15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 milyar Avro yatırım DOLAR Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Başkanı Suma Chak rabarti, bu yıl Türkiye’de EKONOMİ kiyatırımlarının1milyar 5.5880 Avro’ya ulaşacağını söyledi. 9.9 kuruş AVRO 6.4270 14.3 kuruş FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 25.80 0.72 puan 97.453 1.538 puan 1472.85 31.24 lira 218.82 5.84 lira Cuma 19 Ekim 2018 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 Zamlar emekçi ileafiavleteu4ndirnkaoisşeğıilla2eikl8kg4tarziTkL KOBİ’yi iflasa götürecek MIT’ninyapayzekâ üniversitesi, Çin ve Yılbaşından bu yana elektrik fiyatlarına yüzde 72, gaza yüzde 112 zam yapılırken asgari ücret sadece yüzde 14 arttı. Zamlar en çok dar gelirli ve küçük işletmeleri vuracak Bu yıl içinde elektriğin fiyatı farklı tüketici grupları için yüzde 45 72.3, doğal gazın fiyatı yüzde 29.5 112.5 oranlarında arttı. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu’nun ‘Elektrik ve Doğal Gaz Fiyatları ve Zamları İnceleme Raporu Ekim 2018’e göre, elektrik ve doğal gaz zamlarının etkisi ile yıllık enflasyonun yüzde 30’ları aşması şaşırtıcı olmayacak. Hayat pahalılığından ezilen çalışanların ücretleri en az yüzde 40 artırılmalı, asgari ücret vergi dışı bırakılmalı. Rapora göre asgari yaşam standardındaki dört kişilik bir ailenin aylık doğal gaz ve elektrik faturası başkent Ankara’da en az 284 TL’ye varıyor. Bu tutar, 1.603,12 TL olan asgari ücretin yüzde 17.7’sini oluşturuyor. Makina Mühendisleri Odası raporunda şu tespitlere yer verdi: Seçimlerle ertelendi Elektrik perakende satış tarifelerinde artışlar 2016 ilk çeyreğinden itibaren 24 Haziran seçimlerine kadar sınırlı tutuldu, seçimlerden sonra ise büyük artışlar yapıldı. Doğal gaz fiyatları da 2015’te sabit tutulmuş, 2016 Ekim’de yüzde 10 indirilmiş, 2017’de artırılmamıştı ancak, 24 Haziran seçimleri sonrasında artışlar zirve yaptı. 4 24 Haziran sonrası art arda gelen zamlar, 2016 ilk çeyreğinden itibaren, AKP’nin seçimleri kazanması için ertelenen zamlardır. 1 Temmuz’da açıklanması gereken elektrik tarifelerinin 1 Ağustos’a ötelenmesinde; 24 Haziran günü birinci turu yapılan ve 8 Temmuz’daki ikinci tura kalabileceği varsayılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin etki li olduğu düşünülüyor. 4 Zam oranlarının yüksek oluşunun diğer bir nedeni de, doğal gazın nerede ise tamamının ithal ediliyor olması ve elektrik üretiminde, ithal kaynakların (doğal gaz ve ithal kömür) yüzde 50’yi aşan payı. TL’nin yabancı paralar karşısında yaşadığı yüksek oranda değer kaybı, ithal kaynaklara dayalı elektrik üretim maliyetlerini artırıyor. Petrol fiyatlarındaki yukarı doğru hareket, doğal gaz fiyatlarında da artışı tetikleyecek. Tüketiciye kötü haber 4 1 Ekim 2018 itibarıyla 2017 Eylül’e göre en yüksek oranda artış, son üç aydaki zamların sonucunda yüzde 72 ile sanayi elektrik fiyatında oldu. 4 Mesken elektrik fiyatı yüzde 44.2, Başkent Gaz abone satış fiyatı yüzde 38.6, BOTAŞ serbest tüketici satış fiyatı yüzde 29.5 arttı. Son bir yıl içinde resmi tüketici enflasyonu yüzde 24.52, üretici fiyat endeks artışı yüzde 46.15 oldu. Üretici fiyat endeksinin bu denli yüksekliğinin gelecek aylarda tüketici fiyatlarına olumsuz etkisi olacak. 4 Asgari ücretteki artış yüzde 14.2, memur emekli maaşındaki artış yüzde 14.8 ile sınırlı kaldı. Bu da, ücretli çalışanların zaten yeterli olmayan ücretlerindeki artışın fiyat artışlarına kıyasla çok sınırlı kaldı. Yaşamlarını birçok zorluklara göğüs gererek ve zorunlu harcamalarını bile her geçen gün daha da kısarak yürütmekte olan ücretli çalışanların ve küçük özel işletmelerin bu fiyat artışlarından ve bu artışların gelecek dönemde yaratacağı olumsuzluklardan en çok etkilenecek kesimler olacağı açık. l Ekonomi Servisi Enerjide vergiler inmeli TMMOB Maki na Mühendisle ri Odası Başka nı Yunus Yener, enerji sektörün deki sorunların çözümü için atılma sı gereken adımları şöyle sıraladı: 4 Enerjideki dışa bağımlılık Türkiye için ciddi boyut lara ulaştı. Ön ce enerji ve rimliliği için ya Yunus Yener tırım yapılmalı. Mevcut tesislerin verimliliği artırılmalı. 4 Enerji kullanımını azaltan, enerjiyi verimli kullanan, enerjiyi yerli ve yenilenebilir kaynaklardan, yurt içinde üretilen ekipmanlarla temin eden bir paradigmaya geçiş sağlanmalı. 4 Doğalgaz ve elektrikte mesken aboneleri için maliyet unsuru olan yüzde 18 KDV oranı düşürülmeli. 4 Elektrik fiyatlarını artıran, mesken abonelerinin sırtına yıkılan ve kamu yararına değil siyasi iktidarın yayın organı olarak çalışan TRT’ye zorunlu ödenen paylar kaldırılmalı. 4 Düşük gelirli konut tüketicileri için doğalgaz satış fiyatlarında sübvansiyon sağlanmalı, enerji yoksunlarına ise bedelsiz elektrik ve doğalgaz desteği verilmeli. Mustafa Yılmaz Sanayici falcı değil Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz’ın “OSB’ler enerji maliyetlerini iyi yönetsin, kendi modellerini ve yöntemlerini geliştirsin” söylemine, Organize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) Başkan Vekili ve İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Başkanı Hilmi Uğurtaş tepki gösterdi. Uğurtaş, “Serbest piyasa şartları bu’ diyerek kenara çekilmek, sanayiciyi karanlıkta ışıksız bırakmaktır. Bu şartlarda, bu öngörüleri tam ve doğru yapabilmek için sanırım falcı olmak gerekiyor. EPDK’nin bile öngörmediği sapmaları sanayici nasıl tahmin edebilir?” diye sordu. l İZMİR / Cumhuriyet Artık dayanma gücü kalmadı Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Asgari ücretlinin dayanma gücü kalmadı. Bununla ilgili gelecek hafta başında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile randevumuza gideceğiz. Bakanla hafta içinde bu konuyu konuşup kamuoyunu bilgilendiririz” dedi. Atalay, “Bu ülkede ekonomik sıkıntı var. Kriz, ekonomik sıkıntı, dolar, adına ne derseniz deyin, bir sıkıntı var. Bu sıkıntılardan istifade eden de oluyor, bedel ödeyenler de oluyor. Kâr edenler de oluyor, zarar edenler de oluyor. Şimdi işsiz, asgari ücretli ve emekli en çok zarar edenler” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Jacob Kirkegaard’a göre, TL değer kazanmadıkça, işyerleri kapanacak Türkiye krizin başında Erol Bilecik Berat Albayrak Albayrak: Dalgalanma durdu Enflasyon zirve yaparken, işsizlik çift haneye demirlerken ve firmalar peş peşe konkordato ilan ederken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, uluslararası piyasadaki Türkiye’nin risk priminde önemli bir düşüş, önemli bir iyileşme görüldüğünü belirterek, ekonomideki dalgalanmanın durduğunu öne sürdü. TÜSİAD ev sahipliğinde düzenlenen Çin’in Kuşak ve Yol girişiminin iş dünyası ayağı olan BRICA (Kuşak ve Yol Sanayi ve Ticaret Birliği) Zirvesi’nde konuşan Al bayrak, Türkiye’nin kaynak sağlama sorununun bulunmadığını, doğru yolda olduklarını anlatarak, dünyada korumacılığın arttığını, Türkiye olarak korumacılığa karşı olduklarını dile getirdi. Albayrak, bankacılık sektörünün güçlü sermaye yapısının da muhafaza edileceğini sözlerine ekledi. TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, Çin’in artık küreselleşmenin bayraktarlığını yaptığını belirterek Kuşak ve Yol Projesi’nin sadece dünyanın ticari seyrini değil, ticaret tarihinin de seyrini değiştire cek güce sahip olduğunu söyledi. Bilecik, iki ülke arasında ticaret hacmi giderek artsa da Türkiye aleyhine büyük bir dengesizlik olduğuna ve Çin’den Türkiye’ye potansiyelin çok altında doğrudan yatırım geldiğine dikkat çekerek, Çinli iş insanlarına Türkiye’ye yatırım yapmaları çağrısında bulundu. Bilecik, projenin beşinci yılında muhtelif belirsizlikler ve şeffaflık sorunlarının da bulunduğuna, ancak bunun bir miktar da doğal olduğuna işaret etti. l Ekonomi Sevrisi Uluslararası Ekonomi Peterson Enstitüsü uzmanlarından Jacob Kirkegaard Türkiye’de iflasların peşi sıra geleceğini, buna bankaların da dahil olduğunu söyledi. Jacob Kirkegaard, Amerika’nın Sesi’ne şu açıklamaları yaptı: n Türkiye uzun sürecek yüksek enflasyonla karşı karşıya. Enerji ve gıda tedariğini önemli ölçüde dışardan karşılayan bir ülkede döviz kuru yükseldiğinde olan bu. Bu durum tüketiciye de yansıyor. Bu da orta sınıf Türkler için ekonomik sıkıntı demek. Krizin henüz başındayız. Gelecek dönemde beklenmedik şeyler olabilir. TL önemli ölçüde değer kazanmadıkça, iş yerleri kapanacak, borç ödeme zamanı geldiğinde iflas edenler olacak. Bu bazı Türk bankaları için de geçerli. Esnaf ucuza satmaz n Yükselen döviz kuru sebebiyle artan fiyatları güç kullanarak aşağı çekmeye çalışmanın işe yaramadığını ekonomik kriz tarihindeki örneklerden gördük. Yüksek enflasyonun siyasi alanda bazı sonuçları da olacak. İşe yararsa da bu pek çok iş yerinin iflas etmesi anlamına gelecek. En vatansever esnafın bile malını satın aldığı fiyattan daha azına satabilmesi zor. Öte yandan 2008 krizini doğru tahmin eden Nouriel Roubini, bir sonraki krizi 2020’de beklediğini açıklamıştı. Amerikalı iktisatçı Jesse Colombo da bir sonraki krizi 2020’de beklediğini duyurdu. l Ekonomi Servisi Jacob Kirkegaard Türkiye... Aynı zaman dilimi içinde kimin neler yaptığına göz atmak önemli. Özellikle bir iddianız varsa. Bireyler için olduğu kadar, ülkeler için de... Aslında ülkeler açısından bu kıyaslama daha da önemli; çünkü bireyin başarısı, içinde yaşadığı ülke koşulları; hedefleri ve ülkenin iddiası ile yakından ilişkili... Dünya Ekonomi Forumu geçen günlerde 2018 yılı Küresel Rekabet Gücü Raporu’nu açıkladı. Detaylara girmeden önce küçük bir açıklama yapalım. Rekabetin sözlükteki tanımı: “aynı işi yapan kimseler ya da kuruluşlar arasındaki daha iyiye ulaşma, daha iyi sonuç alma yarışması”. Bu yıl, 85.6 puan ile ABD’nin ilk sırayı, 34.5 ile Çad’ın son sırayı aldığı 140 ülkenin ayrıntılı değerlendirmeleri var raporda. Kim hangi alanlarda ne kadar başarılı, kim değil... Bölgesel karşılaştırmalar, sıçrama yapıp öne çıkanlar, oldukları yerde sayanlar... Türkiye’nin yeri; 61.6 puan ile 61. sırada ve geçen yıla göre 3 sıra düşmüş durumda. Küresel rekabet raporu Bu yıl Küresel Rekabet Gücü Endeksi yanına “4.0” da eklenerek açıklandı. Sanayi 4.0’ın önemine atıfta bulunarak. Tıpkı küreselleşme gibi Sanayi 4.0 da bir olgu ve kaçmanın reddetmenin bir anlamı yok. Oyun çoktan başladı çünkü... Ekonomilerin güçlendirilmesi için yeni kaldıraçlar söz konusu. Yapay zekâ, dijital teknolojiler, bulut teknolojisi... Ama aynı zamanda nitelikli insan sermayesi ve fikirleri katma değerli ürüne dönüştürücü inovasyon yapabilme becerisi; buna dünya pazarlarında müşteri bulabilmek... Hepsi bütünün parçaları. Konu sadece teknolojiyi doğru ve yerinde kullanmak değil... Paran varsa ithal et, kullan... Ama ya ülkede yaşayan insanlar, gençler... Aynı zamanda iş, aş meselesi de... Bunun taşlarını önceden döşemek gerekir; günü kurtarma politikaları ile yapılamaz mümkün değil; zaten olmadığını da görüyoruz ülke olarak.. Dönelim rapora... Bu yıl yeni göstergeler de eklenmiş ülke puanlarına: girişimcilik kültürü, şirketlerin yıkıcı fikirlere karşı nasıl pozisyon aldığı, eleştirel düşünme yeteneği, liyakata verdiği önem, sosyal güven ortamı ilk bakışta gözüme çarpanlar... Başka ne diyor? İstediğin kadar teknolojiye yatırım yap, sen kendi insan gücüne yatırım yapmadığın, onu dijital becerilerle donatmadığın takdirde arpa boyu yol alamazsın... Rapor başka neleri gösteriyor? Rekabet gücü ile gelir düzeyi arasında güçlü bir ilişkinin olduğunu örneğin. İlk 20 ülkelik dilim içindekilerin hepsi zengin ülkeler. İlk 40 içine bakınca örneğin Malezya’nın 25., Çin’in 28. olduğunu görüyoruz. Konu araştırmaya, ArGe yatırımlarına gelince, bakıyoruz Çin tüm ülkeleri sollamış, zengin ülkeleri bile geçmiş... Hindistan da pek geri kalmamış.. Çin, tüm dünyada 1 milyar dolar ve üstü değerdeki özel şirketlerin yüzde 33’üne ev sahipliği yapıyor. 2014 yılında bu oran yüzde 12 imiş. Çin’e biraz daha yakından bakalım. Dünyanın önde gelen bilim dergilerinden biri olan Nature’ın yayımladığı 2018 Nature Endeks’in Yükselen Yıldızlar bölümünde tüm dünyadan 8 bini aşkın araştırma yapan kurum ve üniversite incelenmiş. İlk 100’deki araştırma merkezleri ve kurumların içinde 51’i Çin kurumları... Yani yüksek kalitede araştırma pastasında Çin’in ağırlığı hızla artıyor. Bu bilmem size bir şey ifade ediyor mu? MIT’nin yapay zekâ üniversitesi Küresel Rekabet Endeksi’nin birincisi ABD. Geçmiş yıllarda hep ilk 3’te yer aldı. Neden mi? Sadece küçük bir örnek... Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), yapay zekânın evrimine ve etik uygulamalarına destek vermek için yeni bir fakülte kuruyor. Eylül 2019’da MIT kampusunda açılacak. 1 milyar dolarlık kaynak ayırdı ve bunun 350 milyon dolarını üstlenecek bir bağışçı buldu bile. Merkezle birlikte MIT bünyesindeki diğer fakültelerde yapay zekâ ve bilgi işleme odaklanacak 50 yeni pozisyon da oluşturulacak. Anlayacağınız konu para değil. Konu gelecek vizyonu. O vizyonu oluşturur, ekosistemini kurarsan oluyor. Bunu ABD hep yapıyordu. Tamam ama bir dönemin yoksul Çin’i de yapıyor. Böyle yaptığı için basamakları tırmanıyor. Bizim yaptığımız ise basamakları geri inmek... Sivil toplumun gelişimi demokrasi için önemli Sabancı Vakfı, Hibe Programı kapsamında destek verdiği sivil toplum kuruluşlarını Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın ev sahipliğinde gerçekleşen “Ekim Zamanı Deneyim Paylaşım” toplantısında buluşturdu. Sabancı Vakfı, 11 yılda 148 projeye 20 milyon TL hibe desteği verdi. Sivil toplum kuruluşlarının kadın, genç ve engellilere yönelik projelerini destekleyen vakıf, bu yıl projeler içinde eğitime ağırlık verdi. Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, toplumsal sorunlara kalıcı çözümler üretmek için güçlü sivil toplum örgütlerine ihtiyaç olduğunu belirterek, “Sivil toplumun gelişmesi ve güçlenmesi hepimiz için çok önemli, demokrasi için önemli. Bireylerin nitelikli eğitime erişmesinin her şeyin başında geldiğini görüyoruz” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle