19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 11 Kasım 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER haber 5 ‘Erdoğan vatandaşları çıldırttı’ CCHP’li Emir, 2017 yılında MAHMUT LICALI Türkiye’de yapılan psikolojik muayene sayısının 13 milyona umhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nin Türkiye’de psikolojik destek amaçlı muayene sayılarına ilişkin açıkladığı veriler adeta ülkenin psikolojisinin bozulduğunu gözler önüne serdi. yaklaştığını CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, da 9 milyon 474 bin 757 psikolojik destek amaçlı muayene yapılırken, 2014 yılında bu sayı 10 milyon sınırını aşarak 10 milyon 35 bin 680 muayeneye çıktı. 2017 yılında ise en yüksek artış yaşanarak psikolojik destek amaçlı gerçekleştirilen muayene sayısı 12 milyon 838 bin 226’ya yükseldi. CHP’li Emir, bir hekim olarak vatandaş Haziran’ından bu yana vatandaşın hayatında ne değişti, sorusuna verilecek yanıttaki en anlamlı cümle sanırım şu olurdu; Erdoğan “ustalık” döneminde vatandaşları çıldırttı” değerlendirmesini yaptı. CHP’li Emir, iktidarın sermayeyi destekleme odaklı ekonomi politikalarının geçim şartlarının yoksullar aleyhine giderek kö belirterek Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (Cİ ların ruhsal durumlarının nasıl etkilenmiş tüleşmesine neden olduğunu, Erdoğan’ın otoriter zihniyetin ülkede akıl sağlığını olumsuz etkilediğini MER) bilgi edinme yasası kapsamında yaptığı başvuruda Türkiye’de son 10 yılda kaç kişinin kamu, özel ve üniversite hastanelerinde psikolojik destek aldığı bilgisini öğrenmek istedi. CİMER’den CHP’li Mu 10 Kasım’da dasöyledi ratEmir’everilenyanıtagöre2013yılın olabileceğini merak ettiğini belirterek bu konuyla ilgili başvuru yaptığına işaret etti. Emir, gelen yanıta göre 5 yılda psikolojik destek amaçlı muayene sayısının neredeyse yüzde 50 arttığını belirterek “Erdoğan’ın ‘ustalık dönemi’ olarak nitelendirdiği 2011 otoriter yönetim anlayışının toplumu kutuplaştırdığı ve muhalif kişilerin ötekileştirildiğini kaydetti. Emir, “Bu baskıcı otoriter zihniyetin toplumun ruh sağlığını daha da bozacağını söylemek kâhinlik olmayacaktır” diye konuştu. l ANKARA hedefi CHP’ydi Ulu Önder Atatürk’ü anma programında konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dönemin CHP’sine ‘Faşizm’ ve ‘Nazizm’ suçlaması yaptı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 80. yılında, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen Atatürk’ü anma programında konuştu. Erdoğan, “600 yıllık bir çınarın devrilip epeyce küçülmüş olsa da özü itibarıyla aynı mümbit coğrafya üzerinde taze bir fidanın boy vermesi... Bu bir süreçtir, elbette sıkıntısız yaşanması mümkün değildi. Doğrularıyla, yanlışlarıyla, eksikleriyle, fazlalarıyla bu dönemin tartışmasını milletimizin hafızası ve tarih yapmıştır, yapmaya da devam edecektir. Mesela Gazi Mustafa Kemal’in kendi iradesiyle başlattığı ama provokasyonlar yüzünden vazgeçmek zorunda kaldığı çok partili hayata geçiş denemesini vaktinde başarmış olsaydık acaba ülkemiz nereye giderdi? Mesela gençlerimizin zihinlerini formatlamaya çalışmak yerine onları medeniyetle barışık, özgür fertler halinde yetiştirecek bir eğitim sistemi kursaydık acaba nasıl bir gelişme gösterirdik” dedi. Belirli bir kesimin tek parti devrinden çok partili hayata CHP yöneticilerinin iradesi ile geçildiğini “iddia ettiğini” söyleyen Erdoğan, “Oysa ki bu değişim iradi değil, mecburi bir değişimdir. Tek parti ekibi elinden gelse Türkiye’yi Alman Nazizmi, İtalyan Faşizmi veya Sovyet Sosyalizmi’nden birine sürükleyecek bir zihin yapısına sahiptir” ifadelerini kullandı. “Türkçe ezanın” tek parti dönemi ile sembolleştiğini ileri süren Erdoğan, “18 yıl Türkçe ezanın kamuoyu önünde savunulabiliyor olması işte bu özlemin, milletin değerlerine yönelik bitmek bilmeyen bu husumetin bir işaretidir. Ezanın, Arapça okunması bir şeyin ifadesidir. Türkçe ezan dediğimiz zaman onu sadece biz anlarız. Ama Arapça denildiği zaman bu evrensel olduğunun ifadesidir. Nereye gidersen git ezan, ‘Allahuekber’ dendiği zaman Endonezya’da da ezan okunuyor diye anlarsın, Suud’a, Malezya’ya gittiğin zaman anlarsın. Ama Türkçe olduğu zaman anlayabilir misin? İşte şimdi bunu değiştirmek, bizi değerlerimizden uzaklaştırmanın adımlarıdır” diye konuştu. Erdoğan, “Darbeyi, cuntayı, vesayeti yücelten yaklaşımları sergileyenlerin ideal örneğinin hep tek parti dönemi olması boşuna değildir. Tek parti zihniyeti ve darbeci kafa aynı madalyonun iki yüzü gibidir. Ülke siyasetinin en önemli sorunu; milletin değerleriyle, tarihiyle, kültürüyle kavgalı anlayışın hâlâ etkinliğini devam ettirebilmesidir. Oysa dünyanın ve Türkiye’nin yürüdüğü istikamette bu tür faşizan eğilimlere asla yer yoktur. Geleceğin dünyasında sadece demokrasinin, özgürlüklerin, güvenlik ve refah arayışlarının bulunduğuna inanıyor, biz de bu istikamette çalışıyoruz” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘HİBE’ UÇAKLA GİTTİ iğneli fırça zafer temoçin Diyanet’ten ‘Fesli’ açılımı! Her 10 Kasım’da ‘cuma hutbelerinde Atatürk’ün adını geçirmemesi ile eleştirilen’ Diyanet, bu tavrını bu kez bir adım öteye taşıdı! Her 10 Kasım’da, cuma hutbelerinde veya etkinliklerde Mustafa Kemal Atatürk’ün adını geçirmemesi ile eleştirilen Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yıl tavrını bir adım öteye taşıdı. Cuma hutbesinde yine Atatürk’e yer vermeyen Diyanet, tüm camilerde “Sağlık: Dünyalara Değer Nimet” başlıklı hutbeyi okuttu. Tepkiler büyürken, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 10 Kasım’dan bir gün önce, Atatürk’e hakaretleri ile tepki çeken ve Kurtuluş Savaşı için “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen, “Mustafa Kemal’e zerre muhabbeti olanın cenazesine gelmemesini” vasiyet eden ‘fesli’ Ka dir Mısıroğlu’nu ziyaret etti. Ziyarete sosyal medyadan tepki yağarken CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Atatürk tavrına ve Mısıroğlu ziyaretine yazılı açıklama ile tepki gösterdi. Ağbaba, “Örgütlü bir Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı ile karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanı ‘Hocam’ diyerek, elini öperse, Diyanet İşleri Başkanı da Atatürk’ün ölüm yıldönümünde Atatürk düşmanını ziyaret eder. Bu ziyaret, AKP zihniyetinin dışa vurumudur. Diyanet İşleri Başkanı, Atatürk’e ihanet başkanı olmuştur. 1 dakika bile o görevde kalmamalıdır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Ali Erbaş, Kadir Mısıroğlu’nu ziyaret etti. CHP’DEN ERBAŞ TEPKİSİ ‘Görevden CHP Milletvekili Utku Çakırözer de Diyanet’in iki yıldır süren Atatürk tavrına tepki göstererek, “Atatürk bu ülkenin kurucusu olmasının yanı sıra Diyanet İş derhal alınsın’ leri Başkanlığı’nın da kurucusudur. Kendi kurumlarının kurucusu olan Atatürk’ten bir fatihayı esirgiyor. Böyle bir vefasız lık, böyle bir ikiyüzlülük görülmemiştir” diye konuştu. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Ali Erbaş’ın Mısıroğlu’nu ziyaret etmesine tepki göstererek“Yunanı Türk ordusuna tercih eden bir adamın yanına ziyarete giden kişinin bir dakika bile görevinde tutulmaması gerekiyor” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar’dan hibe edildiği söylenen yeni uçağı dün ilk kez kullandı. Erdoğan Paris’e yeni uçağıyla gitti. ERDOĞAN’DAN KAŞIKÇI AÇIKLAMASI: Tapeleri dinlettik Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1. Dünya Savaşı’nı sonlandıran ateşkes anlaşmasının 100. yıldönümü nedeniyle düzenlenen etkinliklere katılmak üzere Paris’e gitti. Hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı’nda konuşan Erdoğan, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin soruya karşılık, tapelerin, konuşmaların, Suudi Arabistan, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere’ye dinlettirildiğini belirterek, “Gelen 15 kişi, 18 tutuklu. Bu 18 kişi veya 15 kişi kesinlikle hem faili biliyorlar hem de bu cesedin nereye götürüldüğünü biliyorlar. Bu işin katilleri kesinlikle bu 15’in veya 18’in içindedir” ifadesini kullandı. Erdoğan, Paris’te BM Genel Sekreteri Guterres ile görüştü. 711. eylemde Af Örgütü annelere alanda destek verdi 700’üncü haftadan bu yana Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi yapmasına izin verilmeyen Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği’nin ( İHD) bulunduğu Çukurluçeşme Sokağı’nda 711. eylemlerini gerçekleştirdi. Eyleme CHP’li ve HDP’li vekiller ile Uluslararası Af Örgütü Avrupa Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Milena Buyum da katıldı. Kaybedilenlerin akıbe tinin sorulduğu eylemde basın açıklamasını okuyan kayıp yakını Besna Tosun, buluşma mekânları olan Galatasaray’ın, Cumartesi Anneleri’ne yasaklı olduğunu belirterek gözaltında kaybetme suçunun cezasız bırakıldığını dile getirdi. Filippou ise, Cumartesi Anneleri’nin 700. buluşmalarının bastırılmasının ve engellenmesinin kendilerini hem kızdırdığını hem de şoke ettiğini söyledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet 10 Kasım 2018 Atatürk’ün öldüğü 10 Kasım 1938 tarihinde Avrupa ülkelerini kimlerin yönettiğini bir anımsayalım: Hitler (Almanya), Mussolini (İtalya), Salazar (Portekiz), General Franko (İspanya), Stalin (S.S.C.B), Amiral Horty (Macaristan). Komünist Stalin dışındakilerin tamamı faşist diktatördü. Dönemin Avrupasında, Fransa ve İngiltere dışında, Türkiye’den daha özgürlükçü anlayışla yönetilen bir başka ülke yoktur. Örneğin, Romanya’da 1920’lerde başlayan faşist Demir Muhafızlar hareketi 30’ların sonunda Antonescu diktatörlüğünü hazırlayacaktır. Günümüzde bütün ayrılıkçı ve bölücülerin koruyucusu olan İsveç’te 1930’larda halk ve yönetim Nazi yandaşıydı. Nitekim, İsveç bu Nazi sevgisi yüzünden, İkinci Dünya Savaşı’nda Alman ordularının Norveç’i istila etmesi için sınırlarını açmış ve istilaya yardımcı olmuştur. HHH 10 Kasım 1938’den sonra kurtarıcı olarak ortaya çıkan Mao, Nâsır, Peron gibi diktatörler, Çin, Mısır ve Arjantin halklarına kan kusturdular. Bütün Asya, Güney ve Orta Amerika, Ortadoğu günümüze kadar diktatörler tarafından yönetildi. 2000’lerin dünya jandarması ABD’nin 30’lardaki yönetim tarzı başkanlık demokrasisidir, ama bu demokraside siyahların taa 1980’lere kadar neredeyse yaşama hakkı bulunmamaktadır. HHH 19 Mayıs 1919 ile 10 Kasım 1938 tarihleri arasında önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, daha sonra Cumhuriyet’in yazgısının yönlendiricisi olan Atatürk bu diktatörlerin hiçbirine benzemez. Çünkü o padişah ve halife olmak olanağı varken, demokrasiye giden yolda yürümeyi seçmiştir. Hiç kimse, entelektüel ukalalığını sığınarak, ona “Aydınlanmış Diktatör” de diyemez. Çünkü o, 1924 Anayasası hazırlanırken Cumhurbaşkanı’na veto ve Meclis’i fesih yetkisi verilmesine (ulusal egemenliği örselediği için) karşı çıkan Mahmut Esat Bozkurt ile Şükrü Saracoğlu’nun gerekçelerini haklı bulan bir demokrattır. Sonuçta, Cumhurbaşkanı’na bu yetki verilmedi. Şimdi, Erdoğan’ın böyle bir yetkisi var. HHH Atatürk döneminde, bu iki muhalefet partisinin kapatılması günümüz “Yetmez ama evet”çileri tarafından eleştirilmektedir. Ancak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasını eleştirenler, bunların laiklik karşıtı oldukları, irtica ile sıcak ilişkiler kurdukları için kapatıldıklarını dikkate almamaktadırlar. Aynı gerekçe ile günümüzde de partilerin kapatıldığı düşünülürse dönem iyi anlaşılabilir. Özellikle de bir ayak oyunu ile kapatılmayan AKP kurduğu tek adam rejimi… HHH Atatürk, demokrasinin temeli ve harcı olan eğitimi ve hukuku laikleştirerek laik devleti kurmuş, yirminci yüzyılın en büyük uygarlık devrimlerini yapmış bir devlet adamı. Ardından gelen İnönü siyasal partilerin kurulmasının önünü açarak parlamenter demokrasiyi başlatmış... Nâsır’ların, Saddam’ların, Kaddafi’lerin çıktığı Müslüman âleminin karşısında evrensel düzeyde, çağının çağdaşı bir önder. Toplumsal ve kültürel tasarım ve uygulamalarıyla  yirminci yüzyılın en başarılı önderleri. Tarih mahkemesi önünde veremeyeceği bir tek hesap yok... Buna karşın, gerçek Cumhuriyetçi ve demokrat Ahmet Necdet Sezer dışında, Bayar, Menderes, Demirel, Özal ve ötekiler aynı mahkeme önünde zor hesap verirler... HHH Türkiye, R. T. Erdoğan sayesinde “Başyücelik” rejimine ulaştı. Bu büyük başarıda (!) Bayar, Menderes, Demirel, Özal ve Çiller gibi sağın temsilcileri var. İkisi Atatürk’ün çalışma arkadaşı idi; ötekiler Cumhuriyet’in okullarında okumuşlardı. Bugün, bazı Avrupa ülkelerini 1938’de ezen rejime benzer bir düzende yaşamaktayız. Şu feleğin işine bak! ‘TÜRKÇE EZAN’ ÇIKIŞININ ARDINDAN Yılmaz YDK’ye doğru Türkçe ezan tartışması nedeniyle CHP Grup Di siplin Kurulu’na (GDK) tedbirli olarak kesin ihraç talebiyle sevk edilen CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz’ın Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) talebiyle 14 Kasım’da yapılacak Parti Meclisi (PM) toplantısında partiden kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevkinin talep edileceği belirtildi. Aynı zamanda PM üyesi olan Yılmaz, kendisi hakkında oylama yapılması durumunda bu işleme katılamacak. 12 Kasım’da CHP Grup Yönetim Kurulu toplantısı yapılarak GDK için Öztürk’ten savunma talep edileceği ifade ediliyor. Yılmaz, söz konusu savunmayı yazılı ya da sözlü olarak verebilecek. l MAHMUT LICALI/ANKARA F OTURMASI’NDA 346. HAFTA Erbilek zor durumda İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu tarafından hasta tutsaklar için gerçekleştirilen F oturmasının 346. haftasında Hakan Erbilek’in durumuna dikkat çekildi. Galatasaray Meydanı’nın polis tarafından kapatılması nedeniyle İHD önünde yapılan eylemde basın açıklamasını okuyan İHD Hapishane Komisyonu Üyesi Hatice Onaran, mahpusların hapishanelerde ilaçların erişiminin çok zor olduğunu belirterek, “Biz insan hakları savunucuları olarak diyoruz ki; Erbilek’in yüzde 99 engelli raporu var. Özenli ve sağlığa uygun bir bakım sağlanmazsa çok ciddi ve yaşamsal sorunları olacağı tehlikesine karşı bir an evvel serbest bırakılmalıdır” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle