da sandığa gitmediğini söyleyenler hiç de az değil. Mevcut partilere ve Macron iktidarına halkın derdiyle gerçekten dertlenmedikleri için tepkililer. “Zenginleri temsil ediyorlar, halkı değil” tepkisi bundan. Macron geçen yıl seçildiğinde ikinci turda sağ popülist Le Pen ile yarışmıştı. Bu sıkışma karşısında sandığa gitmeyenlerin oranı yüzde 25’i aşmıştı ve bu, 60’lardan bu yana en yüksek sandığa gitmeme oranıydı. Bunu sandığa gidenlerin yüzde 8.8’inin boş oy vermesi tamamlamıştı. Yani 16 milyon seçmenin sandığa gitmemesinden ya da sandığa gidip protesto oyu vermesinden söz ediyoruz. Ciddi bir temsil krizinin işareti. Sarı Yelekliler, bu krizin derinleşme potansiyelini gösteriyorlar. Diğer yandan toplumsal muhalefetin güçlü örgütlenmeleri sendikalar, Sarı Yelekliler’e mesafeli. Bu durum, işçi sınıfının geleneksel örgütlenmelerinin geçim, zamlar, vergi adaleti gibi meseleler üstünden halkın çalışan çoğunluğuyla birleşmesini, en geniş sosyal temsile yönelmesini önlüyor. Aslında Sarı Yelekliler’in protestosu bu nedenle sadece geleneksel siyasal partilere değil, toplumsal muhalefetin yerleşik örgütlenme ve eylem biçimlerine de bir itiraz. Liderin halka doğrudan seslenmeyi tercih ettiği, aracı kurumları yok saydığı popülist siyaset tarzının güçlendiği ortamda, aşağıdan yükselen halk hareketleri de aracı/temsili örgütlenmelerden uzaklaşıp “doğrudan” niteliği kazanmaya başlıyor. Sarı Yelekliler gibi. Macron Fransa elitlerinin temsil krizine “gençlik aşısı”, çare arayışıydı. Çabuk yıprandı. Yerine ne doğar? Sarı Yelekliler türü, halkın geneline seslenebilen hareketler, Macron’a geri adım attırabilirse halkçı bir siyaset örgütlenmesine evrilir mi, yoksa birçok kendiliğinden harekette olduğu gibi, hedefsizlik/yönsüzlük sonucunda şiddet hareketleri eliyle zayıflatılır mı? Ya da öfkesi/enerjisi, “sahte halkçı” sağ popülist siyasetler tarafından emilir mi? “Eskinin öldüğü, yeninin doğmadığı” dünyayı izleyip bunu birlikte göreceğiz. Berat Albayrak’ın ilçe adaylarının listesini hazırlaması Yıldırım’ı öfkelendirdi. Kriz yaşayan Erdoğan ve Yıldırım, baş başa yemek yedi. Yıldırım, öncesinde Albayrak ile görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın görüşmeden çıkışta neşeli oldukları gözlendi. Ankara’ya Özhaseki, İzmir’e Zeybekci Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, dün Ankara ve İzmir’in de aralarında bulunduğu 20 ilin belediye başkan adayını açıkladı. Beklendiği gibi Ankara’nın adayı Mehmet Özhaseki, İzmir’in adayı ise Nihat Zeybekci oldu. Böylece AKP’nin netleşen belediye başkan adayı sayısı 60 oldu. Erdoğan, kalan illeri ve ilçeleri Latin Amerika gezisi dönüşünde açıklayacağını söyledi. AKP’nin elinde olan 15 belediyeden Çankırı, Konya, Muş ve Tokat olmak üzere 4’ünde mevcut belediye başkanları yeniden aday gösterilirken, 11’inde yeni isimler tercih edildi. Adaylar arasında bir milletvekili, bir bakan yardımcısı, bir eski milletvekili yer alırken, geri kalan adayları il başkanları ve bürokratlar oluşturdu. Adayları açıklanan toplam 60 ilde, AKP mevcut belediye başkanlarından 14’ü ile yola devam kararı verdi. 20 yeni aday Muğla adayının ertelendiği toplantıda, Erdoğan’ın açıkladığı illerin adayları şöyle: Afyon (Eski İl Başkanı Mehmet Zeybek), Ankara (Kayseri Milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, Balıkesir (Karasi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz), Bingöl (Spor İl Müdürü Erdal Arıkan), Çanakkale (eski milletvekili Ayhan Gider), Çankırı (Belediye Başkanı Hüseyin Boz), Çorum (Hitit Üniversitesi öğretim görevlisi Halil İbrahim Aşkın), Eskişehir (Eski Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı), Hatay (İl Başkanı İbrahim Güler), İzmir (eski Bakan Nihat Zeybekci), Karaman (Konya Belediye Meclisi Başkanvekili Mahmut Sami Şahin), Konya (Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay), Martin (eski belediye başkanı ve milletvekili adayı Mehmet Vecdi Kahraman), Muş (Belediye Başkanı Feyat Asya), Sakarya (Çaykur Genel Müdürü Ekrem Yüce), Sivas (Adalet Bakan Yardımcısı, eski milletvekili Hilmi Bilgin), Tokat (Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu), Trabzon (Van Valisi Murat Zorluoğlu), Uşak (İl Başkanı Mehmet Çakın), Yozgat (İl Başkanı Celal Köse). İzmirlinin gönlü yok HAKAN DİRİK “Mahallenin en güzel kızını kim istemez” diyerek İzmir’e talip olan Nihat Zeybekci, kentte AKP’nin beklediği yankıyı uyandırmadı. Siyasi kulislerde, en güçlü olduğu dönemde “Başbakan” Binali Yıldırım’la yüzde 36’da kalan AKP’nin “bakan” hamlesiyle bu rakamı bile bulmasının zor olduğu vurgulanıyor. Özgüvenleriyle tanınan İzmirli kadınlar ise bir gerçeğin altını çiziyor: “İzmirli kadınlar, İzmir gibi güzeldir. Ama şunu unutmasınlar, İzmirli kadınlara talip olunmaz, İzmir’in kızları kimi isterse onu seçer. Bu kentte erkekler seçilendir, seçen değil!” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Zeybekci’nin adaylığına ilişkin “Kimlerle yarışmadık ki, hayırlı olsun” derken, CHP’nin İzmir’i “büyük farkla” alacağını söyledi. Yüksel’den hamle CHP İzmir’de ise 2014 seçimlerindeki adaylık senaryosu yeni baştan yazılıyor. Son seçimde Aziz Kocaoğlu, Binali Yıldırım’ın AKP adaylığı açıklandıktan 15 dakika sonra CHP İzmir İl Başkanlığı’na adaylık dosyasını vermişti. Bu kez de, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın, Nihat Zeybekci’yi AKP adayı olarak ilan etmesinin hemen ardından eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, adaylık dosyasını CHP İzmir İl Başkanlığı’na sundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yüksel’i önceki gün Ankara’ya çağırarak görüşünü almıştı. Yüksel’in adı, 2014 benzeri hamleyle İzmir adaylığı için öne çıkmış oldu. l İZMİR Kaymak tabaka suçlaması Saray’da yaşayan Erdoğan, CHP’ye oy verenlerin çoğunlukta olduğu Çankaya, Kadıköy gibi ilçelerdeki seçmenlerin ‘kaymak tabaka’ olduğunu ileri sürdü. Erdoğan, partisinin grup toplantısında “CHP tek parti döneminden beri hizmet ve projeden uzak bir anlayışla ülkemiz siyasetini zehirlemiştir. Belirli kesimlerin ideolojik fanatizmlerini istismar ederek kurdukları düzeni korumak gayeleridir. Bu nedenle CHP oyunu artırmak için teslim aldığı kesimlerin gözlerini açmasını engellemek için siyaset yapmaktadır. Çankaya, Beşiktaş, Kadıköy, Şişli gibi yerlerdeki seçim sonuçlarına bakın hiçbirinin ülke gerçekleriyle ilgisi olmadığını görürsünüz. Türkiye yansa da şaha kalksa da bunların umurlarında değildir. Buralardaki seçmen profili Türkiye pastasının kaymağını yiyen kesimden oluşuyor” dedi. CHP’li belediyelerin yönettiği yerlerin bugünkü seviyisene belediyelerin değil büyükşehirin veya hükümetin yatırımları sayesinde geldiğini ileri süren Erdoğan, “Bugün Kadıköy’den Pendik’e belediyenin raylı sistemiyle gitmiyorsunuz, büyükşehirin hazırladığı raylı sistemle gidiyorsunuz. Kadıköy’e kadar büyükşehirin hizmeti olan metrobüslerle geliyorsunuz” dedi. İzmir’in susuzluk sorununun NUHOĞLU: KADIKÖY 80 MİLYONUN YANSIMASI Çankaya, Beşiktaş, Kadıköy, Şişli’yi işaret ederek CHP seçmenine “Türkiye pastasının kaymağını yiyen kesim” di yen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Kadıköy Beledi ye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’ndan ya nıt geldi. Erdoğan’ın “Türki ye yansa da şaha kalksa da bunların umurunda değildir” diye eleştirmesine ve ‘kaymak tabaka’ olarak adlandırmasına dün Twitter’dan yanıt veren Nuhoğlu, “Kadıköy’de yaşayan insanlar 80 milyon insanımızın yansımasıdır. Türkiye neyse, Kadıköy de odur. Bizler yurttaşlarımızı ve ülkemizi seviyoruz. Mutluluğumuzun kaynağı çalışkanlığımızdır. Mutluluk bütünleyi cidir” dedi. Nuhoğlu sözlerine şöyle devam etti: “İlçemiz İnsani Gelişme Endeksi’nde en üstlerde yer aldı. Bu tüm Türkiye’de olabilir. Mutlu insanlar, mutlu hikâyeleri; mutlu hikâyeler mutlu şehirleri ve mutlu ülkeleri yaratır. Tüm yurttaşlarımızın ortak bilinçle hareket ederek, değerlerimizi geleceğe güçlü bir şekilde taşıyacağına inanıyoruz.” l Haber Merkezi Veysel Eroğlu’nun bakanlığı döneminde çözüldüğünü ileri süren Erdoğan, “Aynı şekilde İZBAN yine bizimle yapıldı. Bunların yaptığı değil ama ‘biz yaptık’ diye havasını atıyorlar. Şu anda Körfez kokuyor. Aynı Haliç’i devraldığım zamandaki haline dönüştürdüler körfezi” dedi. Sondaj uyarısı Erdoğan Akdeniz ve Ege’de son dönemde hidrokarbon arama faaliyetleri nedeniyle çatışma konusu olmaya başladığını, arkasına kimi Avrupalı devletleri alan Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin pervasız davranışlarının en başta kendileri için bir tehdit ve tehlike kaynağı haline geldiğini söyledi. Erdoğan, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ni uyararak, “Uluslararası hukuktan ve teamüllerden kaynaklanan haklarımızı sonuna kadar kullanmakta, buna engel olmak isteyenlere de hadlerini bildirmekte kararlıyız” dedi. ‘DEAŞ yok’ Suriye’deki gelişmeleri değerlendiren Erdoğan, bu ülkede DEAŞ olmadığını, sadece DEAŞ görüntüsü altında ülke yi ve bölgeyi karıştırmak için yedekte bekletilen, eğitilen, donatılan, varlıklarını sürdürmelerine izin verilen birtakım küçük çetelerin bulunduğunu söyledi. Bir başka oyunun ülke sınırları boyunca oynandığını belirten Erdoğan, “Kandil’deki terör elebaşılarının başına güya ödül koyanlar onların emrindeki teröristlerle her gün iş tutuyor” dedi. Ekonomide aralıkta olumlu gelişmeler yaşanmasını beklediklerini anlatan Erdoğan, aralık ayı ile birlikte yeni yatırım ve istihdam seferberliği başlatarak 2019’a güçlü bir giriş yapacaklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Baş kanı adaylığı açıklamasını iki kez ertelemesinin altında Hazi ne ve Maliye Bakanı Berat Albay rak ile TBMM Baş kanı Binali Yıl dırım arasında ki kavganın yattı ğı öğrenildi. Başba EMİNE KAPLAN kanlığı döneminden beri Yıldırım’la araları açık olan Albayrak’ın ekibiyle birlikte il çe adaylarının listesini hazırla dığı, Yıldırım’ın bu duruma tep ki gösterdiği kaydedildi. AKP Ge nel Merkezi’nin İstanbul’un ilçe adaylarıyla ilgili hazırladığı liste de Albayrak ile partideki ekibinin etkili olduğu, liste hazırlanırken Yıldırım’ın görüşünün alınmadığı kaydediliyor. Yıldırım’ın kendisi nin istediği adayların bulunmadı ğı listenin kendisine emrivaki ola rak getirilmesine tepki gösterme si ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde de sorunun çözüle memesi üzerine İstanbul ile ilgi li adaylık açıklamasının bekletil mesine karar verildiği konuşulu yor. Yıldırım’ın İstanbul İl Başka nı Bayram Şenocak ile de anlaşa madığı belirtiliyor. Yoğun trafik Yıldırım, grup toplantısı için Meclis’e gelen Erdoğan’ı karşılarken, grup salonuna kadar kendisine eşlik ederken bir süre sohbet etti. Erdoğan’ın 20 ilin adaylarını açıkladığı sıralarda Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, TBMM Başkanı Binali Yıldırım ile görüştü. Grup toplantısından çıkan Erdoğan, makamına geçtiği Yıldırım ile baş başa yemek yedi. Yaklaşık 1 saat süren görüşmeden sonra bir açıklama yapılmazken, tarafların neşeli olduğu gözlendi. ‘MHP’yle karşılıklı jestimiz olacak’ Grup toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, İstanbul ile ilgili bir sıkıntı olup olmadığı sorusu üzerine “Arkadaşlar şu anda çalışmalarını yürütüyorlar. Sorun falan herhangi bir şey söz konusu değil” dedi. Erdoğan, “İstanbul MHP ile ortak açıklanabilir mi?” sorusu üzerine, iki parti arasında teknik çalışmaların yapıldığını belirterek “Bu teknik çalışmaları neticelendirecekler, neticelendirdikten sonra bize takdim edecekler. Kalan yerleri de inşallah biz sayın Başkanla beraber oturacağız, konuşacağız, nihayete erdireceğiz” diye konuştu. “AK Parti’nin jest olarak Adana, Osmaniye gibi illerde aday çıkarmayacağı konuşuluyor. AK Parti 81 ilde aday çıkaracak mı? MHP’ye bir jest olabilir mi?” sorusu üzerine Erdoğan, “Bizim de benzer şeylerimiz var. Eğer bir mutabakat yapıyorsak karşılıklı jestlerimiz tabii ki olacak” karşılığını verdi. “O jest kapsamında Osmaniye, Adana ve Manisa olabilir mi?” sorusu üzerine de Erdoğan, “Niye olmasın” dedi. l ANKARA MHP’ye Sandra Bullock’lu öneri Antalya kampında sunum yapan Prof. Yılmaz, Hollywood filminden örnekler verdi 2005 yapımı Our Brand Is Crisis adlı belgeselden uyarlanan film bir grup Amerikalı politik danışmanın Bolivya başkanına seçimleri tekrar kazanabilmesi için yardım edişini konu alıyor. SELDA GÜNEYSU MHP’nin hafta sonu Antalya’da gerçekleştirdiği belediye ve il başkanları toplantısında, Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rasime Ayhan Yılmaz’dan dikkat çeken ‘yerel seçim’ önerisi geldi. Yılmaz, ünlü Hollywood yıldızı Sandra Bullock ile Billy Bob Thornton başrollerini paylaştığı “Our Brand Is Crisis/Bizim Adımız Kriz” filmini “31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerine Yönelik İletişim Çalışmaları” başlıklı sunumda örnek gösterdi. Film, “Amerikalı politik danışmanın Bolivya başkanına seçimleri tekrar kazanabilmesi için yardım edişini” konu ediniyor. Yılmaz filmden bir kareyi, “Evrensel bir oyunun farklı sahnelerde aynı senaryo ile sergilenmesi” açıklamasıyla paylaştı. Yılmaz, sunumunda, “Yeni Medya Yeni Siyaset” başlığıyla sosyal medyaya da özel vurgu yaparken, “Fikirlerin kısa ma nifestolar olarak gösterildiği ortam olan Twitter yeni nesil politika için çok önemli” dedi. ‘Mutfağa girin’ Sunumdaki, “Seçim Kazanmanın En Önemli Yolu İletişim” başlığı altında yer alan “Tenkitlerinizde ‘sandviç tekniği’ni uygulayın. Çay saatleri düzenleyin. İnsanlara sizi hatırlamaları için ‘portrenizi içeren’ çay paketleri hediye edin. Bunlar mutfağa giren ‘Truva Atı’nız olacaktır” önerisi de dikkat çekti. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle