15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 19 Ekim 2018 EDİTÖR: Gürer mut TASARIM: ilknur filiz ‘Erdoğan, krizi kullanıyor’ haber 9 Times, Erdoğan’ın Sünnilerin lideri olmak için Kaşıkçı krizini yönettiğini öne sürdü İngiliz Times gazetesi, Kaşıkçı krizi sonrası TürkiyeSuudi Arabis tarak ve sadece Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın tan ilişkilerini ve Cumhurbaşkanı olayla ilgisi olmadığını gösterecek dü Erdoğan’ın izlediği politikayı yorumla zeyde kanıtı paylaşarak karşılığında dı. Gazeteye göre Erdoğan krizi, “Sün Riyad’dan taviz vermesini talep edebi nilerin lideri olduğu” iddiasını pekiştir lir. Bu belki, Ankara’nın müttefiki Ka mek için kullanıyor. Times’ın Ortado tar ile Suudi Arabistan arasındaki soru ğu muhabiri Richard Spencer’ın imza na yönelik bir talep olur. İkinci avantaj sını taşıyan haberde, “Sızdırılan haber ise daha geniş kapsamlı. Erdoğan, ken ler acımasız” denildi. Spencer, Türki disini Osmanlı İmparatorluğu’nun mi ye’deki gazetelerde yayımlanan haber rasçısı, Türkiye’yi de Sünni dünyanın lerin Kaşıkçı’nın nasıl öldürüldüğüne Spencer’a göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan delilleri kullanarak Riyad’dan taviz isteyebilir. doğal lideri olarak görüyor. Son yüz yönelik olduğunu, Emniyet yetkililerin yılda bu rol, kendisini ‘İki kutsal kent den ise bu konuda resmi hiçbir açıkla si anlaşılabilir bir durum. Daha az net le Suudi Arabistan’a acı çektirdiği ve Mekke ve Medine’nin koruyucusu’ ola ma yapılmadığına dikkat çekiyor. olan ise dünyayı neden bu şekilde ge Riyad’ın da küçük düştüğü görüşünde. rak nitelendiren Suudi Arabistan Kra ‘Danışmanlar sızdırıyor’ lişmelerden haberdar ettiği. Cumhur Spencer ayrıca, “Erdoğan’ın elindeki lı’nındı. Şimdi ise bu ahlaki otorite lebaşkanı, neler yaşandığına dair bilgi kartları nasıl kullanmak istediğini hâlâ kelenmişe benziyor. Erdoğan da bunun Spencer yaptığı değerlendirme leri günler önce kamuoyuyla paylaşa bilmiyoruz. Stratejisinin iki muhtemel üzerine gidiyor. Yine de Müslümanla de, haberleri sızdıranların Erdoğan’ın bilirdi ama bunu yapmadı” dedi. avantajı var; birincisi, Suudileri içine rın çoğu, ülkelerinin, krizlerin siyasi danışmanları olduğunu belirterek “Erdoğan’ın Suudi bir muhalifin Türk ‘Riyad’la anlaşabilir’ düştüğü sefil durumdan çıkarmak için kazanç için istismar edilmediği modern bu ülkeyle anlaşma yapabilir. Türkiye bir dünyanın parçası olmasını istiyor” Ormanda aramatopraklarındaöldürülmesineöfke Times yazarı, Erdoğan’ın bu yöntem soruşturmanın tüm detaylarını gizli tu ifadelerine yer verdi. Suudi Başkonsolos’un konutunda ve belirlenen alanlarda arama başlatıldı ‘İfade özgürlüğüne ihtiyaç var’ Washington Post gazetesi, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na girdiği 2 Ekim’den bu yana kayıp olan gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın son köşe yazısını yayımladı. Köşe yazısının Kaşıkçı’nın kaybolmasından önce yazıldığı açıklayan gazete, yazının 3 Ekim’de tercümanı ve yardımcısı tarafından gönderildiğini belirtti. Yazının bugüne dek Kaşıkçı’nın yeniden ortaya çıkacağı umuduyla yayımlanmadığı vurgulandı. “Arap dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu şey ifade özgürlüğü” başlıklı yazıda Kaşıkçı, Arap ülkelerinin hükümetlerine medyayı susturmak için tam yetki verildiğini iddia ediyor. ‘Halka yalan söyleniyor’ Suudi gazeteci son yazısında, “Araplar ya gelişmelerden habersiz ya da yanlış bilgilendiriliyorlar... İşin üzücü yanı, bu durum değişmeyeceğe benziyor. Arap dünyası 2011’in sonbaharında umut doluydu. Ancak tüm beklentiler kısa sürede yerle bir oldu. Arap toplumları eski statükoya geri döndüler, hatta daha öncekilerden de zorlu koşullarla yüzleştiler. Mısır hükümetinin Al Masry Al Youm gazetesini toplatmasına, hiçbir tepki gelmiyor. Tüm bu eylemler uluslararası toplumun da tepkisini çekmiyor. Bunun yerine, kınamayı tetikleyebilecek faaliyetleri, sessizlik izliyor. Katar hükümeti, komşularının ‘eski Arap düzenini’ desteklemek için bilgi akışını kontrole dayalı çabalarının aksine, dış haberlere yönelik yayınlarını sürdürüyor. Basının ‘kısmen özgür’ olarak nitelendirildiği Tunus ve Kuveyt’te bile medya Arap dünyasının yüzleştiği sorunlara değil, iç gelişmelere odaklanıyor. Basın özgürlüğü konusunda Arap dünyasının en iyisi olan Lübnan bile kutuplaşmanın ve İran yanlısı Hizbullah’ın etkisinin kurbanı oldu” ifadelerini kullandı. l BBC ‘Çölün Davosu’na büyük boykot Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gelecek hafta düzenlenmesi planlanan yatırım konferansına Batı’nın boykotu giderek genişliyor. Kaşıkçı’nın İ kaybolmasıyla başlayan boykota dün de Fransa, İngiltere ve Hollanda’dan destek geldi. Konferans öncesi Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire dün bir açıklama yaparak “Mevcut koşullar Riyad’a gitmemi engelliyor” ifadelerini kullandı. Hollanda Maliye Bakanı Wopke Hoekstra da konferansa katılmayacağını ilan etti. İngiltere Ticaret Bakanı Liam Fox da Riyad ziyaretini iptal ettiğini açıkladı. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Riyad ziyaretini iptal ettiğini açıkladı. Mnuchin’in, bu kararı Trump ve Dışişleri Bakanı Pompeo ile görüştükten sonra aldığını söylemesi dikkat çekti. Suudi konsolos kayıp Salı günü tarifeli uçakla ülkesine giden Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed Uteybi, Suudi Havayolları’nın dün 15.00’te kalkan uçağına bileti olmasına karşın binemedi. Trump: KAŞIKÇI ölmüşe benziyor ABD Başkanı Donald Trump, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı hakkında, “Kaşıkçı kesinlikle ölmüşe benziyor, bunun sonuçları ağır olacak. Bu çok kötü bir durum. Soruşturmanın sonuçlarını bekliyorum” dedi. l REUTERS Konsolosluktaki çalışmaların ardından, ekipler topladıkları delilleri binanın arka girişinde bulunan kapısından çıkardı. Kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın parçalanarak öldürüldüğü iddialarının ağırlık kazanmasının ardından güvenlik kaynakları Kaşıkçı’nın cesedine ait parçaları bulabilmek için Belgrad Ormanı’nda arama başlattığını duyurdu. Güvenlik güçleri olay günü konsolosluktan çıkan araçların Belgrad Ormanı’na gittiği ihtimali üzeride araştırmalarını burada yoğunlaştırdı. Ormana gelen ekip BM’ye ‘Kaşıkçı’ çağrısı Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Sınır Tanımayan Gazeteciler ve Gazetecileri Koruma Komitesi, BM Genel Merkezi’nde düzenlediği ortak basın toplantısında, Kaşıkçı’nın akıbetinin aydınlatılması çağrısı yaptı. Gazetecileri Koruma Komitesi Direktör Yardımcısı Robert Mahoney, “Türkiye, şeffaf bir soruşturma lil torbalarının çıkarılışı sırasında, polis memurlarının üzerindeki kırmızı lekeler dikkat çekti. İlk olarak kan olarak değerlendirilen lekelerin, incelemelerde kullanılan kimyasal maddelerden kaynaklandığı öğrenildi. Başsavcılık’tan açıklama İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cemal Kaşıkçı soruşturmasına ilişkin yazılı bir açıklama yayımlayarak, “Olay ler, tüm kamera kayıtlarını toplarken, için BM’den destek almalı. BM’nin so mahallinin diplomatik misyon temsil içeride de arama yaptı. Kamera kayıtla ruşturmaya müdahil olması Suudi Ara ciliği olması sebebiyle Türkiye Cum rının incelenmesinin ardından polisin bir delil bulabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Soruşturma kapsamında Yalova’daki bir çiftlikte de gerekli görülmesi halinde kazı yapması bekleniyor. Konsoloslukta inceleme bistan’ın aklanmasına ya da diğer hükümetlerin Riyad’la kârlı iş ilişkilerini korumak için konuyu örtbas etme girişimlerine karşı en iyi güvence” değerlendirmesinde bulundu. İnsan Hakları İzleme Örgütü BM Direktörü Louis Charbonneau ise Kaşıkçı ‘cinayetini’ soruşturan TürkSuudi çalışma grubunun Suudi huriyeti Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Suudi Arabistan Krallığı yetkili temsilcilikleriyle gerekli yazışmalar yapılmış ve kriminal incelemeler için izin verilmesi talebinde bulunulmuştur. İzin talebinin Suudi Arabistan Krallığı yetkili makamla Kaşıkçı’nın parçalanarak öldürül Arabistan’ın inkârları karşısında ilerleme rınca kabul edilmesinin ardından aynı düğü iddialarının ağır kazanması kaydedemeyeceğini savundu. l AA gün arama, el koyma ve inceleme ka nın ardından olay yeri inceleme ekip rarı alınmıştır. Olay yeri inceleme eki leri dün saat 24.00 sıralarında Suu lilleri binanın arka girişinde bulunan bi konsolosluk binası/konutu ve kon di Arabistan’ın İstanbul Başkonsolo kapısından çıkardı. Konsolosluk’ta ya solosluk araçlarında gerekli işlemle su Muhammed el Uteybi’nin konutun pılan aramalarda çok sayıda delil elde re başlamıştır. Soruşturma uluslararası da, 14 saat süren yeni bir arama başla edildiği görüldü. Torbalara konulan bir hukuk ve sözleşme hükümlerine riayet tıldı. Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim’de girip çok delil incelenmek üzere Emniyet’e edilerek tüm boyutlarıyla yürütülmek kaybolduğu başkonsolosluk binasında götürüldü. İkinci kez yapılan arama tedir. Soruşturma sürecinde, ilerleyen 15 Ekim’de polisler 9 saat 10 dakikalık da konsolosluğa ait araçlarında tek tek aşamalarda gerektiği takdirde kamuo arama yapmıştı. Uzun süren çalışma arandığı öğrenildi. Konsolosluk bina yunu bilgilendirici açıklamalar yapıla ların ardından, ekipler topladıkları de sında yapılan aramaların ardından de caktır” ifadelerine yer verildi. Yargıda Brunson eşitsizliği ABD’li rahibe yurtdışına çıkış izni verilirken, benzer durumdakilere izin verilmiyor ALİCAN ULUDAĞ İzmir’de yargılandığı mahkeme tarafından 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Rahip Andrew, Brunson’un yurtdışı çıkış yasağının kaldırılması, yargıda eşitsiz bir manzarayı ortaya çıkardı. Brunson aldığı ceza sonrası ABD’ye giderken benzer durumda olan Türk vatandaşları yurtdışına çıkamıyor. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet davasında yargılanan eski yazar ve yöneticilerimize gazetecilik faaliyetlerini suçmuş gibi gösterip “örgüte yardım” suçundan çeşitli hapis cezaları verirken, yurtdışı çıkış yasaklarını kaldırmadı. Hatta davada beraat eden Bülent Yener ve Turhan Günay, pasaportlarının iade edilmemesi nede niyle yurtdışına çıkamıyorlar. Ayrıca İs bileceğini belirterek “Ben yargının eşit tanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi Murat yürümesi gerektiğine inanan birisiyim. Aksoy ve Atilla Taş’a “örgüte yardım et Bunu her zaman söylerim. Yargı herke mek” suçlamasından hapis cezası vere se eşit olmalı. Rahip Brunson’ın cezası rek, her iki isime yurtdışına çıkış yasağı yarın artırılsa ne yapacaksınız? ABD’ye şeklinde adli kontrol kararı uygulandı. cezayı infaz mı et diyeceksiniz? ABD, ‘Adalet eşit uygulanmalı’ Brunson benim kahramanım diyor. Brunson’ın Yaşanan eşitsizliği eleşti gitmemesi lazım ren ceza hukukçusu Prof. dı. Gitti mi? Benzer Dr. Ersan Şen, “Yar durumda olanlara gı herkese eşit olmalı. adaleti eşit uygu Benzer durumda olan layacaksın. Örne ları adaleti eşit uygula ğin Atilla Taş’ı ne yacaksın” ifa den tutuyorsun?” desini kullan değerlendirmesini dı. Şen, ben yaptı. zer örneklerin artırıla Atilla Taş Brunson l ANKARA Ara Güler bize ne anlattı? Sanat, doğası gereği sol damarlardan beslenen bir kavramdır. Sanatçı dediğiniz iktidarlarla iyi geçinmez. Tabulara kafa tutar. Kuralları, yasaları sorgular. Egemenlere boğun eğmez, onlara hep kuşkuyla bakar. Zenginden değil fakirden, ezenden değil ezilenden yana olur. Yapma denileni yapar, kurcalama denileni kurcalar. Ve tüm dünyada özgür sanata ve sanatçılara sağcılardan çok solcular sahip çıkar. O yüzden bir sanatçı kötü şöhretli bir iktidarla flört ettiğinde hep şaşırırız. Gücünü kötü kullanan muktedirlerin sofralarına oturan, onların ağızlarıyla konuşan, muhalefete sırtını dönen, ezilenin değil ezenin yanında yer alan, hayata soldan değil sağdan bakan sanatçılar her zaman kafa karıştırırlar. İşte Ara Güler öldü ve bizim kafamız yine karıştı. Gezi olayları sırasında takındığı tavırlar ve söylediği sözlerle onu bir idol olarak gören birçok insanın kalbini kırması, birçoğunun da kalbine gölge düşürmesi, ölümünün ardından birçok farklı şey söylenmesine, serzenişlere, tartışmalara yol açtı. Ara Güler hem İstanbul’un hem de bu ülkenin tarihidir. Üstelik de en önemli tarihi. Sadece makinesiyle çektiği fotoğraflarla değil, hayatıyla ve duruşuyla ve tercihleriyle de bize bir şey anlatır. Onlardan ne anlayacağımız bizim meşrebimize bağlıdır. Ara Güler’in büyük bir sanatçı olması, birçok önemli fotoğrafın altında onun imzasının bulunması, bu coğrafyanın belleğini oluşturan karelerle tarihi kayda geçirmesi bir yana... Gazeteciliği ve son zamanlarda iktidarla yaşadığı yakın ilişkileri, bize görmek istemediğimiz, duymak istemediğimiz bir hikâyeyi, bizim kendi ülkemizin ve aydınımızın hikâyesini birçok farklı açıdan anlatır. Ara Güler’in “Yeryüzünde Yedi İz” adlı fotoğraf kitabında “Gümüş Bastonlu Dali” başlıklı bir yazısı vardır. O yazıda Ara Güler, İspanya İç Savaşı sırasında faşist lider Franco’nun yanında yer almış, politik tercihleriyle birçok sanatseveri hayal kırıklığına uğratmış olan Dali’nin fotoğraflarını çekerken onunla ilgili izlenimini bize şöyle aktarır: “Öyle bir adam ki, gümüş bastonunu uzatıp gözüne saplar, sonra seni kurutur, resimlerindeki erimiş saat gibi balkonun köşesinden bir havlu gibi sarkıtır. Başını kertenkele, bedenini iguana yapar; arka planda kurumuş kalmış bir iskelet de olabilirsin... Hiçbirini yapamazsa seni İsa gibi çarmıha da gerebilir ve tepeden bakmaya başlar.” Dali, görüşmeleri boyunca aslında Ara Güler’e karşı küstah ve kibirlidir. Ama Ara Güler onun bu kibrini ve küstahlığını kişisel olarak üzerine alınmaz; aksine çektiği fotoğraflara yansıtabilmek için o kibre ve küstahlığa odaklanır. Onu anlamaya ve en net, en etkili bir biçimde çektiği karelere yansıtmaya çalışır. Benim önerim, siz de o Ara Güler’in o muhteşem fotoğraflarına bakıp bu ülkenin hazin tarihini anlamaya çalışın. Onun hayatında gördüğünüz çelişkileri, aklınızı karıştıran, kalbinizi kıran meseleleri kişisel olarak almayın. Enis Batur o kitabın önsözünde “Şehrinin, ülkesinin en ücra köşelerine dek uzandığını, en büyük tarihsel kişiliklerden, en uç toplumsal tabakaların temsilcilerine dek objektifini her noktaya bir namlu gibi çevirdiğini gördüğümüz, bildiğimiz bu büyük usta”nın dünyaya da aynı merak, gözü peklik, had hudut tanımayan bir ilgiyle açıldığını anlatırken bize de çok önemli bir reçete verir. Ara Güler’in kişisel tarihindeki politik meseleler üzerine ne düşünürseniz düşünün... ama asıl çektiği fotoğraflara bakın. Uzun uzun ve dikkatlice bakın. Bakın ve Ara Güler’in kim olduğunu unutup kendinizi, kim olduğunuzu, neye dönüştüğünüzü, şu son 70 yıl içinde yaşadığınız ülkeye neler olduğunu, bu coğrafyanın neye dönüştüğünü düşünün. O ara sokaklar, ahşap evler, doklar, mavnalar, kaldırımlar, çocuklar... O yorgun ve yılgın insanlar... Üzerlerine düşen loş ışıklar, gölgeler ve karanlıklar ve aydınlıklar o fotoğraf karelerine boşuna hapsolmadılar. O fotoğraflar... Üzerlerinden zaman geçsin ve biz onlara bakalım ve bir şeyler anlayalım diye o anda donup kaldılar. Sanat işte bunun için vardır. Sanatçının kişisel hayatı teferruattır. İnfaz timindeki teğmenin şüpheli ölümü Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı konsolosluk binasında öldürdüğü öne sürülen ekiple ilgili bir yeni bir iddia da Yeni Şafak gazetesinde ortaya atıldı. Kaşıkçı’nın öldürülmesinde rolü olan 15 kişilik infaz timinde yer aldığından şüphelenilen Teğmen Meşal Saad el Bostani’nin (31), Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ta şüpheli bir trafik kazasında yaşamını yitirdiği öne sürüldü. Bostani’nin, 2 Ekim’de özel jetle İstanbul’a gelenlerden biri olduğu belirtiliyor. Emniyet kaynaklarından verilen bilgiye göre Bostani, Wyndham Grand Hotel’de kaldıktan sonra yine özel jetle saat 21.46’da Türkiye’den ayrılmıştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle