16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 24 Ekim 2018 TASARIM: SERPİL ÜNAY haber 7 Sınava devamEğitimde hayata geçirilmesi planlanan vizyon belgesi açıklandı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eğitim politikalarında 3 yıllık yol haritasını belirleyen “2023 Eğitim Vizyonu”nu Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda tanıttı. Ders saatleri azaltılacak, teneffüs süreleri uzayacak. Altyapı sağlanırsa 5 yaş zorunlu eğitim kapsamına alınacak. Projeye göre eğitim fakültelerindeki pedagojik formasyon sistemine son verilecek. Bunun yerine Milli Eğitim Bakanlığı’na öğretmenlik hakkı kazanan adaylar için, mesleki gelişim çerçevesinde “Öğretmenlik Mesleği Uzmanlık Programları” açılacak. 2023 Eğitim Vizyonu’nu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MEB Bakanı Yılmaz birlikte açıkladı. FETÖ’ye para kazandırdık “2023 Eğitim Vizyonu” tanıtımında konuşan Erdoğan, dershaneler sorununu değerlendirirken, “Ne yazık ki bu başarılamadı, geç başarıldı. Onun içinde bu zaman kaybıyla FETÖ’ye yılda 12 milyon para kazandırdık. Ne yaptıysak istediğimiz neticeleri elde edemedik ama şimdi ediyoruz. Her seferinde bir takım eller devreye girdi. Dershanelerin hacıyatmaz gibi olduğunu gördük. Sonra da arkasında terör örgütü olduğuna şahit olduk. Farklı isimler, görüntüler ve kamuflajlar altında bu paralel eğitim sistemi varlığını sürdürüyor. Öğretmen standardından, okullar arasındaki eğitim öğretim farkının kapatılmasına kadar bir dizi düzenleme hayata geçtiğinde bu sorunu gerçekçi şekilde çözmüş olacağız” dedi. Erdoğan ayrıca, “Milletime sesleniyorum, lütfen çocuklarınızı merdiven altına, haftasonu kurslarına vesaire, buralara teslim etmeyin” ifadelerini kullandı. Sözleşmeli öğretmenlik Erdoğan, Öğretmenlik Meslek Yasası’nın çıkarılacağını duyurarak, “Öğretmenlerimizin hem çalışma şartlarını, hem de birikimlerini uygun bir yere taşımakta kararlıyız” dedi. Erdoğan, “Sözleşmeli öğretmenliği yeniden düzenliyoruz. 6 yıl olan sözleşme süresini 4 yıla indiriyoruz” dedi. Böylece göreve ilk başlayan öğretmenin sözleşmeli olarak 3 yıl tek bir yerde görev yapması, ardından kadroya geçmesi ancak tayin isteme hak kını elde etmesi için 1 yıl daha beklemesi gerekecek. 2023 Eğitim Vizyonu’nun ayrıntıları şöyle: 4 Zorunlu ders saatleri ve çeşitleri tüm kademelerde azaltılacak. Teneffüs süreleri uzatılacak. 4 Erken çocukluktan lise mezuniyetine kadar çocukların izlenmesi ve yönlendirilmesi amacıyla her çocuk için bir eportfolyo oluşturulacak. 4 5 yaş, gerekli altyapının oluşturulmasının ardından zorunlu eğitim kapsamına alınacak. 4 Çocukların değerlendirilmesi not yerine beceri temelli etkinlikler doğrultusunda yapılandırılacak. 4 İlkokul ve ortaokullarda ders sayısı ve ders çizelgesi hafifletilecek. 4 Mevcut ödev verme uygulamaları, öğrenmeye katkısı açısından, yeniden yapılandırılacak. 4 İkili eğitim 3 yıl içinde tümüyle kaldırılacak. 4 Çocukların öğleden sonra spor kulüplerinde yoğunlaştırılmış antrenmanlara katılımı için gereken altyapı kurulacak. 4 Lisede alan seçimi 9. sınıfta başlayacak. 4 Dersler yükseköğretime uygumlu hale getirilecek. 4 12. sınıf, pilot bölgelerden başlamak üzere yükseköğretime hazırlık ve oryantasyon programı olarak düzenlenecek. ‘İmam hatipleşme sürecek’ Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan vizyona ilişkin şöyle konuştu: “Anadolu liseleri dolmuş imam hatip liseleri boş kalmışken ısrarla imam hatipleştirmenin devam edeceğini duyuyoruz. Bunun yıkıcı sonuçlarıyla ilgili de hiçbir açıklama olmadı. Ayrı ca sözleşmeli öğretmenlerin haklarının ihlal edilmeye devam edeceğini net bir şekilde gördük. Eğitim emekçilerinin hepsinin kadrolu çalışması lazım. Öğretmenlerin yıllardır haykırdığı talepler var. Bu öğretmenlerin taleplerine ilişkin hiçbir vurgu yapılmadı” 4 Mesleki eğitimde alan derslerinin 9. sınıfta başlaması sağlanacak. 4 Ülke genelinde, seviye ve okul türlerine göre çeşitlendirilmiş dil eğitim programları uygulanacak. 24. sınıflarda yabancı dil öğrenimi oyun tabanlı olacak. 5 8. sınıflarda öğrencinin gereksinimlerine göre farklılaştırılmış eğitim modeli uygulanacak. 912. sınıflarda İngilizce eğitimi ise lise türlerine göre özel amaçlı olarak belirlenecek. 4 İmam hatip öğrencilerinin Arapça ve İngilizce dil becerilerini geliştirmek için yaz okulu programları açılacak. Model olacak 4 İmam hatip okullarındaki mesleki ve akademik ders saati ve ders türü azaltılacak. 4 İmam hatip okullarındaki çocukların bilimsel ve entellektüel gelişimlerini desteklemek için bilim, kültür ve sanat alanlarındaki akademisyenler tarafından verilecek farkındalık ve vizyon etkinlikleri düzenlenecek. Başta alan dersleri olmak üzere çocukların mesleki gelişimlerine yönelik akademik koçluk sistemi kurulacak. 4 İmam hatip okullarının milli bir model olarak başka ülkelere örnek olma potansiyeli artırılacak. Formasyona son 4 Tüm sınavlar; amacı, içeriği, soru tiplerine bağlı yapısı ve sağlayacağı yarara göre yeniden düzenlenecek. Sınavsız yerleştirme konusunda esnek modeller geliştirilecek. l ANKARA Maaşı yüzde 26 arttı ‘Elhamdülillah Türk değiliz’ Evet, çoğumuz genetik olarak safkan Türk değiliz. Çingene olanımız var, Kürt olanımız, Çerkes olanımız, Arap’ımız, Lazımız, Rumumuz, Ermenimiz ve artık bir de Suriyelimiz var. Çoğumuz meleziz. Dedelerimiz ve ninelerimiz kimlerdi ve kimlerle sevişti, bazen bilebiliriz bazen bilemeyiz. Genetik haritalarımız çıkarılsa göreceğiz, hem alt hem de üst kimliğimiz karmakarışık. O yüzden Atatürk’ün aslen ırk ve dil temeline dayanmayan “Ne mutlu Türküm” sözünü yine de politik meşrebimize göre şöyle ya da böyle yorumlayabiliriz. Bir ülkenin çocukları her gün derse başlamadan önce hep bir ağızdan bir metin okuyacaklarsa, o metnin içeriği tabii ki çok önemlidir. Eğitim sisteminin hem psikolojik hem de sosyolojik içeriğini yansıtacak olan o metnin aynı zamanda devlet politikalarını tarif edeceği de gerçektir. Dolayısıyla 1930’larda yazılıp benimsenmiş bir söylemin 2018 yılında artık kaldırılması ya da değiştirilmesi gerekliliği tartışılamaz bile. Ama bunu Cumhuriyeti yıkmak, laikliği ortadan kaldırmak, “dindar ve kindar” bir nesil yetiştirmek isteyen ve diktatörlüğü matah bir şeymiş gibi halka benimsetmek için dini politikaya alet eden, Meclis kürsüsünde “Türkçe ezan zulmünden” bahseden bir siyasi irade yapıyorsa, mesele üzerine oturup bir daha düşünülmelidir. Tıpkı askeri vesayet tartışmalarında olduğu gibi. 12 Eylül ile hesaplaşma vaadiyle kandırılıp oylarına göz dikilen insanların aklını almayı beceren o irade, şimdi de milliyetçi söylemlerin zehirli dilini kullanarak aynı kesimin aklıyla bir kez daha oynuyor. Aklı oyunlara kolay gelen o kesim de yine oltanın ucunda “Türk’üm” diye başlayan bir metnin kusurlu dilini sorgularken, baştan sona dinselleştirilmiş bir eğitim sisteminin içinde kendi rasyonel aklını bulandırıyor. Derslere “Bismillah”la başlayan öğretmenler çağında, dini eğitim anaokullara kadar inmişken ve çoğu devlet okulunda öğrencilerden öğretmenlere kadınların, gençlerin ve kız çocuklarının başları gibi gözleri ve hatta hayatları sıkı sıkı örtün müşken, laiklik karşıtı bir anlayış koca bir kaya gibi tüm eğitim sisteminin üzerine devrilmiş ve altta kalan her şeyi ezmişken, evrim teorisinden bahsetmek bile neredeyse dini inançlara hakarete girmişken... Alt ve üst kimliklerin anlamını tartışamayacak ürkeklikte bir nesil yetiştiren ve o neslin zihnini bir de dini tabularla mühürleyen bu iradenin niyetini göz ardı ederek “Andımız” meselesini irdelemek tehlikelidir. Bu ülke yıllarca askeri vesayetin kaldırılmasını tartıştı. Darbelerin sinsi nedenleri, korkunç sonuçları, vahşi bedelleri bir bir masaya yatırıldı. Askeri vesayetin kalkması ve son darbecilerin yargılanması hayaliyle geçmişin hesaplaşmasına dalındı. Ve bu yetkiyi AKP iktidarına verme coşkusu yaşandı. Kimse sormadı... Askeri vesayeti kaldıracak olan ve 12 Eylül suçlularını yargılamayı vaat eden kimdir? Bu kalkışmanın niyeti nedir? Mevcut askeri yapıyı alaşağı edenler onun yerine neyi inşa etmekteler? Şimdi de kimse sormuyor. Gerçekten şimdinin etiğine göre tartışmalı olabilecek o metni kim kaldırıyor ve yerine ne koyuyor. Ve kalabalıkların aklı nasıl karışıyor. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde eğitim sisteminde, değil not düzeni, dersler bile kaldırılırken, çocuklara “insan” olmak öğretilirken... Etnik kimlik sorununu çözememiş, ateşler içindeki bu coğrafyada “dindar ve kindar” nesiller yetiştirmeye ant içmiş bir iktidar yine sahneye cafcaflı ve samimiyetsiz bir ifadeyle çıkıp ve “Türk” olmak üzerinden bir tartışmaya çanak tutacak bir kaos yaratırken, işine gelmeyen hukuki kararları tehdit eden bir dili fütursuzca kullanıyorsa... Kalan azıcık itiraz enerjinizi “Andımız” üzerine değil, iktidarın bu dili üzerine düşünmeye harcamanız gerekir. Çünkü; Tüm yetkileri bünyesinde toplamış bir tek adamın bugünkü şartlar içinde beğenmediği mahkeme kararları hakkında rahatça sarf ettiği cümleler; Yeni nesiller için, neredeyse yüz yıl önce zamanın şartlarında kimlikler üzerine kurulmuş hatalı cümlelerden bin kat daha tehlikelidir. l ÇORUM ŞEKER FABRİKASI’NDA İHMAL Kazana düşen işçi ağır yaralı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ayrılması öngörülen 2.8 milyar TL’lik bütçenin ayrıntıları belli oldu. Buna göre Erdoğan’ın aylık brüt maaşı 74 bin 500 lira olacak SİNAN TARTANOĞLU Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na 2019 yılı için ayrılması öngörülen 2.8 milyar TL’lik bütçenin ayrıntıları belli oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’nda hazırlanan genel bütçe önerisi içindeki brüt maaşını, bir önceki yıla göre yüzde 26 arttırdı. Parlamenter sistemde belirlenen 2018 bütçesine göre brüt 59 bin lira maaş alan Erdoğan, Başkanlık sistemine geçince brüt maaşını 74 bin 500 TL’ye çıkartı. Erdoğan’ın 2020 maaşı brüt 81 bin 750 TL, 2021 maaşı ise yıllık brüt 1 milyon TL’ye geçerek aylık brüt 87 bin 500 TL tahmin edildi. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresince brüt maaşı yüzde 7 ile 11 arasında değişen rakamlarda arttı. Gül, son görev yılın olan 2014’ün başından Ağustos ayına kadar ayda 40 bin TL brüt maaş aldı. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan ve toplamda 2 milyar 818 milyon 899 bin TL’lik Saray bütçesinin kalem kalem ayrıntıları şöyle: Yüzde 24 arttırdı: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan; Baş Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na harcamalar için 2.8 milyar TL ayrıldı. kanlık sistemi ile birlikte genel bütçeseyi hazırlama yetkisini de eline aldı. Genel bütçenin içinde Cumhurbaşkanlığı 2019 bütçesi de, Cumhurbaşkanı ödeneği kalemini de Cumhurbaşkanlığı belirledi. Buna göre Erdoğan’ın brüt maaşı, bir önceki yıla göre yüzde 26.2 zamlandı. Erdoğan’ın aylık brüt maaşı 2018 yılına göre 59 bin TL’den 74 bin 500 TL’ye çıktı. 119 milyon TL tüketime: Tüketime yönelik mal ve malzeme alımları kaleminde Cumhurbaşkanlığı 2019 yılında 119 milyon 170 bin TL harcayacak. 2020 yılında bu rakamın 126 milyon 297 TL’ye, 2021 yılında ise 135 milyon 13 bin TL’ye çıkması öngörülüyor. Temsile 101.5 milyon: 2019 yılında Saray, yurtiçi ve yurtdışı ziyaretler için “yolluklar” kaleminden 35 milyon TL harcayacak. Tören, açılış ve resepsiyonların da yer aldığı her türlü ağırlama giderleri için ise 2019 yılı bütçesine 101 milyon 500 bin TL konuldu. Vakıf ve derneklere 12.5 milyon: Vakıf, dernek gibi kar amacı gütmeyen kuruluşlara yardım yapılması için Cumhurbaşkanlığı ödeneğinden 12.5 milyon TL bütçe ayrılacak. Valiliklerden gelen bilgiler doğrultusuna “hane halkına” 3 milyon TL para aktarılacak. Başkanlık ofislerine 233.5 milyon TL: Başkanlık sistemi ile birlikte Cumhurbaşkanlı Diyanet 8 ayda yüzde 72 harcamış Diyanet İşleri Başkanlığı’na 2018 yılında 7 milyar 774 milyon 183 bin TL bütçe ayrılmıştı. Ancak Ağustos ayı sonunda bu bütçesinin 5 milyar 662 milyon 220 bin 25 TL’sini harcadığı ortaya çıktı. Başkanlığın elinde Cumhurbaşkanlığı’na bağlandıktan sonra, yılsonuna kadar harcayacak 2 milyar 151 milyon 962 bin TL parası kaldı. Böylece bütçenin yüzde 72’si harcanmış oldu. ğı içinde, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı özel bütçeli, idari ve mali özerkliğe sahip 4 tane ofis kurulmuştu. Dijital Dönüşüm Ofisi, Finans Ofisi, İnsan Kaynakları Ofisi ve Yatırım Ofisi’ne; 2019 Cumhurbaşkanlığı bütçesinden “yardım” adı altında ödenek ayrıldı. Bu kapsamda “Finans Ofisi’ne” 5 milyon TL, “İnsan Kaynakları Ofisi”ne 8.5 milyon TL, “Dijital Dönüşüm Ofisi”ne 70 milyon TL, “Yatırım Ofisi”ne ise 150 milyon TL bütçe ayrıldı. Böylece 4 “Başkanlık Ofisi” için 2019 bütçesinden ayrılan para 233.5 milyon TY’ye kadar vardı. Bu miktarın 2020 yılında 245 milyon TL’yi, 2021 yılında ise 280 milyonu geçmesi bekleniyor. l ANKARA SEYFETTİN METE Çorum Şeker Fabrikası’nda ızgaranın takılmaması üzeri ne, 2 çocuk babası Kenan Öztuna, dengesini kaybederek kaynar şe ker şerbeti çukuruna düştü. Ağır ya ralanan Öztuna’nın hayati tehlike si devam ediyor. Ankara Numune Hastanesi’ne sevk edilen Öztuna, bu rada birkaç gün te davi gördükten sonra ailenin kala cak yeri olmadığın dan tekrar Çorum’a Kenan Öztuna gönderilerek Hitit Üniversitesi has tanesinde yoğun bakımına alındı. Olaydan sonra fabrikadan herhan gi bir yetkilinin aileyi aramadığı be lirtildi. Daha önce fabrikada çalışan işçiler, kazanın tedbirsizlik yüzün den yaşandığını vurgulayarak “Bu işçi eylül ayında işe alınıp tehlike li bir alanda çalışmaya başlatılmış. Kaynar şeker kazanının üstünde ız gara yokmuş. Izgara olsa bu durum yaşanmazdı” dedi. l ÇORUM Utandıran birincilik Türkiye, Avrupa’da en faz la iş cinayetinin yaşandığı ülke konumunda. Avrupa Birliği’nin resmi istatistik ofisi Eurostat verilerine göre 2015 yılında AB üyesi ülkelerde meydana gelen iş kazalarında ölen toplam işçi sayısı 3 bin 710. En fazla ölüm ise 595 kişiyle Fransa’da meydana geldi. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2015’teki verilerine göre Türkiye’de meydana gelen 241 bin 547 iş kazasından 1252’si ölümle sonuçlandı. Rakamlar Türkiye’de her gün en az 3 işçinin hayatını kaybettiğini gösteriyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre Türkiye’de 2017 yılında en az 2006 işçi yaşamını yitirdi. l Haber Merkezi Ölen işçiyi sordular 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, hafta sonu şantiyedeki bir rögarda bir işçinin cesedinin bulunmasının ardından dün Tophane Çalışma ve İş Kurumu Genel Müdürlüğü önünde bir araya geldi. Dev Yapı İş Genel Sekreteri Nihat Demir, “Görevliler cinayeti örtbas et meye çalıştı. Tanık işçilerin telefonları alınarak kayıtlar silindi” dedi. HDP Milletvekili Züleyha Gülüm yetkililere ulaşamadıklarını anlattı. Şantiyenin Pier 4 bölgesinde, dün bir işçi daha iskeleden düşerek yaralandı. Adı açıklanmayan işçi hastaneye kaldırıldı.l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle