23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İmar affı 31 Aralık’a uzuyor Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, ‘imar barışında’ başvuru sü EKONOMİ resini 31 Aralık’a kadar uzatmayı hedeflediklerini bildirdi. Pazar 28 Ekim 2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: SERPİL ÜNAY Bir devrin sonu EBRD’den Migros’a yatırım Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), yerel para birimine destek için Migros tahvillerine 9 milyon lira seviyesinde yatırım yaptığını bildirdi. 9 Özelleştirmeyle Türkiye’nin şekerde ihracatçı konumdan ithalatçı konuma gerilemesi bekleniyor. Şeker İş Başkanı Gök’e göre ÖİB şekeri bitiren kurum olarak tescillenecek Buğdaydan nohuta birçok tarım ürününün ithal edilmeye başlandığı ülkede, kısa bir süre sonra şe kerin de ithal edileceği dile ge tirildi. 20062017 yılları arasın da şeker üretimi yapılan köy sa yısı 4131’den 2423’e gerilerken, 2002’de 416 bin olan çiftçi sayısı 70 bine geriledi. Şekerpancarı üreten çiftçi ve ai OLCAY BÜYÜKTAŞ le sayısının her geçen gün azalmasının ciddi bir sorun yaratacağını dile geti ren Çiftçi Sen Başkanı Abdullan Aysu’ya göre de, üretim biçimi ve politikası değiştirilmediği sü rece şeker üretiminde önemli sorunlar yaşanacağını söyleyen Şeker İş Başkanı İsa Gök’e göre de ülkenin şeker ithalatçısı bir konuma gelmesi kaçınılmaz. Lojmanı boşalt Özelleştirilen fabrikalarda 2 bine yakın işçi işinden olurken, kalan işçiler için büyük belirsizlik süreci başladı. Bazı işçilere ne iş ne de yeni işyeri görevlendirmesi yapılırken, fabrikaların lojmanlarını boşaltmaları istendi. Bazı işçiler ise ilden ile sürüldü. Haziranda özelleştirilen Erzurum Şeker Fabrikası’ndan Kastamonu’ya tayin edilen, üç çocuğu ve eşi ile birlikte bu kente taşınmak zorunda kalan bir ustabaşı, hemen ardından Yozgat’a görevlendirildi. Aynı ustabaşı, 20 gün sonra yeniden Kastamonu’na, burada bir hafta çalıştırıldıktan sonra Van’ın Erciş ilçesine sürüldü. Bir ustabaşının Erzincan’dan Malatya’ya, oradan Ereğli’ye ardından yeniden Malatya ve sonra da Kastamonu’ya sürülmesi CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan tarafından Meclis’e taşındı. İthalat kaçınılmaz Şekerpancarı ile yapılan üretimde bir süre sonra ithalatın kaçınılmaz olduğunu anlatan İsa Gök, ABD’de ve diğer büyük şeker üretimi yapılan ülkelerde çiftçilerin fabrikalara ortak olduğunu ifade ederek “Ekim garantili bir üretim şart. Bizde bazan mısıra bazen pamuğa teşvik veriliyor. Çiftçi pancar üretiminden vazgeçebiliyor. Oysa şekerpancarı üretiminin desteklenmesi ve sürekliliği sağlanmalı ki, şeker üretimi de riske girmesin” dedi. Gök’ün eleştiri ve değerlendirmeleri özetle şöyle; 4 Hammaddeyi garanti altına almayan, çiftçiyi bu mekanizmanın dışında bırakan bir özelleştirme yapıldı. 4 Teknik deneyimine sahip çalışanlar diyalog dışı bırakıldı. 4 Devri gerçekleşmeyen şeker fabrikalarının kampanya dönemine başlamaları ve üretimlerini sürdürmeleri inkıtaya uğrayacak, geri dönüşü mümkün olmayan yaralar açacak. 4 Şeker maliyeti artışından 4/B’ye geçiş ve emekliliği hak etmiş olanların emekli edilmesi ile deneyimli çalışan portföyünün yitirilmesine değin sektör olumsuzluklar silsilesinin içine hapsolacak. 4 Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, şeker sektörünü sabote eden bu icraatlarıyla ülkemizde pancar şekerini bitiren kurum olarak tescillenecek. İsa Gök İhracat yüzde 70 arttı Özelleştirme öncesinde Türk Şeker Fabrikaları AŞ (TŞFAŞ) ülkede 500 büyük firma içerisinde ilk 10’da, çalışan sayısında 3., öz sermayede 5., üretimden satışlarda 6. ve ihracatta da 9. sırada yer alıyordu. Türkiye’nin şeker ve şeker mamulleri ihracatı, son 10 yılda yaklaşık yüzde 70 artarak 2017 itibarıyla 586 milyon dolara ulaşmıştı. Bu dönemde en fazla ihracat yapılan ülkelerin başında toplam 591.5 milyon dolarla Irak gelirken, bu ülkeyi 388.5 milyon dolarla ABD ve 253.5 milyon dolarla Almanya izledi. MA LİYnEŞTekeYrdeÜKS maliyetin yüzde 75’i hammadde maliyeti. Hammadde maliyeti Avrupa ülkelerinden yüzde 30 daha yüksek. n AB’de üretimin yüzde 75’i kooperatifler kanalıyla yapılıyor. ABD’de de 25 milyon ton pancardan 4.6 milyon ton pancar şekeri üretiliyor. Güneşe de dövizle satış EK Şirket 600 otobüslük filoya sahip. Pamukkale’den de konkordato Ekonomik kriz gerekçesiyle konkordato başvurusu yapan şirketler arasına Pamukkale Turizm de eklendi. Şirket, İzmir Ticaret Mahkemesi’ne başvurdu ve üç aylık geçici mühlet aldı. Konkordato kapsamında şirkete bağlı iki iştirak de bulunuyor. Şirket faaliyetlerinin denetimi için de geçici konkordato komiser heyeti atanırken, “İçinde bulunduğumuz ekonomik şartların yarattığı olumsuzluklar sonucu borçlarımızı yapılandırmak zorunlu hale geldi” açıklaması geldi. 1962’de kurulan ve 600 otobüsü olan şirket, seferlerin normal seyrinde süreceğini belirtti. l Ekonomi Servisi Sani Şener TAV’dan 206 milyon Avro kâr TAV Havalimanları, 2018’in ilk dokuz ayında net kârını yüzde 25 artırarak 206 milyon Avro’ya yükseltti. Aynı dönemde 118 milyon yolcuya hizmet veren şirketin konsolide cirosu yüzde 6 artışla 902 milyon Avro oldu. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, “TAV olarak 7 ülkede 15 havalimanının işletmesini üstleniyoruz. Hizmet şirketlerimiz de 20 ülkede toplam 63 havalimanında hizmet veriyor. Hizmet şirketlerimizin faaliyet gösterdiği 63 havalimanının 40’ı yurtdışında, 19 farklı ülkede bulunuyor” dedi. l Ekonomi Servisi İthal doğalgazın yanı sıra yerli güneş ve rüzgâr için de dövizle ödeme yapılıyor. Kur artınca yenilenebilir enerji fiyatları da katlandı EMRE DEVECİ İhaleler TL ile yapılmalı Temmuz 2018 itibarıyla Türkiye’de lisanslı elektrik kurulu gücünün sadece yüzde 8.1’i rüzgâr ve güneşten oluşuyor. Bu oran doğalgaz için yüzde 31.51, ithal kömür için yüzde 10.86. Aynı döneminde yenilebilir enerji içindeki paylar ise şöyle oluştu: Bi yokütle yüzde 3.53, güneş yüzde 0.10, hidrolik yüzde 38.59, jeotermal yüzde 9.14, rüzgâr yüzde 28.41, lisansız üretim yüzde 20.23. İhalelerin dövizle yapılmasının asıl nedenini yabancı yatırımcı çekmek olduğunu belirten Prof. Kumbaroğlu, “Yabancı yatırım cının ülkemize gelmesi güzel ama yabancı yatırımcı çekmek için yerli enerji kaynağımızı dövize endekslemeyi doğru bulmuyorum. TL bazlı bir ihale daha az ilgi görebilir ama uzun vadede ülke ekonomisi için daha hayırlı olur” diye konuştu. Türkiye, petrol, doğalgaz ve kömürün yanı sıra rüzgâr ve güneş gibi yenilebilir enerji kaynaklarıyla elde edilen elektriğin ödemesini de dövizle yapıyor. Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu’na göre, TL’deki değer kaybına bağlı olarak elektriğe yılbaşından bu yana gelen yüzde 45 zamda sadece ithal kaynaklar değil Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) yönetmeliği çerçevesinde üretim şirketlerine yapılan ödemelerin de dolar bazında hesaplanması etkili oluyor. 2017’de YEKDEM ortalama fiyatı 274.7 TL/MWh olarak gerçekleşirken 2018 OcakTemmuz döneminde rakam 294.5 liraya yükseldi. Aynı dönemde ağırlıklı ortalama Piyasa Takas Fiyatı ise 168.1’den 185.6 liraya ulaştı. YEKDEM kapsamında kaynağına göre 7.3 sent/kWh ile 13.3 sent/kWh arasında değişen tutarlarda garantili alım teşviği veriliyor. Bu destekler Piyasa Takas Fiyatının birkaç katına ulaşabiliyor ve TL’deki değer kaybıyla makas iyice açılıyor. Bakan: Çiftçi çok harcar, az kazanır Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’den tarımsal üretimdeki dışa bağımlılığa ve çiftçinin gelirinin düşmesine dair itiraflar geldi. Hatay’da konuşan Bakan Pakdemirli, “Tarım dövizdeki artıştan en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Çiftçi çok çok harcar, az az kazanır” dedi. “Ani yükselen maliyetlere karşı da çiftçilik ne yazık ki son derece kırılgan. Bu sebeple birçok maliyetin arttığını biliyorum” ifadelerini kullanan Pakdemirli, ürünün tarlada 1 lira, tüketicide 4 lira olduğunu, bunu değiştirmek için yeni hal yasası üzerinde çalıştıkları nı söyledi. Tohumdaki dışa bağımlılığa da değinen Tarım Bakanı, “Tohumu yurtdışından aldığınız zaman kârın önemli bir kısmı dışarıda kalıyor. Bizim bu işi yerleştirmemiz lazım” dedi. Tarımsal ürünlerdeki verimsizliğine dikkat çeken Pakdemirli, “Yüzde 10 tarla da, yüzde 2030 hale gidene kadar, yüzde 10 da evimizde kaybediyoruz. Yüzde 50’ye varan bir verimsizliğimiz var” ifadelerini kullandı. l Ekonomi Servisi Bekir Pakdemirli Emeklilikte yaşa takılanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Ekim’de emeklilikte yaşa takılanlar için; “Ekonomik kurtuluş savaşı verdiğimiz bir dönemde bu yükü nasıl milletin sırtına yükleriz” dedi. Bunun üzerine Ayşe Teyze mesaj yollamış, diyor ki; “Ankara ve Marmaris’teki sarayları, uçakları, danışmanları, makam araçlarını geçtim, 3 milyon Suriyelinin bakım masrafı kime yükleniyor?” Ayşe Teyze konuyu gayet güzel anlamış… Cumhurbaşkanı bir de üstüne emeklilikte yaş mağdurları için; “bunların milletin sırtına getirdiği yük yılda 27 milyar lira” deyince, benim de aklıma bazı sorular geldi: Soru 1 Bunlar dediğiniz emeklilik hakkı kazananlar, bu milletin ferdi değil midir? Soru 2 Laf milletten açılmışken; ülkeye kabul edilen Suriyelilere 35 milyar dolar harcandığını söylüyorsunuz. Bunun TL karşılığı 200 milyar ediyor. Sizin hesabınızla emeklilik hakkını kazananların yükü 27 milyar lira. Emeklilik hakkını kazanan kendi vatandaşlarınızdan 27 milyar lirayı esirgerken Suriyelilere 200 milyar lira harcamak hakkaniyetli midir? Suriye uluslararası terör saldırısı altındayken Emevi Camii’nde namaz kılma politikası(!) yerine, Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruması için yardımcı olsaydık da Suriyeliler kendi vatanlarında nargile içseydi, biz de kendi vatandaşlarımızın kazanılmış haklarını verseydik daha iyi olmaz mıydı? Soru 3 Madem ekonomik kurtuluş savaşı var; neden Cumhurbaşkanlığı maaşı 1 Ocak 2019 itibarıyla yüzde 26 zamla 59 bin liradan 74 bin 500 liraya çıkartıldı? Bu durumda 2019 yılında asgari ücret dahil, memur, işçi, emekli ve bütün kademelerde çalışanlar da en az yüzde 26 zam hatta daha üstünü alacak mıdır? Soru 4 Cumhurbaşkanı Erdoğan 46 yaşında emekli olmuş. Bir Cumhurbaşkanı kendisi 46 yaşında emekli olurken emeklilik hakkı gelenlerin hakkını iptal edip 65 yaşa çekmesi adaletli midir? Milletvekili seçilenler ise iki yıl içinde emekli olmaktadır, peki bu adaletli midir? Soru 5 Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Avrasya Tüneli’nden hedeflenen sayıda araç geçmediği için geçen yıl 3.1 milyar lira zarar etti ve bu ödemeler halkın sırtına yüklendi. Bu durumda keşke bu yanlış yatırım tercihlerini yapmasaydık da otobüslerde 23 saat yolculuk yaparak işlerine gitmeye çalışan vatandaşlarımızın aylık bin lira civarındaki emeklilik haklarını tanıyabilseydik dediğiniz oluyor mu?   Soru 6 Cumhuriyet gazetesinde iki gündür belgelendirildiği üzere, imar oyunları ile sadece İstanbul’da yaratılan 240 milyar liralık konut rantı milletin sırtına yük değil midir? Yabancılardan alınmayan vergi Türkiye’de borsada alım satım yaparak kazanç sağlayan yabancılardan bu kazançları için alınan vergi oranı sıfır. Borsada yabancıların payı yüzde 65. Yani çoğunluğu yabancıların elinde olan borsadaki hisse alım satımlarından oluşan kâr eğer yabancıysanız hiç vergilendirilmiyor. 2017’de borsa, yatırımcısına yüzde 47 oranında kazandırmış. Yabancı şirketlerin bono kazançları da hiç vergilendirilmiyor. Yabancılar finansal kazançlara hiç vergi vermezken bütün vergi yükü vatandaşta! Ulaşımdan, yani benzin ve mazottan alınan vergi yaklaşık yüzde 180. Zengin veya yoksul, toplumun bütün kesimi bu yükü üstleniyor. Doğalgazda vergi yüzde 20. Elektrikte yüzde 21. Yüz liralık cep telefonu faturasının 47 lirası vergi. Hatta ÖTV’nin KDV’si alınıyor! Yani verginin vergisi alınıyor! Daha saysam yer yetmez. Ve son; Soru 7 Emeklilik hakkı kazanıp ayda alacağı 1.000 liranın hesabını yapmak zorunda olan vatandaşımız, Cumhurbaşkanı’nın deyimiyle; “millete yük oluyor” da borsadan, faizden, çeşitli finansal oyunlardan para kazanan rantiyeciler vergi vermeyince o yükü millet üstlenmiş olmuyor mu? Ben cevapları biliyorum da siz ne cevap vereceksiniz onu merak ettim… EN BÜYÜK BAYRAM, CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN. SONSUZA KADAR YAŞATACAĞIZ… HİÇ UĞRAŞMAYIN, BİZ KARARLIYIZ… IMF’den Arjantin’e 56.3 milyar dolar kredi Uluslararası Para Fonu (IMF), Arjantin’e standby anlaşması çerçevesinde verilecek toplam kredi tutarının 50 milyar dolardan 56.3 milyar dolara yükseltildiğini bildirdi. Arjantin hükümetine ülkenin ekonomik performansına yönelik ilk değerlendirmenin tamamlanması sayesinde 5.7 milyar dolar çekme hakkı tanınacağı kaydedilen açıklamada, hazirandan bu yana verilen toplam finansmanın 20.4 milyar dolara ulaştığı bilgisine yer verildi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle